— VAKIT. 30 Teşriniseni 1929 ( “ VAKT,, IN SEHİR VE M 2 esi Bir yahudi Efgan sefaretini — 200liradolandırdı M. Regenstrif ismindeki bü adamın başka dolandır'cılıkları da vardır Mark Regenstrif namında bir yahudi, İstanbulun maruf teya hat acentelerinden birini dolan. dırmıştır. Bu hususta bir muhar. ririmizin yaptığı tahkikata göre hadise şu surette cereyan etmiş. tir Efganistan sefareti ahiren O. desaya gidecek olan 9 Eiganlı zabitinin pasapartlarını bir seya- hat acentesine göndermiştir. A- cente, sefaret tarafından gönde- rilen pasaportları derhal ihzar ederek, 9 zabilin vapur biletleri nide alır: ve takriben beş yüz lira kadar da bir para sarfeder. Buraya kadar mes'elede hiçbir gayri tabiilik yoktur, Esasen ha- dise de bundan sonra başlamış- ir: Seyahat acentesinin açıkgöz memurlarından o'an Mark Re genstrif, fırsattan istifade ederek, derhal Efgan seletine müracaat etmiş, ve müecessesesinin haberi bile olmadan, sefareetten beş yüz lira almış ve savuşmuştur. © Meseleden haberdar olm yan scente, dokuz Efganlı zabitini Odesaya gönderdikten o soma, beşyüz lirayı tahsil etmek üzre se'arete müracaat edince dolan- dırıcılığa kurban gittiğini anlamış- tır. Seyahat acentesi beşyüz ifra- yı sefarethaneden tekrar talep etmiş ise de sefarethane mezkür meblâğı acentenin resmi memuru- na teslim ettiğini beyan ederek ikinci defa tediyatta bulunmak- tan imtina etmiştir. Bu vaziyet karşısında acente derhal mes'eleden polis müdüri- yetini haberdar etmiştir. E'gan sefareti paranın verildiğini, seya- hat acentesi ise resmi makbuz mukabilinde verilmiyem parala- rm kabul edilemiyeceğini beyan ederek, 500 liranın kendisine tediye edilmesini talep etmekte- dir. İhtilâfın halli için Efgan sefa- reti ile seyahat acentesi arasında müzakerat cereyan etmektedir. Diğer taraftan alınan malâmata nazaran Mark Regenstrif bundan evvel çalışlığı “İtaliko , vapur scenteliğinden de sul istimalde bulunduğu gibi piyasada da 2500 lira kadar borç bırakmıştır. İstifalar Ticaret odasinde neler oluyor? Ticaret odaları talimatname- “#inin tadili üzerine ticaret odası kâtibi umumisi Cemâl beyin is tifası mevzuu bahsolmaktadır. Dün oda mahafilinde Cemal beyin odaya gelmemesi bu şa yıanın hakikat olduğunu ispat etmektedir. Bize verilen malü- mata göre, geçen tene yeni bir teşkilât yaparak Cemâl beyi iş başıma getiren rüesadan birinin de istifa edeceği tabmin edil mektedir. Bu istifadan sonra Odada yeni bir intihap yapıla cağı, kâtibi umümiliğe odanm eski kâtibi O umumisi Raufi ve ya Vehbi Beylerden birinin ge tiri'eceği kuyvetle tahmin edil mektedir, VAKİT ın tefrikasıt 17 Kış geldi! Kâhtane taraflarını seller basmış, iki kişi boğulmuştur Biraz kar da serpti Üç gündenberi bütün İstan- bul baharın son günlerine de veda etti ve artık siyah bulutlar soğuk orüzgârlarla bütün şehir, kışın uzun günlerine giriyor... Birkaç gün evsel başlayan yağmur dün ve evvelki akşam mütemadi bir hızla devam ede- rek dün dumuş, sonra tekrar böş'amıştır. Bu sürekli yağmurdan Eyüp, Kasımpaşa, Oo Ortaköy, Dok mabahçe (dereleri taşmış ve otomobillerle tramvayların seyrü- seferini güçleştirmiştir, Yağmur- lardan en çok müteessir olan Kâhtane havalisidir . Kahtane Yazan: Hüseyin Rahmi — Urutlüm, Hemen koş. Asıl şapkalarınızı bıraktığınız yerden ai Buraya gel bilütnr beni bekle.. Bu son ihtarından sonra yürü dü. Ali Safder bulundukları yerden şopkaları aldı. Cok sürmeden döndü. Sözle- şilen kahveye oturdu. Bir saat geçti. Avnüsselâh gözükmedi. Delikanlı, ahlâk ve açlık ara- #nda kuruntuya daldı. Ahlâkk olup olmamak da bir tali oyunu idi, Bugün ahlâklarile öğünenler bu vaziyete düşseler aceba o doğruluklarım muhafaza edebilecekler miydi? Açlığın ic- bari'e çalanlara acaba hangi mun- sıf kanun yeme öl diyebilirdi? Çalış ta kazan sözü dibi görünmi- yen yıllık bir nasıhattır. İş iş di- ye bavada çırpınan boş ellere niçin maişet dolabından bir kulp tutturulmıyor? Çalışmak istiyen her hüsnüniyet sahibine iş var mı? Bu husustada ne iltimaslar, ne dalavereler dönüyor. Açlık hayatın en büyük mazeretidir. Asıl muzir hırsızlar mideleri için değil kasalar nefine çalanlardır. Ça'dıkca servetlerini kabartarak bilmiyenlerdir. Ali Safder böyle düşünerek bir maşinasyon içine giriyordu. Önünde kaza, belâ bulutlarile deresi kabarmış ve taşarak Liman ve Haliç şirketleri arasında bır ıhtlaf LUimaa şirketi Ne Haliç vapurları girketi arasında bir ihhlâf çıkmıştır. Vapur şirketi köprüden o Unkapanına kadar iki tarah kaplayan Liman gir ketinin mavunalari yüzünden #elerle- rinin intizam kaybettiğini ve bundan yolesların çok mutazarıır olduğunu idd'a etmektedir. £ Liman şikeli o müdürü Hamdi B. bu pikyete şu cevabı vermiştir: — Deniz "caret müdüriyeti bize burasını gösterdi. Mavunalrımızı buraya koyduk, Başka yer buluumlar oraya nekledelim, Mesele ticareti bahriye müdüriye- önce tetkik edilmektedir. EE e etrafı sular kaplamıştır. Kâh- tane köyünün önünü tamamile su istilâ etmiştir. Bu suyun Ali bey köyü, dört çavuş ve Kemer bur gaz bütün suların altında olup burada kimse evinden dışarı çıkamamakla st katlarda otur- maktadırlar. Kâhtane Köyü (Jandarma karskol binası da sular altındadır. Dün Beyoğlu jandarma kuman- danı bu mıntakaya giderek yar- dım tedbirlerini almıştır. Kemer burgazda çiftçiler sey- lâptan çok mü'cesssir olmuşlar- dır, Bir takım koyunları seller götürmüştür. Kemer burgazlı Hü- seyin ve arkadaşı, evvelki gün koyun (otlatırlarken bir daha köye dönmemişlerdir. Yağmur durunca koyunlarla beraber Hü- seyin'n derede naşi bulunmuştur. Zavalı çocuk selerden kaça- mamış sürüsü İle boğulmuştur. Arkadaşı kaybolmuştur. Dün sabah yağmur bütün hr zını almış ve öğleye doğru hafif serpintilerle kar taneleri düş müştür. Boğaz harisindeki tepe lerin ve Beykoz sırlarının hafif bir kar tabakası ile kaplı oldu. ğu söylenmektedir. Akşama doğ- ru kuru bir soğuk başlamıştır. Kandilli o rasatanesine göre dünkü hararet azami 9 asgari 7 derece idi. 12 snatte yağan yağmurun miktarı 39 milimetre dir. Bu gün rüzgir ş'malden esecek hava bulutlu olacaksa da yağmur yağmayacaktır. So. ğuk dalgaları umumi olup Av- rupanın bazı yerlerine kar yoğ- maktadır. züğürtlüğüne başka çare bulama- dığı için kendini, el yardimile bu karanlık ve meş'um yoldan gitmek mecburiyetinde görüyordu. İlk vurğun günü kazancı fena o'madı. Vakıa Avnüsselâh ken- dıne beş ayırırsa arkadaşına an- cak bir hisse gösterecekti. Bu kazıkçılık en doğru işlerde sözüm ona en namuslu insanlar arasın- da da böyle olmıyer md? Avnüsselâh kârşıdan söktü. Gi- derken başında götürdüğü mes ruk şapkayı bir Kanotiye ile teb. dil etmişti Güler yözle yaklaşa- rak: — Şansın var be kardeş... — Ne cihetten? , — İyi bir iş gödüm.. — Anlıyalım,. — Hariçte satış muamelesi © lup bitinciye kadar on lira alel hesap aldım. Nah beşi senin be- şi benim. İşte kardeşçe bir pay. örtülü bir karaltı verdi. Şimdilik i” EMLEKET HABERLERİ Marangozlar Oktruva hakkında ne diyorlar ? Kâmunuevvelin İ nci pazar gü nü marangozlar cemiyetinin b” yük sergisi açı lacaktır. o Sergi nin mükemme- İiyetinin temini için yapılan bü- tün bhazırk''ar bitmiştir. Dün sergiyi gezen bir mu. harririmize Oce miyet kâtibi w- mumisi Fuat B. şehrin hücra köşelerin de sakli kalan Marangozlar kdit hakiki ustaların OĞ fuar 8. eserlerinin teşhir edileceğini ve satıştan bunların müs'efit o'aca- ğını söylemiş, sonra bütün ma: rapgozların en mühim derdi olan | fina müncer olmuştur. oktruvadan bahsederek şu iza | ““ hatı vermiştir: 4 — Oktruva bütün ganafımızın belini bükmektedir. Belediye memurları bizim ver- diğimiz (beyannamelere itimat . | son haperler) Demiryollarında Eşya nasıl sevkedilecek? Berlin, 28 (A.A) — Bir tar tan Alman Sarre demiryolları ide resile diğer tarafatan Fransız, Yı nan demiryolları şirketi ve kiye demiryolları idaresi arasınd aktedilmiş olup Avusturvs, Çe koslovakya, Polonya, Yugos'av* Romanya ve Bulgaristan denli” yolları idareleri o mümeşsillerini bazır bulundukları konferans Aİ manya, Yunanistan, Türkiye 8(* sında sevkedilecek malların d0f rudan doğruya ve sadece bir mule senedile gönderilmesi ld Kudüste Arap rüesasının. istlcvabıni başlandı etmiyor ve istedikleri bir şekilde Londra 29 (A.A) — Kudüste hareket ediyorler. Saniyen ceviz | Deyiimeyle bildirildiğine göre # meşe gibi tahtalardan kilo başı- na 35 kuruş oktruva almıyor. Bu çok ağırdır. Odundan bunu alır- larsa pamuktan ne alınır bunu düşünmek lâzımdır. Ve sonra oktruvayı yalnız mobilye yapan- sermayeli marangozler. 3: Makinesiz çalışanlar. Ha buki oktruva tahakkuk et- tirilirken bu vaziyeti maliye ve sermaye nisbeti nazarı dikkate alınmayor; acaba niçin?... Rizede bir cehalet kurbanı Rizeden gelen omalâmata göre cehaletin sebep olduğu acı bir vak'ayı daha işaret ediliyor. Belso- kukluğu hastalığına yakalanan bir genç bir mutatabbibe müracaat et- miş, onun verdiği Wda içmiş bir ay sonra da feci ağrılar içinde öl- müştür, Adli tahkikata başlanmıştır. Alı Sa'der souk bir lukla somurttu, Avnüsselâh — Ne? Memnun o'madın mı? — Neye memnun olayım. Dört lira verdim. Beş alıyorum. — Karnın mükemmelen doydu. Bir lirada kâr. Fena mı? — Namusumu pek ucuz satmış oluyorum.. — Namusunu.. Şu pederin- durgun- s) den mevrus, günden güne eski manasını oOkaybetmekde olan kuru lâftan ibaret namusunu. Bu mübarek kelimenin benim üzerimde nasil bir maküs tesir göstermekte olduğunu hâlâ anlı- yamadığına tasccup ediyorum. Oğlum her san'at ve mesleğin başlangıcında o çıraklar o için uzun bir müâzmet müddeti vardır. t — Ben buzün resmen yicdanı- mın önünde hırsızım... — Abdallık lâzım değil resmen hırsızlık olmaz. Bütün sirkatler tahkikat (o komisyonu son tişaşat esnasında mübim bir oynamış olan bir takım rüesasını İsticvap İle meşgu Bunların cümlesi memlekette “ adliye nazırının muvafakatile 6-926 tarihli Türk - İtalyan hedesinin tasdikin& dair lâyihasını meclise tevdi Mekür muahede 19-8-926 o iadei mücrimin mukavelesile zahereti adliye makalem ni ihtiva etmektedir. i İranda kıbrit fabrika , İran hükümeti iki kibrit ii kası tesisi için Ruslarla bir “” kavele yapmıştır. ( gayrı resmidir... Sen vicdan dr len mevhum nesneyi önünde abi! fil için telkin verilen bir "e mi sanıyorsun?.. Allahın k' gi ne karşı bile ne hakakucurla. nüyor.. ne alırsan bereket pak demeğe alış... işin gerisine pif ben sana alelhesap olar miktarını takdim ettim. satılsın. hef Bu işiçin gizli çalışa” kafa, her el zahmetinin mekt” ini alsın.. sana ne re . bunları “en sel ri ince felselesini anla.. her lokantalardan O pardesü, | aşırmak gbi adi klefteci işl ve meşgul olacak değiliz. Büyük san'at'ı, dalaverölere bi en ziyade istismar edeb yöb miz şey İnsanların saftetidir. korkutarak, kâh umdurar3* lere muvaffak olunma. v4 ye? İnk” Önümüze çıkan kolpoyi havadan yakalamalyı7- pe