İşaretler © Şeriat isteriz! “Menemende bir şeh efendi almış bayrağı eline, takmış silâhını omuzu- ma, dalmış camie!,. ez Şeriat isterim demiş! bu yeni Söz değil! Şeriat isterim şartka faciaların kal. Man, cinayetlerin kalkanı, hırsılıkla- TM kalkandır. Facinlar onun arkasında saklanır, r onun arkasında maskelenir, mlklar onun arkasmda mübahla- Şeriat şaraba dökülen tuz gibidir. aramı helâl kılar. Ondan bir lokma mı en büyük cinayeti yapm, tokızıl, taze, ılık insan kanı için. İürkın tarihinde hu macera eskidir. Şeriat sözü, her zaman eskinin ye- *İye hücumunda bir bayrak gibi orta- 13 çıkmıştır. Osmanlı imparatorluğunda merke- “yet mücadelesi başladığı zaman, im- baratorluğa hücum edenler: “Şeriat isteriz diyorlardı. İmparatorluk teessüs etti, Tarihi ro lünğ yaptı, meşrutiyet ilân edildi. Peygamber idaresi olmuyor diye im- Daratorluğa kızanlar, imparatorluğu Meşrutiyet yeniliğine karşı muhafaza istiyenler birleştiler, Hep bir 2- an bağırdılar: “— Şeriat isteriz. Derviş: Vahdeti ülhamidin avcı taburları bunların Tedaileri idi. Büyük Millet Meclisi teşekkül etti. ber zamanı gibi olmuyor diye imparatorluğa içerliyenler, kanunları il yapsın diyenler imparatorluğun İğası önünde yine ayak dirediler, bas: tilar narayı! “— Şeriat İsteriz. Hilâfet ilga edildi. Asri saadet delisi imparatorluk bu- Paratorluğa hasret çekenler, teşkilâtı “âsiye kanunumuz Kur'anı kerimdir diyenler ayaklandılar: “— Şeriat isteriz!... Seyh Sait bunların fedaisiydi. hBfelik ortadan kaldırıldı. Aşar ilga edildi... Borçlar meselesi ortaya çıktı... Ve borçlunun hapsedilmiyeceği bir ila ilân edildi. Asrı saadet delisir imparatorluk bu- dalası, mültezim düşkünü, esirini ho Disten kaçıran tefeci, imparatorluğu Syüp sorana çeviren kapitalist el, ele, “iz dize yürüyor. Bunların Ağrıdaki Tedaileri: “Şeriat. isteriz. Derler, Suriye hududundaki fedaileri: 'Tipkı Menemendeki şeyh efendi gi- didir, Menemendeki şeyh efendi çok tahmin *diyorum eski ve sunturlu eşkiyad' iridir, Dağlar temizlenince, Tefrika numarası : 17 Yazan : “Garp cephesinde ... müellif cümhuriyet Mekke müezzinleri Radyo dan istifade Şikago Tribun gazetesinin Cidde den aldığı haberlere göre Nect ile Hi caz, biribirine radyo ile bağlanmıştır. Mekkeile Riyaz arasında telsiz muh&- bereleri cereyan etmektdir. Bundan başka telsizle ders vermek için terti- bat alınmış, Mekkeden okunan ezanla rm birçok yerlerde duyulması icin icap eden tedbirler alınmıştır. Ne garip merak Bir kimyegör Oo mağazalara bomba etmekle vakıt geçiriyor Fransada Liyon şehrinde iki sene- denberi anlaşılmıyan ve yapanı mey: dana çıkarılamıyan bir takım sui kast ler oluyordu. Ara sıra en büyük ma- ğazalardan birinin camekânı bomba iile parça parça ediliyordu. Liyon zabıtası iki sene araştırdıktan sonra nihayet bu sui kastlerin failini elde et- meğe muvaffak olmuştur. Mücrim Ii yon polis lâboratuvurı sabık kimyager ilerinden bir gençtir. Yirmi yedi ya: şında olan bu genç tabintinin garabe- tinden dolayı işten çıkarılmıştı. Bu- İnun üzerine bir maruf kimya lâbora- İtuvarı açmış son infilaklardan birinin vukuunda: “Bundan sonra infilaklar cuma değil çarşamba günü vukua gele cek!,, demesi zabıtaca haber alınmış ise de bunu kimyagerin tabiatindeki garabete hamletmiş. Az sonra bir çarşamba günü büyük bir mağazanın önünde bir bomba patlı yarak yüz bin franklık hasar yapınca zabıta kimyagerin kimyahanesini bas miş ve orada patlıyan bombaların için- deki mevada benziyen mevat bulmuş tur. Kimyager her ne kadar cürüm- lerin faili olmadığını iddia etmiş ise de hemen tevkif edilmiştir. Garip bir iddıa Fransada ahiren bir belediye reisi- nin intihabı dolayısile çok garip bir hadise zuhur etmiştir. İntihabatın ic rası esnasında reyler,intihaba iştirak edenlerin en yaşlısının şapkası içinde toplanmıştı. : Belediye Teis muavini şapkanın masanın orta yerinde bırakıl mıyarak etrafta dolaştırıldığı cihet ns Emre Erna dağlara kadar yükselince o aşağıda, cami avlularına kadar indi. Belki de işini kaybeden bir aşır mültezimidir, belki de bir tefeci!.. Neyse hepsi ayni şeyl. Eğer bu şeyh efendi borçlu dava- sında şeriat namma (kandırılmış bir meczup dersem, ve Menemende müsput kafalı Türk çocuğu kesen testerenin bir ucunun Pariste bir bankada bulun- duğunu söylersem belki yanlış si rim, fakat yalan değil, çünkü bugünkü şeriat isterizin manası bundan başka ibir şey değildir. Sadri Etem edecekler | le iritihabın doğru olmadığını ve feshi lâzım geldiğini iddia etmiştir. Maama- fih vilâyet meclisi hile karışmadığını nazarı dikkate alarak şapkanın dola tırılmasını intihabım feshi için kâfi » bep görmemiştir. e iBugünkü maçlar Galatasaray takımının ne suretle çıkacağı meçhul Bugün Gölatasarayla Fenerbahçe! karşılaşıyor. Lik maçlarr fikstürü dün ide yazdığımız veçhile daha ikinci haf- İtasında senenin en mühim maçını kar- şımıza getirdi. Sarı kırmızı ve Sarı lâcivert bugün senelerdenberi kim bi. lir kaçıncı defa olarak müsabaka heye canı içinde karşı karşıya geliyorlar. Maçın neticesi etrafında serdedilen tahminler, iddialar yarın halledilecek ve herkes bir buçuk saatlik macın ce. reyanını ve neticesini zevk ve heyecan Ta gürüp anlıyacak.. Fenerbahçe kuvvetlidir. Birinci ta kımların içinde en muvaffakiyetli oy- nıyan 0.. Dün Zeki Rıza B. gazetemize verdiği beyanatta bilhassa bü noktaya işaret ederken Galatasarayın da rayıf İolduğunu söylemişti. Pilhakika ta Ikımlarm bugünkü kadrosuna bakır. sak vaziyet budur. Ve Fenerbahçenin kazanmasını beklemek lâzım. Fakat Galatasaray bâzan en zayıf takımlarla İbile en muvaffakiyetli oyunları oyna- İmıştır. Bu itibarla zaten sinir müen- delesi olan bu maçın o günkü oyun ha- vasına ve gösterilen enerjiye tabi oldu gunu unutmıyalım. Karşılaşmanın şayanı dikkat diğer bir tarafı da Galatasaray takımının bugün sahaya ne vaziyette çıkacağı keyfiyetidir. Galatasarayda Burhan. Suphi, Nihat oynamıyor. Bunu söy- liyen Yusuf Ziyâ Bey ayni zamanda da size bir sürpriz yapacağız demekte- dir. Bu sürpriz ne olabilir? Deveran eden muhtelif rivayet ve tahminlere; bakılırsa Galatasaray evvelce takımın İstanbulda bulunmadıkları için oynr yamıyan birkaç oyuncusuna takımda yer verecekmiş. Bu cümleden olarak eski kaleci Ulvinin ismi de zikredili- yor. Fakat Ulvi kaleci olarak değil de İsviçredeki gibi santrhaf oyniya cakmış.. Sonra Mehmet Nazifin de €s İki yerini alacağı söyleniyor, Fakat bi tün bunlar takımın üstündeki esrar per *İdesini kaldırmak değil hatta aralamı- yor bile, Bugün sahada göreceğiz. Bu maçtan evel Beşiktaş, mefa İle ondan evel de Beykoz, İstanbul Sporla karşılaşacaktı da yer almış olan ve son zamanlarda! Daritibedayi Tenısilleri Buzin matne saat 1539 de İSİMKJUL BELEDİYE ai ii 21,30da Tl Bir kavuk il devrildi ( Ikitablo3 (İİ! | ann Altı yaşından aşağı çacuklar tynroya "Tarihi piyes Yazan: Müsahip kabul olunmaz İKişe sabah saat 12 den itibaren âçı ktır > ERTAN. SG AUMLE USKUDAR - HALE inemasında LEYLAKLAR AÇARKEN Mümessili Kolen Moor Gelecek program KARANLIK MAZI Hergün gündüz 3 te gece 9da Cuma günleri 2de, 4te, 9da FERAH SINEMADA Bu akşam hertarafta medhini duyduğunuz MEZEYA muhte- şem balenin şuh ve sevimli nu- maralarını muhakkak görünüz Ayrıca: SINEMA TIYATRO Turkuvazmı Yarın saat 16-19 ara- sında Çocuklara N oel Ağacı Hediyeler, sürprizler, eğlenceler 2 Orkestra Porfümöri L. T. PİVER 5 — VARKTR 26 Kânunevvsl 1930 — V 26 kânurevei ARIT | ahi'de > Hariçre 154 80 * aylığı Kuru . is ig) 70 ŞABAN 1349 Ev geosk Ay 7,93 16,46 20,14 batiyi danşı İİ) Ganeşin doğuşu Ayın doğuşa 1052 Namaz vakitleri Sabah Öğle İlini 2 Azn vam Radvo İ | buakşam Istanbulda | ona kadar alatırka || Akemm Yatm 'maak 1822 | San “ekizden fasıl Sinemalar : Alkazar — (Dünyadan wzak A'emdar — Aşk resmi geçidi Artistik Paris damları altında Kukla tiyatrosu Rozita — Brodvayv ktklası Elhamra — Belâlar mübarekesi Ekler — Yunari tiyatro trupü Fransız — Kiveli topu Glorya — Elveda Madrit Hale Usküdar! Leyliklar açarken Kemal B.— Kanlı denizler Majik — Çünkü seni seviyorum Melek — Parsmont şeref geçidi Opera — Ren kızları Süreyya Kadıköy - Zoraki korsan Şık - Dünyadan uzak AM MM MM a 2 PODRA.ESANS KOLONYA SUYU LOSYON: Pompeya Florami Vivits Fetiş Revdor ipr ujer Kinin A.Ş., İstanbul Şubesi Şişli Ahmet Bey sokak No. 56. Tel. Beyoğlu 3044 olmuşlar. Ancak bu suretle erzakı ge-'gir çarptıkça sallanıyor, Küçük bahçe: — Dur bekle, ortalık karardı, sana çirebilmişler... Müşavir Playster ağustosta kasabat Erik Maria Remargue iltihabından ölmüş... Doktor (Knotj)un köpeği sokakta yakalanarak fabrikaya götürülmüş ve onunla sabun yapılmış. i Matmazel Mantrupun bir çocuğu ol- imuş.. Margerit halanın ikinci kızı ge içen ay bir süvari zabiti ile evlenmiş. “Ne dersin Ernst!..., tekrar gözüküyor. Arkamda ailemin tatlı haraertile, emnü sükün ile dolu odayı hissediyorum. Göğüs geçirerek: geçti,, diyorum ve yorum... “Bunların hepsi pencereden dönü- .. Fakat içimde bir endişe var. Bu en- dişe gittikçe büyüyor. Pek az zaman- limba tutayım. Ya rabbi! şu birkaç ayağı atlayıve lâşı ile sokağa fırlıyorum. ts: Evvelâ “Alber Troske,, nin evine gi- remez miyim ki... Ben obüs çukurları'diyorum. Validesinin gözleri ağlamak- arasında pis sıçan yollarında; ortalıkitan kızarmış. Her halde bu kavuşma zifiri karanlık iken, obüsler yağmur teessüründen olacak. Manmafih Alber gibi yağarken yolunu bulan adam de değişmiş. Bu kavuşma gününde bir gil miyim?.. Maamafih sabırla bekli'laz daha şen durmalı idi. Büyük birade yorum. Validem lâmbayı. getirerek rİri sofrada oturuyor. Onu görmiyeli ne şık gösteriyor. Sanki yarı zulmette be-İkadar çok oldu!.. Yalnızluzun müddet — Ne diyeyim... Ben çok süvari z2- biti gördüm... Ölülerini bile... Son iznimden beri olu biteni anlat- dan beri arkadaşlarımdan ayrılmış ol. makla beraber şimdiden onları tekrar görmek arzusundayım. Kalkıp hemer İmağa devam ediyorlar. Dinliyorum...) oldukları yere koşmak hevesi içimi iFakat düşüncem başka yerde. Harp-|kaplıyor.. Artık silemin yanına geldiği. İten evvel bunların hepsinin benim için)mi bir türlü zihnim almıyor; yarm, bir manası olabilirdi. Fakat bugün be-İon beş günde veya daha sonra tekrar o ni neden alâkadar etsinler? muz omuza yürümeğe, ağzıma geleni Ayağa kalkıp pencereden bakıyoİsöylemekle beraber, mutavnatla Oyan rum, Küçük bahçede ip Üzerinde birlyana yol almağa mecbur olacağız his don kuruyor; gecenin yarı ışığı içindelsi hâlâ içimi kaplıyor. Kimseye göster- bir çamaşır lâkayt bir surette sallanı-İmeden saate bakıyorum. Şuraya geleli yor. Dışarda hareketli ve berrak birliki saat olduğu halde ben Villi, e Pilhakika da öyle... hemşirelerim aklzulmet var, Birdenbire manzaranın ar|Lüdvigi iki senedenberi görmemiş gi- - yemeğini temin için ne gibi hilele-|ka tarafında, çok uzakta duran bir gölİbiyim.. Nihayet kalkıyor ve gidip dı. müracaat mecburiyetinde kalmışlge gibi başka bir görünüş peyda olu-|şardan kaputumu alıyorum. Validem| di anlatıyorlar. Jandarmalar)yor. Rüzgârda sallanan çamaşırlar,İbana soruyor: defa istasyonda kendilerini tevkiflakşamın sükünuiçinde bir armonik se-| o— Oğlum, bu akşam bizimle kalmı: lerek ellerinde ne varsa almışlar. Kulsi, ortalık ağarırken bir yürüyüş, Sol-/yor musun? k Üzerine yumurtaları mantolarınm)gun kaputlur dudakları patlak, gözleri| Yalan söylüyorum: tarafıma dikdikleri bir cebe sakla-İkanir zenci ölüleri... — Kışlaya gitmek icap ediyor.. sucukları önlükleri altma yer.! Bu görünüş bir lâhze fasih bir su-| Ona hakikati söylemeğe cesaret ede- stirmeğe, patatesleri #teklikleri altm.İrette gözlerimi dolduruyor. Sonra dal:)miyorum. Benimle beraber merdivene daki takma cebe doldurmağa mecbur)galanarak kayboluyor. Don hâlâ rüz-İkadar yürüyor: İ İ ! ni okşuyormuş gibi bir hal.. Onun en dişeli küçük yüzü abajurun döktü ziya ile sanki altın bir tülle örtülmü- şe benziyor. Arkamdan bağırıyor: uğramıyasın.. Duruyorum: — Canım anne, sulh (zamanında, yurdumuzda ne tehlike tasavvur eder. sin? Hayretle tebessüm ediyorum, Fakat İbirdenbire beni garip bir helecan kup Uyor. Adeta bir elem.. Acaba şu ya- kin mazi hakikatte geçmimiş mi? Ben hâlâ merdivenden inerken ışığa muh taç olan bir çocuk muyum?. Sokakta başma bir felâket gelebilecek olan bir ve efsane mi idi?.. Lâmbanın ziyası kemerime takılm- ca kendimi toplayorum. Ben artık ço- iecnk değilim. Arkamda üniforma var. Hemen merdivenleri üçer üçer atl. sabi miyim? O geçen zamanlar hayali hastanede kaldığını duymuştum. Ade ta şişmanlamış, yanakları pembe pere be. ğ — Merhaba Hans! toplandın har. — Ihtiyatlı ol Ernst. bir kazayı!Madam Troske hmçkırarak dışarı çiki- Bilir misin bu kadar tehlikeyi atiata- rak sağlam gezebilmek ne mutlu... Anlaşılmaz bir şeyler murıldanıyor. Madam Troske rıçkırarak dışarı çil yor, Alber bana gözile işaret ediyor. Etrafrma hayretle bakınca Hansın san dalyesi yanında bir çift koltukla değ. nek konmuş olduğunu görüyorum. So ruyorum: Tamamen iyileşmedin mi7. Cevap veriyor: — Ne demek!., İyiyim. Geçen haf ta hastaneden çıktım... Değnekleri alıyor ve fanzim ettikten sonra iki sıçrayışla sobanin yanina gi- diyor, Iki ayağı da yok. Sağ tarafin demirden bir çomak destek sol tarafi bir demir destekle bir ucunda bir ayık yarak arkadaşlarımı tekrar görmek tejkabi.. i