amimi Dünyada Olan Bilen Meraklı Şeyler Kâbeyi zıyarete gitmek istiyen ingiliz kadını .. Rosita Forbes Haç yollarında neler çektiğini, hilterede a.i meler gördüğünü anlatıyor | ; Ir bir kadın muharrir Rosita Forbes.. Bu genç kadın bir hatler yapar, merak ettiği yer) görür, sonra ihtisaslarını in! Bizetelerine yazar, kadın, bir hae mevsiminde ken hir müslüman kadını gibi göste Mekkeye girmeğe azmetmiştir. Sahte iğ anlaşıldığı tehlikesile karşılaşması muhte- N bu maceraya nasıl atıldığını N söyle anlatıyor; «Eskidenberi peygamberin doğdu müfuz ederek kâbe önünde ha Bu re hasıl tavaf Bir inle görmek içimde yerleşmiş bir i, Ba Seneki hac mevsimi Rahriahme| Sicak zamanlarından birisine te © #İlyordu. Güneş ve hararet müt t ben bu güneşin cildimi va Mdan ve tanınmama mâni olaca Pek memnundum. dostum bana (Sitti Hadica) na-| F Mıwr pasaportu temin var.! takdirde! ettiklerini kendi etti. ân evvel yaptığım birkaç seyahat ismi kullanmış ve bir hayli tarip geceler geçirmiştim. Fakat kara! görmüştüm. K ye iriye maceralara!'kül bir iş olduğu için aramızda İistişs-İevleri benim üzerimde gayet sevimli reler yapmak lâzımgeliyordu. Kadın- lar kalın, kaba bir kumaştan bir gece lik gibi bir elbise giyiyorlar, başlarına bir mendil sarıyorlar, onün üzerine ehram konuluyordu. Ben yüzümü kapatmayı tercih edi yordum. Fakat bir kadın gelip yüzümü açtı, Ve: — Burada yüzümüzü kapatmak gü nahtır, Dedi ve yüzümü katolik rahibe lerinin yaptığı gibi bir şekilde tanzim etti, O akşam Ciddenin haricinde bir yer de gemimiz demirledi. Ve orada kırk saat kadar vakit geçirdik ki bu hayatı mızı tavsif etmek için bir tek kelime kullanılabilir; Cehennem. Nihayet. bir doktor geldi, karanti ne muamelesi ikmal olundu. Buradan filikalara bindik. Bizim filika her halde diğerlerinden daha faz la yüklenmiş olmalı ki en geç biz çık *itık ve çıkınca hacıların yirmi dört sa- at kalmak üzre işgal edecekleri yerle- rin ekserisini tutulmuş bulduk. Ben hayatımda çok râhatsız ve müs ya çıkarmıyarak filika içersinde karan kumpanyasının küçük vajlıkta geçirdiğim bu gece hepsinden da» li, , “dan birisinde hacca giden Mı.iha sefil olmuştu. Gece ezanları dinle. irin lar arasında en zenginleri bi'dim. Biraz ekşi ekmek, biraz kavun ye | ci mevkie pek rağbet etmedikle'dik. ndime rahat ve serin bir ka- a bulabilmiştim. Sabah olunca bütün yüklerini sirt larında taşıyan hacılar bizim filikaya aptes almak, gusül etmek, atlayınca kayık alabora oldu. Ben de mizi kesmek, vücutte bulunan dahil olduğum halde birkaç kişi deni» ları gidermek, sonra ehrama ze düştük. İcap ediyordu. tçim Behiye ile beraber hama) dı. Dışarıya çıktığım zaman halkın ba imiz zaman orada herkesin|na garip garip baktığını gördüm. Aca Olarak biribirinin arkasını kesele|ba neden bakıyorlardı? Sonradan an N Birisi kolumdan tutup beni çıkar- Bördük. Bunlar buradan terte-|ladım ki telâşla örtüm düşmüş, saçları arak çıkacaklarına kanaat edi -|mm kıvrımları biraz meydana çıkmış, derimin pembe rengi meydana çıkmış» lara bürünmek de bir mesejti. ” tk, eklerin ehramlanması kolay- Nebe > , & Pakaş kadmlar icin bu daha müş Nihayet Ciddeye çıktık. Ciddenin eski BEN-A MAR Sirki Talimane Meydanında - 1T61,8,0.47 Dün Akşam Başladı Fevkalâde Muvaffakıyet Salon Hıncahınç dolu idi Bugün 2 Müsamere 15 te tekmil numaralarla: BÜYÜK MATiNE Tam saat 9 da #uare Better Üni, sip İş Safrika numarası: 130 5, Garp cephesinde .., müelifii İrik Maria Remargue kadar ziyar sabah saat 10 dan öğleye kadar ve öğleden sonra sa- at 2 den itibaren tedarik edilebilir, 'i her gün sabah saat 10 dan itibaren akşama et edebilir. lanlar imparatorluk peşinden lar mı? Ötekilerin hepsi casus öyle mi?. Şu halde alman ordusunun dört te üçü casustan hainden mürekkepmişi ha! Haydi. açın başı hokkabaz bozun tuları!.. Şu gene çocukları tam tahsil çağında böyle harp bissile aşılamasa. nız daha iyi olmaz mı? Kafile reisi hemen ric'at ediyor. Fakat bizim için ormanın artık keyfi koşum bir tesir bırakmıştı, Ben (Bakır Hanoy) un evine in miştim. Ev sahibesinin gayet yumusak! ve tatlı bir sesi vardı, Ve bana artık Mısırdan gelen hacıların günden güne| azaldığını anlatarak sikâyet ediyordu.| Ertesi sabah, evin balkonunda bir laz yazı yazmak istedim. Fakat ipekli elbise giymiş, sarıklı iki efendi benim huzurumu ihlâl ettiler, Bunlarm kim 'olduğunu bilmiyordum, Fakat bender azami derecede şüphelendikleri muhak ikaktı. ” Iki yanımdaki minderlere oturd ilar ve bana bir takım nazikâne suallei sordular. Sonra kalkıp gittiler, Her hal İde benden şüpheleniyorlardı. Fakat ba) kalım ne yapacaklardı?, Bir şey çıkmadı ve ben ertesi gün iöğleden sonra Mekkeye müteveccih ihareket €tmek için hazırlığımı yaptı Medine develeri hazırlanmıştı." Yalnız pasaportları beklemek lâzım İdı. Geç vakte kadar bekledik. Herkesi: İpasaportu geldi. Yalnız bizimkiler yokl tu. Pasaportlarımızın ademi iadesi hakl kında hiçbir sebep de bildirilmiyordu. Behiye oturup ağlamağa başlad Ciddede bir tanıdığımız vardı, ona mü racant edip yardımını istemeğe kara verdik. Fakat adresini, nerede oturdu! Iğumu bilmiyorduk. Güneş altımda © saat sokaktan sokağa, evden eve dol şıp durduk. Nihayet onu bulduk ve onun vesa' tile İngiliz mahallesinde oturan zabi;| tin dairesine gittik. Merdivenleri çıka! ken orada meşhur miralay (Lâvrens) el tesadüf ettim. Ben geçerken bana bak tı; üzerimde kirlenmiş beyaz ehi mım vardı. Yanımda kim olduğunu bil mediğim arkadaşına dedi ki: — Bu kadm güzel gözleri var, fi kat vücudünü açsan muhakkak cilt hastalığı vardır, bunların hepsi böyl dir. Bize pasaportlarımızın verileceği Ivadedildi. Ertesi günü Havva anamızın! 200 kadem tulündeki mezarını ziyaret ettik. Eve döndüğümüz zaman bir fran sızca mektup buldum. Bizim iş şuradan! şuraya havale ediliyordu. l Nihayet Mekke yolundan geri döne) düm. İ Mısırda en eski dini | metinler bulundu Mısırda Sakkarda yapılmakta olan taharriyat netici e şayanı dikkat bir takım keşfiyat yapıl- | mıştır. Bu keşfiyat neticesinde | dünyanın en eski dini metinleri İ olduğu zannedilen bir takım metinler meydana çıkarılmıştır. Birinci Pepinin kızı kraliçe Ne- — Son zamanlarda Lüdviği, Albe İri uzun uzun düşündüm. Nihayet ne ya İpacağımı kararlaştırdım. Muallim ka lacağım. Talebemi iyiyi kötüyü farke.! ithe ait mezar duvarlarına yazılı bulunan 800 satır metnin Mısır lisanının ve dini itikatların tetkiki noktai nazarından pek mühim bir kıymeti olduğu söylenmektedir. ğn uğraşacağım. Valanın her hangi; bir frrkacılık hissinden daha fazla kalpleri işgal etmesi lâzmgeldiğini öğ i 5 — VAKITIS MAYIS 1931 —— A.A, Meya Bürosundan: Istanbul Halkına ILAAN: 21 Mayıs perşembe günü için yapılan hazırlıklar ikmal edilmiştir. 21 Mayıs perşembe günü bilümum resmi ve hu- susi müessesat, umumi meydanlar da- bil olmak üzere Türkiyenin her tara- fında bomba tarakelerine müşabih Allo! Allo! sesi işidileceğinden hal- kın heyecana kapılmaması şimdiden ilân olunur. TİCARET MÜESSESELER.NE Efendim. Gazetemiz geçen sene olduğu gibi bu senel de, 1981 daktilo şampiyonunu seçebilmek için bir müsabaka yapıyor ve hayatlarını makinelerinden vekliyen genç Türk hanımlarına, ayni zemanda size) hizmet etmek istiyor. Müsabakamız haziran iptidalarında Âli t1- caret mektebinde büyük bir jüri heyeti huzmrunda yapılacak ve bütün müsabakaya iştirak eden hanımla- Ta derecelirine göre ehliyetname verilecektir. Kendisine iş teklif edeceğiniz bir hanima ihtiyacınız varsa haziran on beşe kadar bekle» menizi rica ediyoruz. Bu takdirde İdaremiz, size müsabakamızda iyi bir derece kazanmış kiymetli hanımların adreslerini bildirebilmek, veya kendi- lerini tanıttırmak firsatıns kavuşmus bulunacağız. Şimdiden bu hususta vaki olacak arzunuz yerine getirmiye hazır olduğumuzu bildirerek ad- resinizi idaremize göndermenizi riça ederiz, Bu vesile ile hürmetlerimiz beyan olunur! efendim. VAKIT İDARE MÜDRLOĞÜ Ankara Caddesi ISTAMBUL Bu adam, mezkür bankadan hükmetmiş ve mahkeme masra- uha! İ emrinin hiçbir kıymet ve hükmü Leon Franklen isminde bir | olmadığını iddia etmekte ve bu kimsenin Westmister Bank aley- | hususta mes'uliyet kabul etme- bine açtığı davanın rüyetine | mektedir. tl Miner. Hakim, bankanın lehine olarak zarar ve ziyan olarak 450 mil- yon ar lirası istemiştir. 1 senesi eylülünde yani markın kıymeti istikrar ettiril dikten bir müddet evvel Leon Franklen Berlin bankalarının biri tarafından tediye edilmek üzere 9000 milyon mark satın alması için Westmister bankasına bir sipariş emri göndermiş ve buna mukabil 15 ingiliz lirasile bir giline vermiştir. Şimdi ema sipariş ettiği 9000 milyon markın altın kıymetini kendisine ödemesini bankadan istemekte- fayda verir... ... Alberi kabil olduğu kadar sık ziya der, hamuskâr, sıhhati yerinde, dimağı/ret ettim. Günden güne sükünetleşiyor,| düşünce dimağını sağlam unsurlar olarak yetiştireceğim,| günden güne yeise kapılıyor .Zulmette| Harpte birçok adamlar öldürmüştü Onların kafalarına siyasiyat sokmamau-| geçirdiği uzun geceler onun kuvvetini| ya? Şüphe içini kemirdi; son azmiyi yıprattı. Yeis ve şüphe içini kemiriyor du. Şimdi günler uzamağa başladı. Bu sefer de hücresinin penceresinden ışık fını müddei tarafından tesviyesi lüzümuna karar vermiştir. Bacanın üstünde açlık vi! Tokyo boyahanelerinden bi- rinde grev ilân etmiş olan ame- leye karşı bir teveccüh eseri olmak üzere bir fabrikanın bacası üzerinde 15 gündenberi tüneye- rek açlık grevi yapmış olan bir şahıs bir sepete okanularak andı Pie mn zayıf düşmüş ve Fakat şuurunun ile Te dağu görülmüştür. yodru, Barçeri öldürdüğüne teessüf et meye hazırdı. Fakat buna bir türlü mu vaffak olamıyordu. Sonra başka bir tahrişe o başladı: mahvetti. Hapishane kabul salonunda kısa konuşmalarımızda onun endişelerini kalmadı. ye avdet ediyoruz. Arka reteceğim. Onlar vatanlarını sevmeli. görmeğe tahammül edemiyor. Kış mev| teskine çalıştım. Fakat o meyus ve yor dir Yün Ne arak Da NS Yahu» Yan Yerinde NN Vay yeti kavrıyor: Sanma,, dare sağ * e Yere uzanırsa hemen uyur “yağa kalkıyor. Kafilenin yor, Sonra hayretle göz- bir kahkaha koparıyor ve duruyor. Villi et maskeli halo mu Armanyada vatanı cenaha mensup © mızda kat'i nidalar duyuluyor: — Fronthayi! Fronthayl hayl! Fronthayl! Bunlar en koyu İmparator taraftar larının parolasıdır. Vİ saçlarının arasına elini soka rak diyor ki; — Cephede kahramanca döğüşen bir nefere günün birinde bu heriflerin vatanperverlikle istibdadı mezcedecek leri söylenseydi.. Kosnle dalgın dalgın cevap yor: — Çok doğru. Bunlar eski istibda dı tekrar getirmek için yeni bir umumi har bep olacaklardır! i omuzlarını silkiyor ve Kosle nin omuzuna elini koyarak diyor ki: Front Yeri. dirler; ağaçları, tarlaları, toprağı uğ- runa kendilerini vakfetmelidirler, Ku- ru lâf peşinde koşmamalıdırlar. İşte onlara bünu öğreteceğim. Onun için ya kında köye döneceğime memnunum. Mes'eleyi iyi düşündüm. Artık bir vazi! fe deruhte edecek yaştayız. Benim vazi fem bu olacaktır. Pek büyük bir vazife değil! fakat kuvvetim dahilindedir. Ben bir Göte değilim ki fazla sey yapa yım. Kosole tebessüm ediyor: — Şansın var Vili. Sen iş buldun. Ya biz?. Düşünerek diyorum ki: — Büytk bir işe iştirak etmek her kese nasip değildir. Fakat benim kanaa itimce herbirimiz diğerlerini anlamak siminin onun için en güç geçen bir mev! gun bir hareket yapmakla iktifa edi- sim olacağmı zannediyordum. Halbu-| yor ve duruyordu: ki o kışı bir nevi uyuşukluk içinde geçir) o — Bırak canım Ernst şu Tezalette, di. Şimdi bağırıyor, küfredioyr, kapıya İsen yakanı sıyır bakayım. yumruk vuruyor, çıkmak İstiyor. Güze)! Zaten uzun geceler hücerde yapa havalarda kırlangıçlar penceresi önün yalnız. geçecekken birkaç dakikalık bir de uçarken deli gibi oluyor. Rüzgâr konuşmaktan ne çıkar? Alber boğuk uzaktan İnsan sesleri, savtlâr SÜİbir sesle diyordu ki: rültüler, bazan kahkahalar getiriyor. o — Üç vene... Harpte geçirdiğim za O bunları duydukça kendini kaybedi- /man kadar uzun bir müddet. Bir daha yor. ibütün harbi yapıyorum desene. Bir müddet başka bir mahpus o- o Acı acı gülerek ilâve ediyor; nunla uğraşmak istedi. Bu hal Alberi! — Hepsi ciyfe.. hepsi rezalet biraz meşgul etti. Sonra bu da geçti. Sonra (o parluvarda ayakla. Belki Alber onu artık farketmez oldu.|rını sürüyerek uzaklasıyor. Yüzü Ilmon Çünkü iradesi yavaş yavaş sönüyordu.| gibi, zaif, arkasında hapishanenin çiz» İçinde bir tek sual vardı: “Niçin adam gili elbisesi, Soluk duvarlara doğru ü- öldürmek bazan cinayet ve bazan vazi/zerinde yattığı eski saman mindere doğ (Bitmedi) yeliz