Bütün d Er e? e | niz nis dünyayı velveleye and ir? krovazörü “ki” tecrübe edilmek a © hareket etmiştir. ba lin de denize indiri- orazörün ikmali için salışılmıştır. e Onun Oldu, ap ğu yenilikler pek ri İçin tecrübesi birkaç “a *decaktir. a bu gemiden başka diğer bir gemiyi 1931 Zİtanında i inşaya baş- yi Wilhelnşaven na- şti, Aynı sistemden anına e dördüncü gemi- > sene ve İ934 (teni başlanacaktır. İle İygemiden teşekkül ede kövvetter tamamlandığı zamaz bir ny leri müvazenesinde il olacaktır. Yin dört gemi saye- Be izine hakim ola- inle Rusyanın Bal- İ ve e dah tlarından daha çok ba çok mühim işler başka Iskandi- dai silâhlı harp ge- daha çok kuvvetli tan inşası deniz si- O çok derin tesir yayamayor Bu gemi- Yüzünden Fransa ye ve lr inşasına başla- | he tonluk bir zırhiı- ” - SIPariş etmişti. 10,000 tonluk kro- man krovazörlerine Yacağı için on durdurmuştur. sabık müdafaa ! *““Gruner,, in 1930 Yatı anlaşılan gizli ra- İK a cep krovazörleri ii, 000 tonluk krova- €del NN bilirler. Denizcilik nn hemen hepsi, nn hemfikir bu- İN Vay muahe- Yi boğuşması müthiş kü öteki yakalan- kn Halbuki polisler > el silâh bile kimse vurulmadı. ma şiddetli bir Arap yere yu- rin girdi, aralık yetişen polisle z ça apiyı kapadı. ryan *fradından beş ki- : Yakaladığından pek © Muzaffer bir. gülüş N anya hazırlanıyor! tarafından inşa edi- ! torpito veya torpillerin üzerinde esesenresaaresasearsrmesensnssansnsnsessasase, | BAHİSLER evletlerin deniz siyaseti üzerinde tesir icra ediyor... ilyon isterlin mukabilinde inşa cak dört gemi Almanyaya bazı erde hâkimiyet temin edecek minde inşa olunmuştu. Geminin makineleri 50,000 beygir kuvve- tindedir. . Sür'ati saatte 26 mil dir. Şayet gemi 20 mil sür'atle hareket edecek olursa 10,000 mil katedebilir. Sür'at biraz daha azaltılacak O'ursa Doyçland'ın kürrei arzı devretmesine mani kalmaz. Doyçland'ın 11 pusluk gayet seri altı topu vardır. Bunların ber biri 42 ton sikletinde ve 46 kadem tulündedir. Toplar 38,090 yardaya kadar toplarım yetişti- rebilirler. Toplar, Altenvolde de tecrübe olunmuş ve gayet iyi neticeler vermişlerdir. Bunların isabet, ve nüfuz kabiliyeti itibarile de eş- siz oldukları söylenmektedir. Döyçland bu ağır gemilerden başka sekiz altı posluk top, dört 3,4 posluk tayyare topunu muhte- vidir. Geminin zırhları o kadar mükemmeldir ki en ağır toplar, desi mucibince 10,000 ton hac- İ tesir icra etmiyeceği söyleniyor. Doyçland, tecrübeleri ikmal olunduktan sonra Baltık donan- masına çilbak olunacak, ondan sonra .belki de bütün dünyayı do'aşacaktır, Almanyanın Doyçlad sistemin- de dört gemiyi 16 milyon ister- lin sarfederek inşa etmesi, mü- tarekeden evvelki deniz satve- tini yeniden kazanmıya karar verdiğini ispat eder. Moskovada musikimiz Moskovada sonbaharda bir Türk musikisi bayramı yapıla- caktır. Bu müsamereyi Ruslar tertip etmektedirler. Müsamere- de en yeni Türk musikisine ait eserler çalınacaktır. Bunlar ara- sında bir çifte telli ile iki or- kestra eseri vardır. Bunlardan birisi üç karakter parçasından, ötekisi de dört Türk oyun hava- sından müreikeptik ü Kadın! .. Gülü işlü bir macerası — 33 R a a Mükçaye çenem » fa. çıkarken da yakalarsanız!, Jorjöre jökeyi dikkatle süzdü ve Raulü tanıyınca: — Merak etme, dedi, kapıya Flamanı bıraktım, kaçırmaz. — Siz gidip bir baksanız daha iyi olur. Mösyö Jorjöre! Baş müfettiş polislere emir ver- di. Yakalananları (o bağlattırdı.. Barda mevcut öteki müşterilerde bir kenara tıkıldı. Raul, başmüfettişe: — Bir dakika, dedi, adamları nıza emir yeriniz de Arap ile bi- raz görüşmeme müsaade etsinler. Herifi söyletmenin tam zamanı - dır. Jorjöre memnuniyetinden bu- RE İ İ çıkt. İki komşu Memleket gençleri Birbirlerini ziyaret ediyorlar 30 Ağustos şenliği ve deniz yarışları Ereğli hususi muhabirimizden: Geçenlerde Ereğli gençleri, Zonguldak gençliğini ziyarete git- mişlerdi. Bir kaç gün evvel Zon- guldak Halkevi gençlerinden mü- teşekkil kırk kişilik bir kafile E- reğlili kardaşlarının bu ziyaretle- rini iade ettiler. Zonguldaklılar için Ereğlide muazzam bir istikbal merasimi hazırlanmıştı. Zongul- daklıları götüren motör Ereğli sporcularının candan tezahüratı a» rasında iskeleye yanaşmış ve Zon- guldaklı gençler Ereğlili kardaş- larile beraber Cümhuriyet Halk fırkasını ziyaret etmişlerdir. O gün Ereğilinin Gülüç ırmağında muhtelif eğlenceler ve deniz spor- ları yapılmış akşama kadar çok samimi bir hava içinde vakit ge- girilmiştir. 30 Ağustos zafer ve tayyare bayramı münasebetile Zonguldak- la yapılacak muazzam tezahüra- ta Ereğli sporcuları da iştirak e- decek ve Zonguldakta deniz ya- rışları tertip edilecektir, Tahtından indirilen bir kıral: Şiir Fransanın bütün edebi maha- filinde konuşulan en mühim me- sele budur. Sebebi şair Sifred Droin'ın dostlerimdan birine gön- derdiği bir mektuptur. Fransız şairi diyor ki: “Fransada şiir, tahtından in- dirilen bir kıral oldu. Şairler ar- tık şiri ibmal ediyorlar. Çünkü münekkitlerle akademi azası; başka işlerlerle meşguldürler. ,, Şairin bu ittihamı doğru mu? Hakikatte kitapçı camekânla- rında cilt cilt şiir kitaplarına te- sadüf olunmuyor. Fransız muhar- rirleri içinde bir şir mecmuası neşrederek edebiyat (o hayatına girenler pek azdır. Buna karşı, bu muharrirlerin, şiir için fıtri istidatları bulunmadığı söyleniyor. “Komedi Fransez,,in Cumar- tesi günleri yaptığı şiir gününe devam edenler pek çoktur. Ede- biyat muhipleri buraya koşarak şairlerin inşat etttikleri eserleri dinliyorlar. Fransız akademisi de şiri teş- vik. için mükâfatlar tertip etmek- tedir. Buna rağmen, Akademi, tak- dim olunan eserlerin hafifliğine mebni bu mükâfatları veremiysr. Raul, yerde bağlı olarak yatan Arabın yanma diz çökerek: — Nasıl, dedi, beni tanıdın mı? Ben, Raul! Geçen akşam iki bin frank veren, Volter rıbtımındaki Raul.. İki bin frank daha ister mi- sin?. — İşine göre.. Fakat her halde gammazlık yapamam. — Fakat İri Pol sana gammaz- lik yaptı. Kaçmana mâni oldu... Fakat ne çıkar?. Nasıl olsa kapı- dan çıkarken yakalıyacaklar... — Hangi kapıdan?. — Gizli kapıdan!. — Fakat iki tane gizli kapı var. Raul şaşırmıştı: — Desene ki gene kaçırdık. İş- te Jorjörenin yapacağı iş bu ka- dar olur! — Demek sen polistensin?, — Hayır değilim. Fakat canım istediği vakit onu (maiyetimde kullanırım. Sana bir yardımda bu na da razı olduktan sonra dışarı | lunabilir miyim?. Gazi Hz. ne İngiltereden e e A Sayıfa 9 takdimi düşünülen nişan hakkındaki tahkikatımız (Üst tarafı 1 inci sayfada) yalar o zaman padişahın iradesi- madan bahsediyor, bu cevap mi? Celâl Nuri Bey (Gelibolu) — : Ben ecnebi devlet tarafından ve- Efendim! Ecnebi hükümetler ta - rilecek ecnebi nişanlarını soruyo « rafından verilen nişan ve madal- | le talik edilirdi. Aslı zail olduktan | sonra fer'i de zail olur. Evleviyet- le talik edilmez. Abidin Bey (Sarohan) — Bu- nu teşkilâtı esasiye kanununa ne maksatla koydunuz? Celâl Nuri Bey (Gelibolu) — Efendim! Demokrasi esasma, halkçılığa doğru gidiyoruz. (Ooo sesleri) Handeler) Dikkat buyu - run bütün zümre ve saire imtiya- zını (o kaldırıyoruz. (o (Alkışlar) (Bravo sesleri) (Oooo sesleri) (Gürültüler) 69 uncu maddede zümre, sınıf ve aile gibi bütün sıfatları lâğvediyoruz. Binaena - leyh bunu da ilga ediyoruz. Bu da kalmaz. Halil Bey (Zonguldak) — Rü- tebi askeriyeyi neye lâğvetmedi - niz beyfendi? Mazhar Müfit Bey (Denizli) — Demokrasi esasında ecnebi bir devlet diğer bir devlete nişan vermez mi? Celâl Nuri Bey — Bazısı verir, bazısı vermez. Amerikanın yok - tur. Fransanın vardır. Mazhar Müfit Bey — İngilte - renin, İtalyanın vardır ya! Öyley se bir devlet nişan verirse ahkâm nedir? Celâl Nuri Bey — O halde be- şikteki çocuklara da ulemayı mü- tehassısin diye nişan, berat vere- lim, bunu mu kabul ediyorsunuz. Mazhar Müfit Bey — Ecnebi - ler tarafından verilen nişanlar takılmıyacak mı, kabul edilmiye- cek midir? Celâl Nuri Bey — Encümeni » niz bu maddeyi yazarken demok- rasi ve halk hükümeti mefhumu- na mülhem olmak üzere bunu yazmıştır. Teessüf ederim ki böy- İe bir sual soruyorsunuz. Mazhar Müfit Bey — Ecnebi nişanlar ne olacak? Cevap veri - niz! Celâl Nuri Bey — Cevap ver- dim efendim. Reis — Cevap verdiler efen- dim. Mazhar Müfit Bey — Efen - dim! Bu cevap mı? Beşikteki ule — Şimdilik hayır, vereceğin paraları da #önra verirsin. Üze- rimden alırlar. Aleyhime hiç bir delil de olmadığı için nasıl olsa bırakacaklar. O zaman post res- tznt 79 A. R. P. adresine gönde- rirsin. — Demek bana emniyet edi- yorsun?. — Evet... — Hakkın var, ne istiyorsun?. — Beş bin frank, — Peki. Fakat vereceğin hava dis kıymetli ve doğru ise ve Sarı Klâraya aitse veririm. E, şimdi söyle bakalım, İri Polü nerede bu- lurum?. — Bana oyun oynadığ için söy liyeceğim.. — Söyle bakalım ne zaman ve nerede bulurum?. — Bu akşam, saat onda, Mavi gazinoda.. Yeni açılan bir yer, — Yalnız mı gidecek?, — Eevet, — Niçin gidiyor?. rum, Eyüp Sabri Efendi (Konya) — Efendim! Gerek ecnebi devletten | ve gerekse bir cemiyeti hayriye - | den ve gerekse münderis bir hü - kümetten bir nişan aldım. Bunu talik edip etmemek benim hür - riyetim iktızası değil mi, bu mad- de 67 inci madde ahkâmını tak - yit etmiyor mu? Celâl Nuri Bey — Efendim! Cemiyeti hayriyeler tarafından verilen nişanlar gibi Sultan Ha - mit tarafından verilen nişanlar gi bi murassa osmani, mecidi gibi bir nişan değildir, bunlar ya bir hizmet mukabilidir, ya bir feda - kârlık mukabilidir, onları iptida karıştırmıyalım. Donanma ianesi- ni de karıştırmıyalım. Düveli ec- nebiye tarafından verilen nişanla ra gelince: Esasen biz kendimiz tarafından verilen nişanları ka « bul etmiyoruz. Evleviyetle o ni - şanlar mühmeldir. (Hayır sesleri) Meşhur bir bakteri- yolok Paristeki (OPastor o enstitüsü müdürlerinden (sabık İstanbul bakteriyolojihanesi müdürü Moris Nikol Pariste vefat etmiştir. Pro- fesör Nikol İstanbuldaki bakteri- yolojihaneyi tesis etmiş ve bu günkü bakteriyoloklarımızın en mühimlerini yetiştirmiş bir zat- tır ki bunların başında merhüm baytar Adil gelir. Merhum Adil Bey Avrupada bile bakteriyoloji sahasında teferrüt etmiş ve yeni bir keşfi esnasında ölmüş bir zat- tı, Gene elyevm maruf bakteri- yoloklarımızdan Osman Nuri Bey de bu meşhur profesörün elinde yetişenlerdendir. Profesör Nikolun cenazesi paristeki bütün doktorların ve akademi azaları- pın huzurile kaldırılmış ve ken- disine pek parlak bir cenaze alayı yapılmıştır. ltizar Gençlik sayıfamız yazımızın çokluğu dolayısile dereedileme- di. o Okuyucularımızdan özür dileriz, — Hâlâ Sarı Klârayı arıyor. Yalnız bu akşam orada küşet res- mi olduğu için İri Polü bulamı - yacak$sın! — Valteksi mi bulacağım?. — Evet Valteksi!. Raul bir kaç sual daha sordu., Fakat Arap fazla bir şey söyleme- di. Esasen Jorjöre de suratı asık bir halde dönüyordu. Raul onu ko lundan tutarak bir tarafa çekti ve alay etmeğe başladı: — Kaçırdın değil mi?. Zaten hep böyle enaice hareket edersi- niz. Evvelden tedbirli davransa- nıza! Ne ise gene bir şeyler rendim.. — Arap mı söyledi?. — Hayrı. Ağzmı bile açmıyor, Amma zaratı yok. Ben icap eden tedbirleri aldım, bu akşam saat onda Mavi gazinoda buluşuruz. Smeokinlerinizi giyerek geliniz, öğ. (Devam edecek)