emmuz m iereri EE Eİ 10 yaşında bir çocuk, | 12 yaşındakini yaraladı! i Tabancaya karşı bıçak — Deniz hamamında kadınları gözetliyenler — Başına vinç düşen Dün gece Fenerde iki çocuk | arasındaki bir kavga cerhle ne- ticeletimiştir. Vaka şudur: Fenerde Karabaş mahallesinde oturan 12 yaşında Mişon ile 10 yaşında Leon mehtap olduğu bir saatte evlerinden çıkarak sokak- ta oynamıya başlamışlardır. Ma- hallenin diğer çocukları da gele- rek hep beraber saklambaç oy- namışlardır. Bu arada Mişonla Leon ara- sında kâvga çıkmış ve Leon, e- vine koşarak ekmek bıçağını ol- mış, Mişonu sol kalçasından ya- ralamıştır. Mişon Balat hastaha- nesine yatırılmıştır. Küçük carih yakalanmıştır. Tabanncaya karşı biçak! Dün sabah saat onda Kara- gümrükte bir cerh vak'ası ol- muştur. Mimar Sinan maballesin- de oturan Arnavut Asım ile ay- nı maballede oturan Arnavut Şükrü, eski bir kin yüzünden kavgaya tuluşmuşlardır. Şükrü, kavga esnasında taban- casını çekerek Asımın Üzerine üç el ateş etmiş ise de isabet ettirememiş ve Asımı yaralayama- yınca kaçmıya başlamıştır. Asım bunun üzerine biçağını çekerek Şükrünün peşine takılmış, biraz sonra yetişerek biçağını Şükrü- . mün başına üç defa saplamıştır. Şükrü, hastaneye (kaldırılmış asım yakalanmıştır. Deniz hamamındaki hadise! Kasımpaşada oturan Ahmet, Mustafa, Ihsan isminde üç arka- daş, dün Salıpazarındaki kadın- lara mahsus deniz hamamının üstüne çıkarak yıkanan kadınla- rı seyretmiye başlamışlardır. Fakat, aradan çok geçmeden Gayri mübadillerin Işleri hakkında Evvelki gün Anharadan şehri. mize gelen maliye vekâleti milli emlâk müdürü Rüştü Bey dün gayri mübadiller cemiyetine gi- derek cemiyet reisi Ismail Müş- tak ve gayri mübadiller takdiri kiymet komisyonu reisi Faik Nözhet Beylerle ayrı ayrı görüş- müş, gayri mübadilleri alâkadar eden muhtelif meseleler ve bu arada firari Rum emlâki mese- leleri hakkında izahat almıştır. Rüştü Bey, toplanacak olan gâyri mübadiller cemiyeti, idare heyeti ictimaıma iştirak edecektir görülmüşler, lardır. Başına vinç düştü Ortaköyde açıklarında — bulunad kupan vinç düşmüş, miyelli o surette Tedavi ediliyor. Otomobil çarptı giye 1503 numaralı tır, Şoför Yani yakalanmıştır. Çobanın şikâyeti maktadır. Esrar ve eroin Beyoğlunda Fikriye kahveci Sırrının dairesinde araş- müsadere edilmiştir. Kürkcü dükkânında yanğın ğı tahkik edilmektir. Düştü ve öldü Beykoz o kundura ekmekçi sından ölmüştür. lise muallimliği imtihanı bitti gidecektir. radan gönderilecektir. Müsteşorın avdeti Maarif müsteşarı neçektir. Yogurtçuluğun ıslahı için | Gelenler gidenler Münir B.dün gitti Londra büyük elçimiz dün akşamki ekspresle Parise hare- ket etmiş, İstasyonda bir çok zevat tarafından teşyi edilmiştir. Münir B. Pariste Fransa hü- kümeti erkânma veda ettikten sonra Londraya gidecek ve In- giltere kralı Hazretlerine itimat- namesini vererek yeni vazifesine başlıyacaktır. # Polonya sefiri M. Kaşimir O'şovski zevcesile birlikte Ay- rupadap şebrimize gelmiştir. * İş bankası idare meclisi seisi Mabmut Eey, Zonguldağa, umumi müdürü Celâl Bey An- çarpmaktadır. celer elde etmiştir. Yerli mallar sergisinde li mallar serğisinde müsamereler verecektir. dır, iki e ii A oynayacaklar memurlara baber verilmiş ve üçü de yakalanmış- Defterdar burnu Yunan bandıralı Persis vapurunda çalı- şan amele Alinin başına 2inciri | Ali ebem- yaralanmıştır. Tahtakalede dolaşmakta olan | seyyar zeytinci 62 yaşında Yor- otomobil çarpınış, bafif surette yaralamış- Kırşehirli çoban 45 yaşında Salih ile Kabataş iskelesi bilet memuu Halil Ef. bilet ücreti yüzünden kavga etmişlerdir. Ço- bam, bu sırada döğüldüğünü id- İ dia ettiğinden, tahkikat yapıl- Bostanbaşında aparlımanında oturan tırma yapılmış ve bir okka es- rar, 110 paket eroin bulunarak Dün gece saat iki buçukta Beyoğlunda İstiklâl caddesinde kürkcü Onnik Efendinin dükkâ- nından yangın çıkmış, dükkânm içi kısmen yandığı halde. söndü- rülmüştür. Yanğının nedençıktı- fabrikası memurlarından Nihat Bey dün bayırından geçerken üzerine birden bire fenalık ge- lerek yere düşmüş, kalp durma- Lise muallimi olmak için mü- raçaat eden yüz kişinin şifahi imtihanları da dün ökşam ikmal edilmiştir. Orta tedrisat umum müdürü Fuat Bey imtihan evra- kımı alıp perşembeye Ankaraya imtihanda muvaffak olanların ehliyetnameleri Anka- Salih Zeki Bey perşembeye Ankaraya dö- Darülfünunda Hukuk müderristeri, dün gele- cek senenin imtihan sistemin! görüştüler Hukuk fakültesi omüderrisler meclisi, dün Tabir beyin riyase- | l | tinde toplanmış ve gelecek se | İ neden itibaren tatbik edilecek olan yeni imtihan sistemi bak- | kinda tetkikat yapmıştır. Bu sis- | teme göre fakültedeki müderris- | ler zümrelere ayrılacak ve bir zümrenin bir dersinden muvaffak olamıyan bir talebe, o zümreye mensup bütün derslerden tekrar | imtihana tabi tutulacaktır. | Yarınki toplantı | Edebiyat fakültesi müderrisler İ meclisi yarım toplanacak ve Ze- | | ki Velidi beyin istifanamesi me- selesini tetkik edece'etir. Adliye vekili, dün Edirneye gitti Adliye vekili Yusuf Kemal bey, refakatinde hapisaneler u- mumi müdürü Nedim bey bulun- duğu halde dün akşam Edirneye hareket etmiştir. Yusuf Kemal beyin Edirne seyahati kısa sü- recektir, Belediyede tayinler Altıncı şube müdürlüğüne ta- yin edilen belediye yazı işleri mümeyyizi Faik Beyin yerine hukuk işleri memurlarından Hüs- nü Bey tayin edilmiştir. GEEK VAKITın me —l0 dean yüz kuruştur Xİ Gaip aranıyor — 11 'Temmuz Rumeli hisanndaki Saitpaşa yalısınd çıkarak” heğüz “evdet etmiyen alt Yaş nnga Hasan İbrahim işminde ve üstü | de beyaz gömlek, panislon ve ayaklar çorapsız ve başı açık, sol kaşının üstün” i bulunan çocuğu gören var deki adreslere | malömat vermeler eri tiça olanuyör. İstanbul liman şirketi Galata haydar banı kaptan Neşet Hasan, Telefon Beyoğlu 4963 veyahut Haydarpaşa emra2i cntaniye bastatesi tepertuva- rında kabile Neşet Hanım, Telefon Kadıköy 260. Satılık ev araniyor — Meyoğlu cihetlerinde 3 ten 6 Bin Kraya kadar kıy- metli ve eb'adını sahibi tarafından mek- tupin marbaamızda O. M adresine bil- dirmesi, Riyaziye dersleri almak is- tiyenlere — Ikmale kalan lise ve Orta mektep talebelerine pek müsait şeraitla riyaziye dersleri verilir. "Vakit, gazetesinde K. N rumzuna tahriten mü Tacağt. Bir hanım aranıyor — Sarıç- bhanebaşında Halil #orahim eczanesi İni- salinde Tayyare piyankosu Razi kişe- sinde istihdam edilmek üzere kefaletle Yoğurtçuluğun iptidai şekil den kurtarılması ve faydalı bir hale getirilmesi için Ankara zi- raat mektebinde faaliyet göze Ankare yüksek ziraat mekte- binin süt sanatları laboratuvarı şefi Ekrem Rüştü Bey son za- manda bu bususta mühim neti- Cümhuriyet gençler mahfeli ağustus iptidasında açılacak yer- müteaddit İlk oyununu 4 ağustus perşem- be günü akşamı dalavere ve 8 | pazartesi gecesi karma karışık namındaki musikili komedilerini ve serği müddetince müteaddit okur yazar bir hanıma ihtiyaç vardır. Her gön sabahtan akşama kadar mürx cast edilebilir ur Galatada: Fermenecilerde (104) No.lu dükkân fevkindeki odada mukim iken elyevm ikametgâhı meçbul Madam Kisanti binti An- dona; İST. Beyoğlu : 5 inci İcra memurluğundan: Halim bey'e olan borcunuzdan dolayı uhtei tasarrufunuzda bu- lunan Kasımpaşada eamii kebir mahallesinde Odalar içi soka- ğında atik (9) Cedit (13) Nolu hanenin taktiri kıymet ve vazi- yet muamelesinin ifasına karar verilmiş olduğundan 25-7-932 Tarihine müsadif pazartesi Günü Saat 8 den itibaren mezkür bane- de bazır bulunmanız luzumu ih- barname tebliği yerine geçmek özere ilânen tebliğ olunur... GObi çöllerinde! Türkçeye çeviren ÖMER RIZA —34 - Van SVEN HEDİN — 2 60Bİ ÇÖLLERİNDE z — 672 cenubu garbiye doğru kara tepeler arasından ilerliyorduk. Der ken bir vadiye saptık. Kırk metre genişliğindeki vadi cenuba doğru gidiyordu. Teşrini sainin otuzuncu günü şiddetli bir garp rüzgârları bizi durmağa sevketti, Geceleyin hararet tahtessifır 27 yi geçs mişti, Könunu evvelin birinci günü dağlar arasındaki bir : vadi- den gectik. Arazi develeri fena halde yoruyordu. Develerimizin birini daha bırakmağa mecbur olduk. Karşımıza on altı yabani merkepten müteşekkil bir kafile çıktı. Arkadaşlarımız bunları takip etmek istediler, muvafak olamadılar. Yolda Muhlenbergin bıraktığı bir tezkereyi bulduk. Kafilesinin iyi oldüğunu - bildiri» yordu. Kânunu evvelin ikinci günü kar yağdı. Toprak iki santim kalınlığında karla örtülü idi. Güneş doğmuş ve karlar, elmas parçaları gibi parlamağa başlamıştı. Develerimizin biri gene fenalaşmıştı. Zavallı deve mahzun gözlerle yürüyor, ve kendisine niçin yardım etmediğimizi #oru- yor gibi idi, Bu develeri bırakmak, beni son derece mahzun edi» yordu. Gerek Larson, gerek Mongollar, bunları öldürüp ıstıraptan kurtarmayı akıllarına getirmiyorlardı. Onlara pr bırakılan bir deve belki kendini kurtarırdı. Ben buna imatımıyordum. Cünkü bir deve, ayakta duramıyacak hale gelirse, onun ölümü yaklaşmış demektir. Böyle bir deve yere uzanıp ölümle halâs bulmaktan başka bir şey yapamaz. Mongallar son pıwardan su kaplarını doldurmayı umuttukla» rından kafile erkânı elde tabak ve kaşık kar toplamakta idiler. Karlar ateş üzerinde e-iiii'yor ve kullanılıyordu. 6 kânunuevvel gecesi, hararet tahtessıfır 21,4 dereceye indi. Gece yarısından iki buçuk saat sonr köpeklerimizin havlaması üzerine uyandım. Uzaklar çan sesleri duyuluyor ve bir kafilenin yaklaştığı anlaşılıyordu. Böyle bir çölde bir kafileye rasgelmek, insanlıkla temaş etmekti, Sabahleyin kafilenin 1200 deve ve 90 insandan müteşekkil olduğunu anladık. Kafile ticaret kafilesi idi. Bir kısmı müslüman dılar. Kafileden bir miktar un satın alabildik. Müslüman tacirler bize birçok malümat verdiler. 21 Endişe günleri ; Kânunuevvelin yedinci sabahı yolumuza çıktığımız zaman,“ “| deyelerimizin biri daha bizi takip etmek istemedi, Deve; yölun kenarında ttrek bacaklarile duruyor ve bize mahzun mahzun bar kıyardu. pa —— 6g aaa aaa GOBİ ÇÖLLERİNDE —> Bir vadiye girerek ilerledik. Manzara, nihayetsiz imtidadile, emsalsizdi. Cenuptaki kara dağlardan şimale doğru müthiş bir kaya uzanmakta ve garbe doğru yolumuzu kapamış gibi görüm mekteydi. Buraya varmadan evel bir sazlıktan geçtik. Bir pınardaf” bir su akıyordu. Şimalde kum deryaları, boylu boyuna uzanıyof ve heybetle insanı korkuluyor. Portovdanberi manzarayı bu der€" ce haşmetile görmemiştik. Binbaşı Heyder iyi bir avcı olduğundan hemen her gün bi? taze et buluyordu. Rasgeldiğimiz bir Çinliden yol hakkında mw lümat aldık. Bu malümatla Mamiye 420 kilometrelik yolumu kaldığını anladık. Halbuki bizim hesabımıza göre ancak 500 ki lometre kalmıştı. Kânunuevvelin sekizinci günü akşamı şarktan bir kerv geldiğini, mevzun ve ehenktar çanların akislerinden anladi Kervanı yürüyüşünü seyir için çıktım mehtap gümüş ışıkların! buz gibi çöle seriyordu. Derece tahtessıfır 12. Rüzgür sakinö' Kervanın ilk develeri birer gölge gibi göründü. Develer mu? teşem adımlarla ilerliyorlardı. Manzara beni teshir etmişti. A£ ni manzarayı nice nice defalar gördüm. Fakat onu her gördük” önünden çekilemem. Bu kafile geçtikten sonra uzaktan yeni kafile daha göründü. Fakat üşümüştüm. Kürkümü almamak” yanılmışım. Doktor Hummel beni hemen yurduma soktu ve sol yı alevledi. Meğer ben farkında olmadan soğuk ve karanlık ii larına karşı gelmişim. Bunu ancak geceleyin, birkaç kere » içinde uyandığım zaman anladım, Ve ancak sabaha doğru uyuf& bildim. Rahatsızlığımın muvakkat olduğuna zahip olduğur!0” doktor Hummele bir şey demedim. Fakat kahvaltımdan da © lokma yiyemedim. Mongoller yurdumu ( kaldırıyorlarken ate yanında olurarak gül penbe bulutları temaşa ediyordum. ji Yolumuza çıktık. Garpten esen şiddetli rüzgârlar kemi mi bile dondurmuştu. 14 kilometre gitmeden bir pınara va Hemen ateş yaktık ve konakladık. Doktor Hummel hemen ii hat etmemi emretti, Fakat kervanın vaziyeti hiç de iyi olmad / dan onu yolundan alıkoymak istemiyordum. “Develerimizimii fecidi ve erzakımız bitiyordu. Fakat doktor Hummel itir: dinlemiyerek beni yatağıma götürdü. Günlerden beri bütün arkadaşlarımız ve adamlarımıZ Ci gitmekteydiler. Develerimiz her gün daha ziyade zayıflad hemen her gün arkada bir kurban bıraktığımız için onları” lerini hafifletmiye bakıyorduk ! Kânunuevvelin 11 inci günü tekrar yola çıktık. İki s8 ledikten sonra mola verdik ve aleşi yaktık. Doktor Hum na, yumuşak kum üzerinde kürklerle dolu bir yatak yaptı. X ş1 na bir morfin kafein şırıngası zerketti. İlki saat kadar atefi rında kaldım. Sonra yolumuza devam ettik. Fakat devem" gu rinde rahat değildim. İstirahat saatini sbırsızlıkla bekliY“'ya Kamp yerine yardığımız zaman beni doğrudan doğruya ed ye yakl Doktor Hummel ee “> ayri çil