9 Eylül 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9.-9-1938 ULUS DIŞ POLİTİKA Almanya ve Sovyetler Alman - Sovyet paktının imza- sından sonra biri orta, diğeri de şarki Avrupa'nın iki büyük devleti arasındaki karşılıklı münasebetler, günün en ehemiyetli meselesi halini almıştır. Acaba geçen ay imzala- nan bu Alman - Sovyet paktının şü- mulü nedir ? Böyle bir süale cevap verebilmek ancak paktın imzası için her iki dev- leti de tazyik eden sebepleri kısaca izah etmekle mümkündür. 1914 harbinden sonra Sovyetlerle Alman- ya ar daki ü betler, nor- mal, dürüst ve hattâ bazan da sami- mi olmuştur. Rapollo muahedesiyle ifade edilen bu mü betler, bir taraftan Almanya'yı Versay mua - hedesinin zincirleriyle bağlı tut- mak, diğer taraftan da sovyetleri, kabul ve tatbik ettikleri aykırı iktı- sadi rejim dolayısiyle, kanun harici addetmek için o günün galip dev- letleri tarafından çalışıldığı devre kadar geri gider. Rapollo, aktedil - diği zamanki ümitleri tahakkuk et- tirmemekle beraber, iki devlet ara- sında bir iş birliğinin temelini teş- kil etti. 1933 senesinde Hitler'in iktidara gelmesiyle alman harici siyaseti sovyetlere karşı muhasım bir cephe aldı. Ve faşizm, Almanya'nın için- de komünizmin düşmanı olduğu gi- bi, beynelmilel ö betlerde de sovyet aleyhtarlığının alemdarı ol - du. Bu tazyik karşısındadır ki sov- yetler, 1914 senesinde harici politi- kalarının tâbiyelerini değiştirerek “burjuva,, adı verdikleri demokra - silerle iş birliği yapmak siyasetini takibetmeğe ve muhtelif memle- ketlerde “halk cepheleri,, kurulma- sını tervice başlamışlardır. Sovyet- ler aynı zamanda milletler cemiye- tine girdiler. Ve kollektif barışın hararetli taraftarı oldular. Demokrat devletlerle iş birliği beş sene sürmüştür. Şunu söyliye- lim ki bu beş senelik iş birliği sov - yetler için bir hayal sukutu oldu. Fransa'da halk cephesi seçimde ka- zandığı halde iktidarı muhafaza e& - demedi. İspanya'da demokrat dev - letlerin müsamahasiyle faşistlik ku- ruldu. Fakat sovyetler için en bü- yük hayal sukutu demokrat devlet- ler tarafından Nazi Almanya'ya karşı takip edilen siyasetti. Sovyet- Tet Meri hmansilaimü, Almanya'ya karşı şiddetli davranıl- masında ısrar ettikçe demokrasiler yan çizdiler. Bu beş sene içinde mil- letler iyeti yıkıldı. Kollektif ba- rış sarsıldı. Almanya kuvetlendi ve nihayet orta Avrupa'da hegemonya kurmıya teşebbüs etti. Sovyetler, Münih'i unutmamışlar ve affetme- mişlerdir. Hatırlardadır ki sovyet- ler bu müzakerelere iştirâk bile et- tirilmediler. Sonra Almanya, mart- ta Çekistan'a karşı darbe indirdiği zaman sovyetler, Bükreş'te bir kon- ferans toplanması teklifini ileri sür- düler. Bu da kabul edilmedi. Şimdi anlaşılıyor ki bu, sovyetlerin de- mokratlarla iş birliği yapmaları i- çin yaptıkları son teklif imiş. Bun- dan sonra İngiltere şark ile yakın - dan alâkadar olup da Polonya'ya we Romanya'ya garanti vererek sov- yetleri iş birliğine dâvet ettiği za- man vaziyet değişmişti. Çünkü çem- berlemeden korkan Almanya sov- yetlerle anlaşmak - teklifini yapmış bulunuyordu. İnkâr edilmiyor ki İngiliz - Sovyet müzakereleri, Po- DÜNYA HABERLERİ Almanya ”topyekün |Garbi Afrika Almanya harp ”e hazırlanıyor İşçi ücretleri azaltıldı İktisadi güçlükleri yenmek için bir çok tedbirler alınıyor Zürih, 8 a.a. — Almanya'da “Topyekün harp” a hazırlanmakta- dır. Sivillere verilen tâlimat günden güne şiddetlenmektedir: İş servisi herkese teşmil edilmiştir. Ameleden her zaman talep edi- lebilen fazla mesai için haftada dir. 19 marktan fazla verilmemekte- ile harp halinde Pretoria; 8, a. a. — Cenubi Afrika birliğinin harbe girmesiyle garbi Af- rika'nın otomatik bir şekilde Almanya ile harp halinde bulunduğu öğrenil - miştir. aşağıdaki emri yevmiyi neşretmiştir : Yugoslavya mahalli manevralar yaplığını söyliyor Belgrad, 8 aa. — Ecnebi memle- ketlerde dolaşan şayiaların hilâfına olarak, Yugoslavya'nın yapılacak ma- hallt manevralar için sadece bazı ih- tiyat ve mütehassıs sınıflarını davet ettiği bildirilmektedir. Gece ve pazar günleri çalışan ame- leye verilen : zamlar kaldırılmıştır. Neşredilen bir emirnamede herkesin mülteciler için evinde birkaç oda a- yırması bildirilmektedir. İktisadi güç lükleri yenmek için gazeteler karile- rine birçok tavsiyelerde bulunmakta- dırlar, “Doyçe Allgemayne Saytung” hal- ka keçi ve tavşan yetiştirmeğe tavsi- ye etmekte ve bu hayvanların mutbah artıklarile beslenebileceğini ilâve et- mektedir, Bu gazete, dört yaşından küçük dişi tavşanların öldürülmesi yasak oldu- ğunu hatırlatmakta ve mevsim ilerle- miş olmasına rağmen 8 aylıktan yu- karı olan tavşanların üretilmesini tav siye etmektedir, Bu talimatı yerine getiremiyecek o- lan tavşan sahibleri hayvanlarını hu- susi cemiyetlere tevdi etmeğe davet edilmektedir. Almanya Hollanda'ya kömür satmıyor Amsterdam. 8. a.a. — Öğrenildiğine göre Rhin limanlarına Hollanda'ya katiyyen kömür satılmaması için e- mir verilmiş olduğu gibi Hollanda'ya gitmek üzere yola çıkmış olan mavna ve salapuryaların geri çağrılması için de talimat ita edilmiştir. Bu suretle 5 Alman vapuru, Hollanda hududun- tir. Algemein handels balad gazetesi- ne göre bu emri müteakib Berlin ta- rafından imkân nisbetinde Hollanda'- ya kömür ve gübre verilmesi emri ve- rilmiştir. Hollandalı Organ, Alman- ya'nın kendisine lâzım olan gıda mad- delerini Hollanda'dan tedarik edemi- yeceğini, binaenaleyh yapılacak ih- racatın bunlara tekabül edecek ihra- cat ile telâfi edilmesi lâzımgeleceğini yazmaktadır. Almanya'da demiryolu nakliyatı Berlin: 8. aa. — Alman demir yol- ları idaresinin bugün verdiği bir ka- rara göre bitaraf memleketletden bi- taraf memleketlere gönderilecek eşya alman demir yollarınca nakledilecek- tir. Fakat, muharip devletlerden sev- kolunacak eşya ile muharip devletle- re gönderilen eşyanın her nereden ge lirse gelsin alman topraklanndan geç mesi yasaktır. d çekilişi değildir. 1890 lonya'nın sovyet ııkerî_ yard b MEMCA MA de bir türlü ilerlemiyordu. Esasen beş senelik iş birliğinden hayal su- kutuna uğrıyan sovyetler, müzake- relerin de yürümediğini görünce, Al ile anl kta fayda gör- düler. Bu fayda ne olabilir? Bir ta- kım ihtimaller ileri sürülebilir : 1 — Şarki ve merkezi Avrupa'ya veya Balkanlara doğru hüküm ve nüfuzunu genişletmek. 2 — Cihan ihtilâlini temine çalış- mak. i : 3 — Evelâ kendi emniyetini ko- rumak ve sonra da kollektif emni- yetin kurulmaşına yardım ) kabul etmek ist üzünd sonra şarka doğru takip ettiği siyaset karşısında Almanya'- nın mukadderatını kim idare eder- se etsin, bu devletin Rusya ile arası açılması mukadderdi. Yani Alman- ya sovyetlerle iyi geçinmek için şark hakkındaki ihtiraslarını bir tarafa bırakmalıdır. Almanya'ya, Polon- ya'dan başka orta veya şarki Avru- pa'da bir karış ilerleme hakkı ve- recek bir pazarlığa sovyetlerin mu- vafakat edebilecekleri çok şüpheli- dir. Bu vaziyette Almanya ile anla- şirken, sövyetlerin ikinci ve yahut Birinci ihtimal vârit görünmüyor. Çünkü kendisinin genişlemesi için Almanya'nın da genişlemesini ka- bul etmek lâzımdır. Böyle bir ihti - mal düşünenler, kuvetli, büyümüş, ihtirasları artmış, müsellâh ve mu - azzam bir Almanya'nm İngiltere ve Fransa kadar ve hattâ belki de onlardan ziyade sovyetler için teh- like teşkil edeceğini unutuyorlar. da üçü üşü ile hareket et- miş olmaları daha galip bir ihtimal olarak akla geliyor. Filhakika kâh bir, kâh diğer tarafa doğru dönerek yapılan tâbiyelere rağmen sovyet- ler, “cihan ihtilâlini temin,, diye hü- lâsa edilebilecek olan harici politi- kalarının ana hedeflerinden hiç bir ayrıl lardır. 1934 sene- sinde faşist tazyikı, sovyetleri, tâbi- Varsova kahram (Başı 1. inci sayfada) Şimdi aldığımız haberleri sırasiyle aşağıya koyuyoruz: Dün akşama doğru bir Berlin ha - berinde şöyle deniyordu : Alman zırhlı kıtaatı, kısa ve fakat çok çetin bir çarpışmadan sonra düş- manın Varşova - Tomazov şosesinde- ki mukavemetini kırarak Polonya hü- kümet merkezi üzerine süratle yürü - miye başlamıştır. Mazezonov mahalli bu sabah işgal edilmiştir. Dün saat 18 de de bütün alman rad- yoları alman D. N. B. ajansının $u ha berini vermiştir : Umumi karargâh, alman kıtaatının saat 17,15 te Varşovaya girdiğini bil- dirmektedir. Biraz sonra Royter ajansı şu ha - beri vermiştir : Alman istihbarat ajansı, umumi karargâhın bir tebliğe istinaden al- man motörlü kıtaatının saat 17,15 te Varşovaya girdiğini bildirmekte ise de bu haberi teyit eden başka hiç bir haber alınmamıştır. Leh ordusu stratejik ricatine devam ediyor b Royter Aalansı » Brükselden aldığı bir haberde diyor ki: belçikalı ve ho- landalı muhacirlerden ve diğer men - balardan buraya gelen malümata gö - re, Polonya ordusu stratejik ricatine üstatça bir mükemmeliyetle devam et mektedir. Polonyadaki bitaraf askeri müşa - hitler, lehlilerin pek faik bir düşmana karşı 2500 kilometrelik bir cephede harbi kabul edemiyeceklerini ve buna binaen cepheyi kısaltmakta oldukları- nı kaydediyorlar. Bununla beraber leh askerleri mareşal Smigly - Rydz- in pek yakında “dur” emrini vermesi- ne ve mevzilerine yerleşmelerini bil- dirmesine intizar ediyorlar. 1920 harbinde olduğu gibi... Gerek Polonyadan gerek Berlin - den gelen haberler leh kıtalarının in- tizam içinde ve maneviyatlarını kay - betmeden çekildiklerini bildirmekte ve resmi alman beyanatında da bu kı - taatın kahramanlıkları takdir ve ta- zimle yadedilmektedir. Lehli zabitler, Smigly - Rydz'in bu nevi harpte büyük bir tecrübe sahibi olduğunu ve 1920 de bolşeviklere kar- şı koyduğu zaman fırkalarını 1000 ki- lometre geriye çektikten sonra dön- müş ve neticede muzaffer olmuş bu - lunduğunu hatırlatıyorlar. Leh kuvayi külliyesi henüz harbe girmedi Polonyada yapılan şimdiki muha - rebede henüz hiç bir saf muharebesi vuku bulmamıştır. ve almanlar tara- fından alınan az miktarda esirle ele geçirilen birkaç top Polonya başku- mandanlığı tarafından tatbik edilen plânın müessirliğini ispat eylemekte dir. Leh ordusunun kuvayikülliyesi henüz harbe girişmemiş ve leh ordusu nun malik olduğu binlerce küçük tanktan henüz bahsedildiği duyulma- miştir. Almanlar hâlen bilardo kadar düz bir arazide ilerliyorlar ve şimdiki ku- rak havalar kendilerine pek ziyade yardım ediyor. Sonbahar mevsimi ve arazinin değişmesi motörlü alman ku- vetlerinin tesirini pek ziyade tadil yelerini değiştirerek d kratlarl Alman - Sovyet paktının im ü- zerine Bismark zamanındaki Al- manya ile o zamanki Çarlık Rusya- sı arasındaki münasebetlere geri dönüldüğü söyleniyor. Filhakika öyle bir vaziyete geri dönmüş ol- mak için bugünkü Almanya'nın da şark hakkında ihtiras beslemiyen o günkü Bismark Almanyasının va- Pa: ya se' gibi, bu dev- letlerle yapılan beş senelik iş birli- ğinden doğan hayal sukutu, yeni bir tâbiyeyi tecrübe etmelerine sebep olmuştur. Bu zaviyeden bakılınca, burjuva kapitalizmi dedikleri rejim ile faşist ve nazi rejimlerinin çar- pışmasını kolaylaştırmak sovyet dış politikasının hedeflerine pek aykırı eyliy ktir. Polonya radyosu saat 22 de Varşo: müdafaası baş kumandanı General Czuma'nın aşağıdaki tebliğini oku- muştur: N İ Ma-|! anca dayanıyor ! leh askerinin alman tankları tarafın - dan ezilmesi ile mümkün — olacaktır. Vatanperverliğini bir kere daha gös- termek vazifesi bugün ilk hatta olan ve bununla müftehir bulunan Varşo - vaya terettüp etmektedir.,, “Polonya daha ölmemiştir!,, Radyo spikeri sözlerini şu suretle bitirmiştir : “Size, düşman darbelerinin her an isabet edebileceği Polonya radyosun- dan söylüyorum. Antenimiz sustuğu takdirde biliniz ki tahrip edilmiş de - mektir. Bu takdirde emirler başka bir kanaldan devam edecektir.,, Bu neşriyattan sonra Polonya milli marşı çalınmıştır. Bu marşın ilk mıs- rar şudur: “Polonya ölmemiştir,, Polonya radyosunun, askeri hare - kât sebebiyle tahrip edileceği ana ka- dar gece gündüz çalışacağı bildiril - miştir. Varşova radyosu bundan sonra çal - dığı hazin müzik parçaları arasında bu beyannameyi muhtelif lisanlarla tekrar etmiştir. R Radyo spikerinin beyannameyi o - kurken heyecanını zaptedemiyor ve sesi titreyordu. Fakat işin garip cihetleri Londra ratıyosu da saat 23 de Varşovanın düş- tüğü hakkında alman karargâhının resmi tebliğini neşretmiştir. Fakat bundan sonraki neşriyatında ingiliz istihbarat nezareti Londradan Varşova radyosunun neşriyatının dü- yulduğunu bildirmiştir. Fakat Varşova şehrinin öğleden sîn rta saat 14.30 da almanlar tarafından bombalandığı muhakkaktır. Varşova radyosu da dün iki defa çok ehemiyet- li ve uzun iki hava hücumuna üuğra - mıştır. Varşova radyosunun bu haber- leri da verdiğine göre bombardıman- dan ehemiyetli bir zarar görmediği anlaşılmaktadır. Hava faaliyeti: Düşman tay- yareleri, ordularımızı, münakale hatlarımızı ve Vistül üzerindeki köprüleri bombardımana devam etmektedir. Bazı mahaller ve Varşova'nın merkezi bombardı- man edilmiştir. Tiyatro meydanı- na, Nalevi ve Dluga sokaklarına bombalar düşmüştür. Düşman tayyareleri, tayyarelerimizin ve toplarımızın müdafaası üzerine zayiat vermişlerdir. Kara orduları: kıtaatımız, düşmanın motörlü kuvetlerinin tazyikı altında Lodz, Potrkov, Razany ve Pulstusk mıntakasın - da ricat etmektedir. Varşova radyosu hâlâ susmadı Polonya radyosu bu sabaha kadar neşriyatına devam etmekte idi. İstas- yon arasıra lehçe haberler neşrediyor ve sonra müzik neşriyatına devam e- diyordu. Londra radyosu, şehirde 120.000 ki- şinin siperler kazmakta ve tramvay - ları devirerek barikadlar vücuda ge- tirmekte olduğunu bildirmiştir. Bu - nu Varşova radyosu da teyit etmiştir. Almanların yaptıkları radyo neşriyatı Almanlar, Lwow (Lemberg) ve Poz nan (Posen) şehirlerinin radyo istas- yonları dalga uzunluğu üzerinden fransızca olarak yaptıkları neşriyatta, alman ordusu kumandanlığı tarafın- dan leh milletine hitaben neşrolunan bir beyannamenin metnini vermişler - dir. Beyannamede zırhlı kıtaların Var şova'ya girdiğini, kadınlarla çocukla- rın ve alman ordusuna karşı silâh kul- dan herkesin ordunun himayesi Polonya ordusu Baş reşal Smigly Rydz Varşovanın mü - dafaasını bize tevdi etmiştir. Ma - reşal düşman taarruzunun kendisine karşı teşkil ettiğimiz mukavemet du- varında kırılmasını isti altında olduğunu bildirmektedir. Bir beyanname daha... Başka bir beyannamede de alman kıtalarının kazandıkları muvaffaki - yetler sayılarak sanayi mintakaları - t C SÖÜ N KRD 5 İSTANBUL Gazeteleri TAN Garp cephesinde harp niçin başlamadı B. Zekeriya Sertel almanların Polon- yaya girişlerinden itibaren yedi ve ingi- lizlerle fransızların gene bu devlete harp haline geçişlerinden itibaren beş gün geçtiği halde garp cephesinde hâlâ geniş mikyasta hareketlerin başlamama- sı sebeplerini başmakalesinde tahlil et - mektedir . İngiliz ve fransız hükümetlerinin kati harekete geçmek için bir müddet geçe - ceğini ve hazırlıklar tamam olduktan sonra bu cepheye dönen gözlerin her gün yeni sahneler göreceğini yazan mu- harrir sözlerine şu cümlelerle nihayet vermektedir: *“Harp başladıktan sonra da alman hal- kını rencide ederek garp devletlerine karşı kin ve gayz duymıya sevkedecek hareketlerden ictinap edilmiş, şehirler bombardıman edilmemiş, halka zarar ve- recek hiç bir harekete teşebbüs edilme- miştir. Bilâkis alman milletine vaziyeti anlatan beyannameler atılmıştır. Ordu - lar ve donanmalar harekete geçmiye ha- zır vaziyete gelinceye kadar, düşmanın maneviyatını bozmıya ehemiyet veril - miştir. Fakat şimdi artık bu tecrübelerin, müsbet bir netice vermiyeceği anlaşıl - mış olsa gerektir. Fransız kumandanlı - ğının teb'iğine göre, ordu ve donanma- lar da tahaşsüt ve tecemmülerini bitire- rek mevzilerini almışlardır, İlk temas - lar da baslamıştır. Binaenaleyh harekâtın ergeç başla - ması artık beklenebilir.,, Propaganda seferberliği Ömrner Rıza Doğrul, harbe giren ve gir- miyen memleketlerde askeri seferberli- ğin yanında geniş mikyasta bir propa - ganda faaliyetinin başladığını ve bilhas- sa radyo vasıtasiyle yapılan neşriyatı e- le alarak bu harbin aynı zamanda mil - letlerin kafa ve bilgi seferberliğini ne surette başaracaklarını ölçmiye vesile o- lacağını yazmakta ve bunda başarı gös- terecek milletlerin ayrıca bir şeref his- sesi kazanacaklarını söylemektedir. YENİ SABAH Türkiye ve harp B. Hüseyin Cahit Yalçın, demokrat devletlerle nazi rejimi arasında kati su- rette başlıyan harpte bizim vaziyetimi - zin ne olacağını tetkik etmekte ve muhtelif noktalar üzerinde yaptığı tah- lillerden sonra şu neticeye varmakta - L “İtalya tarafından Türkiyeye vuku bu- lacak bir tecavüzün denizden yapılması ihtimali hemen hemen hiç yoktur. İtal- ya mühim kuvetlerle sahillerimize bir ihraç hareketi yapabilmek için Akdenize hâkim olmak lâzım gelir ki buna im - kân tasavvur edilemez. Arnavutluk yö- lu ile karadan vuku bulacak sevkiyatı Yunanistanım ve Türkiyenin müşterek kuvetleriyle karşılaşacaktır. Bu tecavüzün biraz ciddi bir renk a- labilmesi için İtalyanın yarım adadan çok büyük bir kuvet ayırması lâzımdır. Salâhiyettar zatlar fransız ve ingiliz taz- yiki altında bulunan, bir taraftan da Al- manyaya yardım eden bir İtalyanın türk ve yunan ordulariyle boy ölçüşebilecek mühim bir kuvet ayırabilmesini imkân- sız görüyorlar. /Bu şerait altında, harp ihtimali Tür - kiye ufuklarından şimdiki halde epey u- zakta bulunuyor. Hükümetin de bu kana- atte olması ittihaz edilen tedbirlerde hiç bir telâş ve istical eserlerinin görül - memesiyle sabittir. Alınan askeri tedbir- lerin hal ve vaziyetin her memlekete tah- mil ettiği ihtiyat tedbirleri çerçevesini geçmediğini de görüyoruz.,, (UMHURİYET Hattı müdafaa yok sathı müdafaa var B. Abidin Daver, başmakalesinde Po- lonya - Almanya arasında devam etmekte bulunan harp halini tasvir ettikten sonra Polonyanın mağlubiyete doğru — gittiği yolundaki ifadelerin henüz — mevsimsiz olduğunu, mamafi, bir devletin tamamiy- le mağlüp olması için ordusunun tama- miyle imha edilmesi lâzım geldiğini hal- buki leh ordi henüz gl durduğunu ve henüz büyük bir meydan muharebesinin vuku bulmadığını yaz - dıktan sonra diyor ki “Lehistanın sevkülceyşi üstün düşman karşısında cevval bir müdafaa yapmak- tır. Onu da pekalâ yaptığını görüyoruz. Şimdiye kadar arazi ve şehir müdafaası- na kapılmadığını da görüyoruz. Zayıf bulunan şarki Prusyayı işgal gibi, cazi- beli, fakat ordunun mühim kuvetlerini işgal ve israfa vesile olacağı için, tehlike li ve harbin neticesi üzerinde — tesirsiz bir hedef peşinde koşmadığını da görü- yoruz. Alman devleti karşısında, setir birliklerinin anud müdafaasiı ve ordu büyük kısmının teenni ve ihtiyatla hare- ket etmesi, leh ordüsu başkumandanlı - ğının vazifesini kavramış olduğunu is « bat ktedir. Z: üdafaa si- lâhlarının mükemmeliyeti karşısında al- manların ağır zayiatla ilerlediklerini de kabul etmek lâzımdır. Bu, bir ittifak harbidir ve ittifak harp- lerinde, müttefik orduların — âhenktar ve müttehit bir surette harbetmeleri lâ- zımdır. Bu harpte leh ordusuna düşen vazife, fransız ve ingiliz orduları bü - tün kuvetleriyle Almanyaya yüklenin « ceye kadar, almanların bütün savletle » rine tahammül ve mukavemet etmek, mümkün olduğu kadar işi uzatmaktır. Lehistan şimdilik, çok güç olan vazife- SON POSTA İhtikârı muhtekir değil biz yaparız Bugünkü başmakalesinde B. Muhittin Birgen bazı maddelerde fiyatların geçen günlere nazaran sebepsiz yükselişini baş- makalesine mevzu olarak almıştır. B. Muhittin Birgen dünyanın birdenbi- bire fevkalâde karışmış olması üzerine halkın, her tarafta olduğu gibi, bizde de geniş bir heyecan dalgası içine düşmesi- ni tabit bulmakta ve insan ruhunda he- yecanlanma hâdisesinin beşeri bir hal ol- duğunu söyliyerek bunu mazuür görmek - tedir. Yalnız, bu gibi ahvalde iptidai zihni - yette bir millet olmadığımızı göstermi- ye mecbuür bulunduğumuzu — kaydeden muharrir, di ımıza hükü ü sözlerine itimat ederek piyasayı yükse't- memeye çalışmalarını ve başkaca tedbir- lere müracaata mecbur bırakılmamasını tavsiye etmektedir. Şark cephesindeki vaziyet Emekli General Hüseyin Emir Erki - let, harp vaziyetine dair her gün yaz - makta bulunduğu makalesinde Polonya ve Almanya arasındaki muharebe safha- larını gözden geçirerek şark cephesinde Polonya ordusunun her gün biraz daha . geri çekilmesini tabii bulmakta ve bu halin ııhı ordusununun bozulduğunu ifa- iğini muhtelif lere isti « de natla isbat etmektedir. Terfi eden Elçilerimiz Kahire orta elçisi BB. Mehmet Ali Şevki Alkan, Lâhi orta elçisi Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Belgrad orta elçisi Cevat Üstün'ün birinci sınıf or- ta elçi olarak ikinci dereceye terfile- ri yapılmıştır. ne tahrik için, yaralı leh askerlerinin pansımansızlık yüzünden öldükleri kaydolunmaktadır, İngilterenin em - riyle harbe giren Polonya'nın yerine bundan böyle başka bir Polonyanın doğacağını ve milletin, başında bulu- nan münfesih hükümetten kurtulaca- ğı ilâve edilmektedir. Hakiki Lwow istasyonuna göre Sabaha karşı saat beş: Almanlar, Varşova istasyonunun neşriyatını boz- mağa uğraşıyorlar. Gürültüler geli - yor.. Sonra tekrar düzeliyor. Biz bu sefer Lwov istasyonununu dinliyoruz. Bir kadın sesi tıkanarak fransızca in- gilizce neşriyat yapıyor. Şimdi hakiki Lowow istasyonu neşriyata başlıyarak almanların bu neşriyatı Lwow ve Poznan istasyon - larının dâlga uzunlukları üzerinden yaptıklarını, bu gibi hallerin harp ka- idelerine uymadığını söylemiş ve met- nini yukarıda verdiğimiz Varşova ku-| A n k beyanrı i Ş tur. Bu itibarla Lwow'da Polonyalı - ların elindedir. Şimdi saat dört buçuk: Varşova radyosu hâlâ orta dalga - da müzik neşriyatına devam ediyor. Arada müziği kesip havadis veriyor. Ve halkı mukavemete çağırıyor. Varşova radyosunun spikeri saba- hı bekliyor. Eğer bugün Varşova radyosu bom- balarla susturulacak olursa... O zaman halka bu tebliğler duvar ilânlariyle yapılacaktır. Spiker saba- hı bekliyor. *& Varşova radyosu Polonya milli mar- Moskova'da bazı ihtiyatlar askerlik şubel'erine çağrıldı Moskova, 8 a.a. (Havas) — Mosko- vada ihtiyatlardan bir kısmı mahlle- lerdeki askerlik bürolarına çağrılmış- lardır. Meselenin mahiyeti belli de- ğildir. Diğer taraftan sokaklarda bir takım kimselerin toplu bir h e as- kerler tarafından sevkedilm — » ol- duğu görülmüştür. Bu vakıalar ve terhisi lâzır — ten efrattan batı Rusyasındaki askeriik dairelerine mensup olanların silâh al- tında muhafazası Sovyetler Birliği- nin her ihtimale karşı hazır bulundu- ğunu göstermektedir. Semplon - Orient Expresi işlemeğe başladı Paris, 8 aa. — Harp başladıktan sonra Fransa'nın “mutat işlere de- vam,, parolasını tatbik ettiğinin yeni bir delili de Semplon - Orient - Ex- pres'in dündenberi servise başlaması- dır. Tren, Paris'ten hareket etmiştir. Katarı teşkil eden dört lüks vagon- dan biri Milân ve Roma yolcularına tahsis edilmiştir. Semplon, Paristen tam 19,45 te hareket etmiştir. Bu ser- visin muhasamatın başlamasından beş gün sonra yeniden tesisinin ehemiye- ti, trende nafıa ne; i

Bu sayıdan diğer sayfalar: