a mik ii Yerli mallar se Türk malı, Türk güzeli gibi dünyanın sergisinin dör 5 — VAKIT 2 Ağustos 1932 e ünc birincisi olacaktır ## ## USsu Bu seneki sergi seçen senekine nazaran daha mütekâmildir i Mili sanayi birliği tarafından | Setip; edilen yerli mallar sergi- *inih dördüncüsü “dün öğleden Vra Galatasaray lisesinde me- inle açılmıştır. M4 erasime davet edilen zevat | â on beşten itibaren Galata- YAY İisesina gelmiye başlamış- | vdi. Gelenler arasinda" Istan- 1! meb'usları o Âlâettin Cemil vle İhsan Pş., İzmir meb'usu ahmi B., Hakkı Şinasi Pş,, ilâliahmer reisi” Ali P$., vali İuhittin B., meb'üslar, banka ç, ektörleri ve diğer birçok ze: B bulunuyorlardı. Saat 16da Re Meclisi reisi Kâzım Pş. ,“ı Emin Fikri ve Cevdet Ke- dim Beylerle birlikte sergiye gel- | ve bahçede hazırlanan yere Seçmiştir. Sergi komiserinin nutku Sanayi birliği umumi kâtibi b sergi komiseri Nazmi Nuri B. ahçede bazırlanan kürsiye ge- Betek şu nutku söylemiştir: uhterem efendiler, « Sördüncü yerli mallar, sergi” küşat merasimine !ötfen Sabetinizden dolayı gösterilen “sek nezaketc Sanayi birliği bilhaşgz teşekkür eder. ui ves.le ile kısaca bazı maru * bulunayım Bir milletin, ik- z âlemdeki. mevkii sanayi yaş da gös'ardiği muvaffaki- a, etecesile ölçülür. Sanayide ki eden bir memleket ilim teka. sahasında da o nisbette | MÜL göstermiş addolunur. Hayy ayin terakki derecesini gös ati i mikyası da sergilerin mu- ol Yetidir. “ Tabiidirki de vw bir mubitte sinai sergi tin LR Bu sebeple sergile- »ginliği sanayiin terekkisile D, dasiptir, teş, ie Bedenberi açılmakta olan ve alay izin kazandığı rağbet tün, a milli sanayiin günden Sanlı ârtan inkişafını isbat eden Biz heç, allerdir. Kacak, *gün artan bu tekâmüle Ya, , <Ümhuriyet devrinin ga dul, © feyizli teşviki ile mail ol- | Gi kagan iktısadiyatının son sehe- Meg, EYâzenesini gaip ederek Beyi en bir buhrna sürüklen- re paramizin emniyet l sanayi ! ve selâmeti için tam zamanında alınan tedbirler memleketi kurtar mış; kontenjan usulü yalnız milli parayı değil milli sanayii de hariç istoklarınn obiaman mücadele- sinden korumuştur. Büyük hükümetin milli “para milli servet namına ittihaz ettiği faideli hareketler neticesi Tür- kiyede çimento, ipek mensucat, çorap, trikotaj gibi sanayiimiz ihtiyacın fevkine çıkmış yeniden cam şişe, kâğıt kontr plak, ma- deni sanayi, lâstik gibi kuvvetli sermayelere mütevekkıf olan bü“ yük sanayi teessüse başlamıştır Çok büyük sermayelere müte- vekkif olan ve memlekette vü- cudu gene * milli paranın korun- ması için zaruri olan bir kısım mühim imalâtın “ferdi teşebbüs- | İ lerle meydana getirilmesindeki müşkülâtıni gören hükümetimiz, bu nevi sanayiin ihdasındaki fa” | ideyi takdir etmiş filen işe baş- lamış yi ofisi teşkil edilmi | sansi kredi bankasının tesisi ik- Usabı kanuniyet-etmiştir. Imal hayatımızda kredi ban- kâsının bizlere yapacağı -faide ! çok mühimdir. Bilhassa teşekkür ederiz. Görülüyor ki, memleketimiz bir hareketle sınai boşluk larını doldurmaktadır. istikbal ( sergileri. fabrikaları- mızın geçirdiği istibaleleri bize yösterecek sergiler, sunal terak- kinin bârometresi olacaktır. Bu- na misal olarak: Fabrikalarimızın ilk senelerde- istibsalâtı henüz iptidai ve mahdut bir madde ikew zaman ile artan tecrübe ihtisas ile ima- lât cins, ve metanet itibarile çok tekâmül etmiş ve hem da mik- tar itibarile pek fazla artmıştır. Bu farkı ipekçilik,: çorakçılık sas halarında aynen görebiliriz. Yerli bıçakla... Nazmi Nuri bey nutkunu, sa- nayimizin o terakkisine seri raki sergilerde daha bariz bir surette görülmesi temennisile bi- tirmiş ve Kâzım Pş. Hz. den sergiyi açmasını rica etmiştir, Kâzım Pş. Hz. bunun üzerine mektebin : büyük kapım önüne | gerilmiş olan kurdeleyi yerli bir bıçakla keserken : iki gülüş ü kadın ! Arsen Lüpenin yeni bir macerası mi. vi kız omuzlarını silkti. Vip, ri Polün kim olduğunu Ruzz Gazeteleri okuyor musu - O Nadiren), ip “iniz Sarı Kiâra “değil > Hayır, | ha maz Oh — ala smim. Antonindir, ©€ne korkuyorsu » Hi ie Fakat ne de olsa be- du ek istiyorlar... Marilyn #anki heyecanının ma — Köyg Mış gibi oldu "da apn #ehre iç Müsle,, « Oluyor, ta at ka, . a kaçırıy "smd gelişim na - değil mi? İlk | a hemen akiı- Neyse... Allaha | Tefrika No :8 ısmarladık mösyö, — Bu kadar acele mi? Bir saniye müsaade ediniz.. Size söyliyeceklerim var,, Gayet gü- zel bir gülüşünüz, yanaklarınız- da mini mini çukurlar ve., — Daha fazla sözlerinizi din | liyemiyeceğim mösyö, Allaha 1s- marladık. — Nasıl, kurtardım ve.. — Beni kurtardınız mı? daha demin sizi — Tabii. Hapisten, cinayet mahkemesinden ve belki de cek lâdım pençesinden. Elbet bunun mukabilinde bir şey olması lâ - zım. Marki d'Erlemont'un ya - nında me'kadar kalacaksınız? — Belki yarım saat. delâlet | eden bu farkların bundan son- | “ — Dördüncü yerli mallar sergisini açarken büyük bir ifti- har duyuyorum. ,, Demiş ve ilâve etmiştir : Yerli mallar sergisi açılırken., mallar sergisini de açarız. ,, Künm paşa hazretleri bundan sonra serğinin bütün dairelerini uzun uzadıya büyük bir alâka | gezmiş, sergi BERLİN (Hususi) — Erfurtta müthiş bir cinayet keşfedilmiştir, Başman isminde bir amele, meş- ru zevcesini, ve zevcesinden olan on bir çocuğunu terkederek gidip gayri meşru bir surette bir kadım la yaşamağa başlamış, ondan da Altı çocuğu olmuştu. Fakat işsiz kalınca, meşru zevcesine on bir çocuğunu besliyebilmesi için ver- diği aylığı verememeğe başlamış- tu. aKrısı da mahkemeye müraca- at etmiş, ve hükümetin kocasına vermiş olduğu haczettirmişti. işsizler aylığını Bunun. üzerine Başman gayri meşru karısını ve onun çocuklarını terkederek eski karısının yanına dönmüştü. Fa- kat bu sefer de, Başmanın gayri meşru olarak beraber yasadığı kadın, kendisine bir tehdit mek- tubu yazarak gelip beraber otur- madığı ve çocuklarını besleme- diği takdirde, aleyhinde mahke- | meye müracaat edeceğini bildir- mişti, Bu mektup, tesadüfen kom- şulardan birinin eline geçmiş ve mektupta komşu altı çocuktan bahsedildiğini görerek şaşırmış- / — O halde sizi beklerim. ge- çerken uğrarsınız, beraber bir çay içeriz.. — Ne çayı mösyö?.. Rica »- derim.. Bir yanlışlıktan istifade | etmek istiyorsunuz. Genç kız bu sözleri o kadar masum ve saf bir eda ile söyle- mişti ki, Mösyö Raul teklifinin münasebetsizliğini anladı, g — Matmazel, dedi, ister iste- mez tesadüf bizi bir daha şılaştıracaktır ve doğrusunu ister- i seniz ben de bu tesadüfe yardım İ edeceğim.. Dünyada öyle karşı - laşmalar olur ki mubakkak te - kerrür ederler.. Hemde çok te- kerrür ederler. Genç kız, merdivenden çıkı - yordu. Yarı yolda durdu ve eli- le sevimli bir selâm gönderdi. Raul kendi kendine: — Ne cana yakın şey, diyor du, ne taze kız! Fakat markinin yanında işi ne? Hem kim aca » “— Inşallah o kırkıncı . yerli | göstererek KARA SEFALET İyüzünden çocuklarını öldüren birbaba Lr, Zira, bu adam, o güne kadar | Başman ile gayri meşru olarak beraber yaşadığı kadının'evinde üç çocuk görmüştü. Hadise polise aksedince, Baş- manın, gayri möşru çocukların- dan üçünü öldürdüğü, ve : kendi ! elile bir tarlaya gömdüğü tesbit kar- | i meydana çıkacağını olunmuş, ve katil baba da cürmü- nü itiraf etmiştir. Başman, işsiz- lik dolayısile bu çocukları besli- yemiyeceğini anladığı için onları öldürdüğünü söylemiştir. Assomption'da umu- mi seferberlik ASSOMPTİON, 1 (A.A.) — Hükümet meb'usan meclisinden İ umumi seferberlik ilânmı talep etmiştir. BUENOS AYRES,1 (A.A.) — Paraguay sefiri, gazetecilere bes İ yanatında Bolivyalılar tarafm- dan Paraguay istihkâmlarma İ karşı yapılan taarruz neticesinde barbin bilfül ilân edilmiş oldu- ğunu söylemiştir, ba? Sahiden İri Polün metresi mi? Zannetmem. Belki İri Pol ile ayni meselede methaldardır, fa- kat böyle bir kız İri Polün met- resi olamaz, ve böyle ahmak hi- | kâyeleri ancak polis uydurabi * lir... Fakat birdenbire, Jorjörenin nerdeyse geleceğini, (o yalanının düşündü. Her halde kızın yakalanmasına mâni olmak lâzımdı. Salona gi - rer girmez, Mösyö Raulün aklı- na bir şey gelmişti: Azkalem unutuyorum, ne ap- talım, Diyerek telefona koştu, açtı: —- Allo! Biraz çabuk matma - zel.. Berviç terzihanesini veriniz. Kıraliçe orada değil mi? (Sabır- sızlanarak) size zatı haşmetpe- nahilerinin orada olup olmadığı- nı söruyorüm? Öyle ise, Mösyö Raul telefonda bekliyor deyiniz. Bir müddet bekledi, sonra tertip heyeti âzalarından ve mal sahiplerinden izahat almıştır, sergide eşya teşhir eden ber zatı ayrı ayrı tatyipkâr sözlerle tebrik etmiştir. Keriman Hanım ve yerli mallar Kâzım Paşa Hz. İpekiş mamu- lâtmın teşhir edildiği salonda kumaşlara bakarken dün hemen her yerde muhavere mevzuunu teşkil eden dünya güzelliği bah- sine temas etmiş ve: “— Keriman Hanım yerli kr maşlardan elbise giydiği için dünya güzeli seçildi... demiştir. Meclis reisimiz Ahmet Necip Beyin imal ettiği ve yalnız lâm- | baları hariçten getirilen yerli İ sadyoyu da beğenmiş, bu salon- | dan çıkarken: “— Türk malr, Türk güzeli gi” bi dünya birincisi ola.caktır.,, Demiştir, Karamürsel fabrika» sr mamulâtr da Paşa Hz. tarafın- dan çok beğenilmiş, Kâzım Paşa memleketimizde Avrupa malları | derecesinde iyi kumaşlar yapıla" bildiğine işaret ederek az zaman İ zarfında vücude getirilen bu mu- vaffakiyetin şayan: takdir oldu ğunu söylemiştir. Kâzim Paşa Hz. sergide iki sa ate yakın bir zaman kalmış, saat on yediye doğru Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey de sergiye gele- rek meclis reisile birlikte bütün | salonları gezmiştir. Sergi gezil- dikten sonra Kâzım Paşa ve Şük- hazırlanan büfeden, ikram edil- rü Kaya Beyle bazı davetlilere miş, Paşa Hz. ve Vekil Bey ke miserlik odasında bir müddet kalmışlardır. Küzem Paşa Hz., dün sergiyi gezdikten sonra bir muharririmis ze şunları söylemiştir: — Bu seneki sergi, geçen se- neye nazaran daha çok mütekâ- mildir. Milli sanayiimizin sür'at» | le inkişafı milli iktısadiyatın in- ! kişafı noktai nazarından çok ba- | yırlı ve ehemmiyetlidir. Sanayi erbabının gayretlerini takdir et- mek vazifemizdir. Halkrmızm da İ milli sanayie alâka göstermesi bu | muvaffakiyetli neticede âmil ok muştur. Yerli sanayimiz bugün İ memleketin mühim ihtiyaçlarma İ tekabül edecek bir hale gelmiş- | tr. Bununla ne kadar iftihar et- | sek yeridir. | daha şiddetle: — Size söylüyorum. Mesele çıkarmayınız. Gidip zatı haş- metpenahilerine haber verme « nizi söylüyorum. Eğer söylemez seniz kıraliçe hazretleri memnun olmazlar. Sinirli sinirli bekledi. Nihayet: — Sen misin, dedi, Olga? Ben, Raul, Ne? Ne var? Prova - yı yarıda mı bıraktın? Hemen hemen çıplak mısın? O halde seni bu halde görenlere ne Mut tu, ilâhi Olga!.. Sen, orta Avru panın en güzel cmuzlarına ma » lik kadınsın! Ha.. Ne diyecektim. Maalesef saat beşte gelemiyece « ğim. Müsterih ol, Bir iş için ko nuşacağım.. Yok canım.. Yok. | Emin ol.. Darılma, akşama gelip seni alacağım cicim, beraber yes | mek yeriz, olur mu güzelim? Telefonu kapatarak, hemen, yarı aralık bıraktığı kapısmın önüne gelip, beklemiye başladı. — Devam Edecek —