11 Ağustos 1933 Aydınlanan Tarih ' İZ bin senelik Bir Medeniyet Daha Keşfedildi yeni buluş, Oksford darülfünunu âlimlerinin eseridir EE; pir ; ; m Mr i 77 ; f kadar gelmek- devre ait kitabeler ve dolu bulunmaktadır. kn sahada taş devrine en ya- Mug, e bir şehir tesis olun- Sonra Sümerler gelerek bu ki; bi, paYitaht edinmişlerdir. 1 - #ene sonra bunlar zeval v lar ve Samiler gelmişler - , , “Bon Kişdeki harp ilâhr - inde rahip olmuş, da- riya siyasiyata dalarak Sa- ti ie hâkim kılmak is sadda yeni bir payitaht eli bütün garbi Anadolu- hi, , “denize kadar istilâ eden iyi, aratorluk vücude getir - iz Garbi Asyanın bu yeni vah - “4, Sayesinde Sümerlerin din üngiz. Akdenizin şarkına Miş, tesirle Fenike ve Fi- Burn dünvanm dini itikat © tadil etmiştir. tayt) benüz bulunmuş de- Mik, Fakat Sargon ile halefle- Bitirmiş. yeni bir san'at vücude Biyatı Sümerlerin bütün ede- i taha adm da kendi mesai - diş, “ında bulunduğuna kail - Yaşin kânunusanide Mister iye mabedi a hafriyat yapmış, haf - | Mania cesinde bu havalinin | Bağ, uğradığı anlaşılmıştır. | Bürab; eşya, Agad, Ha Seriye 2. Nebuhadnezer de- Harak, âittir. Bunlar kitabeler, > , mühürlerden i- ve lisani bir takım ki © kitabeler Sümer - üz bulunan en mühim dir, Şitir Soygun bine giderken Arsen Lü- koyu renkli elbise filân <p tibi tedbirler almazdı. a olduğum gibi, Sin, de, silâhsız, kal- ii ma zara almağa gidiyor ME işle Ve vicdanım bir kad, nu 8idiyormuşum ka- ay, İlk rik giderim. ufak tefek jimnas- gibi Yapar, ip atlıyor- Şam ramalar yapar, e- ir karanlıkta, iy evirmeden yürüme» Mey; Kopya etmişlerdir. Oksford! ki gülüşlü kadın | Lüpenin yeni bir macerası Sümerden kalma Gilgamis destanından bir parça lan geniş bir kitabe, şimdiye ka» dar Samilerin, Babililerin, ve A» surilere ait farzedilen Gilgamiş dastanmın Sümerler devrinden kalma ve beş levha üzerine ya » zılı olduğunu göstermiştir. Dastanın yüz satırı (Kiş) ki- tabesinde mahfuzdur. Efsane, Gilgamiş ile arkadaşı Enkidunun canavar Humboluyu nasıl öldürdüklerini — anlatıyor. Bu macerada arz ilâhı Enhil, En kiduyu ölüme mahküm etmiş, Gil gamiş de insanın faniliğine ağ - lyarak insanları ölümden kur - tarmıya çare aramıya başlamış - tır. Neticede Gilgamiş garp de - nizini geçerek Ziusudra adasın - da insanı hiç © ihtiyarlatmıyan nebatı bulmuştu. Sümerlerden kalan bu das - tana ait kitabelerin kâmilen bu lunacağı ümit olunmaktadır. Şimdiye kadar vuku bulan tetkikattan, Homerden evvel ya zılan en güzel dastanın, Babili- ler tarafından tekrar (o yazıldığı anlaşılıyor. Heyetin en mühim keşifle » rinden biri tesadüfen vukubul » muştur. Etrafta dolaşan araplar Um Jerob namında bir o tepede bir takım kitabeler bularak heye te getirmişler. Bunlar tetkik edi- lince Sargon ve Narom Sin dev- rine ait oldukları anlaşılmıştır. Bu havalide yapılan tetkikler çok mühim neticeler vermiş bu - lunuyor. Onun için Kişin bütün şarkındaki çölü keşfetmek icap ediyor. Tefrika No:14 Raul, bir kaç pasta yedi, bir hear a merdivenleri Saat on biri çeyrek geçiyordu. Bir ses yok. Yolda kimseye rast- lamak imkânı yoktu. Evde kendi- sinden başka bir kiracı mevcut değildi, Hizmetçiler ise, Kurvil ile beraber yukarıda uyuyorlar. dı. Bu şerait içinde çalışmak doğ- rusu bir zevkti, hatta, kapıya maymuncuk uydurmak zahmeti bile yoktu. Zira, apartımanın a- nahtarı elinde idi. Bundan baş- ka, içerisinin plânını tamamen biliyordu. Lüpen içeriye evine girer gibi emniyetle girmiş, ve elektriği de yakmıştı. İnsan ancak aydınlık» ta iyi çalışabilir, korunu kırmışlardır. VAKIT | Olimpiyat baberleri (yaz spo araton Yarışındaki feci hadise Lus Angelesden gelen son ha- | berlere göre, oyunlar orta devri- ne girmiştir. 42 kilometrelik Ma raton ayrışını Arjantinli Zabe - lânm kazandığını evvelce yazmış tık. Son haberlere göre bu ya » rışta feci bir hâdise olmuş ve Ja pon koşucusu muvasalat direği- ne 5 metre kala olduğu yerde zınk diye durmuş ve tek bir a- dım atamamıştır. Kramplara tu- tulan Japon atletinin geçirdiği a İİ zap seyircilere büyük bir heye - can vermiştir. EDEBİYAT MADALYASI Los Angeles, 9 (A. A.) — Sporu alâkadar eden edebiyat altın madaylası, “Himalâya te- 'İ pesinde,, unvanlı eserin sahibi o- lan Alman Bawer'e verilmiştir, Mumaileyh, bu eserinde bu yük- sek ve heybetli dağlara çıkılır - ken maruz kalınan müşkülâtı ve geçirilen hatıraları tasvir etmek tedir, İkinci mükâfat, “Argonau- teler,, unvanlı eserin sahibi olan Danimarkalı Petersene verilmiş» tir, Üçüncü mükâfat tevzi edilmiş tir. MUSİKİ MÜKAFATI Praglı Joseph Suk, “Senfo » nik marşı, ndan dolayı ikinci mükâfatı kazanmıştır. Birinci mükâfat, kimseye verilmemiştir. Los Angeles, S(A.A.) — Kayık yarışı. İki çifte (dümenci ile) 1 — Lehistan3 — 4 boy ile kazanmıştır. Amerika ikinci, Japonya ü »- çüncüdür. .YÜZMELER Los Angeles, S(A.A.) — Yüzme müs. (o ası. Bayrak ya- rışı, 4 x 200 metre. Japonlar, Amerikalılardan 9 metre ilerde gelerek finali kazanmışlardır. Amerikalılar ikincidirler. Los Angeles, S(A. A) — Yüzme müsabakası. 200 metre kurbalama (kadınlar) Avustra)- yalı Dennis, 200 metrelik yarı - şın finaline 3 dakika 63 — 10 saniyede kat'etmiştir. (Dünya re koru) 2 — Machata, 3 — Jacobesen. 200 metre mesafeyi 3 dakika 64 — 10 saniyede katetmiş olan Machat ile 3 dakika 71 — 10 sa niyede katetmiş olan Jacobsen'in her ikisi de eski Olempiyat re- Büyük bir ayna elektrik yanar yanmaz, kendisini aksettirmişti, Lüpen bir an durdu. Baktı, Ken- di kendisini, bir reverans yapa- rak selâmladı. Sonra, gidip bir koltuğa oturdu. Baktı. Usta bir hırsız, vaktini dolapları açıp, çekmeleri çekerek acele acele iç“ lerini boşaltmakla kaybetmez, hayır, düşünmek, etraftaki eşya- ları tetkik edip şekillerini, ha- cimlerini ölçmek lâzımdır. Filân mobilyenin tabii şekli acaba bu mudur? Şu koltuğun şekli niçin böyledir? Gizli yerler, bir Kur- vilin nazarından kurtulur amma, Lüpenin pek kurtulmaz. Lüpen on dakika tetkikten sonra kalktı, ve hiç tereddüt et- meden yazıhaneye gitti, çömeldi, tahtayı muayene etti, çekmelerin kulplarımı gözden geçirdi. Son- ra kalkarak, bir kaç hareket yap- tı, bir çekmeyi çekti, çıkardı, bir larafa bir tazyik yaptı, ve “açıl Heyecanlı Sahife 5 bir hadise Yarınki yarışlarda iki ingilizle bir Arap tayı çarpışacak ! Cuma tatilinin nerede geçiri- leceğini uzün uzun düşünen, da- nışan, münakaşa edenler pek çoktur. “Öz spor,, un güzelliğini takdir etmiş olanlar için bu kül | fet mevcut değildir. Onlarm gi» deceği yer evvelden bellidir: Ve liefendi at meydanı. Mevsim ilerledikçe ehemmi yet kespeden yarışların bu cu- maki programında, biri 450 lira mükâfatlı ve 2200 metrelik üç ve daha yukarı yaştaki halis kan İngiliz atlarına yüklü, öteki üç ve daha yukarı yaşta yerli ve Arap atlarına mahsus olan iki koşu bilhassa alâka uyandıra -- cak mahiyettedir. Geçen ilk iki cuma her biri ayrı ayrı koşularda koşan İngiliz at- larının en kuvvetlileri bu yüklü koşuya yazdırılmış ( bulunuyor. Kuvvetlilere ağır, zayıflara ha fif yük yüklemek suretile ka - zanma ihtimalleri aşağı yukarı birleştirilmiş olarak koşacak at lar Frig 58 kilo, Piper 58 kilog, Jean » Hableur 57,5 kg., Strom- bolis 54,5 kg.dır. Şu dört hayvan arasmda pay edilecek olan bu koşuda birinci- yi seçmek imkânsız olmamakla beraber epeyce güç ve az çok te sadüfe bağlı bir mesele (halini arzetmektedir. Ahır arkadaşının kıymetli yardımına rağmen geçen hafta Frig iyi koşmadı; Bünunla bera ber meydanda bulunan hayvan- larm sruf itibarile en iyisidir. Güzel koşusu ile iyi bir inti- ba hâsıl eden Piper, 200 metre daha uzun bir mesafede Frigin- kine müsavi ve galiba Strombo- listen yarım kile evvelkinden ek sik yük taşıyor. Mesafe fazlalığı lehine olmakla beraber koşu yo lunun 660 metrelik son düzlüğü Pipere uzun geliyor. Bundan evvelki koşularında olduğu gibi Strembolis, Piperi zorlrıyacak ise de tazyikin ne kadar devam edebileceği kesti rilemez. Jean - Hableure gelince, | günü gününe uymıyan bu at den» sizlik etmez koşarsa rakiplerinin işini güçleştirir. Tavsiye edece - ğim atlar Frig ve Jean - Hableur dür. Üç ve daha yukarı yaştaki Sezam açıl!,, der gibi gülerek bir kaç söz söyledi ve trrak... diye bir ses duydu. Boş çekmenin ye- rinden bir ikinci çekme fırlamış- tr. Lüpen kendi kendine mağru- rane söylendi: — Doğrusu, olur adam deği- lim. Bir işe parmağımı soktum mu hemen bütün kapılar açılıp, esrarlar çözülüyor... Koskoca man sakalı ile Kurvil'in kırk gündür arayıp bulamadığı şeyi, kırk saniyede buluverdim... Lüpen çekmecenin içine bak- tı. Aradığı şey, Antoninin Mar- kiye getirdiği mektuptu. Çekme» cede bir çok zarflar arasında, büyük sarı bir zarfın içinde, on on beş biner franklık banknot yardı. Lüpen bunları elinin tersi- le itti. Bu para mukaddesti. İn- san komşusunun cep harçlığna dokunmaz. Öteki zarflarda bir çok kadın ! yerli ve araplara mahsus 3 üncü İ koşuda, Rüçhan, Klas, Bozkurt, | Tekkanat, Halime, Petite - Gris İ koşacaktır. Arap atına rağbet eden bü » tün memleketlerde mevcut en İ- yi arap atlarına faik bir kud » rette olduğunu iddia etmekle mü balâğaya varmıyacağıma kani bulunduğum Rüçhanla, Klas ve Bozkurt gibi İngiliz kırması iki tay bu koşuda © çarpışacaktır. Bunu bir “spor hadisesi,, olarak kaydetmek icap eder. Zira böy“ le bir şey memleketimizde ilk ! defa vaki oluyor. Bu itibarla ya rış çok helecanlı olacak ve en bi- gâneleri bile alâkadar edecek» tir. Rüçhan çetin bir (imtihan geçireceğe benziyor. İ Ehemmiyetlerine binaen program sırasından çıkardığım bu iki koşudan diğer üç tanesi şunlardır: Birinci koşu: Pazar, Levent, İ Strombolis. Bu koşuda Strombolise rakip addedilecek yalnız Pazar var - dır. Yarışın mesafesi bu kısrağa göre değil biraz uzundur. Maa - mafih çok hizlı olduğu için son elli, otuz metrelere kadar Strom- bolis'i koşturacağa benzer, İkinci koşu: 61, kg. Hakan, 58 kg. Mes'ut, 56 kg. Tayyar, 56 kg. Alderviş, 53 kg. Rüzgâr, 51 kg. Kırceylân, 50 kg. Kamer, | 47 kg. Saba, 45 kg. Geyik. En ağır yükü taşımasma rağ- men Hakanm bu yarışı kazan mak ihtimali azalmamıştır. Ha» kan, Alderviş ve Rüzgürdan maada diğer hayvanlarla müte addit defalar koşmuş ve ayni mesafe üzerinde daha ağır yük yryarak hepsini geçmiştir. Ge- ;en haftaki satış koşusunun bi » rinci ve ikincisinden © sonra iki kilo farkla üçüncülüğü alan KırCeylân galiplerine nazaran 7 ve 5 kilo iltimaslı bulunuyor. Binaenaleyh gene Tayyarla be- raber sıraya girmesi icap eder, | İ 5 inci koşu: Rüzgâr, Peau »' Rouge, Semir, Alderviş, Mes'üt Bir nevi yüklü koşu olan bu ya- rış Peau « Rougeundur. Semir as hır arkadaşının izini takip ede « cektir. ! dı. Bunlar, herhalde Markinin yakmağa kiyamadığı gençlik ha» tıraları idi, Okumak icap etse, hepsini okumak lâzımdı. Bu, u- zun bir işti. Hem, Markinin bu kadar itina ile sakladığına göre,| bu mektuplar çok hususi şeyler»! di. Bizzat kendisi büyük bir âşık' olduğu için Lüpen bu nezaketsiz» liği yapmazdı, Fakat doğrusu fox! tografları seyretmemek te elinde! değildi. Bir yüz kadar resim Yar». dı. Bütün bu kadınların hepsi güzeldi. Bazı resimlerin altındai tarihler, imzalar, muhabbet ifas de eden cümleler vardı, Bazıları, artist, bazıları yüksek ailelere! mensup kadınlardı. Raul hepsini sıra ile seyretti, Bıraktı, Sonra çekmenin nihaye- tinde duran daha büyük bir zarfı şekip çıkardı. İçinden bir resim çıkarıp baktı, (Devam edecek)