Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
PERŞEMBE 25 KÂNÜNUEVVEL 1930 5 ieci sene, No 1751 NUSHASI 5 KURUŞTUR Bıışıııuhıırrıı-l: Siğrt Nüebusu NMAREINEU'N A SLLALA YFA Z. SAAT AD 2 nci sahifede : ! Tarihi tefrika Abdülhamit H Harlcl ve sön haberler 3 üncü sahilede — Polis memurları arasında BUĞUN ö- © HF devam ediyor Dünlngiliz lirast on para kadar fırladı 4 üncü sahif- 12: yapılağni becayişler — AaRRUEK G SAT Sıhhiye müdirine göre 1 Felek grip saltını yokmüş 2- Hikâye 3- Roman ocak İçtimaları Aİrtica doğduğu gibi boğuldu!.. DEMOKRASİNİN BAŞI — Gençlik fırkalar istemektedir. — Bize üçüncü fırka da lâzımdır! Yas mı edeceğiz? Fakat bu sırada hiç ikiye ayrılmıyan şeriat fırkasının yeni bir adanu, bir küçük zabitin kanını akıttı.Bir muallimin kafasını kes, ti, bayrak demirine geçirdi ve helaldır, diye müritleri avuç avuç bedbaht gencin kanını içtiler, Gerçi etraflarına yalnız bir kaç yobaz toplıyabilmişler. Çün-' kü Garp Anadolusu, memleketin en ileri yerlerindendir, bir., Şeyh Sait ve Ağrdağı biribiri üstüne Ankaranın sert sillesini yemiştir, iki, . karşılandıgmı bilmiyor değilidik; Akhisardaki yeşil bayragı “Yarın,, lar, “Son Posta,, lar: — Belki fırkaların tekleşmesıne sebep olur; belki anarşi ça— buk boğulur, diye, ancak, bunun için, tespih çeker gibi, 99 kere tekzip ettiklerini de anlıyorduk. Şehit küçükzabit, sen bir kaç sene evvel Konya sokaklarmda ıNışı koparılanların, geçen sene Şark dağlarında demir telle bo- ğazı parçalananların, ve sen, başı testere ile kesilen şehit mu- allim, daha altı sene evveline kadar Bolu mektebinin pencerele- rinde kanı kurumamış genç arkadaşlarının, ve Şeyh Saidin ka- hını içtiği muallimin kurbanlar silsilesine katılıp gittiniz. Şeriat, her nerede bulursa demokrasinin başını testere ile ke- sip yeşil bayrağın demirine işte böyle geçmr' Hayır, hayır, ne Şeyh Sait bir serseri idi, ne Agrıdagındakı Halit bir serseridir, ne de Dervış Mehmet'e serseri denilebilir. Derviş Vahdeti de bix serseri değil idi. Zekenya Beyefendi, ne Patrona Halil, ne Kabakçı Mustafa, he yeniçeri reisleri, hiç biri serseri degıl ıdıler Bunlar muvaffak olmadıkları zaman böyle der, geçenz Tarih bunların muvaffak olmuş olanlarının ismini “Hazret,, siz ve “Radıyallahuenh,, siz âğzına almaz. Halife ve Padişah Sultan Reşat'ın tekkelerden çıkmadığını | Biz bilmez misiniz? Büyük harpte ordumuza Derviş ve Şeyh pe- / şinde din taburları taktığımızı duymadınız mı? Bütün bu şeyhler, dervışler müritler, mehtiler, vicdan bazir- | gânları, ta ve yaşamaktadırlar, Bunlara karşı cümhuriyet, demokrasi, Garplilik idealini tu-, tan, Ankaranın yüksek ve sarp inkılâpçılığıdır. Ha1is ve mağrurlar, şuna buna çalım satmak için politika oyu | huna başladıkları vakit, şeriat fırkası bir müddet kulağını Anka-| | Taya doğrültur; söğüntü, belediye reislerinden mechse, meclıs—: | ten vekillere, vekıllerden Başvekile çıktıi mı, devlet reisine aç.k “—mektuplar, kılıçlı asker “resimli makalesi,, , “el üstünde kimin | eli var. .,, sinsilikleri başladı mı, külâhlar takılır; cübbeler giyi-| lir; mavzerler doldurulur ve testercler bilenir. | Bizim gazetelerin Fransızcalarını okuyup ta sözlerimize ina- hanlar bu haberi gördükleri zaman hepsi bir tertip yanlışı var, Zannedip: -- Telgrafın başındaki “İzmir,, kelimesi, “Kâbil,, olmalı, de- Mislerdir. “ Fakat bütün bu zanlar, örtbaslar, orada genç bir tayyareci, büurada bir jandarma zabitinin, orada bir muallim Dundar'ın, bu-| ni rada bir muallim Ragıp'ın başı kesilmesine; eti doğranmasına, | Ve kanı içilmesine mâni olmaz. : j i Ne diyelim, yaşasın bizim demokrasinin cinayetleri! | Ve 99 fırka isteriz. m * &o& Evet, Türkiyede ne irtica, ne de anarşinin muvaffak olmasına. imkân yoktur. Çünkü mes'uliyetini hisseden bir inkılâp fırkası, ve onun başında büyük inkılâpçılar vardır. Gerçi bu fırkayı yıkmak ve bu şefleri çürütmek için yüz türlü maske takınan müfsitler, çok uğraştılar; karikatür, tehzil, saf- sata, bütün silâhlara sarıldılar, Bu hırs, hınç ve haset sisli Anıka- ra kayasının dibinde köpürdü, durdu. ' | | : t - | O rek, kimi istiyerek kimi istemiyerek, inkılâbın kafasını düşür-| ğ Timiaa a Eğer Ankarayı düşürebilseydiler, kimi bilerek kimi bılrnıye— müs olacaklardı. Bizim kafalarımız bir çoklarının kafaları ile ayni sepette buluşacaktı; fakat orada kesik başlar konuşarak, münakxaşa ederek, kimin haklı, kimin haksız olduğunu meydana çıkarmağa muvaffak olamıyacaktık. Memleketin fikri, içtimai siyasi terbiyesi ve seviyesi, Garp lml.lıtlerının derecesini buluncaya kadar Ankara kendini nazari yed serin dalgal bırakıp keyif çatamaz. Menemene gelen kudurmuş, ya çıldırmış bir adam .değil, bir cemiyet tarafından hazırl Ş topl vuruşmağa, dağa çıkmağa karar vermiş siniri yennde bir adamdır. Bir vak'a yı büyültmek korkaklık ve küçültmek, eğer hesaplı değil de gaf- let neticesi ise, gurur eseridir: Korkaklar gibi mağrurlar da ça- ,buk düşerler. Hesaplı kelimesini merak mı ettiniz? Evet, Menemen vak'a- sına konan teşhisler politika tüccarlığına ket vurur diye düşü- nenler şu bizim eski Babıâli caddesinde az değildir. Bir memleketin vaziyetini, hususiyetini, - yüzünü astarını iyi tanımıyanlar, o memlekette her vakit davalarını kaybetmişler- dir ve kaybedeceklerdir. İnkılâplar, ideal şuurunu katı realite kabı içinde saklamazlarsa, yalnız düşünürler ve görmezlerse, kendilerini dar bir yuvarlak içine hapsederlerse, kiş sinekleri ka- dar kolayca avlanırlar. Sekiz taraftan öne sürülen çıçek demet]e Biz Serbest Fırkanın Balıkesirde gizli zikirler ve tekbirlerle , l Dervi Mehmet ölüler arasındâdır. Manisada 1Z; Menemende 25 kişi tevkif edılmıştır.. Hüdise ile alâkadar 12 kişinin tevkif edildiği Manisadan bir manzara.. 'Sükün ve kanun vazi- “yete tamamen hâkim! Hadise nasıl başladı, nasil bitti ? Ankara, İzmir, Menemen, Manisa muhabirlerimiz hâdisenin bütün tafsilâtıni veriyorlar.. Manisadan gelen, derviş Meh met namında bir yobazın başı- na topladığı bir kaç yobazla “şe riat isteriz,, diye Menemende irticat bir hâdise ikaa teşebbüs ettiğini, fakat yetişen jandar- malarımız ile vuku bulan müsa demeden sonra bu hareketin bastırıldığını ve ön ayak olanla rın itlâf edildiğini dün yazmış- tık. Bu hâdisenin evveliyatı ne suretle hazırlandığı ve nasıl bas İzmir Valisi- kâzım Paşa tırıldığı hakkında İzmir muha- birimizden aldığımız mütem- mim malümatı sırasıle neşredi- yoruz: HADİSE NASIL OLDU? İzmir, 24 (Milliyet)— Mene- mendeki irticai bir hâdise çıkar maga teşebbüs eden şahsı, Ma- nisa Nakşibendi tekkesi şeyhi derviş Mehmet namında cahil bir yobazdır. Derviş Mehmet, bu hâdiseyi, Manisada tasarla- mış, başına topladığı bir kaç mü ritlerile beraber tekkesini kapa- tarak yirmi gün kadar zikir ve tehlilde bulunmuş, fakat derviş Mehmet, Manisayı böyle bir ha rekete müsait görmediği cihet- le, başına topladığı dört beş yo bazla gece Manisadan hareket ederek ve dağlarda geceleyerek şefak sökerken Menemene vâ- sıl olmuştur. DERVİŞ MEHMET CAMİ KAPISINDA Derviş Mehmet, Menemene, gırer gırmez, “ben mehtiyim, şeriat isteriz,, diye bağırmış ve yanında beş müsallâh hempası bulunduğu halde o esnada hal- kın sabah namazını kılmakta el duğu camiin kapısmı gelerek i- rinin her yaprağı arkasında süslü bir nazariye öksesi sakl tır: Tutarsanız elinizden,. koklarsanız burnunuzdan tutuıuı-. sunuz. Sekir verir diye şıra bile içmiyen Derviş Mehı'net muallim Ragıp n damarlarındaki demokrasi şarabını zemzem gibi tas fas, avuç avuç kursağına indirdi. Buım demokrat, lâyik, liberal muhalefet çocuğunu, “Balıke- sir,, de bir tekkede yatırıp kaskete yarım keçekülâh biçimi ve: Ten müritler büyültmeğe çalışmadılar mı? - Demokrasinin ömrüne bir-daha dua edelim, DARNL DIDET çinde bul ı, kendisi- ne iltihaka davet etmış, fakat bir kaç yobaz müstesna olduğu halde, diger halk bu kara cahil dervişin ifsadatma ehemmiyet vermeyerek dağılmış, gitmiş- tir. Derviş Mehmet, kendisine bir kaç yobazın iltihak ettiğini gö- rünce, vaiz ve tahlillere bağla- girerek Müezzini tehdit etmiş ve üzerinde “İnnafetahna,, yazı lı bayrağı cebren alarak kafile- nin başına koymuştur. ŞERİAT İSTERİZ Derviş Mehmet önünde “İn- na fetahna,, yazılı bayrak ol- duğu halde diğer bir camie git- miş ve camidekilere: —-“ Sancakı şerif çıktı, ne du- ruyorsunuz, müslüman olanlar bu bayrağın altında toplansın- '|lar. şdiye bağırmış, bu kabil da ha bır takım sözler söylemiştir. Halk -bu serserinin sözlerine gene ehemmiyet vermemiştir. FEDAKÂR BİR MUALLİ- MİN ŞEHADETİ Serserilerin bu hareketlerini| gören ihtiyat zabiti muallim R:u gıp Kublay B. kendilerine yap-| tıkları şeyin fenalığından bahse derek bazı nasihatte bulununca v€ onları götürmeğe teşebbüs edince Mehmet ve arkadaşları derhal gencin üzerine hücum e- derek kendisini evvelâ yarala- mışlar, sonra kafasımı keserek bayrağın hilâline saplamışlar ve bir kaç mürteci yobaz da bu fedakâr muallimin kanını helâl- dır diye içmişler ve daha büyük tezahürata başlamışlardır. CAMİ MEYDANINDA MÜ- SADEME Bu sırada cami meydanıma bir jandarma müfrezesi gelmiş ve serserilerin toplandıkları mey- danı abluka etmiştir. Müfreze kumandanı mürteci- lere teslim olmalarını teklif et- (Devamı 5 inci sahifede) V. Litvinof . * Rusya Hariciye d l kamiseri Dünkü bazı gazetelerde Sov- yet Rusya hariciye komiseri M. Litvinof'un istifa ettiğine dair bir haber intişar etmiştir. Mevsuk sürette — aldığımız malümata nazaran bu rivayet temamile asılsızdır. . Gazi Hz. Edirne meiıîöpieri— niöziyaret ve talebeyi irşat ettiler: Edirne 23 (A.A.) — Reisicüm- hur Hz. bu gün Ööğle üzeri oto- mobille Edirnenin 142 - kilömetro garbında hudul üzerinde Kemal köyü mer'asının Meriç sahiline giderek bu köy halkı ıle bir çift- tik sahibi arasındaki arazi ihtilâfı- nı mahallinde tetkik buyurmuş- laz ve köylülerle konuşarak Edir- nc ye avdet etmişlerdir. Ediner 24 (A.A.) Reisicüm- Iııı. Hz. bu ıun Edırnenın maarif teftiş lardır. Öğleden cvvnl kız ve mual- lim mekteplerile erkek lisesini, öğleden sonra kız ve erkek t yatı mekîeplenm, muhtelif orta mıktelı ve sanayi mektebini gez- mişlerdir. — Girdikleri dersleri dmlemı talebeye sualler sormuşlardır. Erkek ınıııllım mek tebi son sınıfında cemiyetlerin f: ırıdıiı ııfı ulebeye izah ediyordu. Tık— ririn sonlarında muallim Fenfakültesi hâdisesi dün kapanabildi.. mesele Fen fakültesinde Jeoloji is- tasyonu müdürü M, Hovas ile Hayvanat müderris muavini Â- dem Nezihi B. arasında ayni sa- atte bir dersaneye girmek yü- zünden cereyan eden ve Darül- fünunda teessürle — karşılanan hâdise tahkikatı dün ikmal edil di. Hayvanat —müderrisi Ali Vehbi B. ve M. Hovas dün sa- bah müştereken fakülte reisi ve Darülfünun emin vekili Musta- fa Hakkı Beye müracaat ederek günlerden beri bir ders saatinin den nnı ıı;ıt için kendilerine bn'hç i Gazi H: deıı rwı' ietir. F ve iptidai yetli rııı korkuya müstenit ahlâk ve terbiye sistemini izahtan sonra demokrat cemiyetlerd& fertlerin nasıl bir terbiye alması lâzım gel- diğinden bahsetmişlerdir. Heyeti içtimaiyeyi en büyük kuvvet men- bar ve menşei telâkki eden bir sis- teme de ferdin cemiyete karşı va- zifesi her şeyden evvel onun istik- lâl, huzur ve refahını temine çalış- mık olduğunu anlatmışlar ve en iyi fert kendinden ziyade mensup olduğu heyeti ıı;tınııyıyl düşü- nen onun muh: mevcııdıy!tı- ne ve saadetine vakfı nefseden in- sandır demişlerdir. Erkek lisesin- de talebe yemekte idi. Reisicüm- hur Hz. mektebi gezmiş ve tale- be ile konuşmuştur. Sanayi mek- tebinde imalât atelyelerini dolaşa- dahulu l çıkan dedikodulardan çok müteessir olduklarını, ortada bir sui tefeh hümden başka bir mesele mev- cut bulunmadığını, bu ders sa- ati meselesini de kendi araların da hallettiklerini söylemişler- dir. Halbuki bu temastan biraz evvel M. Hovas kendisile görü- şen gazetecilere, hâdiseye Â- dem Nezihi Beyin sebep oldu- gunu, binaenaleyh kabahatlı ad dedilmesi lâzım geldiğini ifade etmiştir. Anlaşıldığına göre, i- ki tarafta, bazı müderris arka- daşlarının tavassutlarile mese- lenin kapanmasını muvafık gör müşlerdir. Mustafa Hakkı B. dün ak- ki musahabelerinden memnun kal- mıslardır. Vilâyet makammı ziya- retten sonra dairelerine avdet bu- yurınuglırdır Melıleplerde tale- terdiği heyecanlı tezahürat fevka- lâde idi. Yarm İstanbula hareket edilmesi muhtemeldir. rak usta şrıklırlı hhlırı 1 .şle,'u'l ae YÖRE şam bir harririmize ş Gasi Ha maarif mübsseselerinde. ki: — Tahkikatı bitirdik. Bu tah kikat neticesine nazaran ortada alâkadarlardan hiç birinin teczi- yesini icap ettirecek bir hareket yoktur. Zaten M. Hovas ve Ali Vehbi B. bu sabah hiç bir davet vaki olmadığı halde fakülte ri- yasetine geldiler, meselenin ba- Başvekilimiz Bugü;_;iîı—k;adan hareketi muhtemel ANKARA 24, (Telefonla) — Başvekil İsmet Paşa Hz. nin ya rın akşama İstanbula hareketi kuvvetle muhtemeldir, Londra sefirmiz Ferit B. de kendisine refakat edecektir. Pa- ris sefirimiz Münir B.inde ya- rın veya ertesi gün hareketi mukarrerdir. MİLLİYET Anadoluya bir muhabir arkadaş daha gönderiyor.. Milliyet, Anadolunun her ta- rafında tetkik seyahati yapmak ve müşahedele- rini bildirmek ü | zere umumi * muhabir olarak yeni bir ardaka: İiz daş daha izamı- | , nı kararlaştır- $ * mıştır. Mevcut muhabirlerimi zeve istihbar teşkilâtımıza in zımamenAnadı luya gidecek olan bu arkadaşı- mız sabık vıhlerden Fuat B.dir. Xlk seyah Balıkesi | esbabını sporla biraz alâkadar &ı gazetelerde gösterildiği şekil de olmadığını, ihtilâfın ders saatlerinin ayni zamana tesadüf etmesinden çıktığını, bu — pro- gram yanlışlığının düzeltilmesi- le meselenin halledilmişolacağı nı söylediler ve dedikodulardan çok müteessir olduklarını, ara- larında şahsi bir mesele mevcut bulunmadığını, ders saatlerinin tedahülü meselesini tashih ede- bileceklerini ilâve ettiler. Bu suretle bence mesele ka- panmıştır. Yaptığımız tahkikatın neti- cesini, tavazzulı eden vaziyeti yarın (bugün) toplanacak olan fakülte meclisine izah edeceğiz. Ortada tecziye edilecek kim- se olmadığı kanaatindeyim. Fa- kat son ki kararı vermek fakülte İki müderris barıştılar; maamafi bugün fakülte riyasetine arzedılelcektir Li v - / 'Fen fakültesindeki hâdiseyi tetkik eden fakülte reisi Mustafa Bey meclisine aittir. Meclis lüzum görürse tecziye kararı verebilir. Ankarada bulunmakta olan Darülfünun emini B. de telefon la meseleyi sordu. Kendilerine, işin izam edildiği şekilde olma- dığını, ciddi surette takip edil- diğini bildirdik. M. Hovas ile Ali Vehbi Beyin muvacehe edil — dikleri ve meselenin kapatılma- sı için çalıştığım doğru değil- dir. Mesele kendi kendine ka- pandı. Bütün alâkadarların tah- riri cevapları bunu teyit et- mektedir. Derslerine girmiyen talebe- nin tecziyeleri mevzuu bahs de- Yüapılan şey sadece ademi de- vamlarının tesbit edilmesidir ki bittabı bunun imtihanlar için e- hemmiyeti vardır. M. Hovas ta müderris muavini B. de — ders vermekte devam edeceklerdir. Hattâ M. Hovas'a mümkün ©- lursa haftada iki saat ders ver- mesi rica edilecektir.” Feh fakültesi meclisinin bu- günkü içtimamda iki tarafta kendilerini müdafaaya hazırları mışlardır. Darülfünun da ilk defa vu- kua gelen bir dersi paylaşama- mak meselesinin kapanmış ad- dolunmasına — rağmen bu içtimada çok hararetli ve gürül- tülü münakaşaları mucip ola- cağı ve bilhassa hâdiseye sebe- Biyet veren program yanlışlığı- nın muahaze ve tenkit edileceği söyleniyor. Ali Vehbi B. M. Hovas'ın Jeoloji istasyonundaki meşguli- yeti dolayısile hayvanat dersine gidemiyeceği zannile muavini ni gönderdiğini söylemekte hâ- disenin mes'uliyetini hiçbir kim se üzerine almamaktadır. Bü sene lik maçlar mutat hi- lâfına çok geç başladı. Bunun olan herkes bilir. Yalnız ge- çen hafta olduğu gibi bu hafta da Taksim stadı mühim maçla- ra sahne olacaktır. Beykoz T P ik - Vefa i- ve ha üze- re bir kaç güne kadar hareket edecektir. Fuat Bey o havalinin ihtiyaclarmı tetkik edecek, halk ile temaslar yapcak ve müşahe delrini mektup ve telgraflarile “Milliyet,,e bildirecektir. Bu su retle Milliyet sütunlarının hal- kımızın dileklerine daha yakın- dan ve daha esaslı bir tarzda makes olacağını ümit ve tah- min ediyoruz. le, Fen;rbahçe de Galatasarayla karşılaşacaktır. Tuhaf bir tesadüf eseri ola- galipleri bt hafta karşılaşıyor- iki takımımız çarpışsa memle- kette pek büyük ve derirn bir a- lâka ve merak uyanır. Maçtan (Devamı 5 inci sahifede) -İs- H rak lik maçlarının ilk — haftaki | Fener - Galatasaray yarın karşılaşıyor |931 senesi şampiyonasının bu en mühim | —— maçını hangi takım kazanacak ? lar. Ne zaman, birinci sınıf bu | —