NI «Gidö Mopasan» dan: Yanımda beri fısıldıyordu: — işte Milial!... İşaret edilen zatı dikka'le düm. zira, bu Donjüvani çoktan beri görmek arzusunu izhar edi. yordum Genç değile halkından birinin Başına k saçları, ş'mal ber geçildiği âaltayin hangi kü öba müşabih ve omuzları üzerine dü şen çok uzun sivri sakalı tıpkı bir kürkü andırıyordu; nesaviş dolu munis nazsrlarin, tazımkâ ne bir kadına doğru eği'n vaş sesle konuşuyordu, Onu tanıyanlar kadar havatı hakkında az çok ma'ümat edin miştim. Bir çok defa, çılgıncası- ha sevilmiş, ismi karıştığı her mese'ede büyük focialar vuku bulmustu, Mukavemet edilemeyen cazibe ve füsunkârisinden hara- retle bahsolunuyordu, Ne zaman cnun medb ve stayisini eden ka- dınlar bu kudretin öğrenmek maksadıle isticvap et- sem, bır kaç dakıka düşür len sonra şu cevabı veriyorlar: ati- mahiyetini — Bilmiyorum . Kalplerin bi #lbette, gürel deyildı. Hiç bir ebidaris'i yoktu ki kıdın ka'p- lernin bahşayiş ve rekabet etini farzedelim Iğvaastının ıhtifakâhi- ni. bir alâkayla, kendi kendıme 86 uyo dum. Zekâsuda m? tu busus'akı şöhretinden bir ke ime © sum zikredi memişti. ., İlazarlarış. belki.. Aceba seda- “ #mda mı?. Güzel sesler gıcıklıyıcı dilsöz, lezzetli hisler doğuran he- yecanları sayesinde velis yemek- lerdir, Onları dinlemeğe acıkı'ır ve her sözleri bizlere bır soğuk uk gibi dabil o'ur. Bir dostum geçiyordu. sosdum: MM — Evet. Öyle tarıştır. , Bir dakika sonra, Muhavere biraz resmi cereyan ediyordu. Dürüst, muhik, yüksek- lerden atınadan tavazula konu şuyor, çok hos dinleniyordu. Ha kikaten. sesi güzel, tatlı, navsziş- kâr, ahenkdardı; fokat ben daha sancı, daha cazibini işitmiştim. Güzel bir derenin cereyanına bakar gibi, zevkle dinen yordu. Onu takıp için zikni meşguliye beyhude bir külfet oturdu, hç *bir müstetin merak tevht etmi yor, hiç bir intizarda bırakmıyor du Musshabesi istunhat bahiş, gerek tasvibe ve gerek aksini iddia etmek ve cevap vermek arzusunu tahrik etmiyordu. Bun- dan baka ona cevsp vermek dinlemek kadar sade idi. Söz'e- rini bitirir bili mez, cevap bizzat .dudaklara dökülüyor ve sözlerini tasdik eden cümlelefi, ağızdan pek tabii olarak çekiyordu Derhal mülâhazaya da dim. Onun- ls bır çeyrek seatlik ahbaplık ettik Fikirleri, çehresi o kadar sanımi idi ki, Sanki pek eski bir dosta benziyo!du. Musahabeyle geçen birkâç dakika sonra, şiddetle, samimiyetler'ni kozandığım görü- Aramızd: Ona i tanırmısın?.. bizi ise birbirimizle selâmlaştık yordum, resmivetten Çeviren Recep İhsan eser kalmamıştı, ve alelekser çok 6': dost'ara, ciddiyetle arzu edilse bile yapılmssı mümkün ol. mıyan it medi, belki o bana, ben de kendi hesabıma yapscaktım bir Bütün mevcudat arasın Elbette bir esrar, yet vardı da kapalı bu parmaklıkla zamanında, teker, teker oesen meyi tebii buna müşubih © arzu veaym fikri kültür ve sabit ve- fal münssebet, yolu üzerine te ilen düşen, onunla benim #- i imkân ol- miyan, kadınlar, ve ekekleri şüp- hes z izmihlale sürüklüyurdu, mevcidiyetine Yarım saat nıhayetinde, ni davet et tikten sona, ekseriyan görüşme- öbür gün için yemeğe ği vâdederek ayrıldık, Davet unutarak erken gelmiştim; M'lil daha saatini çok "ne mişti, Eli syağı düzğün ve sakit bir kizmetçi önümde lcşça, fe bususi- | l | | deyle 8 Hayri Muhtar B. Mürertipnler «cemiveti retsf Dön Türk mürettipleri Cemi yeti ilk içtimamı akdetmiş ve relslevvelliğe Hayri Muhtar Bey, relsliğine Mehmet Bey, kasadaslığa Emin Bey, vmumi kâ Bey intihap edilerek içlimra saat 4 te niha- yet verilmiştir. ikinci pliğe (Nesuhi Havri Beyi tebrik ve arkadaş larma (muvaffakiyet (o temenni ederi rer, hiç bir çiçek bir ovuncak,res min deha müessir olabilmesi i- çin, tarafından konutdu- ğ eteklik * Pileleri yahut kırmızı “© düdaklar şapka giyseler; başlarını dante- ressam hissö'urân tevafuk şeyler olurlar, Neye? Bilmezler, onu hisse'tikleri hal de anlayrmazlar; nezdine gese (tabiata cin vuku İ bulan ziyaretlerinde, onların hoş in muvaffaki kendilerini göstermek Kıyafetlerini bazen müte larına gitmek k yetlerile istefler i kebhir bazen sade ölmek süsler rah, güzel bir selon açarak beni | ksbul etti. Burada kencim: evim desmiş hisset Pek çok defa öparlömanlerin (ikir ve üzerine icra ettiği tesiri müşahede ettim.. Bazı « lar vardır ki insan hayvenlaştığını bissedeı; diğerlerinde ise tama müstenh ve mahzu gbi serbest karakter mile aksine, ziyet duyulur. Evelkilet | gerçi be yaz ve ya'dızlı ise de; hüzünlü dür. D ğerleri şatafatsız bezlerle iate Olurmuşsa da neşelidir. Kalp'erimiz gibi olan gözlerimiz, kin adavetlerini ve şefkat muha betler ni, ekseriya bize ihbar et- meden, giz" rak keyif nü'uz eylerler. A- henkia? mobliyali, dıvarlar or. aydınlık, lerimize ii manlar», denizin yahut dağın ta- biatı bikemiyemizi tadıli gibi sur" atle fıkri tabıat'arımızda da icrayı tesir eder. Yasdık'ar içinde kaybolmuş divan üzerine yıkıld ğim zaman denbire kendimi ipek kılıflar çinde küçik tüv yasdıklarn ku cakladığım hissettim Sonra etra'a bakıyordum. Hiç bir şata a'a tesadü! edilmiyen o- dada, zemiyen tavazuun $ slediği güzel avıdan getiri mişe ben şeyler, basit mobily-ler ve kıy met'i şark perdelenle bpkı bir haremdi. Tam kaşımda bir kadın portresi vardı. Başı kitap tutan ellerile yarı beline gadar görülen vasat büyüklükte bir portre ii Tewtezeidi, başını şepka süssüz saç'an altında mahzunene ebessüm (ediyordu. Bil ütizam yapmıştı, yo sa pek tabii görü nen halini hiç bir yerde gö miştim. Resim olarak kadar gördüğüm, kerek kıymetli, zarif elbiseler içinde, şık başıkları altında, malümat inruşane bir hal takınıp cessamın karşısında vaziyet alan madamlar o'sun, gerek ve nihayeti, on'arın ö- nünde durarak baktığımız çok güzel müntehip bir feragat ıçınde met- ruk iavurlar a'mış öolsalaida on- lardan bazılar, hayat uzun 24 man idame ettirmedikleri' müte- kebbir tavur, nefis güzelliklenle mürdepdep, avakdalar | diğerleri gayri müteharrik, bezler üzerinde cilveleniyorla, bütün bunlar bi- evvelâ | bi te | l | O münzevi ler.. Ya bufadakine ns denir? Evin- de yapa y €vet; yalnızdı, hüzünlü bazı şey' pızdı tat ve düşünen'erin zeviy: gülüşü gi- ssüm ediyor mu, hav yak rız tebessüm değil onlar gibi ba- H o derece kıyordu ve tenhalık verdiği yalnızdı ki bu her köşesine evinde, cesin epâarlömenin 184ızık vereb muf'ek bir müze- bulunuyordu, ka- oraya pek çok â'em grebiliyordu, bu âem konuşabiliyor gülebiliyor, hatta edebiliyordu tebessümile vi orada yalız laba ıklasdırıyordu; ve fagorni daima yalnız kalacaktı ve yalnız portre deki nszartle âyemut, kalacaktı. Mihal da bu nazarla teferüt ediyordu, bana bakmaksızın sabit | ve nevaziskör bakısları dosdoğru özenme düşüyordu. Bilinirki bü- tün portreler mü'âhaza içindedir- ler Bulundukları apar ömanlara girişimizden çikışımıza kadar, bi- zi terketmeksizin takip eden, dü- şünen, gören göilerile gözleri bize cevap verir, Halbuki o görmiyordu, nazar Jan dosdoğru üzerime düşmesine rağmen hiç bir şey götmiyordu. Beiki hala yaşıyan yahut, ya- bende yeni, kedir yabancı bir hereömerç yaratmış; filkakıka: mukavemetsiz Oh yair meltem bir rüzgâ- ki rehavet gibi, Jeylak. msvi gül ve'nlaca karani samış, olan 'bu gözler, re m'hayetsiz fösunk nn verdi içinde öen sema kadar dilruba ve bu kararlık 'âvhayı kerarten yeniden ge'en gece kadar biraz mağmum nufuz edilmiyen bu gözler Ka'bin: fi kaoımın be'nen bir na zde aşk zerrelerini V iye: malüm -Olmiyan fırça k amasi'e . yaratı esrann derimliklerindeki bu gözler Kapı açıldı, M Mihial uv, geç'ktiğinden mazur görü'me- sini rica etti, u gözler. girıyor- ben de pek erken geldiğimi söyliyerek beyanı itızar ettim. Sonra ona; — Bu kadının Kim o'duğunu sorabilir miy dedim, Cavaben: — Çok genç ölen veldem dedi — O #man eden -iahi e bu zetin herkesi isköl füsun an adım. teshir kârlığımn sırıni mma minimal | leseler,” yakut hiç bir | | addir cepheleri Sporun verem hastalığı ile ne alâkası vardır ? Ara sira bir o mütelan ufak bir not küçük kabilinden * gaze- telerde, mMecmunlarda bu hususa dair bazı yazılar göze çarpıyor, fakar nekadar yazık ki bu kadar- cık birşey ile matlnp ve maksut olen gaye elde» edilmekten çok ozaktır. Memleketimizde sıtma katlar, fren- gi kadar ve hatta bunlardan çok daha ziyade tahribat yapan verem artık yavaş yavaş ubbi bir meşele olmaktan çikiyor. Yani demek ist İ yorum ki bü cemiyet hastalığı ay- peh ve içtimai bir hadise gibi ter- biyeye, cemiyet hayatında fertlerin tahassülüne o merbuttur, “Veremle mücadele, büyük, yüksek ve müte- den birini de cemi yetin sirina yüklemiştir. Halk ne kadar münevver olur yere tükürmenin muzur olduğunu | bilir. Bulasik yerlerde küçük çocu- kların sürünerek enfenkte olamasını cınayet telekki ederse veremde va vaş yavaş sönecektir. Evet verem gıda hastalığı, daha doğrusu pgda- sızlık hastalığı, ıktısmda, paraya, ma- işete bağlı bir dertör Fakat bununla beraber te, ihmalde yarlış telekiler kanaat- bir gehalet ler da birleşirse o zaman o dert “ufer olur ki mazallah önüne geçi lem “Verem mevzuu hastalığın memletimizdeki mücade- leşi safahatına ait çok şeyler, çok tefervat yazılabilir. vant yazılmalıdır. halkı tenevvür etmelidir? özetinde bu Ben burada şimdilik bu muta addit mücedele o cephelerinden bi- rini mevzu bahsetmek istiyorum : memleketin genç, tah- sil çağında ve sportmen gençleri- ne hitap ediyorum. Yarının, va tanın, o mepleketin, Kendijetinden vücutlarından o dimağlar çok isüfadeler.. Fedakârki lediği vatan gençlerine Söyleyorum: ve diyorum ki: Her olduğu gibi * Abtilâ,, apbrda de munrdır. Hem çok müzede. © Alkol <ok"defa bir Yüç'tır. Fakat buna müb- tela olam — zehirler. Spor bir o vücnt bir millet, br kavim içim gıda Kadar lâzımdır? gıda kadar.» Fakat Evvela; evet ne çok yiverek hasta olmal, vede | hiç (o yemiyerek © vücuttan dişmeli ! Bir çok mektep talebesi var kı: Ders lerinin kıymeti saatlerini svore hasre diyorlar. ne kadar yezik. bize sağlam kala lâzım. onlar vücut ve sağlam bilmıyorlar ve yanlış olarak zannedi - | yorlar ki, mütemadiyen sporla uğraşır larsa sağlam vöculu olacaklardır. Fara | muhal böyle bile olsa dimağlar da o seğlam vik cutler kadar mühteçtır. Halbuki mü teaddit vak'alar vardır ki: Sporun hıl- , vatan işlemiş münevver rhsbhasna bimmetsiz, talebeiz yapılan | sporun bir “Katil» olduğunu göster - miştir. Ulu orta, tobiri marufile gelişi güzel yi katildir... Bu yüzden ne kiymetli vü- cutlerın beder olduğunu ve ne münevver| gayet muntazam olmak'a dımağların . vaana pek çok menlasti ve tembel hastahane köşelerinde veyahut evinin odasında metruk ve müns o keldiğim gördük ve işhtik .. Bu o fed mebamı umurda mı bilmiyorlar ve düşünmiyarlar acaba? Memleketimizdeki #por cereyanlar.. çok'ur pek çoktur fakat buna doğru ve mazbut bir isti- kamet veri'mezse neticesi müsbet ola- mez ve olamıyacaktır,. Yirminci asrın en iptidaf en basıt bir işi bile mutahasusa mühtaçtır.. öyle olduğu helde,, ne mekteplerimizde ne stadisrda fenni ve tbbi bir usul tahtında skor yapı'mıyor haydı diyelim ki bol vektimiz varda dokunacak varlıkların etil ulan #por,. şüphe yok ki bir | hakıkatı | bunları heder ediyoruz fakat ob sözlük yüzünden harap olan, hs malül olan vücutların tesellisi 9* cik ? Öyle gençler vardır kit oynıyamaz.. oynarsan kendisinin we madığı hastalığı yarın öbürsür giddet edecektir. Onat Meselt ıle meşgul olması tavsiye olun”. 20c9l0k her wiewde yaramız sıkı bir muayeneden geçirilmit V€ mtsasdesi verilmiş. bir şsban i dur.. sonra iş bu kadarla kal” Sporun her şubesi için verilen 1 raptedilen bir sılıhat cüzdan! Her ay veya üç ayda bir” yi mensup olduğu “teşkilâtı dokt” tmdan muayene edilerek “İ ye teşkil. mhbiyesi ( boyu, ve-sairesi ) keydedilmelidir « genç le sporun yapacağı "* İf olduğu müsbet veya menfi Li tesiri “gösterir ve hem de: devam etiği spor “* yeti edem? şubesine devam edip evvelce tayin ader.. Ve bu suretle # kt: Gençlik te, memlekette» eder. Ve nahak yere kıy sporun karli eli ile tahıl? niş, mabv edilmiş olmaz / Ispartalılar zamanında. bile b | hesiz çindi” bizdekinden çök muntazam tıbbi dairesinde spor yaplaştır. ozaman İle bu devr sama ki ve tedenn! doğuran asırlar “4 Şı bremaneti . şoförleri, bereli salr erbap san'atı ruhi ve asabi! İ meve tabi tutmak isteyor. Bu İ şüphe şükrandıf” düşünceyi doğuran ılivyaç yanın! Dı9 vat/kbalınin istinat ettiği ve zam (o gençlik ordusunun İ hayah © her halde daha dun Alökadar olanlar ve bu lüzum | cetler ve usulü yok ki şavanı üvacı düşünebilenleri gençlik dg | dekein-mhhat we hayatı narın, 4oye dersi ediyorum. i j Bir ayda ne kadar pol vak'sı olmuş? 5 Teşrinievvel ayında Köf Nahiye'erde habil olduğu Adanada yüz. altmış dört if ve saire İle adi darp, on “y | bıçakla iki tabanca ile ce! İ tabanca ile, üç otomobil ezilerek ve başka suret!€ > bekir vak'ası olmuştur. yi lansrak ölmek ve altı Tehdit mektub” a a , | Akhisarda yeni bir bel Akhisar muhabirim:z bildi “© Akhisar, 27 — Tayya yi miyeti reisi Murat Bey, | tehdit mektubu aldı. Bu © yazı makinesile yanılmış» * “ baştan başa küfürler, ölüm İ ditleri ve hakaretlerle dol“ ysf Murat Bey mektubu gir ve hemen hükümete mürs€” der miştir. Pu mürscsat üzerin pi bal tahkikata geçen abi mütecasirin izi özerindedi” gf Kaymakamın evne arş disesinde hükümetin aldığı İ ket meydanda iken zi gi rızlar derhal. hapse tık piki? konun: kuvvetinin bukadi” olduğu bir memlekette cür'ete hayret etmeme ! ğildir. Mütecasir yakın “ lanacaktır,