a © 4— VAKITI Teşrinsani 1931 Bir kira mukavelesi — Nasıl yapılır ? ihtilâflardan nasıl korunulur ? Yazan : VAKIT'ın Avukatı Ev sahipleri ile kiracılar ara- "sında çıkan ihtilâfların türlü tür- lâsü vardır, fâkat bu ihtilâfların çoğu önceden açık, kestirip atan bir mukavele yapmamaktan ileri gelir. O kadar ki bazı mukave- lelerde kiracının, mal sahibinin adresleri bile tam yazılmaz. Akit vekil sıfatile yapılıyorsa istinat olunan vekâletname işaret olun- mar. Hattâ mukavele bile yap- tırmaz veya mukavelenin yapıl- ması kiralanan yerin tesliminden sonra yapılır. Halbuki mal sahi- binin kontrat yapması icar ka- nunu mucibince bir mecburiyet- tir; Mukavele yapılmadan bir ye- re giren kiracıya ancak fuzuli iş gal davası açılabilir. kontratlı kiraların gördüğü kolaylıklardan hiç birini göremez. Mukavele yapılabilir, bu mukavele tastik edilmemiş, olabilir. Tastiksiz bir mukavelenin ce- zası verilebilir; mukavelesiz va- “ziyet böyle değildir. Malsahipleri noktasından dik- aral bir nokta da mu- kı in noterlerce resen tan- zim edilmelidir, itibarile vakit göze alınmış olması mem- nuniyetle telâkki olunabilir, Umumi olarak söylenecek şu- dur: Noterin resen tanzim ede- ceği bir mukâveleden O sonra teslim, ... Mukavelede hususi şartlar: Ki- ra mukavelesine yazılacak hu- susi şartların birincisi kiracı mü- teaddit ise bu aktin icrasında müşterek ve müteselsil borçlu olduklarıdır, Ayni iştirak ve teselsül kefile aitlkayıttada aranırbu kayıt olmadığı takdirde kefaletin hük- mü zayıflar; asıl borçlu hakkın- da takibatın bitmesi ve menfi bir netice vermesi beklenir. Bir de yalnız müşterek ve müteselsil borçlu sıfatile kefilim demek kâ- fi değildir: Kefil hem kira be- dellerine kefalet etmeli, hem de bu kira yüzünden mecurda vu- kua gelecek zararların ödeneceği yazılmalıdır. Ancak muayyen ok miyan bir miktara kefalet de sahih olmaz; bu sebeple bir mik» tar gösterilerek şu kadara ka- dar da zarar, ziyan ve tazminat için müşterek kefilim demelidir. harç fark, ileride lüzum görü düğü vr (Sonu yarın) Bir müddettenberi ecnebi ve akalliyet mekteplerinin kadrola- rını hazırlamak üzere şehrimizde m umumi müfettişlerden Reşat Şemsettin beyin vazifesi bitmiş ve dün Ankaraya dön- müştür. Reşat beyin yerine baş- işlerden Hilmi bey tayin edilmiştir, — - $ Moskova sefirimiz Hüseyin Pagıp, hariciye hususi kalem mü- ra yava Aziz beylerle Rus yoldaş Ankaradan gelmişlerdir. lümen evemes0n Sök lnemenöieieohbizersislz zan tek hir hecenin, bir sahifelik tas. virden daha beliğ bir tasvir olabilece- ğini bu hükmi veren münekkit de unut KUŞ değildir. Meselâ bir (Maden kayuku ) çizmek isüyerek (kömür, Yol, bacak, fener, kol, İbaret bir tabi meydana getiren gömen Rİ bir (tasvir) diye ka- “Damar kadar Oluklerda si; . ekşimiş hava Kol « boyun - bacak . fener Tok kazma sesleri, Tırnakla cenkleşen kömür Sür, götür, Parya!. adale) den Yahut: “Et sinir, kadın alkol Müzü hol Rakı Viski, kahkaha şampanya Hovarda kadeh şakırtısı. Hurra Çan Tar Saksafon, kitar,, Parçaları sadece bir saymaktan ,Bu ibârettir? Ve bir müzik holü tasvir “isin çalışan bir ressam da acaba bun- Jan yan yana “tıpkı bir tabiat "dekorunda olduğu gibi,, dizmekten ve getirmekten başka ne yapacaktı?! Garip değil mi7. Senelerce sonra yetişecek neslin de eski şairler için: — Onları anlamak mümkün değil. Msanları ve üslüpları hakkında bir kanaat edinemiyoruz. o Çünkü onlar heyecanı kalıba sokmuşlar, bir istıra- bi yeya sevinci anlatan hecelerden ba cümleler teşkil etmişler, ve tü- be diyecekler gibi geliyor. A. Sırı SPOR Izmirde spor faaliyeti İzmir, 30 (A.A) —Bu cuma Alsancak spor sahasında şilt maçlarının ilk haftası Altınordu Göztepe, Türkspor, Şarkspor ta- kımları arasında icra edildi. İlk maç sabahleyin Türkspor ve Şark- spor ikinci takımları arasında ya- pıldı. Neticede Türkspor ikinci takımı sıfıra karşı İl sayı ile galip geldi. Ikinci maç Altınordu Göztepe ikincileri arasında idi. Neticede Altınordu ikinci takımı hâkim bir oyundan sonra sıfıra karşı 7 sayı ile galip geldi. Öğleden sonra aynı takımların birincileri arasında maç yapıldı. Türkspor Şarkspor birinci takımları ara- sında icra edilen maçta Türk- spor birinci takımı sıfıra karşı bir sayı ile galip geldi. Bundan sonra Altınordu Göztepe birin- cileri karşılaştılar, Altınordu gü- zel bir oyundan sonra sıfıra kar- şı üç sayı ile galip geldi. Karagümrük spor klübü yeni binasına taşındı 1926 senesinde Karagümrükte bir spor kulübü tesis edilmişti. Kulüp, de vamlr surette tekâmül göstermiş, bu) - sene faaliyetini tevsi etmiştir. Cümhuriyet bayramı gecesi, kulü- bün yeni binasma taşınması vesilesile bir çay ziyafeti verilmiştir. mix 7İ Darülfünun divanı — Bugün toplanarak guzetedlik mektebi meslesini konuşacaktır. İzcilerimiz geldiler — Cürhu- riyet bayramı dolayisile Ankaraya giden izciler şehrimize dönmüşlerdir. Pe Temsilleri at 21.30'da İSTANBUL BELEDİYESİ iri ii Kalbin Sesi i y | M. Alaettin İYİ Piyes 3 perde Talebe Gecesi 1 Tablo Yazan: Yakında: DOKTOR IHSAN A. Bisson | i Tehacüm karşısında Ehemmiyetle düşü- nülecek bir mesele ————— Her seviyeden ve her sınıf iş erbabından çocukları babala- rının mesleklerine alıştırmak! “Gazetelerimiz haber veriyor: Bu sene İstanbul Darülfünununa her senekinden fazla talebe müracaat etmiş. Bursa lisesine gidenlerin ço- ğu yer bulamamışlar. Mektep o kadari dolmuş, Ankara lisesi talebesi 600 ü geçmiş. Hemen her odası dersane ol- muş. Buna rağmen yine bütün mü- racaatlara kâfi değil. Hele ilkmektepleri sormayınız. Te-/ men her mektepte her sınıfa mütead- dit şubeler açıldığı halde yine müra- caat eden bütün talebeyi almıya im- kân bulunmuyor. Ankarajla bile ya- rım gün mektebi usulünün tatbikine mecburiyet hâsıl olmuş. Bir kısım talebe sabahtan öğleye kadar oku. yor. Bunlar gidiyor. Yerlerine gelen diğer talebe de öğleden akşama ka- dar okuyor. Yani bir mektep İki olmuş. Yine mektepsiz kalmış çocuk var, Gazetelerde ilânlar görüyoruz: İstiklâl Tisesi, İnkılâp lisesi, Fey- Ziati lisesi, Terakki Tisesi,. ve birçok daha Jiselerle beraber müteaddit hu- sust ortamektepler.. Ve bunların hep. sinde de binanın alabildiği kadar ta- lebe var. Talebenin bu mekteplere akışı eli bette hir mana ifade ediyor: Bu ma na halkm okumak, öğrenmek, yetiş mek ihtiyacıdır, Her gün biraz daha çetinleşen hayatta muvaffak olabil- mek için daha fazla bilmek ve daha kabiliyetli olmak lüzumunu herkes takdire başlamış demektir. Bu büyük arzunun tatminine ait tedbirleri #lmak ve milleti bu büyük! ihtiyaca Cevap verecek yardımlara sevketmek hükümete düşen bir vazife oluyor. Bir taraftan devlet mekteple- rini çoğaltmakla, diğer taraftan da ihtiyaca uygun hususi mektepleri teşvik etmek suretile bu büyük ihti- yaca cevap serilebilir, Mektepli; kemiyetinin artması yal nız mektep kemiyetinin arttırılmasını islilzam etmez. (Halk tabakalarının tahsile rağbet ve alâkası ne kadar artarsa tahsil ve terbiye plânlarını da onların ihtiyaçlarına 6 kadar tey- fik etmek meselesi ehemmiyetle orta- ya çıkar, Bir zamanlarm mektepli sinıfı, sayılı bi-kaç tabakanın çocukları İdi, Muayyen gayeli birkaç tabakanın ço-! cukları için muayyen tip mektepler- Te cevap vermek pek kolaydı. Fakat hayat her tabakayı harekete getire- derse, ve onlar da bu tahrik sevkile mektep ararlarsa milli cam'anın yük- sek menfaatlerini daima gözönünde bulundurarak ahenkli bir plân yap- mak icap eder ki bunun pek nazik ve pek ehemmiyetli bir iş olduğu muhakkaktır. Bu iş ne kadar ehemmiyetli ve na- zik olursa olsun kendisini hissettire- cek bir hal almıştır. Çittei çocuğu, esnaf çocuğu, memur çocuğu, tüccar çocuğu... hepsi mektep istiyor. Ve hepsinin bu istediklerinde hedef €- dindikleri nokta, mektep tahsilinden sonra hayatlarında bir refah ve bir saadet bulabilmek endişesidir. | Tüccar, çocuğunun mektepten Çi- kınca, beynelmilel mahiyet alan tica- Tİ münasebetleri ve muhabereleri an- Uyacak ve idare edecek bir kabiliyet. te olmasını istiyor. Çiftçi, mektepten tarlasma dönen çocuğunun toprağın daha iyi ve daha bol mahsul vermesi tilsim mektepte bulmuş olmasını bekliyor. Tıp tahsiline, hukuk tahsiline ko- şan genç bu tahsilin verildiği mües-İ seselerden beynelmilel mesleki içinde akranlarından aşağı bir tahsil alma- masmı ister, Mektep, bu asırda el- bet de bir devlet müessesesiğir, Dev- Tetin mektebi © ve binaenaleyh terbi. yeyi tanzimde hâkim ve nafiz bir To. lü vardır. Bu büyük vazifeyi ni milli camianm hayatını temin ve ida- me eden faaliyetleri İyice tetkik vej' m ————— rek onlara tahsil lüzumunu işaret e-| tanzim etmek vazifesini de yüklenmiş havuzda soyunup yıkanıyord Civar pençerelerde mütecessis zleri ... Kaya gö vali 1ı Rilla P, Garbo, eve taşmdıktan sonra, kom- şularmı bir merak sardı. Bahçesine! çıktığı zamanlar, baş uzammadık pen cere kalmıyordu. Bu tecessüs, Garbo-, yu fena halde sıkıyordu. Gustav an- latır: “Garbo, artık, çok erken kaldırıl masını tenbihe başlamıştı. Havuzda o kadar erken yıkanmak istiyordu ki: bu merakir komşular; halâ görmek istedikçe güzel uykularını terke mec- bur kalacaklardı. Ve Garbo, dediği gibi yaptı. Çok defalar, sabahın be- şinde yıkanmaya kalkmış, soyunmuş, mayosunu giymiş ve her siker gözden uzak, sessizce yıkanmıştır da.. “Buna rağmen: Bir sabah, havuz. dan çıktığı zaman, evinin karşısında- ki tepeden dürbünle Kendisini gözet- liyen bir adam gördü. Müthiş sinir. lenmişti. İçeriye geldi. Buna artık ta- hammül edemiyeceğini ve bu evden çıkacağını haykıra haykıra tekrar edi yordu. “Bunun üzerine yeni bir ev ara. dem. Ve buldum da. (Şato) isimli mü- "kemmel bir yerdi burasi Kısmen şehre bakıyor ve uzaktan denizi gö- rüyordu. Yine bahçede bir . havuz vardı. Ev büyüktü. İyi döşenmişti. Ve civarda konu Komşu da göremiyor.| dunuz. “Fakat Garbo bu meneceriyle ko- nuştuktan sonra: iş, tuhaf bir şekil aldı. Mis Garboya ev aramak benim yazifem olmadığmı söyleyince küçük bir azar bile işittim. “Garbonun meneceri studyoda top- lanmış yüzlerce meraklı mektubu gesi tirdi. Garbo ecnebi pullarıyla pullan- miş olanlardan birinf açmıyordu. Ve umumiyetle hiçbirine uzun boylu, İsveç yıldızı bir karmaşmayla seyre Fasıla esnasında, Garbo gözünden kaçmak için bir mek üzere hole geçmek istedik dakiler derhal ayağa kalkıp dizildiler. Bunlardan birçoğü mış film aktörleriydi nüp gene locasında görüneti na kadar halkım gösterdiği da tarif etmeden geçeceğiz. Garboyu, tecessüs fena sik Peşinde bütün maiyetile birdö ya doğru yürüdü. Ve ikinci açıldığı vakit locada yalnız bif gördüler. kızm yazdığı mektupla alâkadar ol muş ve kızın gönderdiği ufak güzel bir Çin yelpazesinden bize bile bah- setmisti, “Resim, hiç göndermiyor ve gün- derilen resimleri de imzalamıyordu. Studyoda bile, filmde giydiği elbise lerden başka hiçbir elbiseyle - resmi- »in çekilmesine müsaade etmezdi. Be- nim şahsi kıyafetim ancak dostlarım içindir diyordu. Dünya, beni filmle rimde gördüğü gibi tanıyabilir... Garbo, tiyatroya gitmekten hoşla. nır. Fakat halk etrafını sardığı için bunu pek seyrek yapıyor. Bir gece bir filmin ilk gösteril şinde bulunmak istemişti. Yadigir diye elbisesinin küçük bir parçasını Dostunu yaraladı Acem İsmail isminde P/ evvelki akşam Beyoğlunda / kanin birahanesi önünde © Vasoyı kıskançlık yüzünden * letle yaralamıştır. Vaso haf neye yatırılmış, İsmail de y#” lanmıştır. İstasyon hamalları Dün Sirkeci istasiyonu | ları onbaşısı Memiko ile | hamallarından İsmail kavga * mişlerdir. Bu sıradada İsmail” çağını çekerek Memikonun #. rine hücum etmiş, Memikod4” bancasını çekmiştir. Etraftan tişenler iki kavgacının ii bir hâdise çıkmasma m vermemişlerdir. Polis kavgaci””. demektir. Ter seviyeden ve her sinıf iş er- babından çocukları ve gençleri işleri»; ne ve mesleklerine alıştırmak veya - hut ihtiyaem Yeni © açtığı işlere ve mesleklere en kal Rekor birahanesinde Dimitri, Pavli, Cemal, evvelki akşam Beyoğlunda kor birahanesinde kavga edef” birbirlerini yaralamışlardir. lis bu dört kavgacıyı yakalan tır, 2 Binlerce kişi Miryon Peşinp Koşuyorlar.... Çünkü Pek Yakınc yapacağına ne kadar kan! isek bu de- YİN VE şümullü alâkanın milli terbi. ye ve maarif meselesinde çok müsbet ve mafiz tesirler yapâcağında şüphe yoktur, * NanmaAlı MiLYON KAZANILACAK...