yeme TEE ŞA AY TAMAM BUBUL'un ÇETESİ Miltonu, üçüncü filminde de gördük. Bu film için en iyi ve en güzeli diyebi- Tiriz. Çünkü, bu sonuncu ve üçüncü filmde İlk iki filmin en güzel ve kıy- metli sahnelerinin âdeta birer hulâsa- ları olmakla beraber, Milten daha i- yade “Şarlo, laşmış, yani, onun usu- lünde bir film yapmış. Bubul'an Çetesi, filminin kıymetli Fransız artisti Leon rejisörü, Mato's dur. Doğrusu ondan bu derecede mu- vafakıyetli bir eser beklemiyorum. Sahneye konuş, oynanış, fotoğrafçılar ve vaka' tam bir ahenk içinde sonra, | hu film Mona Goya, Lili Zevako gibi güzel kızları da toplamış ve güsteri- yor. Bubul'un bir filmi anlatılmaz, gidi- lp görülür, tekrar ve tekrar görülür *ve her defasında da insan yeni yeni ve ayrı ayrı zevkler duyar, Onu, Milton'u bu sefer hir şofür ola- rak görüyoruz, Üstelik evlidir de, Ka- Tısı kendisini pek te sevmekle beraber, fazlacada tahakkümü altında tutma- maktadır. Maamafih, lâf aramızda, öyle güzel bir parça ki, onun tahak- kümüne bir çok razı olacaklar da yok değildir. Bubul, karısından ve herkesten giz- li olarak, on arkadaşı ile beraber, a Ne Sevimli? ed Si Meg Lemonye Jak Donbreval, hukuk tahsil eden bir gençtir. Fakat bu tahsil Pariste yapılırsa, alelekser mektebe gidilmez, zira, Parise okumıya gidenler eğlen- ceden bir şey öğrenmiye vakit bula mazlar. Misal istiyorsanız, işte, mem- leketten Parise tahsile gidip te d müş olanlara bakınız. Üç kelime yan-| kasaba eşrafından birisiyle evlenmiye Ws bir Fransızcadan başka bir şey bil-| mezler, O gün Jak gidip imtihan verecektir, Fakat daha mektebin yolunu bile bil-! İ memektedir. Bereket versin yolda Jak Tin isminde © da hukuk tahsili yapan| tlıp ta herkes ayağa kalkınca, bir kıza rast geliyor ve beraber gidip| En Son Sinema Haberleri $ Maurice Chevaller'nin en son filmi| olan ve ilk filmi gibi Jeannette Mac Donaldle yapmış olduğu “Sizinle bir| gnat,, isimli filmi hitmiş ve New - York şehrinde hususi olarak gösterilmiş. | Münekkitter ha filmi pek beyenmiş- lerdir, Hattâ içlerinden birisi bu " zinle bir #nat,,, diyor, epeyce uzıya - cağn be r. | $ İtalyan en büyük ve meşhur aks| trisi Ema Grammatica nihayet “İht yar kadın imli bir film yapmıya ra- zı olmuş ve mıştır, | Emma Grammatica kat yapmamıya karar vermiş 1) filmler çıkınca bu kararımı geri al- dı ve bu ilk filmini yaptı. Bu film, şüphesiz şimdiye kadar ya- pılan İtalyan filmlerinin en iyisidir. $ Henri Bernstrin'ın meşhur piyes» lerinden lisanımıza da nakledilmiş 0 lan Melo piyesi filme almıyor. Filmin baş rolinü meşhur Aman aktrisi Eli- zahet Bergrer oynıyacaktır. $ Lilan Harvey'i Amerikadan çağır- mişlar. Pek tabit film yapmak için. Fakat kızenğız haftada 100,000 frank yani bizim parayla on bin lira kadar İstemiş, Cevap hile vermemişler, $ Harry Liedtke, Conrad Veidt, Ru- dolphe Klein Rozge Georg Aleksandr! ve Annj Ondra Bükreşi ziyaret etmiş- lerdir. Alman filmler; propagandası. na matuf olan bu ziyarete, Fransız- lar, Bükreşe Albert Prejean İle Anna Bella'yı göndermekle mukabele ede. ceklerdir. 3 amma dam başma 500 frank verip bir at sa- tın almışlardır. İşte Bubul'un çete telâkki ettiği şey budur. Maksatları atı yarışa sokmak, kimseye haber vermemek, bütün para- Tarımı bü atrn üstüne koyup kazanmca milyoner olmaktır. Zira, ortaklardan hiç birisi atın kazanmaması hakkında şüphe bile etmemektedirler, Halbuki at, bütün manasiyle bir marsovandan başka bir şer değildir. Bu aralık yarım milyonluk elmasla' beraber, bir kız kaçırılıyor ve Bubul-; den şüphe ediliyor. İ Filhakika Bubul tevkif olunmuştur. | Yalnız, polis hafiyesi ve kızın annesiy-| le beraber, onu aramıya çıkaesklar- dır, ve bir hayli komik sahnelerden sonra kızı bulacaklardır. Haddi zatında, kızm kendisi kaçmıs tır ve hattâ nişanlısmı da kaçırmıştır. Maksatları rüştlerini ispat için sekiz gün saklı kalıp sonra, serbestçe evle- nebilmektir. İşte Bubul onları bulana kadar bizi güldürecektir. Bilhassa, bu cin gibi a- damin bir kadın kıyafetine girişi var ki ömür. Ve işin tuhafı, bu kıyafette Salona girerken, bir garson yaklaşıp o- na soruyor — Madam, bir boş masa mı arıyor-! sunuz? Kendisinin kadın kıyafetinde oldu- gunu unutan Bubul: — Hayır, diyor, karımı arıyorum. | Ve garsonun hayretten açılan ağzı karşısında toparlanarak tamir etmiye — Pardon, kocamı... Kocamı... imtihana giriyorlar. Jak yanmda otu- ran kızım kâğıdından kopya ederek iri imtihanda iyi bir numara alw at şifahi imtihanda, Jaklin'le bir çok müzakereler yapmış olmasına rağmen Jak muvaffak olamıyor. Hal- buki Jaklin muvaffak olmuştur. Jak tatili geçirmek üzere evine dö- nüyor, ve orada moter Barbarenle karşılaşıyor. Babası, Jak'ı küçük bir vilâyet şehri olan Riyom şehrinde açacağı bir no- terliğe yerleştirmek istemektedir, Jak naçar kabul ediyor, ve bu kasa- badakj noter müessesesini asri bir şek le ifrağ ediyor. Halk bundan mem. nundur, bilhassa kadınlar yeni note rin gençliği ve güzelliğiyle alâkadar- dırlar. Jak, Paristen, kendisine muâvin o- larak Jaklin'i de getirtiyor. Kendisiy- le kavgalr ise de barışıyorlar. Fakat etrafa derhal dedikodu yayılıyor, Jak da, kızın izzeti nefsini korumak için bu sefer, Paristen başka hir kız getir: tiyor. Yalnız, hu sefer de Jaklin kıs- kanıyor, ve güya, intikam almak için, razı oluyor. Jak sesini çıkarmıyor. Nikâh merasimi, noterin huzurunda yapılacaktır. Tak, sevgilisi, izdiva- iyle tescil etmek mecbu. riyetinde kalmıştır. Fakat imzalar a- Jak, damat bey ile kaym peder ve kayın $ Melek sineması Kate von Magr'ın Ronni isimli filmini göstermektedir. $ Glorya sinemasını gelecek sene başka bir müdüriyet işletecektir . & Opera sineması “gelecek “mevsim| İpekçi Kardesler firmasına intikal e decektir. $ Çin harsını, medeniyetini ve san'. atını bütün dünyaya fanıtlığından do- layı, Pekin darülfünunu, meşhur Çin- li artist Anna May Vong'u fahri mü. 1 Fakat ss ARYETE ilk Türk Varyete Artisti Sait Edib Böy Bir haftadır, Glerya sinemasmın sahnesinde bir Türk artistinin numa- ralar yaptığını görüyoruz. Bu zata Avrupada anlaşılmış olan manasiyle ilk Türk varyele artisti di- yebiliriz. Çünkü, bu zatın numaraları hakikaten çök kıymetli ve çok beynel- milelleşmiş bir tarzdadır. Sait Edibi kim tanımaz? Hayatmda bir defa Reyoğluna çıkmış olan kimse, muhakkak ki onu görmüş ve gene mu- hakkak tavurlarının hareketlerin her kesinkinden başka oluşu, nazarı dik. kate çarptığı için, akılda kalmış bir simadır, Ona bazan “Deli Sait, bazan da “Yüzsüz Centilmen,, derlerdi, Bu s0- nuncu lâkabı, sıfat teşkil eden kelime-| Anri Garat valideye dönüyor, Jaklin'i göstererek: — Size zevcemi takdim ederim. Diyor. Herkes şaşırıyor ve “nasıl 0- Tur efendim, filân diye itiraz ederler- ken Jak: — Gayet basit, diyor, muameleyi tescil ederken, sadece isimlerin yerini| değiştirdim, kendimi “damat,, hanesi- ne, sizleri de şahit hanesine imza et- tirdim. Ee Film pek hoştur. “Sevimli, değil, hoş. Artistler hep birinci sınıftır, An. Ti Gara, Meg Lemonye Baron Fiz ve Dranem. derris yapmıştır. $ Amerikalı artist Betty Compson Nis şehrinde bulunmaktadır. Parise giderken on iki bin liralık “elmasınm oradan kaybolduğunu “gören artisi polise müracaat ederek şikâyet etm!e-| tir. Fakat bu çalman elmaslarda ner.| deymiş biliyor musunuz? Artistin o- turduğu otelin odasında, bir çekmece- de. Meğer kendisi orada unutmuş. nin mecazi manasından dolayı değil, fakat onu sadece tavurlarmı tasvir ©-| dip yüzünün hatlarını göstermiye lü- rum hissetmivecek kadar güzel ve mu- raffak yapılmış bir karikatürünün #- tuna yazılmış olan yazıdan kalmıştır. Deli Sait, beş altı senedir aramızda yoktu. Avrupa, Amerika, Asya ve A- vustralyada dolaşmıştı. Beş kıt'adan yalnız Afrikaya geçmemiş, Sebebini sorduğumuz zaman: — Oradada yamyamlar var da on. dan. Dedi ve ilâve etti: — Moş bizde de dişe dokunacak bir et lokması filân yok amma, insan nel de olsa derisiyle kemiğini seviyor. Deli Sait, esasen nasıl artist oldu- Zunu ve nereleri gezdiğini, sahneden, oyuna başlamadan evel anlatıyor, hat tâ o derece büyük bir talâkatle ki, ge- çen akşam, seyirciler arasında bulu- nan ve ondan hiç se daha az meşhur ol mıyan traşçı Sait; — Şeker kardeşim, dedi, buna deli, meli diyoruz amma ekmeğimiz; elimiz den almıya kalkışıyor. » ia * Deli Saidin bir tek derdi var. — Birader, diyor, eskilerden ortada pek az kimse kalmış Beyoğlunda de Jaşıyorum hiç bir tanıdığa rast gelmi. yorum, Sade bazan Esref Sefiki görü- yorum, fakat o da beni görünce ihei- yarladığını hatırlıyor galiba ki, hemen “Akşama kulübe gel, görüşürüz, şim- di işim var, diye savuşup gidiyor, Be- reket versin kulüpte (Galatasaray kus lübünde) eski ahbaplar var, vakit geçi! | sine karşı olan İ i | | Artist ruhlu ve kibâr bir delikanlı | olain Peruza prensi saray tiyatrosun- | da oynanmak için tertip ettiği bir © | peretin elbiselerini Viyanadaki bir ms | Zazaya ısmarlamıştı. e Kostümler tw mamlandıktan sonra bunların Peruza- | ya nakli, kestümlerin ressamı olan | genç ve dilber Ronniyle yazıhane ha- demesi Antuvana tevdi ediyor. Bu İ operetin baş rolünü O oynıyacak olan aktris provalara başlamadan tam üç gün evvel bir behaneyle rolü kabul « İ den istinkâf edince (bu baş aktrisin * şahsında kendileri (o için bir menfaat | bekliyen tiyatro müdüriyle nazırların etekleri tutuşuyor , Kimi bulup kem- | disine baş rolü tevdi etmeli. Zira | baş rolü alacak kadının güzel olması şeralti esasiyeden, çünkü prensin ho- şuna giderek üzerinde nüfüz «nh'bi 6- lacak o ve bu suretle bu nüfüzdan nazırlar bilistifade kırala her istedik- lerini yaptıracaklar. Bu esnada Ron ni beraberinde kostüm sepetleriyle Pe rTuzayı vasıl oluyor ve bir eseri tesa- düf olarak prensle karşılaşıyor. Ron- niyi Viyanadan gelecek baş artist zans neden prens hemen saraya koşarak muvasalâtmı haber veriyor, Prensin bu yanlış zehabmdan isti « de fırsatını kaçırmak istemiyen tiyat- To müdüri hemen Ronniye koşuyor ve operetfe baş rolü kabul etmesini rica ediyor. o Ronn; her he kadar bir'kos- tüm ressamıse de musikiye olan İsti- dadı dolayısiyle bilhasen vazıyetin ga- rabeti sevkiyle kabul ediyor. OProvas ları müteakip verilen İlk oyun fevka- lâde muvaffakiyet kazanıyor. o Artik Ronnj; meshur bir artist mertebesine yükselmiştir. Fakat prensin Ronniye karşı meftuniyeti nazırların gözün - den kaçmadığındın Ronniyi prensin metresi yapabilmek gayesiyle heyeti yilkelâ Monbiju şatosunda oRonninin şerefine bir ziyafet — tertip ediyorlar, Ancak Ronnj kendisinden beklenen istifadenin tarzından âdetâ mafrej gi. tiğinden prense karşı barit-davranı » Yor, diğer taraftan Ronninin kendi - muâmelesinden mü teessir olan prens de Ronninin he - men memleketten uzaklaşmasını irade buyurunca esasen aradaki tefehhüm kızı sarayı terke mecbur bırskıyor... Fakat hu müfarakat uzun sürmiyecek tir. o Çünkü Ronniyi cidden sevmekte olan prens Ronniyi yolundan alıkoy- mıya gidiyor ve Ronni de prensin bu hissine mukabilsiz duramıyacağı için prensin kendisine teklif edeceği tesrik haiyatı tabiatiyle kabul edecektir. Fransız tiyatrosunda Raşit Riza Tiyafrosu San'atkârları Tenzilddi bayram temsilleri, Bugün 1590 da ve gece 2130 da Yarasalar Pives 3 perde Nakleden : Mabmut Yesiri Bey Kişe sabahtan açıktır. Localar mevsiler 100. 60, 50, 30 kuruş SUREYYA Tiyatrosu ERTUĞRUL SADETTİN ve ARKADAŞLAR Kadıtöy Süreyya salonunda 4 üncü günü ak- şunu ; Beşiktaş yeni sinema salonundt Bayramın 3 üncü günü akşa Babaların Günahı ve Bravo Rejisör ve komedi va m Karanfil kalfa bayrımn sensesansesasarasssssnas sase sess senemsen vene senen anes Tiyoruz. ... Sait Edip —Kimbilir neden isminin muhakkak “Sald Edib,, şeklinde yazi) masını İstiyor?— Bu yaz sonu İstan buldan gene ayrılacak, Amerikada bif turneye çıkıyor,