b. EE EM RAE - EW gGasn tesirini göstermiş, ellerinde Mark bulunanlar paralarını değiştirmek | üzere dün bankalara müracaat | etmişlerdir. Şehrimizdeki Alman bankalarına (Doyçe Oryant bank ve Doyçe Bank) dün adeta te- hacüm olmuş, kalabalık yüzün- den bu bankaların kapılarında intizam güçlükle temin edilebil. miştir, her iki bankada Mark o- larak yatırdıkları paralarını ban» kadan çekmek istiyenlerin para- larını iadeye çalışmışlardır. Doy- çe Bank tediyat devam edebil- mek için kırk bin, Doyçe Or- | yant Bank da on iki bin ingiliz lirası satmışlardır. Dün akşama kadar Doyçe Bank listelerinden tevdiat eshabına yedi yüz bin, Doyçe Oryant Banktan da bir milyon lira tediye edilmiştir. Al- man bankalarında mevduatı olan- ları telâşa düşüren hadise evel- ki güne kadar yirmi küsür Mark bir ingiliz lirası tutarken Londra borsalarında bir sterlinin otuz bir buçuk Marka fırladığı şek. linde çıkan şayiadır. Halbuki bu şayia teeyyüt etmemiştir. Dünkü Londra piyasası da 21,75 mark olarak tebliğ edilmiştir. Dün Doyça Bank direktoruna bu meseleyi sorduk dediki: Bugün diğer günlere nis- petle yüzde 25 fazla tediyat ya- pılmiştır. Talep olursa tediyata devam edeceğiz. den müteessir etti. Şimdi artık gaze. tecilerden kaçıyorum... Safiye hanımla bir az daha b mevzular üzerinde konuştuktan sonra kendisine sözlerini aynen yazacağımı vadettim. Bana şunları anlattı: — Ankaradan geliyorum. İstirahat için gitmiştim. Daha evel Bursuda iken darülfünun emanetine valilik va. sıtasile bir istida vermiş, ölüleri di. riltmek hakkında tetebbüatımı bildiri miştim. Darülfünun emaneti istidam: İp Yakültesi riyasetine havale etmiş, orası da 'miiderrislerden Fahrettin Ke rim Beye vermiştir. Fahrettin Kesim Bey tetebbüatrma (oait Yazdığım) yamları okumuş, ayrıca birkaç gün! evel de kendisile şifahen görüştük. İd- diamı söyledim. Diğer iki müderris! de iddiam etrafında tetkikatta bu'un- muşlar, Bana “tetkikatımızı bitirdik, Sizin bir tez hazırlamanız (lâzımıdır. Bugünkü iddialarınızın bazi yerlerine ilmi tenakuslar var. Sizin tez hazır. Jamanız çin üç sene (çalışmanız İcap ediyor. cevabını o verdiler. Eh, ben üç sene daha çalışımam. Çünkü on sekiz sene daima (o okudum. İddiamı temlen ziyade tecrübe ile ispat etmek istiyorum. Bu takdirde benimle alay «depler, tahsilim olmadığı için Obeni cehaletle itham edenlere tecrübemin muvaffakıyetle neticelenmesi kâfi bir cevap olacaktır, Safiye hanrma sordum: — Efendim, şimdi ne yapmak fi. rindesiniz? | igğim. Çünkü tecrübem bütün hakikat İsağı kopmu niz? ki: — Tecrübe yapmaklığım için bü yük makamlardan müsaade İstiyece leri meydana çıkaracaktır. Bu fırsa-| tı İstanbulda ele çegiremezsem yakın- da Diyarbekire zevcimin yanına gide-| ceğim. Ve bu fırsatı orada bekliyecesi gim. Safiye hanım dedim, hakikaten ölü- leri diriltebileceğinize kani misiniz? — Tabil, cevabmı verdi. Ben hiç kimsenin öleceğine kâni değilim. Uz viyet çürüyünciye kadar, halta par çalanmış uzviyette bile yaşamak has- sası vardır. Yalnız bunu idame ettir. mek lâzımdır. Bence ölüm (yoktur. Yalnız kalp durması o vardır. Kalbi duran bir adamı üç gün zarfında lek:| rar diriltebilirim. 24 saat evel ölmüş bir kediyi dirilttim. Yarım saat ya. şattım. Tecrübem insanlar üzerinde | daha müspet neticeler verecektir. Bun dan başka delileri de akıllandırmak elimdedir. Bugün bütün #limlerin 6) kadar uğraşmalarına rağmen timara- neler delilerle dolu. Ben delileri tee rübemle 15 — 30 günde iyi edebilirim.) Bugün akıl doktorları delilere saf ha- va, seyahat, iyi gıda tavsiye ediyor. lar. Öyle olmasına rağmen zenginler. de de delilere tesadüf ediyoruz. Ve! saf hava alan deliler iyi olmıyorlar.| Bunun, yani deliliğin sebebini Jok- torlar henüz anlıyamamışlardır.. He nim usulüm sayesinde bütün deliler iyi olabilecektir. Yalnız ber deli ile bizzat uğraşmaklığım o zaruridir. Yerli iâlç. tan başka (o hiç bir Avrupa müstalıla. yade başka tedavi şeklim vardır, Bu sözlerden sonra Safiye hanımla aramızda şöylebir mükâleme oldu ; — Neden şimdiye kadar ölüyü di. riltmek, deliyi akıllandırmak iç'n tecrübe yapmadınız? — Tıp fakültesi tezinizi (yazın «- nun üzerinde flmi şekilde (konuşalım dedi, Tecrübe yapmaklığımı kabul et- mediler. Tecrübem için husüsi bir yer lâzım olduğu gibi ben ölüyü diriltirken yanımda kimsenin bulunmaması da lâ- zımdır. Kalabalık olursa o muvaffak olamamaklığım ihtimali o kuvvetlidir. Sonra iri, yarı hir adamı diriltmek bir) genç kızı, bir çocuğu | diriltmekden çok güçtür. Çünkü iri adam beni da- ha çok meşgul eder. Zaten ilk tecrü- bemi bir küçük kız üzerinde yapacs- ğım. Sonra ciğeri parçalanmış, bar- bir insanı diriltmek kud Çünkü bu kısım err; retim haricidir. rahiye aittir. — Tecrübenizde muvaffak olursa-| niz ne yapacaksınız? — Usulümü herkese öğreteceğim. Bunlar ölenleri diriltmiye çalışacak. lar ve muvaffak olacaklardır. — Kendinizi kim diriltecektir? — Ben ölmemeye, yani kalbimi dur durmamağa çalışacağım. — Dirilttiğiniz bir kimse ne kadar yaşıyabilecektir? — Hiç ölmiyecektir. — Ölüleri para ile mi dirilteceksi Dalları YAZAN REŞAT NURİ Meselâ b Safiye hanımla çok konuşmuştuk Süt nine bir kere yutkunduk:| yumuşak ellerile onun başını okşu-) çekiştirmiş ve evini barkımı yıl tan sonra: .İyer, alnma gül sirkesi sürüyordu.) mak Ticaret ve sanayi | bankası kişeleri tediyatı kesti (Üst tarafı 1 inci sayıfada) — Bir iki gün hesaplarla meşgulüz.. Tediyat yapamıyacağız... — Üç gün sonra gelin... Şeklinde bazı cevaplar veril- miştir. Müracaatçılardan bazıları ya- tırdıkları parayı alamadıkların- dan dolayı bankanın bu hâre- ketini protesto etmişler, tediye kabil olmadığı takdirde iflâsını istemişlerdir. Gişelerin kapanma sebebi nedir ? Bizim yaptığımız tahkikata göre bankanın tediyatı tatil et- mesi; en mühim bissedanı ve sermayedarı bulunduğu Cenevre ban«asının üç gün evel tediyeyi kesmesinden ileri gelmiştir. Ma- amafih bu kararın geri alınması ve tekrar tediyeye başlanması ümit edilmektedir. Banka müdürlüğü ne diyor? Bu tahkikat dün bankaca da teyit edilerek vaziyet hakkında izahat almak istiyen bir muhar- ririmize: — “işittiğiniz doğrudur. Ce- nevre bankasının ademi tediye kararı münasebetile vaziyetimiz karıştı. Bugünlük fazla hiç bir şey söyliyemeyiz.,, demiştir. Ticaret ve sanay! bankasının faaliyeti Ticaret ve Sanayi bankasının sermayesi bir milyon liradır. Bu paranm hepsi tediye edilmiştir. Bankanın müessisi olan Mısır Hidivi Abbas Hilmi Pş. bir gene evel müessese ile olan alâkasını kesmiş ve baska Cenevre ban- kasımn da iştirak ettiği gruplar tarafından idareye başlanılmıştır. Ayni zamanda meclisi idare reisliğine Arif Pş. getirildiği gibi Edir meb'oji Hiiieyle gi Antalya meb'usu Süleyman Şev- ket, .Menteşa meb'usu Yunus Nadi, sabık. maliye müşaviri ib- rahim beylerde idare meclisi azalıklarma ve Hüseyin Şaban bey de umum müdürlüğe seçil- mişlerdir. Bu müddet zarfında banka faaliyetini arttırmış ve ihracata Dedim. Verdiği cevap şu — Tecrübe yapayım, muvaffakıyeti- mi İspat edeyim. Sizi de unutmam, — İsmaile onun da çok yüreği | Gariplere yardım ecirli bir şeydir. yanıyor da ondan, dedi. Küçük kız hemen inandı ve bunun için hanı vi derin derin acımağa baş ir. onu dalgın ve yorgun Bazan yi gördüğü vakit içi eziliyor, bir beha ölmüş bir insan için sağ|ne ile yanma yaklaşıyor, korka kor üne bakıyordu. haberi vermekte hiçbir fenalık yok|ka yüzüne tu. Çünkü yeri geldikçe bunu her- kes yapardı. Halbuki sağ bir insan Kaç defa dilinin ucuna geldi: — Üzülme hanımefendi.. Ne &- için (öldü) demek mecburiyetinde| delim ölüm hak.. o öldü ise Allah kalmış hiçbir kimseyi hatırlıyamı-| sana ömür versin, diyecek onu te- yordu. Şu halde yaptığının iyi mi,| selli edecek gibi oldu. Fakat süt ni fena mı ol, cek? İhtiyar kadının bütün şaşkınlı- nereden bile-| neye verdiği sözü hatırlıyarak vaz- geçti. Karamusallı süt nine de Allah ğı bundan ileri geliyor, misalsiz bir| için, bu vefaya hak kazanmıştı. Bu suç için ceza kanununda madde bu kötü günlerinde Gülsüme bir ana lamıyan bir hâkim gibi üzülüyor-| gibi bakıyordu. du. Belki on beş gün Gülsüme ge- Gülsüm büyük hanımdaki tu-| ce nöbetleri geldi. Arasıra yatağın- haflığı sezer gibi olmuştu. Bir gün! da doğrulup abuk sabuk şeyler söy süt nineye: — Hanımefendi bana hoş hoş yordu. Süt nine bu hastalık niş Acap ne cidu ki? diye sor k | nazaran ateşi hayli çıkı- zama- nını ona kendi odasında | geçirtti. Sayıklamağa başladığı zaman çilli xv ismailin sağlığı Gölsümü La. laya yaklaştırmıştı; . ölümü onu Nevwnihal kalfanın kucağına attı, Nevnihal kalfa konakla yaşıt bir ihtiyar Çerkesti, Merhum Şekip er rey ferah ferah on yaş bü- yüktü. Paşayı o büyütmüş, o ev- lendirmişti, Kalfa büyük hanımla biç ge çinemezdi. Kırk sene evel Nadi- de H. konağa geldiği zaman Nevnihal kalfa ona karşı bir kay- nana tavrı takınmak istemiş, busyüzden araları fena halde açılmıştı. O gün bugündür iki kadın o mütemadiyen (o biribir- kuyularını o kazıyorlar ve bu ibtilâf eskimiş hastalıklar gibi ölümden başka birşeyle geçmiyeceğe benziyordu. Nadide H. Nevnihal kalfayı kendisini mütemadiyen paşasına ——2-- VAKIT 15 Temmuz 1931 — —ğ—ğ—ğ—ğ—ğ—ğ——— Almanyada mali buhran | eminem ( Baş makulemizden mabast , nın İstediği şey bu değildir. O yalnız bir sene için tamirat borcunun tecili- ni istemiyor. Bu tamirat borcundan bütün bütün kurtulmak çarelerini arıyor. Hiç olmazsa Almanyanın tı- hammülü Jairesinde daimi bir tesviye suretine saptetmek istiyor. İşte “lmanyünın bu ihtiyaç ve ar- Züsü aağarı dikkate alınınca acaba bu son mali ulhranda suni bir manevra eseri var mıdır suali kendi (kendine zihinlere geliyor. Bu sunli zihinlere getiren bir sebep daha var. Bu sebep de Almanyadan gelen haberlerin © vâzıh olmamasıdır. Meselâ Almanyada son panik çıkmaz. dan evel (19) mark bir İngiliz lirası idi. Panikten sonra dün gelen bir tel graf bir ingiliz lirasının (32) marka kadar çıktığını bildirdiği halde ikinci bir telgraf (22) mark ile bir ingiliz li- râst satın alındığını bildirmiştir. Dik- kat edilir ise ayni günde gelen bu iki haber arasında çok fark vardır. Ve bu fatk Almanya ahvalinin henüz va zıh bir safhada olmadığını göstermek tedir. Eğer işin içinde siyasi maksatlar ile mübalâğalandırılmış bir manev- ra yok ise o vakit Almanyanın hakika- ten artık yerinde tutunamıyacak bir vaziyete düşmüş olduğuna hükmetmek icap ediyor. Bu vaziyetin tabii neti- cesi olarak bügünkü sosyalist cümhu-| v« kadar yatırmış oldukları mily: riyet idaresinin yıkılması ( ihtisaali bir gün meselesi şeklini alır. Almanyanm mali bir felâket ile yı- kılması şüphesiz mahalli (bir mesele olmakla kalamaz. Bunun bütün Ar. rupaya ve Amerikaya hasılı medeniyet dünyasının her tarafına derece dere ce aksi tesirleri olur. Nitekim Alman- yadan gelen buhran haberlerinin ilk tesiri olarak dün İstanbulda Doyçe Bank ile Doyçe Oryant Bank kişeleri mahşer halini almıştır. İstanbulda bu iki Alman bankasmda (parası bulu- nan herkes bu müesseselere koşarak paralarını geri çekmeğe teşebbüs et- miştir. Bir halde ki dün sabahtan ak- şama kadar yalnız (Doyçe Bank) müş terilerine bir milyon İlradan © ziynde tediyatta bulunmuştur. Bu vaziyet karşısında (mühim bir ümit noktası vardır. Bu nokta da şim- diye kadar Avrupa işlerine alâkadar olmak" istemiyen Amerikanın alâka ait kredi teşkilâtı, ticaret ve sanayi ve ziraate müteallik her nevi muamelâtla, yg dme mektupları iskonto e uğraşarak 930 senesinde 98,572 lira safi kâr temin etmiştir. Bankadaki mevduat 930 senesi Kânunu evvelinin Kendisi zaten yorgundu. Veda ettim,| nihayetine kadar banka vezne- Çıkarken efendim, bize emri hak vaki olursa yani noktai nazarınıza kalbim durursa himmetinizi lütfeder misiniz? — Hayır, ben İnsaniyete bir hizmet oldu: emelile bu hususta uğraştım. Başka hiç bir arzum yok. sine vadeli ve diğer suretle 1,260,201 lira yatırılmıştır. Yene ayni ayın sonuna kadar besabı cari kısmında 648,128 lira tevdi edilmiştir. Kefaletli alacaklılarm mektubunuda blân- | ” göstermiye başlaması, cihan ikta ve mali buhranını bertaraf etmek Avrupa devletlerile ( teşriki mesai karar vermiş bulunmasıdır. Umumi harpten sonra Amerii dargın ve hodbin bir tavır ile Ari payı kendi haline birakarak Bah p bitin öbür tarafına o çekilmişti. taraftan sanayi ve ticaret vasıta Avrupa memleketlerine iktısaden * kabet etmiye, diğer taraftan harp nasında Avrupa devletlerine paraları borç olarak kabul o etti tahsili hususunda bu devletleri eylemeğe başlamıştı. Amerika bü zu siyaseti bugüne kadar tatbik Çünkü menfaatini bu siyasetin kinde zannediyordu. Bununla beraber Amerikada li görülmemiş iktısadi ve mali bi vukua geldi. Bu buhrana çare mak için müracaat edilen her t #emeresiz kaldı. Avrupaya gelince, o daha iyi halde değildi. Bilhassa kezi Avrupanın uğradığı obuhras hammül hudutlarını aştı. Nihayet günlerde harpten evel Avrupanın yice ve maliyece en kuvvetli bir çası olân Almanyanın temelleri mağa başladı. Fakat Almanya bu suretle sa neticesinde yalnız almanlar zarrır olacak değildir. Almanya nayiine Amerika bângerlerinin şi! Amerik ve milyarlar da batıp gidecektir. , Binnenaleyh bu tehlikeyi gören merika mütlefiklerdeki harp sine) rını bir sene İçin tecil etmek, bu” sıta ile Almanyanın müttefiklere ' borçlarmı tecil ettirmek suretile vw. yeti ıslaha , çalışmaktadır. Ayni gi manda gelecek şubat ayı yartnda lanacak olan beynelmilel tahdidi hat konferansında silâhların tah l tarikile de milletlerin iktısadi va: lerini tehvine (yol aramakla guldür, f Bu ahval şunu ispat ediyor ki # dünyasma çekilmiş olan hodbin rika kendisini de muztarip eden, sadi cihan buhranına çare bulmak Avrupa ile teşriki mesai etmek di cını hissetmiştir. il Amerikanın bu ihtiyaç ve zar “ hissetmesi istikbal için kuvvetli ümit noktasıdır. Mehmet. Asım Cenâvre bankasının iflâs Cenevre, 13 (A. A) — Cenef re bankası idare meclisi dün y& ni bir içtima yapmıştır. benüz ilânı iflâs etmemeğe 1 bazi alacaklılarla mali müessesi” tın cevabını beklemeğe kara ver miştir. Alâcaklıların talebi 02” rine iflâsın tehiri ve banka ai” " tifinin muhafazası için tetbirlef alınması muhtemeldir. Cenevf bankasının kapıları önünde büyük bir kalabalık beklemekte deva ediyor. Bp” Telgraf haberleirmi? istemiş olmakla ittiham ederdi. Buda değildi. Bil. ime öl” İL va ağ in sg kalfa meydanı paşayı avucu için, ala bali bir rivayete göre karısının üstüne evlenmeğe ya- hut odalık almağa teşvik ederdi. Nadide H. aşında yatağa düşmesinde teli çok teli olduğunu söyler. O “ paşacığım senin diterde kirlenmiş, pantalo- nun buruşmuş... vah vah sen pek sefil oldun,, diye güya beni kötülemeğe çalışırken bırsımdan kendi kendimi yerdim... Ne ya- parsınız cahillik.. Yoksa şimdiki 1. > inci lıyoram ha yarın,, çarpıntısı geçirmişti. Kalfayi bu tehlikeden ancak paşanın ölümü kurtarmıştı. Paşi” nın cenazesile beraber onun © mektar dadısının da, bohçası k©" lunda, sokağa selâmetlemek €l€ karşı k aj onra aile ka UR - ortada ( paylaşılamıyacak o bif. miras olmadığı zaman - daimi kısa veya uzun bir mile faslı açtığı için zevce ile di ömürlerinde bi defa ağlaşarak öpüşmuşlar, velevki üstün körü barış görüş olmuşlardı, Nevnihal kalfanın konakta af tık topla yıkılmaz bir mevkii vardı. Olünceye kadar kims€ aklım olsa o fitne yı kolun- e kd gap en N Maamafih Nevnihal kalfanın sg a el ri n'na mazdı. ibtiyar Çerkes eklinde top ağzında gibi bir vaziyette oturmuş, “Ha bugün sokağa atı- ona ilişemezdi. Fakat ihtiyar k#” olduğum bildiği dn pek m için 7 miyor, konağın bir er namazile niyazile meşgul olu? ga Ondan artık belli baf” bir iş bekliyende kalmamış” (Bitmedi)