,—6 — VAKIT 26 Künunevel 1930 — Es Asmalımesçit: Romanımsı hakikat, 1 hakikatimsiroman: 2 TA id Bizim Lokantada Server Bidi ile fanışiıktan sonra garip bir vak'a neficesinde beni tevkif ettiler İnsan zevk ve gece hayatının bir de . . fa tadımı tattı mı, artık ondan giç labiliyor. Fakat ben, kurtulmak hiçbir gayret sarfetmiyordum. Çin bu hayat benim hoşuma gidiyordu. kurtulmaklığım için bir sebep oktu. İşte bunun için kendimi, sabah- erkenden kalkmıya mecbur ede- cek olan işten affetmiştim. Yalnız, oradan aldığım parayı, bas ka bir yerde çalışarak kazanmam lâ zımdı. Tesadüf bana yardım etti, O zamanlar, Beyoğlunda (o Sutera»i sokağında Raşit Riza “Bizim Lokanta, ismile bir.. lokanta açmıştı. Bir akşam oraya gittim. Beni Şeyh Memduhia Vanlı Safa götürmüştü. Oturduk. Bir az sonra i © geriye, zaif küçük ciddi, arkasında i- yi kumaştan yapılı ve kübik bir biçim- Je duran spor ceketli, büyük başlı W gözlüklü bir genç girdi. Şeyh Memduh ile Vanlı onu görünce: May yaşayasm gel bakalım diye davet ettiler. zenç, bu hararetli davete sakin tüv dan hiç ümit edilmeyen bir coşgun Jukla mukabele etti ve masamıza otur du. Kendisine sorulan sunllere hiç a5 dırmadan : — Yahu, dedi, burada hep ölü gibi oturuyorsunuz, biraz canlanalım, şimi- 5 di Necip gelecek, bu akşam onda psi Yar, eğleniriz. Bu gelen genç Server Bedi idi. , Server Bedi ismini tanıyordum, fu- kât ö gihe kadar kendisile görüşme miştim. Beni ona, onu bana tanıttılar. Beş dakikada arkadaş olduk. Server Bedi, uzıktan genç görünmü Biherkübii yakından balulınca al mindâ ancak .düşünceni. verebilecezi çizgiler görünüyordu, Vâkıa, o akşam onun hakkında Ve men'bir hüküm termehiistimi. Yalnız nereden geldiğini bilmediğim bir histe kayna ;mırıtık. Server Bedi bönim de gazeteci old. - ğumü öğrenince alâkadar oldu. Mat- htünele karşi, vak'i mahalline gec; Gere terslendiler: buat âleminden bahsetmeğe başladık! Biz lâfa dalmışken içeriye Elif Ra. zi de girmişti. Şimdi tam bir heyet ba- Biistel otelinin kaldırılinın kebkinli-| Nihayet, bir otomobil aramağa bai- linde eğleniyorduk. Öteki masalarda hep tanıdık sima. tüğü esnada şidüeİli bir yara almişjkan lekelerile pisletmemek için savuğ Tar vardı, ve ekseriyetle bunlar mühar. © rir, gazeteci, sihhe ve musiki san'at. . kârları idiler. “ yeceğini hissetti. Başının içinde - ediyordu. Parker Cimmiyi uyan- Orada yattı. O akşam, Server Bediin geleceğini ve parası olduğunu bahsettiği Necip gelmedi. Sörver Bödi: — Zaten ümidim yoktu ya, dedi, ö © her vakit böyledir. Fâkat Son on bs .....is........ “ : Mn aileyi — LA — Babami istemem. Babam beni çöcükluğumda çok döverdi. Istemiyorum onu. Zavallı Cimmi sayıklıyordü. Parker artık lâkırdı söyleyemi- © dayanılmaz bir acı vardı. Yorga- tanı sirtladı, elli adım uzağa gitti, © Cimimi'nin kendisini çağıtdığı- “Oi düyüyordü. Fakat cevap Ve- resedi. Uyudu. *“»» Ertesi sabah Gimminin yaniba — gitti. Deve bir iki metre iler- sinde idi. Sanki ona neğiret dırmak için epey sarsmağa mec- bur oldü. Nihayet gözleribi açtı: — Oh çok şükür yarabbi di- ye mirildandı. Parker yattimda- sın, ha? Demek beni bırakıp gün mütemadiyen ben de kalmıştı. Bu müddet zarfında onun için uğ- raşlım, çabaladım. Nihayet 150 lira ay: Ukla, hem de Beyoğlunda bir iş bul- jduk. Dün avans olarak bir aylık aldı. Bir saat evveline kadar beraberdik. Ba- na “sen git, şimdi göliyotüm,, dedi. Hâlâ geliyor. Şeyh atıldr: — Tamam, dedi, muhakkak Rahmiye gitmiş ve temizlenmiştir. Server Bedi ile ertesi gün Babrâlid” sİeserret kırmathanesinde buluşup bir iş için görüşecektik. Sözleştik. “Bizim Lokanta,, da bir müddet da- ha oturduktan sonra eve döndüm. Tavan arasında Piri ile beraber, sari Saçlı, mavi gözlü şimdiye kadar hiç görmediğim bit kadın vatdi. Piri tak- dim etti: — Nuşi, bu sabah Budapeşteden gel di, eski mektep arkadaşım. Yarımyamalak fransızcasi ile Nu&i ile konuşmağa başladık. Çok neşeli bir kadındi. “Biraz içelim, diye teklif et ti. Fakat Piri, hem kendi yorgunlu- undan, hem de onun yorgunluğundan bahsederek reddetti. Artık, bu kadar tahakkilme kızmağa başlıyordum. O akşam ilk defa olarak Piriyi azarladım. Zavallı kız, mütess. sir olarak âğlâmüğa başladı. kno.atadadıreh nÖ- iadikV..? Hiz ağlıyan bir küdma tahammülü yoktu, Derhal şapkamı alarak sokağa İfirladim, ve hizlı hizli, neteye gittiği- mi bilmeden Galatasaraya doğrü Yü- 'tümeğe basladım. İ Tam Glavani sokağınm başına gel İdiğim zaman sokaktan kamçı şaklar wii üstüste iki ses ve arkasından hir; İka tiz meple. Ne oldu'diye hiz Wla sokağa» gevrilöceğim anda koşan bir adamlâ Birdenbire kucak kucağa gel dik ve ikimiz birden yere yuvarlandık. Şağgın bir halde aytğa kalktim. Ba İna çârpan âdam yerde yatıyordu. Sö İkaktan kalabâlık koşuyordu. Bir po (lis ihtiyatlı Ağımlarin ilerliyor, ve her gelmek istiyordu. l Yerde yutan âdamm iğildim. aBş İğine daynlı yatıyordu. Her halde dür İve bâğilmıa olası. Değrüldüm. 0 onda yüzüme müthiş bir tokat, one müteakip bir tane dala indi. , Ne olduğumu anlamadan Allahtan İpolis yötişti! — Bıtakın, dedi, kanun elbet onun cezasını verir. Sonra beni yakamdan yakâlıyarak: 2.2555... . 50... WEN Yzan: Peter B'lo Parker onu biri zahmetle aya- ğa kaldirdı. Fakat boş. Duramr yordu. Tekrar yuvarlandı. — Patketciğim sana ya'vari- rım, bırak beni burada, diye sız | m bie ....>.... si... Sütçüler | nurara taşıyco'kisr Sulu siit satılmasının önüne mek için belediyece bazı esaslar düş nülmektedir. Bu meyünda sütlere mahsus bir merkez tahlilhanesi vücü- du getirilerek sütlerin burada tahlil den sonra piyasaya çıkarılması tasar. vur ediliyor, Sütçülerin sulü süt satamlarınm önüne geçmek İçin, Bulgaristanda ok! duğu gibi sâtıcılara yeknasakk gömlek giydirilmesi düşünülmektedir. Bu cak; | dirde sulü süt satan sütçülerin kolay- ca anlaşılması kabil ilacaktır. İ ——— 2 — İnhisarlarda : l Liman şirketi müdürlüğüne | Muzaffer B. mi getirilecek ? Limah şirketi müdürü Haindi B. in münhal mebusluklardan birine nam. set gösterileceği haberi kuvvetlenmek:! ir. İ Bu namzetlik Gühakkuk ettiği (ak dirde Hamdi B. in yerine Vapurcular birliği reisi Muzaffer Adil B. in bayi;| ni muhtemel görülüyor. — Silâhını ver! dedi. Gittikçe şaşırıyordum: — Yahu, ne silâhı, diyebildim, ben.. Polis sert sert: | — Sus, bundan âlâ cürmümeşhut mu olur. Derhal meseleyi kavramıştım. Sokak ta iki el silâh atıldıktan sonra keşii! şanlar, yerde vatan bir adamın üzeri-l he iğilmiş bir başkasını görünce der) hal ve pek tabii olarak beni katil zan-| netmişlerdi. i Toplanan halk da beni dövmeğe kal-, kışmıştı. Polis, üstümü arad. Tabii, silâhım olmadığı için bir şey bulan. di. — Muhakkak bir köşeye atmıştır â dedi. imdi etrafımda kalabalık gittikce büyüyordu. Üç polis daha gelmiş; biri si, elinde ceplerimden çıkardığı evrâ-! kımı tutanla beraber beni muhafaza al. İlanda bulunduruyorlar, ötekiler de, yerde “aleti katli, arıyorlardı. — Beni dinleyiniz, ben diyecek vi. dum. l — Sus; dediler, merkezde anlatırsın.| Kimse yerde yatan adamla meşgul olmuyordu. — Yahu, diye bağırdım, şu adamı Jkaldırın da hep beraber gidelim, ben katil değilim. — Sen vazifemize karışma, biz bili iriz. iladılar. Bütün şoförler, otomobillerini muşlardı. Adam, yerde, elân kıpırdanmadar yatıyordu. Birdenbire yerinden fırladı ve hei- kes ne olduğunu daha anlamadan Ka- sımpaşaya doğru sapan sokaktan aşa ğı ok gibi koşmıya başladı... (Sonu var) Cimmi beş on adım ya ilerledi; ya ilerlemedi. Durdu. Artık bacak- larını kımıldatamıyordu. Yere yi varlandı. Parker başka çöre olend- dığını görünce arkadaşmi sırtına yüklendi. Evvelâ ikisi birden düş- tüler. Parkerin de bacakları tut- muıyordu. Bir müddet dört ayak üstünde emekledikten sonra ata ğa kalktı. Cimmi ne kadar hafifie- mişti. Bir şey yemediğinden olâ- cak Parkerin kulakları çınlıyordu. Sanki ileride, kumdan bir tepenin landı. Sen ancak bu suretle kurtulabilirsin. Ağlıyordu. câkladı: — Cimmi iki gözüm! Diye cevap verdi. Çıkar hatırndan onu. Sana yardım edeceğim. Bi- raz cesur ol catlım. Sâna bü çölde kaptatilik yapacağım, seni sahili selâmete çıkaracağım. Çöl- de kaptan... Hah... Hab... Hah. Ne tuhaf şey değil mi, Cimmi? Hem yavrum; ben seni aldığım gibi teslim etmeğe mecburum. Yoksa hayatından mes'ul olürum. Yürümeğe başladılar. En önde çöl gemisi, arkada kaptan, onun Pârket Onu ku- gitmedin ? kolunda tayfası geliyordu. ivet evet bu muhakkaktı. arkasmda bir bando çalıyordu. E- İşte sez gittikçe yakmlaşıyordu. Hem ker- di sevdiği havalardı canım çali- nanlar! Muhakkak yakınlarda bir mızıka vardı. Bu güzel sez birdenbire dürdu. Parker de yükile börâber teltrar yuvarlandı. Ve orada uyuya kaldı. “5 İ Uyandığı zaman deve kolundah! çekiyordu. Gözlerini açtı. Vaziyet lerini hatırladı. Artık her şey mah volmuştu. Hayatları çalmağa yel- tendikleri bu hazine gibi tekrar kumlara gömülecekti. Çöl intika- mını alıyordu. Ah budala Parker. e vardı altın hırsına kapslacak| bu menhus işten başka bir şey ye- pamaz mi âdi, sanki? tevekkeli bu HARICİ HABERLER Puankarenin sıhhati Paris, 25 (AA) — M. Poir- care'uin sıhhi vaziyetinde obis: solunur detecede bir salâh gö- tülmüştür, İptidai lisan latıhi Londra, 25 (AA) — Maf beşeriyat âlimi Smith, Çinden plidai lisan tarihini fevka'âde alâkadar eden bir takım dosya sr getirmiştir. İtalyan hava filosu Roma, 25 (A.A) — Halibazır- da Villa Cisnerosda bulunmak- ta olan İtalyan hava filosu bu- gün Portekiz Guinesine müte- veccihen (o hareket (o edetektir. Yeni bir Italyan kruvazörü pazar gönü Livornada denize indirile- | cektir. Define bulundu Kahire, 25 (A.A) — Tell& amarnada altın çubuklarından ve ufak birtakım heykellerden mürekkep bir define o bulun- muştur. £ arap oldu Buenon Ayres, (A.A) şehri zelzele neticesinde inen harap olmuştur. Kim reis olacek? Cenevre, 24 (A.A) — Akvam cemiyeti kâlibi umumiliği, mec lisin gelecek içtma devresinde M. Fon Cuürtiusun riyasete in- | tihabım kabul etmişeeğine dair bazı ecnebi o gajetelerde çıkan babötler hakkında ademi malü- mat beyan ötmekledir. Akvam cemiyeti meclisi reisliğibin âza devlet o mümessilliği şile kabili telif olduğu bü (münasebetle beyan edilmektedir. Aleni “töşekkür Şehit arkadaşımız muallim Osman Şinasi Beyin cenaze merasimine kadın! ve erkek iştirak etmek ve merhumüm! mezarı başında bizimle beraber güz yâ st dökmek suretile muallimlerine kar$ı sâmimiyetle merbut olduklarını bu de- fa da isbat eden muhterem Kasımpaşa! halkına teşekkür borcumuzun gazete-| niz vasıtasile ilânını rica ederim efem dim. Pma tama- Beyoğlu üçüncü mektep! Başmuallimi Zihni | vr.” | kümetin neşriyatımizdaki isa — —— — li Neşriyatımızdı is bet sabit o'de & | Use tarafı birinet sıyıfamızda İl, ayrıca işaret etmiştik, Hüküm merkezimizdeki alâ'şadar Mİ kamlarin sarih o beyanatları, adamların memlekete türeme usulsüz bir şekilde girdiklerini spat mekte olduğuna göre, ik günlerde şehrimizdeki bazı 2ev# tan hadiseyi tevil yolundaki gös lerinin garabeti kendiliğindet meydana çıkmış o'uyor demekti” Diğer taraftan haber aldığ” muza göre, şehrimizdeki musik alâkadar olen teşekküller ve €© miyetler (Vakit) m neşriyatı İ yök bir alâka ile takip e! tedirler. Bu teşekküllerin de; b usulsüz hareket'erin bir daha t© kerrür etmemesi maksadile âl dağlar tezdinde teşebbüsleri? bulunacaklarıda ayrica ifade © temin edilmektedir. Bizim bu bahiste asıl memp“” niyetimizi mucibolab nokta hür beli takdir ve ona göre tetkikâl irişmiş olmasıdır. 4 V Ankara mubabirimizin dünkü nüshamızda Verdiği haberler atilaşıldığına | göre memlekel€ karişik oyollârdan osokulari Romanyalı çalşıcı efendiler bi? radan defeğilmeleritiln arifesi bu'unmaktadırlar Eu bususâ * dün gece Ankara muhabirimi?” deh aldığımız telgraf ber ati dercediyoruz. Ankara 25 (Vakit) — Çal” cılar işine Dâhiliye Vektleti V emniyeti o umumiye müdürlüğÜ #hemmiyetle tahkile etmektedir © Vekâletin tahkikata göre ri | gıcılardan . ikisi e Bunların vaziyeli tetkik edilmek, İ tedir. Bu iki ça'yıtınn çok 'muhtemeldir. Belediyede Numerstej işi Nümerotaj ve sokak levha talikfiçin müteahhide verilen m bu üşin nihayetinde bitmektedir. b kaç mahalle müstesna nümeroi mal edilmiştir. Yalnız muhtelif Fİ İlerde sokak levhaları çocuklar dan kırılmıştır. Bunlar yenilerile Zevcim ve kubamız Küurükah- veci Mehinet (o efendinin vefatı dolayısile gerek bizzat ve gerek telgrafla taziyette bulunan 26- vata teşekkür ve minnetlerimizin gazetenizle — bildirilmesini rica ederiz. İ Hâyiite, Dürdünk, Selâbâttin, Mods. ............. Allahın belâsı yerlere “Gelinmiyen memleket,, demezlerdi. Deve hâlâ şaimndan âyrılımıyar ötesini berisini çekiştiriyordu. Ne yapmalı idi? yatıp kalmalı, ölütbü bekiömeli mi idi? Şu deve kadar müteyekkil,. onun İkndar soğuk kanlı olabilseydi. — Abdalı banâ şârdrm edecek misin? Hüğvan bir hömütdahma ile cevâp vördi. Pâtker kendini töp- lâmayâ üğrüşt. Güç belâ ayağa kalktı. Aftık büsbütün kendini kâybedeii Cimkiitin o yânima giti. Deve de öürlü beraber geliyordu. Pâfker önün tis yapacağına dikkat etmeğe başlümiisti. Hayvah ürka- daşına ykâlâstı. Dişleri ile ceketin- den yâkâladı. Sdhra bırakarak ye- re Öiz çöktü. Bü sirada sirbndaki terbalari tütün ipler bir düğümün! çözüldü ile düştüler, Cirihinin b zamn akil etki. Chi çok fazla! âğır değildi. O torbalarla beraber! pek âlâ devenin srtina o bitisbilir; İhemi torbâler kendisine yâtskik vazifesini şörürdü. Cirâmiyi sürük! ledi, dediği gibi yapti. » i 4 İki gündür gene çölde yel ali-! yorlardı. Devenin semerine bir ip| ............... giştirilecektir; İstenbul rehberi hazırlarıyö” Istânbülun yehiden yapılacak beri için belediyece tetkikat yapılma tadır. al Paris ve Berlinin rehberleri gö” hi miştir. Rehberin cebe girebilecek © şekilde yapılması o takarrür etmisti Bu işle belediye mektupçusu © Bey #heşrul olmaktadır. 5 .“i bağlamış, bunun bir ucuhli &* kolübâ sârmıştı; Bü suretle onu da sürüklüyordu... ş Kuvvetleri çabuk tülcendi. #rra uykü bastırıyor, devenin #ılması ile keüditie eliyördu- tık yerinden hiç kirükldizdiydin his imiyi unutinüştü. Susüzlüğü da sstniyordu. Yaltız bütün Yüce da bir gevşeklik duyuyordu. Ne tuhaf. Güneş : gökte arıl parlıyar, kalbuki o eld ğe #annediyordu. öl rarıyotdu, nedir? Birden bi si si ile (Abdulla) diye bağ ş va keridindeti geçerek bâğildi: Ke) ve bağını çevirerek li P na devami etti. Parker ye N Yonişordu. Ajaklâri ökk rinde derin ve nihayetsiz bir 6 çiziyordin. O gün akşam üstü deve bi”. İyariria yüvârlandilâr. Parker işten sahiçsiz kalacağımı anliyor bi öld. D5F kle Kala ve KEİ e fir nekadar böyle koştu. Bü #5 koşu çök sürmedi. Biçare köşreklendi, bütün bizle tiğine çâtptı, ç&re düştü. M telgraf direği idi. Artik bir kalkamadı. Ayağı kırrlmış, Sezal ma telgraf batimi da kopar” 4 (Mabadi var) m