ANMA İSLEME Tane tü Bü ATE “ e ME NE EŞ Ve VE e AR e e a ih Bir Alman tabibinin yaptığı he- Matmazel, şunu nazarı dikkate alınız ki ben pek az bir Yeye kanaat eden bir adamım! : — Evet, bunu gözlüğünüzden anladım! Karnı aç Adam. Bir İngiliz gazetesi şörle bir fıkra yazıyor: | Bir İngiliz, bir gezinti yerinde dilenci kıyafetli bit adama rasg lir... Fakir para ister... Ve ister ken açlıktan ölecek dereceye ge diğini söyler. Bunun üzerine İn giliz (merhamet eder, Faki ri kendisinin her vakit yemek ye diği bir lokantaya götürür. Lo kantacıya: — Bu zavallı ne isterse yesin Benim acele bir işim var. Hesa Kadınlara o kadar cazibe veren 3, onların her birisinin yeni bir muamma olmasıdır. ».. Saba göre insanlar aşk nazarı dik- Rte almaz (1100) muhtelif hastalik alabilir. ğ .. . Tabiat erkeği (polygame) ya- Onu (Monogame) yap-! Mak vazifesi kadınındır. > Mautegazza | bın: sonra tesviye ederim, De vi ve gider. Aşksız insanm hayatı daha ko- Bir kaç gün sonra lokantaya 7, fakat faydasızdır. uğradığı vakit (2) İngiliz liralıki bir hesap puslası verirler! İngiliz merak eder: — Bu fakir adam ne yedi ki hesabı bu kadar tultu?,, Diye sorar. İzah ederler; — Beheri iki şilinlik iki hava na sigarası, bir paket ince sizara ve bir çok kadeh de şarap ve viski) Müjde M. Dikson yanında genç bir ka dın, resim müzesinde gezerken kadın bir lâvha önünde durur: Kadın —. Bu tabloda tasvir e dilen şey nwlir? M. Diksoı — “Lukres'in ölü mü,, Bu öyle bir kadındır ki ölü mü bacalete tercih etti. Kadın -— Yarabbi, o vekti kadınları ne kada: ahmak şeyler. miş! Aile Kavgası is vü, İahikeme huzurunda / bir maznun dedi ki: ağanın. reis eefndi çamaşırcı Yada verilecek paranın mikta - anlaşamadık. Karım bana api adamşın, dedi. Ve ütü de- başıma vurdu. Bu- Üzerine ben hırslandım, Yü- dap, Ortasına aşkettim. Durnun- ag, üsluk gibi kan akınıya baş- Ve işte o vakit.. — Peki o vakit ne oldu? a O vakit irademiz elimiz” Salar bişbirimizle dövüşmiye! Teşhis mü Bez tütün tiryakisidir. Bir e dl muayene ettirmek! müracaat eder. Dok- Hayim ederek tütün içip iç- sorar. Hasta cevap ve- izahat ME vet doktor, der, günde va- içi otuz cıgara ve beş Si- Azizim, şimdiden ciğerini» hitmiş bir haldedir. Eğer ezseniz altı aydan| 'amAZSINIZ. ktora garip bir nazar sonra der ki: beraber şimdiye ka- on doktora muayene ol - nerede İepsi de böyle söylediler. “Ev kadınlarının vazifesi,, : evvelki doktorlarm hakkında konferanslar ver: ! i vda hep öldüler!... mek için seyahate çıktı!!! NN F Zİ, ri Yaşamak için Sebep.. Bir İspanv:t karısından ayrıl! mak için mahkemeye müracaat e- der. Hâkim bir çok sualler sorar. Ezcümle boşamı davası açmıya| kendisini sevkeden sebep ne oldu-! ğunu izah etmesini ister. İspanyol der ki: — Hâkim efendi, benim kar mın öyle iyilikleri var ki bunları bir türlü bau takdir edemiyorum. Öyle kusurları var ki bunları da hoş göremiyorum!, Ona Yakışan Parisin meşhur eğlence yerle- rinden birinin direktörü bir ak- şam karısını bir zenci çalgicr ile beraber yakalar. El'biseden baş- ka her şey meydandadır. Bunun üzerine müthiş bir kavga başlar. Direktör karısı hakkında ağzıma gelen her türlü hakareti yapar.| Karısı titriyerek kendisini müda- faaya çalışır: — Fakat niçin bana böyle da-| rılıyorsun? Daima sana siyah ya-! kışıyor diyen sen değil misin?. lerim hamiline muharrerdir, diyorlar. Acaba hamili nere- ye gitti biliyor musunuz? Eslenceli fıkra Müsabakası Birinciye 15 Lira İkinciye 10 ,, Üçüncüye 5 ; ,, Diğer bir çok karie muh- telif kıymette hediyeler. (VAKIT) bu müshadan itibaren bir eğlencel; fıkralar müsabakası açmıştır. Bu müsabakaya iştirak şartı (Eğlenceli fıkralar) sahife. sinde gördüğünüz fıkralar gibi tü- haf, nükteli, eğlenceli fıkralar ya- mp gazetemizie bir mektupla gön- dermektir. Her kari kendi imzasile bir, iki, yahut üç fıkra gönderebi- lir. Gazetemiz bunları tetkik ede- cek muvafık görüldüğü takdirde Tumacaktır. Fıkraların neşri müddeti bittik- ten sonra hangi (fıkraları be ğendikleri (gene karilerimizden sorulacaktır. oGelecek o cevap - lara göre oreyler tasnif oluna - caktır. En çok hangi frkralar rey kazanmışsa bunlardan dersceleri- ne göre yirmisine yukarda işaret ettiğimiz hediyeler verilecektir. Bunlardan başka hangi fıkranın birinci çıkacağını evvelden tahmin edip bize bildiren ve bu keşfinde isabet ettiği anlaşılan karilere de ayrıca hediyeler verilecektir. Müsabakaya iştirak edecek olan- lar gönderecekleri frkranın zarfı üzerine (VAKIT eğlenceli fıkra müsabakası) ibaresini yazmalıdır. Zarfın adresi de söyle olmalı: (VA- KIT gazetesi, İstanbul, Ankarı caddesi.) Gelecek fıkralar (eğlenceli fık- ralar) sahifesinde ayrı bir sü- tunda matbaamıza geliş tarihleri sırasına göre neşrolunacaktır, — Ne istiyorsunuz, efendim? — Onu size söylemeğe cesaret edemiyorum! Asla Memnun değil!. S... Hanım küçük ve zarif bir kadındır. Fakat biraz hafif meş- reptir. Kocası kendisini çok ya- kından takip ve tarassut eder. O- nun için en küçük bir sadakatsiz- liğe bile imkân yoktur. Kocasının son dereceye varan kıskan :'ığı ar- tık tahammül edilmez hale gelir! bir gün talâk ile kadın serbest ka-| lır, Bir müddet sonra 5.-.. dieğr bir erkekle evlenir ki bunun tabiati evvelkinin tamamile zıddı dır. Bu adam karısının ber türlü hafifliklerine ve hattâ sadakatsiz- liklerine karşı gözünü yumar. Dostlarmdan biri der ki: — Bu defa yeni kocanla çok iyi anlaştınız. İstediğin zaman soka- ğa çıkıyorsun. Attık şikiyet ade- cek hiç bir şeyin yok.,. Bunun üzerine S.. şını âdemi memnuniyeti gösterir bir tarzda silker: — Evet, ne iylik... Kocamda en küçük bir kıskançlık bile yok!.. Onun gözüne hiç!. M... bey, kadın avcısı, hovarda bir adamdır. Evine gece yarısm- dan sonra saat (5) te gelir. Ka- rısını gözleri yaş içinde ağlar bir) halde bulur. Karısı: | - Oh... Yarabbi. Gecenin bul saatine kadar nerelerde kaldın? Cözüme hiç uyku girmedi! M... bey, kendini müdafaa için :evap verir: — Benim de! SANAL Ed he mül edilir gibi değil, ben bu- nun yerine kaldrımı tercih ediyorum. -» > Erkek— itiyat meselesi Hanım| Kadın Hakkında İspanyollar der ki: — Hiç bir şey kadın, rüzgâr ve saadet kadar mütehavvil değil. dir. sw İngilizler der ki: — Kadının fikri ve nisan havas sı daima değişir. *# # # İskoçyalılar der ki: — Şeytanın ruhu kadına »ek çabuk hulül eder, fakat bu ruhun oradan çıkması pek güçtür. # Ld * Fransızlar der ki: — Kadınm ilk sözünü Tinleme- li, ikincsini değil! La m Türkler derler ki: Kadın deniz gibidir, hiç inan- İ max olmaz ha! — a Açlık Şampiyonu İskoçyanın bir şehrinde bir Sirk müdürüne bir gün bir fakir köylü müracaatla hizmet ister: — Efendim, ben gayet nadir bir hassaya malikim. Son derece açlı- ğa mütehammilim. Yirmi beş gün hiç yemek yemeden dayanabilis rim. Beni müessesenizde kullana» İ bilir misiniz? Kullanırsanız ne gi- bi şeraitle kabul edersiniz? — Hay bay, .. Hemen şiredi sis zi Sirke kabul edebilirim. Yemek ve yatak bizden... Mukabelei Bilmisil İki Fransız köylüsü bir gün Pas riste birbirlerine tesadüf ederler, Birincisi sorar: — Parise niçin geldiniz, baba Matyo? — Bir mektup getirdim. — Fakat işim yalniz bir meks tup getirmekten ibaretse bunu postayla da gönderebilirdin! — Evet, fakat bizim (köyün posta memurü artık benden yu ş* murta almıyor. Ben de ona ki dım, mekt osla # Ya, veri pe