M2 — > VAKIT 25 Temmuz 1951 rın torba sahiplerine söyletinciye kadar 388 yıl beyhude savaştık: “Hu. kuku düyel,, tabirine, muzaf (umu: mi) gelimesi, bir de (mütekabiliyet)! İvük kumandanı Gazi Mustafa Kemal) moktai nazarından da hakikaten kelimesi, “Lozan, ım mesneti bu iki nokta- dır. Türk milleti hukuku düvel saha. sında ve istisnal bir muameleye One Jâyik ne de müstehaktır. Biz hukuku düveli fakat (umumi) telikkisinde kari bul ederiz, dedik; biz bizim gibi dev- Tetlerle hukuki münasebatımızın mü sevat dairesinde olmasını isteriz, de- dik: Ve dediğimizi tasdik ettirdik. Hu kukuk düvel; fakat (umumi) hukuku düvel, esasları, hüsnü münasebat; fakat (mütekabiliyet) esasını nüs- tenit hüsnü münasebat, İşte (umumi) ve o (mütekabiliyet) noktalafınm medlâlü şunlardır... Ahmet Reşit Bey bundan sonra kâ- pitülâsyon meselesini başlangıcından beri geçirdiği safhalarla beraber bir. çok misaller getirerek uzun (uzadıya zâh etmiş ve fenalıklarını göstererek! sözlerine şöyle nihayet vermiştir: “Fakat Lozanla bizim aramızda bir de Sever vardır. Bunları o birbirine karıştırmamak lâzımdır. Bu vazifeyi talebemizden Fethi Bey deruhte etti. .Şimdi izah edecektir. Sözlerime nihayet vermeden şunu da söyliyeyim: Kapitülâsyonlar öldü. Evet, öldü... Fakat bunları yokedenler yar olsun.,, Solan alkışlarla inlerken Riyaseti- £ümhur orkestrası nefis parçalar çal- mağa başlamıştı. Hukuk talebesinden Fethi Bey kürsüye çıkarak iki, munhe- denin fârkını izah etti sonra omüder Tis ve hatip Müslahattin Adil Bey kür- süye geldi. Ve şu hitabeyi söyledi: saadetin heyecanları “Muhterem muhatapların: Şu dakikada müşterek bir saadetin heyecanlarını yaşıyoruz. Bundan se- kiz sere evel. - bügün ayni” "saatinde sulh imzalandı. Sekiz sene evel bugü- nün âyni saatte büyük bir o medeni- ye âlemi türkün yüksek O haklarmı, istiklâlini teslim ve kabul eden vesika- yı imzaladılar, Lozan bu, bilhassa münevver züm- re için en büyük milli bir bayramdır. Lozan; Türk semasında , ışıldıyan, “Bize gidilecek merhaleyi © gösteren bir "kutup yildızıdır. Lozan; yalnız Türk değil, cihan ta- rilinin dönüm noktasıdır. Çünkü, ta- rih Lozanfadır ki tarzı cereyanını dei Ziştirmiştir. Bugünü kutlularken, şu manzarayı gören cephede kan ve ateş içinde çarpi- şan mücahitler... . Uzak deniz kıyılarından (ta orta yaylalara kadar giyimsiz (sırtları ve giplak ayakları ile sakin ve fakat m fehevvir o olan cepheye kurşun ve mer mi yetiştiren analar.. Manasını ve şümulünü takdir ettikle.! Ti bir elhada seve seve giden gençleri... Türk sunun yâpamadığını yapan zabitler ve VAKTın Tefrikası: 42 Kızılcık YAZAN REŞAT NURİ Gülsüm, bazan © tehditlere, azarlara kızarak bu işten vaz- geçmek ister. Fakat çocuklar ağ- Jaya bağrışa onu şikâyete gider-!yacaksmız... Hı ler ve rejisörlükte devam etme, öldürmeğe heves si için aşağıdan şiddetli emirlerile ii. Maamafih © kumpanya- mın sade idare memuru değil, ayni zamanda da baş aktörü idi. Bazan ile mürekkeple, kahve telvesi|lerini kaşlarının | bep yüzüne bıyıklar, kumandanlar ve yine, şü dakikada her birimizin önünde hürmet ve tazim- le eğilmesini bir vicdan borcu bildiği altın saçlı başımız, Türk elinin en bü. / Hazretleri. (Alkışlar, bin yağa, sesle- İri.) Lozan sulhunu kutlularken bir da- kika maziye, yakın tarihe dönüyorum. Onun yapraklarını sür'atle çeviriyo. rüm. Okuduğum satırlar şudur: Çok değil, bundan on iki sene evel yine bu irfam © kubbesi altında” bir toplanış vardı, Yarabbi, o toplanti hazindi. O gün burâda İzmirin feci | işgaline miştik. O günden bugüne kadar isirdiğimiz devreyi hatırımızda yaşata- biliriz; Karanlık gecede sarp bir yolda ye lümuzu şaşırmiş bir yoleü vaziyetikde idik ve bu yoldan ilerlemek mecburiye itinde bulunuyordük. Hef şey harâm ol. vüş, Her ümit kesilmişti.” İşte bu'da'i kikada bir ses, tatir, gür © ve MMtizaz lı bir ses, bir hak sesi, o büyük Tür- kün, Gazinin sesi duyuldu. Her fert için tabit bir hak olan te neffüs hakkmı da imha ederek (Türk löldü) diyenlere o ses (Türk © ölmüdi. ive imanla yaşıyor) dedi. kimiyetini bütün medeniyet teslim ettirmiştir. Türk — tarih (hididir, — hiç bir vakit istiklâlini Lozan muahedesi husüği bir mut- hededir. Mevcut rejimleri alt üst et- miştir. Kapitülâsyon rejimi (yerine hukuku düvel rejimini koymuştur, Lozan Türke tam bir müsavat ve istiklâl temin etmiştir. Müdavat © ve isiklâl,, İsme Ps, Hz. nazarında ya tam ipürüssüs bir istiklâl yâhut da * hârp vardı. Püsüssüs sulh olamıyacökti. Tür- kiye de sulh yapmadıkça cihan sulha mazhaf olamıyacaktı. Müahede bu hususi vaziyetin haricinde şark millet. mune teşkil edecektir, Muslihittin Adil Bey burada kapk tülâsyonların ilgasına ait maddeyi © kudüktan sonra demiştir ki? “Bu maddenin şerefi, — eheinmiyeti, o kadar büyüktür ki: Eğer mualtede yalnız bu madde dahil olmak “üzere imza edilmiş bulunsaydı. - Kıymetin- den zerre kadar (bir şey kaybetmiş ol MAZI, MAZ Rae İ Daha sonra Müslihittin Adil Beyi gençliğe hitap etmiş ve şunları söyle miştir: İ “Siz bu hitabeyi birçok vesilelerle! İdinlediniz. Fakat bir de bu vesile ile) zanın size teklif ettiği büyük vazifeli ikide birde sahneye girmeğe, yunculara karışmağa kalkar, işin; ciddiyetini bozardı. Meselâ “sahnöde'kendi barda- vee yiyorlardı. Dalları m m İtin? Eğer o bardak kırılırsa sen de| Gülsüm oyuna çıkmıyor... Sen ğını görecek olsa: — Gülsüm... onada mı yetiş» Gözümüzün öünündedir, l ağlamış, bü haksiz tecavlize isyan eti) ei leri için yakın bir atide büyük bir 'müsl; o mam e a | Baş mekalemizden mabaat | yüksek ehliyet sahibi Almanlar vardır ve bu almanların çoğu bugün gene iş başında bulun- | maktadır. O halde Almanyanın en yük- sek maliyecileri ve idare adam- | ları iş başında olmasına ve s0n- | ra bankalarındaki altın mevcudu evraki nakdiyesinin * yözde kırkı derecesini obulmasına « rağmen nasıl volüyor da “Bu memleketin milli parasi panik geklinde buh- ran içine düşüyor? Bu sunlin cevabini “Almanya- nin beynelmilel siyasi mevkiinin zdğfında ve Almanyanın maruz bulunduğu iktisadi buhranın teh- likeli bir mahiyetinde aramak lâzımdır. Fakat şimdi bir de para kıy- meti noktai nazarından “kendi memleketimitin halini göz önü- getirelim; Herkes biliyor ki esasen umu- mi harp içinde yüzde yüz altın Ti unutmay'nız. bir.azim ve imanin Omülli bir kuman. da altında ne büyük harikalar yarata- bileceğini görmüş olmasıdır. Hayat bir -zincirdir. -Bu zintir el- den ele gider. Bunu koparmamak her türkün en büyük “vazifesidir. İnönü, Sakarya, Dumlupınarın teşkil. ettiği müsellös ihtamm zirvesinde bir şah. eser gibi Uozanı yaşatacak sizsiniz... Hatip sözlerine şöyle nihayet ver. miştir: “Vatanım sevgisi (o Mâmına ben bü- tün yüreğimle yaşasın gençlik diye ba- Alkışlar) ve yaşasın genç- üz timsali ve onun en büyük hamisi; ) duğu halde bir söyl ği — ğ be — Haminne sen varsın diye aşa- kafanı kırılmış bil. Ver bakayım|gı git, diye bağırdı. onu, diye sahneye yürüyüverirdi. Aktörler e Gülsümün emrile aşağı kovul “bir cinayet oyumu|mak!.. Bu nedense hanımefendinin kalksalar: (| kibrine dokundu, Hiddetli bir ses- — gm , sa-lle: hiden inizin erini yar: — Hajdi ben öyle terbiyesiz. nedir öyle adam lik istemem... Şimdi Gülsümün ya- ediyorsunuz.. öy-|nına Diye mesele çıkarırdı. pa Fakat çocukların hânır iş?.. dağdaki üstüne kaşlar çekilir, bazan saç- | Hanımın karşısında oyuna çıkma: ları kabartılır, çamaşır yıkıyacak|ğa utanıyordu. gibi. kolları sıvanarak dekolte bir Aksi gibi büyük anne de ne-Jsokmuşlardı. Arkasında Halimize şükredelim En büyk" dersini gençiiğin yüksek), istememelerindeki 86-vuyor, diye masum yeşil gözleri-lla baba, kimi annesinin bu değildi. Gülsüm Nadide mi açıyordu. 5 iz den milli servetin mühim bir kısmı heder olup gideceği şüp- besizdi. Fakat şayanı teşekkür- dür ki bizzat başvekil ismet Pş bu tehlikeyi tam zamanında gör- müş ve devletin bütün idare çarkların milli paramızın kıyme- tini muhafaza hedefine doğru harekete getirmiştir. Pek iyi ha- tırladığımız * Yeçhile pek az” za- man içinde bünda muvaffak da olmuştur. işte” iki seniya yakın bir zadiandanberi pafâmız (1030) rakamı üzerinde sabit kalabilme- si bükümetinbu'parlak muvaf- fakıyeti neticesidir. Acâba' ismet Pş, hükümeti bu güzel müvaffakıyeti vasıl elde elti? Başka memleketlerde ol- duğu gibi. hariçten altın para istikraz elti ve bu istikrâzın ha- | sılâlını milli paraya karşılık ola- rak koyduda öylemi paramızın kıymetini filen muayyen bir gok- tada tesbit edebildi? Hayır. Hükümet paramızın kıymetini muhafaza için harici mubayaatını tahdit ve tanzim etmeğe karar verdi. Halkın alacakları kambiyo mubayaatımı kontrol altına aldı. Bu suretle spekülâsyonlara im- kân “bırakmadı. Bu noktai na- zardan Türkiyede çalışan ecnebi bankaların da konsorsiyom va- sitasile yardımlarını temin etti, Hülâsa hükümet hesabina nispe- ten az bir fedakârlık ile para- mızın, kiymetini sabit tutmağa muvaffak olabildi. Şüphesiz bu tedbirlerin iyi netice vermiş olmasındaki mu- vaffakıyetin mühim bir kısmı hükümete aittir. Fakat bu mu- valfakıyelin Ohusulünde bizzat memletin iktısadi ve mali kabi- liyetinin de tesiri olduğunu inkâr etmemek lâzım gelir. Görülüyor ki, memleketimizde al LE SAT bubran Almanya gibi bazı Av- rupa memleketlerindeki buhran manzaralarına nispet (edilirse me'yüs olacak birşekilde değildir.! Bilâkis kendi kendimize itimadı takviye edetek bir şekilde bu- lunduğunu derhal teslim olunur. | Binaenaleyh: Türkiyeye. ait iktı- sadi o bubr. bahsederken bunun hakiki bududunu ve de- reçeşini iyi ölçelini ve memleket batıyormuş ve bitiyormuş gibi göstererek ortalığı kargaşalığa çevirmekten menfaat umanlar İ bulundüğunü da hatırimızdan çı- karmıyalım, a: Şi — Ay anam.. Şafi O köpeği dönmüş, diye söylendiği işitildi. Bütün gözlerin kendine di- kildiğini gören Gülsüm, O sahne- nin ortasında bir kat daha odun kesilmişti. Lâkırdı söyliyeyim diyor! olmuyor, gülümsiyeyim diyor ol- muyor, olduğu yerde put gibi duru yordu. Nihayet seyircilere büs bü- tün arkasını döndü. “İçerden öteki san'atkârların: — Ulan eşek öyle durmasana.. gelirsem görür gününü, dedi.) gülecek bir şey söylesene diye onu i kadın - sitemli birlazarladıkları duyuluyordu. ki Gülsümden hayır Allah aşkınıa bu elyok, öteki çocuklar kimi lalanın gelmiş bağdakini kolpöstekisinden (kesilmiş bir sakal- kellerı kıvrılmış «bir eski blâzu ile genç Hele neyse biraz sonra perde|kız kiyafetinde sahneye döküldü kalktı. Gülsümü İbiş - kıyafetineller. Oyun biraz kızışır gibi oldu. lalanm!Fakat Gülsüm hâlâ bir şey bulup kanto kızı şekline . sokulurdu.|dense bu gala müsameresinde behe|tersine çevrilmiş bir. eski vele-söyliyemiyor, çocukların içerden Bir cuma günü, harem sofa- mehal bulunmak istemiş, Karamu|ği, başında yine onun kulakla-'dışardan: sında fevkalâde meresi tertip edilmişti. Oyuna ko nak halkından başka mahalleden de birçok kimseler davetli idi. da da tamamile haklı idi. Çünkü Nadide Hanım oyun esnasında sıraya oturmuştu. O gün orkestra hayli zengindi. nunu bir gala müsa-'sallı süt nine ile betaber en-arkalrına kadar geçmiş bir yağlı fe- Kaşlarını siyaha, bur diye sıkıştırdıkları işitiliyordu. si vardı. lar, mor! kırmızıya boyamış! Konağın karşısındaki belediye ebe mürekkepten bir de © bıyık çek! Kumpanya yalnız hanımefen- sinin güzel ut çalan bir gelinlik kı-mişlerdi.. Kız biraz evvelki söğ-! dinin gelmesine muhalifti ki bun-İzı vardı, Çocuklar (Zehra abla)'nakaşa esnasında ağlamış oldu-canlandı: dedikleri bu kıza yalvarıp yakar- mışlar, onu o günkü oyunda ut N nik #u için boyalar biribirine karış miştir. — Ulan bir tühaflık yapsana, Güldürecek şeyin küfürden ve pislikten başka bir şey olacağını ta savyur edemiyen Gülsüm, * nihayet Öteki aktörler — İbiş saat kaç derlerse Gülsüm nükteli bir cevap İ rinin fakülte haline getirilmeleri vermiş olmak için İHABERLER Matbuatkanunu ' Hararetli münakaşa” lara sebep ola —— ! Meclis bugünden sonra tatil devresine girecek Ankara, 21 (Telefon) < M: Meclisi yarın bu devrenin son içtimamı yapf" caktır. Yarın biri sabah saat nndt diğeri saat on içte iki celse Yapılacak ve yol mükellefiyeti vergisi kanun lâ“ yihasile matbuat kanunu lâyihası müs zakere edildikten sonra meclis | tatil kararı verecektir. Matbuat kanunu müzakeresinin ha- raretli münakaşalara meydan vereceği ve bazı müstakil meb'usların matbust aleyhinde söz söyliyecekleri tahmin e dilmekledir. Yeni yol vergisi Jâyihasında vergi 6 Tira olarak tesbit edilmiştir. Bit pa» İra nakten verilmiyecek, her mükellef Mahalli amele yevmiyelerine göre he sap edilecek bir müddet zarfında biz. zat çalışacak veya bizzat çalışmak is- İtemezlerse yerlerine amele (o çalığtıra- caklardır. ———————— Baytar ve ziraat : | Bu iki mektep fakülte haline kalbedilecek Ankara, 24 (Telefon) — Yük- sek baytar ve ziraat mekteple- lâyihası tamamlanmış, iktısat ve- | kâletinden başvekâlete gönderil- miştir. Ankarada sıcaklar Ankara, 24 (Telefon)— Bü; Ankara senenin en sicak güni aşamıştır. Sıcaktan (o bunalan halk tenezzüh yerlerme marma- ra parkına gitmişlerdir. Devlet bankası Çe... Eylülün yirmisinden "itibaren faaliyöte başlıyacaktır Ankara, 24 (Telefon) let bankacı irlare beresi çi ie im izamname ve talimatnamesinin vü devam etmektedir. Ban- kanın 20 eylülde açılacağı ta- hakkuk etmektedir. N Meclis Reisimiz şehrimizde Büyük Millet omeelisi reisi Küzim paşa Hz. dün sabahki ekspresle Ankaradan şehrimize elmis, Haydarpaşa istasyı Silâyet erkâni ve burada bulunan meb'uslar » tarafından karşılan- mıştır. Közim Pş. Hz. Haydarpaşadan bir motörle Beşiktaş sara gitmişlerdir. ibi — Gözün kör mü? Saat bir ta- ne, diyor. 7 Kapı çalındığını söyliyecek ©- ilurlarsa kız bir müddet düşündük- ten sonra: — Koca kapı çalınır mı alık» lar, aptallar, hayvanlar, diye mu kabele ediyirdu. Bir ahretlik patçasınm oyunda da olsa evin çocuklarına böyle çir- kin, terbiyesiz sözler söylemesi ca- iz değildi. Hanımefendi her defa- sında oturduğu yerde: — Yöş tabanı yarık ayı,. Bakı- nız şu mahlükun hiç insanlıktan na İsibi var mı? Diye ( titizleniyordu. Mesele belki de büyüyecek, Oyu na dışardan şiddetli bir müdahale olacaktı. “Fakat bu esnada “Kara- musallı sütninenin bir nüktesi orta” lığı neşeye garketti. Sütnine ya- vaş fakat bütün seyircilerin işitebi- leçeği bir sesle: — Direkler arasındaki oyuna (Kel Hasan) ın kumpnayası derler ya... Bunada (Kör Gülsümün kumpanyası) demeli, dedi. Bir 'sa- niye büyük hanım oturduğu yerde İdizlerini döverek, > gözünden yaş” ilar gelerek: “İlâhi kadın! kör ol ima inşallah,, İl (Bitmedi)