Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
l , 4 WW A 1 KA M ıı'ıu'sfıııu-kıu:ı Di | ve.miş İ 31-8-1939 ULUS YE TT üi AAZ Z eT HAYAT VE SIHAT ] Kavga neden çıkar ? Çocuklar arasında yahut karı kocalar arasında çıkan kavgaların sebebini öğrenmek şimdilik güç şeydir. Zaten bu zamanda en mü- him olan şey, öyle ufak tefek kav- galar değil, milletler arasında çık- ması istenilmiyen büyük kavgadır. Büyük kavgaların neden çıktığı- nı tarih mütehassıslarına sorarsanız “devletler arasındaki ihtilâflar sul- han tesviye edilemezse,, diye cevap verirler, Vakıa görünüşte öyle: me- selâ B. Hitler B. Çemberleyn'in meş hur şemsiyesini istemiş, o da şemsi- yesini sulhan vermemiş de... Bu türlü düşünmek insanların dünyaya hâkim oldukları kuruntu- sundan ileri gelir. İnsan oğlu kendi- sinin tanrı misali yaratıldığına inan- dığındanberi dünyanın hâdiselerine de kendisinin hükmettiğini iddia e- der. Halbuki bütün dünyaya ve o- nun içinde onun bir parçası olan i lara da hükmeden tabiat kanu nudur. İnsanlardan her birinin ha - yatı tabiat kanununun hükümlerine bağlı olduğu gibi, içtimai dediğimiz toptan hayat da gene o kanunun hükümlerine göre cereyan eder. İn- sanlar midelerine inen bir et par- çasının hazmı kendi iradeleriyle ol- madığını öğrendikleri halde büyük tarih hâdiselerinin kendi arzuları neticesi olduğunu kuruntu ederler. Onun için tarih denilen şey de in- sanların keyfine göre uydurulmuş uzun bir masal gibi kalır... Moskova üniversitesinde profe- Bör Çijevski tarih mütehassısı ol- mamakla beraber, tarih hadiseleri- nin de fizyoloji hâdiseleri gibi tabi- at kanununun hükümleriyle meyda- na çıktıklarını — bugünlerde imza- lanan meşhur pakttan çok yıllar önce — tahmin etmiş ve İsa'nın doğ dan önceki b i asırdan olsun çıkan hâdiseler muayyen bir devre ile zuhur ederler. 2 — Tarihin büyük hâdiseleri bi- rer birer tetkik edildiği vakit göze çarpan şey bunlardan en çoğunun bir asır içinde dokuz defa meydana çıkmış olmalarıdır. Yalnız orta çağ- larda birkaç asır içinde birden üçe kadar devreler mühim hâdise ol- maksızın geçmiştir. Bunu da o za- manlardan kalmış vesika eksikliği- ne hamletmek lâzım gelir. 3 — Mühim hâdiselerden en ço- ğunun bir asırda dokuz defa çıktı- ğt anlaşılınca bunların aralarındaki fasılaların 11,1 yıl olduğunu kabul etmek aklen zaruridir. İstatistikler bu neticeyi verince büyük kavgalardan en çoğunun se- bebini anlamak pek kolaylaşır. Bir asırda dokuz defa, 11,1 yılda bir defa tekrar gelen tabiat hâdisesi güneş Üüzerindeki lekelerin bizim dünyaya karşı gelmesi, o zaman gü- neşteki faaliyetin çoğalmasıdır. Yer yüzündeki kavgaları güneşte faali- yetin artmasına atfetmek aklın ka- bul etmiyeceği bir şey değildir. Çün kü güneş türlü türlü ışıklarından başka bize elektrik iyonları da gön deriyor. Elektriğin insanların sinir- leri üzerinde ne kadar fena tesir et tiğini fırtınalar gösterdiği gibi elek- trikli tramvaylarda otobüslerdekin- den daha fazla kavga çıktığına her- kes dikkat etmiştir. Moskovalı profesör tetkiklerini daha ileri götürerek büyük kavga - lardan hepsinin zamanlarını güne - şin faaliyetine göre tayin etmiştir. Yüzde 8 güneşin faaliyeti en az ol- duğu üç sene içinde, yüzde 19u © faaliyetin artmağa başladığı iki se- ne içinde, yüzde 53 ü (en çoğu) fa- aliyetin en ziyade arttığı ve güneş sonraki bu yirminci asra kadar — 2400 yıldanberi demek — milletler arasında çıkan muharebelerle, mil- letler içinde muharebe demek olan büyük ihtilâlleri ve büyük grev ha- reketlerini birer birer tetkik etmiş. Bu işe 1915 yılında başladığı halde ıncık 1922 yılmdı tunımlıyıbil- İduağu etkikini: lek bize karşı bulunduğu üç yıl içinde, yüzde 20 si de faaliyetin azaldığı üç sene içinde... Bize karşı en son gelen güneş le- kesinin 1935 - 1936 senelerinde ol- duuğnu hatırlarsanız bu yıl güneş faaliyetinin azalmakta olduğunu anlarsınız. Zaten ağustosun daha ziyade serince geçmiş olması da bu- na delâlet eder. Şu halde bu yıl mu- “giddf olduğunu elbette kıhul eder- Sınız. Proresorun bu uzun tetkıikle- .m,xhıdııı çıkardığı netice şöyledir : 1 — Dünyanın neresinde olursa Baeeb gae Hu AR aa galr yiliz. de yirmi demektir... G. A. Yeni Japon kabinesi Tokyo, 30 a.a. — Japon imparatoru, general Noboyuki Abe tarafından ku- rulan yeni kabinenin teşekkül tarzı - nı tasvip etmiştir. Japonya müstakil bir siyaset takip edecek Tokyo, 30 a.a. — İlk nazırlar mecli- si içtimaını müteakip beyanatta bulu- nan başvekil ve hariciye nazırı gene - ral Abe, şunları söylemiştir : — Mütehavvil enternasyonal vazi- yet karşısında Japonya, kendi vaziye- tini nazarı dikkate alarak müstakil bir siyaset takip edecektir. Japonya, dünyanın terakkisi için, Japonya'nın vaziyetine karşı dostane bir anlayış zihniyeti gösterecek memleketlerle iş- birliği yapacak fakat diğer memleket- lere karşı çok sıkı hareket eyliyecek- tir. Miletin müzahereiyle değişmez si yasetine devam edecek olan Japonya, çin meselesini şanlı bir surette halle gayret eyliyecektir. Hükümet, enter - nasyonal vaziyet karşısında yeni mil- li or yonu takviye edecek ve si- lâhlanmasını inkişaf ettirecektir. Şanghay'da yeni bir Kuomintang kuruldu Şanghay, 30 aa. — Burada Vanşig- vey'in riyasetinde “meşru,, Kumin - tang partisi teşekkül etmiştir. Yeni parti esas prensip olarak komünizm aleyhtarlığını ele almakta ve Japonya ile Konoye beyanatı üzerinden müna- sebetler tesisini ve garp devletleriyle de müsavat esası üzerinden münase - betlerin iyileşmesini talep etmekte - dir. ULUS SİNEMASINDA 2 Film birden 1 - MEYERLİNG (Danielle Darrieux - Charles Boyer) 2 - Kanlı inciler Seans saatleri: 2,30 - 4 - 5,30 - 6,45 Gece saat 9 da İzmir piyasasında durgunluk devam ediyor İzmir, 30 (Hususi muhabirimizden telefonla) — Fransız bandıralı Teo- fil Gotye vapuru bugün Birut'tan İz- mire geldi ve aldığı emir üzerine saat 21 de İstanbula hareket etti. Vapur yolcularını Birut'ta bırakmıştır. Li- manda bir Holanda, iki ingiliz, bir Norveç vapuru vardır. Bunlar mal yüklemiyorlar. Hazır incir ve üzüm- ler beklemektedir. Yağmurlar, incir, üzüm mıntakalarına büyük zararlar vermiştir. Piyasa durgundur. Bugün piyasamıza, Baltık limanlarına yapı - lacak ihracat için harp sigortası ya - pılmaması için emir geldi. Almanya Büyük Elçisinin bir nutku İstanbul, 30 a.a., — Ankara'ya hare- ketinden evel yaz bayramı münasebe- tiyle alman kolonisini kabul eden Al- manya büyük elçisi Fon Papen, bir nutuk söylemiş ve bu nutkunda ez - cümle demiştir ki : “— Almanya için bahis mevzuu o - lan şey, bir şehrin veyahut bir mınta- kanın mukadderatını halletmek değil, fakat sulh ve refah için de tarihi garb- li vazifesini görmek üzere Avrupa kıitasının ortasında, kendini müdrik kuvetli bir Almanya'nın, Britanya dünya imparatorluğunun yanı başın - da, yaşamak hakkını haiz olup olma - dığıdır. Ortaya konan bu mesele, me - deni dünyayı, en ücra köşelerine ka - dar, sarsmaktadır.,, Amerikan infiradcıları. fikir değiştirmediler Nevyork, 30 a.a. — Bitaraflık kanu- nunun tadiline muarız olan âyan aza- sından bir çoğunun fikirlerini değiş - tirdiğine dair gazetelerde çıkan ha - berler hakkında cümhuriyetçi Senatör Bridges yaptığı beyanatta, fikrini de- ğiştirmiş hiç bir âzasına tesadüf et - mediğini söylemiş ve mezkür kanunun bugün her zamandan ziyade zaruri ol eyerling ve yeni jurnal duğunu ıllve etmişti merika. bir! Kadın yüzünden kanlı bir cinayet Katil yakalandı— dosya adliyeye verildi Dün gece sabaha karşı Altındağ mahallesinde bir cinayet olmuş Çu- buk kazasının Mahmutoğlan köyün - den Ahmetoğlu Şükrü adlı bir amele Çankırının Şabanözü nahiyesine bağ- lı Sarı köyünden Mustafa oğlu çöp- çü Hasanı öldürmüştür. Rivayete göre hâdise şöyle olmuş- tur. Katil Şükrü maktül çöpçü Ha - san ve arkadaşları Mehmet diğer bir arkadaşları Hasan ile toplanarak bir içki âlemi yapıyorlar. Beraberlerin - de birkaç kadın da bulunmaktadır. Biraz sonra Mehmet çöpçü Hasanla beraber kadınları alıp kendi evine gö türmek istiyor. Katil Şükrü ve diğer Hasan mani olmak istiyorlar. Arala - rında münakaşa oluyor. Mehmet sö- zünde ısrar ederek kadınları alıp e- vine götürüyor, bunun üzerine katil Şükrü fena halde kızıyor. Evinden tabancasını alarak Mehmedin evinin etrafında dolaşmıya başlıyor. Çöpçü Hasan biraz sonra Mehmedin evin - den çıkıp giderken Şükrüye rastlı - yor. Katilin ifadesine göre kendisine hakaret eden ve bıçağını çeken çöp - çü Hasanı kalbinden bir kurşunla vu- rarak öldürüyor. Katil Şükrü hâdise yerinden derhal kaçmış ve biraz son- ra emniyet memurları tarafından ya- kalanmıştır. Şükrü cürmünü itiraf et- miştir. Polis tahkikatı ikmal ederek dosyayı adliyeye tevdi etmiştir. Bu yıl ferfi eden hava subayları Bu sene terfi eden hava subayları - mızın isimlerini aşağıya yazıyoruz : Albaylığa terfieden hava yarbayları şunlardır: Muzaffer Göksenin, Feyzi Uçaner. Yarbaylığa terfi eden Hv. binbaşı - ları şunlardır: Azmi Türkay, Namık Ziyal, Mazlum Keyüsk. Binbaşılığa terfi eden Hv. yüzbaşı- ları şunlardır: Tevfik Ermen, Tahsin Sükas, Seyfullah Alok, Seyfettin Ga- ıpoğlu, Zeki Belgin, Nürettin Tesar, İsmet Sunar, Zeki Gülsün, Ümran Ka rakuş, Salih Dirik. Yüzbaşılığa terfi eden Hava Üstteğmenleri Hakkı Göksever, Kemal Asna, Ce - mal Gökberk, Sadettin Akat, Kemal Esiner, Kâmil Yasa, Şevket Akı, Ah - met Yakar, Nurettin Ayca, İrfan Tan- sel, Hakkı Uğan, Cevat Aytuğrul, Su- at Alev, Reşat Ersel, Salâhattin Uça - kartal, Kâmil Aşkun, Fuat Dörtbu - dak, Abdürrazak İnselel, Ümit Sürey- ya Berksan. Üstteğmenliğe terfi eden Hava teğmenleri Ferruh Tartal, Aziz Ötügen, Ziya Gökhan, Hayri Göker, Burhanettin Güsel, Selâmi Göktemen, Turgut U - çar, İhsan Aras, Cahit Gökçin, Saba - hattin Pulat, Şükrü Köprülü, Ahmet Tuna, Ahmet Akbaş, Kemal Yada, Hikmet Uçkan, Adil Öçalan, Rifat Damargüç, Süleyman Tulgan, Bur - hanettin Kazancıoğlu, Halil Tecer, Fa| ş ruk Göğtepe. Diğer terfiler İkinci sınıfa terfi eden Hv. MI. Me. Sıtkı Özbayre. Dördüncü sınıfa terfi eden Hv. MI. Me: Salim Köni, Veysal Baykoç, Zih- ni Gökten. Dördüncü sınıfa terfi eden Hv. Hesap memurları: Hüsnü Turan- lhı, Zeki Koru. Beşinci sınıfa terfi eden Hv. He. Me: Bahattin Bilgin. Altın - ci sınıfa terfi eden He. Me: Hasan Gökalp, Neşet Cireli. Dördüncü sını - fa terfi eden Tayyare makinisti: Bah- ri Özbir. Dördüncü sınıfa terfi eden Hv. Marangozu Mehmet Yalkın. İngiliz sefiri B. Ruzvelile bir buçuk saat görüşlü Vaşington, 30 a.a, — İtimantname - sini takdim eden ingiliz büyük elçisi Lord Lothian, B. Ruzvelt ile bir bu - çuk saat süren bir görüşmede bulun- muştur. Bu derece uzun bir mülâka- tın misli yoktur. Lord Lothian, görüş meyi müteakip her hangi bir bey Yeni İngiliz cevabı Berline gönderildi (Başı 1, inci sayfada) Hariciye nezaretinde büyük bir fa- aliyet göze çarpmaktadır. Öğleden e- vel Fransa sefiri Korben nezarette 40 dakika kadar kalmış ve bu müddet zarfında Hitler'in cevabı kendisine bildirilmiştir. Kabine toplantısında B. Hitler'in dün akşamki notasına yerilecek cevap projesi, kabinede gö- rüşülmüş, üzerinde bazı tashihata ma ruz kalmış ve kati metin, öğleden son ra Berlin'e gönderilmiştir. Öğrenildi- ğine göre, cevap, yeni müzakereler i- çin açık kapı bırakmaktadır. Gönderilen cevap üzerinde gerek Fransa ve gerek Polonya hükümetle- rinin fikirleri sorulmuştur. Muhalefet işçi partisi lideri Gre- enwood saat 17 de enternasyonal va- ziyet hakkında malümat almak üzere başvekâlet dairesine gitmiştir. Diğer taraftan, — dominyonların Londra'daki yüksek komiserleri de saat 17 de dominyonlar nazırı İnskip tarafından kabul edilmişlerdir. Nazır kendilerine son vaziyet hakkında iza- hat vermiştir. Halk B. Çemberleyn'i alkışlıyor Başvekil Çemberleyn saat 18,15 ten biraz sonra saraydan ayrılmış ve başvekâlete dönmüştür. B. Çember- leyn, başvekâlet dairesine girmeden evel halkın alkışlarına gülerek muka- bele etmiştir. Muhalefet Jliberal partisi lideri Arşibaldt Sinkler bir kaç dakika evel başvekâlet dairesine gelmiş bulunu- yordu. Amerika birleşik devletleri büyük elçisi de saat 18,20 de başvekâ- let dairesinde kabul edilmiştir . Diğer taraftan fransız büyük elçi - si Corbin de hariciye nazırı tarafın- dan saat 18,15 te kabul edilmiş ve 18,30 da hariciye nezaretinden ayrıl- mıştır, İyi haber alan mahfiller, teati edi- len notalar hakkında herhangi bir ma lümat vermekten kaçınmakta ve yal - nız vaziyetin daima aynı vehameti muhafaza ettiğini söylemekle iktifa eylemektedir. Maamafih gene bu mah fillerin ilâve ettiklerine göre, Berlin ve Londra da temas mül edilmekte ve söz hâlâ hariciye neza- retlerinde bulunmaktadır. Cevap Berlin'e bildirildi Sir Nevil Henderson, gece ya- rısından biraz sonra B. Von Rib- bentrop'un nezdine giderek son alman notasına İngiltere'nin ce - vabını tevdi eylemiştir. Bu sabah ingiliz siyasi mahfille- rinde yapılan tahminlerin hilâfına o- larak, parlâmento yarın için toplan- tıya çağrılmamıştır, Öğrenildiğine gö re muhalefet liderleri de bugün hükü- metten bu tarzda bir talepte bulunma mıştır. Umumi intıba, vaziyetin değişme- miş olduğudur. Hollanda, Romanya orta elçileri i- le Brezilya sefiri de hariciye nezare - tine gelmişlerdir. Pasif müdafaa tedbirleri Sivil müdafaa nezareti, harp vuku- unda pasif müdafaa servislerinin işli- yeceği bütün binalardaki sıhiye mer- kezlerinin takviyesi için tedbirler a - lındığını bildirmektedir. Diğer taraftan, gıda maddelerinin tevzii için esaslı teşkilât hazırlıkları imdid 1 $r; 3 Bir harp takdirinde İrlanda'nın vaziyeti Dünkü haftalık toplantısı esnasında kabine meclisi İrlanda'nın vaziyetine nazaran beynelmilel vaziyet hakkında tetkiklerde bulunmuştur. Siyasi mahfillerde de Valera'nın son zamanlarda İrlanda'nın harp zu - hur ettiği takdirde bitaraf kalmağa gayret edeceğini ve kendi toprakları- nın İngiltere'ye hücum için taarruz üssü itihaz edilmesine müsaade etmi- yeceğini beyan ettiği hatırlatılmakta- dir, Hindist iyor Hindistan umumi valisi bir emirna- me neşrederek, 16 yaşından 50 yaşına kadar bütün ingiliz tabasını 15 gün zarfında kaydolmıya davet etmiştir. Norveç bankası ingiliz lirasını kam- biyoya esas ittihaz etmekten vaz geç- miştir. İsveç ve Finlandiya bankaları bundan 'evel aynı tetbirleri almışlar - dı. 'da asker toplı ta bulunmaktan imtina eylemiştir. Fuar futbol kupası maçlarına hazırlık İzmir, 30 (Hususi muhabirimizden telefonla) — Enternasyonal fuar do- layısiyle yapılacak fuar futbol kupa maçlarına iştirâk etmek üzere. İstan- bul muhteliti bugün İzmire geldi. Ankara-takımının da îznu:e gelmesi i ül Yuz la milli bankası bundan böy- le, dinar fiyatını tesbitte ingiliz altı- yerine doları esas olarak kullanmağa karar vermiştir. , Milletçe kanatlanmanın, bu- günkü kadar münakaşa götür- mez bir zaruret olduğu bir devir hatırlamıyoruz. Göklerden gele- cek tehlike; korkunçluğunu bu- günkü kadar hiç bir zaman art- tırınımııtn' Hava Kurumuna Güzel bir kitap Atatürk'ün ölüm haberini aldığı - mız dakikadan cenazesini Etnografya müzesindeki muvakkat kabrine tevdi ettiğimiz güne kadar bu büyük acıya dair duyduklarını günü gününe ga - zetemizde, yazan arkadaşımız Nuret - tin Artam bu içli yazıları dört forma- lık bir kitap halinde bir araya topla - mış, bastırmıştır. Bu hatıra kitabı “Bayrağıma tâziyet,, ismini taşıyor. Dünden itibaren intişar sahasına çı- karılan esere arkadaşımız şöyle bir ön söz yazmış ve böylece kitabı bastırdığını izah etmek istemiştir : “Onunla beraber yaşıyoruz; Onun ciğerlerine dolan havayı biz de nefes alıyoruz diye neslimiz, kendini dün - yanın ve tarihin en bahtiyar nesli sa - yardı. Gene nesilimiz, O'nun ölümünü de gördüğü için en betbaht nesillerden birisi olmuştur. Bu kitabın içinde yer alan yazılar, işte boynumuzu büken, içimizi bur - neden' BAYRAĞIMA TAZİYET Atatürk'ün ölümü sırasında yazıl mış yazılar — Yazan: Nurettin Artam kan o acı haberi ilk aldığımız günler- de sanatla, üslüpla değil, fakat sami - miyetle çizilivermiş zavallı satırlar « dır: O büyük iztirabı, ne iki göz yuva - sından fışkıracak göz yaşları, ne de beş on sayfaya sıkıştırılan kırık, dö- kük duygular anlatamazdı. Bunlar ayrı ayrı günlerde dökül - müş göz yaşlarıdır. Başka zamanlar - da, başkaları için dökülen göz yaşla- rımızı siler, kurutur ve zamanla unu- tup geçeriz. O'nun için dökülen bu yaşları ise, O'nun için döküldüğün - den dolayı, bir araya toplamağa lü - zum gördüm. Bunları, O'nun kurtardığı bir vata- nın göklerinden inmiş bir kaç rahmet damlası gibi, yeni yetişen vatan fidan- larının önlerine seriyorum.,, Eser, güzel bir kap içinde, iyi kağı- da basılmış ve satılığa çıkarılmıştır. Okuyucularımıza bu hatıra kitabını ehemiyetle tavsiye ederiz. Vatanın mukaderatımı kanatlı bir nesile emanet etmek cehdi, üç dört yıllık kısa bir zaman i- çinde, umulduğundan çok fazla yol almıştır Büyük gayeyi bir an gözden kaçırmadan çalışmamıza devam edersek uçan — gençliğin bütün yurt havasına hükmedece- ği günle aramızdaki mesafeyi çok kısaltacağımız muhakkaktır. Orta tedrisat kadrosundaki değişiklik Maarif Vekâleti orta tedrisat kad - rosunda yapılan terfi ve değişiklikle- ri neşretmiştir. Yeni barem kanunu mucibince 14, 17,5, 22, 45, 55 liralık maaşların kal- dırılması dolayısiyle orta tedrisat kadrosunda bu maaşlarda çalışan öğ- retmen ve idare memurlarının istisna- sız olarak hepsinin maaşı aşağı dere- ceye alınmıyarak yukarı dereceye ko- nulmuştur. Bu münasebetle: 98 öğretmen 17,5 dan 20 liraya, 86 öğretmen 22 den 25 liraya, 241 öğret- men 45 den 50 liraya, 230 öğretmen 55 den 60 liraya, 73 İdare Me. 14 den 15 liraya, 68 İdare Me., 17,5 dan 20 li- raya, 21 İdare Me. 22 den 25 liraya, geçmiştir. Yukardaki cetvelin tetkikinden de anlaşılacağı üzere 655 öğretmen ve 162 idare memurunun maaşları yeni barem kanununun tatbiki esnasında yükseltilmiştir. Yeni baremin 817 öğretmen ve ida- re memuruna temin ettiği terfiden başka 725 öğretmen de kıdem zammı almağa hak kazanmışlardır. Maaş kad rosuna nazaran 725 öğretmenden 450 si terfi etmiştir. Terfiler maaş kadro- larının müsait olmadığı hallerde mu- vaffakiyetleri sabit olanlar arasından kıdem sırasına riayet edilmek üzere yapılmıştır. 90 liralık maaş kadrosu da münhal olmadığından bu dereceye kimse geçirilememiştir. 70 den 80 li- raya terfi edecek 6 öğretmene karşi- hk 1 kadro vardır. Bu da 27 sene 11 ay hizmeti olan âzami kıdemli öğret- mene verilmiştir. 60 liradan 70 liraya geçecek 117 öğretmene mukabil 4 kad ro vardır. Bu kadrolar hizmet müd - detleri 38 sene ile 33 sene 2 ay 3 gün arasında olan 4 âzami kıdemli öğret- mene tahsis edilmiştir. 50-60 İliraya terfi edecek 85 öğretmene mukabil 18 kadro bulunmaktadır. Bunlar da hiz - meti 31 sene 6 ay 15 gün ile 20 sene 7 ay 18 gün arasında olan en çok kı- demli öğretmenlere verilmiştir. 40 li- liradan 50 liraya geçecek 86 öğretme- ne mukabil 29 kadro mevcuttur. Bu kadrolarda hizmeti 25 sene 5 ay 6 gün ile 14 sene 11 ay 12 gün arasında 0 - lanlara verilmiştir. 35 den 40 liraya geçecek 86 öğretmene karşı da 28 boş kadro vardır. Bu da, kıdemi 27 sene ile 10 sene arasında olanlara veril - miştir. 25 liradan 30 ve 30 liradan 35 liraya terfi edecek öğretmenlerin de terfileri tamamen temin edilmiştir. Terfi edip te kadrosu olan ve karar- nameleri gönderilen, muvaffakiyetle- ri tesbit edildiği halde kadroda tah- sisat olmadığından terfi ettirilemi - yen ve yeni barem kanununun tatbi- ki dolayısiyle dereceleri yükselen öğ- Türkiyenin büyük kuveti (Başı 1. inci sayfada) devam eden neşriyata dikkat e- diniz: bu neşriyat ne herhangi bir tazyik altındadır, ne de her- hangi bir sansürden geçiyor. Fa- kat herkes, sanki bir kafa ile dü- şünmekte, bir kalp ile duymakta, bir ıgızdın konuşmaktadır. Mil. li kudret için, lehlıke zamanla « rında, başl inat budur. Bu vahdet bulandır- mak istiyen her türlü tesir ve tel- kinler, tamamen akissiz kalıyor. Sağır duvara çarpan sesler gibi değil, hepsi uyanık şuurlar üs- tünde evrilip çevrilerek, muha - keme ve tahlil olunarak, hüküm giyerek akissiz kalıyor. Yalnız kendi milli hüriyetimiz değil, pek nazik bir coğrafi böl. genin sulh ve emniyeti için nö- bet bekliyoruz. Bu 'vazife mevki- inde, ancak türk milletinin gös- termekte olduğu soğukkanlı ce- saret ve karar hassalarına ihti - yaç vardır. Avrupa'nın şarkına ve Akde - nize doğru herhangi bir tecavüz dâvası, ergeç Türkiye'nin hayati menfaatlerini alâkadar etmemek imkânsızdır. Merhalevi buhran- ların yatıştırılmasından büyük bir fayda beklenmez. Sırf bu buhranlara ait iddiaların hususi mahiyeti de kimseyi teselli etme- mek lâzımdır. Versay haksızlık- larımnın tâmirinden gayri bir mak- satları olmadıklarını söyliyenler, bize 1914 te Avusturya'nın kimin malı olmuş olduğunu umnuttura- mazlar ve eğer Avusturya ırki sebeplerle miras addedilmişse, yarın diğer sebeplerle onun inki- şaf dâvalarının da tarihi ve ırki miras olarak ortaya atılmıyaca - ğından, ne Selânik'e kadar Bal- kanlar ve ne de hattâ Venedik'e kadar italyanlar emin olabilir - ler. İki zıt ideoloijj kimyevi bir mucize ile kaynaştığı gibi, en uy- gun görünen ideolojiler de bin - bir parçaya ayrılabilir. Siyasi dinlerin müminliği bu kadar o- lur. Türkiye sulh için çılışınlı.rlı beraberdir. Fakat bu sulh teca - vüz ve zor rejimini beynelmilel hukuk ve tesanüt rejimine doğ- ru sevkeden hiç olmazsa bir inti- kal sulhu olmalı ve sağlam te - minatlara istinat etmelidir. Bu sağlam teminat, yalnız iki ta- raflı silâhsızlanma ile, yahut her zamandan daha müsellah sulh bloku cephesinin istikrarı ile el - de edilebilir. F.R. ATAY Yeni Elçımız Belgrad'a gelqı z ği W vi A S S Y —4'.'-—.—4 aetüben SSyhER ö