i | İ İ ği k ——4 — VAKIT5 Teşrinsani 1 Günün Siyaseti Mısırda mühim vakalar | Bir müddetten beri Mısırda çok mü- him hâdiseler vuku bulmaktadır. Mısır kanunu esasisi değiştirilerek yeniden İ- lân edildi. İntihap kanunu tebdil olun- du. Eski meclislerle vilâyet meclisleri feshedildi. Eskiden bu gibi hâdiseler Mısırda azim nümayişlerle, protestolar la karşılanırdı. Halbuki bu sefer böyle bir şey vuku bulmadı. Yalmz Mısırın başlıca fırkaları, hükümetin bu icraati- nı tasvip etmemekle, hükümet aleyhin- de neşriyat yapmakla iktifa ettiler. Da- ha birkaç ay evvel kanunu esasiye mu- halif sayılan bir hareketi, kanlı teza- hürlerle karşılayan kütlelerin bu sefer! yalnız neşriyat ile kanaat etmelerinin sebebi ne olabilir? Bunu anlamak kolay değildir. Fakat sekiz sene devam eden mütemadi tezeb- züplerden bıkmış olduğudur. Şiddetli 930 Zırrr.. kapı çalındı... İhtiyar kaptcı| kapıyı açtı. Kapıyı çalan bir gözü mağ- ripte, bir gözü meşrikte şaşı bir herifti. İhtiyar kapıcı herifin yüzünde meyme- net görmedi. Kapıcı hem şaşılardan nef | ret eder, hemde şaşı ve meşhur bir kasa! hırsızı olan (Bobi) den çok ama pek çok korkardı. l muhakkak olan bir nokta halkm, yedi) Ona —“ne istiyorsun”— diye sordu.| Şaşı adam cevap verdi: “— Ben telefonu tamir edeceğim. İki şaşının marifeti GÖMLEK EE Fransız: dan Böobi çok dolaşmadı.. İşi becerdi. ... Ben başka bir yere iltica etmek mecburiyetindeyim Daha ertesi günü mücevherei evinde! is; dadı neşeli neşeli kahvaltı ediyordu. Şaşı bir) “7 iş i, bizi çok fena bir za-Jidi. Onunla münakaşaya imkân yoktu. manda biraktın. Başımızdan geçenleri| Fakat Naile onun susmasını beğenme. adam Yanma geldi. “— Sizinle dedi, hususi bi bilsen Han ağlarım. Sanki Hazreti Os|di: Ca r surette) konüğükalik manı öldürmek kâfi değilmiş gibi onu (— Leylâ, dedi, hakir değil miyim? Mücevherci, derhal: aa ez son vazifelerden de| Bu adamlardan intikam almak icap et- “ z rum etmek istedler. Onun cenaze mez mi? Haşim oğullarının, Ümeyye ©- '— Peki, dedi, konuşmağa ladı-) e v başi sini kaldırmak istemediler, Onun kab-)ğullarına karşı olan bu çirkin tecavüz- ristana gömülmesine itiraz ettiler. Za-Jlerini, bu mülevves cinayetlerini ceza- vallının cesedi bu üç gün evde kaldı. landırmak lâzım değil mi? lar: Şaşı adam yekden: bir iktisadi buhranın buna inzimamı hal)? Hhakika telefon bozuktu. İstemiye, is- kın ıstirabını kat kat artırmıştır. Hajk| temiye, şaşı adamı içeri bıraktı, ama. milkerrer defalar reyini izhar etmiş, Heriften de şiiphe ediyordu. Ya bu fakat bundan bir netice elde edememiş.|9dam meşhur kasa hırsızı Bobi ise. tir. Harici meselelerin haline bir kaç) M9 999İ ken m. , defa teşebbüs edilmiş, fakat her defa- sında bir takım Âmiller müdahale ede.| herifin elinde öyle vesikalar vardı ki, rek bu teşebbüsleri akim bırakmıştır. | bu adam telefon şirketinin memurların Bütün bu ahvalin Mısır halkında bet) dan başka bir şey olamazdı. Kv binana bir tevekkül tevlit etmesi, tabir) , 90977 telefonu başma kadar götür. görülmek icap eder. dü. “ Ben, dedi, sizin kasanızı soymak için gelen adamım. Fakat sen daha ev- vel mücevherleri aldın, Brüksele kaçır- dım. Sigortadan, bir milyon frank ala- caksın.. Anam, Anladın ya bizi de hatır dna 'dur etme! Şaka, maka anlamam... Hakkım olan oskileri say baaklım. Mücevherci kendine sahte bir çeki dü zen verdi: Cesedin taaffün etmesine ramak kaldı. o — Fakat Haşim oğulları bizi müda- Bu adamlar, muhakkak ki mümin de- faa etmediler mi? Ali iki oğlunu bura- ğildirler. Mümin olsalar, hiç olmazsa ya göndermedi mi? Onlar da bizi mü- onu öldürdükten sonra artık ona dokun'dafaa etmediler mi?,. mazlardı, Onun cesedine de hakaret et-| o — Ne müdafaası kızım! onlar İstese- mek istemezlerdi. Fakat bu mel'un|ler, muhakkak ki, bu cinâyet vukubul- müfsitler, bu habis <aniler hiç bir şey- mazdı. Onlar, Hazreti Osmanın etrafın den perva etmiyorlar, Nihayet bu gece'da birleşerek, müfsitlere mukavemet et Srtkı paşa hükümetinin tensip ettiği son tadilât Mısırda dahili bir istikrar teminini istidaf ediyor. Acaba kanunu esasinin tadili ile intihap kanununun Şaşı adam telefonu tamir etti. Gitti. Akşam mücevherci evine geldi. Ka- pıc: — Bugün dedi, bir şaşı adam geldi, Kasa hırürzı şaşı Bobiye benziyordu 8- “.- Efendi, sözlerinizden bir şeyler üç beş adam kalkıp geldiler bir kapıyı) miş olsalardı müfsitler çil yavrusu gi- anlamıyorum, ne demek istiyorsunuz, söktüler, onun cesedini kapımın üstüne bi dağılırlardı. Onlar oğullarını buraya zannederim sizin biraz paraya ihtiyacı- yerleştirdiler ve alıp götürdüler, Geri- göndermekle bizim gözümüzü boyamak nız var size biraz para vereyim. Söyle| "İRİ bilmiyorum. istediler. Neye kendileri gelmediler?... yiniz ne İstiyorsunuz... Kİ Teyzeciğim. Onlara ben de rasgel| Neye müfsitlere karşı meşhur kılıçları- “.— Beş bin frank. > Koşa koşa gidioyrlardı. nı sallamadılar... Kızım Leylâ! sen on “— Pek âlâ, alın bu parayı gidin “7 Koşa koşa mr gidiyorlardı. Demek'ları müdafaa etme, onlarm hepsi he- tebdili bunu temin edecek midir? Buna musbet bir cevap vermek çok!'"a telefonu tamir etti.. müşküldür. Belki Mısırda bir dereceli £ Mücevherci kapıcıya: intihabın kabulü, nabehenigâm bir hare. ( “— İyi dedi, telefonu tamir ettirdi- kettir. Fakat bütün mesele bu mudur?|£İne İYİ ettim. Biraz düşündü. Ben bu- Hattâ kanunu esasinin meclise verdiği ÜN Brüksele gideceğim yarın döne- salâhiyetler, fazla telâkki edilebilir, fa-| TİM kat bir iş görülmemesini icap eden â a seal ağ BİSMİL eşi özür Metiğrkiri elüö'gölale Bu meselenin bütün iç yüzü Veft fır. die Kapıcı horlamağa başladı. Bebi eve kasma karşı hissolunan bir takım süp- helerdir. Bu şüphelerin mahiyeti, haki-| Mn içinde elmas değil, kırık bir cam- kati nedir? bile bulamadı. Bilmiyoruz. Fakat bütün yapılan ta.) (Ertesi gün gazeteler şöyle bir haber dilâtm hedefi, Vefdin ekseriyet kazan.) neprettiler: mâsına mani" olmaktır. Bunu Sıdkı pa-| ( “— Mücevherei Gilem Blev) in evi- bir hirsiz girmiş kasayı kırmış, bir şa da açıktan açığa söylemektedir. oj”€ * halde Veft fırkasnı iktidar mevkiin.) milfon fratıklık mücevheratmı çalmış. den uzaklaştırmak Mısırda bir devlet! 17. Çalınan mücevherat (5) kum. irdi. Derhal kasayı kırdı. Fakat kasa. bundan sonra namuskârâne yaşayınız. Beş bin frank eğer hamuskârane bir İşi miyeyim?.. Kafanızı kırarım... tahmin edersiniz? Parayı alıp çıkacak m! zanediyorsunuz. O halde herifin ce- İvabmı dinleyin: Şaşı adam, olduğu yerde durdu. “— Beni dedi, şaşı olduğum için İn- tihap ettiler. Ben sigorta memuruyum.. ml ği İki saat sonra, şaşradam, bir kahve şehidin cenazesini kaçırıyorlardı. Yazık! bu millete! fakat emin ol ki Leylâ! bul gömleğini ve benim doğranan par- maklarımı Şama gönderdim. Beşir oğlu bütün Emeviler harekete geçecek ve bu şehidin İntikamını alacaklardrı. — Güzel amma, intikam kimden alır nacak?!,.. İ — İntikam bu katilleri üzerimize mu sallat edenlerden alınacaktırtır. Leylâ fazla bir şey sormadı. Fakat Naile devam etti: a LER — Bunları üzerimize kimin musallat! dtetir, sap vereceklerdir... Naile hem söylüyor, hem hıçkıra hıç- tutmak isterseniz İYİ bir sermayedir. cinayetin intikamı almacaktır. Ben ha kıra ağlayordu. Leylâ mevzuu değiştir- Faakt bir daha sizi etrafımda gör- disenin vukunu müteskıp Osmanın kan! mek istedi ve babasının cesedine ne ya- pıldığmın sordu. Hazreti Osmanın müdafaası esnaşın- Şaşı adamın beş bin frangı adlıktan Numan buraya geldi ve bunları alarak| da ölen (Yezidin) ne olduğunu bir kim- sonra bu sözlere me cevap vereceğini) derhal Şama hareket etti. Emin ol ki). pirmiyordu. Naile, hemen evin Kayyımını çağırdı. Yezide ne olduğunu sordu: Kayyım ce- vap verdi: — Yezidin cesedini bugün yassıdan sonra gömdük. Hazreti Osmanın kölele rinden biri de onunla beraber gömül- Tritmedi) siyaseti olmuştur. Acaba bu tedbirler neticesinde Veft müzmahil olacak mı? Yoksa, her şeye! rağmen gelecek intihapta gene bir ek- seriyet kazanacak mı? Bunu pek yakın | Yunea küplere bindi.. Mücevherciye bas|bir Ati gösterecektir. d.R. Rayiştag komisyonunda Rayhiştag hariciye komisyonu geçen günkü içtimamda dördü milliyetperver ler ve biri komunistler tarafından veri- len beş takrir hakkında kararını verdi. Bu takrirlerden bir kısmı (Versay) mu &hedesi ile (Yung) plânının lâğvını di- ğer kısmı ise tadilini talep ediyordu. Daha komisyon müzakeratına başla- madam Başvekil Her Brünning parlâ- mento dehlizlerinde muhtelif fırka İi- derleri ile temasta bulunmuş ve harici ye komisyonunun vereceği kararların (Rayş) siyaseti hariciyesini ihlâl etme- mesi için bunların hissiyatı vatanper- veranelerine müracaat etmiştir. Başve- kil Alman siyaseti hariciyesinin 14 teş- Tinleveldeki hükümet beyanatını nakız olmamasını ehemmiyetle tavsiye etti. Başvekilin kararını müteakıben komis- yonda bulunan hariciye nazırı Mösyö Kürtyus ile maliye nazırı (Diyetrih)ın panyası tarafından bir milyon franga sigortalıdır. Bobi bu haberi gazetelerde oku- tıküfürleri... “.— Vay dedi imanı kandilli İma bizi atlattı hal... Görür ol... SUTUNLARDA SE YAHAT Acınacak halde kim? Bir maarife hücum . Haklı olsaydı, bücu- mu müspet neticeler verecek mahiyette bulunsaydı, en evvel biz alkışlardık. Fakat mes'elenin iç yüzü böyle deyildir. Omrünü maarife vak- fetmiş bir adam sıfatı ile işi yakından takip etmekteyim. Bu hücum mektep müdürüne çıkışmakla Di Bir gazeteye nasıl geçti ğım bu kemer ya ed terk 2 örtme abuk sabuk Jâkırdılar (ovardı. Mektep müdürü, mektepte otu- etiğini bilmiyor musun? Ebubekirin oğlunu görmedin mi? Onun maksadı Osmanı öldürmek değil miydi? Biz ye de de öbür şaşı Bobiyi buldu: i “— Mücevherci, dedi, iki saat var ki amaaa mene manset maeraraRate beyanatı tesirini gösterdi. Sağ cenahlile meşgul olmaktadırlar bu teslihat firkalarının birçoğu Hitler taraftarla.|dünkü dost devletlerin yekdiğerine kar rının iddialarını nazarı dikate almıya-|şı sarf için topladıkları taarruz ve mü-| rak takrirlerin reddi hakkında karar/dafan kuvveti mahiyetinde olabileceği! verdiler, gibi her hangi bir sebepten dolayı Al Komisyon bu takrirleri reddetmek.|manyaya karşı yapılacak bir taarruza Te beraber halkçıların ve milliyetperver|da hizmet edebilir. lerin müştereken verdikleri bir takriri| : Bir fransız gazetesi Rayhiştag hari- kabul etmiştir. Bu takrirde Almanya-|ciye komisyonunun kabul ettiği takriri nm silâhtan tecrit edildiği halde diğer| (hayasız) kelimesi ile tavsif ediyor. hükümetlerin teslihat ile meşgul olma-| Fransız şövinistlerin noktai nazarla. larının Almanyanm âtisi için mühim 'rınca bunun böyle telâkki edilmesi pek! bir tehlike teşkil ettiği ileri sürülmek-| tabildir. | te ve diğer devletlerin de Almanya ka Ancak şurası da muhakkaktır dar silâhtan tecerrüt etmeleri hakkın-|bir milletin yirminci asırda eli ayağı! da hükümetin kat'i müracaatin bulun-|bağlanarak her an tehdide maruz bıra. ması talep olunmaktadır. Hariciye ko-İkılması imkânsızdır. Damoklesin kılrer- misyonunun kabul ettiği bu takrir cali-İnı Cermanlığın başında daima sallan- bi dikkattir. Filhakika Fransa olsun di|dırmak istiyenlerin bu emellerinden er ğer itilâf devletleri olsun Almanyanm)geç vazgeçmeğe mecbur olacakları ise| silâhlanmasına asla müsaade etmedik-|pek tabiidir. leri halde kendileri durmadan teslihat M. Gayur kodesi boyladı. Şimdi gelelim seninle hesabımıza. Sen mahir bir adamsın, kumpanyayı! milyon franklık bir zarardan kur:i tardın. Kumpanya sana on beş bin frank mükâfat verdi. Al şu hisseni, 1m. nes samsara rur, yer içermiş. Mektep müdü- rü mektebin hamamında yıkanır- mış. Talebeye fasulya pilâv ve- rirmiş... Bir mektep müdürünün mek- e yi: mesi cürüm i e yn da 22 En tabii bir hakkı kabahat şek- linde ortaya atmak -eğer bilme- mekten ileri geliyorsa - feci bir şey olur. Bilmemenin de manası i daha az acı değildir. Çünkü onları yazanların mek- tep görmediklerine inanmak lâ- zım gelir ki bunu düşünmek bile istemiyoruz. Bugün de başka bir cepheden gene mekteplere hücum ediliyor: Sabahları ders saatinden son- ra kapılar Kapanıyor ve geç ge- lenler içeri alınmıyormuş. Elbet- te ahumaz mektep ban ve otel değildir. Yıllarca çocuklar arasında yaşamış bir heyetin ittifakla ver- diği bu karar basit bir şey mi sanılıyor? Mektep, çocugun yalnız kafa- sını mn ruhunu teşkil etmi- ye, seciyesine veçhe ve istika- met vermeğe de çalışır. Her işin başında devam vardır. Der- sine vaktinde yetişmiyen çocuk noksan talebedir. Sıs, fırtına gi- bi günlerde deniz aşırı gelen uklar mazur telâkkı edilir. a bırakılmaz. Ecnebi mektepleri hakkında en çok ve en şiddetli yazılar yazanlardanız. Fakat gazetenin dedikleri doğru değildir. Bizzat tişmeseydik Mehmet onu hemen öldür miyecek miydi? — Hayır, teyze! Mehmet bana yemin etti. Onun maksadı Hazreti Osmanı öl dürmek değildi. — O halde neden duvar aşarak geldi? neden yol kesenler gibi eşkiya gibi içeri girdi? Neden Osmanın sakalına yapıştı! ve onu tehdit etti?.. Kızım sen hâlâ şüphe mi ediyorsun? Onu ve arkadaşla rını kimin gönderdiği besbelli! — Onları Hazreti (Ali) nin gönder diğini mi söylemek istiyorsun ?.. — Tabii değil mi? Onları başka kim gönderebilir?.. — Teyzeciğim, (Ai) nin günahma| girme, All, böyle bir sey yapmaz. — Yapmaz, amma, hırs insana her şeyi yaptırır. Onlar Hazreti Osmanı öl dürmekle bizi zaif düşüreceklerini, ik bale ereceklerini zannediyorlar. Aladnı yorlar. Yarın görürler. Leylâ, yine sustu. Naile çok sinirli ben, kendim bir kollej bocası- yım. Diğer altı arkadaşımla be- raber proğramda yer almışızdır. Türk Jisanının, Türk nüfuzunun en küçük bir hürmetsizliğe uğ- ramasına şimdiye kadar müsu- ade edilmemiştir. O halde olmıyan şeyler niçin yanlıyor? Maarif işlerinin yarım yamalak tetkikler ve ortaya ko- nan delillere nazaran gözü ka- pah bücumlarla ortaya dökülme- sindeki sebep nedir? Mubalif, omüuvafık O herkes'n Bozuk vezinler Ti Tasviri Efkâr çıktığı za- mandanberi bilirim, Daver Bey manzum yazıların vezinlerini bozar. Şimdi bizim Sadri Etem ona şayanı hayret bir hayrülbalef yetişti. Hatta o dereceye Kadar ki geçenlerde vezni bozuk ola- rak bir dostün hatırında kalmış olan bir mısraı Sedriye ezberle- tip okuttuk Hikmeti huda tam vezinli bir hale geldi. Bu vezin bozma illeti de nez- le gibi, öksürük gibi, grip gibi sari bir hal aldı... Bir hayli man- zum yazı yazmış olan Valâ Nu rettin bile, bir makalesinde meş- hur ve mabul: i “Bu mahzende oturmaktan semen İzeldi Sezaiye, mısratml: “Bu mahzende oturmaktan geldi se- (men Sezaiye, şekline koymuştu. Bu gidişle yakında vezin boz“ mıyanlarla eğlenecekler galiba... * Tiyatro mektebinde "Tiyatro mektebine (o girmek istiyenlerin evvelkigün im- tihanları yapılmış. Imtihanın yapıldığını gazeteler ber vermiyorlar. hörmette birleşecekleri mukad. des varlıklardan biri de mektep- tir. Onlardan ulu orta babsetmi- yelia. Hele gazetelerin bu işe karışması çok fena tesirler ya- par. Şahsi kinleri söndüremiye- cek kadar gönül asaletine malik değilseler gayız bıçağını başka. dairelerin eşiklerinde bilesinler. Seyyah | yazıyor. Fakat ne sorulduğunu hs” | | Bizim haber aldığımıza göre b# taliplere “şaire dayak,, isimli bir komedi temsil ettirilmiş, bunda | en iyi muvaffak olanlar mekteb€ kabul olunmuştur. Talebeye ayrıca Vasfi Rıza B» tarafından mizahi bir mev?9 verilmiş, bu suretle de okuw vei kalemiyeleri anlaşılmıştır. Toplu Iğne