ARİ | 7 Onuncu Sene Sayı 84 yl sg Parası verilir ye Ya e | Insan, tabiati günden güne esir ediyor Dil Encümeni Gazeteler müjdeledi: Yeniden bir dil encümeni teşekkül ede- cekmiş... Bu havadis, ayda üç yüz liranın basretile yanan nice yank yürekleri yerinden oynat mıştır. Filhakika, eski dil encümeni ik ie âyan azalığı gibi, yat şartile verilmişe ben» ziyen güzel ve üzüntüsüz bir irattı. Yeni Türk lügatının iki sene- de abcak (A) harfini bitirenler, kendilerine, altmış yetmiş sene- lik” bir gelir temin etmiş gibiy- diler. Bu hesapça, cenabı hak o muhterem zevatın her birine bir Zaro ağa ömrü dahi vermiş ol şa, gene bu varidat kaydi ha- yat şartile tabirine lâyıktı! Ancak, günün birinde, bazı mlâya gelmez yanlışlar mizah zetelerine bile mevzu olunca, millet meclisinde haklı bir asa- biyet havası esti ve dil encü- meni yel üfürdü, su götürdüye döndü, üçer yüz liralık maaşlar bir varmış bir yokmuş oldu! Yeni encümeni kim teşkil ede- çek bilmeyoruz. Ancak, Maarif Vekâletinin eski o encümenden kafı derecede ibret alarak adam seçeceği muhakkak.. Zira, Türkiyenin serveti, bir imeyi bin liraya öğrenmeğe müsait değildir! Akbaba Yaş meselesi Leyli Hanım, bir mecliste | a Kom kırk o yaşındadır.. Aramızda tam on yaş fark var. Birisi itiraz etti: — Mümkün değil Hanımfen- di.. Siz elli yaşındâ yoksunuz ! ğin Ah bu kadınlar! — Neo?. seyahate mi çıkı yorsunuz? — Evet.. — Ne tarafa doğru?.. — Mısra, — Hangi posta ile?.. — Tayyare postasile.. — Saçmalama.. — Neden? — Mısra (tayyare yok ki.. — merak etme azizim, karım bazırlanıncaya kadar oda olur! postası Ne muhabbeti Genç kadın, koca. m içeri girer girmez sevinçle boynuna sarıldı: — Ah benim ca « nım, Nerelerde kal - dın?.. İki saattir gö züm yollarda. — Aman karıcı - ğım bu ne muhab- bet. Inanayım mı? Inanmazsan salona git de bak. — Ne var salon - da? — Tersi fatura ge tirmiş, o Deminden beri seni bekliyor! mteri am amman ar DA Otelde Müşteri, sabahleyin hiddetle homurdandı. — Odada kum gibi tahtaku- rusu kaynıyormuş.. Niçin bunu evvelden haber vermedin? Garson boynunu büktü; — Haber vermiye ne lüzum var efendim?.. Nasıl olsa farkına varacaktınız! m. Gözler! Salamonun gözleri iyi görmü- yordu. Bir gün muayene ettirmek için bir göz hekimine gitti, Hekim, iyice baktıktan sonra başını salladı: — Hiçbir şey görmüyorum. “Salamon güldü: — öyle ise iyi bir hekim bu- lalım da ikimizi de tedavi etsinl, an, En iyisi!,. Hafif meşreplerden bir kadın lokantaya gitmişti, Garson sordu: — Kanmımfendi, püreli bir kaz getireyim mi? Kadın güldü: — Vallahi paralı bir kaz geti- rirsen daha iyi olur! Metelik uğruna — Neo madam İRebeka?. Böyle mi | için siyahlar giydin?. — Haberin yok mu?. Kocam öldü! | — Vah, vah, vah.. | Hasta mıydı? — Hayır. Bir ka- zaya kurban gitti? — Nasıl? — Yeçen hefta havraya o gitmiş - tik. Yerde bir ku - rüş gördü. Almak KE a w TA / 2 Aİ ML pe için iyilince öldü. — Neden ba? — Neden ola - cak, © kadar kala - balığın altında kal- dı! aca - Pot Bir mecliste; — Takdim ede. rim. Zevcem Şeh « naz! — Şerefyap ol - dum efendim. Ben Pazartesi , Perşembe wunleri Neşrolunur Mizah OŞayıfası — 5 i hanımefendiyi oka - Rİ ) yın veldeniz sanı « o— Çok iyi karınız ver ... Sizin bir dediğinizi Ikl etmliyor.. yordum! — Ben daha iyiyim.. Onun iki dediğini bir etmiyorum! Yabancı — Emin olunuz ki, hayatta ilk ko- nuştuğum yabancı erkek sizsiniz. — Ya. Hep ah - nu gö - rüşürsünüz? Çare — Yahu hani ge - çenlerde bakkala Kirk, kasaba otuz, ekmekçiye o yirmi U ra borç birikti diyor- dun.. Nasıl bir çare- sini bulup kurtul - dun mu? — Kurtuldum. — Nasıl? — Mahalleyi de - öiştirdim! Zamane aklı Büyük anne, mini mini torunu- na masal söylüyordu: — Derken yavrum, kuzu ya- onu bir âlâ yemiş... — Büyük anne! — Ne var yavrum? Kuzu uslu dursaydı gene kurtulmayacaktı., — Neden çocuğum? — O zamanda biz yeyecektik! Kız — Sana bu kodi muhabbeti nerden geldi kuzum? Genç — Düğünümüz yaklaşıyor. Kendi eve Ma — ER Ne yapsın? Mahkemede: — Bu galiba altıncı defadır ki seni karşımda görüyorum.. — Ne yapayım reiz bey ?.. ça- hiğtik mı, hırsız diye yakalıyor- Şu dertli gönlümün Lekırmnr serisin slar.. Çalışmadık mı, serseri diye Kırıldı kanadım sarabilin mi? enseliyorlar.. Ben de ne yapa- . cağımı şaşırdım vallahi !.. Maniler Hey telli duvaklı küçüetik gelin Bir sast karşımda dürabilin mi? Alarmda çizgiler yazıdır, yazı, Aşıklar kapmıda çalıyor sazı? lm Sallanma Karşımda &ahpenin kızı? Aferin Ölürsem kanımı verebilin mi? Hanım, hizmetçi kızın, kendi fırçasile dişlerini oğduğunu gö- rünce şaştı; ” — Ikbal,, Bune?.. Benim fır- çamı mı kollanıyorsun? Kız sükünetle cevap verdi: — Ne olur hanımcığım?.. Siz- den iğrenecek değilim a... . Atıma binip de ineyim düze, Sürmeler çekeyim © eli göze, Bir cevap sorayım, darılma bize Kolunu boynuma sarabilin mal? Bülbül — Ne tarafta otu- ruyorsunu? — Bülbül sinde. — Künbilir sesi - 7 niz ne kadar güzel « /| dir? dere- imkânsız! Doktor, esefle & | Sini dizine vurdu: Baş ucunda bu Vİ lunan bir ahpabı mt rıldandı: — imkân yok. şey vermek âdeti de ğildir! Sarhoşluk hali Aki ahbap arasın - da: oldu? — Şey. Geçen ye ce eve dönerken yol- da herifin biri üstü. ne basmış! * 0 4 Istânbul sokakrlarında : ramazlık ettiği için kurt gelmiş, Onun kimseye bir dö: yy 7 7 Temmuz 1932 VAKIT'in ilâvesi Uy yg gg A r i h. Sen Fıkralar Doğru! Bekâr kalmakta ısrar eden çirkin ve yaşlıca bir zata sor- dular : — Niçin evlenmiyorsun ? — Aradığımı bulamıyorum da ondan... — Acayip.. Nasıl bir kadın arıyorsun bakayım ? — Güzel ve abdal bir kız... — Neden?.. — Neden olacak, güzel ol- mazsa ben onu almam.. Abdal olmazsa o bana varmaz! e Canbazbanede Seyyar hayvanatı vahşiye can- bazhanelerinin birinde telâşla ko- nuşuyorlar ; —Eyvahlar o olsun.. Arslan'a” np kafesi açık kalmış. — Sorma azizim, “bende kö- peği bağlamamışlım, grip as- lanları parçaladiyse diye ödüm koptu, ğa Dedikodu Hanımefendi, yeni gelen hiz- metçi kıza sordu: — Halil Beylerden niçin çık- tın?... — Hiç efendim... İftira... Gö- ya, beyefendiyle hanım efendi odalarında ne konuşurlasa ben kapıdan dinlermişim del. — Ha.. Bak ben evimde öyle şey istemem. — Elbet hammefendiciğim.. Hiç merak etmeyiniz... — Peki, seni tutuyorum.. Yak mz bir şartla: Halil beyle hanımı — Eyvah. Has kapıdan dinlediğin zaman neler ia son nefesini ver- duydunsa hepsini bana anlatacak- sınl.. a Tali Iki kadın arasında: — Kocam böbreklerinden has- Bu sene tedavi için Avrupa» ya gideceğiz. — Ne mutlu sana... Ben çok talisiz kadınımdır... — Neden? — Neden olacak, kocam öyle — Geçmiş olsun) Sağlam ki, hastalanıp Avrupaya yahu... Yüzüne ne) gitmemize imkân yokl Zan Tevazün — Şu kıza bak.. Ne güzell — Yalnız sağ ayağı biraz to- İ pal,