Son Bir Tetkik Bolşevik âleminde! Mekteplerde i — Yazan : Kontes Karolyi — mtihan usulü kökünden kaldırılmıştır Rusyada beş 36nelik progra için yapılan afişler Leningratta yeni nümunede| Yedi senelik bir mektep ziyaret| “tim, o Tatil münasebetiyle ço -| <uklar yoktu. Mektep yeni ya -| Pılmış, yepyeniydi. Baştan başa Simentodan yapılmış, büyük pen-' Serelerle müzeyyen, ziyalara müs-| tağrak büyük bir bahçe içinde ta Dümen sıhhıydi. | Dershaneler kırkar çocukluk -| tur. İlk derslerde eski rawallimler Kullânımaktaysr va orta tears Matta hep genç muallimler tercih| ir. o Muallim çocuklar la Sınıf sınıf yürümekte, devir; Wul takip olunmaktadır. Sovyet mektebi Avrupa mek-| inden çok farklıdır. Zaman “lur. ki, insan kendini mektepte değil, bir Fabrikada" zanneder. "Önlerinde yüksekçe gözlü, da ba üstünde kitap, hokka konacak Yerli uzun sıralar ve emsali şey- en eser yoktur. Dershanede böyle siralar yerine nümune ma» kinalar, her nevi âletler, harman inaları aksamı, otomobil im i Matı, kilit takımları, marangoz tezgâhları ve saire bulunur. Kim-| Ya lâboratuvarları fennin en son telâkkilerine göre kurulmuştur. Benimle mektebi aynı zamanda| *iyaret etmekte olan bir takım A:| Merikalı muallimler müessesenin Amerikanın emsali müessesele - Yinden daha mükemmel olduğunu bana temin etmişlerdir. d Talebenin ker birinin masasm * bir Bunsen lâmbası tesbit edi! 1. Coğrafya dershanesinde en gö| ? çarpan gayet büyük bir U, R. 2 itasıdır. e Bunun üzerin- toprağın muhtelif havalisi - “ verdiği muhtelif servetler ay- gösterilmiştir: Maden kö- Mürü, asbest, petrol, altın, pa | ük, lâstik, çay ve saire.. Mühim! Şlektrik merkezleri ufak elektrik| ş nerleriyle (isaret olunmuştur. Bunlar çocuklara topraklarında eler olduğunu mütemadiyen tak 1 etmektedir. Salonun duvar - #rafiklerle teşhir olunmaktadır. Tarih tedrisatı da, bütün diğer| LU görleketlerden farklı bir hal-| sig ümektedir. Hükümdor i“ Man ne zaman doğup ne za -| lere öldükleri, muharebeleri şöy-| yal, bir tarafa atılmış, yalnız bü- bun mühim halk hareketlerine, arm tekâmülüne; ihtilâlle - » İktisadi inkılâpların mantıki #ticelerinin teşrihine ehemmi - *t verilmiştir, u Yaşında bir çocuğun yaplır! 1 üzerinde beş senelik program| Ja Rusyada maarif: 2 M. | l ğı vazifeyi alıp baktım, mevzu derebeylik haliyle | ticari hal a! raşındaki farktı. Bir sınıfın derslerini tetkik ettim. Senede 4700 saat (oders var, Bunun 400 ü içtimaiyat ve tarihe, 500 ü Rus edebiyatına, 500 ü riyazıyata, (300 ü fiziğe. 190 » kimyaya; 190 1 coğrafya- ya, 890 relişlerine, 330 u nebata - ta, hayvanata ve tabakata, 200 ü resım Ve mimariye;-980“u ecnebi. lisanlarıma tahsis edilmiştir. Sovyet hükümetinin programı bütün teferrüatiyle öğretilir. Her talebeden her biri Stalinin nutuklarını ve merkezi komitenin! kararlarmı görür, okur. Vücut terbiyesine (o hassatan! dikkat olunmaktadır; f kat bu bahiste en ziyade müfte - hir oldukları nokta terbiye usul - leridir. Hiç bir ceza, hatta hiz! bir tekdir yoktur. Döğülen biri çocuk hocasını değil, anasını ba! basmr dahi mahkemeye verir. Çocuklar kendi kendilerinin hâ - kimidir. Zaptu rapta ve saireye münafi hareketi olan çocuk ge- ne kendileri tarafından intihap edilmiş olan cocuklar meclisi ta - rafından tevbih olunur. Çocuk - lar o meclisleri o murahhaslarmı muallimler meclisine murahhas o larak yollar. o Ağır suçlar hak -! kında orada müştereken karar it- tihaz edilir. : Gene her mektepte ana baba! dan ve muallimlerden mürekkep bir meclis (odaha vardır, (Sov - rod.) Bu ihtilâlden evvel de var- dı. Mektebin gidişini kontrol et mek, rey vermek sıfatı vazifesi bu suretle de çocukların analarında, babalarında da vardır. Çocuklar daima grup halinde çalışır. Grupta dersi her fert anlamadan umum grup bir adım ileri geçemez; bu umum Avru - pada cari usulün tam aksidir. Rusyada hâkim olan ruh cema - at, cemiyet ruhudur. Birlikte i- lerlenecek, kaviler mutlaka zayıf! ra yardım edecek, aranan par“ lak bir kaç talebe değildir. Ehem| miyet sınıfın orta halindedir. Fabrikalarda olduğu gibi mek teplerde de iyiliğe, çalışkanlığa gıpta hisleri uyandırılır, zu retle bir senede alınacak mesnafe- nin altı ayda alındığı vardır. Ge- ri kalan grupların ismi mektep duvarma asılır. İmtihan usulü kökünden kal dırılmıştır. Talebelerini tanımak itibariyle muallimler onları liyakatlerine gö << Adliyede: Hakaret davası Müddeiumumi iki muharririn de cezalandırılmasını istedi Köroğlu gazetesi sahibi Bur- han Cahit bey tarafından, Son Postada çıkan makaleleri üzeri- ne Peyami Safa bey ve neşriyat müdürü Selim Ragıp bey aley- bine açılan davaya dün Üçüncü ceza mahkemesinde devam olum- muştur. Dünkü celsede müdde- ivmumi iddiasını serdetmiş, Se- lim Ragıp beyin 485 inci ve Pe- yami Safa beyin, hakaret kar- gılıklı olmasını nazarı itibara alarak 482 maddelerle Oceza görmesini istemiştir. Dava mü- dafaa için bir mayıs pazar gü- nüne bırakılmıştır. iki kaçakçı adliyeye verildi Bekir ve Şevket isimlerinde iki kaçakçı yakalanmış ve adli- yeye verilmiştir. Bunlar muhte- lif kaçakçılık cürmiyle suçludur. lar. En yakın bir zamanda ber ikisinin de Ibtısas mahkemesinde muhakemeleri görülecektir. sanrasamma sanane VARaENN e va esere van semnemi mk sisaRei ee re tasnif eder ve en iyiler seçil - miş olur; Meselâ vereme müstait olan zayıf çocuklar için gene şehir ci- varında, ormanlar içinde, yüksek noktalarda yapılmış © mektepler vardir. e Eskidevrin altın ma-| deni işleticilerinden birine ait olup Moskova civarında çam ormanları içinde bulunan ve mektep ittihaz edilen bina- yı bizzat gezdim. Saçları kökün- den tıraş edilmiş, üzerlerine es - vap namına Yalnız kısa bir ha - mam donu giydirilmiş bir alay ço cuklar tarafından karşılandım, Ziyaretim O devam ettiği müd - detçe bir oğlan mektebinde bu- lunduğumu zannediyordum, çr- kacağım sırada bunların oğlan, kız karmakarışık olduklarını öğ « rendim. Taleberiin #üzde 83 ü a- mele ve yüzde 'on yedisi memur çocuklatıydı. Bu mektepler bü - tün sene zarfında açıktır. Zayıf çocuklar, buralarda, açık hava - da, doktorların tayin ettiği şekil i lerde sporlarla kuvvet ve hayat toplarlar; aynı Zamanda bir şey- i ler öğrenirler. Yetişmiş, yaşları ilerlemiş ço- cuklara geçelim. 4 ve 7 senelik mektepleri takip edememiş olanlar bir ve icabına göre iki senelik hususi, ihzari $1- raflarda çalıştıktan sonra Rabfak denilen amele fakültelerine kabul olunurlar, Buraya girebilmek i - çin yaş 16 dan eksik 48 den yuka- rı olmamalıdır. Rabfaklar daima büyük bir fabrikaya merbuttur. Amele bır rada fen şubelerine teknikuma| hazırlanır ve mütehassıslar alayı buralardan yetişir. Bu mütehas- sıslar bir kısmı fen memuru, mü - hendis ve fazla müstait olanları yüksek tedrisat (o müesseselerine sevkolunarak (yüksek mühendis yetişirler, Rabfaklarla F. 5. U.lar ara - sındaki fark sudur ki, Rabfak'a ilk mektep tahsili görememiş o - lanlar girer, onları yetiştirmiye mahsustur; o halbuki F.S.U.lar 7 senelik mektepleri bitiren 16, 18 yaşlarındaki çocuklara mah - sustur; fakat iki yoldan da yük- sek tahsil yapmak ve yüksek mü- hendis olmak kabildir. Yüksek tahsil müddeti dört se nedir. Bu usul sayesinde, her hangi bir felâket ve ya mahrumi- yet neticesi olarak zamanmda muntazam bir tahsil görmekten mahrum veya hic bir tahsil gör - memiş olanlar da tabiatın bu zul- münü âzim ve ümit ateşiyle ve - nerler ve makşatlarına vâsıl olur» lar. . Kontes 'Karolini israfından vanlan bu tetik yazımız burada bitmektedir. Pan- dan sonra, Basvekilimizle birlike Rus. vaya giden müdürimiz, Giresun meb'usu Hakkı Tarık beyin müşahedelerine müs teniden göndereceği ret makslelerini neşretmiye başlıyacağı 5 — VAKIT 28 Nisan 1932 —— | Sahne Hareketleri | İ Bir gece ve bir hayat Raşit Rıza tiyatrosunda Türkçe ve Yunanca müşterek temsil Bir müddet evvel, ilk defa olarak bir Türk kadın sahne san'atkârının iştirâkiyle, bir Yu- | nan trupu temsil vermişti. Bedia Muvabbit o Hanımla OGavrilidis trupünün . temsili. İkinci olarak ta, bir Yunan kadın sahne san» atkârının iştirakiyle, trupu temsil verdi. Matmazel Helen Halkusiyle Raşit Rız trupunun temsili, Türkçe söyliyen san'atkârın, Yunanca söyliyen san'atkârlarla müşterek olarak Jagiliz edibi Vilyam Şekspirin “Otello,, sanu temsili, muvaffak bir temsil olmuştu. (o Yunanca © söşliyen san'atkârın, (o Türkçe (söyliyen san'atkârlarla — Yunan (o edibi Spiros Melasın “ Bir gece ve bir bayat,, mı temsili de, öylr oldu. Usan ayrılğı, san'atkârları kai - şılıklı konuşmalarda en ufak bir tereddüde düşürmedi. Temsil, başından sonuna kadar anlaşma» | h, ahenkli gitti. Diğer bütün | san'tkârlardan ayrı bir lisanla ko- nuşan tek san'atkâr, bu temsilde kendi rolüne göre evvelki müş. | terek temsildeki ayrı lisanla ko- nuşan tek san'atkârdan daha çok konuşan olduğu halde. Temsilin wuvaffakiyeti, yalnız bu noktadan değildir. Rol alan bütün san'atkârler, esas itiba- riyle rollerini benimsemişler, tem- sil ettikleri şabsiyetleri ifade de ayrı ayrı ve derece derece be- nimsemiş olarak hareket ettikleri | gibi, eserin ruhunu ifadede de, umumi teimsil noktasından, tam bir muvaffakiyet göstermişlerdir. Matmazel Helen Halkusi » Ol- i ga, Raşıt Rıza Bey - Daras Te- lemak, Avni Füruzan Bey - Miltos, Vedat Ürfi Bey - Nıkos, .Celâl Yakup Bey» Krapas, Nebahat Hanım * Areti, Leylâ Hanım - U- ravya, Neriman Hanim -Stavrula, Mehmet Bey - Tİanasis, Eserin temsil kadrosu, buydu. Matmazel Helen Halkusi, sev- gi ve mecburiyet duyguları ara- sında kıvranar, yese kapılan kı n, Raşit Rıza B.,, ailesini kur- tarmak için yaptığı mübim ihti- lâsı kapatmak maksadile kızını arzusu hilâfına ahlâk düşkünü, bayağı bir zengine varmıya ic- bar eden müflis babayı, çok iyi canlandırdılar, Gerek jestleri, gerek seslerini idare edişleri, hesaplıydı. Avni Füruzan B., seven genç rolünde çok defa yaptığı ölçüsüz tehyyüç bareketlerini, bu temsilde istediği gibi kısabi'miş, sahne ha- yatında bir tekâmül merhalesine erişmiştir. Diğer san'atkârlır da rollerini kusursuz oynadılar, Esere gelince, muasır Yunan ediplerinden olan Spiros Mela- sın bu: eseri, Alman edip- lerinden Oo Herman (oSuderma- »ın bazı eserleri, bilhassa “Na- wus,, piyesi çeşnisinde üç per- delik bir piyestir. Aile şerelini kurtarmak ve bu arada kızını da bedbaht etmemek gibi, mevzuna göre iki zıt vazıyet arasında Çır- pınip duran bir baba. Baba- sının vaziyetini bilmiyen kızın, hoşlanmadığı zengin adamla ev- | lenmek icbarı karşısında İsyanı ve reddi. İş işten geçince hakikati öğrenmesi. Muhtelis babasını ha- pishanede çürümekten kurtarmak bir Türk” | | başka bir zengin adamla bir gece geçirip, kendisini feda ede- rek elde ettiği parayla ona kur- tuluş ve hayat temin etmesi. Kızı- nin bu hareketiyle yeni bir felâ- ket darbesi yiyen babanın te- matmazel Helen Halkusi ve Raşit Rıza B. hevvürü karşısında, kızı haki- “katen seven manevi evlâdı gencin, kızın bu fedakârlığın mazur gö- .rerek, onu gene kolları arasına ! alması ve bir aile muhiti için iki cepheden güç vazıyetin, umu» mi bir hazımla bu bir neticeye bağlanarak halli, Bu net.ceyle, asrın bir çok yerlerdeki içtimai vazıyetinin bir tahlili olan bu üç perdelik pis yes, ne fevkalâdedir, ne fena, Orta bir piyestir. İkinci. perde- deki bazı iki kişilik konuşmala- rm lüzumundan fazla uzun sayı" labilmesi mümkün olmasına rağ- men, sahne tekniği itibarile de, batiz bir kusur yoktur. Mevzuda, kızın meselâ (eski (o Alman ediplerinden G. E, Lessin- gin meşhur eserinde olduğu gibi, bir Emiliya Galotti akıbetine uğramaması, vaziyetin tebevvür ve tereddütlere rağmen, nihayet olduğu gibi kabul6, hazmedilmesi, zamanla ahlâk ve fazilet telâk- kisinin omasıl değiştiğini, bir sürelte ortaya alıyor. Geçen sene İstanbula gelerek verdiği omuvafiak o temsillerle sonsuz alâka ve takdir uyândı- ran genç ve müstesna Yunan sahne artistlerinden Matmazel Helen . Papadakinin, kendisini keşfettiğini, sahne de muvaffak olacağını daha sahneye çıkma- düşüncesiyle kendisini beğenen | h ” İM mi ii ni diy | dan kestirdiğini söylediği tanm- miş Yunan edip ve gazetecile- rinden Spiros Melasın bu eseri, Türk sahnesinde de seyircilerin alâkasını uyandıracak mahiyette bir tahlil mevzuunu çerçeveliyör, Muharrir Ibsan B. tarafından, eserin Türkçeye as'ından tercü- mesi de ilinala yapılmıştır. Sah- ne İisanına uygundur. Frarsız tiyatrosuna gelen Türk ve Rum seyirciler, san'atkârları sürekli sürekli alkışladılar. Bu arada Matmazel Helen Halkusi- ye bir buket verildi, Ve gelen- ler, “Bir gece ve bir hayat, bu muvaffak temsilinde, acı bir hayat safhasının gözleri önünden canlı bir şekilde geçtiğini gör- düler, Düşünce ve duyguya do- lunan mevzuun ahenkli temsili karşısında, güzel bir gece geçit miş oldular, Mehmet Selim