Çayın zararları nelerdir ? Çay diye neler içiyorduk ? “Iklamur sıhhat ve servetimiz için bir faydadır Milâdın “1666, ncı senesinde yani bundan (260) sene evvel O asrın en mahir ve cesur ge- micileri olan Holandalılar uzak denizlerin sahilletinden, ta Hin- distandan, Çinden Avrupaya bir nebatın yapraklarını getirdiler. Pek mütebehbir bir kaç neba- tat âlimi müstesna olarak belki bütün Avrupaca o zamana ka- dar meçhul kalmış olan bu ne- batın ismine Fransızlar “The, İngilizler “Tea, İtalyanlar, İs- panyollar, Portekizliler “Te, Almanlarla Holandalılar “Thbee,, Ruslar “Tjeha,, dediler. Çinliler esasen ötedenberi “Çay,, Java- lılar “Cao,, derlermiş, biz de çay demişiz.. Milâdı (1560) ta İspanyollar tarafından Amerikadan getiri- miş olan tütün ne kadar süratle taammüm etmişse ondan yüz beş sene sonra gelen “Çay,, da o kadar çabuk yayıldı. Galiba devirler gelip geçtikçe dünyada mihnet, elem ve yeis çoğalıyor ve defigam ve kasavet ihtiyacı o nisbette arttığı için insanlarda iyi, kötü bir çok çarelere baş vuruyorlar, mükeyyifata günden güne daha ziyade düşkün olu- yorlar, Meselâ gözümüze ilişen “1910,, senenine ait bir istatis- tike göre cihan kabve sarfiyat ve istihlâki 876,400,090 kiloya baliğ bulunuyor. Dünyanın her hususta en memnun halkı olan Amerikalılar bu cihettende hoş- nufturlar. Zira bu (896) milyo- nun (747) milyonunu yani tam altıda beşini kendileri istihsal edip cihan erbabı keyfine yetiş- tiriyorlar. Yalnız Brezilya (568) milyon kahve istihsal ve ihraç ediyor. Gene ayni tarihli ihsai- yattan Avrupanın muhtelif mem- leket'erinde (25) milyon kilosu İngilizler tarafından olmak üzere (50) milyon kilo çay istihlâk edildiğini öğreniyoruz. İngilizler bir zamanlar ispirto- lu meşrubatın istimalini tahdit edebilecek bir çare olmak üzere şay, kahve gibi ispirtolu içkilere nazaran zararı daha az mükey- yifat üzerine mevzu ithalât res- mini kaldırmışlardı. Bu tedbirin ittihazındanberi İngilterede viski iptilâsının azalıp (o azalmadığını bilemiyorsak ta çay sarfiyatının diğer memleketlere nazaran şa- yanı dıkkat surette tezayüt etmiş olduğunu zikrettigimiz rakamlar ize. gösteriyor. Holanda küçük bir memleket olduğu halde senede bir milyon kilo çay kaynatıyor. Evvel ve ahır şarabın meftun ve meclubu olan Fransa ise İngüterenin yirmi beş milyonuna karşı ancak 400,000 kilo yani altmış kere dah az çay istihlâk ediyor. Zaten Fransızlar ber zaman bir şişe şarabı bir fincan Çaya tercih etmişlerdir. Mamafih Fransa istihlakâtının 1853 te yalnız 158000 kilo- dan ibaret olduğu nazarı it bare alınırsa oradada yı'dan yıla çay tiryakiliğinin ilerilemekten geri durmadığı — anlaşılır. o Amerika #cnevi 17-18 milyon kilo çay içiyor. Komşularımız olan İrani- leri hususi muhabbet malümdur. Bizim memleketimizdeki istihla- kât miktarının neye baliğ bulunduğunu gösterecek istatis- tiklerden gerçi maatteessüf mah- rum isek te nahiyelerimize Ya- rıncıya kadar her kasabamızda- ki kahvehane ve çayhaneler ade- dinin çokluğunu derpiş edersek cihanın çay meraklısı şmilletleri ardsında mühimce bir mevki tu- tabileceğimiz anlaşılır. Bizde za- valı köylü çay nedir bilmez. Fakat büyük şehirlerden küçük kasabalara, küçük kasabalardan ! nahiye merkezlerine ve buradan da köylere doğru olmak üzere çay ibtilâsının tevessü ettiği mu- hakkaktır. Biz bu hasbıhalimizle çayın aleyhinde bulunacağız ve bu o mebatın o memleketimizden koğulmağa lâyik olduğunu isba- ta çalışacağız. * Çayın Avrupaya Holanda ge- micileri tarafından getirildiğini söylemiştik. Fakat mesele o za- manlar âdeta bütün cihan seyri- sefainine ve bütün şark ticaretine hâkim bulunan (Hindistanı şarki) kumpanyasınm bir oyunundan, bir spekülâsyonundan, bir ticaret dolabından ibaretti. Yaptığı ma- hirane propagandalarla Avrupayı çaya alıştıran bu şirket, sarfiyat ve istihlâk yekünunu teşkil eden milyonlarca kiloyu kendisi sat - mak suretile © zaman müthiş istifadeler etmişti. Asıl çayn yetiştiği yer Çindir. Japonyada, Koşenşinde, Hindistanda dahi neşvü nüma bulur. Brezilyada da yetiştirmeğe başladılar. İlk zamanlarda belki hakiki çay içilebiliyordu. Fakat dünyanın buna düşkünlüğü arttıkça, her tarolta sarfiyat çoğaldıkça işin içine hile girmiştir ve o dere- cede girmiştir ki bugün bir ta- raftan Çinlilerin, diğer taraftan Avrupalıların sahtekârlıklarile artık hilesiz çay bulmak imkânı hemen: kalmamıştır denilebilir. her halde çay derecesinde fağ- şişata uğrıyan bir madde daha yoktur. Bundan seksen sene ev- vel yalnız Londrada sahte çay imal eden on sekiz tane fabrikâ Jardı K Büyte bu adedin bir misli daha arttığına hiç şüphe yoktur. Bunlardan maada gene kahvehanelerin, çayhanelerin, ga- rino ve kıraathanelerin garson- larından bir kaç kereler kayna- çay yapraklarını satın alıp hususi esullerle iyi çay vasıfları verdikten, yani adam akıllı bo yayıp süsledikten, şık ve zarif kutulara yerieştirdikten sonra vapurlara doldurarak say tiye kilerine yetiştiren şirketler e vardır. Çayın tagşisi için pek çok saymakla bitmiyecek ye ler kullanılır. Hepsinin esasi H- dir: 1 — Diğer rakları boyayıp çay $9 ğe Hakiki çayın ihtiva etti- ği « kafein , “ teyin » gibi münhal mevadı müessireyi hususi kıymetsiz yap- kline koy- lerin bu mebate karşı gösterdik- ! usullerle, yahut alelâde kaynata- İ sallerle çayın ne kadar şumulli | rak alıp geriye yalnız posasını bırakmak, Avrupalılarca yeşil çay mak- bul olduğundan kurnaz Çinliler en ziyada bunu taklit ederler. Tatbik ettikleri usul, taze yap- rakları seç Üzerinde kuruturken biraz safran, bir az Alçı ve biraz da kendilerinin “yuzlem dedikleri | çivit (o koyup Oka rıştırmaktan ibarettir, Safranla çivit yaprakları O boyuyor, alçı bu boyayı tesbit ediyor. be- yeti mecmvasından gayet lâtif ve temamen hakikiyi andıran yeşil çay taklidi çıkıyor. Bu tarzda bir tağşişin sıhhat üze- rine pek zararı olmazsa da son zamanlarda Çinlilerin çivit yeri- ne kullanmağa başladıkları, prus- ya mavisi, bir zebir olmak basa- bile tehlikelidir. Prusya omavisile boyadıkları çayları Çinliler ancak ihracata tahsis ederler. Koca afyon keş- ler, portakal çiçeği, kamelya, vanilya V.S. gibi çiçeklerle ta'tir ittikleri halis ve hilesiz çayları hep kendileri için saklarlar. Çin- liler çaya koku vermek için bun- ları arzu edilen çiçekle karıştır np bir müddet bırakırlr. Sonra harman savurur gibi savurmak ve kalburdan geçirmek suretile çayı ayınp kutularda, kapalı mahallerde hıfzederler. “Taklit ile çay yaprağı haline getirilip hususi konular verildik- ten sonra ticaret meydanına sü- rülen nebat şonlardır: Defne, yaban eriki, karaağaç, dışbu- dak, mürver, ekşi muşmula, sö- ğüt, atkestanesi, kavak, yabani- gül, kuşkirazı ağaçlarının yap- rakları... Bu yaprakları boyamak için Kibritiyeti nuhas, Kibritiyeti ha- dit, Kromit ressas, Prusya ma- visi V.S. gibi mevat istimal olunuyor ve hatta arsinikiyeti ne- has gbi müthiş bir semmin kul- lanıldığını dahi iddia eden erbabı fen vardır. Pariste uzun müddet aktar- dan çay alarak içmiş olan iki adam (hastalanmış, muayene neticesinde bu aktarın mağşuş çaylar ile tesmmümü tedriciye uğ- radıkları anlaşılmış ve bilâhere bü- tün Parisin muhtelif maballerin- de toplanan 64 çay nümunesi tahlil edilerek bilâistişna hepsi- nin hileli olduğu görlülmüş. Varşovada bir fabrika da sah- te çay tutularak muayene edil miş. İçinde çam kabuğu, taze ce- viz kabuğu, kömür tozu, soğan ve kabak kabukları, elhasıl çay- dan maada herşey bulunmuştur. Bu çay fabrikasının çayları için- de yalnız hakiki çaya dair bir iz keşfedilememiştir. Tafsilâta girmekten çekinerek şöylece zikredip geçdiğimiz mi- ve umumi bir sahtekârlığa uğ- , ratıldığı, me kadar insafsızca teşebüsata tabi tutulduğu sabit olmuştur itikadındayız. | Hal böyle iken bizim evimiz- de semaverimizin karşısına ge- çerek yabut bir çayhanenenin iskemlesine yaslanarak çay İç- meğe özenmekliğimiz kendi ken- dimizi aldatmaktan, paramızı pu- 11. — VAKIT. 30 Kânunevvel 1929 Liman işlerile alâkadar olanlara istanbul Liman şirke- i . tinden: İstanbul limanında ticareti dahiliye ihracat eşyası şeraiti (atiye dairesinde vapurlâra tahmil ve tahliye olunacaktır: 1 — Vapurlara verilip almacak eşya için esbabı tarafından münhasiren şirket vesaiti istimal olunmak lâzımdır.Bunun için sevk merkezleri her zaman emre amadedir. 2 — Gündüzleri sevk merkezlerine ve gece tatil günleri de Galatada Haydar Hanında (telefon 2606) müracaat edilirse talep edilen her türlü vesait ihzar edilir. Bu vesaitin de münbasiren şir- ket romorkörlerile çekilmesi lâzımdır. Eşyanm nakli ve gümrük muamelesinin icrası eshabıma aittir. 3 — Bu işler için alınacak vesait ücreti elyevm meri tarifeye tabidir. N 4 — Hariçten vesait tedarik ve istimal edilmesi imtiyaz muka- velesinde muhalif bulunduğundan bu suretle yapılacak nakliyata ait ücretler eshabından ayrıca tahsil edilecektir. 5 — İmtiyaz mukavelesi mucibince ordino ve beyanammeler şirketimiz tarafından musaddak olmadıkça gümrük muamelesi ya- pılacaktır. Bu tasdik işleri İstanbul gümkük manifesto dairesinde şirketin kişesinde yapılır. Tüccar şirketten vesait aldıkları müsbet makpuzlarını bu kişeye gösterip ordinolarını ve bayannamelerini tasdik ettireceklerdir. 6 — İleride bir göna şikâyete mahal kalmamak ürere alâka- darların nazarı dikkatleri celbedilir. Umum mâdürlük Yüksek orman mektebi rektörlü- .. günden: Pazarlıkla palto imali N Ütebimiz talebesi için pazarlıkla 16 adet palto yaptırılacak- tır. Taliplerin şartnamesini görmek Üzere her gün, pazarlığa İştirak | için de 11-930 çarşamba günü saat 15 te defterdarlık binasında müessesatı ticari ve zirai mübayaat komisyonuna gelmeleri. ilâ d . . .. . d mi Vilâyet daimi encümeninden: İnönü şehir yatı mektebi talebesine yapılacak 600 takım elbisenin imaliyesi pazarlık suretile ihale edileceğinden taliplerin 5-1-930 tari- hine müsadif pazar günü saat on bire kadar daimi encümene mü- racaatları. > ( aaa aa lumuzu (medeni dolandırıcılar | vet etmemelidir. Dünyanın pek olan sahtekâr fabrikatörlerin ce- | çok yerinde esasen çay yerine bine doldurmaktan başka mana | başka nebatlar istimal! edilmek- ifade eder mi? Hele çayın tağ- | tedir. Meselâ Brezilyanın bir kıs- şişinde zikrettiğimizi muzır, sem- | mında ve Paraguvay ile Şili hü- dar maddelerden biri istimal | kömetleri dahilinde çay yerine edilmişse ki - hiç şüphe yoktur- | “ Şarabetülrai - Çoban püskülü, yavaş yavaş zehirlenme de caba.) denilen bir sebatı kullanırlar. Memleketimizin; fakir, yok- Cenubi Amerikalılar bumu ça- sul memleketimizin milyonların | ya tercih ediyorlar. Meksikalılar dan bir kısmının ve ondan daha | Gutmalılar"Psarolin Glandulosa,, kıymetli olan sıhhatinin bu yü- | yapraklarını kaynatıp içerler. zü boyalı sahte nebat uğruna | K Jembiyada' “İst ie yada onya,, yaprak- akıp gittiğini düşünmek pek) in ve ayni mıntakanm daha esef averdir. Biz, hem milli ser- ilede Amal bidi vetin bir kısmını boşuna akmak- İd Z . YE O tan kurumak, hemde sıhhati yetişen « Kolteria krocumben » umumiyeyi vikaye etmiş olmak | Damında bir nevi erguvan yap - gayesile çay istihlâkine karşı bir rakları istimal ediliyor. Kamçat- mücadele açılmasını teklif edi- | ka ile Japonya arasındaki Goril adaları ahalisi meyanda “Pedi- po Kerçi ehli k « Müs- t bitti, şimdi çayımıza | cularis tannats,, yaprakları men- kuu revaç bulmuştur. Çar Ta - hücum olunuyor.» Yollo bir itirazı vardır. Fakat biz fenni tahlillere ları çay yerine Kurt pençesi otunun köklerini kaynatıyorlar. müstenit tecrübelerden ve bu tecrübelerin zahire çıkardığı te- şebbüsattan bahsettik, Çay içi- Kafkas çayı diye şöhret bulmuş yorum zannile yaban eriği yap- rağı veya muşmula yaprağı tir- evam ve ısrar et - ğinde di mek istiyeceklere hiç bir sözü - müz yoktur. Bütün milletçe alışmış oldu - gumuz, itiyat ettiğimiz n ye- ti ne Hayamağı Har kali sıcak bir meşruba ihtiyacımız var. Biz ıhlamuru teklif ediyorur, ıihlamurun istimalinde hiç bir mazarrat yoktur. Bilâkis sıhhi faidaleri çoktur. Memleketimin pek çok taraflarında neşvünema bulduğu cihetle tamim ve İnti - şarı da gayet kolay olur. Esasen / ıhlamurların en iyi nevileri şarkta yetişenlerdir. Bizim, sahte çayların memle - ketimizden nefyü teb'id: tekli - finde bulunmaklığımız hiç bir zaman hayret ve taaccübü da - çayların ekserisi yüksek dağlar- da neşvünema bulan ve yapan mersini ve ölmez diken İsimleri verilen bir nebat yapraklarından ibarettir. Görülüyor ki çay yerine kendi memleketlerinde yetişen ne- batı kullanmakta olanlar çoktur.Biz memleketimirde yetişen nebatlar içinde ıhlamur çiçeklerini intihap ve kendi sıhhatlerini, çocukları- nın sıhhatlerini, memleketin sh- hatini düşünenlere (o bugünden itibaren çayı, paralarımızı aşırır- casına çekmek için Avrupa muh- tekirlerinin elinde en hilekârane vasıtalardan birini teşkil eden muzır ve sahte çayı terk ve teb'it etmelerini sıhhi faideleri malüm olan ıhlamuru onun yerine geçir- melerini teklif ve tavsiye ediyo- ruz,