o —72— VAKIT 25 Kânunevel 1930 zxmgelen Romanyalı çalgıcılar | hakkında Dahiliye vekâletince | tahkikat (icrasına başlandığını | dün yazmıştık. İ Milh izzetinefsimiye bir teca- vüz addettiğimiz bu hadise et | rafındaki neşriyatımız bütün şe- | hirde ve bütün memlekette baklı bir alâka uyandırmıştır, Bu alâ- | kanın tezahürlerine birkaç gün- denberi muhtelif şekillerde şahit olmaktayıy. Birçok karilerimiz mektup yazarak, telefon ederek, hatta matbaamıza kadar gelerek | memnuniyetlerini bildirmekte, neş-| riyatımızda devamımızı temenni | etmektedirler. Bundan başka dün bütün alâkadarların, herke- | sin nazarı dikkatlerini celbet- mekte fayda gördüğümüz başka hadise daha olmuştur. Ecnelbi çalgıcıların şehre gi- rerek, yerli san'atkârlarımızın klarına tecavüz etmemesine i olmıyan, aczini itiraf eden iyetin belediyesi yetim çocuk- ardan bir bando teşkil etmiş i bir de konservatuvar aç- ralarda da yarın için mu | 'siki san'atkârları yetiştirmiye ça- lıyor. Ecnebi çalgıcılarn tercihini gören bu yetim çocuklar ve ya- © manın üstatları olan konservatuvar talebeleri istikballerinden endi- şeye düşmüşlerdir. Her memle- kette, konservatuvar talebeleri konservatuvarda yüksek musiki | tahsillerini yapmakla beraber, » kimisi pratik için, kimisi günde- ik hayatını temin için ötede beride çalışırlar. Bu gençler eğer yarın kendi topraklarımızda bile iş bulamı- caklarını © görürlerse (hangi wwet ve cesaretle meslek- lerinde (o sebat (o edebilirler ? # b O zaman musikişinaslık, bizim | “memlekette bir lüks işi olarak kalır, yalnız zenginlere mahsus bir san'at şeklini alır. © Bir haftadır devam eden neş- © — riyatımıza rağmen, Romanyalı- is E rada kalışı şehir bandosu ye- timleri. arasında baklı bir iti- matsızlık (© uyandırmıştır. o Bu çocuklar: — Eğer, diyorlar, biz ağabeylerimiz gibi ecnebi san'- atkârların karşısında işsiz kala- caksak, ne diye bize kundura" cılık öğretmiyorlar da yarın bizi aç bırakacak bir işi öğre- tiyorlar? Biz, kendi hesabımıza bu şi- kâyeti pek haklı (buluyoruz. Fakat vilâyetin tereddütlerine rağmen, Cümhuriyet hükümeti nin kuvvetini bizzat kendisinden i rek nahiyeye haber verilmiş ve bir | el'an, bepimizle alay ederek | de | seçilmiş değildir. Bir ceset Ormanda bulunan cesedi canavarlar mı öldürmüş? | Şile, 22 (Vakıt) — Şile kaza- sının Agva nahiyesine tabi Şua- yipli köyü yakınında fındıklık ormanı içinde bir ceset bulun- muştur. Oduncular tarafından görüle- nahiye müdürü hadise mahalline gitmiş keyfiyeti kaymakamlığa bildirmiştir. | Ölünün üstünde İ pembe bir mintan lâcivert bir yelek ve ayağında aynı renkte bir pantolon, sağ ayağında siyah | tek bir çorap bulunmakta, çıp- ' i lak olan sol ayağının eti kop- muş ve kemiği çıkmış bir vazi- i yette bulunmaktadır. Elleri ara- sında siyah ve kalınca bir kayış tutmakta olup bu kayışı bir müdafaa vasıtası olarak kullan- dığımı işrap ediyor. Bir canavar | taarruzuna mı yoksa bir insan tarafından mı ölüme uğradığı an- laşılamamış ve maballi vak'aya | müddeiumumi ve doktor gitmiş- i lerdir. Ormanda can veren bu | zavallı meçhul adamın vaziyeti çok feci ve şayamı terahhlim bir İ hal arzetmektedir. Terkos işi Mukavelenin feshi yaklaşıyor mu? Ankara, 24 (Telefon) — Na- fia Vekâleti Terkos mukavele- sini tetkik ederken suyun içilme- ye salih olup olmadığının tetki- i kini Sıhhiye vekâletine havale etmişti, Sıhhiyye vekâletinin bu işe memur ettiği heyet İstanbul- | da tetkikatına başlamıştır. Mu- kavelenin feshinde bu heyetin vereceği rapor esas amil ola- | caktır. İ Türk - Yunan itilâfı Ankara, 24 (Telefon) — Türk- | Yunan itilâfnamesinin müzakere- sine mecliste yakında başlana- caktır. Miili Müdafaa vekâleti Ankara, 24 (Telefon) — Milli | Müdafaa vekâletine henüz kimse $ı On Keseler Uzunköp: u, 23 — Uzunköprü tütün inhisar idaresi kasa muhteviyatı meç YAKIT ın LU Gazi Hz. Bugün Edirneden ayrılmaları muh- temeldir Dün Maarif müesseselerini tet-. telebe ile kik buyurmuşlar, görüşmüşlerdir Basvekil Dün büyük elçilerimizle vörüştü Ankara, 24 (Telefon) — Şeh- ve Paris elçiletimiz bugün Ismet setimizde takip edeceğimiz esas- lar etrafında görüştüler, rimizde bulunan Londra, Berlin | paşa He. tarafından kabul edildiler) ve borçlar meselesile harici siya- | ' MüsabakamıZ rağbet görüyo! Bir çok karilerimiz iki üç resim yollıyarak iş tirak ediyorlar Hz. bugün Edirnenin maarif müesse- selerini teşrif buyurmuşlardır. den evel kız, erkek muallim mektebini| erkek lisesini, öğleden sonra kız ve er| flardır. İvet memba ve menşei telâkki eden! İbiriken halkın büyük kurtarıcıya karşı Edime, 24 (A.A.) — Reisicümhur Öğle! kek şehiryatı mekteplerini, omuhtlelt orta mektebi ve sanayi mektebini gez- mişlerdir. Girdikleri sınıflarda ders leri dinlemiş, talebeye sualler sormuş Erkek muallim mektebi son sı nıfmda muallim, eski cemiyetlerin fert! lerde aradığı evsafı talebeye izah © diyordu. Takririn sonlarında mual- lim namzetlerini irşat için kendileri ne birkaç söz söylemelerini, Gazi Hr. lerinden rica etmiştir. Müşarünileyh ilk insanların ve iptidai cemiyetlerin korkuya müstenit ahlâk ve terbiye $is temini izahtan sonra demokrat cemi- yetlerde fertlerin nasıl bir terbiye al ması lâzım geldiğinden bahestmişler. dir. Heyeti içtimalyeyi en büyük kuv- | bir sistemde ferdin cemiyete karşi vazifesi her şeyden evel onun istiklâl, huzur ve refahını temine çalışmak ol duğunu anlatmışlar ve iyi fert kendin den ziyade mensup olduğu heyeti içti- maiyeyi düşünen onun muhafazai mev cudiyetine ve saadetine vakfı nefseden insandır demişlerdir. Erkek lisesinde! talebe yemekte idi. Reisielimhur Hz. leri gezmişler ve talebe ile konuşmuş» lardır. Sanayi mektebinde imalât atelyele- rini dolaşarak usta ve çıraklarla yap- tıkları işler hakkında görüşmüşlerdir. Gazi Hz. maarif o müesseselerindeti müşahedelerinden memnun kalmışlar- dır. Vilâyet makamını ziyaretten son ra dairelerine avdet buyurmuşlardır. Mekteplerde talebenin ve sokaklarda gösterdiği heyecanlı tezahürat fevkalâ de idi. Yarın İstanbula hareket edil mesi muhtemeldir. Edirne, 23 (A.A.) — Relsictüümhur Hz. bugün öğle üzeri otomobille Edir! nenin 12 kilometre garbinde hudut 0) zerinde Kemal köyü merasının Meriç| sahiline giderek köy halkı ile bir çift. lik sahibi arasındaki arazi ihtilâfıu mahallinde tetkik buyurmuşlar ve köy lülerle konuşarak Edirneye avdet et- ye mişlerdir. P Oğrendiğime göre evvelki gün vekiller heyetinde hazırlanan ce- vap bu içtimada da görüşülmüş ve bu akşam Parise gönderilmiş- tir. Cevapta eski noktai nazarı- mız müdafaa ediliyor. Bundan sonra Pariste hâmil- | lerle noktai nazarımızın kabulü muh- temeldir. yapılacak (o müzakerede Sefirler bugünlerde vazifeleri başına gidecektir. İrtişa işi Ankara, 23 — Barut inhisar sulistimali iddia ve rivayetlerine müteallik dosyaların hükümetçe muamelelerinin ikmal mahkemeye verildiğine dair bu- rada kuvvetli bir maktadır. edilerek Yunanistanla yeni bir itilâfname Atina 23 (Hususi) — Kaçak çılığı müştereken takip için Tür- kiye ile aktedilecek mushedeyi müzakereye memur yunan mu- rahhasları tayin edilmişlerdir. Bu iki murahbas maliye erkânından Ikümakis ile Panopulostan mü- rekkeptir, Iki. murahhasın refakatine ha- riciyeden de bir kaç:memur' ve- rilecektir. İktisat Odesi Ankara, 2 — İzmir ticare todası son kongresinde ticaret ve sanayi odur larımın ziraat, ticaret, sanayi diye üç mühim kısmı ihtiva etmesini ve isimle- rinin de (İktisat odaları) na çevrilme- sini temenni halinde iktisat vekâletine bildirmiştir. Ri andaki Gazi Hz. nin şu tezkeresi e kunacaktır. Sıhhi mazeretlerinden dolayı Mali- vw kuu istifası kabul edilmiş ve Maliye Vekili Saracoğlu Şükrü B. in şayia dolaş- | M. Meclisinde Bugün Gazi Hz nin tezkereleri okunacak Vekâletine Başvekâletin inhası üzeri ne Milli Müdafaa Vekili Mustafa Ab- anın vekâleten Abdülhalik B. tarafın. dan idaresi tensip edilmiş olduğunu ar dülhalik B,in nakli ve Milli Müdafa-| Londrada münteşir Deyli EK res gazelesi tarafından son gün lerde bir müsabaka açılmıştır. BU müsabaka, daktilo makin resim yapmak müsabakasıdır. Müsabakaya 1000 den fasl* resim gönderilmiş, en fazla b* yenilen neşredilmiştir. Bir de 2” ni şekilde bir müsabaka açıyo” ve karilerimize bir nümune “ j misal olmak üzere Deyli Ekspref? müsabakasında kazanan bir 16” daha dercediyoruz. Okuyucularımız yapacaklar! v sim “ hususunda sebe Yalnız resimlerin siyah olmas şarttır, makinelerinde siyah şerit bulunmıyan müsabıklar resmi 18 parken bir siyah karbonkâğf! kullanarak ( bizim istediğimi” beyaz renkte bir ikinci kâğıt 04“ rinde elde etmiş olurlar, Resif” ler nihayet on gün zarfında $* zete mize gönderilmiş bulu” malıdır. Gazetemiz, beğenilip neşr€ dilen ber resim sahibine bir ra verecektir. e Ayrıca birinci" liği kazanana da kiymetli hediye takdim edeceğiz. aldığı halkın hakkını müdafaa edeceğinede daha çok kuvvetle &miniz. Şehir haberlerimizin de- hul hırsızlar tarafından aşırılmıştır. vamı 8 inci sayıfadadır. İ Kavaklı müskirat inhisar kasası da isoyulmuştur. Ankara, 4 (Telefon) — Yeni Mali. ye Vekili Abdülhalik B. vazifesine baş ladı. Yarın mecliste, son tebeddül hak zederim, Reisicümhur Gazi #1.Kemal Yusuf Efend Abdullah Efendi — Yahut ye- ni ahlâksızlık... Hoca — Ey kuvvetine kudreti- E ne kurban olduğum Tanrım.. Müs- Birkaç el havaya kalkarak bullümanlar aklınıza geliyor ya.. Yine duaya amin dedi.. bu kahvede, şu peykelerin üzerin- Bir gün Sadık Hoca salâvat çelde karısının fahişeliği hakkında kerek, tekbir getirerek muzafferikocasımı irşat etmek istedim. Ali bir çehreyle kahveye girdi. Softa|Senaver, filesof aleyhülâneyi mü- — Duydunuz mu? sesinin en gunneli perdesile: dafaten ağız açtı.. Mücrimleri de- - sığındım. Şerikin nazirin yoktur Yusuf Efendi — Hayır ola... — Ey ihvanı din duydunuz mu?iğil cürmü haber verenleri kabahat yarebbi.. Gökleri direksiz durdu- o Tahir Efendi — Filesofun oğ- Gözler kulaklar kendine dikil-'li buldu. Bizi tahkir etti. Bura- ran sensin.. Sana yok diyenlerinilu aklını oynatmış.. di. dan çıktı. Gitti, Fakat Allah bü- - dilleri tutulsun.. Hepsi yokolsun Yusuf Efendi — Deliden akıllı Hoca devam etti: yüktür. Göreceksiniz daha neler ilâhi.. Damadımdır inkisar ediyo- Joğar mı? Onda akıl var mıydı oy — Filesofun oğlu Çelebi Alilolacak?.. yum amma sen bilirsin. Allahım matacak? Senaverin karısı İclâli kaçırmış. Hoca Sadığın kerameti hakkın içim yanarak söyliyorum.. Kusuru” Abdullah Efendi — Onlar ka- Birkaç ses birden: da biraz zafa düşmüş olan iman na bakma.. Günahmı affet.. İp: kapamaca kaçıktır. — Nereye? Nereye?... lar, yine eski kuvvetini buldu... Bu sözler, her komşu evinin o Mehmet Efendi — Yezit deli; Hoca — Malâm değil. İkisi del Filhakika baba ile oğul arasın- zihniyetine göre birer şekil aldık- ler hınzır deliler... sırra kadem basmışlar.. İda geçen münakaşadan dört gün tan sonra bu dedikodu kârizinin (Necip Efendi — Ahlâksızlık-| (Tahir Efendi — Şimdi baba ne sonra Çelebi gece eve yatmıya gel © uu yine mahalle kahvesinde pat-'larla mahallenin bir köşesini koku|yapıyor? koca ne yapıyor? memişti.. Onun arasıra böyle bazı lamıştı.. tuyorlar, Hoca — Ne yapacaklar.. Baş-| geceler baba evini boşladığı olur» 5 Kabve peykesind3 bağdaş ku-; (o Abdullah Efendi — Onlar aile|başa vermişler dertleşiyorlar... du.. Binaenaleyh bu bir gecelik aybubeti o ar merak edil” di.. Lâkin iki gece daha geçti. Of landan eser görünmedi. Şimdi , ileyi büyük bir merak sardı. Çi ikü çocuk acracı intihardan ibahsetmişti. Kendisini asmak içi” bahçede kuvvetli ağaç dalı ar#' ğını söylemişti. v Evelce oğlunun intiharına ipe! mal vermiyen baba şimdi hükm de yanılabileceğini düşünerek lâş ediyordu. Çelebi bu gaybubeti hakkınd” ne iki satırlık bir kâğrt, ne bir ne bir ima hiç bir şey bırakmı tr... Zabıtaya müracaat edildi. Mor ga gidildi. Denizden çıkarılan setler, sokak kazaları neticesini” ölenler hakkında tahkikat y3! yordu. Müsbet menfi hiç bir ber almamadı. yi Bir sabah filesofun nezdin€ iyük bir telâşla Ali Senaver Bey ge , di. Aralarında ilk söz şöyle 9” (Bitmedi) değil mahallenin ortasın. pi mış bir lâğamdır... Cenabıhak ço- luğumuzu, çocuğumuzu bu ahlâk sızların sirayetinden masun buyur sun, ar ine bir gün bana böyle söyledi ah ne hezeyan, hay rabbimin birliğine ei NE ranlardan Tahir Efendi: