Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— p d - b K ü ULUS ’ 9 - 9 - 1939 Avruna buhranı karşısında: Vatandaşların vazifesi Ayîıırdnnberi korkulan harp ey- Kilün birindenberi bütün şiddetiyle cephelerde başladı. Şimdi takriben iki yüz elli milyon insan biribirle- riyle harp halinde bulunmaktadır. Harp artık mukadder neticelerini doğurmak için kendi istikameti i- çinde inkişaf etmektedir. Harp, hiç şüphesiz insanlık için en feci âkı- betler yaratmakla beraber milletle- rin hayat kudret ve kabiliyetlerini ölçmek için en kuvetli bir miyardır. Hattâ geçen asırda işte bu bakım- dan harbi istiyenler bile olmuştur. Artık her ne olursa olsun bugün müthiş bir hakikatin içindeyiz. Şim- di henüz aydınlanmıyan çok karışık vaziyetler içinde harbin hudutları - nın genişleyip genişlemiyeceğini ve hangi istikametlere doğru sarkaca- ğgını tahmin etmek kolay değildir. Bunu gelecek günler bize göstere- cektir. Bugün ortada tek hakikat varsa her iki tarafın zafere ulaşmak için bütün milli varlıklarını ortaya koyarak en son hayat kabiliyetle- rivle çarpışacaklarıdır. Bu manzara karşısında henüz harbe girmiyen her millet en yük- sek hassasiyet ve alâka ile vaziyeti takip etmek mecburiyetindedir.Dev- letimizin mesul makamlarında bu - Tunanlar milli menfaatlerimizin ko- runması ve milli varlığın muhafaza- sı için her türlü tedbirleri önceden almış ve hareket tarzlarını bu isti- kamete tevcih etmiş bulunmakta- dırlar. Böyle tarihi zamanlardaâ va- tandaşa düşen mesuliyet hissesi devlet adamlarınınkinden daha az ve daha aşağı değildir. Bunun için her vatandaş kendisi tıpkı bir dev- letmiş gibi hareket ederek ve tek- mil hareketlerini devletin aziz ve mukaddes menfaatlerine uydurarak müşterek gayeye doğru ulaşmağa çalışması icap eder. Nasıl asker ol- mak vatandaşın en aziz bir vazife- Si ise milli menfaatlere uygun ol- mıyan propagandalardan çekinmesi N. A. KÜÇÜKA yüksek milletlere yaraşır bir man - zara arzediyor. Bununla beraber şu son günlerde her halde umumi har- bin hâtıralarda bıraktığı acı tesirle- rin tahriki ile halkta bazı fevkalâde ihtiyat tedbirleri ittihazına doğru hareketler görülmektedir. Hüküme- timiz halkın bu vaziyetine karşı hattıhareketini gayet samimi ve a- Günün peşinden . L ... e . İki hâdise iki devir “Evelki li cidden iç ti. Bazı âcul ve müvesvis kimseler henüz hşç bir fevkalâdelik yoökken furunlardan fazl: ekmek tedarik etmek i: İ T .a x;-[aîlîı; gece ve dün gece furunların ha- k bır k b İ Büyük Millet Mecdisi pazarlesi - günü foplanıyor Büyük Millet Meclisi, 9 haziranda yaz tâtiline girerken verdiği karar bu telâşının muhık olduğu bilâhare an- !aşılmxştn'. Müşkülât dolayısiyle bir çok kım_selcr ne o gün, ne de sahure ekmek te- danl_:_ edememiş, aç kalmışlardır. Furunla - rın önünde zabıtanın müdahalesini — icap ettirecek fevkalâde izdiham olmuş ve bazı kimseler yaralanmıştır. Furunların içinde buluünan polis memurları ahaliye birden faz la'ı:kmek vermiyorlardı ve bu hususta e - mir aldıklarını söylüyorlardı. Bu tedbir çık dil ile halka bir bey ile ifade etmiş bulunmaktadır. Demok- ratik bir ruh ve zihniyetle yazılmış olan hükümetin bu beyannamesi ka- dar vazıh bir şey olamaz. Şimdi her- kes şunu bilmelidir ki bugünkü va- ziyetimiz umumi harbin şartlarına aslâ bi ktedi U $ vakıa bir, iki kişilik aileler için kabili tatbik ise de, sekiz dokuz nüfuslu ailele - rin evlat ayalrla tekbir — ekmek al- maları aç kalmaları demektir. Bunun için en müsip çare, vesika usulünü ihdas et- mektir. Zaten her evin nüfusu, imamlarca muayyendir. Nüfus başına göre verilen ve sikanın her gün bir defa istimali için de bir çare bulunabilir. Böylelikle halkım ek - ksizlik gibi mühim bir ihtiyacı da teh- harpte memleket, her taraftan çev- rilmiş sıkı bir abluka altında bulun- makta idi. Bugün böyle bir şey ol- madığı gibi Türkiye harbe girdiği takdirde dahi olması ihtimal içinde değildir. Başımızdakiler, bulunduk- ları müstesna ve tarihi mesuliyetin bütün genişliğini bilen ve ona göre tedbirlerini almış olan büyükleri- mizdir. Devletimiz, her şeyi ve de- rinden düşünerek ve inceden hesap- Ityarak mukavelelerine verdiği söz- lere sadık şerefli bir şahsiyet sıfa- tiyle ayakta durmakta ve orta Av- rupa'da geçmekte olan hâileyi ehe- miyetle takip etmektedir. _Yıtum.'lı- şa düşen vazife, devlete itimat ıle: devletin âmme hizmetlerine mani olacak her şeyden şiddetle çekin- mek ve mutlak surette her türlü pri dalardan kendisini koru- maitır. Bugünkü beynelmilel vazi - yette mevkiinin ehemiyeti bir kat d.h._'_-ııı AA T bi propagand çal pek vârittir. İşte bu kadar nazik bir vaziyette vatandaşın vazifesi devle- tin takip ettiği umumi istikamete kendisini uydurmaktır. Çünkü dev- let bir bakımdan âmme menfaati- nin bir ifadesi olan bir uzviyet ol- duğuna göre vatandaş bu büyük uz- viyet içinde çalışan bir varlık oldu- ğunu daima göz ünde tutması, ve lüzumsuz telâşlarla leh iktısadi vaziyetini ve âmme işleri- nin tabii cereyanını zâfa düşürecek hareketlerden sakınması da vatan- daşa yüklenen bir vazifedir. Harp başlayalıdan beri leketimizi vazife ilhamını bu yüksek mânadan alması iktiza eder. Çünkü biz dev - letin on sekiz milyonda biriyiz. Te- baa değiliz. Her şey bizimdir. Dev- let işlerini bu tıkla beni gösterdiği soğukkanlılık olgun ve liyiz. Ankara'da hava hücumlarına karşı müdafaa tedbirleri Tayyareler yangın, tahrip ve gaz bombaları atacak Bugünlerde yapılacak olan hava hücumla_nfıa kl!!î pasif *koîunma tecrübesi hazırlıklarına dün de devam edilmiştir. Bütün resmi müesse - — Tecrübenin günü ve saati henüz te- karrür etmiş olmamakla beraber âlarm işaretine her an intizar olunabilir. İşaret verildiği zaman halkın tehli - keli yerlerde,kalmamaları için hazir- lanmış olan sığnak yerleriyle diğer mahfuz mahaller âmade bulundurul - — maktadır. Şurasını söylemek lâzım ki sığnak yerinden maksat halkın, tayyare hü- cumu esnasında cadde ve meydanlar- da tek veya toplu olarak hedef vazi- yetinde kalmamaları ve mahfuz yerle- re sığınmaları için hazırlnnn!ıı olan yerlerdir. Şehrimizde, halk için umu- — Mi sığnak yerleri henüz vücuda ge - — tirilmemiş olduğu için halk şimdilik — nisbeten emin görülen yerlere düvet edilmektedir. Bu yerlere kolayca ve — intizamla gidilebilmesi için caddelere | İşaretler konulmuştur. ! Evlere sığınak yaptırılacak f Hava taarruzlarından korunma ka- nununa ve bu kanuna müteferri mev - zuata göre, resmi müesseselerde ol - duğu gibi evlerde de hava hücumları- na karşı hususi teşkilât vücuda geti- rilmesi ve icap ettiği zaman evde- kilerin iltica edebilmesi için alt kat- larda mahfuz yerler vücuda getiril - mesi lâzım gelmektedir. Halbuki ne eski evlerde, ne de yeni yapılanla_ı:m çoğunda bu husustaki talimata göre yer mevcut bulunmamaktadır. Haber aldığımıza göre Ankara vâli- — Iiği, tecrübeyi müteakip derhal bu hu- susta harekete geçecek ve ev sahiple- rine muayyen bir mühlet vşrerek," â- partman veya evin vaziyetı.n'e göre mahfuz mahaller vücuda getirilmesi - ni istiyecektir. Samanpazarındaki or- ta mekteple, siyasal bilgiler okulu ve seseler ve vekâ- seler kendi içlerinde hususi teşkilât vücuda getirmiş ve tertibat al:mş- lardır. Hücum esnasında bu yerlere yangın gaz ç taftnp Bori ee isabet ettiği takdirde evelâ kendi teşkilâtlariyle söndürmiye gayret e- decek, buna muvaffak olamadıkları takdirde umumi korunma teşkilâ- — tımdan yardım istiyeceklerdir. ce, dün de haber verdiğimiz gibi a.ske— rt makamlar tarafından şehrin icap eden yerlerinde tertipler alınmıştır. 'Tertibat, tayyarelerin Ankaraya gel - meleri muhtemel olan istikametler göz önünde tutularak yapılmıştır . Hücum tayyareleri Şşehre üç çeşit bomba atabileceklerdir. Gaz, tahrip ve yangın bombalarıdır. Bombalar ye- re düştükten ve dağıldıktan sonra Tenkleriyle tefrik edilebileceklerdir. Gaz bombaları sarı, yangın bombala- vin edilmiş olur. 4 DA Umumi harbi, vesika usulünü, kıt- hğı görmüş ve süpürge tohumu yemiş olanlar için bu haber, harp kadar ıstı- rap veren bir derdin acı hatırasıdır. Yukarıki fıkra, umumi harp başla- dıktan dokuz gün sonra, 6 ağustos 1914 tarihli Tanin gazetesinden alın- mıştır. O senenin gazete koleksiyon- larını bir taraftan bir iç acısı duyma- dan, diğer taraftan yaşadığımız dev- rin nimet ve emniyetini bir daha şük- ranla anmadan okuyamıyoruz. Birkaç gün sonra “polis müdüriyetiumumi - yesi” nin şu tebliği var : “Ahval ve hâdisatı hazıra dolayısiyle furunlardan ekmek alınması bir vesika u- sulüne raptedilmiştir. Aile reisleri mahal- lelerdeki imamlara müracaat ederek nü - fus mık_tarını bildirecek ve iki şahitle bu- nu tetkik ettikten sonra dairei belediye - den vesikasını alacaktır. Müracaatlar sıra- ya konulacağından müşkül bir vaziyet hâdis olmamak için vesika alınmasına bir an evel teşebbüs edilmesi halkın menfaati iktizasındandır.,, Bir bunları, bir de hükümetin dün- kü tebliğini düşününüz: birincisinde devlet, millete mahiyetinin ne oldu- ğunu tayin bile edemediği ekmeğinin tehlikede olduğunu haber vermekte- dir. İkincisinde ise halka değil sü- pürge tohumu, bayat ekmek yedirme- mek kararı vardır: “— Her şeyimiz vardır. Vaziyet geçen harbiumumide olduğu gibi değildir. Biz geçen umu- mi harpten evel daima ve o harpten sonra birkaç sene büyük şehirlerimiz- de ecnebi unu yedik. Halbuki son se- nelerde buğday dahil olarak her nevi gıda maddeleri ihraç eden memleket- lerden olduk.,, Milli ekonomi zaferini veya boz- gunluğunu, böyle fevkalâde günlerde gösterir. Bu netice, on beş yıllık de- vamlı, azimli, iradeli ve plânlı bir sâyin eseridir. Bu şuurlu, vatanperver cehdi ve bu netice üzerinde emek har- camış olanları şükranla analım, Şu iki hâdisede iki devir saklıdır: Umumi harpte milyonlarca türk ha- yaller ve ihtiraslar uğruna harcandı. Giyeceği yoktu, yiyeceği yoktu. Bu- gün hür, mesut bir memleketin mü- reffeh vatandaşıdır. Hiç bir şey de- ğil, fakat şu iki hâdisenin bir muka- yesesi bile, onun bu sefer, ancak ken- disinin bu hakları ve bu mübarek toprakların, milli varlığının meşru menfaatleri için muhtemel bir müca - deleye şevk ve sevinç içinde koşması- na kâfi gelir. KUTAY Hatay Defterdarlığı Maraş defterdarı B. Galip Aktığ Hatay vilâyet defterdarlığına naklen tayin edilmiştir. rı kırmızı ve tahrip bombaları siyah renkte dumanlar neşredecektir. Hal - kın ,tecrübeyi çok ciddi telâkki etme- si ve hiç bir hususta lâübalilik göster- memesi lâzımdır. ibince 1l eylüle rastlıyan önü- müzdeki pazartesi günü saat lp da pl ktır. Meclisin r bu- gün hazırlanacaktır. Büyük Millet Meclisi, daima yaz tâtilini geçirdikten sonra bir ikinci - teşrinde Cümhurreisimizin nutukla - riyle yeni içtima senesine başlamak- ta idi. Beynelmilel meselelerin son buhranlı safhalarından önce, meclisin 11 eylülde içtimaından sonra bir haf- ta içinde müstacel işleri görüşerek mebuslarımızın seçim — dairelerinde tetkiklerine devam imkânını vermek için toplantılara fasıla verileceği tah- min edilmekte idi. Fakat bugünkü enternasyonal vaziyet devam ederse, meclisin içtimalara ara vermiyeceği söylenmektedir. Meclis, yaz tâtiline girmeden önce, kanunlaştırdığı birçok mühim ve ace- le projelerden başka encümenlerde elli kadar kanun lâyihası bu'unmak- tadır. Yarından sonra hükümetten yeni projelerin gelmesi bekl l Ankara Vilâyetinde yollar Birçok yollar tâmir edildi yeni yollar açıldı Ankara kazalarını vilâyet merkezine ve biribirlerine ve Ankara'yı komşu vilâyetlere bağlayan yollar üzerinde hummalı bir çalışma vardır. Ankara nafıa müdürlüğü, üç senelik niden yapılmasına lüzum görülen, geri alarak üzerlerinde çalışmaya başlamış HA VA Dün yalnız şR'izej')V/e yağmur yağdı Dün şehrimizde hava açık geçmiş rüzgâr şark istikametinden saniyede en çok beş metre kadar hızla esmiştir. Günün en yük- sek sıcaklığı 22 dereceye kadar yükselmiş- tir, Yurtta Trakya bölgesinde hava bulutlu, diğer bölgelerde açık geçmiştir. 24 saat içinde pek mevzii olarak Rizede yağan yağmur metre murabbama 2 kilo - dir. Pazartesi günkü içtimada yeni üç mebusumuzun —yemin etmeleri de muhtemeldir. Deniz nakliye sigortalarındaki yükselme'er — Limanlarımıza Ametika ve Hollanda vaporları geliyor Şehrimizde alâkalı makamlara ge- len haberlere göre, İzmirdeki ihracat vaziyeti, eski durgunluğunu kaybet- miştir. Son üç gün içinde İzmirden ingiliz bandıralı Estrellom vapuru ile gene ingiliz bandıralı Etrib vapuru yük almışlardır. Harp sigortası fiyatlarının da bil- hassa san bir haftada yükseldiği bil - dirilmiştir. Bu .sigortalar muhtelif nisbetlerde olarak yüzde 2-3 ten, yüz- de 4-8 e çıkmıştır. Bu sigortalar, İtal- ya limanları için yüzde 2, fransız li- manları için yüzde 3, ingiliz limanları için yüzde 4,5 tur. Bu nisbet Amerika için yüzde üç- ten yüzde ona kadar yükselmiştir. Bu miktarların rizikoların son haddi ol- duğu söylenmektedir. Denizyolları idaresi İzmir - Ayva- lık - Çanakkale hattını bugün açmış- tır. İzmir ve İstanbuldan bugünlerde mal alıp götürmeleri muhtemel olan vapurlar Holanda vapur acentaları ile Amerika Eksportlany kumpanyaları- nın vapurlarıdır. Ankara Cümhuriyet Müddeiumumiliği B. Baha Arıkan'ın başka bir vazife- ye tayin edilmesiyle inhilâl eden An- kara Cümhuriyet Müddeiumumiliğine Adliye müfettişlerinden B. Arif Ya- zar tayin olunmuş ve keyfiyet kendi- sine tebliğ edilmiştir. Yeni Cümhuri- yet Müddeiumumimizin bugünlerde İstanbul'dan gelerek vazifesine baş- lıyacağı anlaşılmaktadır. Kendisine muyvaffakiyet temenni ederiz. Si gram su bırak Rüzgârlar Akdeniz kıyılarında cenuptan, orta Anadoluda yer yer şarktan, diğer böl- gelerde ekseriyetle şimalden saniyede en çok 8 metre kadar hızla esmiştir. | En yüksek sıcaklıklar Antalyada 30, Si- irtte 31, İskenderunda 32, Adanada 34, Ur- fada 35 derecedir. Lik heyetinin toplantısı Ankara Bölgesi Futbol Ajanlığından : A — 938 :939 yılından natamam — kalan şilt maçları, B — 939 : 940 yılr şilt maçları, C — 939 : 940 yılı lik maçları, D — Takımların antrenman günleri ve saatlerinin tayini, E — Müsabaka fikstürlerinin tanzimi: F — Lik heyeti mutemet ve kâtibinin seçilmesi: için görüşülmek üzere 11-9-939 pazartesi günü saat 17.30 da 19 Mayıs stadyomundaki bölge beden terbiyesi di - rektörlüğünde bir l lacak bir iş programı çizmiş ve gerek ye- ek tamire muhtaç yolları bu programa tır, Yakın zamanda Ankara'nın güzel bir sayfiye yeri halini almak istidadında olan Kızılca ile şehrimiz arasındaki yolun büyük bir kısmı zaten şosa idi. Bu yolun tamire muhtaç olan kısmının da bu kışa kadar ik- mal edilmiş olacağı anlaşı':maktadır. Kıs zılcahamam yolunun Ankara'dan Bolu hu- duduna kadar olan kısmı 126 - kilometre tutmaktadır. Bu yolun, Ankara'dan Etime- sut karşılarına kadar olan 13 kilometrelik kısmı asfalttır. Asfalttan sonra gelen 17 kilometrelik kısım, ki henüz şosa halini almamış olan kısımdır, 107 bin liraya ihale olunmuştur ve bu kışa kadar bitirilecektir. Bundan sonra gelen 656 kilometre mevcut ve mükemmel bir şosadır, Kızılca'dan Bo » lu hududuna kadar olan 39 kilometrelik yol_ da ihale edilmiştir. Bir kısmı bu sene bitirilecek ve tamamı gelecek kışa kadar ikmal edilmiş olacaktır. Bu suretle Anka- ra - Bolu arasındaki yol 940 yılında mü« kemmel şosa haline ifrağ edilmiş buluna- caktır. Bu yol üzerinde bu sene yapılan ihalenin keşif bedeli 324 bin lira tutmüşe tur, Ankara - İstanbul şosesi Ankara İstanbul şosası iyidir. Ankara's dan, Mudurnu'ya kadar olan kısımda hiç bir tamire ihtiyaç görülmemektedir. An- cak bü yolun Nallıhan yakınındaki bazı kısımlarında bir kaç btöprü yapmak ihti- yacı vardır. Bu köprüier ihale olunacak- tır. Keşif bedeli 50 bin lira kadar talımin olunmaktadır. Diğer taraftan Ankara ile Kırşehir ara- sındaki yol üzerinde de çalışmalar ilerle- mektedir. Bu yol Ankara'dan Kırşehir bu- duduna kadar 123 kilometredir. Balâ'dan sonra gelen ve yenileştirilmesine lüzum görülen 23 kilometrelik kısmr 174 bin lira mükabilinde ihale olunmuştur. Bu kış bi- tirilecektir. Ankara ile Balâ arasında da 15 kilometrelik bir kısım Uzala müteahhide verilmiştir. Burası da &« -cek kışa kadar bitirilecektir. n istikamette de ceman 259 bin lira tutan »«r bedelle 38 kilometrelik yol yaptırumaktadır. Gene ayni istikamette bulunan Çerikli « Sungurlu yolu üzerinde de geceli gündüza lü bir çalışma vardır. Çerikli'yi Çorum'a bağlıyan ve çok mühim olan bu yolun 8 kilometresi iyidir. Mütebaki 4 kilometresi l diğer 4 kih trelik bu sene y N kısım da gelecek sene ikmal ol Mümessillerini yazılı selâhiyetnameleriy- le bu toplantıya göndermeleri As - Fa Gü- cü, Gençler Birliği, Galatasaray, Güneş, Harp okulu İdman Yurdu, Birlik Spor (Kı rıkkale), Maske Spor, Muhafız Gücü ku- lüplerinin sayın başkanlarından ehemiyet- le rica olunur. < Not: Eski lik heyeti mutemedi Servet Özün en kısa bir zamanda ajanlığımıza mü- racaatları. Bu yılın futbol faaliyet < proğramı B. T. Umum Müdürlüğü futbol federasyonu önümüzdeki aylarda bü- tün yurtta tatbik edilecek olan faali- yet programını tesbit ederek teşkilâ- ta tebliğ etmiştir. Bu programa göre: İlkteşrinde bütün bölgelerde lik maçları başlıyacak ve ikinci kânun a- yının ortalarına kadar sonu alınacak- tır, Milli küme maçlarına ikincikânun 1940 ayinda başlanılacaktır. İlk kâ- nunda Ankara ve İstanbulda yabancı bir takımla temas temin edilecek ve milli küme maçları esnasında, Anka - ra, İzmir ve İstanbuldan başka bölge- lerde husust mahiyette maçlar için tertipler yapılacaktır. Şubat ayı içinde de Balkanlardan bir takım getirtilmesi programa da- hildir. Millt küme maçları haziran 1940 ta sona erecektir. Mayısta her tarafta şilt maçları yapılacaktır. Bu ayda ge- ne Balkanlardan gelen bir takımla muhtelif bölgelerde karşılaşmalar ha- zırlanacaktır. Fuar müsabakaları ve milli küme dışında kalan bölgelerin şampiyona maçları, bu sene olduğu gibi, gene ey- lülde icra edilecektir. Ankara - Kalecik, Ankara - Çubuk yol- ları hüsnühaldedir. Ankara - Kalecik - Çan- kırı hududu yolu 110 kilometre tutmak- tadır. Bu yol üzerinden ayrılan ve Çubuk'a âğdcn 43 kilometrelik kısım hüsnühalde- Ha Ankara'dan Çiftlik'e ve Kayaş'a giden şosalar da ayrıca ihale edilmiştir. İkisi de bu kıştan evel bitirilecektir. Ankara civa- rındaki asfalt ve şosalar bu suretle tama- men 939 yılı içinde bitirilmiş olmaktadır. Haymana ile Polatlı arasındaki 48 kilo- metrelik yolun da 8 kilemetresi üzerinde çalışılmaktadır, Diğer kısımlar kâmilen i- yidir. Bir de mecmu uzunluğu 33 kilomet- re olan Keskin « Kırıkkale - Yahşihan yo« lu vardır ki bu da hüsnühalde bulunmak. tadir. inde yalnız irat postaları ça- lışmaktadırlar. 3 senelik nafıa iş programı Ankara vilâyetinin umumi yolları 1.000 kilometreye yakındır. Bunun 560 kilomet- resi şosa halindedir. 440 kilometresi de he- nüz şosası ikmal edilmemiş yoldur. En mü- himi 50 kilometrelik Ankara - Haymana Yol“dl_"'- Bu yol iki kısma ayrılmıştır. 25 şer kilometre olarak 940 ve 941 senele- rinde yapılacaktır. Bütün bu işler Ankara valiliğinin çize miş olduğu üç senelik nafra iş programına dahildir. Bu iş programı 941 yılında bititi. lecek ve ondan sonraya kalan kısımlar için de gene böyle iş programları çizilecektir. Bunlardan başka Ankaran'ın üç istika- mette bazı yolları vandır ki bunlar da sı« ruıyle muntazam şosa haline getirilecek. lı.:rdır. Birincisi Ankara - Polatlı, Eskişe- hir yolu, diğeri Ankâra - Konya yolu ve üçüncüsü de Ankara - Kırrkkale - Çorum yoludur. Bu yollar 941 de bitecek olan bi- Tinci iş programından sonra yapılacak pro«e Rramlara konulacaktır. Ankara vilâyetinin 939 yılı için yol in« şaatlarına sarfettiği para hüususi idareden 570 bin, ve umumi muvazeneden 50 bin olarak 620 bin liradır. ve 941 yılları içinde sarfolunmak ü- zere 410 bin lira ayrılmıştır. Bu nakdi tahsisattan başka bir de mükellef amele vardır. Yol mükellefiyetlerini bedenen ifa eden vatandaşların bu çalışmaları da nak- di tahsisata çevrilecek olursa 55 lira kadar tutmaktadır. Ankara içinde.. Bu sene içinde hususi idarenin yapaca- i'ı'bii?ük işler yoktur. Yalnız belediye ta- Vatandaş, güven ! Balkan harbi daha çıkmadan İs- tanbul'da bir nümerotaj yapılmış ve evlerin kapılarına kırmızı boya- larla numaralar - yazılmıştı. Bunu gören ve 93 harbinde Bulgaristan'e dan İstanbul'a gelen yaşlı bir mu- hacir kadının, buruşuk yüzünde en- dişe çizgileri de belirerek bana şu sözleri söylediğini hatırlarım: — Çocuğum, devlet bizi gene gâ- vura satacak galiba. — Neden böyle düşünüyorsun ni- ne ? — Bizim memlekette de toprak- larımız düşmana satılmadan, kapı- larımızın üzerine böyle kırmızı nu- maralar yazdılardı. Şimdi, o ihtiyar ninenin kem!l ırkının ve kendi ordusunun mağ- lup olarak düşmana toprak vermi- yeceğine, eğer o zamana kadar top- raklar kaybetmişsek, bunların an- cak satılarak yabancılara geçtiğine inanışını milli gururun şuur - altı- na işlemiş bir terahürü olarak ka- bul edebiliyorum. Fakat onün yap- tığı kıyasın yanlışlığı ve bu yanlış kıyas neticesinde çıkardığı telâş BAN Ka Un ukan kırmızı rakamları hatırlıyarak te- Tâşlanan cahil nine ile 1939 senesin- de 19.14 Ve sonrasını hatırlıyarak kendisini ve etrafındakileri telâşa düşürenleri biribirlerinden pek farklı görmeyiniz, 1914 yılını takip eden seneler- de cephe gerisinde çekilenleri, u- nutmıyanların çoğu henüz sağdır- lar. Onları, korkunç bir rüya gibi tavada pişmiş tatsız mısır ekmek- lerini, süpürge tohumundan yuğu- rulup fırınlanmış somunları hatır- parasını ve piyasadaki malı lüzum- suz yere eksiltenlere; “askere gide- ceğim,, diye kendisinin ve vatandaş- larının işini bozacak hareketlerde bulunanlara yerinde dersler ver- mekte, gereken istikametleri gös- termektedir. Vatandaş, “tarih tekerrürden iba- rettir” derler. Eğer milletler mazi- lerindi ibret al; şİ: ve ona göre icap eden tedbirleri hazırla- Mamışlarsa, belki, tarih tekerrür- den ibaret olur. Belki o zaman gö- Tamaktan da kimse alıkoy Fakat o günlerle önümüzdeki günleri biribirine benzetip kendi- liklerinden lüzumsuz, faydasız, hat- tâ neticesi itibariyle zararlı tedbir - ler almıya kalkışmaları da kısa gö- rüş ve yersiz telâş mâahsulü hare- ketlerdir. 4 _ Cümhuriyetin hall ? et iki " ŞTETLIRŞI ümü önünde 1877 nin 1912 den, 1914 ün 1939 dan farkı bulun- mıyabilir. Fakat tarih, güneşin doğuşu, a- yın batışı nevinden hâdiselerden değildir. Ona milletler ve onların mukadderatını ele alan şefler isti- kamet verir. 914 ile T ğı, tedbirle-in noksanı yüzünden- 200 bin liralık asfalt yol müte. e ihale ol Yalnız nafıa müdürlüğü bu sene Sarıkışla civarında gü- zel bir garaj yaptırmaktadır, 73 bin liraya ıknı'ı oııcîk olan bu garajda bir de atelye hhitl dir ki bir takım daşlar ekmek yerine koçan çiğnediler. Bugün sen, kendini kendin ida- re ediyorsun. Artık, halk ve devlet, millet ve hükümet bunlar biribirin- den ayrı şeyler değildir. Hükümet millete güvenerek, millet hüküme- te güvenerek yürümeğe devam ede- cektir. Eğer fevkalâde tedbirlere lüzum olursa, onların alınmış olduğunu ve yahut senin tarafından alınması gerektiğini gene başındakilerden duyacaksın. İtidalli, telâşsız, gemi içinde mahir kaptana inandığın gibi, va- tandaş, Şefe ve hükümetine gü- ven! Unutma ki birçok sıkıntılar ve ıstıraplar yersiz ve vakitsiz telâş- lardan ileri gelmiştir. Güvercin ve zeytin dalı! Bir telgraf haberi, İngiltere'nin güvercin ithal ve ihracını yasak et- tiğini bildiriyor. Güvercinin şunun veya bunun sembolü olduğunu söylerler. Bence sulh zamanında hiç kimseye zararı Ha me Ankara nafıia müdürlüğüne âit olan 39 silindir ve ona yakın kamyon burada tamir görebilecektir. Binanın ya- kında ikmal edilmiş bulunacağı haber alm- mıştır. korumak istiyen milletlerin timsa- lidir. Harbe giren İngiltere, o itibar ile güvercine dair bir karar vermekte haklıdır. Zeytin dalını mı hatırladınız? Yeryüzünde onun yemişlerinden gı- da, yapraklarından ateş, değneğin- den kamçı yapmak istiyenler yok değildir. * Kahramanlar! “Lehliler, fevkalâde bir kahra- manlıkla döğüşüyorlar. Ve alman askerleri bunların cesaretini hay- ranlıkla takdir ediyorlar.., Bu iki cümleyi alman ordulari Başkumandanı yazmıştır. Vatanını adım adım müdafaa et- mek için canla, başla döğüşen as- kere dünyanın her dilinde “kahra- man” demek lâzım gelir. Bu hakkı yemediği için alman Başkumanda- ninr tebrik etmek isterim.