“ği —4 — VAKIT 24 Kânunusani 1932 —— — Rİ VEİKTİsAT AT HAYATI Tabii servetlerimiz stok halinde izmirin üzüm ve tütünleri, Yozgadın buğday ve tiftikleri müşteri beklemektedir İzmirde çıkan Anadolu refiki- mizin yazdığına göre Alaçatıda satılamıyarak zürraı elinde ka- lan tütünlerin mıktarı 80 bin okkadır. Bir okka tütün on beş kuru- şa salılmakta ve 1200 tütün satan bir tütüncünün eline 150 lira geçmektedir. Bu para- bu para da masrafa bile teka- bül etmemektedir. Üzüm rekoltesi İzmir ticaret odası tarafından tanzim edilen bir stalistiğe gö- re Ege iktisadi o mıntakasının 1931 senesi üzüm rekoltesi 25 bin tondur. Bunun 20 bin tonu muhtelif memleketlere ihrac e- dilmiştir. Şimdiki halde bin to- nu İzmirde olmak üzere beş bin ton stok üzüm vardır. Zeytin bağları Bu sene zeytin ve zeytin yağı istihsalâtı az olmuştur. Ayvalık ve Edremit cıvarındaki fabrika- ların işleri çok azdır. İzmirden gelen haberlere göre son bir hafta içinde harice ancak beş ton zeytin yağı ihraç ecilmiştir. İzmirde 263,797 kilo zeytin ya- ğı stoku vardır. Guğdaz ve tiftiklerimiz Yozgat refikimizde yazıldığına gittim. Nacı meyhane kapısı önünde yatıyordu. “Kim vurdu?,, diye sordum, Ibrahimle Recebin arasında çıkan kavga- dan bahsettiler. Sonra biraz ilerde İbrahimi (Oo bacağından © yaralı gördüm. Ibrahim bana: “ Beni Arap vurdu. Naciyi de vurdur- du!, dedi. Gelmiyen bir şahidin celbine, maznun vekilinin maznunların talebi üzerine muhakemede bu- lundurulmasına karar verilerek, muhakemesi Şubat Cumartesi gününe bırakılmıştır. Çocuklar Artinin seatini niçin almışlar Artin isminde birinin saatini gasbetmekten maznun Necati ve Burhan isminde iki çocugun muhakemesine dün ağır cezada devam edilmiştir. Artin efendi bir gün Aksaray- da şekerci sokağından geçmekte iken evvela arkasından “dur!, 'diye bağırılmış, ve bilahere iki çocuk yanına gelerek saalını ve bir miktar parasını ğasp ve firar etmişlerdir. Dünkü celsede hadi- seyi gören bazı şahitler dinle- nilmiştir, Neticede maznun vekili çocukların Artinden alacakları olduğunu ve Artinin borcuna mukabil saatini kendi elile ver- diğini, binaenaleyh müekkilleri- nin kabahati olmadığını söylemiş ve beraatlerini istemiştir. Muha- keme karara kalmıştır. Bir cerh meselesi Bekiri (o yaralamakla maznun Ahmedin muhakemesine dün Ağırcezada başlanılmıştır. Muha- keme safahatından öğrendiğimize göre Ahmet bir gece, aralarında eskidenberi mevcut olan müna- feret neticesi tabancasile Bekiri yaralamıştır. Dün dinlenen bazı şahitler, Bekirle Ahmedin bir namus meselesinden dolayı ev- velce mahkemeli oldukları, bina- h hadisenin bu eski dar- okka | | | göre orada buğday sevkiyatı geçen aylara nispetle azalmıştır. Bunun sebebi mevsimin şiddetli olmasıdır. Halen elde mühim stok vardır. Sonbahar zerriyatı, yapıldığı için ilkbaharda Yoz- gatta buğday fiatlarının yüksel- mesi ümit edilmektedir. Aynı suretle tiftik ve yapağı fiatları da düşkünlüğünü muha- faza etmekte ve elde mühim mıktarda stok bulunmaktadır. Dörtyol portakalları Rusların bu senede Dörtyol- dan mühim mıktarda portakal satın alacakları ve ora tacirleri- le sendığı 310 kuruştan olmak üzere 120 bin sandık portakal için mukavele yaptıkları yazıl- miştı, akat ambalâj için Rusların getirdikleri keresteler kontenja- na tabi olduğu için derhal güm- rükten çıkarılamamış, bu vazıyet karşısinda Ruslar portakalları almak istemediklerinden mahsu- lün depolarda çürümesi tehlike- si baş göstermişti. o Mıntaka ticaret odasının iktisat vekâleti- ne müracaatı üzerine bu mesöle halledilmiş kerestelerin gümrük- ten geçirilmesine müsaade olun- muştur, söylemişler, vakadan birkaç saat evvel Ahmedi tabancasını dol- Arap | dururken gördüklerini de kay- detmi: K Neticede; maznünun nüfus kay- dının mahallinden celbi, mecra- bun Tıp fakültesinde muayene edilerek kulağında cerhten mü- tevellit bir ariza kalıp kalmadı ğının, eğer kaldıysa ne nisbette kaldığının sorulması ve gelmiyen şahitlerin ibzaren celpleri için muhakeme 13 Marta birakılmıştır. Poliste: Yangın Evvelki gece sabaha karşı Be- bekte bir yangın olmuş ve sür- atle yetişen otfaiye tarafından, sadece yangın çıkan ev yandığı halde söndürülmüştür. Ev, Süleyman B. namında bir zata ait bulunmaktadır. Yan çıktığı zaman evde bekçiden başka kimse bulunmamaktaydı. Yangının, bekçi tarafından ya- kılan bir ateşten çıktığı zanno- lunmaktadır. Bir Dolandırıcılık iddiası Necati Efendi isminde biri Üsküdarda Necla Hanım ismin- de bir kadını dolandırdığı iddi- asile zabıta tarafından yakalan- mış Adliyeye verilmiştir, Yaman misalir Mikail isminde biri, misafir git- tiği Lüleci hendekte kahveci Avni efendinin 70 Hrasını ve 80 lira kıymetindeki altın saatini çalmışsa da, çok geçmeden işin farkına varan ev sahibi Avni efendi işi zabıtaya haber vermiş ve merkumu yakalatmıştır. Para ve saat geri alınmış, Mikail tab- kikat evrakiyla birlikte adliyeye verilmiştir. Raşit Rıza Tiyatrosu (Şehzade başında) Bu akşam saat 2130 da (Seki- zinci) vodvil 4 perde. Nakleden: Ib- nerrefik Ahmet Nuri bey. Pazartesi gü- nü akşamı sas 2150 dı (Karanlık kuyu) piyes 4 perde nakleden: Reşat mütevellit olabileceğini | Nuri bey. Ki” ; en Me a eğ Zonguldakta bir maden kazası Zonguldak Türk kömür ma- denleri anonim şirketinin Kan. dilli ocaklarında vukua gelen | bir kaza neticesinde İki işçi maden kuyusu çöküntüsü altında kalarak ölmüştür. Aynı galerinin aynı çöküntüsü altında kalan bir çavuş yarı yarıya gömülü bulun- duğu mahalden sağ olarak çı- karılmışsada felce uğradığından hastaneye kaldırılmışlır. Maden kazaları havzada na- diren vukua gelen ahvalden madut değildir ve 931 senesi bidayetindenberi bu madende vakua gelen kazalarda ölenlerin yekânu mühim bir miktara baliğ olmaktadır. Keyfiyeti ehemmiyetle nazarı dikkate alan havzayı fahmiye umum müdürlüğü başmühendis liği son teşrinde vukua gelen ve gene ölümle neticelenmiş olan bir kazayı müteakip ma- hallinde yaptırdığı ciddi bir tef- tişte birçok noksanlar görerek keyfiyeti umum müdürlüğe bil- dirmişti. Yapılan şedit tenbihat- tan sonra şirketin maden kuyu- larındaki asansörleri otomatik- leştirmekten kaçtığını öğrendik. Maden kömür havzası fen he- yelile müddei umumilik kaza mahallinde fenni ve adli tahki- kata başlamıştır. Bir boksör bir boksö- rü dava etti Nevyork, 23 (AA) — Car- ncra Alman boksör Sehmeling aleyhinde adli takibat yapılma- sın ve kendisiyle yapacağı ma- çın vuku bulmaması neticesinde hasıl olan ziyanından unvanına ait olan zarardan ve kaybettiği nakdi istifadeden dolayı yüz bin dolar tazminat tediyesini munlta- zammin bir talepte bulunmuştur. Carnera Schmelingin kendi- siyle 30-9-931 tarihinde karşılaş- mak için vermiş olduğu teahhü- dü ifa etmemiş bulunduğunu ile- ri sürmektedir. Ağır sıklet dünya şampiyonluğu Nev'york, 23 (A.A) — Seh- meling ile Sharkey ağır sıklet dünya şampiyonluğu için onbeş ravuntluk bir maç yapmak üzre bir mukavele imza etmişlerdir. Bu maçın 16 Haziranda ya- pılması muhtemeldir. Hasılatın yüzde yedi buçuğu Sehmeling, yüzde on iki buçu- ğunu Sbarkey alacaktır. Yalovadaki hafriyatı tetkik için Riyaseti cümhur Umumi kâ- tibi Tevfik, Aydın meb'usu Reşit Galip, Müzeler Müdürlüğünden Arif Müfit Beyler ve Şehrimiz- deki Alman enstitüsü müdürü Her Şede dün sabah Yalovaya gitmişlerdir. Aynı zamanda tarih encümeni reisi olan Tevfik Bey Yalovada müzeler müdürlüğü tarafından yapılmakta olan âsarı atika haf- riyatını tetkik etmiş ve akşam üstü şahrimize dönmüştür. Darülbedayi Temsilleri İstanbul Belediesi Şehir Tiyatrosu HM Li i Bugün akşam saat 21,30 da Süt Kardeşler Tercüme eden: 1, Galip Acuzenin Definesi | Müellifi : Nizamettin Nazif Ressamı : Münif Fehim Bu emre itaat etmiyenler mutlaka kazığa oturtulurlar —j— Binaenaleyh Mehmet. Şimdi ağa) kolundan üç kişi al, hemen hareket et! Yalnız dikkat et, Bunlardan biri Reha yolunu bilenlerden olsun.. — Peki paşam. — Mümkün mertebe kestirmeden git. Sakın olmıya ki Kayseri tarafla” rma düşesiniz.. Yollar gayet tehlike- liymiş.. Hani herifler insanı şişe ge çirip kebap ediyorlarmış.. — 0 bize göre değil paşam. Hele | bir önümüze çıksınlar, evvel Allah onunu bir pançada yere sereriz. — Bilirim. o Seni bilirim. Fakat maksat beyhude yere tehlikelerle kar- şılaşmak değildir. İş sağ ve salim Re- haya ulaşıp âsilerin reislerine gözde- ğt vermektedir. — Beli paşam. — Rehaya varmca açık konuşur « sun. Dersin ki Konyaya gelen bizim! kolün şakaya tahammülü yoktur, Pa şa bu işi kökünden temizlemiye niyet etmiştir. Eğer âsilikte devam edip başlarını belâya sokmak istemezlerse hemen şehzade Mustafayı bize teslim elmelidirler.. Bu bir.. İkincisi, Eleba- şılardan on beş yirmi kişiyi o buraya rehine olarak gündermelidirler.. Üç. Kaleyj sana teslim etsinler. Teklifi » mizi kabul ettikleri takdirde — ki el bette kabul deceklerdir — hemen şeh zadeyle rehineleri yola çıkarsın. Biz de buradan şehzadeyi İstanbula ulaş tırırız.. Ondan sonra nereye ulaşır.. Bu ciheti de padişahla kayış Mehmet düşünsün.. Anladm m? — Beli sultanrm.. — Gaayet seri ve azametli davra» nırsm.. Evza ve etvarınla anlatırsın ki Konya beylerbeyi yaman kararlar vermiştir. Hadi şimdi. Durma. Der-, hal atlarım sırtına ve yola.. 1 Selcuk sultanlarmdan (oKaraman! beylerine ve onlardan Osmanlı dere- beylerine miras kalan sarayda şimdi; Anadolu teftişine memur beylerbeyi Hüseyin paşa oturuyordu. Bu vazife »/ ye tayin olunduğu günün Üzerinden tam dört ay geçmişti. O kalede bir gilin, bu şehirde üç gün dinlene din: lene tam bir buçuk ayda Konyaya u- Taşan paşa artık kat'i kararlar ver - mek üzereydi, İstanbuldan hareket ederken, ar“ kasma bir kaç yüz serseri takılmış bir sergerdeyle uğraşacağını tahmin et - mişti. Halbuki gelince görmüştü ki, Anadolunun göbeğinde kurulmuş yep yeni bir hükümet vardır. Bu hükümet ta Sivastan Konyaya kadar, Tokat tan Ankara kıyılrama kadar olan ver leri hükmü altıma sokmuş ve hatta! Konya civarmdaki köylerde bile kor-| kulacak hareketler başlamıştı. Kayseri buz gibi tehlike içindeydi. Kale dayanıyordu; fakat yardım gör mezse, bu hareket bugünkü şeklini muhafaza ederse nihayet onun da ka. pılarmı açıp, silâhlarını teslim etme! si mukadderdi. Ye bu takdirde vazı » yet gayet tehlikeli hir âktbet doğura: bilirdi. Çünkü Kayseri kalesinde en azdan elli tane top vardı. Bu toplar ihtilâleilerin ellerine geçti mi, sonra sen gel de ayıkla bu pirincin taşını. Köyler vergi vermiyordu. Paşa, İki aylık tetkikat neticesinde anlamıştı ki, bizzat kendi timarlarımdan bile beş ölçek buğday alamıyacaktı. | Eeh., Bu vazıyet karşısmda ne yar! pacaktı. Konya ambarlarında Zahire, kendi hazinesinde para yavaş yavaş suyu çekiyordu. İki gün karne aç ka- Jan askerlerin ve üstüstüne iki ay ma» aşı alamıyan bir sipah; zabitinin ya pacağı şeyse malümdü. Atma atlıyan,' kılıcını kuşanan âsilere iltihak edive- recekti. letmek lâzımdı. Ya harroo, rool. Adamlarmı arkasma takıp saldıa- caktı, Habeşistanda, şurada, burada kas) sükün vardı. Herkes başını önüne zandığı ufak tefek muvaffakıyetler ve bir zamanlar Anadoluda doğradı - Er zavallı bigünahlar onda yüksek hir emniyeti nefis yaratmıştı. Hani kuv-| tılar. vetlerini toplayıp yola düzüldü mü her seyi kökünden halledeceğine k9“ nidi. Faknt bu kuvveti bir türlü yamıyordu. Halbuki diğer tarafta” hteş gittikçe genişliyor, yayılıyor büyüyor, mutasıl büyüyordu. Bam için işi politikaya dökmiye karar vef mişti, Âsileri korkutabilirse ne ölö* Korkutamazsa, mütemadi teklifler V müzakerelerle vakit kazanmış ol&* caktı. Paşanm kapı kâhyasr görül kani* betmaye bir azametfuruştu. Yapılı giyinişi ve tavurlarıyla bu adami, raz iptidai bir halk kitlesi üzerind? cidden korkulur bir tesir yaratıy0!" du. Bir gece evvel karar o yermistğ “Sabah olur olmaz, hemen onu çağf* racak, ve derhal yola çıkaracakii# İşte az evel verilen emirler, böy bir vazıyette baş vurulan bir tedbiri ifade ediyorlardı. | Erkenden davullar o çalmış. pa kapısının ileri gelen erkâne saroY$ koşmuşlar, beylerbeyinin divan oda“ sindalâi minderlerine kurulmuşlard& Bunun üzerine Hüseyin paşa padişah düşmanlarma karşı harbe başlana€” ğı söylemiş ve fakat (beyhude yet€ müslüman kanı dökmemek için herif lere teslim olmalarını teklif edeceği" ni) bildirmişti. Elleri altındaki kuvvetin derecesi ni bilen ağalar bu işe hayret etmeişlefi dudak bükmüşlerdi. Kendisine did * Jen itimatsız mazarları görünce Hü* seyin paşa gülümsemiş; — Anlıyorum. — demişti — Hay“ ret ediyorsunuz. Bu işi başaramıy?" cağımızı tahmin ediyorsunuz. nerden bileceksiniz ki veziri üze hazretleri imdadımıza muazzam bir | ordu göndermektedir. . Derviş pas hazretleri, bu mel'unların gailesini or tadan kaldırmıya kat'i niyet etmişlet dir. Eğer karayazıcı emirlerimize İt# at ederse ne mutlu ona. Etmezse piz ki ağalar (Hurucu alessultan) # fetvası çıkan bu yezit rafıze | kulesinde kazığa vurduracağım. | Paşa kapı kihyasma talimat ver” dikten sonra: : — Mehmet! — dedi — Gel buray“ Kapı kâhyası odanın ortasında - yakta duruyordu. Hemen yanına gitti: — EK Eğildi. — Uzat başmı! Bu emre de itaat etti Mehmet. VE paşa kendi kavuğunu süsliyen, o zümrüt etrafı felemenk taşlı bir kaf deye merbut uzun bir kara tuğu onÜ kavuğuna taktı, Sonra arkasını yarak: ğ — Hadi. — dedi — Şimdi git, sf le o kâfir suratlılara kj üç tuğlu Y* zirin emri vardır. Bu emre itaat &t” miyenler değil Rehada, isterlerse Kİ rr Dârâ'da bulunsunlar mutlaka Kk zığa oturtulurlar.. j Mehmet etraftakilerin hasut 19 yarları altımda yavaş yavaş çıktı. Şimdi herkesi bir düşünce a1” ts e “Acaba ordu ne zaman gelebil! tr, dil ye Avludan nal sesleri gelirken | başını pencereye çevirerek kendi K* dine söylendi: Çi — Encamın hayır olsun Meh Bu duaya neden lüzum görmi paşa? Kim bilir. Galiba, çevirmek istedi ği dolabın neticesinden kendisi d8 min bulunmuyordu. N .r wi geaterm Bird; 385 YU eld . Binaenaleyh bu İşi bir an evvel half Dişardan sesler, kişnemeler, hu ya mer 1 suzlanan hayvanların sesleri çeliği” | du. Bir davul çalındı. v Divan odasında şimdi, deri ” miş, pis pis düşünüyordu. i Davul bir daha çalmdı. Yüzlerini ekşitip birbirlerine