A . Y SX mülâkat... Türedi Beylerle teşerrüf — 29 2 m sefarethanenin büyük salo nda muhteşem, muazzam bir balo ve Tildi. Bem ne balo! Gençler ve hatta genç olmıyanlar mevlevi çi, dl m ervişleri ogibi dönüyorlar, Bir büyük devletin resmi günü idi! İyorlar ve ediyorlar ve ediyorlar- — Devletin mali ve iktisadi politikasi bıyık altından tenkit edilir. *. — Milyonerin hiç işi yoktur. — Milyonerin hiç vakti yoktur. — Milyoner milyonları ile değil .|başka meziyetleri ile iftihar eder, «Cihan harbi bu milyonerleri çoğalt- tı. Yalnız bizde değil, Küreiarzm her! ka vfeye giden koridorun kuytu bir) köşesinde ve her nahiyesinde. Milyon- kvilenmlar saçasaktaydı; *derim, Yük m de kay PEŞ ibi azamet, heybetle, ve: * — Evet! demeğe tenezzül buyu Ayak üstü konuşurken söylenilen kapabildiğim bir kaç tanesi: demiştim, ey maliye vekili| Ford, Astor ve Rochfeller'e halef göste U yapma! Sonra pişman olursun.|ren Serencam Bey fransızcayı, dahı Mese bankasına nasihat ettim; — Ben bun anlattım 7 Bu ciheti “Bangue de Paris, mür' ürüne Ve defa yazdım... — Amerikada giriştiğim bir liman ve mhitım işinde... — İsveçliler işten anlamazlar; ken dilerine bir defa söyledim... ufak bir mehi, — Meşhur.; bankası müdürünü sof. Tama davet etmiştim... Bu gibi sözleri işiden frenkler hay! tyorl Bin İYoner etmedim. Siz hiç mü? Elbise mutlaka uygun olmıyacak, Ol lelâde bir insana adi gli Ban teki zümrüt v dir. Kıravat milyonerliğin ci fındık cesametinde olmal, #aati küçük olamaz; her bali milyoner a “parlak,, bir bey tatlı dilile larla milyoner! ,»« Serveti zade merhum Berlin otel: Mösyö! Size Serencam “Beyi takdim; 'erinin yemeklerini çokluk beyenmezdi, her trenle Berline Tokatlıyandan ye Önerme yetiştirdiği en bü-| mek getirtirdi. s.s Zehep oğlu, Viyana dönüşünde gg“ Bey hiç “estagfürullah, karısına 3,000 iskarpin getirmişti. Her or; sanki bir rütbesinden bahse-|harp milyonerinin o sağında, solunda, ,İ“kiramen kâtibin, melekleri gibi bir Artin ve bir Vangel bulunur, lâkin gö- rülmezdi. Serencam Beyin bu tipten ayrıldığını kaydedelim. Onun ne Kirko- ru vardı, ne Andonakisi, Sefarethanede! kendisini bir iktısadi deha gibi geçiren, doğrusu parisliceyi bir frenk züppesi! şivesi ile söyler, Geçmiş zaman içinde günde dört mecidiye kazandığı olurdu. Ekseriya ee nebilerin pasaportları vize ettirirdi, defteri hakanide olan işlerini bitirirdi, Ara sıra onlara tercümanlık ederdi, Harp, bir bomba gibi gürledi. Milyo- ner frenkler apışa kaldılar. O devrin adamım geçende bana) hükümeti bunlarm servetleri Üzerine A gönderiyordu: 40,09) haciz koymak istedi. Serencam Rey frenklere: — Servetiniz şöyle kurtulur; hükü. mete ise: — Servetleri şu köşede! dedi. Fren «- lerden komisyon aldı ve onların adamı mali curt. cart, curt... Bir zen) Oldu. Yeci vücutça zayıf olamaz; bu oldukça mebnidir ki Serencam Bey del yeti dnz, > vi dı: 96 kilo 750 gram ka- Hükümetten rişvet aldı ve meşruti. in bendegânı sırasına geçti. Her iki tarafa hizmet etti, Bir milyön dltık frank kazandı. Mi)- atina size tasvir! yoner oldu. Kendi kendine: gördünüz — 1,000,000! Bu parayı kazanmak | İçin bir ihsan 1 — Çok akıllı, dâhi olmu- Bağl “İlr; 2 — Büyük iktisatçı maliyeci olma- "İl. Bu takdirde ben hem bir para dâhi- “İsiyim, hem sayılı bir adamım. Henüz! büyüktür ve ai eğ gencim. İhtiyarlığımda milyarder ola- 1 cağım, Ben bir şeyim... İberiki de: — a kazanırım. Hayal işledi. hazırlandı, tam 600: Cepte para olunca, bu para bir az da ötekine, berikineiyedirilince Serencam! Beyin büyük mnHyeci olduğunu öteki, dive tasdikte amennâ! zevk duyuyordu. Harp bitti, Mütareke oldu. Milli mi- cadele njilelti kurtardı, Sulh devri get- di. Harbin irili, ufaklı türedileri sonba- har yaprakları gibi düştüler, döküldü- ler. Lâkin Sereneam Bey demir kazık gir bi! gene milyoner, gene milyoner, geve milyoner, inadına milyoner, tepeden tr nağa kadar milyoner... Şöyle düşünüyor: — Ben gerçekten bir Iktısat dühisi yim. Evet öyleyim. Ve, asri bir dâhi; yim; modern bir iktısatçıyım. Siyase- ten bir miktar yardım görsem. Eski tüccarlar, rumlar, ermeniler, Karaman- lılar, çıfıtlar, tatlı su frenkleri ve geri adamlar! Bellerini kaldıramıyorlar. Ben ise, kaç devir geldi, getti, genc mevkiimi tutuyorum... Serencam Bey iktısadi tasavvufa tu- tuldu. Bir taraftan caka ediyor, öbür taraftan servetini bir kaç kat arttırmak için düşüncelere dalıyor, yabancı $ sar ve İş adamlarının yüz bir teklifini tetkik ediyordu. Derken: İzlanda adasında yaman bir iş çıktı: Heklâ yanardağının ateşin den istifade ile orada kuvvetli bir akt mülâtör fabrikası kurulması, Ylzde bir milyon kâr. Bodos, Yordan, Kasbar, Karekin, OBohor, Rufail efendiler; — Bunda hesap yok, Serencüm Bey: dediler. — Siz, hepiniz, Büyükada çamlarm- da dolaşan bir sürü eşeklersiniz; ceva bını verdi, Serencam Bey Heklâ isine girişti. Milyonları İzlanda beyabanlarına dök tü, Heklâ yanardağı bir feveran etti; Serencam Beyin serveti de onun altın- da kaldı. Geçen çarşamha birine bir yapar bi leti almak için seyahat acentesine git miştim. Bir gişenin üzerinde şu levha: asılı idi: “Pasaport vizaları,,. O gişenin memuru kim? Haydi, ba- kalım, tahmin buyurunuz! — Serencam Bey. — Ol. Serencam Bey; bu ne hal? Beyfendi bana hepinizin pek âlâ bildi- ğiniz bir masalı söyledi, Karı, kocâ © : Vücuda Zarar 3— VAKİT 16 Eylül Viyanalı profesörün keşfi için söylenen şeyler Tütün mütehassısl arımız verilen ha- beri şüphe ile karşılamaktadırlar Son gelen Avrupa gazeteleri Viyanalı profesör “Adolf Fran- ke, nin bir keşfinden bahset- mektedirler. Crğaranın ucuna serdlen bir maylile Bu keşif tütünde bulunan ni- kotini vücuda zarar vermiyecek bir hale getirmektedir. Bunu temin eden şey vücuda hiçbir | zarar vermeyen bir mayidir. Bu mayii bususi bir şişe içinde cepte taşınmakta ve içi- lecek wgaranın ağız tarafına gelen kismina bir parça sıkıl- maktadır. Mayi cıgara dumanında bu- lunan nikotinin yüzde yetmiş ila doksanını ve dumanda niko- tinden daha az miktarda bulu- nan zehirli maddelerden “piziri- | din,, in yözde altmış ilâ yetmi- şini zaptetmektedir. bir usulü vardır. Bu usulle niko- tinini çıkardığımız tütünler tabii kokularını ve renklerini kaybet- mezler. Yalnız bu ameliye bir iştir. Çok pahalıya mal olur. Bu tütünlerin memleketimizde satış kabiliyetleri yoktur. Bu itibarla şübemiz tütünden az masrafla nikotinini çıkarmak için yeni bir usül bulmağa çalışıyor. Bu husus- ta ecnebi memleketlerde yapılan keşifleri ve fenni mecmualarda yapılan neşriyatı dikkatle takip ediyoruz. Maalesef keşif diye ortaya atılan birçok iddiaların şarlatanlık mahiyetinde olduğu tetkikat neticesinde anlaşılıyor. geçenlerde Fransanın en büyük tütün mecmuasında tütünden ni- kotini çıkarmak için yeni bir usul bulunduğu bir makale ile bildiriyorlardı. Bu usulde kullamlınan mad- deden getirttik. Labaratuvarı” mızda yaptığımız tecrübelerde tamamile menfi neticeler elde edildi. Gazetelerde gördüğümüz bu keşfin eger ilmi bir kıymeti varsa fen mecmuaları bundan makalelerle bahsederler. Şimdiki halde kullanılan mayiin ismini ve formülünü bilmeden bir şey masraflı Dün tütün inhisar idaresi fen adamlarının bu hususta ne düşündüklerini öğrenmek istedik. Muracaat ettiğimiz fen şube- si müdürü Ali Osman B. bize şunları söyledi: — Tütünden nikotini çıkara- cak başımda lâf atıyorlarmış: — Ah!) rak bu maddeyi vücuda zarar- Hızır gelse... Hızır görünmüş, Benden) sız bir hale getirmek yeni bir üç şey isteyiniz, demiş ve kaybolmuş!) şey değildir. / Bunlar düşünürken kadınm aklına sw dendir. Kol düğmeleri aşık kem Plâtip.| | Dimağ işliyor, bir makine gibi işliİcuk gelmiş Pat! otaktan bir kangal Alafranga *rasta,, dedikleri ti, iği gihi| Yor, hiç durmuyor, ve, — Yaşasın harp!İdüşmüş: -—- Hay, menhus, dilerim ki disi, bütünü... Milyonerlikte : bin ta ken| İnsanlar öldükçe köyler, şehirler yan- bu sucuk bürnuna yâpışsım. Pat! sucuk — Siraret içilmez, yaprak Sizaraaı » puro) içilir. gaz Viski içilmez, Bronkz kokteyi. — Her sene artretism teda; İransız kaplıcalarına gidilir, — Türk parası ile bahşiş verilmez. Septen bir isterlin çıkarılır. BU KADIN KATILDE Yazan: &. S. Van Dayn Anlaşıldıyâ dedi, yarm sâat dokuzda.. Hata telefon et- Meyi unutma! “ VAKIT Sin tetrikas, zenginleşiyordu. “am Bey bir kokteyl getirtti: — Afiyet olsun bana! diye onu bir vİsi için hamlede yuvarladı. — Ben pek dirayetliyim. — Benim üstüme dalavereci yok. 83 ĞGİL bitinceyekadar kavunun havas ve fevsidine dair araba lâkirdı söyledi. mükâleme mevzuunu cinayete intikal etdirmek için © uğraşıyordu. Vans ora- — bile değildi. Nihayet yemek bitti, sofrayı kaldırdı. Bir cığara yakan Vans sordu; Araba hareket etti. (Vans pencereden « uzatarak bağırdı, — kuzum Markam, madam Platzın boyu nekadardır tahmin #dersin? sis İğ imi pe perşembe sabahı | O— Yen ai a Vans Ertesi sabah tam saat dokuzda | Elinde erer dl ay am, Vansın evinde bazır Na v bulunuyordu. Neşesizdi. Vans | | — Oj Ea Fi 'se her zamanki gibi yalnız alay etmek ve nükte yapmakla meş- düşüncelerimi Y not Bilin halinde dk danis 4 dıkça, millet tükendikçe Serencam Bey) karinin Buraundâ, Kalır üçüncü dilek.) tütün ve cigara Muhtelif memleketlerde ve bilhassa Viyanada' bulünan fab. rikalar vasi mikyasta bikotinsiz imâl ederler. Koca ne teklif ederse dinlemez karı Bu fabrikaların Ker birinin ken- — Ne kadar. akıllıyım, be! Serer) burnundakinin düşmesinde musir. Su-| disire mahsus bir usul ve “de- cuğu düşürmek için' üçüncü dileği is timal ederler. Hızır gelmiş, dile benden ne dilersin, demiş. Hepsi olmuş. Fakat eski tas, es ki hamam, koydum. Bakalım ne diyeceksiniz. Kâğıttaki yanları aynen kop- ya ediyorum: Hüküm Madam Anna Plalz 12 haziran gece: #i Alben Bensonu katletti. Mahalli hadise Ayni evde oturuyordular, Hadisenin tahkikat ile sabittir. hildeki bütün pencereler kapatılmıştı. Sokak kapısı kilitli idi, Başka girip çe) kacak yer Bensondan bir rd başını bile kaldırmıya lüzum gü: di, Kitap okuyordu. Bu halde ihtiya, takma ve takma dişlerini tak- maması da kadının katil olduğuna alâ) mettir. Çünkü Madam Platz bunları bilenler arasında ön safta gelir. Efendi muştu. onun yarında bu kusurlarını saklama- mayı itiyat edinmişti. Zaman dü maldan vukuu anında kadının orada olduğu e kurnazlıklarından biridir. nicotiniser,, ameliyesinde kullan- dığı hususi bir formülü vardır. Fabrikalar bunu bir sır ha- linde saklarlar. aresinin de kendi | yaşadığı için onu en münasip zamanda) Milim kolaylıkla kararlaştırabilir- di, Kendisini bekledi. Zaten saat kaçta avdet edeceğini giderken sormuştur. ni bu saatte öldürmekle cinayeti sokak| tan beraberinde getirdiği bir adamın meydana çıkarmak inhisar | söylenemez. Bu şeklin şarlatanlık olmayıp ilmi bir kıymeti olduğu anlaş” lırsa idaremiz de bu maddeden celbederek tetkikatla bulunur. Masrafsız olduğu anlaşılırsa belki memleketimizde de kullanılır.,, Rusyadan dönen deriler Memleketimizden (o Rusyaya gönderilipte Türk malı değildir diye iade edilen deriler tüccarı çok müşkül mevkie düşürmüş ve tacirler dün toplanarak Rus- ların çıkardığı bü müşkülât müzukere etmişlerdir. e Tüccar içtima neticesinde İktisat vekâ- leti nezdinde töşebbüsatta bu- lunmak üzere Ankaraya bir hey- re geceleri efendinin yanına geldiği za manlar onun işi kapıdan dinlemek, Ben sonu tarassut etmekii, Son zamanlarda Benson, işi açığa vurmuş, Mis Hofmana karşı sut niyeti tehlikeye girmiş oluyordu. Işte Madam Platz, bundan kurtulmak için efendisi. ni öldürmekte tereddüt etmedi. Mücevherlere gelince, bunları da ik» tiyar kadın aldı. Kızı için sakladı. Acaba Benson sokağa çıkmadan, ew 1930 — Vermeyen Tütün bunu ya attı yahut bir yere soktu. Ben-| sonun silâhları hakkında geçen bahıs| (Katilin boyu beş kadem, altı pustu. işte bu sebeple onu bu kadar korkut | Madamın boyu da bu ölçüye tevafuk kası için hizmetçilik gibi bir vazife Madam Plats, Bensonla beraber! bul etmişti. Mis Hofman çalışmak vel bu kiymetli taşları saklamamış #m Katil Bensonun tabancasını kullan- idi? Fakat saklasa bile bunları bulmak dı. Evinde bir kaç revolver vardı. Bun- M » > cağı ka Tardan bir Smit Vesson salonda duru- adam Platz için çocuk oyuncağı yor, diğerleri başka yerlerde bulunuyor du. Evin bütün girdisini çıklısını bildi. sormak bahanesi le içeri , girdi. “İsi icin bunların yerlerini bir dakikada bulabilirdi. Efendisi salonda kitap o-|ve hilekâr bir Alman kadınıdır. Böyle alâka) kurken kadın gitti, silâh: aldı, önlüğü-|bir cinayeti tertip ve ieraya her veçhile bilinden bir şeydi. Imkân Madam Platz, sağlâm iradeli, zeki müslaittir. gs Boy meselesi etmektedir. Sebep Küçük intibalar evinde sırf) | Madam Platz, ilk isticvabı sırasında Mimle Elin, ipe ka Mis Klerin mücrim olmadığın iddir /Bitmedi) e e ey aa veee .. ii G |