Ne netice G. F. muhteliti ii alacağız ? bugün Atinada ilk maçını yapıyor Fenerbahçe-Galatasaray muh- yapacaktır. Futbolcülerimiz ey- velki gün Atinaya varmışlar ve çok samimi merasimle karşılan. mışlardır. Atina kulüpleri namına büket- ler verilmiş, © Pireden hususi otomobillerle Alinaya gidilmiş Ve sporcularımız Akropol oteline misafir edilmişlerdi. Sporcularımız için hazırlanan Program - tatbik edilmekte ve Atinadan gelen, son haberlere göre maçların neticesi azami bir heyecan ve merakla beklen. mektedir. Bu maçlar dolayısiyle Atinalılar takımınızın bilhassa Slâvyayla yaptığı maçları büyük bir alâkayla takip etmişler ve takımımızın Pazar günkü muyaf- #akiyeti üzerine Atina maçlarını kaybedeceklerine dair bahse tutuşanlar Soğalmıştır. Bu maç- ların © heticeşi takımımızla kar- şılaşacak Atina mühtelitleri kadrosuna da tesir etmiş ve ta- kumların nasıl teşkil edileceği Yeniden münakaşa — olunmya başlamıştır. i Bugün ilk maçını yapacak olan G. E, muhtelitinin sahaya nasıl. çıkacağı o malüm değil dir. Fakat evvelce de yaz- dığımız — ad takımımızın Pazar günü Slâysa; şekilde, yani m Ulvi, Mitat, Burhan, Reşat, Kemal Faruki, Mehmet Sai ım, Muzaffer, Zeki, Fikret, Rebiiden mürekkep olarak sa- kada yer alacağı kuvvetle muh- *emeldir. Sporcularımıza düstur Evvelki gün sporcularımızı götüren Vapur limanımızdan ay- wmca kafile reisi #porcularımıza Xrer Kapalı zarf vermiştir. Bu zrrfin Üzesinde “Vapur Istanbul limanından açıldıktan © sonra Oyunculara verilecektir.,, cümlesi yi Sporcularımızın hepsi me- akla zarfı açınca içinde futbol ederasvonumun hazırladığı birer yet bulmuşlardır. Pu kartların #rinde Ankara, güreşlerinde uğ inin söylediği: Tdi en her güreşle arkamda etinin bulunduğunu ve mi millet İni Sözle düşünürdüm. yak On az, yaptık» itin senin bu SSndim, onun dei sporcularına gi süzünü düsturu olarak kay, dediyor unia senden ve Eşi den nekadar çok Make Uğumu anlersin,, in ek “porculatımız bu yüksek eri “kuyunca vaz'felerinin > Mivetini daha iyi anlamışlar ve erasyonun bu hareketind, Mütehasziş kalmışlardır. » paz <aklarımızın asabiyete ka. Dadan Slâvya maçları dere- muvaffak © olmal yi ediyoruz, Se yanlar izmirde yenildiler istanbul — (AA) — Getikmişiir) li ldan üç maç © yapmak üzere rimize gelen İtalyan takımı bugür eyi Spor sahasmda birine; macı tay takımıyla yaptı. İki günden beri mütemadiyen yağan yağmurlar sahayı göl haline getirmişti. Havanın muhalefetine rağmen saha © pek çok spor meraklılarıyla dolmuştu. Saat tam on beşte evvelâ İtalyan takımı ve bunu takiben Alktaylılar alkışlar ars! sında sahaya çıktılar. Çoktanberi sa- hada görmediğimiz Altaylı Vehap bey de ceza müddeti hitam bulduğu için takımda mevki almıştı. Saat on beşi on geçe hakem M. Favlerin idavesin. de oyuna başlandı. Tlk akını İtalyan. lar yaptıysa da Altayn müdafileri hü.! cumu kestiler. Ve mukabil taarruz geçtiler. Top ekseriya İtalyan kalesi önünde dolaşıyordu. Bu O srralarda Küzel bir pas alan Vehap uzaktan çek. tiği bir şütle Altayın ilk golünü kay- detti. Hava yağmurlu ve saha ça - murlu olduğundan her iki takım for- ları paslaşamıyorlardı. Ekseriya mü. dafilerin uzun atışlarından istifade © derek hücuma geçiyorlardı. Top ge ne İtalyan kalesi önünde dolaşmakta yken Vehap ikinci gölü kaydetti. Bu golden sonra İtalyanlar çalışmıya baş Tadılar. Fakat Altay da canla başla çalışıyordu. Altay üçüncü golü de kaydetti. Santrdan topu ayaklarını alan İtalyanlar bir #ki paslaşmadan sonra ilk gollerini kaydettiler, Bun- dan sonra Altay aleyhinde verilen bir penaltıdan İtalyanlar istifade edeme. diler. Haftaymin bitmesine beş daki. ka kala Altay dördüncü golü de kay. detti. Haftaymin bittiği zamah vaz. yet şuydu. Altay 4, Jtalyanlar 1, ikin ci haftaym başladığı zaman İtalyan lar vazıyetlerini düzeltmiye çalışıyor. lardı. Beşinci dakikada ikine; golle rini yaptılar. Bu seda yrğmur Şide detlendiği için hakem oyumu tatil etti. Bu suretle Altaylılar 4 — ? galip get. diler. İkinci maç'yarın Altmordu te Humıyla yapılacaktır. Pirst Vienna Racing klüp de Fransayı yendi Paris, 2 (A.A.) — Colonbes stadyu- munda yapılan maçta First Vlenna Racing Clup de France“ sıfira karşı üçle mağlüp etmiştir, Tayyarecliik öleminde Marsilya, 2 (A.4.) — Dün saat 13,15 te Sydney ve Melbourw'n sit. mek üzere Bonrget'den hareket etmir olan iki tayyarecinin seyahati havala. rın fenalığı yüzünden müşkülüla vü Tamıştır. Pilot Sestayn saat 16.10 da Marişnane'den Marsilyaya gelmiştir. Halbüki Sulford, bir kar fırtmesi yün zünden saat 14 te Dijon'da yere in - mek mecburiyetinde kalmıştır. Mu. maileyh, hava müsait olür olmaz Mar. silyaya gelecektir. Olimpiyat mecmuası Olimpiyat mecmuasının otuz altıncı sayısı güzel ve heyecanlı spor haberlerile çıkmıştır. Bil hassa Slâvyalıların pazar maçı ve takımımız için söyledikleri sözler çok enteresandır. Bötün sporculara tavsiys ederiz. 40 Gün 40 gece Dans! Nice — Burada hemen kırk gün kırk gecedenberi fasılasız bir surette süren dans mukave- met müsabakasına devam eden bir İngiliz kızı birdenbire ba- yılmıştır. Tedavisi yapıldığı za- man bacaklarının şişmiş olduğu görülmüştür. Kızatam 968 saat dansetmiştir. Kendisine üçüncü mükâfat verilecektir. Diş Tabibi : : Zeki Nuri Hastalarını her gün saat $30—12 ve 1320 kadar kabul ve her salı saat ön üçten İtibaren meceanen diş seker ve teda; eder. Muayenehane: Kadıköy — Mesirli Yavuz Türk sokak Ne. & | Vakit asili ni Iktisat cidalinde mu- vaffak olmak için Neler yapmak iâzımdır? Niğde karilerimizden M. $ B. gaze temize gönderdiği bir mektupta diyor kt “Gazetelerde varidat noksanı ve tediye müvazenesi meseleleri lâyık olduğu ehemmiyetle ele abnarak birçok makaleler yazılı yor. Hükümet bir taraftan büt- çede Varidatla mesarifi tevzin düşüncesiyle türlü türlü çarelere baş vurüyoz. Osmanlı imparatorluğunun köh- Be enkazı altından silkinip kal- kan Türk milleti şüphesiz bu muazzam iktisat mücadelesin- den de galip çıkacaktır. Şüphe- siz, Türkün metaneti, azım ve sebatı burada da kendini göste- recektir. Fakat, halkı tasarrufa alıştırmak ve ecnebi malını müm- kün mertebe az'kullanmıya teş- vik etmek için yalnız bükümetin tedbirleri ve gazetelerin neşri- yatı kâfi değildir. Daha başka çareler aramak icap eder. Aca- ba benim aklıma gelen şu bir kaç tedbirin hiç faydası olmaz- mi? 1 — “Parayiyen, lerin uğrağı olan yerlere şimdikinden çok ağır vergiler koymalıdır. Bu su- retle bu gibi yerlerin bir kısmı kendiliğinden kapanır. Bir kıs- mında hiç olmazsa müşterisi azalır, 2 — Bilhassa büyük şebirler- de tasarruf cemiyetinin faaliyeti fevkalade genişletilmelidir. 3 — Propaganda işide bususi cemiyetlerde pek mühim rol oy- nayacak ve halka yol göstere- cektir, Lüks eşyanın müsteblikleri daha ziyade kadın'ari" Binaenaleyh asıl tasarrufu yapacaktır. Bitiyorum ki süsle kadın adeta müteradif demektir. Hiç bir ka- dın söslenmeklen vaz geçmez. Buvun'a beraber herşeyde ta- | sarruf edilirken süs levazımından da biraz olsun kısınak icabetmez mi? Sırf modaya uymak kaygu- su. yüzünden her sene milyon- larca liramızın barice gittiğini | kim inkâr edebilir? Kadınlar birliğinin muhterem azası şimdiye kadar bu işte ön ayak olmalıydı. Türk hanımları arasında tamim edilecek “sade giyinme,, modasının bize kazan- dıracağı para bir iki milyondan aşağı değildir... Londra , sokaklarında . va Bir İnfilâk Londra, — Londranın Tbrog- marten caddesinde o biribirini müteakip altı şiddetli iştial ol- muştur. Aynı zamanda altı muh- telif mahalden on kadem yük- sekliğinde alevler fışkırmışlır. lofilâk tesirile kaldırım taşları sağa sola fırlamış, hadise yerde büyük bir bavagazi borusunun patla masından ileri gelmiştir. Kaza »melenin iş başıma gittiği bir sırada vuku bulduğurdan bunlar arasında hayli teldşı mucip ol- muştur, Muc'ze kabilinden o'arak hiç kimseye bir şey olmamıştır. Ale- şi söndürmek için ilfaiye iki bu- çuk saat uğraşmıya mecbur olmuştur. Usküder Mâle sinomasında (&ohenkelli banyolarda ilâveten: (Ha- fiyeler Kalı) ve «Kaplan ve arslanlardan) mütekkep büyük bir haytanau vahşive canbazbanesi canlı olsak #sbncde gös terileceitir. Yazan: İren Nemiro vski Nakleden: fa, Ve temsil eim'ye alışık olm yan zehninde; mağiyi parça ve kısa tab'olar balinde görüyordu. Moskova... Sıska, kızıl saçlı, do- nuk ve keskin gözlü, yırtık 'pa- buçlu, cepleri bomboş küçük bir Yahudi olduğu zamanlar... Sonbahar başlanyıçlarının karan- lik ve debşetli sonk geceleri, caddelerin sıralarında uyurdu... | Eli sene geçtiği halde, hâlâ, kemiklerinin dibinde, vücuda yapışıp elbiseleri kuz gibi ve kaskatı bir bale koyan, bu ilk sişlerin beyaz, sık rütubetini duyuyorgibiydi, Ve Şikayo... Küçük bar, eski bir valsi gicırdatan gramofon, mutbağın sıcak kokusu yüze vu- rurken hissedilen ve isanm içini kemiren açlık.. Gözlerini kapadı ve harikulâde bir vuzuhla köşe- ye bir sıraya büzülmüş, baykuş gibi hazin lülülü'lerle inliyen sarhoş veya hasta bir zencinin siyah ve parlak yüzünü gördü. Ve sonra... Şimdi elleri yanıyor- du. Onları, ihtiyatla cama yapış- tırdı, ve sanki ev, onu duyacak- mış gibi: — Aptal, diye mırıldandı, ap- tal ne diye bunu yaptın? DÖRDÜNCÜ KISIM Golder, çalmadan evvel Marku'- sün uzun müddet kapısını yoklad yumuşak ve sovk elleri, kapıda zil bulmak için dolaşıp düruyor- du. İçeri girdiği zaman, bit nevi başiyetle “etrafına baktı: Orada ölüyü, upuzun yatmış ve kaldırıl- mıya hazır bulacağını zannedi- yordu. Yalnız yerlerde siya'ı ku- maşlar, koltuklarda da koyu mor ve Üzerlerinde yaldizli yazılar olan geniş kurdelelerle bağlı çi- örer yarali Si yi Golderin arkasından kapı ge ne çalındı ve hizmetçi, aralıktan kızıl krizantemden yapılmış ko- caman bir buket aldı. CGolder “çiçe göndermek lâzımdı,, diye düşündü. Markuse çiçek... Onun ağır yüzünü, dudaklırının bükümlerini hatırladı... Ve bir geline gönde- rir gibi çiçekler... Hizmetçi: — Biraz da salonda bekler- seniz, dedi... Hanım... Sey.. Şe- yin (müpkem bir hareket yapa- rak) efendinin... Cesedin yanın- Golderin başucundaki telelon | birdenbire bitmiyen, acı ve tiz | bir sesle çaldı. Fakat Go'der uyanmadı: Sabahları ölüm gibi derin ve ağır bir uykusu vardı. Nihayet, inliye inliye uyandı, te- lefonu aldı, boğuk bir sesle “alo alo,,... Dedi. Bir müddet daha | “alo, alo,, diye bağırdı, kâlibinin sesini tanımadı, nihayet söylen:- ni anlıyabildi. — Mösyö Geolder... Ojdü.. Mösyö Markus öldü. Susuyordu. Sesi tekrar etli. —Alo,duyuyor musunuz? Mös- yö Markus öldü. Golder, omuzlarının arasından garip, hafif bir titremenin geç- tiğini duydu. Ağır bir sesle! — Öldü? Diye tekrar citi, öl dü...Kabil değil.. — Bu gece mösyö... Şabane sokağında . Evet, bir evde.. Göğ- süne bir kurşun sıktı. Diyorlar. ki Golder ahizeyi yavaşça yatak çarşafınm arasina koydu, yaka- lanmış Oküyük (Obir sinek gibi mırıldandığını duyduğu sesi yutmak ister gibi üstüne yorganı çekti. Nihayet ses durdu. Golder zile bastı. Mektuplar ve kahvaltıyla içeri giren uşağa : — Banyoyu hazırlayınız, dedi, soğuk bir baryo.. — Smokininizi bavula koya- | yun mı Efendim? Golder s'nirli sinirli Kaşlarını çattı — Ne bavulu? Ha... Biyariç.. bilmiyorum, belki yarın, öbürgün gideceğim... Yavaş sesle mırıldandı : “Ya- rın evine gitmek lâzım... Salıya şöphesiz censzs kalkacak... Hay Allah belânm versin.,, Bitişik odada hizmetçi, ban- yoyu dolduruyordu. Sıcak bir yudum çay içti Elinin altına dü- şen bir kaç mektubu açtı, sonra hepsini yere attı. Banyo odasın- da, repdöşombırının eteklerini toplıyarak oturdu, dalgın, küs- kün bir tavırla suyun akışına baktı. | — Ölmüş... Olmüş. — Yavaş yavaş hiddetleniyor- du. Omurlarını silkti, hiddetle komurdandı : “ii — Ölmüş. Hiç ölünür mü? Bir sandalye selirereki; RENE Eğer ben... Bitişik odada iki ses, esrarengiz Hizmetçi ; gayrı muayyen, boğuk bir dua sesi gibi birbirine karışıyordu. yavaş yavaş Sesler yükseldi ve Go'der işitti: Gümüş işlemeli, emperyalli araba, içersi seten döşemeli, se- kiz gümüş kulplu, panolu aba- noz tabut, ekstra sınıf merasimi içindir. Sonra, cilâlı akaju ta- butlu birinci sınıf A tipi var. Bir kadın sesi sordu: Eu kaça? — Tabutla beraber 20200 frank. Ekstra sınıf 29100 frank. — Hayır olmaz. Beş, altı bin İranktan fazla sarfetmek istemi- yorum. Eğer bilseydim başka yere müracaat ederdim. Üstünü geniş bir örtüyle örlersek, tabut a'elâde tahtadan olabilir. Golder birdenbire kalktı; o esmada sesler de vakur ve bo- guk bir mırıtı içinde eridi. Göider, parmaklırı arasında evirip çevirdiği mendilini asabi- yetle çekti vet — Bütün bunlar ne aptallık Dedi, ne üptatlık — Banyo hazır efendim, dedi, Golder yalmz kalınca, ban- yoya yaklaştı, elini suya soktu, orada biraktı. Bütün hareketleri fevkalâde © yavaş, (o mühimdi. Soğuk su, elini, kolunu, omu: zunu donduruyor, fakat, başını | tavandaki eletrikten suya İ şüp oynaşan tıpaya aptal aptal bakarak bir hareket yapmıyor- du. Tekrer etti. — Eğer ben... Unutulmuş eski hatıralar, ga- rip müblkem bir tarzda uyanı- yordu... güç, karma karışık sert bir hayat... Bugün servet, yarın hiç. Sonra tekrar işe baş“ lamak... ve'bir daha tekrer et- mek... onun da bunu yapması iezp etseydi... çoktan... Doğruldu, ıslak elini salladı. Pencereye yaslandı ve donmuş | eilerini güneşe tuttu. Başını sal İiyor, yüksek ses'e: — Evet, diyordu. meselâ Mos- kovada yahut ta Şikogoda, (Bitmedi) e ank e iddi kik nar 2