ilyarderler| Nasıl zengin oldular? Bankaların ve bankerlerin düşmanı Krup diyordu ki : “Her şeyden evvel ecnebi bankerlerin kendilerine muhtaç olmadığımı ve onlara karşı daima sert davranacağımı bilmelerin Geçen fefi ikalar hulâsası irederik Krup babasından kalan fabrika enkazın ihya et. Fakal yeni fesisal de ladilât yapmak marazı onu feckalâde sar- yordu . Bundan başka, “Krup,, şeriki “ Soelling ,, in ısrarma rağmen, bir banka ile muntazaman mus- melâta girişmeğe rıza göstermi- yordu. Bu noktai nazardan “Al fred Krup,, pek eski veya za- manı hazır mesleğnde bir adam- dı. Zamanımızdaki “Hanri Ford,, gibi, meslekten yetişme maliyeci- lere karşı büyük bir adavet bes- lerdi. Dostlarının gayrı muntazam ve gayrı kâfi kredileri, bir sarrafın açacağı itibara tercih ediyordu. Hüriyeti harekâtın ancak bu suretle muhafaza edebileceği kanaatinde idi; derdi ki : — Benim yegâne emelım, ban- kaların, kendilerine mubtaç ol- mMadığıma kanaat getirmeleridir. Onlara karşı daima haşin dav- ranacağım. Krup bankalardan ve banker- lerden korkuyor, onlardan adeta nefret ediyordu. Çünkü “ Ren, ve «Vestfalya» mıntakalarına is- tilâ eden hileli muamelelerin kâ- fesi sanayiin inkişafı sırasında bu bankerler tarafından temin edilmiş idi, ve bunlar Krup firmasına muzir bir rekabet ya- Piyorlardı. «Esham ile teşkil olunan şir - ket,, tabiri de “Krup,, üzerinde nahoş bir tesir bırakıyordu. “So- elling,, bütün fabrikayı şirket haline koymak ve bu şirketle zarar tehlikesini hafifleterek yal- nız fenni idareyi muhafaza et- mek teklifinde bulununca buna şiddetle itiraz etti. Bir müessese reisi daima inşa etmeli ve mua- melâtını satmalıdır. Başka türlü hareket “ Krup ,, un nazarında namuskârane değildir. «Hanri Fort» bu türlü nazari- yelerden mülhem olarak bir ada- mın yalnız kendi sermayesi ile Maya ve imal etmesi lâzım gele- ceği neticesini bulmuştur. «Krup» ise daima sebebi o'mıyan tahav- vülâta girişiyordu. Böyle bir va- ziyette olduğuna göre büyük bankalar nezdinde £ kredisinin bozuk olması, ve onlara müraca- at e. Zaman muavenete maz- bar olmaması i 7 pek tabii değil Mali müşkülâta, ve bunları na- sıl halka tesviye edeceğini ek- seriya ( bilememesine © rağmen «Krup» mlessesesi gittikçe te- vessü ediyordu. “Krup,, faydalı bazı fenni te- kemmüller sayesinde yavaş ya- vaş sömendeför imalâtına giriş. mişti, eksiz tekerlek çembereeri imal ediyordu. Birdenbire yüz vagonun yay ve tekerleklerinin imalı siparişini aldı; bu iş 150,000 taleriik bir işti. Amelenin mık- tarı mütenasiben fazlalaşıyordu. “Krup .lar: 9 i isterim., Yeni bir umumi meşber «Krup» un mühim bir adım da- ba atmasını mümkün kıldı. Bu meşher Pariste açılmıştı. Krupun 4300 kiloluk dökmeçelik parçası Londrada büyük bir rağbet gör- müştü; bu sefer Parise on ton- luk bir parça gönderdi. Zaten “Krup,, fabrikası daha meşher açılmadan evvel büylik bir rağ- bet ve şöhret kazanmıştı. Bu on tonluk kitleyi taşıyamıyan bir çok kamyonlar yollarda parça- lanmışlardı. Paris halkı bu su- retle yollar ortasında kaan dev cüsse çeliği bol bol seyrede bil- diler. Çeliğe müvazenesini verip bir kaç adım ileriletmek için yarım gün sarfediliyordu. Niha- yet pavyona yerleştirildi. Fakat orada da zemin döşemesini eze- rek direkleri parça parça etti, Bu teşhirden daha büyük bir muvaffakiyet (çaresi (tasavvur olunamazdı. Fakat « Krup>» «Paris» de teşhir etmek üzere ikinci bir harika hazırlamıştı. o « Kırım» muharebesi “ Avrupa , da umu: mi barbi tevlit tehlikesini gös teriyordu. « Prusya »nın yakm- da ya « Fransa », ya « Rusya» lehine olarak bitaraflıktan çık- ması ihtimali mevcuttu, “Krup, esliha imalinin diğer imalât gibi bir ticaret meselesi olduğunu nazarı dikkate alarak, Fransiz sahra toplarından yüz kilo nok- san bir sıklete malik olmakla beraber onlardan çok mukavim olan bir sahra topu teşhir etti. « Alfret Krup » bizzat impera- torun nazarı dikkatini celbetmek ümidinde idişaynı sıralarda genç “ Alfret Nobel , de bu suretle Fransadan mühim siparişler elde etmeğe uğraşıyordu. Bü düşüncesinde hata etme- mişti, Üçüncü Napoleon bir mik- tar tereddütten sonra Alman imalâtı ile alâkadar oldu. Atım tecrübeleri şayanı memnuniyet idi. Fransız imperatoru “Krup,u şayamı takdir mesaisinden dola- yı Lejyon donör nişanı ile taltif etti. Siparişlerin gecikmiyeceği tahmin olunuyordu.«Krup» diğer tecrübeler yapılması için cene- ral“Moren,le müzakerata girişti, Bahriyeye ait siparişler de mev- zuu bahsoluyordu. Velhasıl “Prus- | ya,lı“Krup,,un Fransız topçuluğunu| yenibaştan ihya edeceği zannoluna- bilirdi. Fakat son dakikada bü- tün muamelât durdu; Fransada da ingilterede olduğu veçhile fiat hakkında uyuşulamıyordu. «Krup» halâ bahacılık ediyor- du.Şeriki “Soelling,in nasıhatların asa dinlemiyordu. Bu sebepten dolayı mamulâtın satmağa mu- vaffak olamıyordu. Bu suretle bir çok mühim siparişler kaçır- mıştı. Şömendöfer malzemesini “Borsing,, ve diğer büyük mü- esseseler deruhte etmişlerdi. © Bu mıktar 1850 de 300 iken 1860 da 1290 nı buldu. “ Krup , bir yana buakıldı, 1850 sıralarında yegâne mono- eBulmacae Dünkü bulmacamızı hallede- medinizse bugünkü halledilmiş şekle bakarak yeni bulmacamı - zın sırrını meydana çıkarabilirsi- niz. Bunun için aşağıdaki tarife- yi tatbik ederek üç beş dakıka meşgu! olmanız kâfidir: 72345 67 5 91011 > mil x—x > wii AK» >>» wifi Mx >x>mi Bugünkü bulmacamızın halledilmiş şekli 4206 5 910n 7 Soldan sağa ve yukardan aşa- ğe 1 — Banyo (5), eski bir memleket (4) İstikbal değil (3), göclü (5) Kırmızı bir renk (21, ünvan (3) Nota (2), örmek (6) Heyeti teşkil eden kimse'er (3) , alı (3), esann müfredi (2) Aleksandr eseri (11) İmu 15), zaman — Bilğiç (4), Kap 2 9 Ap (9), şıklık (3). beyat değil (4) 10 — Tail bir madde(5), kumar aleti (3)| 1 — Nota (2), 10 (2), erkek (21. 2 3 4 $ Dümanın meşhur bir © m am m anan polunu adeta “aldığı imalat vapur pervanesi imalatı idi. İngiliz ve Fransız bahriye nazaretleri müş- terileri meyanında idi. “Krup,, tarafından beynelmi- lel surette silâh imalâtı ticareti- ne gelince, her memleketten tec- rübe siparişleri almasına rağmen pek mahduttu. Rusyaya, İngilk tereye, Fransaya, Türkiyeye, Felemenge, İsviçreye, panyaya top gönderdiği gibi, birkaç sene sonra Rusya ile barbe girişecek olan Avusturya ve Hanovra da mal satmakta kusur etmedi. Sırf bir tesadüf €seri olarak ilk mühim sipariş “Mısir,, dan geldi. Umumi meşherde “Krup,> un teşhis ettiği model Mısır hi- divi üzerinde öyle bir tesir icra etmişti ki, hemen altı top ve bunu müteakiben otuz top daha sipariş etti, “Krup.,un henüz müzakere ettiği Fransız ordusu- nün techizi mes'elesi tahakkuk etmek ihtimalini gösteriyordu, Dökme çelikten Öç yüz topluk bir sipariş verildi, fâkat daha emir yolda iken vaz;geçildi. Fransa hükümeti geçirdiği mali buhran içinde böyle mühim bir parayı memaliki ecnebiyeye gönderme- ğe kıyışamıyordu; eski tunç toplarını tamir ile iktifayı ter- cih etti, Parisie akdolunan ikinci bir itilâf tekrar bozuldu. Bir mali heyet Fransız toprağında dök- me çelik fabrikası tesisi için İ «Krup» a bir çok milyonlar tev- die hazırdı. Şirket halinde te- şekkül eden ilk Fransız bankası olan Kredi Mobilye işin başında 15 Babhrıahmere seyahat Arapların ağzında iki isim Bunlar muhabbet, hiirmet, nefrel, küfür ederken hep Allahın ve Peygamberin adını ku Vakıttaki arkadaşların “Babri- ahmere seyahat» diye vaftiz et- tikleri makalelerim, alti tane o- lacakken onbeşi buldu. Hakkı Tarik Beyin yirmi senelik arka- daşlığına ve Mehmet Asım Be- yin nezaketine dayanan Vakit İ sütunlarına otasarrufumu, artık kesmek zamanı geldi. Halbuki tespitini arzuladığım bir çok şeyler daha var. Çare? Çareyi, seyahatnamenin film şeklinden çıkarılarak Pate - Jurnal haline kalbinde gördüm. Onun için bu son, ve yabut bu sondan bir evvelki yazımla son maka lemi ayrı ayrı ve mütenevvi fık- ralardan terkip edeçeğim. Vapurlar, Hicazın Yenbu ve Elvecih iskelelerine, harap iki köyden ibaret olduklarını en miyop gözlere seçtirebilecek ka- dar sahile yakın demir atarak uğradıktan sonra, Turu tutarlar. Tur, Süveyş körfezinin şark sa- hilinde, Sina yanmadasının ke- narında ve dünyanın başlıca ka- rantina bekleme yerlerinden bi- ridir. Hicazdan ilk defa çıkan ve tedavi için Kahire ve Şama giden bazı Mekkeli zengin yol- cular, çöl kenarında kâin ve 15- sız bir köyden ibaret olan Tu- run nisbi Üümranını vapurdan gö- rünce, «ne mamur yer» nidasile bayret ettiler. Ya, küfür diyarı- na doğru bir uzansalardı? Çanakkalede Müttefikler sat- balarında bize karşı harbeden bemdinlerimiz, sıkıştıkları veya bir harp hud'asına muracaata lü- zum gördükleri zaman şahadet getirirlermiş. o Askerlerimizden banları, ilk günler böyle bir hal muvacehesinde hafiften bocala- mışlar, Tabii bu hud'aların kıy- meti çarçabuk zaji olmuş ve ef- radımız, vaziyetin aleyhimizde istismarı için getirilen şahadet- lere «denizden çıktın mi, çıkma” i dın mı? sen ona bak» sözerile mukabelede bulunarak vazifele- rinin ifasına gene devam etmiş- ler. Hicaz topraklarından geçen kimseler de,karantina cihetinden, olduğundan «Krup» haklı olarak teşebbüsün ciddiyetinden şüp- helendi. Ceneral «Morem gibi resmi şahsiyetlerin nakten İşe iştirakleri bile, edilen teklife “Krup,, un nazarında fazlâ kiymet verememişti. Binaenaleyh şartı esasi olarak Fransa hükümetinin ve İmpera- tor ücüncü Napoleonun iştirak- lerini talep etti. « Krup» bu müzakeratı idare için Parise bile geldi. Fakat bir türlü uzlaşmak kabil olmadı. Ya Prus- ya? Krupun, kendi memleketin- de sipariş temini için kabi: olduğu kadar gayret sarfeylediği muhakkaktı. Londrada o kadar rağbet gören dökme çelik topu, mükemmel bir sehpaya yerleş- tirmiş ve Perusya kıralına hediye etmişti, tıpkı yukardaki mukabele kat'i- — | Btmear | Ilanırlar yetinde bir muameleye uğryor- lar. «Ben temiz adamım, Hac mevsimi değil, her cins aşıy! yaptırdım, lüks kamarası yolcu suyum, o diplomatım, Hicazdan sade transit yolcusu olarak ge çiyorum»lar para etmiyor. Bu yol- cu arı «İslâmiyetin mukaddes kıt- asından çıkıyor musun, çıkmıyor musun? Sen ona bak» diye mutlaka karantinaya tıkıyorlar, Ekseriyet itibarile Araplar ve tahsisen Hicazkar ve Mısırlılar kadar Allahın ve Peygamberin ismini israf eden cemaatler gö- rülmemiştir. Muhabbete, takdire, hayrete, hiddete, nefrete hasılı her şeye, amma herşeye Allah ve Nebi kelimeleri karıştırılır. Bir mecliste yanlışlıkla birisi Al- lah demesin, Hemen meclis iki- ye ayrıl. Ve derhal birinci kı- sım Allab Allah ve ikinci kısım da Ailah Allah Allah diye muka- bele eder. Bahi heyecanlar bile Allah lafzile eda olunur. Kantocu kiz göbek çalkaladıkça etleri tırtir titremeğe başlayan (müşteriler, teheyyüçlerini Allah Allaaah se- dalarile izhar ederler, Bir meclisten, kulaklarım Allah ve Peygamber oğuituları içinde karantinanın bakkalma geri ve hesabımı sormuştum. kwal da «Ne acelesi var? sonra verirsiniz» manasına “salli alen Nebi,, demesin mi? Sıcaklarda o Tih (o sabrasında karantina bekliyen bir adam i- çin yegâne zevkı, denize girmekte buldum, Maamafih ilk girişim macerasız geçmedi. Süveyş ka- nalının kenarına doğru yollan- miştım. Gardiyanlardan biri, göz yumuşuna böyük bir kıymet at- fettirmek için olacak «rica ede- rim avdet etimemezlik etmiye- siniz» dedi. Can sıkıntısından köpürmek için zaten bahane a- rıyordum. o Omuzlarımın üstüne ilişmiş pardösümü siikince ufacık bir deniz donile yalınayak ve he- men bemen çırçıplak kaldım ve «A birader, gümrüklerinizin mu- ayenesinden kurtulmak için Mı- sıra bu halde de girecek deği- lim ya?» dedim. 5 ai Mehmet Fuaf kam odimyeey isi? Ressam ar davet ediliyor Milli iktisat ve tasarruf Cemi- yetinden: Milli iktisat ve tasarruf cemiyeti halkı tasarrufa alıştır- mak üzere devamlı afişler yaptır” mağa karar vermiştir. Bu husus- ta görüşülmek üzre şehrimizde bulunan ressamların 13 Kânunu- sani 930 Pazartesi günü saat on üç buçukta C.H.F. müfettişlik da- iresinde aktedilecek ictimaan teş rıfleri rica olunur. N Erzincan Sulh hakimliğinden: Erzincan Omahkemesi zabıt kâtibi sabıkı Tursun kfendiye: Zevceniz Nuriye Hanım tara” fından ikame edilen sulh teşeb- büsü davası 3-2-930 pazartesi günü rüyet edileceğinden Erzin- can sulh hukuk mahkemesine ğelmeniz ikametgâhınız meçbul bulunduğundan tebligat makamına ! kaim olmak üzere ilân olunur.