25 Aralık 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1

25 Aralık 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

pi i i PERŞEMBE 25 KÂNUNUEVVEL 1930 E İftei sere, No 1751 NUSHASI 5 KURUŞTUR DEMOKRASİNİN BAŞI — Gençlik fırkalar istemektedir, üçüncü fırka da lâzımdır! Amerikan çocukları yahut İngiliz bunâkları ile kendimizi kı- Yas mı edeceğiz? Fakat bu sırada hiç ikiye ayrılmıyan şeriat fırkasınm yeni bir adamı, bir küçük zabitin kanımı akıttı.Bir muallimin kafasını kes ti, bayrak demirine geçirdi ve helaldır, diye müritleri avuç avuç bedbaht gencin kanmı içtiler. Gerçi etraflarına yalnız bir kaç yobaz toplıyabilmişler. Çün- kü Garp Anadolusu, memleketin en ileri yerlerindendir, bir.. Şeyh Sait ve Ağrdağı biribiri üstüne Ankaranm sert sillesini yemiştir, iki. , Biz Serbest Fırkanm Balıkesirde gizli zikirler ve tekbirlerle karşılandığını bilmiyor değil idik; Akhisardaki yeşil bayrağı “Yarm,, Jar, “Son Posta, lar: «— Belki fırkaların tekleşmesine sebep olur; belki anarşi ça- buk boğulur, diye, ancak, bunun için, tespih çeker gibi, 99 kere | tekzip ettiklerini de anlıyorduk. Şehit küçlkzabit, sen bir kaç sene evvel Konya sokaklarında başı koparılanlarm, geçen sene Şark dağlarında demir telle bo- Ğazı parçalananların, ve sen, başı testere ile kesilen şehit mu- âllim, daha altı sene evveline kadar Bolu mektebinin pencerele- | Mını içtiği muallimin kurbanlar silsilesine katılıp gittiniz. Şeriat, her nerede bulursa demokrasinin başını testere ile ke- #ip yeşil bayrağın demirine işte böyle geçirir! Hayır, hayır, ne Şeyh Sait bir serseri idi, ne Ağrıdağındaki Halit bir serseridir, ne de Derviş Mehmet'e serseri denilebilir, Derviş Vahdeti G9 biv serseri değil idi Zekeriya Beyelendi, ne Patrona Halil, ne Kabakçı Mustafa, he yeniçeri reisleri, hiç biri serseri değil idiler, Bunlar muvaffak olmadıkları zaman böyle der, geçeriz. Tarih bunların muvaffak Olmuş olanlarının ismini “Hazret, siz ve “Radıyaliahuanh,, siz ağzına almaz. Halife ve Padişah Sultan Reşav'm tekkelerden çıkmadığını 8iz bilmez misiniz? Büyük harpte ordumuza Derviş ve Şeyh pe- şinde din taburları taktığımızı duymadınız mı? Bürün bu şeyhler, dervişler, müritler, mehtiler, Vicdan bazir- Kânları, bugünkü Türkiyede.nefes almakta ve yaşamaktadırlar, Runlara karşı cümhuriyet, demokrasi, Garplilik idealini tu- İ tan, Ankarann yüksek ve sarp inkılâpçılığıdır İ © Haris ve mağrurlar, şuna buna çalım satmak için politika oyu una başladıkları vakit, şeriat fırkası bir müddet kulağını Anka- Taya doğrültur; söğüntü, belediye reislerinden meclise, mecliş-| ten vekillere, vekillerden Başvekile çıktı mı, devlet reisine açık Mektuplar, kılıçlı asker “resimli makalesi,, , “el üstünde kimi, eli var. .,, sinsilikleri başladı mı, külâhlar tâkılır; cübbeler' g lir; mavzerler doldurulur ve testereler bilenir. Bizim gazetelerin Fransızcalarnı okuyup ta sözlerimize ima- anlar bu haberi gördükleri zaman hepsi bir tertip yanlışı var, Zannedip: — Telgrafın başındaki “İzmir,, kelimesi, “Kâbil,, olmalı, de kat biltün bu zanlar, örtbaslar, orada gençbir tayyareci, burada bir jandarma zabitinin, orada bir muallim Dundar'ın; bu- Yada bir muallim Ragıp'ın başı kesilmesine, eti doğranmasına, Ve kanı içilmesine mâni olmaz. Ne diyelim, yaşasm bizim demokrasinin cinayetleri! Ve 99 fırka isteriz. ka Evet, Türkiyede ne irtica,'ne de anarşinin muvaffak olmasma İmkân yoktur. Çünkü mes'uliyetini hisseden bir inkılâp fırkası, ve onun başında büyük inkılâpçılar vardır. Gerçi bu fırkayı yıkmak ve bu şefleri çürltmek için yüz türlü maske takman müfsitler, çok uğraştılar; karikatür, tehzil, saf- Sata, bütün silâhlara sarıldılar, Bu hirs, hmç ve haset sisli Anka- ra kayasınımn dibinde köpürdü, durdu. | Eğer Ankarayı düşürebilseydiler, kimi bilerek kimi bilmiye- rek, kimi istiyerek kimi istemiyerek, inkılâbı kafasını düşür- müs olacaklardı. Bizim kafalarımız bir çoklarının kafaları ile ayni sepette buluşacaktı; fakat orada kesik başlar konuşarak, münakaşa ederek, kimin haklı, kimin haksız olduğunu meydana çıkarmağa muvaffak olamıyacaktık. Memleketin fikri, içtimai siyasi terbiyesi ve seviyesi, “Garp milletlerinin derecesini buluncaya kadar Ankara kendini nazari ve denizinin serin dalgaları üstüne bırakıp keyif çatamaz. Menemene gelen kudurmuş, ya çıldırmış bir adam.değil, bir| Cemiyet tarafından hazırlanmış, çetesini toplamış, vuruşmağa,| dağa çıkmağa karar vermiş siniri yerinde bir adamdır. Bir vak'a yı büyültmek korkaklık ve küçültmek, eğer hesaplı değil de gaf- İet neticesi ise, gurur eseridir: Korkaklar gibi mağrurlar da ça- buk düşerler, Hesaplı kelimesini merak mı ettiniz? Evet, Menemen vak'a- $ma konan teşhisler politika tüccarlığına ket yurur diye düşü- enler şu bizim eski Babiâli caddesinde az değildi Bir memleketin vaziyetini, hususiyetini, yüzü tanımıyanlar, o memlekette her vakit davalarını kaybetmişler- dir ve kaybedeceklerdir. İnk:lâplar, ideal şuurunu katı realite * kabı içinde saklamazlarsa, yalnız düşünürler ve görmezlerse, kendilerini dar bir yuvarlak içine hapsederlerse, kiş sinekleri ka- dar kolayca avlanırlar. Sekiz taraftan öne sürülen çiçek demetle rinin her yaprağı arkasında süslü bir nazariye öksesi saklanmış- tir: Tutarsanız elinizden, koklarsanız. burnunuzdan tutulur; sunuz. Sekir verir diye şıra bile işmiyen Derviş Mehmet, muallim Ragıp'ın damarlarmdaki demokrasi şarabı zemzem gibi tas fas, avuç avuç kursağına indirdi. izim demokrat, lâyik, liberal muhalefet çocuğunu, “Balıke- ir,, de.bir tekkede yatırıp kaskete yarım keçekülâh biçimi ve- Ten müritler büyültmeğe çalışmadılar mı? Dİ RİN İN İİİ TR a Yönşınulh ner iri: Siirt Niohumsı AHESTE Derviş Mehmet ölüler arasındâdır. Manisada| 12, Menemende 25 kişi tevkif edilmiştir. Hüdise ile alâkadar 72 kişinin tevkif edildiği Manisadan bir manzara. i Sükün ve kanun vazi- yete tamamen hâkim! Hâdise nasıl başladı, nasil bitti ? Tinde kanı kurumamış genç arkadaşlarının, ve Şeyh Saidin ka- Ankara, İzmir, Menemen, Manisa muhabirlerimiz hödisenin bütün tafsilâtını veriyorlar. Manisadan gelen, derviş Meh met namında bir yobaz başı na topladığı bir kaç yobazla “şe riat isteriz, diye Mencmende | irticai bir hâdise ettiğini, fakat malarımız ile vu demeden sonra bu hareketin! dastırıldığını ve ön ayak olanla rın itlâf edildiğini dün yazmış-| tık. Bu hâdisenin evveliyatı ne suretle hazırlandığı ve nasıl bas | İzmir Valisi hazım Paşa tırıldığı hakkında: İzmir muha- birimizden aldığımız mütem- mim malümatı sırasile neşredi- girerek müezzini tehdit etmiş ve üzerinde “İnnafetahna,, yazı Lı bayrağı cebren alarak kafile- başına koymuştur. ŞERİAT İSTERİZ Derviş Mehmet önünde “ na fetahna,, yazılı Sancakı şerif çıktı, ne du- rüyorsunuz, müslüman olanlar bu bayrağın altinda toplansın- larış diye bağırmış, bu kabil da ha bir takım sözler söylemişti Halk bu serserinin sözlerine gene ehemmiyet vermemiştir. FEDAKAR BİR MUALLİ- MİN ŞEHADETİ Serserilerin bu hareketlerini gören ihtiyat zabiti muallim Ra gıp Kublay B. kendilerine yap- tıkları şeyin fenalığından bahse derek bazı nasihatte bulununca ve onları götürmeğe tesebbiis edince Mehmet ve arkadaşları derhal gencin üzerine hücum e- derek kendisini evvelâ yarala- İmışlar, sonra kafasını keserek bayrağın hili ve bir kaç mürteci fedakâr muallimin kanı helâl dır diye içmişler ve daha büyük tezahürata başlamışlardır. © saplamışlar yoruz: HADİSE NASIL OLDU? İzmir, 24 (Milliyet) — Menc- mendeki irticai bir hâdise çıkar mağa teşebbüs eden nisa Nakşibendi teki derviş Mehmet namında ca bir yobazdır. Derviş o Mehmet, bu hâdis Manisada tasarla- mış, başına topladığı bir kaç mü ritlerile beraber tekkesini kapa tarak yirmi gün kadar” Zikir ve tehlilde bulunmuş, fakat derviş| Mehmet, Manisayı böyle bir ha rekete müsait görmediği cihet- le, başma topladığı dört beş yo bazla gece Manisadan hareket ederek ve dağlarda geceleyerek şefak sökerken Menemene vâ- | sıl olmuştur. DERVİŞ MEHMET CAMİ KAPISINDA “| Derviş Mehmet, Menemene, | girer girmez, “ben mehtiyim, | şeriat isteriz, diye bağırmış ve yanında beş müsallâh hempası bulunduğu halde o esnada hal- kın sabah nâmazmı kılmakta ol duğu camiin kapısma gelerek i- çinde bulunan cemaatı, kendisi- ne iltihaka davet etmiş, fakat bir kaç yobaz müstesna olduğu halde, diğer halk bu kara cahil dervişin ifsadatma ehemmiyet vermeyerek dağılmış, gitmiş- tir, Derviş Mehmet, kendisine bir kaç yobazın iltihak ettiğini gö- Demokrasinin ömrüne birdaha dua edelim, Be BERE irönce, vaiz've tahlillere “başla- we müritlerinden biri de camie CAMİ MEYDANINDA MÜ- SADEME Bu sırada cami meydanına bir jandarma müfrezesi gelmiş ve serserilerin toplandıkları mey- danı abluka etmiştir. Müfreze kumandanı mürteci- lere teslim olmalarmı teklif et- (Devamı 5 inci sahifede) YLitvinof Rusya Hariciye komiseri Dünkü bazı gazetelerde Sov- yet Rusya hariciye komiseri M. Litvinof'un istifa ettiğine bir haber intişar etmiştir. Mevsuk surette — aldığımız malâmata nazaran bu rivayet temamile asılsızdır. yobaz da bul dair Gazi Hz. Edirne mektepleri- ni'ziyaret ve falebeyi irşat ettiler: Edirne 23 (A-A.) — Reisicüm- hur Hiz; bu gün “öğle üzeri oto wobille Edirnenin 12 kilometro garbında hudut üzerinde Kemal köyü mer'asının Meri; sahiline yiderek bu köy halkı ile bir çift- “ik sahibi arasındaki arazi ihtilâf. Bi mahallinde tetkik buyurmuş” la: ve köylülerle konuşarak Edir- m /e avdet etmişlerdir, Ediner 24 (A.A.) — Reisicüm- hu. tiz, bu gün Edirnenin maarif müesseselerini teftiş buyurmuş. lardır, Öğleden evvel kız ve mual- lim mekteplerile erkek lisesini, öğleden sonra kız ve erkek şehir yatı mekteplerini, muhtelif orta mektebi ve sanayi mektebini gez- mişlerdir. o Girdikleri #ormuşlardır. Erkek muallim mek tebi son sınıfında üz, ceki cemiyetlerin ferilerde aradığı ev- safı talebeye izah ediyordu. Tak- ririn sonlarında muallim namzetle- irşat için kendilerine birkaç söz söylemesini Gazi Hazretlerim den rica etmiştir. e Müşarünileyh ilk insanların ve iptidai cemiyetle- rin korkuya müstenit ahlâk ve terbiye sistemini izahtan sonra demokrat cemiyetlerdi fertlerin nasıl bir terbiye alması lâzm gel- diğinden bahsetmişlerdir. Heyeti içtimaiyeyi en büyük kuvvet men- ba: ve menşei telâkki eden bir sis. teme de ferdin cemiyete karşı ve- sifesi her şeyden evvel onun istik- İâl, huzur ve refahı temine çalış. mak olduğunu anlatmışlar ve en iyi fert kendinden ziyade mensup olduğu heyeti içtimayeyi düşü nen onun aza mevcudiyeti” ne ve saadetine vakfı nefseden in- sandır demişlerdir. Erkek isesin- de talebe yemekte idi. Rei hur Hiz. mektebi gezmiş ve tale. be ile konuşmuştur. Sanayi mek tebinde imalât atelyelerini dolaşa- rak usta ve çıraklarln yaptıkları işler hakkında — görüşmüşlerdir. Gazi Hz. maarif müesseselerinde- ki musahabelerinden memnun kal- mıslardır. Vilâyet makamını ziya- retten sonra dairelerine avdet ba- İİ yarmuşlardır.. Mekteplerde tale- benin ve biriken hal idi, Yarm İstanbula hareket edilmesi muhtemeldir. Başvekilimiz Bugün Ankaradan harekeli muhtemel ANKARA 24, (Telefonla)— | Başvekil İsmet Paşa Hz. nin ya rın akşama İstanbula harcketi| kuvvetle muhtemeldir, İ Londra sefirmiz Ferit B.de kendisine refakat edecektir. Pa- ris sefirimiz Münir B. inde ya- rn veya ertesi gün hareketi mukarrerdir. MİLLİYET Anadoluya bir muhabir arkadaş daha gönderiyor.. Milliyet, Anadolunun her ta-| rafında tetkik seyahati yapmak! ve müşahedele- rini bildirmek ü zere © umumi muhabir olarak £ yeni bir ardaka. daş daha izamı nr kararlaştır- mıştır, Mevcut muhabirlerimi zeve istihbar teşkilâtmıza in zimamenAnade Toya gidecek olan bu arkadaşı- muz sabık valilerden Fuat B.dir. İlk seyahatini Balıkesir ve havalisine yapmak üze- re bir kaç güne kadar hareket edecektir. Fuat Bey o havalinin ihtiyaclarını tetkik edecek, halk İile temaslar yapcak ve müşahe İdelrini mektup ve telgraflarile| İ“Miliyet,e bildirecektir. Bu su| İretle Milliyet sütunlarını hal- | kımızn dileklerine daha yakın-! dan ve daha esaslı bir tarzda makes olacağını ümit ve tah- rain ediyoruz. İda hallettiklerini İ yesini icap ettirecek bir hareket İbulunmadığını, ders saatlerinin BUGU! amlı 2 nci sahifede Taribi izirikü At ariel ve son habe © üncü sahileği 5 4- Di hi ine göre 4 Pi mesele Fen fakültesinde Jeoloji is- tasyonu mi M. Hovas ile Hayvanat müderris muavini Â- dem Nezihi B. arasında ayni sa- atte bir dersaneye girmek yü- zünden cereyan eden ve Darül- fünunda teessürle £ karşılanan hâdise tahkikatı dün ikmal edil di. Hayvanat omüderrisi Ali Vehbi B. ve M. Hovas dün sa- İbah müştereken fakülte reisi ve Darülfünun emin vekili Musta- fa Hakkı Beye müracaat ederek günlerden beri bir ders saatinin tedahulu meselesinden çıkan dedikodulardan çok müteessir olduklarını, ortada bir sui tefeh hümden başka bir mesele mev- cut bulunmadığını, bu ders sa- ati meselesini de kendi araların söylemişler- dir. Halbuki bu temastan biraz evvel M. Hovas kendisile görü- şen gazetecilere, hâdiseye Â- dem Nezihi Beyin sebep oldu- gunu, binaenaleyh kabahatlı ad dedilmesi lâzım geldiğini ifade etmiştir. Anlaşıldığına göre, i- ki tarafta, bazı müderris arka- daşlarınm tavassutlarile mese- lenin kapanmasını muvafık gör müşlerdir. Mustafa Hakkı B.dün ak- şam bir muharririmize demiştir ki: — Tahkikat bitirdik. Bu tah kikat neticesine nazaran ortada alâkadarlardan hiç birinin teczi- yoktur. Zaten M. Hovas ve Ali Vehbi B. bu sabah hiç bir davet vaki olmadığı halde fakülte ri- yasetine geldiler, meselenin ba- £1 gazetelerde gösterildiği şekil de olmadığını, ihtilâfın ders saatlerinin ayni zamana tesadüf etmesinden çıktığını, bu o pro- gram yanlışlığının düzeltilmesi- Ie meselenin halledilmişolacağı nı söylediler ve dedikodulardan çok müteessir olduklarını, ara- larında şahsi bir mesele mevcut tedahülü meselesini tashih ede- bileceklerini ilâve ettiler. Bu suretle bence mesele ka- panmıştır. Yaptığımız tahkikatın neti- cesini, tavazzulı eden Va; tü yarın (bugün) toplanacak olan fakülte meclisine izah edeceğiz. Ortada tecziye edilecek kim- se olmadığı kanaatindeyim. Fa kat son kararı vermek fakülte| Bü sene lik maçlar mutat hi- İlâfına çok geç başladı. Bunun (7 esbabını sporla bir az alâkadar | olan herkes bilir. Yalnız ge- çen hafta olduğu gibi bu hafta da Taksim stadı mühim maçla- ra sahne olacaktır. Beykoz - İs- tanbulsporla, Beşiktaş - Vefa i- karşılaşacaktır. Tuhaf bir tesadüf eseri ola- rak lik maçlarının ilk © haftaki galipleri bu hafta karşılaşıyor- ar. Ne zaman, birinci smıf b i takımımız çarpişsa memle İkette pek büyük ve derin bir a- lâka ve merak uyanır. Maçtan de F. özak Içilmatar ediyor giliz Hirast on par, ır brladı öneli sahif: is. Felek ey Raina İrtica doğduğu gibi boğuldu!.. i Fenfakültesi hâdisesi dün kapanabildi.. İki müderris barıştılar; mâamafi bugün fakülte riyasetine arzedilecektir Fen fakültesindeki hâdiseyi tetkik eden faktlte' relsi Mustafa Bey meclisine aittir. Meclis Jüzum görürse tecziye kararı verebilir. Ankarada bulunmakta olan Darülfünun emini B, de telefon la meseleyi sordu. Kendilerine, işin izam edildiği şekilde olma dığını, ciddi surette takip edil- diğini bildirdik. M. Hovas ile Ali Vehbi Beyin müvacehe edil dikleri ve meselenin kapatılma- sı için çalıştığım doğru değil dir. Mesele kendi kendine kâ- pandı. Bütün alâkadarların tah- iri cevapları bunu” . teyit et mektedir, Derslerine girmiyen talebe- nin tecziyeleri mevzuu bahs de- Bildir. Yapılan şey sadece ademi de- vamlarının tesbit edilmesidir ki bittabı bunün imtihanlar için &- hemmiyeti vardır. M, Hovas ta müderris muavini B, dc oders vermekte devam edeceklerdir. Hattâ M, Hovas'a mümkün ©- Jursa haftada iki saat ders ver- mesi rica edilecektir.” Fen fakültesi meclisinin bu- günkü içtimamda iki tarafta kendilerini müdafaaya hazırlan mışlardır. Darülfünun da ilk defa vu- kua gelen bir dersi paylaşama- mak meselesinin kapanmış ad- dolunmasma - rağmen (o bu içtimada çok hararetli ve gürül- tülü münakaşaları mucip ola- cağı ve bilhassa hâdiseye sebe- biyet veren program yanlışlığı- nın muahaze ve tenkit edileceği söyleniyor. Ali Vehbi B.M. Hovas'ın Jeoloji istasyonundaki meşguli- yeti dolayısile hayvanat dersine gidemiyeceği zannile mun ni gönderdiğini söylemekte disenin mes'uliyetini hiçbir kim se üzerine almamaktadır. Fener - Galatasaray yarın karşılaşıyor 1931 senesi şampiyonasının bu en mühim maçını hangi takım kazanacak ? le, Fenerbahçe de Galatasarayla

Bu sayıdan diğer sayfalar: