»—— 4—VAKIT 25 Teşrinevvel 1931 Büyük sabırsızlıkla beklenen muazzam film bu akşam MAJIK sinemasında ilk dafa olarak başlıyor. Taç Deviren Jeneral Muhteşem mizansenli bir şaheserdir. Mümessili: J ohn Siyasi komisyonun dün verdiği mühim kararlar (Öst taralı 1 inci sayıfada) Atina konferansı tarafından ve- rilen karann teyidine karar ve- rilmiştir. Teklifler üzerinde tetkikatta bulunmak üzere hususi bir ko- misyon teşkili kararlaştırılmıştır. Bu komisyonun ihzar edeceği proje gelecek balkan konferan- sında müzakere edilecektir. Hu- susi komisyon akalliyetler me- selesini de tetkik edecektir. Diğer kararlar Toplantıda verilen kararlar şunlardır: — 1 Yakında toplanacak olan terki teslihat konferansının müs bet bir neticeye varması iiçin konferans namına temennilerde bulunulması. 2 — Daha evvelce de karar verildiği gibi, Balkan memleket- leri arasındaki muallâk mesailin hallini ve Balkan birliği tesav- vurunun kuvveden file çıkarılma- sını temin için alâkadar altı devlet bariciye nazırlarının her sene Balkan konferanslarından sonra konferansın toplandığı şehirde taplanmalarını temenni etmek, 3 — Misak projesi hazırlana- rak tatbik edilinceye kadar her hangi bir ibtilâfa mani olmak için Balkan devletleri arasında uzlaştırma ve hakem muahede- leri yapılması temennisi, ,, Siyasi komisyonun bütün karar- ları akalliyetler meselesi de da- bil olduğu halde, ittifakla veril- miştir. Bu komisyon ruzname- sindeki bütün meselelerin tetki- kini bitirdiğinden faaliyetine niha- yet vermiştir. Alınan kararlar Konferansın © yarın Ankarada toplanacak olan umumi heyetinin tasvibine arzedilecektir. Konferans rdisinin mühim yeni beyanatı İstanbul, 24 (A.A. )— Akal liyetler meselesi münasebetile ba- zı heyeti murahhasalar aarsında zuhur eden ihtilâflardan bahis o- larak gazetelerde görülen neşri- yat üzerine vaziyeti anlamak için kendisine müracaat eden Anado- ul ajansı muhabirine konferans reisi Hasan bey şü beyanatta bulunmuştur: “Konseyin bir içtimamda Ar- navutluk delekeleri ile Yugoslav. ya murahhasları arasmda akalli. yetler meselesi etrafında cereyan eden hararetli münakaşalara ha- iz olmadığı şiddette bir mahiyet âtfedildiğini gördüm. Herkesin bildiği gibi akalliyetler meselesi her tarafı temin edecek bir neti- çei halle bağlanması kolay kolay; kabil olmyan bir mevzudur. Konferansı nbu meseleyi en iyi bir çalei halle isal için her vası- tadan, her fırsattan istifade et- miye çalışacağı da şüphesizdir. Bu hararetli bünakaşalar netice- sinde şimdilik varılan sureti hal- ler bütün delegeleri »nemnun etmiye kâfi gelmiştir. Müzakeratımıza aliyen de de- MiLYON PEŞiNDE Barrymore vam edeceğiz. Ve hiç süphe yok ki muvaffak da olacağız. Ben bilhassa bir noktaya işa! ret etmek isterim, Gazetelerin neşriyatma bakılırsa ortada yal NIZ bir akalliyetler meselesi var- muş gibi bir şekil hasıl oluyor. Herkeste öyle hir intiba bırakmak yanlıştır. Siyasi, iktısadi, fikri, içtimai birçok mesailin de halli Için geceli güzdüzlü sarfı mesai ediyoruz. Bütün murahbhaslar a- rasmda ve bütün bu mesailer a- rasında en samimi bir hüsnü ni- yet hüküm sürmektedir. Akal liyetler meselesi halline uğrastı- Zımız yüzlerce mesailden biridir. Ka onların mühiwlerinden- ir, Fakat hepsinin ikinci, 3 üncü saf lara atacak bir mahiyeti haiz- addolunamaz.,, Arnavut mnrahhasının sözleri Arnavut murahhaslarından M. Leonida Façi demiştir ki — İçtimada bir komisyon teş- kiline karar verildi. Bu komis- yon gelecek Balkan konferansı başlamazdan üç ay evel misak projesi ile birlikte akalliyetlerin himayesi için de bir esas hazır- lamış bulunacaktır. Yugoslav murahhas heyetile aramızdaki ihtilâf (o teferruatta değil esastadır. Biz Yugoslav- yadaki arnavutların hiç olmazsa bir insan gibi yaşıyabilecekleri hayat şeraitinin temin edilmesi- ni istiyoruz. Bu haklı talebimiz kabul edildiği takdirde bütün itilâfları tereddütsüz imzalıya- cağız. Siyasi komisyonun yu- karıda bahsettiğim kârarını, Yu- goslavyadaki arnavutların vazi- yetini düzeltmiyeceğini bildiğimiz halde kabul etmemiz konferansı akamete uğratmak fikrinde ol- madığımızı bütün âleme göster- mek için kabul ettik. Dört bu- çuk asırdan beri münasebette bulunduğumuz Türkiyenin bu şebrinde toplaann konferansın akamete uğraması bizi çok mü- teessir edecekti. Gelecek sene- ye kadar bekliyeceğiz. Fertler ölür fakat milletler ölmez. Yu- goslavyadaki arnavutlar da bir sene daha bekliyeceklerdir.,, Gene Arnavut murahhasla- rından Bedri bey Peyani de şu mütaleadadır: — Bize Balkan konferansını hezimete uğratmak arzusu asla isnat edilemez. Netekim &on teklifi kabul etmekle hüsnü ni- yetimizin ve samimi düşüncele- rimizin yeni bir delilini göster- miş olduk.,, Bulgar baş murahhasının kanaatı Akalliyetler meselesi etrafın- da verilen son karar hakkında mütaleası sorulan Bulgar baş- murahhası M. Zakazof da kısa- ca demiştir ki: “— Evet, mesele halledildi. Fakat kâğıt üzerinde...,, Iktısat komisyonunda İktısat komisyonu da dün toplanmış, Balkanlar arasmda hububat ticareti için milli ofisler ve bunlara merbut hususi hubu- bat borsaları teşkil edilmesi hu- susunda evvelce izhar edilen tah minin tekrarını kararlaştırmış- tır. Komisyon ayrıca tütün me- selesi için bir rapor hazırlamış- tır. Umumi heyet bugün toplanıyor Koni umumi heyeti bu Gazi köprüsünün in- şasi için faaliyete geçiliyor (Us tarafı 1 inci sayıfada | mas edecektir. Bundan başka otobüs imtiyazınn o belediyeye verilmesi hususunda da alâka- dar makamlar nezdinde te- şebbüsatta bulunacaktır. Muhittin B. hareket etmeden bir saat ev- vel Ankaradan bir telgraf almış- tır. Bunda Gazi köprüsü için kambiyo müsadesi verildiği ve belediyenin köprüyü inşa için derhal faaliyete geçmesi bildi- rilmektedir. Muhittin B, bu ha- ber üzerine muavin Hamit Beyle bu mesele hakkında uzun uza- dıya görüşmüştür. Kambiyo mü- saadesi derhal bir tezkere ile daimi encümene bildirecek ve encümen bazı tetkikatı müteakip şirket ve gruplar arasında bir mü- nakasa açaktır. Münakasa ilânı Türkçe ve bütün ecnebi mem- leketlerin gazetelerile neşr ve ilân edilecek, bütün ecnebi mem- leketlerdeki şirketlerin münaka- saya işlirak edebilmeleri için münakasa müddeti uzun bırakı lacaktır. Otobüscülerde bir heyet gönderiyorlar Diğer taraftan Muhittin Beyin Ankaraya gittiğini haber alan otobüscülerde geç vakit topla- narak Ankaraya bir heyet gön- derilmesi meselesi etrafında mü- zakeratta bulunmuşlardır. Bele- diyenin otobüs imtiyazını almak istemesi otobüscüleri hayli telâ- şa düşürmüştür. Bunlar seçecek» leri bir heyeti Ankaraya gönde- recekler ve yüksek makamat nezdinde teşebbüsatta bulunarak imtiyazın belediyeye verilmeme- sini istiyeceklerdir. Muhittin B. Ankareda bir haf- ta kadar kalacaktır. Yalan yazmanın da bir derecesi vardır! — Mahut Şikago Tribun gazete- sinin bir uydurma haberi daha Muhut “Şikago Tribün,, gaze- tesinin Londra muhabiri yeni bir haber daha uydurmuştur. Bu ha- bere göre Madam Mucurus Bey samında birile yüksek san'ata mensup dokuz Türk hanımı Lon- dradan Nevyorka müteveccihen hareket etmiştir. Bazı Ame- rikada din hayatını tetkik etmiş! Bu hanımların verdikleri malö- mata göre Türkiyede garplılaş- ma ceryanından sonra dini mez- hepler zafa uğramış, ve Hris. tiyanlık intişara başlamış! Bu hanımların teşkil ettikleri beyette iki Katolik, iki Protes- tan ve beş sabık müslüman varmış! Bunlar Amerika Darülfünun- larını da ziyaret ederek dini ki- tapların tercümelerini yapmıya çalışacaklarmış! Teşekkür Gazetemizin on beşinci yıl dönümünü tebrik eden Cumhu- riyet ve Milliyet refiklerimizle, di- ğer rüfekamıza ve telgraf, tele- fon ve mektupla veya yurdumu» za bizzat gelerek bu tebriklere iştirak eden lütufkâr karilerimi- ze teşekkür ederiz. “Cilbert tanıdığım erkek-' lerin en mükemmelidir, Cilbertle bir film çevireceğimizi işitmek benim daima hoşuma gider Yazan : Rilla P. Palmborg -—4— Fakat öyle zannediyorum! ki: Cilbert tanıdığım erkeklerin en mükemmelidir. Huylu bir adam. Son- ra heyecanlı! Zaman oluyor: Söz- lerini bitmiyecek sanıyorsunuz... Gar ba, burada gülümsedi. “Ama; ben bu- nu seviyorum, Con Cilbertle bir film çevlreceğimi: mek daima hoşuma gider. O, büyük bir san'atkâr, Oy. nadığımız zaman: Beni bütün varlı. ğımla sürüklüyor. Bizim İçin, stüd. yo, temsil yok. Biz yaşıyoruz.,. Bana kalırsa: Greta Garbonun Gon Cilberte dair, vuzuha en yakın dü - Şünceleri bunlardır. Garbo, Hamlet kıyafetile baloya niçin gitti ? Garbo, sözlü filmlerin tam başla” dığı bir zamana isabet eden İsveç yol- culuğundan döndüğü gün, bir davetle karşılandı. Beverly Hills otelinde bir maskeli balo veriliyordu. Bütün ar- tistler, bu baloda bulunacaktı. | Fikir, nedense, Gurboya fena gö-| rünmedi. Ve geceleyin, bütün orada bulunanlar; Hamlet kıyafetinde gel- miş uzun boylu delikanlının kim ol- duğunu öğrenmeye çalıştılar, Gençler ve güzeller arasında ta. nmmak&ızm dolaşmak, kendisine dai ir dedi kodular yapan İnsanlarla ko- nuşmak (İnsanlar ki; onunla küçük| bir mükâleme fırsatı olsun geçirmek için deli olurlar) onların arasında mahzun Danimarkalıyı temsil etmek! İsveçli kızm hoşuna gitmiş olmalı dır. Balo bittikten sonra birçok kim- seler; sessiz, esrarengiz.Hamletiş ko- nuştuklarını çok iyj hatırladılar, Fa- kat iş işten geçmişti. Katatina adasında film çekiş Bundan birkaç gün Sonra stüdyo, İ Greta Garbonun otuz kişi ile beraber; Katalina adası civarında demirlemiş ahşap bir vapurda bir filmin bazı sah- nelerini çekeceğini ilân etti. Katalina adasına Los Angelos li. manmdan vapurla iki santte gidilir. Deniz filmlerinden çoğu bu peri diya- rına benziyen adada, o kıvılcımlı su- larda, o güzel koyda alınır. Bu yolculuk, Garboüun hoşuma gitti, Uzun tahin masının etrafına sıralanıp yemek yeniyordu. Garbo, meclisin meşesiydi. Sonra, fimde giy- diği beyaz pantalonu ve jilesile gemi yi ia makine dairesine kadar dolaşr- yordu. Sahne aralarmda derhal deniz kostümünü giyer, bir kayık indirir, gemiden bir hayli açılır ve uzun 7) man görünmezdi. O kadar ki vapur. dakiler endişe etmeye başlarlardı. Bir köpek balığına rasgelmek, boğul mak vardı. Fakat bir de bakardınız: Şen ve gülümsiyerek bir yandan çıka. gelirdi. Adanm açıklarında demirliyen ge- mi, ona harici âlemi tamamen unut. turmuştu. Sahile çıkmak istemiyor-| du. J Bu sıralar; oCon Cilbertin İns; Claire'le gezip tozduğu zamanlardı.) Nihayet bir sabah Holivut, hayret içinde kaldı! li Gazeteler, Con Cilbertin bu yeni genç kızla beraber tayyare ile Neva- Baş döndürücü Valsleri... Muhteşem dekorları... Fevkalâde mevzuu,. Mükemmel musikisi olan muazzam bir operet GHRE HOHEIT BEFIEHLT) daya kaçtıklarını ve orada hemen ef" ” lendiklerini yazıyordu. bi Herkes: “İmkânı yok. Dedi, Cik” belt, Garbodan başka kimseyi almağs © Fakat Con, İna ile resmen evle” mişti, Nevdaya (gitmeyi niçid tercih ettiğini sordular. Con: Gittikt Dedi. Çünkü Holivutta mahalli kanı” na göre evlenmeden önce üç gün bek lememiz lâzım geliyordu. Ye biz bek“ liyemezdik.., ) Gazeteler derhal işe başladın! Bir muhabir, bir tayyare tuttu, Ve Garboda, bu haberin uyandıracağı t€ siri öğrenmek üzere Katalina adi gitti. Garbo Cilbertin evlendiğini gazeteciden öğrendi Garbo, günlerden berj gazete zü görmemişti. Hatta Con Cilbe: İna Claire'le sevişmeye — başladığın! bile bilmiyordu. Gretayla Con, ka etmişler ve Greta onunla bir daha rüşmemeye karar vermişti, / Gazeteci, Garboyla huluşmakt” güçlük çekmedi. Kız, vapurun gü tesinde öyle rahat ve müsterihti Bir gazetecinin, günün birinde çil geleceğini hiç aklından bile geçi: yordu. Muhabir, Con Cilbertin evlenmesi | ni yazan gazeteyi Garboya uzat Garbo aldı. Okudu, Muhabire bu zak” meti için teşekkür etti. Cilbertin me” ut oluşuna sevindiğini söyledi ( P sonra döndü. Yüridü. | Garbo, Con Cilbertin evlenmesi beraber uyanan meraktan nefretif€ rağmen gazeteler, Con Cilbertin, Gr“ ta Garboyü #TdatMŞ UYMASI gi neler, neler yazmadılar. “4 Garbo tamamile valnı»- yaşamak istiyor il Garbo Beveriy Hills ve arm kıp başlı başına bir evde otu! karar verdi. O zamana kadar hep di ire kiralamıştı. Ev idare etmekte bİf mektep çocuğu kadar da bm di amma; yabancılardan uzak kal yı temin ettikçe bunu düşünemezdi: 4 —Bitmedi— i ©) Con Cilbert belki mes'uttu. kat; çok sürmeden İna Clair'i yalnız bırakıp kendi başına ayrı yerde yaşamasına bakılırsa; Nev kun bu meşhur tiyatro aktrisi, edilen refahı bulmamıştı. İna Cl şöhrelini biraz da kotasile sü paylaşmak istiyordu. Bu da olma; ca İna Nevyorka, Brodveye dündü. Derken sözlü filmler çıktı. la beraber Holivut acıklz bir hu le karşılaştı. Cübertin sesi, fondan bir çocuğunki kadar ince, lak geliyordu. Buna mukabil N: yorktan derhal gelen Ina Clair lü filmlerle büyük muvaffakıyet zandı. Cilberti eski mevkiine güçlükle tirebildiler. Nâkll 5 4 Emriniz 4 haa haxalide bulunuyor. Filminin Fransızca kopyası Lilian Harvey ve Henry Garât ve Almanca kopyası: Kate Von Nagy ve Willy Fritsceh tarafından temsil ve Çarşamba akşamından itibaren Melek'te hn Elhamra'da İli irae edilecektir. —————ğ—ğ— Orta Asyada renkli madenler Son günlerde Orta Asyada yapı- Jan arziyyyat tetkikatı neticesinde Ka ramazara havalisinde zengin renkli madenlerin mevcudiyeti ( anlaşılmış. tır. Yapılan hesaba nazaran Sovyet arazisinde mevcut bakır ve kurşunun yüzde 90 ile çinkonun yüzde on beşi