ile eml yl Ziya Gökalp 1926 teşrinieyvelinin yirmi dördün- cü günü sabaha karşı Türk fikir ha yatı en adamlarından birini kaybetti, Ziya Gökalp beş sene ev- vel dün yaşıyanlar arasından tarihin €bediyetine göçtü. Ziyanın ölümü üs- tünden senelr geştikçe onun şuhsiy. yetini zirvesinden uzaklasılan bir ova- dan, dağm tepesini seyreder gibi gö- rüyoruz. Her gün biraz daha kaba- rryor, biraz daha yükseliyor. Ebe. diyi anlamak için fani olmak lâzım. Zirveyi görmek için ovaya inmek Jâ- nm olduğu gibi. Ziya her seyden evvel iyi insandı. En büyük makam, en büyük kuvvet onu bir an için fazlından uzaklaş tıramadı. Birçokları için o hâlâ fa. tiletin sefenksidir. o Faziletsizler g- nu gördükce sefenksi (o görmüş gribi ürkecekler. Ziyanm ölümü, Türkiyede açılan yepyeni felsefenin en kudretli, en sistemli eserin; vereceği hir cağda yarıda kalması demektir, Ziyaya ge Tinciye kadra felsefeyi bir nevi saf. sata ve bir nevi malümat toplamak manasma alırlardı. Sistem kurmğu muvaffak olan yegâne adamımız Zi- ya idi. Ziyanın ölümü, Türkiyede yen! ilim eereyanının sektelenmesi deniek- 1. Ziyanm derin bir vukufla mak zemesini taşdığı, temelini kurduğu müspet ilim telâkkisi eseri tamamlan- madan yarıda kaldı. Ziya madenin, hayatm, ruhun ve mefküreleri müs! bet ilimle . müspet ölcü ile tabirtin| hudutları icinde telâkki edileceğine kani idi. Ve bu kanaatile o, memle- ketin ve muhasırlarının arasında yep» yeni bir İnsan ve yepyeni hir terkip- <i kafa olarak meydana çıkmıştı, Ziyanın getirdiği fikir, felsefe, ilim cereyanıdır ki hâlâ Türk fikriya. tnın en berrak, en molern safhası ni teşkil etmektedir. Hissediyorum! Ki Ziya gençliğin kafasındaki ebedi. yette vaşıyor, Sade" Etem # Müğ.. Ziyn Gökalp merhumun vefa! nel devriyesi münasebefile © İzmirde, Edehiyat eemiyetinde buzün © Ziya Gökalpin hayatı, Türklük yolundak! çalışması hakkında bir konferans ve rileesk ve elirleti okrmenktir, Servet Yesari Bey Dünkü akşam gâreteler Bey- oğlu poteri Servet Yesari Beyin sucu Ali EF. isminde birisi ile aralarında çıkan bir kavga ne- ticesinde ağırca yaralandığını ya- ayorlardı. Dün bu baber üzerine tahkikat yaptık. Memnuniyetle öğrendiği» mize göre yaralanan Servet Yesa- | ti B. değil Istanbul “ördürcü ro- | teri memurlarından Servet Bey isminde bir zattır. Hadisenin Servet Yesari B. ile hiç bir alâ- kasi yoktur. Sesil Yazan: Jacgues La Guerche olomp ! Karısını ve üvey oğlunu vuran adam mame Dün ağır cezada yeni bir da- vanın rüyeltine başlandı Istanbul ağır ceza mahkeme- sinde, dün yeni bazı davaların rüyetine başlanmıştır. davalardan biri, Salime isminde bir hanımla oğlu Fuadın Hayri efendi aleyhindeki dava- larıdır, Hayri efendi, karısı olan Salime hanımla övey oğlu Fuadi, öldürmek kastile O yaralamakla maznundur. Karısmı ekmek br çağile, on dört yaşındaki övey oğlunu saldırma ile birçok yerle- rinden yaralamıştır. Salime hanım; anlatıyor: — Gece uyurken, kalktı. Ben- de uyandım. “ Ne yapıcak? ,, diye bakıyordum. Ekmek tene- kesinden bıçağı aldı, hemen ba na doğru geldi. Sol kolumdan yakaladı. Vurdu. Bıçak üzerimde kıvrı'dı, Sonra duvardan s#aldır- mayı aldı, oğlum Fuade üstüste sapladı. — Sebep nedir? — Efendim, övey oğlunu ev- de istemiyordu. Ben ise alıkoy- mak istiyordum. Bundan dolayı çok kızgınd. Hatta bir gün “ben s'zi masıl ayıracağımı bili- riml,, demişti, . Hayri efendi isticvabında, ken- disinin 4, 7, 9, yaşlarında üç çocuk babası olduğuru, karısın- dan dört aydır ayrı yaşadığın söyledi ve vak'aya gelince, şöyle dedi; — Hiç birşey hatırlamı: orum. Ne yaptığımı bilmiyorum: Şahitler dinlenildi, müz“ tut ifadesindeki"”bir iddianın tabkiki için “muhakeme, kaldı. Mahkemede omüddei umumilik, mazmuün teviifini İstemiş, mah- keme" bu cihelin sonradan dü- şinülmesini kararlaştırmıştır. Türbeyi açmak İffet Hanıma Uç ay ceza ve- rildi ve ceza il olundu Edirnekapı civarındaki Kemal elendi törbesini ziyaretçilere aç- mek suretile ku husustaki kanun ahkâmma muhalif hareket ettiği kaydile muhakeme edilen eski türbedar iffet hanımın muhake- mesi bitmiştir. İstanbul ağır ceza mahkemesi, kendisine üç ay ceza tayin, ancak evvelce mahkümi- yeti olmadığından bu cezayı tecil etmiştir. Polis Faik Ef. aleyhindeki katil davası Çenberlitaşta bir gece mey- vak'ayı şöyle Nakleden: fa, —31 — — Dinleyiniz, dedi, M. Dütriyöye gidip size söylediklerimi anlatınız. zannedersem. size en çok yardım & debilir. : — Sizi de tekrar gelip görmekli. gime müsaade eder misiniz, bana yar. dım eder misiniz? — Hay hay. Fakat benim yardı. mım ne olabilir ki. — Evet amma, Süzan sâdece gelip sizi gördü. Yalnız sizi. Sesil Sizanın ayrılışından duydu» ğu hissi kablelvukuu söylemedi. Za» vallı kızm kendisinden (ebediyen W- Zaklaştığına emin idi. Ertesi gün Andre fabrikaya gitti. Piyere olanı biteni anlattı. Piyer: — Nasil, dedi, matmazel Kolomb Onu görmüş de adresini almamış mı? vel itiraf etmediğine mütecssirdi; — Şüphesiz, diye düşünüyordu. Bu suretle kendisini tehdit eden teh. likeden onu korumuş ölacaktım, Andrenin ziyareti üzerine ilk ha- reketi gidip Sesili görmek oldu. Fas kat Sesilin Flomallar yanında çalış. tığını ancak aksam döneceğini dü- şümdü.. Oraya gidemezdi. lâzımdı. Fakat bü intizar o zep ediyordu. Andreye: — Dinleyiniz, dedi, onu bulmak 14. zim. Yalnız başımıza bir sey vapüma- yız, Söylediğiniz sebeplerden dolayı polise müracaat edemeyiz. Sizin Pa. riste olduğunuzu biliyor. gelip de görmek İstemiyor. Bu fcci. Fakat bunü yapabilmektedir, polis büna ke. rışmaz.. Fakat hususi polisler var... Andre: — Hiç de aklıma Dedi. Ki NU Muaz gelmemişti. Beklemek! g Bir mektep susuz ! Bir irfan müessesemizde yüz- lerce vatan çocuğu susuz birakılıyor içinde mühim bir kısmı leyli olmak üzere bine yakın vatan çocuğunun tahsil ettiği İstanbul erkek lisesinin bu büyük merkezi irfan müessesesinin müsluklatın- da uzun zamanlardanberi su bu- lunmamakta ve ihtiyat su depo- larındaki su da artık harcanmış, sarfedilmiş bulunmakta olduğu- nu öğrendik. Bu hale bir nihayet vermesi | için her türlü müracaatlarda bu- lunulmuş ve nihayet dün akşam çocuklar ellerini yıkayacak su bulamıyacak vaziyete gelmişler- dir Hükümet veya belediye Istan- bul su tesisatım şatın alacaktır veya almıyacaklır. Vaziyet ne olursa olsun, bunun karşısında bir şirketin yüzlerce vatan çocu- gunun sıhhatini tehlikeye &oy- mak hakkı mıdır? Öğrendiğimize göre müesseseye gelen bir ter- kos memuru ellerini uğuşturarak tuhaf bir lâkayitlikle “Ne yapa hım efendim su yok!,, demiş... Susaz sıhhat korumanın imkânı olmadığına göre terkos şirketini vatan çocuklarının sıhhatine dik- kat ve itinaya hangi makam mecbur edecektir? Soruyoruz. —ş—ğjj Irak sefiri Naci Şevket B, yeni irak kabi- nesinde vazife aldı Irak sefiri Naci Şevket B. yeni Irak kabinesinde dahiliye nazır- lığına tayin edilmiştir. Naci Şevket Beyin yerine sa- bık Irak hariciye mazırlarından Abdullah Dembuci Peyia tayin Minieii muhtemel görülmekte- a YY haneci Nadırı tabanca ile vur- makla maznun polis Faik efen- dinin imuhakemesine dün ağır cezada başlanmıştır. Maznon inkâr €diyor, Şahit- lerden bir kısmı, vaziyeti teyit etmişlerdir. Muhakeme şahit cel- bine bırakılmıştır. Bir ölüm etrafında tahkikat Bir hastanede çocuğu düşü- rülmek dolayısile öldüğü ve ölü- münün kalp durmasından oldu- ğu şeklinde rapor verildiği kay- dile, Melek isminde bir hanımın ölümü etrafında Yapılan tahki- kattan henüz kat'i alınmış değildi — Birisinin zin; bulma bir netice yeti de yok. Tesadüf, böyle bir hususi polis İn Kere etm) unları söyliyere i kâğıt uzatlı. meye eri tilo ile şu satırlar vardı; Hususi polis ücentaşş BREVAN Her türlü taharriyaç Emniyet — Sürat Andre, bu (sirküler) i okudu? — Bir tecrübe edelim, dedi. Fakat sesinde bir tereddüt vardı. İ üzan hakkındaki süphelerinj bir po» | Tise gidip söylemek ona pek güç ge liyordu. Piyer, bazı emirler verdikten son- lâboratvara gitti, döndü, geldi son günlerde bana iş teklif İŞ bir ağası. ra, ve: — Gidebiliriz, dedi, Brevan polis milessesesi, iyi tef- tiş edilmişti. Kendilerine iyi bir te sir yaptı, Müdür, kendilerini nusust yazıhanesinde kabul etmisti, m bunlari için işten bile değildr. Hery mes'ul. | Piyeri Darülfünunda : islâh istemiyen mü- derrisler var mı? Evvelisi günkü akşam gaze- telerindenbiri Darülfünun mü- derrislerinden bir kısmının Da- rülfünunun ıslahına taraftar ol- madıklarını yazıyor, dolayısile de müderrislerin iki kısıma ayrıldık- larını kaydediyordu. Dün, bu bu- susta Darülfünun emini Muam- mer Raşit B., bir muharririmize demiştirki: — “Bu yazıyı bende kemali esefle okudum. Herşeyden evvel Darülfünunun ıslahı için bükü- melin bir kanun hazırladığını düşünmek kâfidir. Kanunun hi- lâfıva hareket tasavvurunda olan hiçbir müderris tasavvur oedile- mez.. Bu haber asıl ve tamamen uzaktır. Bir Yunan profesörü şehrimizde brimize Yunan darülfüdunu hukuku siyasiye profesörü M. Svolos gelmiş ve dün sabahı Darülfünuna giderek bir konfe- rans vermiştir. Yunan teşkilâtı esasiyesi üzerinde verdiği bu konferansta talebeler ve bazı müderrisler hazır bulunmuşlar, Mitat B. de profesörün sözlerin hakikatten Türkçeye çevirmiştir. M. Svolo- sun konferansı çok alâka uyan- dırmıştır. Hariciye vekili bu sabah Ankarada Hariciye vekili Tevfik Rüştü bey dün akşamki trenle Anka- raya gitmiştir. Vekil beyi istas- yonda sefaret, muhtelit mübadele komisyonu azaları, birçok zevat teşyi etmişlerdir. demiryolları müdürü Me abaya eri yok, d ark demiryollarının memle- e dahilindeki kısmının yerli bir sermayedar grubu tarafından satın alınacağı haberi üzerine dün Şark demiryolları direktörü M. Paskal ile görüştük demiş- tirki : e Biz de gazetelerde okuduk. Bu hususu dair hiç bir malüma- tımız yoktur, Müzakere içinde buraya kimse gelmemiştir, dedi. Gelenler, Gidenler Tekirdağı meb'usu Cemil, Tah- ran sefiri Husrev, ticaret müdürü Muhsin, hayvan borsası Komiseri Vahit Beyler, Alman sefiri Her Nadolni ve Türkiye büyük elçisi M. Baskida dün Ankaraya ha- göstererek Parise birkuç gin evvel geldi. Kız kardeşini aramakla mes guldür. Evinden adresi birakmadan| taşınmış. “Benim de bir ıtrıyat fab. rikam vardır, orada da çalışıyordu. Brevan sordu: — İsmi nedir? — Matmazel Suzan Darföy, Polis memuru onlara. şüpheli şüp- heli baktı, fakat emniyetini derhal iktisat etti, — Sizde bir fotoğrafı var nı? Andre cebinden bir fotoğraf çıka- rip verdi: — Bu, dedi, simdir. Piyer fotoğrafı tetkik sonra: — Fakat, dedi, yor, hiç değişmemiş. Brevan bir kâğıda başlıyarak: — Biraz şeklini tarif eder misiniz. yüzünü, gözlerinin rengini? Verilen cevâpları yazdı, sonra sor- du: — Paris ve hatta Fransayı gelerek; dört senelik bir re ettikten tamamen benzi. not tutmiya reket etmişlerdir. : | terket.) —3 —VAKIT 25 Teşrinevvel 1931 (Cümhuriyet bayra- | mımız için hazır- lıklar Onümüzdeki perşembe günü Cümhuriyet bayramımıza tesadüf etmektedir. Bu itibarla bu büyük bayramımızın fevkalâde surette tesidi o için (o şehrimizde © ya- pılan hazırlıklar çok ilerlemiştir. Ankaradaki büyük geçit resmine istanbuldan iştirak edecek izciler yarın akşam Ankaraya haraket edeceklerdir. Evelce işaret etti- imiz gibi şehrimizdeki geçit ve kebul resimlerine ait proğram- larda temamile hazırlanmıştır. Dün vilâyetten bildirilen resmi proğrama göre kabul resmi saat dokuz buçuktan on kırk beşe kadar devam edecektir. istanbulda bulunan meb'uslarla .evvelâ olordu kumandanı paşa ve erkân ve ümerayı askeriye | merasime iştirak edecekler so diğer memurlar ve şirketliğ programda yazılı tertipte kabul edileceklerdir. Ecnebi devletler konsolosları leden' sonra on beşten on al- ti kadar kabul edileceklerdir, Saat on birde başlıyacak geçit resmi Beyazıt meydanında yapı lacaktır. Poliste : Muradiye yangınında sinemasi Çalınan bazı kıymetli eşyalar bulundu Muradiye yangınında kaybu- lan eşyalar arasında kaymakam Feridun ve binbaşı Zekâi bey- lere ait bazı kiymetli eşyaları kaçırıp saklayanlar tesbit edilmiş , ve eşyalarda bulunarak sahiple- rine verilmiştir buarada diğer i bazı kıymetli eşya ve tabakların için tahkikat tamik edilmek üze“ re eşyalar Beşiktaş merkezine gönderilmiştir. Kavga ve gürültü edenler Dün gece saat 24 de Cemal, Mahmut, Necmi, ve arap Tahir isminde bir kaç arkadaş İstiklâl caddesinde bof birahanesinde | içerlerken aralarında kavga ve gürültü çıkardıklarından yaka- lanmışlardır. Tahir ile Şerafet- tinin üzerinden ruvelver, Mah- muttan bir bıçak çıkmıştır: Çocuğu yaralıyan otomobil Dün saat 8de şoför Kâzımın idaresindeki 1700 numaralı otomobil, Rıdvan is“ minde bir çocuga çarparak başının o muhtelif o yerlerinden yaralanmasına sebebiyet vermiş- tir. Kâzım otomubili terkedip burada İmiş, bir arkadaşını etmiş. — Bu arkadaşın ismin ve adresini riex ederim, Brevan bu suali pek acele ile sor- muştu. Acalesini tamir için; — Affedersiniz, dedi, fakat sizi tahkikata çekmek vaziyetindeyim. Ta» bil, biriz bulabilmek için esaslı şey. Teri bilmekliğim lâzım olduğunu tak- dir edersiniz. — Evet, İsmi matmazel Sexi Ko. lomp, Falgiya sokak, — Biliyorsunuz ki Pariste birisini bulmak kolay değildir. Fakat sizi memnun etmek için bütün gayretimle çalışacağımı vaddiyorunı. Piyer cebinden çek defterin; çikâs rârak: — Alelhesap bir şey ister misiniz? Diye sordu. Brevan Bisealikür bir tavırla; “a — Usuldendir, dedi, bin “tank kâfi, > Vi Andre bir