— 4— VAKIT 31 MART 1932 Günün Haberleri Terkosun kazancı Şirket mevcut tesisatının bir milyon üç yüz seksen bin lira kıymetinde olduğunu Terkos şirketi hissedarları u- mumi heyeti dün şirket merke- zinde Tevfik beyın riyasetinde toplanmışlardır. Içtimada okunarak umumi he- yet tarafından tasvıp edilen ida- re meclisi raporuna göre, şirke- tin abonoman mikta sinde 17997 yi bu Sene içinde yeniden 756 şube yolu tesis edilmiş ve 1764 su saati konulmuşlur. Hususi abo- nomanlardan alınan ücret 701649 lira, müşterilerden fazla su sar- fiyatı namı altında alınan para da 272,103 lira 25 kuruğtur. Beş metre mik'abı su sarfiyatı üzerinden belediyeye verilen 20 para aidat çıkarıldığı takdirde şirketin 1931 senesindeki gayri safi basılâtı 735,204 lira 92 ku- ruştur. Bu hesaba göre geçen sene içinde terkos şirketi 106 bin 9İ lira 54'kuruş kazanç temin et- miştir, Bu paradan 5304 lira ih- tiyat akçesi olarak ayrılmış, be- | her bisse senedine, 30 frank ve- rilmek üzere 1 milyon 200 bin | rı 1931 sene- aştur. söylüyor bin liranın hisse- sına karar veril- frank yani 100 darlara miştir. Raporda şirketim istikbalinden | behsedilirken, hükümetimizin 1887 tarihli munzam mukavele- namenin 16 inci maddesi muci- bince şirket tesisatını osalın almak niyetinde olduğunu 7 Teş- rinievvel 931 vasıtasile şirkete bildirilmekte ve iştira dolayısile aynı mukavelenamenin ikinci fık- rasına tevfikan hükümetle şirket arasında hususi bir mukavele yapılacağı ilâve edilmektedir. Raporun sonuna ilâve edilen bir cetvele göre şirketin mevcut tesisat, malzeme ve sairesinin mecmuu kıymeti 1 milyon 380 bin 247 liradır. Rapor ve plânçonun tasdikin- den sonra yeni idare heyeti in. tihabatı yapılmış, senede 600 ii- ra ücretle Münür B. mürakipli- ğe ve Sezai B.de muavinliğe tayin edilerek içtimaa nihayet verilmiştir. Nişantaşı | Ust tarafı 1 inci sayıfad | lunan maznun Hamdi efendi, Cevdet Mollanın eniştesidir. Cevdet Molla Beyin anlattığı muhakemeye, istintak kararna- mesitin okunmasile başlanılmış- tır. Sonra müddei Cevdet Molla bey davasını şöyle anlatmıştır! — Hamdi Ef. kaymbiraderim- dir. Bundan on beş sene evvel üç çocuğunu bana bırakarak idaresini temin maksadiyle baş- ka şehirlere gitti. Bir buçuk se- ne evvel döndü. Bu gelişinde, başka yerlerde iş bulamadığın- dan bahisle bir iş bulmamı ben- den rica etti. Kendisine İzmir tütün inkisarında bir iş buldum, onda da tutunamadı, tekrar evi- me döndü. Fakat bu dafada evde kendi kırıle O geçinememeğe başladı. Bütün aile halkının huzur ve sü- künunu selbediyordu. Bu yüzden bir gün kızi ailemi kendime ait bulunan başka bir eve taşımak mecburiyetinde kaldım. Hamdi efendi büsbütün tuhaflaştı. Kızt- Bı kaçırdığımızdan, 110 lira para sını gaspettiğimizden bahsederek mahkemeye müracaat etti. Ha- diseyi kapatmak için kızını ge- tirttim. Ve bir sabah bizde olan 110 lirasını kendisine verceğimi söylemek üzere evine gittim, o- dasnda bir müddet nasihatte bulundum . Bir aralık karyolasının ucun- dan bir tabanca çıkardı. Üzeri. | me yürüdü. Hâlâmı söylüyorsun? Seni öldüreyimde gör!,, Diye | haykırd:. oTabancayı Üzerime ateşledi. ,, Maznun diyor ki Maznun Hamdi Ef, de isticva- bında şunları söylemiştir: — Vak'a günü Cevdet Mo'la odama geldi. Elinde silâh vardı. Tam beni vuracağı sırada elime geçirdiğim bir tahta parçasiyle kendimi müdafaa eltim, aramız da boğuşma oldu, ve bu arada Hadisesi silâh patladı. Ve Cevdet Molla odadan dişarı çıktı. Aramızdaki dargınlık, beni evlâdımdan ayır- masından ve evvelce zevcesine verdiğim 130 iirayı istememden İ çıkmıştır. ,, Şahitler Bilâhara şahitler dinlenilmiştir. Bunlardan Nasibe H. şöyle söy- lemiştir: — Cevdet Molla Beyin Hamdi | Ef. nin odasına geldiğini gördüm. Cevdet Bey Hamdi Efendiye “paramz ve kızımızı vereyim, evimden çıkl,, diyordu. Hamdi Efendide: — Peki, bir iki gün müsaade et.. Çıkarım. Diye cevap veriyordu. Birden- bire aralarında bir boğuşma oldu. Ve bir s'lâh patladı, Bun- dan fazla birşay görmedim. Biraz sonra aşağıya indiğim zaman Cevdet Molla B. mübaşir Ken" an efendinin odasında nöpa üzerinde baygın yalıyordu.,, Cevdet Mollanın zevcesi ve Hamdi Et, nin hemşiresi Safiye H.ım şahadeti samiini teessür içinde bırakmıştır. Safiye bildiklerini şöyle anlatmıştır; — Kardeşim perişan bir halde İ yanımıza gelmişti. Kıziyle ge- çinemedi, ve kız kaçtı. Hamdi, kızın bizim kâçırdığımızı ileri sürerek, mahkemeye müracat etti. Nihayet kızı getirteceğimzi ve istediği parayı vereceğimizi söyledik, fakat hadisenin önüne geçmek kabil olamadı. Her za- man “intikam alacağım!,, derdi.,, Mahkemenin yaptığı ikinci cel- sede (müdde'umumi iddiasını serdederek maznunun cezalan- dırılmasını istemiş, maznun veki- li müdafaasını yapmıştır. Öğleden sonraki üçüncü cel- sede mahkeme kararını vermiş- tir. Bu karara göre Hamdi efen- di bir sene iki ay hapis yatacak ve beş yüz lira tazminat vere- cektir, tarihinde noterlik | tebliğ edildiği | bir kas ! H. | — Takvim Perşembe Cuma 31 mart 1 nisan 23 Zilkade 24 Zilkade Gün doğuşu 543 batış 1834 Sabah 1,43 Öğle “5 İkindi Akşam Yarı Imsak namazı Yılın geçen gür « Kalan Ça fruması Bam Hava — Dün «cı dereceydi Bugün hiva şark att Nakıs 1 olacak, rüzgir etrafında mütebavvil esecektir. | Radyo | istonbul den 7 € wadar gramoton, 7,30 dan 830 « kadar Hay- e saz, 830 dın9 4 bakkında kon 9 dan 10 a kadar Belkis hanımın 1 bile 10 — 6 riye Banımın iştirak kadar Mimar Sin saz, dan !030 a kadar Ya, Viyana — 1230 pl 15 plak konseri - 1630 Konser ser. 0040 Faust 3435 dans HMellsberg — 740 konser — 93. Jimnastik 17 k akil 20 Konser — 20,20 plâk 13 körser 18 kon- pmmastik ve 1530 plak ser — 90,30 7 Bükreş 91 Konseri Budapeşti ve keman orkestra konseri 10,15 Könser ses 2030 Italyan musiki kişi lenri ri— 2140 Kor muhtelif Av Roma 2245 konser. Moskova — 21 de tiyat Varşova — 1335 solö könseri — 1835 konser — konser 2330 dans Paris — 7,55 jimnastik — 13,30 &on - 2040 konser Yarın 1 nisan Viyana 1230 konser — 14 cuklar iç 10 konter — Marte, heyeti istasyonlarından nakil 2i pilde - 21,45 konser - en meş plik — 17,40 21,45 11 mektepliler için - 16,30 ço .— ır 20 kon 9305 dans Heilsberg — 730 jimnasli mesiki — 950 sik — 13 Danz deh nakil — 7090 konser — 22,10 Berlinde “ Bükreş — 13 plak — PAS tiyatro — Roma — 13 plak — musiki konseri — 1530 konser — ve jicra konser seri | operet Budapeşte — (015 askeri ser — 13,05 Balalaşka konseri konser — 2040 filarmonix. konser 23 Tsigan musikisi, Oslo — 2150 Hindi Han tarafından s#onser — musikisi, Moskova — 930 dan 21 e kadır kon tenor Ali 2315 oda 30 Mart 932 Kambiyo Fm sr Frangı i Ingiliz lirss Kr. TA, mukabin Polar in büret Petça Drahssi is. Frazk Lara Florin Kuron Sili Ziori Feng < Lev 1 Türk Tiran Dinar Cervdnez Kuru : Nukut | Fransiz Frangı Dolar İngiliz Uras Üret Borsa harici | Alan Mecidive Binknor ET İ ortasına doğru yürüdü. Elinde mü- İ çerin | de | kanıdan mer - 1930| ! ladık. Elimizde Bavulun içi muayene olundu.! Hiç bir şey buunamadı. Sonra sı- rasiyle dolaplar, çekmeceler yok-| landı. Larşe, birdenbire sordu: — Bu ne? Elinde küçük bir vazo sa'lıyor-! du. İçinden madeni bir ses geli- yordu. Bu vazo, dar ağızlı ve Çin taklidi bir vazoydu. Larse odanın temadiyen vazoyu sallıyor ve ve-| kilharca soruyordu: inde ne var? — Bilmiyorum efendim. . erim yok.. Larşe vazoyu başaşağı anoy'un Habe! çevirdi havretten | yere bir hançer-| n düştüğünü gör a yerinden bile bulamadan, pe enn çekmiş ve: sri, Bamusuna- edeceğiniz adam bu muy- rdünüz mü? Kastelmay -| Esilip kalmış- vada dona pırdıvor, bir seyler sö yor fakat söyl yemiyordu. Niba - yet boylu boyunca yere düşüp, ba- yıldı. İarşe pencereyi açar»k jandar-| malara seslendi. Ve yukarı gelen başçavuşa: — Su adamı alm: Pedi; jandarmılar veki'harcı . Larse, han - iğnevi muayene Nihavet: — Efendiler, dedi. katili yakı kendisinden şüp- etmiyordu. #2 henüz kan- zlenmiş, edi - yordu mış bakiyordu. h. dedi, hem bakınız, avurta tutulabilecek yeri var. Bu silâhla bir darbede kal be yetişilebili Hem Patris, yan âlâ yetişe bil öldürebilir. di. Evet. İşi kanlı camasır tamamdır. Fakat daba bir takım deliller bulsak iyi olur. Arıyalım. Hep birden tekrar taharriyata basladılar. Fakat bir sey bulama” teki hizmetçilerin odaları & bir şey bulunama- . Sadece, Patrisin, satorla baş - ka şeriki olmadığı anlasıldı. Lar-| se memnun gö Fakat Franoy: Dea halim Mai DEDA ker di hesabıma hareket etmiyordu. Larsr, Franoy'a garip garip ba - karak: — Acaba neden, lâtfen söyler misiniz? dedi. — Gayet basit. Meselenin bi- davetinde. şatoya bir kadınını gir- diğini ve kadının Rus olduğunu! un r musunuz? İ — Evet halınız var. Kadının nasıl kaçtığı şimdi anlaşılıyor, Şüphesi» vekilharç ona yardım et- mistir. Neyse, onu ele geçirdik ya!,. Kont itiraz etti: i değil mi? Ni — Fakat kasalar meydanda! i yok. — Merak etmeyiniz, kasaları da öteki seriki cürümlerin isimle- riyle bulacağız. En güc işi hallet tik, Müsyimlerden birisini yaka-| i deliller de var. Üst tarafı kolay. Ben adamı söy- letmesini bilirim, Franoy titredi. Polisin adam İ izier, bizzat geçitten Nakleden: af söyletmek için kullandığı usulleri biliyordu. — Evet, diye mırıldandı, şim- di zavallı için yapılacak yegâne şev, söylemekten ibaret olacaktır. İki genç şatodan ayrıldıkları za- man saat 7 vardı. Kont amcasının yanında kalmıştı. Patris çoktan hapishaneye götürülmüştü. Mü- hendiş: — Nihayet, dedi, yakaladık. Artık itiraf eder ve elbette söy- ler... - Şeriki cürümlerini ele verir n buna sevinmiyor- sunuz azizim, nihayet istediğiniz İ oluyor, galebe çalıyorsunuz. — Evet. Siz, Patrisin Rus ol - duğunu, Gürcü kadınlarla olan münasebetlerini siz meydana çr” kardınız. Şimdi onlar da yakalana cak ve şüpbesiz idam edilecekler. Lartig cevep vermedi. Susuyor İ ve düşünüyordu. Franoy birden - bire otomobili durdu ve: — Şimdi ne “yapacağız; biliyor musunuz? — Hayır. Siz söyle; — Güzel gürcüleri zara ede- riz. Bakalım bu havadisin üzerle- rinde ne tesiri olacak. Bunu gör- mek nek hoşuma gider. — Franoy, bana doğrusunu söy leyiniz, oraya niçin gitmek istiyor dedi, İ sunuz? — Sadece kendilerini haberdar etmek için azizim.. Eminim ki Sonya'yı seviyorsunuz ve aşkınız pek büyük, ayni 0 kurtar: fırsatı izhar iç Lartiz candan bir hareketle dostunun eline sarıldı ve: — Teşekkür ederim, dedi. — Hem suna da işaret edi- niz ki, kız kardeşi Elenada bu fırsatlardin o istifade (o edecek, Fakat me yapalim. Bu kadın boşuma gidiyor. Hatta, biraz daha ileri gitsem, onu himaye- me alacağım. Böyle soğuk kan lılığı, böyle metaneli doğrusu pek az kimsede gördüm. Patris her halde iki günden evvel iti- rafatta bulunmaz. O zamana i kadar da, iki kız kardeş, iyi bir tayyareyle bir baylı uzakla- ra gidebilirler. Franoy tekrar otomobili hare- ket ettirdi. Bir müddet sonra: — Larşenin galebesi de, dedi, görülmiye lâyk bir hâdise. Biran, kendisine, “Niçin da- ha evvelden aramadındı,, deni- leceği akla gelmiyor. Hoş o za- man da delillerin oraya saklan mamış olduğunu söylerdiya... Belki de hakkı olurdu. Fakat o kadar memnun ki daha fazla- sını düşünmüyor. — Ne demek istiyorsunuz? — Yani ben olsam bu kadarla iktifa etmezdim. — Meselâ! — Larşe, bize Patrisin cesedi geçide sürükliyerek (saklamak için götürdüğünü söylüyor. Yani, o tarafta kendisinin meşgul ola- cağı birşey yokmuş gibi,. — Evet. — Fakat gidip izleri tetkik etmedi. Zira, onun moktai naza- na göre bu izlerin şatodah baş- laması lâtım.. Halbuki garip şey, başlıyor. Halla, cesedin saklandığı delik- ten birkaç adım ilerden, .. GLOR Y A'da « Cumartesi akşamından itibaren: KAHKAHA HAFTASI Büyük Paris'li EB BAHRiYE fantezist GA EGLENiYOR (La Marine 5" Amuse) güzel şarkıları mubtevi şen filminde. Bu eseri severek göreceksiniz.