ee : eri “VAKIT 30 Kânunusani 1932 — Ga kk Ak lie az İKslediyoden şikâyetler! Sanatoryom mayıs başında açılacak Besim Omer paşa, , ne yapalım belediyeye yazıyoruz fakat karşımızda faal bir sıh- hiye heyeti göremiyoruz, diyor! Veremle mücadele cemiyeti, senelik kongresini dün sabah saat onda Halk evinde yaptı, Cemiyet reisi Ali paşa birkaç kelimeyle celseyi açtı ve umumi kâtip Tevfik B. senelik çalışma raporunu okudu. Raporda; cemi- yetin geçen seneki başlıca faa- liyeti olarak sanatoryom açmak teşebbüsü zikrediliyor ve buna ait işler birer birer sayılıyordu. Raporda bu işin son safhası şu ! suretle tafsil edilmektedir: : (ik verem sunatoryomunu mayis; iptidasında açahileceğimiz kanaatin « deyiz. Memleketimiz hastanelerinden birinde çalışarak ehliyetini tasdik et- tirmiş olan bir Alman hemşireyi baş hemşire olarak seçtik, Şimdi Avrupa da kendi hesabına bir sanatoryomda çalışmaktadır. İşimizi milkemmelen görebilecek bir röntgen cihazı sipariş ettik, Karyolaları ısmarladık. Kalöri- fer işi mühim bir meseleydi. Paramı. “gm azlığı bizi düşündürüyordu. Buru da da Hilâlkahmerin kıymetli yardı - mi imdadımıza yetişti. Kendilerinde mevcut bir o kalörifer tesisatını bize hediye ettiler. Bu tesisat Eskişehir - den gelmek üzeredir. Bunu da şük» ranla arzederiz. Tesisat için elimizde on bin lira kadar az bir para kalması bizi başka varidat aramıy icbar eti.) Müşkülâtı bir dereceye kadar azalt »| , mak için ayni teberriatı temin ve ken di hesaplarına yalak tefriş ettirmek için muhterem hulkinuzın hamiyetle- rine mürâcanti kararlaştırdık. Ali Pa; Şa İle Ömer Lütfi beyin bazı müesses; seleri bizzat dolaşmalarile şimdiden mühimes bir muvaffakıyet elde ettik. “Temin edilen teberruatım bir listesi şudur: Kasaplar şirketi iki yataklı bir dön! tefrişi için üç yüz, Meymenetli kanda| Hacı Mustafa bey ve ayni handa Ha- san Âli ve Osman Nuri beyler birer yatak tefrişi için yüzer lira, Burhan Fehim bey 200 lira kıymetinde Mer - sedes marka yazı makinesi, 35 lira kıy metinde makine âlâtı, 10 lira kıymetin de bir fanüs, Zenit fabrikası bir ceviz duvar saati, Bayer — Vidmander mü, “ #enevvi ilâç, Evliya zade Nurettin hey den vakez — âleti ve baskül, Şişman Yanko efendiden havlr, Fahri efendi tarafından elektirikli srenk hava âleti,! ve MH paspas, Orozdibak o müessesesi üç top amerikan bezi vermişlerdir. Eyüpteki dispanserimiz geçen sene| mutat şekilde faaliyetine devam et - miştir, Geçen sene dispanserimizde 1159 hasta muayene edilmiştir. Bunun 615 i kadm 275 j erkek 285 i çocuk tur. Bunlardan 123 kadın, 72 erkek, 63 çocuk ki cem'an 256 sr yeni hasta - dır. Lâboratuvarımızda 130 balgam, 149 idrar, 65 kan muayenesi yapılmış! tor. 46 hastaya ilâç verdik. 22 hasin sanatoryom ve hasiâneye (o yatımldı. Eyüpte çarşıya yakın bir yerde 619 li raya 600 arşınlık bir arsa satın aldık. Buraya yeni bir dispanser binası ya- © pilacaktır. Aza adedi geçen sene hin © yedi yüze çıkarıldı. Geçen sene beledi ye 2000 lira vereceğini vadetmişti. Fa kat ancak 500 lira alabildik. Umumi muvazeneden bir şey alamadık. > Bakteriyolor Refik beyin hemşire si Cemile hanım Beşiktasta 8000 Vira “ kıymetindeki evini vefatından sonra cemiyetimize İntikal etmek üzere te - berru etmştir. Şükranla karularız.,. Rapor kongraca tasvıp edildik- ten sonra kongra riyasetineBesim r paşa seçilmiştir. Paşa âli makamlara tazım ve teşekkür telgrafları çekilmesini teklif et- miş ve bu teklif kabul olunarak İş raporunun mwunakaşasma geçil © miştir. Rapor münakaşayı mu- dl cip olmamış, azaların hepsi i- dare heyetinin geçen seneki iş- lerini şüranla yadetmilerdir, Bundan sonra merkez umumi azasından sülüsü kur'a ile ihraç edilmiş, fakat bunlar geçen se- ne fevkalâde surette çalıştıkla- rından gene ibkaen seçilmişler- dir. Yalnız azalardan biri Ana- doluya gittiği için yerine Fikriye | Fikri H. seçilmiştir. Idare heyeti: Sanatoryom tali | matoamusi, idare şekli ve kad- rosunun tanzimiyle milli merkezi verem mücadele cemiyeti teşek- kül ettiği taktirde ona iltihak edebilmek için umumi merkeze salâhiyet verilmesini teklif et- miştir. Nazmi Duhani bey cemiyetin 5000 hralık budçe yekünunün (30) bine çıkarılması için çalışıl- masını, Orhan Tahsin bey rapor- da verem hakkında konferanslar verilmesini, hatta ilk konferansı kendisi vermeyi kabul ettiğini söylemiştir, Közim Nami bey, dispanserler adedinin artırılma- sını, yeşil aycılarla birleşerek içki ile, bilhassa hileli içkilerle müca- dele edilmesini, Himayei etfalden yardım istenerek bir çocuk pre- vantoryomu tesisini, halka sıhhi terbiye verilmesi hususunda bü- yük vevasi mikyasta propaganda yapılmasım teklif etmiş ve ezcümle demiştirki * © “Halka sıhhi terbiye zımdır. Tramvaylarda en kibar adam- vermek lâ“ saat 21,40da GLORYA Sinemasında Gidip Temaşa ve Alkışlıyacağınız AŞK HULYALARIM Nam Büyük ispanyol Operet filminde DON JOSE MOJCA ve CONCHITA MONTENEGRO Don Jose Mojica'nın fotoğraf- ları sinema gişesinden mecca- nen dağıtılmaktadır. Şehzadebaşı Ferah Sinemada Bu gece saat 9,30 da ramazanın s0 nu münssebetile 4 üncü moazzam vur- yete programı numaralar kâmilen değiş- | talebelere tenzilât, 3 üncü kat miştir” İ aile locaları daile locaları 175 kuruş ASRI Sinema! Bugün ve Yarın 161/2 Matinelerinde PAOGAAJA ILÂVETEK ZENGİN Varyeteler miralay Aziz, rönlgenci Ziya, bahriyeden Tahir Ismail beyler için bir dakika susuldu. 9 martta Londrada toplanacak olan beynelmilel şehir hıfzıssıh- hası kongresine gidecek doktor- ların isimlerinin tesbiti ve bun- ların bir heyet halinde gitmesi, Ankarada ve Anadoluda bulu- nan ve arzu eden doktorların cemiyet yardım Sandığına aza yanılmaları kabul olundu. Tabibi müdavisi bulunan bir hasta diğer bir doktora müra- caat ederse ikinci doktor ne şe- kilde hareket etmelidir? Movsu- lu ihtilafların etibba odasınca balline karar verildikten sonra larm yerlere tükürdüklerini, sümkür-| içtima bitti, düklerini gördüm. Hele sokaklarımız #smarlar yeni idare heyetlerini gecilemiyecek adar pistir, Sabahları| mektebe gilmk içlen Beyazıttan Emi nönüne kadar yürürüm. Fakat yürü- düğüm bir sokak değil, bir mezbele » liktir. Sonra belediye de sokaklara hiç bakmıyor. Balgaml adolu olan so - kaklar sulanmadan süpürülüyor. Bun ları hep yutuyoruz. Bunun için halkı temizliğe alıştırmalıdır... Buna Besim Ömer Pş. cevap vermiş, tekliflerin makul olduğu- nu, halka sıhhi terbiye vermek jiçin çalışalacağını söylemiş, bele- “ I diyeye ait olan kısma da “ne yapalım. Yazıyoruz, söyliyoruz. Fakat karşımızda bir heyeti sıh- hiye ve feale göremiyoruz,, de- miştir. Radyoda bir seri konle- rans verilmesi hakkında teşeb- büslerde bulunulmıya karar ve- rildikten sonra toplantı bitmiş- tir. Doktorlar arasında Etibba odası umumi heyeti dün sabah aylık toplantısını Halk evinde yaptı. Geçen içtima zablı okunduktan sonra cemi- yete yeniden girmek istiyen bazı doktorların azalıkları kabul o0- lundu. Bu ay zarfında vefat eden Gümüşsuyu hastanesi sertabibi Gelecek Çarşamba akşamı Elhamra Sinemasında Senenin Ikinci Türk Filmi KAÇAK Kısmen Sesli, 929 Güzellik kraliçesi FERİHA TEVFİK HANIM ve Darülbedayi artistleri tarafından temsi! edilmiştir. seçtüler Güzel san'atlar bizliği mimari şubeside dün saat 16da Alay köşkünde senelik kongresini yap- mıştır, Şubenin bir senelik faa- liyeti hakkında idare heyetinin hazırladığı rapor okunmuş ve heyetin işleri takdir edilmiştir. Memleketteki mimari bareketler mimar ve mühendis odaları ve mimari mecmuası meseleleri tet- kik olunmuş ve bu meseleler üzerinde hararetli münakaşalar yapılmıştır. Neticede mimar ve mübendis odaları Kanununun bu sene meclisten çıkması için te- şebbüsler yapılması ve bir sene- denberi neşredilmekte olan mi- mari mecmuasınında daha mü- kemmel bir halde çıkarılabilmesi için çareler aranması kabul edil- miş ve bu hususta yeni seçile- cek idare heyetine salâhiyet ve- rilmiştir. Bilâhare idare heyeti seçilmiştir. Yeni idare heyetine mimar Sırrı, Burhanettin, Faruk Galip, Arif Hikmet, Sedat Alişan ve Edip beyler seçilmişlerdir. Yeni azalıklarada mimar Adil, Abi- din ve Jan Tulbeniçiyan beyler ayrılmışlardır. IL AR Şarkılı Hepinizin a akşama, Müellifi : Nizamettin Nazif Acuzenin Definesi Ressamı : Münif Fehim - Üç tuğlu vezirin elçisine hör- met edelim !.. —g3— Aradan bir kaç zaman geçince da rüsande ağasına çatmış, her gün bir İ başka hediye vererek dostluğunu iler! letmiş.. Nihayet bir fırsatını getirip: — Ağam.. — demişti — Sana mü») him hir sır vereceğim ama, bir iki gün daha geçsin! Fellah meraklanmış, bir kaç kere kendisini sıkıştırmıştı, fakat Alfonso işi kıvamına getirinciye kadar sabret mişti; ve ancak arslanlı havuz başın-; da Hüseyin paşaya işkence edilirken habeşinin kulağına fıslamıştı. Darüs- sande ağası kavuğunu başından fır- latan heyecana işte o zaman tutulmuş tu. Yahudi kısaca şunu söylemişti: — Eğer sadrazam derhul katledil mezse maazallah iki gün xeçmeden padişah Hüseyin paşanın âkibetine uğ riyacaktı, Vezir yeni sarayından bir ! yer altı yolu kazdırttı, Bu yol hasbah gede gül fidanlı asmanın önünde bi - tiyor. Maksadı geceleyin ansızm sara yı basmak ve şehzade Mustafayı tah ta çıkarmaktı.) Sonra onu almış Keranm gizli evi ne götürmüş, amelelerin cesetlerini göstermişti. Padişahın bir gece evvel veziri sa- rayda alıkoyup geç vakte kadar şat- ranç oynamasındaki keramet buydu. Paşayı taht odasının yanında ya» tırmaktan maksat onu göz önünde bu Tundurmaktı. İşte cellât Mehmedi tahtezzemin yoldan geçirip saraya sokan ve padi-) şaha bir kese dolusu altına mal olan ilâhi takdir buydu. — 85 İNCI KISIM — BEKLENİLMİYEN BİR ADISE Kale kapısı acılmea dört süvari at Tarımı şahlatarak, oynâtarık iç avlu ya girmişlerdi. Kavuğunun tam ortasında siyah bir sorguç taşıyan adami, diğerlerine, nazaran cok ağır giyinmişti. Atldar-) dan biri hemen yere atladı, onun mü-| temadiyen şahlanan atını zaptett; in- mesine yardım etti, Kapıyı açan Rehalılar herifi va - dırgıyan nazarlarla süzüyorlar, fiya kasına bıyık altından gülüyorlardı. Diğer iki atlı da yere iniace o, kam gisile bir mızraklıya işaret etti: — Hişt bana bak! Fakat mızruklı kendisine metelik bile vermedi. Hatta başmı başka tara fa çevirerek o burnunu karıştırmya başladı. Bunun üzerine herif, sorgucunu tit reterek koca kavuklu kafasını salla: dı, Anırır gibi haykırdı: — Behey adamlar! Benim kim ole; duğumu anlıyamadınız mr? Ağamızı görmiye geldim diyorum.. Düşün ö- nüme! Karayazıcı kuleye çıkan merdive - nin sahanlığına dayanmış kıs kıs gü « lüyordu. Yanında duran Aksak Mus- tafanm kuluğınu bir şeyler frsladı. Mustafr neşeli neşeli gülümsiyerek: (Anladım anladım!) der gihi gözleri. ni kırptı, Hemen basamakları dörder dörder atlıyarak merdiveni indi, kale kapar. nı kapamıya savaşan nöbetçilezle, ge- lenlerin etrafını çeviren mızraklılara gür bir sesle bağırdı: — Bre mendeburlar.. Ne diye ağa hazretlerine iltifat etmezsiniz? Nicin kendlerini böyle bağırtırsınız? Neden önlerine düşüp yukarıya çkarmazsı « nız? Sonra kara sorguçluyu etekler gibi yerlere kadar eğildi: — Bu asılacakların kabahatlerini affet ağam.. — dedi — Bir vezir kas! pıcı başısının ne olduğunu nereden bi Tecek su ahmaklar.. Hareketlerinden sun'ilik akıyordu. Ne yapıyorsa hepsi caliydi. Fakat ne rif bu alayların zerre kadar farkı” varmamıştı, Gencin mızraklılara © kışması hoşuna gitmişti: — Aferin yeğit. — Diye homuf dandı — Vezire senin için söyliyect” | ğim.. Sana biraz para da verd Hadi şimdi düş önüme bakalım... Genç gülmemek için kendini zaptetti.. Herifi bir daha eti — Allah ömür bereket; versin as) — dedi — Lutfen arkamdan 8” Tiniz.. Ve kara sorguçlunun solu il de bir kaç adrm kadar yan yan rüdü, sonra merdiveni çıkmıya ba du. Herif de, kamçısını sallıyarak, larını kabartarak onu takip etmişti; Mızraklılar, bittabi bundan bir na çıkaramamışlardı. Nereden bile” ceklerdi ki Aksak Mustafanın göste diği bu dehdebeli ikram, alayın das kasıydı. ğ Kara yazıcı, Mustafanm kul, sunu fıslamıştır. . —Pof pofla herifi de biraz nelim, | Istanbul konaklarmın selâralık!8" rında düşe kalka zekâsı o kadar el celmişii ki Mustafanın, değil bu heri ömrünü sarayda geçirmiş, ince bir VW zir bile yaptığı alayın güç farkına | rırdı. O derecede ki gösterdiği ve mahviyet herifi bir kat daha şi“ martmıştı. Üst kata çıktıkları zam” kollarını biraz daha kabartmış, âde (Küçük dağları ben yarallım) der # bi bir hal almıştı. Kara yazıcı Müstütaği aşağı di yınca hemen kuleye girmiş büyük 0© nn boş sedirine kurulmuştu. Elebs$” larla ak sakallılar da karşılıklı iki) ra üzre yere gömelmişlerdi. — Ak "1 Mustafa kapıda belirince kafalar M* | birden o tarafa döndü. O, odaya gi ce yan yan çekilip gene yerlere k Al eğilerek sorguçlu adama buyur oi” Sonru yavaş yavas doğrularak sağ j Tini havaya kaldırdı hir iki saniye | dar bir şey söyliyemeksizin bu yaldi kaldı. Gülmemek icin dudaklarımı 18 wyordu. Nihayet yüksek sesle: | — Üç tuğlu vezirin elçisi sizi £ miye gelmiş. — dedi —Üç tuğlu “ zirin elçisine hörmet edelim. Elebasılarla ak sakallılar hiç # lerini bozmadılar, İl Herif odaya girince azametli metli bir iki adım attı. Etrafa 59 bir baktı, Kimsenin yerinden kapırd | madığını görünce suratı buruşlür”| du. Aksak Mustafa bir defa dahâ » gırdı: İ — Ayağa kalkınız ağalar! ÜÇ * | lu vezirin elçisine hörmet ediniz: yağa kalkınız! a Böyle bağırdı ama, bağırmasild “ raber de artık kendini tutamadt — karaları koyverdi, Zaten kimde can k kalmıştı ti; hep birden bastılar kah” ; pi Darülbedayi 7 Bugün akşam saat İ 2139 da i alel tale Türkör lik musikili komedi Bestekârı : İse giri Şehir Tiyatr Ji ayy m il j i | | H F İl, asan Ferit. Yazan : İml Nakleden: |, Galip Altı yaşın lan aşağı olan ©. cuklar tiyatroya kabul edile” ler, , gi mik Ap gl