La yasi rahatsızlıktan babsedil işittiğime ve matbuatta ento — usullerinin (ıslâh anketler okuduğum , fikrim mağmum bir tees- ile kırk seneden fazla evve- ne rücu ediyor ve bu devre inde bugün “yeni addedilen mesailin ayni kat'iyetle mezuu bahsed Imiş olduğunu hatırlıyo- Tum. Fakat bu uzak zamanlar- i danberi gerek Fransiz ajanında |, Şerekse (Omeb'usanında örfler © mühim tadilâta uğramıştır ve | mazinin hatıralarına (daldığım zaman © kadar uzun müddetten E e müesseseyi tanıyamaz bir hale Pi © mel'uslar hitabet kürsüsüne a nevi havf üe bakıyosir. j Oraya çıkmağa o kadar âz he- vesleri var ki iç,erinden bir tek geliyorum. Gözümün önünde bir içtima s.z Söylemiye cesaret den bülün meb'usluk bir ii :i ğ ME —& e we & am oya olup — nazaslarını o âtye tetmiştir. Ji intihap olunan edeime- salonu tecessüm ediyor; bu sa- devresini Seçirecektir. londa henüz pek genç olan bir “Jores n, bir « Lui Bartu », bir « Jori Leyig », bir « Gab e Hamoto » bulunmaktadır. genç nesil henüz inkişaf ha lin; En faza yapabildikleri şey kendilerini her komisyona ha- * ettirerek “gölgede çalış ii ve yavaş yavaş maâzbala rrirliğini o elde liyakat elde etmektir. Bir ata muharriri müşterek bir ve namina söz söylemek sa- ç biyer ve cesaretine malik olan Db bir şahsiyet değil mi? İ Yaha yarım asır geçmedi; meclis odası, ayni kürsü ' #iralarda, her yaşta insanlar eskisi kadar zeki ve m pek parlak bir gençlik Büyorum, Bu gençlik sabırsız- titriyor, kürsünün kademe- heyete hitap etmek vesi- ber zuhür ettikçe pervasızca ye bakalım. Kabine teş- memur olan bir “Fresi- bir (O “Goble,nin O bir aran bir «Şarl Düpüi,nin ini göz önüne getirebilir: İ mesai olmak üzre yan- almak fikrinde bulunduk- rı davet ederler; çağ- lar kendi evlerinde lâ- ve nza ile beklerler, sene sonra teşekkül bir hükümeti de düşünelim, yöz elli meb'us nazır saatinin geldiğini zanne- ie f EZE j Tir 1 lele YE 7 ine bile rıza göstermiyor. Yeti, koridorlarında oasabi- koyuy konuşuyorlar, (telefona orlar, o guruplar (arasına Yorlar, omüstakbel (O baş- mahremleri (addedilen isticvap ediyorlar,, davet edilmediklerine hay- lar, Hepsi de: N inle bana bir müsteşarlık ; yo, edilmesin: Yaşın geçtil, ! Alaşılıyor ki, vaktile kabine ia © heyete, iştirak etmi rin nazarında, o kâapta pe 2 * ve hatta bundan şüphe | Günün hadisesiğm Fransadaki parlâmanto İM buhranının sebebi ?. Yazan: Reymon Puankare i | teşekkül eden ve harpten beri | İ nüfuzun nihilatında mühim âmil- edecek | olduklarını zannettirmiyen bir “prestij, sahibi idi. Şimdi ise en — tecrübesizler ( kendilerine bir nazarete lâyık görüyorlar ve bir kabinede bulunmalarının o kabinenin değer ve nüfuzunun ziyadeleştirileceği kanaatini bes- liyorlarlar. Bu zamana kadar, hiç bir vakitte mevkii iktıdarın bu kadar mühimsenmediği görül- memiş ve hiç bir vakitte ikti dar mevkiine geçmek hevesi bu kadar şedit olmamıştır. Bazan biraz mütaarız bir hal alan ve bir çok meb'uslar tara- fından nazırlara karşı gösterilen bu mübalâtsızlık, sırf yeni iti- yatlardan, ve an'anadan ayrıl- mıya hahişger bir beşeriyetin tekevvününden neş'et etmiyor. Ayni zamanda kuvvei icraiye ile kuvvei teşriiye arasındaki gittikçe mütezayit karışıklık ta bunda âmildir. Meclisler artık kanun yapmakla iktifa etmiyor- lar. Hatta bu işi tali bir vazife addediyorlar. Zaman geçtikçe icrayı ele almağa heves göste- riyorlar. Ouların nazarında bir kabine artık, meclisler önünde | mes'ul fakat teşebbüsatında hür bir karar ve fül teşkilâtı de- | ğudir. Kabineyi mütemadiyen par.âmentonun emrine tâbi ve onun olarafından sevku idare edilir bir icra bürosu telâkki | ediyorlar. Vaktile şaz olarak teşkilleri adeta kaide haline ge- | şen büyük komisyonlar merkezi | ler olmuşlardır. Bu Maliye, harice, bahriye ve ordu, ticaret, maarif, adliye gibi şubata ait olan büyük komis- yonlar parlâmentonun kırılmış parçalarını andırıyorlar, 1924 de takaddümden «kablettufan » za- manlarında böyle daimi komite- ler mevcut değildi. Bir kabine- nin teklif ettiği kannun lâyihala- rı, bir ve ya bir kaç meb'usun ka'eme aldığı tekiifler her ay kur'a ile ayrılan komisyonlara tevdi olunurdu. Kısa bir Müna- kaşa olurdu. Reyi hafi ile komi- ser itihap edilirdi. Böylece te şekkül eden komisyon teklif o- lanan metni ret eder, bir maz- bata muharriri intihap eyler, tek- | lif hakkındaki umumi müzake ratı takipten sonra dğılırdı. Bu gün vaziyet bam başka- dır. Büyük komisyonlar, hiç bir yeni kanun lâyihası mevzuu bahs-| olmadan teşekül ediyarlar. Mu- âyyen veya hususi bir mevzu için vücuda getirilmiyorlar. Kendilerine tahsia olunan sa- " haya müteallik muhtelif tekli- fatı kabul ile mükelleftirler. Arayı umumiyenin mahrum bı- | rakıldığı nesli temsil burada | mühim bir rol icra eder. Parlâ- mento grupları her komisyonda grupu teşkil edenlerin miktarı derecesinde temsil olunmak hak- kına maliktir. Her bir grup ken- di namzedini seçer. Bu intihap meclisçe bilâ itiraz kabul olu- nur, ve böylece vücuda gelen komiteler meclisi gayri müteca- nis teşkilâtının küçültülmüş fa- kat tamamen ifade edilmiş bir timsali olur. Böyle olmakla beraber bu Bayram hediyesi — $ — VAKIT. 28 Şubat 1930 — Kumbara alınız 7000 Lira MÜKÂFAT 1 Marta kadar kumbara alanların numaraları üzerinden | Nisanda birinci komisyanların (umumi müze keratın tesriine bizmet ettikleri zannolunmamalıdır. Bir başvekil nizamnameye ri- ayet için dörder saatlik beş cel- se müddetince maliye ve harici- ye komisyonları önünde söyle- mişti, Mesele meclise intikal e- dince bu uzun teşrihatı tekrarla- mamak istedi. Fakat kendisine, meb'usların sözlerini (o dinleme- diklerini, binaenaleyh ikinci de- rece vazii kanunlar vaziyetinde kalmıyacak'arı sertçe söylenildi. ve ucu bucağı gelmiyen nutkunu İ nursa daha iyi ol bazı tadilât ile mecliste tekrara | mecbur kaldı. Büyük komisyon- ların bir tek sebebi vücudu ola- bilirdi. Umumi müzakereleri kır saltmak, halbuki bu faide de elde edilememektedir. Her ne kadar uzun münaka- şalardan sakınmak için liderler usulü kabul edilmiş ise de ba- zen ayni fırkadan iki lider çr kıyor ve yekdiğerini nakız be yanatta bulunuyorlar. eyi Nutuk iradındaki sui istima! mühim (müzakeratı nihayetsiz üzattığından buna karşı bazı tedbirler | alınmışsada bunlara 7 kur'a çekilecek kazananlara şu mükâ- fatlar verilecektir: 1 Kişiye 1 1 " 2 " 1 “ 500 Lira ACELE EDİNİZ nadiren müracaat ediliyor. Parlâmento hürriyetinin aleyh- tarı değilim. Ancak yeni teşki- lât yerine evvelkisi tatbık olu- ur kanaatin- deyim. İngiltere an'analarını muhafaza ile beraber parlâmen- 10 usulünün tatbikinde bizden ileride bulunmak ie müftehir- dir. Bu iftiharı haklıdır. Orada büyük komisyonlar yoktur. İngi- liz hükümet recülleri bu komis- yonların b dükçe hayret etmekte nazırları- mızın, tatbikini mecbur kaldığı çalışma ettiklerini bir maktadırlar. Manşın öte tarafın- da anlıyamadıklan bir vardır oda şudur: Nazırlar sene- tarnna nasıl tahammül türlü > anlıyama- nokta nin kısmı, azamında hali inikat te olan iki meclise hesap vere- bilir. Fakat birde bu arasında intihap edilmiş büçük meclislerde ayrıca hesap vermeye mecbur olmakta ne mana var- dır? meclisler Sabk Fransa Reisicümburu Remon Puvankare iydeki faaliyetini gör- /* A ugün Cumanızdan istifade ederek MELEK SİNEMASINA gidiniz ve EMİL YANİNGSİ GÜNAH SOKAĞI filminde ve BEBE DANİELSİ AH! KALBİM #komedisinde görünüz, Mitineler: 1, 3, 45; 6,5 suvare 9,5 ta —. AE ..U : Ni , 4? ? 0 4 4d ? 0 4 0 «.0060084460000009 Bugün ELHAMRA SİNEMASINDA Sesli ve Şarkılı HAYAL ve HAKİKAT e NANSİ KAROLİ öörüniz : TTO SKIPA pren- sita, Marta ve saire MAKEL MELLER. FİCOR DEG MAT arkılarids ye. AYRUY.NİN halka İsesesssaı3 , e eri saat 10454€ A İNELER 5 2 —. 125 215 #30 ve$ 000068000 74004c46880908 mad ar'e .m 040 ..1400000000::0090 ..— ŞE KERCİ 25 Nâzım : istanbul Yeni posfahane 4 caddesi , / Bugünkü cuma günü mağaza- İse» mz açıktır. vee Na 40000.