Poliste, İ mi | Ka Evvelki ak şam saat 21,30 da Üsküdarda Hayrettin çavuş ma- palesinde Toptaşı caddesinde : Röya r3göz oynatmakta olan Tu t ve arkadaşı Nacinin tava- , kları lâmba alevlenerek ii daından üçü kâmilen ve A trk © kismen yanmıştır. P yı oste Imalâthanesi yand; | Tena eee akşam saat 3,5 de | AN Pazarında Medrese soka- Ğİ e, Baltayan ve Yorginin ke- i imalathanesinden ateş çık- İm Ve imalethane tamamile yan- Fİ yi balde Söndürüle bilmiştir. inn sebebi hakkında tah- t Yapılmaktadır. v Uğunu düşürmüş sonra Dar gömmüş! ikiz ülâceze bahçesinde altı ay- i li bir çocuk bu'unduğu ya» İM. Yapılan tahkikat neti- İ va nde bu çocujun, on gün ev- İr *zmetçi olarak Darülâceze- il ahıhan Muhs'nin kızı Emineye |) Sey duğu anlaşılmıştır. Em'ne dl dg düşürdüğünü ve düşür. sonra da bahçedeki çınar nin yapraklariyle örttüğünü r md etmiştir. Ölü çocuk morga | pa €rilmiş, Emine de muayene- sevkedilmiştir, i Iskambil oynarken ! kesin üdarda solak Sinan mahal- Ni Mx Oluraan Neşet ile arka- ni kaya rat iskambil oynarken | çıkarmışlar ve neticede ye » arkadaşı Keşadı başından 'p,, “mıştır. Neşet yakalanmış, Alta hastaneye yatırımıştır. | mden kurtuldular Pa kalede Mesci hanınm yanında NAŞIKCI Izzet “again dükkütm- Va gazı borusu delinmiş yüzden ayni dükkânda Hüseyin ile İdriste zehir | alâmetleri görülmüştür. İ işin farkına varılmış İ iğ ile Hüseyin ölümden i mışlardır. i maznun yakalandı N Ş Ni Erir! ? polis merkezi son Unkapanı cıvarında evleri soymakla maznun isminde birisini yakala F Şok Hiz şimdi onu birakalım, istediğim şudur; Ye» £ ji FAS / biliyorsunuz ki hükü- linde de, İttihat ve terak- meb'üsân arasmda j 5 hi tag meselesi bugünlerde muh- & kaz etlerde mevzuu bahistir. H maları mi tahliye ri / ırdı, bir cevap ister gi- rdu, fakat söyleme. Yermeden, sinirli sinirli hen Attı, ve birden durarak? buna şiddetle aleyhtarım, | az a yaklaştı, İ md da, ebu arkadaşlarımız a « hay, bir çoğunu yakından ta- bir ; . ZE, f arasında ragöz oynatırken tutuştular! İ Bahri efendiye ait dükkân- | Fay çıkmış ve üstündeki iki | © yanındaki Camcı hanının | İ i | İ İ davisi hakkı ! bir yazı neşr: Mahmut Nedim Bey i 30 Senelik Siyasi Esrarı h ifşa Ediyor ! | Rl AŞ Tercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur. $oğu dostunuz olan hür, bu yanlış; Şöyle söyleniyordu: malik olmararız... Ye mamrsız?, (*) Yddetiğ idi “5 v2 - Dr. Kerim tik bir gs zete anletine vereminin « batırabmı na Aylık Tıp * göçen Teşrin nüshasıvla | p EB. bu ameliyat ' Beyin bahset disinin Alman; sıralarda yapılmıs < u. Bir kari mektubu biz eseleyi bildirerek, Kerim i Almanyadan 1895-7 doğru dönmüş old Edip Beyin 1907 de iW Almanyada yapıldığını abe verdiği bu ameliyatın tarihinde | yanlışlık buldu, ve mahiyetini şüpheli gösterdi. Mektubu ope- ratöre gönderdik. Cevap verdi. Hekimleri alâkadar edeceğini bildiğimiz için Dr. Edip Beyin itirazını nak'eitikten sonra Ke- rim Sebati Beyin cevabını arze- diyoruz. Edip 8. diyor ki: “(Bü ameliyatın vanıldığı iddia &- dilen terikle yukarda isil edilen ve en mevsuk membalırdan iktibas edilen ta- rihi -malâmat arasında bir mübayenet var, zira ilk torakoplesti tol 1907 de Friedrich tarafından yayılışı 2 Torahoplasö'de kemikixin peri- yosunı . mubafaza. emek yeniden bir ciğeri azmi, husulünü temin kat; edilecek noktalar. Binaenaleyh Gieykyaile inme bis» yemen 5 Bak;edet vaziyette Cossccüsniu yoktur. Hele. bunu bir şila alimeli gibi telakki etmek. bir hatadır. Zira bu bir fıtkı rieviye işarettir. 3. İfadelerin sonusdan terakoplasie”- nin aruk tarihe karıştığı manası çıkıyor. Halbuki torakoplesi ancak pneumolo- rax'ın yapılmadığı geniş iltisaklı vak'ı- larda yayılır ve tborakoplasti'nin misbe- .k len tahkikat yapldıklan sonra evrakiyle birlikte adliyeye teslim edilmiştir. Polis Kerimle başka arkadaşları » Kerim mge- ap olmadığın araştırmaktadır. ( Son Yemen valisi ) Okadar hiddetli idi ki .. Sultan Hamitle ilk defa görüşü sonra nasıl idare etme-| yordum. Bu sinirli, asabi, o hırçm haline bakarak: EEE TAMAMLAR KA pa WMCHMMİ en & CD! Cin .i y ) iv , dır, Kerim Sebat; n, diyor kt: 8 Şabat 931 tarih; Son Posta, gazetesine YARİ Deyanavma dair aylik Tip gazetesinin Birinci Teşrin YAK vüs- basında doktor Edip B. tarafından sapi lan tenkidi götememiştim. Mevzuu babs olan mesele betvcchi atidir: Heyecanlı ameliyat anketini yapan muharrire verdiğim cevapta söylediğim vak'a bir veremli hastada teşekkül eden ampiyem vak'asıdır. Masalesinde yalnız diğer vereminin cerrahi müdsvat vsulle- rinden behseden Edip B. veremli has- talerda teşe kül eden smpiyemin radikal tedavisi usullerine hiç temas etmedikten başka benim vak'amı © anlıyamadığını söylemek suretile d& adlâ ve kitlei ada” liye ile (plevrayi cidar) nin mamen neşrini temin eden ve ampiyemlerin te- davisinde istimal olanan (şede) smeliye- sinden tamamen tegafliieşiğini aleniyete çıkarmaktadır. is Ameliyeyi 1901 senesinde Gülhane seririyatında o yapmıştım, rio verenin cerrahi tedavisinin tarihçesini yapan bü dökme B. 1901 seresinde rieye muhtefi retemin tedavisi için eitraplüral tora- koplasti metotlarının tevcut bulunma- dığını söylediği halde daha eski olan ve müsalk vak'alarda tuberkmlöz smpi- yemlerinde kollemılen ($ede) ameliyesin- den malâmattar olsaydı bu beyhude iti- tazla o rafile oyorulmiyacıka. Bahusus vak'anın sonunda, ciğerin cile alında bissolunduğundan bahsedişim, sadır cer rahisi hakkında iptidsi mosyonlara malik ber hekime, adla, sdelit ve plevrayı ci- darinin çıkarılmış bulunduğu fikrini ve- dır. Ve siz bu hususta en salâhiyet. tar bir reciilsünüz. Sözünüzün herkes çe ve her tarafça makbul O olacağına eminim. — Efendimiz, dedim, zannediyo-! rum ki bügün Yemesi kısmen de tahliye meselesi, nihayet O hafif bir fikirden ibarettir. Hükümet erkânı da, meb'us arkadaşlarımız da bu fik. ti pek değillerdir. Bu hu susta müsterih olmalarını... — Evet, evet. Bunu belki; de be- nj itham etmiş olmak için yapmak is tiyorlar.. Anlamıyor değilim. Ka - kat, böyle bir fikrin hatta hatıra ge tirilmesi bile... — Acaba hep böyle midir, diye dü şünüyordum. O devam ediyori — Yemene malik olmamışız.. Ve) bu, benim günahm.. O zim söyle nen ilk sözü, dün sabah — bu sizin günahmızdır — diyecek şekilde gelip #tiham ettiler, Odada yavaş yavaş dolaşıyor, eli sakalnda, başı eğik.. — Biliyorsunuz kj bu meseleyi ha için İmam Yahyasın gönderdiği bir heyetle müzakerat cereyan etmekte dir. ne diye buraya çağırdık... Efendim? Eski yerine oturdu, ben; de kar şısıma çağırdı. — Simdi fikrim; anladınız yanne- derim Nedim bey, Yemeni o kıwmen dahi olsa tahlive etmek kâri akıl l cağını zannetmiyorum. Bilâkis Ye - pildir, Po fikri, bü nivdi ve maksadı ortadan iamamen kaldırmak lâzım lk “Edge ” Fakat hu heyete — biz sizi İste miyoruz — denilmiş... O halde bunlari Pedişah neden korkuyordu? Sultan Hamidin ürktüğü (mesele şu idi: Ne samandenberi İmum Yah- yanın halife olmak istediği savidi. Benim bir buçuk sene evvel tevkif ve hapsim de bu yüzdendi. Sözde İmam Yahya Hicaza yürüyecek, Mekkeyi, Medineyi zapt ve hilâfetin; ilân ede- cekti. Ahdülhamide verilen mütead- 1) dit jarmaller onun kafasında ba veh-i mi doğurmuş, beslemiş, büyütmüş - tü Şimdiki telâş esbebimi, ani » yordum ki, bomdandır. Ne olursa ol sun açık konuşmak ihtiyacımı duydum « ve tererddüt etmeden şöyle söyledim: Htiktmetin, fırkanın; Yemenin bir kısmını, yani İmam Yahya suntakası nı tahliye ederek kendi haline birska. , -) kili, hu suretle © li ni çi Tama esaslı bir süret k UP ma | —aberleri sir mümakaşa! &dip Beye * smeliyesi yapıldığını ifham *yken kemiklerin zarlarının “iş, olması, aramak yani «oplasından dem vurmak bem rie veremi tedâ- 1 twrakoplesti uenlleri- unmadığı bir tarihte »meliveden Bahsedişim, vuahbar vaziyetini söy» | «meliyenin şede olduğu için kaliydi.. Bunu anlar | Bia wa nazatin dekter Beyin vi tedavisinde barı say- £ herne bir telâkkiye sap» i i meseleyi etrafile mütalda : vakir bulamamış olüukla- güseevor ki oObu bir noksan amakla beraber, moksan ma'ömet taartoza kalkmak elbette ki hata olur. Netice iübarile şunu söylemek iste- tm ki cerrahi verem meselelerile ötem- beri yakından alâkadar olmuş ve mevcut ameliyeleri mebma emken müsalt vak- alarda tatbik etmiş ve hatta priton ve plüra vereminde barı küçük metotları mizis yeni bazı telâkkiler vücuda ge tirmiş bulunduğumuz halde bu mesele lerde bir icat yaptığımızı iddia etme miştik, Ancak hiç şüpbesiz mütalcasının kifayetsizliğinden dolayı sözlerimizi nok- san anlıyan bn doktor Beyin yalnız kendi okuduğu sayfayı esas ittihaz ede- rek Wbaber bulunduğu bir bahiste ho- casinın yanlışmı çıkarmıya heves etmiş bulunması bu meseleyi ihdas etmiştir. Kendilerine bu hususta imütetnmim ma- lömat vermek ve müellifatı göstererek noksanlarını tamamlamak Üzere aynca lâzım gelen yazıları yazarım. Gelenler, gidenler Hariciye müsteşarı Numan Bey dün akşamki trenle Ankaradan hareket etmiş ve dostları tara fından teşyi olunmuştur. irtihal kabak Maben Başkdtibi merhum Ali Cevat Berin zevcesi ve Moskova Sefa- reri Müşteşarı Mehmet cevat Beyle, Tip Tikülkei o Asistanlarından Dr. Hatice Cevat Harımın validesi Mevhibe Hanım Kicadinin. kısa bir bastalıktsn sonra ve- dar ettiği teessürle baber alınmışur. Ce. pazesi, aym otuz birinci Pazar tam on ikide Bebekte yalısındam k - larak Bebek camisinde namazı kılınıp Rumelibisan mezarlığına defnedilecektir. te ıslahı düşünülüyor. Yemen uzak-i tan göründüğü kadar korkunç değil! dir. Orayı o hale sokan yazık ki gene! bizis, Bunu deminki beyanatı şaha - elerinde.... — Fakat Imam Yahya? — Imam Yahya istediklerini, daha (321) de uzun uzadıya arzetmişti. O tarihte ordu ve vilâyet San'adan çe») kilmişken, yâni İmam galip vaziyette bulunurken iradei seniyelerile ve me muriyeti mahsusa ile Yemene gitmiş tim. İmamla ilk temaslarımda bu 78 İm şikâyetlerini, düşüncelerini, arro- larmı, emellerini tespit etmiştim. Ve İmam teklifim üzerine atebei seniye- lerine uzum bir şifre #le her seyi açık çı arpeylemişti. Gayet iyi hatırlarım, İmam Osmanlı camiasından ayrılma. yı asla akıl ve hayaline getirmediğini ancak bir çok memurlarm zulüm ve istibdadından müşteri olduğuna bu hal mümdefi olunca ortada mesele kal miyacağını arzeylemişti, — Evet hatırlıyorum... Hatırlryo - rum... — Zuti şahaneleri tahattür ediyor « lar ki İmam her görüşüşümüzde bu hiswiyatını tekrar ve tekideder ve bu nu zatı şahanelerine arzeylemekliğimi rica eylerdi, ki bunları mutazaman arseylemişimdir. İmam Yahyaya atfedilen bazi fi- kir ve maksatlar vardır. Onunla ya mende kuvvetli ve âdil bir idare teşe| kından ve uzun müddet temas etmiş olmanı verdiği salâhiyetle arzedehi Günün Meselelerinden Paris Dünyanın Mali Merkezi! Son günlerde Fransa, yani Pa- ris » çünkü Fransadiyince akla Paristen başka bir yer gelir mi?- Bütün mânasile siyasi ve mali bir merkez oldu. Hali hazırda, iki Başvekil ve dört Hariciye nazın Pariste bulunmaktadır. Başvekiller, Yunan Başvekili M. Venizelos'le Bulgaristan Baş- vekili M. Muşanof'tur. Hariciye nazırlarise, Polonya Hariciye ba“ uri M. Zalevski, Romanya Hari- ciye nazırı prens Gika, İspanya Hariciye nazırı M. Zaluet ve Portekiz Hariciye nazırı M. Bran- ko'dur. İspanya ve Portekiz Hariciye nazırları memleketlerine dönmek özredirler. Buna mukabil, Balkan devletlerinin siyasi şahsiyetleri, Cenevredeki konferansın açılma- sma intizaren Pariste kalmakta fakat hiç te vakitlerini boş ge- çirmemektedirler. M. Venizelos'un Parise gelir Zekât ve Fitrenizi Tayyare cemiyeti- ne veriniz. Mirim ki kat'iyyen bunlar varit değil» dir. O zatta bu gibi. — Ne demek istediğinizi iyice an» byorum, yalnız bir nokta var; Aldan. mış olmanız ihtimali yok mudur? Ya Halife olursa ?.. —Imam Yahyanm düşünce ve Mim s#iyatını anlamakta aldanmış olduğum farzedilse bile, Ceriretüilarabım ve bile- tün islâm âleminin vaziyeti. Sultan Hamit elile işaret ederek sözümü kesti, ve sakalını okşyarsık gözleri gözlerime dikilmiş: — Yani, dedi, bu tehlike mevzuu bahis değildir, demek istiyorsunuz. — Asla mevzuu bahis değildir ka. maatindeyim efendim. — Belliydi ki inanmak istediği hal de, içinde hâlâ şüphe ve endişe vardı, başını salladı; — Belki haklısınız. Fakat, Dedi. Bir müddet ikimiz de sustuk. Sal « tan Hamit gözleri pencerede ufuklar ra saplı, dalgın ve düşünceli, Bir müddet öylece kaldı, sonra gene ba na dönerek: > — Sizi Yemenden, tam orada HM. nım olduğunuz bir zamanda çekip İse tanbunla getirdiğime çok nadimim. (9) Bi söz 8 kânunusani 1324 pere, şembe günkü meclis celsesinde (Yes. men gümrükleri) müzakere edilirken Koxmidi efendi tarafından söylenmiğe