| San'at Aleminde | Kadıköy musiki cemiyeti Kadıköyünde elliyi mütecaviz amatör Türk gencinin ğı sayesinde yaşamağa azmet- miş bir musiki cemiyeti bulun- duğunu hep biliyorduk. Geçen- lerde aldığım çok nazikâne bir davet mektubu üzerine, mezkür gençlerle tanışmak (saadetine nail oldum, İbtisaslarımı tesbite ancak şimdi imkân buluyorum. Bundan on yedi sene evvel 15 kadın ve 15 erkek san'atkâr- dan mürekkep bir heyet, Kadı- köyünde «Şark musiki cemiyeti» birliğini teşkile karar veriyor; cemiyet, İ Nisan 1330 tarihinde Yoğurtçu çayınma bakan daire- sinde açılıyor. Tamamen Türk musikisi ile iştigali gaye bilen ce- miyetin ilk müessis azaları ara- sında, Naciye Ferit, Eliza Kosti, Hadiye Şevket, ve diğer hanım- larla, müteveffa tanburi Hikmet Abdurrahman, müteveffa Cemal Osman, Leon Hancıyan, sineke- mani Nuri Ali, Kemal Niyazi, Osman paşa zade müteveffa Ce- mal Osman, hanende Münir Nu- rettin, ve diğer Beylerin isimleri kayıtlıdır. İlk teşekkülde reis yoktu; sonradan, sırasile, Ali Ri- fat, Kenan Ömer Beylerle, Sü- reyya paşa reislikte bulundular. Şimdiki reis Kasım Cimcoz Bey- dir. içinde bulunduğumuz sene- nin birinci ayında ise, cemiyet, garp musikisi için de bir şube açmak kiyasetini gösterdi, daha doğrusu buna mecburiyet duydu. İcraatının tarihini tesbite yerimiz müsait değildir. Maarif siyasetimizin . aldığı son mecrayı (Omazarı dikkate alarak “Kadıköy musiki cemiye- ti, nin ancak geçen kânunusa- niden itibaren çalışmağa başla- dığını kabul, gayesinin de bir a- matörler orkestrası yetiştirmekten ibaret bulunduğunu istintaç edi- yoruz. Genç bir cemiyet için bu kadar bir gaye yetmez mi.? (Rene Dumesnil), “Le monde des Musiciens,, isimli son kita- bında, amatör M. Lefebvre ida- resindeki (orkestranın Parisin “Saint - Sulpice,, (o mahallesinde himaye altnda verdiği faydalı konserleri anlatırken, “mwumaileyh, diyor, akşamları kitap ticaretanesini kapaz kapamaz orkestra şefi oluyor, ve elli altmış gence iyi musiki sevgisini benimsetmeğe imkân buluyor. Şefin ön ayak olma- sından doğan güze netice- lere kanaat getirmek için, bu küçük amatörler orkestrasının Mo- zart ve Haydn senfonilerini konserde çalışını işitmek yeter,,.. Pariste iken bir ara, yakın bir yerde oturmak ve bir azasile arkadaş bulunmaktan bilistifade, bu orkestranın provalarına ve bir konserine gitmiştim. Şef, çok meraklı, tedbirli. Kendini etrafına sevdirmiş, repertuvar intihabında arkadaşlarının seviyelerini gözet- mesini bilen bir zattı; kat'iyen güç eserlere yanaşmıyor, parca" lara sayıfa sayıfa çalışılıyordu. Cidden zarif çalışıyorlardı. Sa- zendelerin çoğu, sazlarında bört beş senelik kıdem sahibi, fakat temiz ders görmüş semt gençleri idi, Belediyenin şık mahalle konser salonunda verilen benim yördüğüm zarif bir halk kütlesi kapılara kadar dol- m "rte, bir cuma sabahı Hale sinema binası üstündeki cemiye- tin çalışma odasında geçen sa- atler esnasında bep bu hatırala- rı düşündüm : Kırk kadar genç çaldılar, Heveskârlık ve çalış- kanlık nazarlarında okunuyordu. Henüz kuvvetli bir teşekkülden uzak bulunulduğunu itiraf fay- dalı olur. Fakat, gösteriş için değil, memlekete müfit bir ta- kım hazırlamak ve senelerce yılmadan çalışmak endişesile top- lanıldığı için, istikbal ümitle do- ludur. Eğer, toplanan gençler, Bu günkü boks Netice için Ange- lides ve Kemal ne diyorlar? Bugün öğleden sonra saat dörtte Taksim (stadyumunda K. Kemal - Angelides maçı ya- pılacak. Mevsimin bu en mühim * ve heyecanlı boks maçı için stadiyumda icap eden hazırlıklar yapılmıştır, Müsabaka dün de yazdığımız gibi, ikişer dakikadan on ravnt- birlikte çalmak kadar ferdi ders- lerini de ileri sürmeğe çalışırlar- sa, dört beş sens zarfında ilk mükemmel amatörler orkestrası- na sahip oluruz. Beethoven sen- fonilerinden, v. s., şimdilik vaz geçilir, sade bir repertuvar ter- cih olunursa, daha doğrusu me- selâ (opera) gayesi arkasında yürünerek (uvertür), (recitatif ) ve emsali talimlerine ehemmiyet verilirse, salim bir tedriç yoluna girilmiş olur. “ Opera cemiyeti ,, Ne iştirak de orkestranın müs takbel çalışma ( zeminlerinden biri neden olamasın ?.. Cemiyetin bundan böyle de her türlü, reis (şef) inbişarcılığı kav- galarından uzak, sırf san'at için çalışmasını, hiçbir şahsi tagal- lübe meydan verilmemesini, cabında ecnebi hocalardan da istifade olunmasını bekleriz. Şah- si kanaatlerim bundan ibarettir. Cemiyetin parasızlıktan çok şikâyet ettiğini gördük, her hangi resmi bir yardım ve bi- maye, garpteki gibi bizde de “bu-ümit “verici -san'at “birliğini elinden tutamaz mı? Hem ma- arifi umumiye hem de beledi- yeler alâkadarlar sayılmıyorlar mı? Bazı Üstat geçinen meslektaş- larımız, bizdeki şan'at icraatının büyük garp merkezlerindeki ic- rast seviyesi ile başbaşa yürü- yebileceği zamanın kendi ken- dine geleceğini tabayyülle, ama- törce teşebbüsler karşısında o- muz . silkiyorlar! o Megalomani ile karışık bu gibi tecrübesiz zihniyetler, meselâ komşu mem- leketlerde yoktur; oralarda, ted- rice inanılmış bulunuluyor, büyük işlerle küçükten başlanmak lü- zamlu biliniyor: Filibede, M. Marko Georgie- viç ismindeki Bulgar san'atkârı 1921 de tek sınıflı bir musiki mektebi açtı: ertesi sene talebe miktarı S0 yi geçti; 1923 te, Lâmartinin şebri ziyareti günü- nün devri senevisinde, Georgievi- çin yazdığı bir (Ode) w 90 tale besi muvaffakiyetle icra etti Mektep, Paris (Schola Canto- rum) unun bir şubesi sayılıyor. Eski-Zağradaki bir Bulgar musi. kişinas dostumdan aldığım mek- tupta ise, şehrin «Kaval» isim- li musiki heyeti ile bir iki solist san'atkârn elbirliği sayesinde, bu küçük şehirde bile, “Gerga na,, “Trobadur,, “Barbier de Se- ville,, “Traviata,, “Fra Diavolo, ve “Faust,, operalarının Oynandı” ğı, bir musiki mektebi açılmak ve bir müsait opera binası inşa- sı istenildiği yazılıyor!.. Orkes- traların tutunmasında amil olan -tedriç haricindeki- ikinei amil de, şefin, etrafına itimat telkin edecek kadar muktedir, terakki ettirmesini bil'r olmasıdır... Işte bütün bunları bilerek dinlediğim tır. Angelides dün kendisile gö- rüşen muharririmize demiştir ki: “— Istanbulda en mübim ma- ımı yapacağımı biliyorum. Ke- mali yakından görmedim. Fakat anlattıklarına göre benim için pek kiymetli bir rakip. Elliden fazla yaptığım maçların verdiği tecrübeye güvenerek hasmımın oyun sistemine mukabele ede- cek bir kudreti haizim. Her halde temiz ve zevkli bir mü- sabaka yapacağımızı zannediyo- rum, Netice için şimdiden birşey söylemek kabil değildir. Birinci yavnttan sonra gelin beni gö rün, size neticeyi o vakit söyle- riml.,, Yunan şampiyonunun bu sözlerine K, Kemalin şu emniyet verici sözlerini de'ilâve edelim: “— Müsabakanın ehemmiye- tini müdrikim, Ona göre çalışa- cağım.,, Dün de işaret ettiğimiz gibi programda bu maçtan başka dört amatör müsabakasi daha vardır. Bir kaymakam Isianbuldan bir polis köpeği istiyor Dün Anadolu kaymakamlıkla- rından birinden İstanbul vilâye- tine hayli garip bir tezkere gel- miştir. Bunda bir köylünün eş- yası kaybolduğu, aranılıp bulun- madığı işaret edildikten sonra hü- lâsatan şöyle denilmektedir: Bu köylünün ifadesine göre Istanbulda eşyayı koklıyarak bul- mak işinde kullanılan bir polis köpeği varmış Köylü bu köpe- ğin ve anu getirecek memurun bütün masrafını noterden musad- dak bir senetle taahhüt ediyor. Mümkün olursa bu köpeğin gön- derilmesi rica olunur.,, rimizde polis tarafından kullanılan köpek mevcut olmadı: ğı için bu talep yerine gelirile- miyecektir. © İstanbulda mevcut bir polis köpeği varsada bu hususi bir şahsa ait bulunmaktadır. ml Kadıköy amatörler orkestrasının kusurlarile, başkalarının yaptığı gibi, eylenmedim; bu tabii nok- sanları teşekkülün gençiiğile mü- tenasip (o buldum, (müteşebbis gençleri alkışladım. Tedbirli bal- kımızın da ayni yolda hareket edeceği pek tabiidir. Hariçteki kuvvetli meslektaşlar da, ayni bilgilerle (teşekkülü takviyeye koşmalıdırlar; bilhassa ağız saz- ları takviyeye muhtaçtır. Köse Mihal Zade Mahmut Ragıp mine Kibrit ınbisarında —— Müdür Emin tey neden istifa etmiş ? Yeni kibrit inhisen müdürü Emin Beyin isin ettiği yazilmışı. Yapuğımız tahkikata nazaran Emin beyin istifası ecnebi müdürlerle kendi arasında vaki ihtılâften İleri gelmiştir. —9 — Dünya devletleri yeni gurup” lar teşkil ediyorlar, bu guruplar nasıl teşekkül edecek? Devletler Amerika etrafında ; mı?... Yoksa Rus, Çin, Japonya etrafında mı?. Dünyada hemen hiçbir devlet yoktur ki bugün bu mesele ile meğgul olmasın ve ona bir cavap vermeşe çalışmasın. Bu meseleyi ortaya atan en mühim vesika, Briyanm Avrupa devletlerinden iktisadi bir birlik vücuda getirmek için dünya dev- letlerine gönderdiği mâhtıra idi. Belki muhtıra dünya devletlerinin Avrupaya mi, yoksa Amerika- ya mi iltihak etmeleri icap ettiğini ortaya atan, bu meselenin derin derin düşünülmesine $aik olan ilk vesika idi. Merkezi Cenevrede olan mil- letler cemiyetini,n mefküresi, ga- yesi, bütün dünya devletlerini birer birer Cenevreye cezbederek devletlerin gurup gurup toplan- malarına mani olmaktı. Artık bu maksat suya düşmüş sayılabilir. Çönkü dünyanın en mühim devletlerinden bir çoğu bu cemi- yete girmediler. Bunlar arasında Amerika, Rus- ya, Türkiye, Brazilya, Meksika bulunuyor. Akvam cemiyeti hâlâ yaşamakla beraber onun istihdaf ettiği gi- yeni suya düştüğünü ispat eden en büyük delil, dünya devletleri- in dört beş büylik grupa ayırma- kta olmasıdır. İktisadi zaruretler, müşterek menfcatler, siyasi ca- zibe, ırki karabet hatta ork! münaferet, müdafaa endişesi gibi amillerin tazyiki bu guruplaşmağı icap etmektedir. Simdiden bu dört beş gurupu sarih bir surette tayin etmek müşküldür. Ş Vaziyet o henüz müphemdir. Fakat yarı karanlık içinde seçi- le bilen noktaları, izah etmek mümkündür. Evvelâ İngiltere imparatorlu- ğunu nazarı dikkatle alalım. In- gilterede bugün hâkim olan fi- kir, imparatorluk parçalarından iktisadi bir vahdet vücude ge- trmektir. Bu hareket, müşterek ve mümasil menfeatleri gurup- laştırmak cereyanınm bir tecelli- sidir. Bu vadideki ikinci cereyan M. Briyanın başladığı harekettir. Malüm olduğu üzere Briyanın hedefi Rusyayı hariç bırakma üzere, Avrupa devletlerinden müttehit hükümetler vücude ge- tirmektir. Üçüncü cereyan Amerikada- dır. Amerika, cenubi kısmında Monru kaidesini tatbiki, Kuba üzerindeki kimayesi, Meksikada- ki gayri resmi mandası, Havay ve Filipindeki hakimiyeti ile bü- yük “bir gurup teşkil ediyor. Dördüncü gürup çok mühim- dir. Bünun Rusya, Japonya ve Çinden teşekkülü bekleniyor. Bu guruplar içinde Amerika grubu, şimdiden inkişaf bulmuş ve son derece muazzam siyasi ve mali bir kuvvetten iktsadi bir vahdet vücude getirmek yo- lunu tutmuş sayılabilir. İngiltere imperatorluğunun teş- VAKIT 5 Eşini 1930 — Akvam cemiyeti iflâs etmiş sayılabilir j Dünya devletleri dört gurup etrafında toplanıyorlar. Bunlar nedir ? kil ettiği gurup esasen siyaset. noktayi nazarından müttehit bur lunmaktadır. Ondan iktisadi bir vahdet teşkil etmek imkânsız değildir. Belki İngiliz siyasilerinin. bugün hedefi ku yolda, duran bütün maniaları bertaraf Gt mektir. M. Briyanın teklif ettiği guru” pa gelince, bunun yolunda bir çok manialar durmaktadır. ; maniaları atlamak, hakikaten müşküldür. 4 Fransanın kendisi bu gurupa girerken kazandıklarından biçbir şey feda etmemek azmindedir. İtalya yeni kazançlar temin etmek fikrindedir. v Almanya Dançik koridorunun kendisine iade olunmasını istiyor. Ona göre, memleketinden geçen bu koridor sulbü tehdit etmek- tedir. Bundan başka Almanya tamirat yükünden muztariptir. Bu ağır yükten kurtulmak, onun başlıca emelidir. Lehistan daha fazla büyümeyi | daha fazla kuvvetlenmeyi Ümit ediyor. a Avusturya, mukadderatını sa- ran müammaların ballini istiyor. Macaristan kendisine sit olduğu halde başkalarına verilen arazi- sinin iadesini talep etmektedir. M. Briyan tarafından teklif olunan gurupun muvaffak olması için bütün bu meselelerin halli lâzımdır. Acaba zaruretin k ti icabatı bu müşkülleri bet e etmeğe yardım eder mi?. aj Rus, Çin, Japon gurupu he nöz çok müpbemdir. Fakat b gurup (teşekkül ederse onul kudreti çok büyük, onun nüfuzu, salveti ölçülemiyecek derecede mühim olur. 3 Bu saydığımız guruplar içinde ikisi,“ birbirlerine yaklaşmağı v teşriki mesai etmeği istihdaf ediyorlar. Bunlar Amerika gu rupu ile İngiltere gurubudur. Bunların ikisi arasında ticari rekabetin tevlit ettiği; ibtilâftan başk bir ihtilâf kalmamış gibi dir. İrki karabet, harsi ve me deni birlik bunların mukarenet- lerine yardım etmektedir. Bu iki p arasındaki ticari rekabet ten mütevellit iktisadi ihtilâf tesviye imkânsız değildir. O halde İngiltere ve Amerika grupları arasında bir anlaşma hasıl olması neticesinde Avrup devletleri bu gurupa iltihak, yaz but bir Avrupa gurupu vöcude getirmek mecburiyetinde ki caklardır. d Hariçte kalan Rus, Çin, Ja pon gurupu ise apayrı bir hadi- sedir. İhmal ki bu gurup diğer bütün guruplara mukavemet onlarla mücadele vaziyetinde ka lacaktır. ğ Bugünün bu siyasi cereyanları karşısında Akvam cemiyeti te- şekkülünün iflâs ettiğini söyler mek hata olmaz, zarnederiz. Ö. Riza | Pancar mahsulü Bu sene Edirnede şeker, pancar mahsms I& geçen seneye nazaran iki misli fage | Ja Olduğu anlaşılmıştır. A