— VAKIT. 11 Kânunsani 19) » Çinde | Asiler Bahriye baş kuman- İ danını tevki; ettilersed>.. | Nankin, 9 ( A.A ) — Fuçeu | da vukua geldiği haber verilmiş | olan hadiselerin evvelce bildiril- diği veçhile komünistlerin eseri ! olmadığı, bilâkis Fukyen eyaleti- | nde ikinci fırkaya kumanda et- mekte olan Jereral Lubsimpau nun yapmış olduğu bir darbei hükümetten ibaret bulunduğu anlaşılmıştır. Rehine olarak tevkif edilmiş olan Çin bahriyesi başkumdanı Yang - Şu - Şuang hükümetine bir telgraf çekerek kaçmağa mu- vaffak olduğunu ve hali hazırda Fou * Çeu da bulunduğunu bildirmiştir. Diğer 4 mevkuf benüz esir bulunmaktadır. ; Milli hükümet, Fu - Çeu yâ ibir harp gemisi göndermiştir. Milli hükümet reisi Şang - Kay- Şek jeneral Luhsimpau ya bir telgraf çekerek esirlerin hemen tahliyesini talep etmiştir. Kap Başvekili de gidecek! Kap, 9 (A.A) — Başvekil M. Hertzog, parlamentonun önü- müzdeki içtima devresi bittikten sonra mümkün olduğu kadar sür'atle Londra konferansında da hazır bulunmak üzere mezkür şehre gideceği zannolunuyor. Veba bitti Tunus, 10 (A.A) — Veba kâmilen mündefi olm gr A tahaffuz tedbirleri kaldırılmıştır. Rusyada bir anarşist grubu Leningrat, 10 (A.A) — Mak- keme yakmda bir anarşist gru- bunun muhakemesini icra ede- cektir. Bunların arasında sabık yüzbaşı Şiller © bulunmakta olup casusluk ve sahte para ibracı cürümlerile ittiham edil- mektedirler. Laheyde kıraliçenin ziyafeti Lahey, 9 (A.A) — Kıraliçe, konferans murahhasları şerefine pek parlak bir gece ziyafeti Bir tiren kazası Santiago, (Şili) 9 (AA) — , Onilem civarında bir tiren musa- demesi olmuş, 4 kişi ölmüş 6 Lâhey konferansında Neticesiz ka'an bir celse Snovden Tardiyö ile birlikte Almanlara cevap verdi Lâhey, 9 (A.A) — Zecri tedbirler meselesi hakkında M. Tar- diyö, M. Briyan 've M. Curtius ve Wirth arasında vuku bulan müzakereler hiç bir netice vermemiştir. Alman mümessilleri Young pilânmın meriyet mevkiine girmesinin Versay muahedenamesinin 430 uncu maddesinde derpiş edilmiş olan yeniden işgal ihtimalle- rini tamamen refetmekte olduğunu ileri sürmektedirler. Alman tamirat komisyonu, Young pilânmın tatbikıma 8it nibai protokolun maddelerini kat'i surette tanzim ve tesbit etmiştir. Bu protokolda devletlerin tamirat meselesinin kat'i ve tam bir surette halli arzusunda bulundukları ve Almanyanın Yung pilân mucibince mükellefiyetlerini ifa etmeği resmen taahhüt eylediği tesçil edilmektedir. Almanyanın şehri tediyatı tarihi hakkında nzun bir münakaşa cereyan etmiştir. M. Cheron, tediye tarihi olarak ber ayın 15 inci gününün tesbit edilmesi hususunda ısrar etmiştir. M. Mondenhaver, protesto ettiğinden M. Snovden M. Tardieu nün eski beyanatını teyit etmiş ve Alman murabhaslarının mütaleatını her noktada müzakeratı temdit etmeyi istihdaf eylemekte oldu- ğunu ve kanferansın mesaisinin tacili hususunun şayamı arzu bu- landuğunu ilâve eylemiştir. Şark tamiratı komisyonu, atideki meseleleri hususi müzakereler esnasında tetkik etineğe karar vermiştir. | — Romanyadaki Bul- gar emlâki hususiyesi, 2 — Bulgar tebaasının alacaklı devletlerle bu devletler tebaasından olan mutalebatı, 3 — Alacaklı devletler tebaasının Bulgaristandan olan mutalebatı. . Komisyon bu meseleleri Cumartesi sabahı yeniden edecektir. Komisyon bunu müteakip mümessilleri bu sabah Fransız, İngi- liz ve İtalyan murahhaslarile uzun uzadıye görüşmüş olan Macaris- tan meselesinin tesbiti hususunu müzakereye başlıyacaktır. Lahey, 10 (A.A.) — Mütehassıslarla hukukşinaslar murahbasla- rın pazar günü tetkik edecekleri kat'i proje müsveddesini bugün öğleden sonra ikmal edeceklerdir. Amerika heyeti Okyanusta Vaşington, 10 (A.A.) — M. Stimson Atlar Okyanus açıkların- dan M. Hoover'e bir telsiz çekerek Amerikan heyetinin kendilerine tevdi edilmiş olan vazifenin o mns'uliyetlerini tamamile” müdrik ol- duklarını ve M, Hoover'in bu suretle haklarında göstermiş olduğu itimada lâyık neticeler elde etmek arzusile mütehassis bulunduk- larını bildirmiştir. Edgar kine ikiye bölündü Oran, 10 (A.A) — Edgakine krovazörü iki parça olmuştur. Kıç tarafı denizin dibine inmiştir. Hafif malzemenin tahlisine teşebbüs edilecek ise de topların kurtarılmasından vazgeçilmiştir. İngiliz murahhasları kimler? Londra, 9 (A.A ) — Bahri konferansa iştirak edecek olan İngi- liz beyeti murahhasasının atideki zevattan mürekkep olacağı bil- diriliyor. Başvekil M. Makdonalt, hariciye nazırı M. Henderson, Hindistan umuru nazırı M. Wedgvood Benn, bahriye birinci lordu M. Aleksander. Heyette bundan başka 16 müşavir ve mütehassıs ve bir çok istenoğraf ve daktiloğraf bulunmaktadır. Mütehassıslar meyanında müzakere havaların gidişi Memleketimizin birçok yer- lerinde bu kış ayı içinde bahar manzaraları Ankara, 10 (Vakıt) — Umu- miyet itibarile o memleketimizin ber tarafında havalar eyi git- mektedir. Bu yüzden Trakyada koyunlar kuzulamış'ardır. Kır- şehir ve civarında erik ağaçları çiçek açmıştır. Bir çok mahal- lerde ekilmiş bulunan hububat filizlenmiş, tarlalar yemyeşil bir manzara almıştır. Mutahassıslarla görüştüm: Şid- detli soğukların (yaklaşmakta olduğunu Otahmin ettiklerini, eğer aldanmayorlarsa çiçek açan ağaçların donlardan müteessir olarak bu sene meyva veremi- yeceklerini, kuzuların da telef olabileceğini, kar yağdığı tak- tirde hububatın o kadar muta- zarrır olmıyacağını söylemekte ve vaziyetin çok gayri tabii ol- duğunda ısrar etmektedir, Balinaların ahlâkı Montevideo, 10(A. A.) — Ce- nup kutup seyahatını icra edecek olan Disveri vapuru doktor Stanley Kemp nin riyaseti altın- da bulunan ve Balinalarm ahlâk ve itiyatlarını tetkik edecek olan ilmi heyeti hamil olduğu halde cenubi «Georgie»ye gitmiştir . | işaretler... | Türkiyede Türkçe: Beyoğlunda, hele bir lokantâ, bir pasta salunujvardır kiadınm bizim gazetelere sık sık geçme sinden de işlek bir yer olduğu anlaşılabilir; bu lokantada ne vakıt bir sofrada bir yer aldım- sa, kadın veya erkek, garsonun ilk hitabı Fwransizca olmuş, bunu Türkçe ve zararsız bir türkçe takip etmiştir! Bu yalınız böyle bir tek yere inbisar etmiş sayılamaz. Kibar hanımlarla alış veriş eden moda mağazalarının bir çok defa sizi böye karşıladıklarıda vakidir. Beyoğlunu OAtina olmaktan kurtardık; fakat bir türlü Türk olmasını istemiyen bu ecnebi yadigârları kimler? Biz kendi sınırlarımızdan çı- kıp da hangi bir milletin top- rağına ayak bastıksa ilk işitti ğimiz ses o memleketin kendi milli sesi ve milli sözü oldu; orası için ecnebi bir dili ancak birinci dilden geçerek konuşa | biliyoruz. Türkiyede Beyoğlu bir ortak memleket, © memleketin müş- terek dili de Fransızca mıdır? Türkiyede Türkçe! her umumi yerde anadil, bu dildir. Türkler, bu tutum (karşısında asabi olunuz ve milliyetini bil- medikleri kimselere karşı ilk olarak Türkçe hitabın asloldu- ğunu ihtar etmekde ihmal etme- yiniz. GÜZEL GÖZLER MÜSABAKASI VE PİY ANKO İkinci devresi, yani asıl müsabaka gelecek perşembeye başlıyor * “ Gazetemizin tertip ettiği güzel gözler müsabakası bu ayın (16) ncı perşembe günü başlıyacaktır. Bugünden itibaren şimdiye kadar resimlerini bastığımız sinema artistlerinin yalnız gözleri neş- rolunacaktır ve bu gözlerin basılan resimlere bakılarak kimlere ait olduğu ber (VAKIT) kariine sorulacaktır. Bu suallere doğru cevap verenler arasında kur'a çekilerek kıymetli hediyeler dağı- tılacaktır . Bundan başka müsabakâmız ayni zamanda bir piyanko olacak- tır. Yani (16) perşembeden itibaren gazetemizin her nüshasına bir de kupon konulacaktır. Bu kuponları muntazaman toplıyanlar arasında ayrıca bir kur'a çekilecek, birçok kiymetli eşya hediye İİ edilecektir. Kur'a ile takdim edilecek hediyelerin başlıcası şunlar- dan mürekkep olacaktır: Yazı makinesi, gramofon, fotograf maki- İl nesi, sinema bileti karnesi, krem Muson, muhtelif kokular, kolon- VAKIT ın tefrikası: 58 Yazan: Hüseyin Rahmi Birinci polis — Kim kullandı tabancayı ? — Kimse kullar- inci polis — Ya nasıl patladı? Nedim Bey — Kazaen kurşun kimseye zarar vermeden (pence- reyi göstererek) camı deldi. Ha- rice gitti. Birinci polis — Kaza ne su- retle vuku buluyor? Nedim Bey — Dolu revolver elimden yere düştü. İkinci polis — Ne münasebet- le dolu silâhla oyniyordunuz? Nedim Bey — Hiç.. Revolve- ri muâyene ediyordum. Birinci polis Avnüsselâhı gös- tererek: — Bu Efendi kimdir? — Avnüsselâh Efendi. — Ne iş yapar? Nedim tereddütle: — Pek iyi bilmiyorum. Galiba avukattır... Birinci polis — Ne olduğunu pek iyi bilmediğiniz adamla sa- bahleyin ne güreşip duruyordu- nuz? Nedim Bey — Güreşmiyorduk efendim pehlivan mıyız? İkinci polis — Boğuşuyormuş- Nedim Bey — Kim söyledi? Birinci polis — İdarehane- nizdeki adamlar... Gürültünüz öteki odalardan duyulmuş... İkinci polis Avnüsselâha dö- nerek: — Efendi necisin sen? Avnüstelâh tubaf bir tavurla; — Ben zamane adamıyım... Birinci polis — Ne demek? amiral sir Charles madden bulunmaktadır. Avnüsselâh — Ne iş olsa ya- parım.. Birinci polis — Belli başlı bir mesleğin san'atın, yok mudur? Avnüsselâh — Emlâk tellalı- yım... Alım, satımda kesatlık olduğu zamanlar da karm do- yurmak için şimdi en ziyade revaçta olan San'atlar ne ise onları yaparım... Nedimle Avnüsselâh deminden biri birini zabıta ile korkutan bu iki mücrim şimdi foyalarını yalar, kırem ve nefis tuvalet sabunları... — Yöz bin lira... Elli bin lira Birinci polis maznunlara dö- nerek : — Demek ki boğuşmanız mü- him bir münazın üzerine imiş.. silâb boş yere patlamamış.. Avnüsselâh gevrek gevrek bir gülmek koparır. İkinci polis — Niye gülüyor- sun? Avnüsselâh — Nasıl gülmiye- yim efendim.. Yeni çekilen tay- yare piyankosundan bahsediyor- meydana çıkaracak bir pot kır- mamak için arasıra şimşek süratile| bakışarak biri birine ihtiyat tav- siye ediyorlardı. İkinci polis birdenbire odacı Raşide hitabederek: — Sualime doğru cevap ver; sonra mes'ul olursun. Raşit biraz tavahhuşla: — Peki efendim... — Biz gelirken uzaktan du- rup baktık.. sen kulağını kapr- nın anahtar deliğine vermiş içersini dinliyordun.. — Evet... — Ne işittin dos doğru söyle. Raşit bir iki oyutğunuştan Silâh patlama etrafındaki sual cevap böyle bir şekle dökülmüş- ken odadan içeriye bir takım adliye memurları girerler .. Asıl mühim ve inceden inceye istic- vap ondan ri başlar. Şimdi ovak'anın, Torosoğlu hanında görmüş olduğumuz saf- haya girmeden evvelki cereya- nın; takip edeceğiz.. Muhip pa- şa zade Affan Bey zevcesi ve | çocuklarile birlikte Anadoluhisa- rına teyzesinin nezdine gitmez- den evvel konaktaki ihtiyar hiz- | metçi Kâmile kadına şöyle tali- matta bulunmuştu: — Hiç bir sebeple evden ay- nlma. Kim geliyor kim gidiyor. Şevkiye kimlerle görüşüyor dik- | kat et. Şüpheli bir hadiseye tesadüf edersen hemen git bi- zim Süleymana haber ver, Bu Süleyman mağazası At- raş zadelerin konağına yakın, bir Okömürcüdür. & Polislikten çıkma fakat henüz dinç güçlü kuvvetli bir adamdır. Kömür- cülükle iştiğal etmekle beraber Muhip Paşa ailesinin oumuruna bakar. Adeta oranm kâhyası idare memurudur... Affan B. vak'a hakkında üvey valdesinden şüphelenmekteyken gazetelerin açıktan açığa yazdık” ları imalar, ittihamların üzüntü lerile artık kabına sığmaz bir hale gelmisti.. Lâkin mücrimleri inkâr kabul etmez delillerle mah“ keme huzuruna çıkarmak için beklediği anın bulülüne kadaf tahammül ve süküta (karaf vermişti. O esnalarda Anadol hisarına ( savuşinası, Şevkiyeyi hareketlerinde serbest bulundur” mak için bir muvazaa idi. Kö”. mürcü Süleyman Efendi de icaP : eden talimatı almıştı.