> mm 6 — VAKIT 6 Haziran 1932 Alber Londr Takivm Pazartesi Salı .. . iş İ Nakleden & Hikâye! Sürprizli otomobil! pe Ss ğ — a Mİ | 6 Haziran 7 Haziran ” Bu tanınmış Fransız muharririnin | Zi lee ğe poe Gcü ge; Volte kader Sekük | Olen kapı öoüşe geler iii iii , 5 Gün batı © 1937 1038 sokak dolaştım, Istanbulda yal- | du. Ben, otele gittiğimi unutmu$" F ilipar,, vapurile yandığı anlaşıldı İ Sabah maması 254 250 . yaşadığım — Ar tum bile. Şölör inerek kepif! Fransanın lamomış mubartir | tan “imdat, yanıyoruz, can kur. İğ ©? ” OJ212 1213 mahzur yoktu. Otelde yatıp | açtı ve bozuk bir Rus şive © lerinden, ve bir çok yanlarını | taran yok mu?, sesleri yükse- Gla — rey ğe kalkıyordum. Karım Çanakkale- borcumu söyledi: 4 “Vakıt,, a maklettiğimiz Alber | liyordu ve bu sesler, insan 8€5- İl yatı » o 2138 sayin resi > gay e git- — Yüz kırk beş kuruş yaz Londr, Çin meseleleri hakkında | lerinden büsbütün başka seslere İğ tek “ O 319 212 bara rada bir kaç hafta ka- | yor. hepsi birden altı lira eder tahkikat yapmak üzere gitiği | benziyorlardı. Yatın, gaga, y sss 156 ? ... rr e ne demek Şanghaydan Hindistana geçmiş Artık Alber Londrın kamara" Günieşi Ortalik kararmıştı. Otelden | Şoför Pp esi ve geçenlerde yandığını baber | si ile ötekilere yanaşmak kabil j 209 208 çok uzakta bulunuyordum. Yü- a Ötosöliüa yalnız değik verdiğimiz Filipar vapuruma bin- mişti. Facia olduktan sonra da kendisinden haber alınamamış, ölümüne hükmolunmuştu. Son günlerde bu mubarririn © öldüğü kat'iyyetle anlaşılmıştır. Kurtulan yolculardan birisi de, Onun ölümünü şöyle anlatıyor: | — Alber Londr, benim yanım- daki kamarada idi. O akşam, her zamanki âdeti hilâfına ola- rak kaimarasina erkenden çekil- mişti. Saat 2,30 a doğru, gece yarı- “ m, gayrı tabii bir gürültü işite- rek uyandık. Önce ehemmiyet vermedik, Fakat gürültü devam © etliği için kalkıp ne var diye dışarı çıktım. Bu aralık Alber Londrın kamarasndan “imdat, © kapıyı oaçamıyorum,, diye ses duydum. — Peki, nasıl oluyorda kapıyı açamıyordu dersiniz ? — Bana kalırsa, Alber Londr karanlıkta kalmış, dumandan da sersem bir hale geldiği için ka- piyı bulamamışlır. Pencereye gelince, vakıa bir lumbuzdan başka birde pencerede vârdı ama, bunlar elektrikle işler. O- tomatik ve bir haylı karışık bir makanizma ile açılıyordu. Bun- den başkâ birde el ile açmak için mandailir vardı. Yalnız, zan etmem ki, Alber Londr bunları görmiye ve kullanmıya vakit bu- labilmiş olsun, Esasen, bu pen- cerelerin önlerine alelekser ba- vullar filân da konuluyordu, ki bu da, oraya yetişmek imkânını © azaltıyordu. ; Diğer taraftan ateş müthiş bir ” süratle ortalığı kaplamıştı. Yir- © mi dakika içinde birinci mevki- - ler köâmilen yanmıştı. k Bana gelince, ben kimsenin * oOİmdadına koşacak vaziyette de- © gildim. Koşup kamaralarından © karımı, kız kardeşimi ve çocuk- Tarımı çıkarıp geminin baş ta- 'rafına götürdüm. Sonra geriye İdöndüm. Fakat orada, hayatımın © (sonuna kadar unulamıyacağım ii öğeleri ve manzaralarla karşı ” Maştım. Etrafımda, alevler ve du- # Yazan: Şeref © bir korku düşmüştü. Sağ cenahın| “kımıldamıya kudreti yoktu. Sol| tarafın karşısmdaki düşman ise im adım taarruzda devam e derek bunları yerinden kımıldat- © mıyordu. Maksat da buydu. Şim - © di merkez istinatsız kalmış, an -| © çak kapı halkıyle, biraz süvariden © başka burada mukavemet edebi- © Jecek kuvvet kalmamıştı. © © Hünkâr, vaziyeti iyi kavrıya * © yak birbiri ardınca altında vuru- * — Jan üç atı değiştirmiş, her zayıf © — moktaya yıldırım gibi saldırıyor, yannda silâhtarı, bostancısı ve © peykleriyle acem süvarileri ara- © — sında gedikler açıyordu. Vaziyet, çok mühlikti. Toplar işe yaramaz olmuştu. Fena bir karışıklık biribirini tefrik et- 3 iyordu. Tamam bu sırada j ünkârm etrafındaki maiyet hal- : ii seyrekleşmiye başladı. Kesif N i şey yapmak b inler içinde, binlerce bedbah- Tekinsiz konal — 43 — değildi ve bunların içinde kalmış olanlar, bağıra bağıra gözleri mizin önünde yanıp gittiler. Biz, orada eli kolu bağlı, âciz, bir ihtimali olmadan duruyorduk.,, Ismi M. Jülyen olan bu yol- cunun anlattıkları, doğrusu insa- nın tüylerini ürpertiyor. İşte Alber Londr da bu su- retle ölüp gitmiştir. Bir çok harplerde, ibtilâllerde, boğuşma” larda gazeteci ve muhabir sıfa- tile bulunmuş olan Fransanın bu kıymetli mubarriri için böyle bir ölüm mukaddermiş ! —-—- “rr Cezairde sulhperver bir zenci kabilesi! Bundan bir kaç asır evvel Beni Mızap isimli bir zenci kavmi Cezairin cenup taraflarını hleret ederek sa - hillen 6W kilometre kadar içerde, dağ Yık bir arazide tevatun etmişlerdi. Bu zeneiler, orada yedi küçük kasabadan ibaret küçük bir hükümet tesis ederek kısa bir zamanda refaha kavuşmuşlardı. Osmanlı hükümetinin saltanatı devrinde, bu kabile, senede on iki zenci erkek ve on iki kadın baç vererek rahat rahat otururlardı. 1853 senesinde Fransızlar Cezairi işgal edince, Beni Mızap kabilesi, 24 zenci baç yerine, zenci başına iki bin Frank olmak üzere senede 45, Trunk vermiye başladılar. Bu vergiye mukabil, Fransız hükümeti, bu kabi - lenin istiklâline hürmet ediyordu. Fakat son zamanlarda, Fransa, bu ka bileden de asker toplamak İstemiş ve bu yüzden arada bir ihtilâf çıkmış - tır, Zira, Beni Mızap kabilesinin dini, bu kabileye ve bu dine mensup olan - ların silâh kullanmasını menetmek - tedir. Bunun için Beni Mızap kabilesi avukatlar tutarak, Tâhey adalet di - vanına müracaat edeceklerdir. Avrupalılarm vahşi telâkkii ettik - leri bu kabile, medenilere hir “Terki teslihat,, dersi vermektedir! Nişan merasimi Beyoğlu 23 üncü İlk mektep mual-” İimlerinden Nebahat Süleyman Hanım ğe Istanbul Timan şirketi musmelât şu- besi şef ruevinlerivden Saffet. Beyin geçen cuma günü Beşikraşra kâln hane lerinde bir çok güzide ve mümtaz zevat huzurunda icra ve tes'it edilmiştir. Ta- rafeyne sasdetler temenni ederiz. bir acem süvarisi dört tarafı sar- mış, hemen hemen padişaha yak- laşmıştır. Öteden bu hali gören sipahi - ler, hünkâra karşı kalplerindeki! kini unutmamışlardı. Lâkin A - nadolunun katıksız Türk evlâdın dan ibaret olan beylerbeyinin sa- rıca seymenleri tozu dumana ka - tarak imdada koştular, Vektinde yetişebilmek müşkül dü. Hünkâr, çok yeğit ve cesur - du. On kişinin yapamıyacağını yapıyor, kafasına bir Irlıç inmek gür poyrazdan, ekseriyetle mlitodil, hava s- Şık olacnktır. RADYO, Buzün İSTANBUL — 18 den 19 a kadar grame- fon, 19,50 dam 20,80 m kadar Cennet Hanım, Yasari Asım Bey iştirekile sax, 20,50 dan 21 e kadar gramofonla opera, 3i den 22 ye kadar Belkız Hanımın iştirakile saz, 2? den 22,30 « kadar orkestra. YİYANA (5172 m.) -- 18,10 konser, 15 plâk, 16,20 kadm saati, 16,30 gençlere, 18,55. çocuklara, 18 konser, 20,85 Filarmonik kon- ser, 23.20 konser ve dans, BÜKREŞ (3942 m.) — 13 pliâk, 14 plâk, 18 orkestra, 18 radyo erkesira, 20 radyo, 20,40 plâk, 21 oda musikisi, 2145 taçannl, 22,05 oda rwasildisi, ROMA (4413 m.) — 14 plâk, 189 haber, 10,30 konser, 21 plik, 22 konser, 235 hafif musiki, 23,55 baber. BUDAPEŞTE (500,5 m.) — 10,15 selen orkestrası, 13,05 konsor, 18,30 çigan nasi - kini, 20,50 opera, 31 Konser, OSLO (10114 m.) — 18 oda musikisi, 19,30 odn musikisi, 21 Konser, 28,80 koro. MOSKOVA (1504 m.) — 980 dan 3i ei kadar neşriyat. VARŞOVA (1411 m.) — 18,45 plâk, 16,10 pik, 14,40 orkestra konseri, 18 plâk, 10,30! Konser, 2046 zadyo, 21 pâk konseri, 2315 haber, 23,90 konser. KÖNİGYÜŞTERMAYZEN (1685 m.) — 7 İnnastik, 7,20 konser, 15 konser, 17,80 kon- ser, 21 Broslaudun nakil, 73,70 Berlinden, 28,30 dans. PARİS (1725 m.) — 745 jimanstik, SAS plâk, 1840 plâk, 20 sinema o müsahabesi, 21 tiyatro, 21,10 haber, e Yar VİYANA (5112 my — 12,30 konsar — 13,40 plâk — 15 plâk — 10,55 konser — 18 konser — 20,90 operet «e 2140 konner —| 23,15 konser, BÜKREŞ (3943 m.) — 15 plâk — 14 plik — 18 konser — 19 konser — 20,40 plük — 1İ solo piyano — 21,80 konser — 31,58 skeç — 2416 konser solo, ROMA (412 m.) —18 pilâk — 1345 radyo — 18 haber — 18,80 taganni — 20) habor — 1 haber — 21,45 konser — 22,15 komedi — 2345 konser. BUDAPEŞTT. (550,5 m.) — 19,15 konser — 1306 Halalayko k Ori — 18 pik — 21,39 Paristen nakil — 22 Çigan musikisi, OSLO (10714 m.) — 3 konser orkrstre iie — 22 opera hakkmda konser — 23,15 tris konser, MOSKOVA (1804 m.) — 9,30 dan 22,55 e kadar neşriyat. VARŞOVA (1411 m) — 1845 piik — 16,10 plâk — 1640 plik — 18 halk konseri — 1920 hafif musiki — 21,39 Paristen na- kil — 20,50 dans, KÖNİÇ VÜSTER HAYZEN (1685 m.) — T Hmnastik — 7,30 konser — 15 Berlin. den nakil — 1645 (kadınlara babsuş — 2149 Frankfurttari nakli — 21,80 Pnzisten makil — 23,30 Berlinden nakil PARİS (1725 m.) — 3İ tiyatro raosikisi — 1 bir tiyatro « 7145 konser. Öteden koşan süvarinin at ayaklarından yükselen tozlar, gök yüzünü bulut tabakalarile dol- durmuştu. Lâkin yetişinciye ka - dar işişten geçmiş olacaktı. Bunlar, İran ordusunun ser - dengeçti fedaileriydi. â Hünkâr bulmıya abtetmişlerdi.! O, Bunlar kırıla kırıla ancak sekiz kişi kalarak Hünkâra yaklaşabil - mişlerdi, Ölüm muhakkaktı. Hünkâr bu» nu anlıyarak acı acı güldü ve et - rafma baktığı zaman gördüğü manzaradan dehşet içinde kaldı. Kapı halkı hemen hemen yer - lerde yatıyordu. Ayakta durabilen bir kaç ki -| kal rüye yürüye yorulmuştum. Otele o omobille dönmeyi düşündüm. Kaldırım kenarında duran bir otomobile (bindim. Otomobil hemen haraket etti, bu kadarı siniz. İçinde kadın bulunan otomobilin yol masrafına, bu bö" susiyetinden dolayı zammetmij* hakkım var! tabif, Fakat. Tabii olmıyan tara- dei ini © ört bie teni fı da var. İşte: Otomobilin kapısı k9YU3İ dedim. Otomobilde kapanır kapanmaz, burnuma bir lavanta kokusu çarptı. Yanlız olmadığımı o bayretle gördüm. Güzel, bir kadın, otomobilin bir tesadüfen ku'unan kadın,... Me dam,... Şey, Matmazel, senif zanettiğin gibi değil. Muhterem ine büzülmüş, gözleri yarı afif..... i kapalı, bana bakıyordu, dudak- ii bir el bareketile sözü” mi esti : larında tatlı bir tebessüm vardı, ... Nazikâne özür diledim ve oto- mobili durdurup inmek estedim. — Bana onu anlatmanıza bs” cet yok. Ne kadar muhterem ne kadar afif olduğunu bilirim. Fakat genç kadın, bunu yapma- — Nasıl? maklığımı rica etti. Bana otomo- | — Evet. Çünkü yabancım der bilde bulunmasının sebebini an | gildir! — Metresimdir! Bu cevap üzerine şaşırdım. Bif onun yüzüne, bir kadının yüzüne baktım, ve o zaman asıl kendi min muhterem, afif olduğumU anladım. latmak için karma karışık bir | şeyler söyledi. Müşkül bir vaziyet- te olduğuna hükmederek kadını | teselli etmeğe çalıştım. Narin ellerini tuttum, Ellerini çekeceği yerde başını göğsüme dayadı. Bana karşı itimat gös- teriyordu. .*... , Netice itibarile, şoförün iste“ diği parayı verdim! Taksi otomobili yol alıyordu. Tarih el kitabı için kolaylık Istanbulda Ankara addesinde “Vakıt,, Gazetesi Idare Müdürlüğüne ... Efendim , Adresime bir cilt Tarih el kitabı yollayınız. Bedeli (100) kuruş postayla gönderilmiştir. Isim Adresi .—-————— sase ERER Yukarıki parçayı kesip gönderirseniz adresinize bir cilt Tarih hemen gönderilir. Büyük Tayyare Piyangosu i2inci Tertip 5inci keşide 11 Haziran 1932 dedir Büyük ikramiye 00000 Viradır Ayrıca: 15,000, 10,000 Liralık büyük ikramiyeler ve 20,000 z Liralık bir mükâfat vardır. temelerine karşı, düştükleri aczini yesile kıvrandıklarmı gören Hün - kâr, çok müteessir olmuştu. Kanlı Padişah, henüz gençti. Henüz hayattan kâm alacak bir çağda iken ölmek, ona güç geli - yordu. Fakat aslâ korkmamıştı. i, emsalinin arasında pek az bu - İunan cessurlar içinde sayılabilir şecaate sahipti. tası müthiş bir çatırtile kırlar? atınm üstünden on adım öteği fırlarken, Padişah, ikinci ve # ğmdaki Acemin üstüne atılmnıfi, Lâkin bu sırada bir kıvılerm yoğ) muru ortasında müthiş bir tile elinden kılıcı fırlamış, sol © lindeki topuzun bileğine bs! kayişi kopmuştu. Padişah silâP sız kalmıştı. Şimdi karşısında kana susamış Bu hali gören Acemler, şi” sekiz süvarinin affetmiyen kılıç - Osmanlı Padişahını diri diri *, ları başı üstünde parlıyordu. Korkunç bakışlı, iri ve kalın kaşlarının altındaki kanlı gözleri fırıl fırıl dönüyor, ağızları kö - pürüyordu. Vücutları yara içinde İmuştı. Allarındaki hayvanların ü- tarak Acem Padişahının huzur" | na götürmekteki muvaffakiyet ten âdetâ sarhoş olmuşlard!” Yoksa bir dakika içinde Hün” öteki dünyaya gönderebilirlerdi” İşte Padişah ta bunu anlar? Dört tarafına bakarak, alti .Padişahım halâsı, baht işi idi. üzere bulunan bir gediklinin im *| İl dadma yetişerek mütearrızı yere seriyordu. Birdenbire sekiz güzide Acem süvarisi ileri atılarak açılan ge * dikten Hünkârm etrafını aldı »| verdiler. lar. Peyklerle, silâhtar ve Hünkâ « Sadık kulların, onun hayatı rm arasına girmişlerdi. Artık! nı kurtarmak için ülvi bir savaşla| son gücü toplıyarak, is »| zengilerinden kan sızıyordu. He - men hepsi yaralıydı. Can acısile ileri atılmışlar ve şuraya kadar gelebilmişlerdi. Hünkârın işi tamamdı. O da bunu anlıyarak hayatını pahalıya satmıya karar verdi. İlk yakla - şan Acemin göğsüne öyle bir to - puz indirdi ki herifin göğüs tah - yorgunluktan, gürültülü Sağra lardan, atılışlardan, kant tazyikinden, kuvvetli arasında sıkışarak yediği muzların kanlı izlerinden bir hale gelen atın da yaramıyacağını görmüştü. 1 ik. > &