Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
* taraflarına gönderir. Anneler, say - Tâtillerde çocuklarınızla yakından meş_gu! olursanız, bugünler * “onların hafızasında derin bir iz bırakır Çocuklar ve tâtil günleri T atiller esnasında daha - ser- bestsiniz: onun için, bu ser- best günleri çocuklarınızla birlikte geçiriniz. Sayfiyede çocuklarınızın gürültülerine veya konuşmalarına, şehirdekine göre daha k?laylıkla tahammül edebilirsiniz. Sizin yanı - nızde koştukları, oynadıkla.rı ve gül- dükleri zaman, hiç kimseyi rahatsız etmiş olmıyacaklardır. İ 4 Koşup oynarken saçları _ı:laşılabı- lir, bacakları veya yüzleri kirlene- bilir. Dostlarınızın onları bu halde f görmelerinde hiç bir mahzur yok: | çürbü çocuklar, asıl tabü hallerinde güzeldirler... Onların da hoşlanacakları şekilde eğlenceler tertip ediniz. Ayıracağı - nız muayyen saatleri onlarla birlik- te geçiriniz. Tâ ki onlar, annelerinin © zaman tamamiyle kendilerine ait olduğunu hissedebilsinler. Çünkü çocukların en hoşl dıkları şey, gezmeğe veya misafirliğe giden an- nelerinin onları hafifçe öpmeleri ve| , tam ona sarılmak istedikleri zaman: “Dur, saçlarımı bozacaksın!” ya- hut: “robumu buruşturdun” diye geriye itilmeleridir. azın güzel günlerinde saçla - rınızın larınız tara- d. h çıkmanın zarif bir hareket olmıya- cağını sanırlar ve onların kendile - rinden uzakta iken edindikleri ku - surları, yabancıların yanında far - kederler. O zaman nasihatler baş - lar: “Doğru dursan a!” “elini ağ- zından çıkar” ve saire gibi... Bilhassa küçük kızlar, bu gibi sert hareketlerden çok müteessir o- lurlar ve bu yüzden, ömürleri bo - yunca mahcup birer insan olurlar. Bu gibi kusurları klarınızın | Küçük tavsiyeler Boynuzdan yapılmış tarakları, beher litreye koyacağınız bir yemek kaşı- ğı amonyakla elde edilecek mahlüle batırınız. Temizleninceye kadar de- vam ediniz. Ayna ve camları temizlemek için ba- sit bir usul : bunları önce ıslak gaze- telerle siliniz. Sonra da kuru gaze- telerle kurulayınız. En sonra da te- miz ve kuru bir güderi ile oğarsa- nız, camlar gayet parlak olur. Marüken kaplı eşyalardaki yağ leke- lerini benzinle sildikten sonra, açık renk için beyaz, diğerleri için de kendi renklerinde cilâ alarak cilâla- malı. Halıları döğerek temizlemek zararlı- dır. En iyisi bir toz emme makinesi kullanmaktır. Islak süpürge ile sü- pürmek de iyi netice verir. Renkle- ri parlatmak için halıyı, beher lit- re suya 2 kaşık sirke veya amonyak koyarak, bu mahlüle batırarak yu - muşak bir fırça ile fırçalamalı. Fildişinden yapılmış gerdanlık ve sa- ireyi temizlemek için, bunları süde batırılmış yumuşak bir fırça ile fır- çalamalı. Sonra da yünlü bir bezle kurulamalı. Eğer temizlenecek şey çok kirli ise önce ispirtoya batırıl- mış bir bezle silmeli. yüzlerine vuracak yerde, bu kusur- ları düzeltmeğe çalışınız. Bunu yap- mak için de tatil zamanı, en müna- sip zamandır. M eselâ çocuklarınız tırnakları- nı yiyorlarsa, kabahat si- zindir: gıdalarını, vücutlarının muh- taç olduğu kalsiyumu temin edecek şekilde seçtiniz mi mesele kalmaz. Kendiniz için olduğu kadar, onla- rın da iyi giyinmelerine itina göste- riniz. En basit pamuklu kumaşlar ve lar onların giyü lerine kâ- fidir. Fakat temizlik, onların kıya - fetlerinin lüksünü teşkil edecektir. defa devam ediniz. Acı derhal dine- cektir. Şurasını unutmayınız - ki, tatiller ve yaz mevsimleri, çocuklarda çok güzel hatıralar uyandırırlar. Siz de çocuklarınızın hafızalarında, bu ha- tıralara ayrılmaz bir şekilde bağlı o- lun. Huzurunuz onları güzelleştir - sin, ısıtsın. Hayat size şevkinizden, heyecanınızdan bir parçasını kay - bettirdiyse, bu kayıbı, etrafınıza onların yep yeni gözleriyle bakarak telâfi edebilirsiniz. “İhtiyar olsam da gönlüm taze - dir.” sözünü h iz biliriz. Hakiki Onları temizliğe alıştırınız. Ellerini, yüzlerini ve bacaklarını daima yı- annelerin gönlü, daima tazedir ve ü yaşı, gönl. yaşiyle ölçü- kasınlar. Saçları dağınık olabilir: şehirdeki kadar düzgün ve taranmış L L Zd dağıtıl adağ veya makyajınızın bozulmasından çekinmeyiniz. Bu da, genç kalmak için, neşeli olmak için takip ol dedir. Saçlarını taramayı her halde on : cak usullerden biridir. Onları tina gösteriniz. olabilir, sehhar olabilir. Hali tavrı, gayet tatlı olabilir. Fakat çocukları- nın fena giyinmiş Ve itina görmemiş olmaları onun hodbinliğini anlatır. Size hodbin denilmesini elbette is- temezsiniz... Zaten beklenmediğiniz anda mi- safirliğe gittiğiniz. zaman belki siz de dikkat etmişsinizdir: anne, par- makları delik patiklerinden dışarıya çıkmiş küçük kızını veya pantalonu ancak çengel iğneleriyle - tutturul - muş oğl h n bahçenin uzak fiye için bu kıyafetin münasip oldu- ğ#unu sanırlar. Çocuklar da bel!zı' b""fdm hoşlanırlar ama, gelen mi - safir ayni fikirde değildir. ir kadın ço izel lara öğretmiş dir. uzun günlerinde onlarla bir_l'i& ğ f!:*onlnrın saçlariyle meşgul olabi - lirsiniz. Onlar da deniz banyosu ya- pıyorlarsa, eve döndükleri zaman saçlarını tatlı su ile durulamağı ih- mal etmeyiniz. Bu suretle, çocukla - rın bukleleri ipek gibi olur ve tarağa da, fırçaya da kolayca itaat eder. G üneşte dolaşırken cildinizi yakıcı şualardan muhafa - zayı nasıl düşünüyorsanız, çocukla- rınızın da ciltlerini kremle muhafa- zaya alıştırınız. Dikkat edeceği- niz bir nokta da şudur: onlara şık - lıktan ziyade, sıhat ve temizlik fik- rini aşılayınız. Güneşte daima geniş kenarlı bir şapka ile gezmelerini te- min ediniz. Omuzlar, çocuk vücudu- nun en nazik noktasıdır. Şayet derileri fazla yandığı için a: cıyorsa, bir. yumurta akını acıyan B azı anneler vardır ki çocuk- lariyle nadiren bizzat meş- gul olurlar, onlarla birlikte sokağa yerlere sürünüz. Kuruduktan sonra tekrar sürünüz ve böylece bir kaç ını temin etmek sizin eliniz- Fakat yazın lür. Göz de vücudun diğer uzuvları gibi, her bün- yeye göre değişir. Bazıları güneşe göz kırp- madan bakabilir, diğer bazıları ise, güneşe bakmaksızın, yazın parlak ışığından mütees- sir olur. Şimal memleketlerinin mavi gözlü sakinleri, bol güneşli memleketlere gittikleri zaman zahmet çekerler, buna mukabil de gü- neşli memleketlerde otouranlar, havanın da- ima kapalı olduğu yerlerde güneşin ışığına ko- laylıkla tahammül ederler. Kadınlara ait her şeyde olduğu gibi, gözlükler de modaya tâbi - /| dir. İşte size, bu yaz kullanılanlardan birkaçı Gözlerinizi şiddetli aydınlıktan koruyunuz Terlemeye mani olmak için reçeteler Sıcak günlerde ter, çok müziç bir |£ şeydir. Çirkin göründüğü kadar, in - sanı rahatsız eder, Ter kokusunu gi- dermek ve vücudun istenilen yerle - rinde tere mani olmak için basit iki reçete: Kolonya suyu 25 Gram Sulfate d'alumine 35 Gram Essence de menthe 3 Damla Su 10 Gram, Bir pamuk parçasını bu mahlüle ba- | tırarak, lüzum göreceğiniz yerlerinize sürünüz. Sonra da ayaklarınızı ve ço- raplarınıza, şu tozdan sürünüz: Toz hgalinde şap 50 Gram 'Toz halinde sulafte d'alumine 10 Gram Talk 100 Gram. Bir kaç gün içinde vaziyetinizde büyük bir salâh hasıl:olduğunu göre - ceksiniz. Esasen güzel ve gürbüz bir çocuk, tâtillerde bı')e olsa, insana başka eğlence aratır mı? kümnamm BereveesAKELARLARAAALARLEAREE Sevginin iki büyük düşmanı Açık mavi krepten yapılmış be- yaz pualı emprime bir rop. Ha- zır şapkada siyah kadife bir kur- dele ile çiçek demetleri vardır #rrereAALARKAAARAAAKALALANAİ MERAK ve TECESSÜS nsan sevince, 'vilmek, maziyi hali, istikbali, her şeyi öğrenmek ister ve sevdiği kimsenin şahsına ait en ufak bir şeyin bile cahili olmayı arzu etmez. Bu zamanda iskambil veya kahve falına bak tıranlar var mı bilmem ama, sevdiği kimsenin tanı dıklarına riyakârane sualler soranlar, yahut da, için- de ne olduğunu öğrenmek için onun kafasını, kalbi- ni açmak istiyenler pek çoktur. Fakat unutmamak lâzımdır ki merak ve tecessüs, sevginin en büyük iki.düşmanıdır. Eski bir yunan efsanesi de bize bunu öğretiyor : Psyeh& Yunanistanın en güzel prenslerinden biri idi O kadar güzeldi ki, aşkın tâ kendisi, yani Eros, ona aşık oldu ve Z&phyr'ler vasıtasiyle onu kaçırttı, ha- rikulâde güzel manzaralı bir yerde, onun güzelliği - ne yaraşan bir saraya göndertti. Her gece gelerek Psych&'yi görüyordu. Fakat daima geceyi karanlığı sevgi dolu şefkati ile seven bu aşıkı bir türlü göre - medi. Fakat, kadın olduğu için, tecessüs galip gel - di... Bir gece, bir lâmba yaktı ve bilmediği kocasını gördü: Bu, onun tahayyül ettiğinden de bin defa daha güzel olan Eros'tu. Sırtındaki kanatlariyle, de rin bir uykuya dalmış, dudaklarında tatlı bir tebes- sümle rüyalar âleminde uçuyordu. Fakat âksilik bu ya, lâmbadan Eros'un üzerine damlıyan bir damla sıcak yağ, onu uyandırdı. Tılsım bozulmuştu: Psy- ch& tapımırcasına sevdiği aşıkımnı bir daha göremedi. Bütün sevenlere bu güzel efsaneyi hatırlatmak lâzım... Bununla beraber bu da onların hiç birinin, güzel rüyalarını kendi elleriyle kırmalarına mâni ol- mıyacak. Daima daha fazla şeyler bilmek isteyerek, saadetlerine sualler sorarak, sevgililerinden kendi - lerini niçin, nasıl, neden sevdiklerini öğrenmek isti- yerek nihayet Psych& gibi, hakikatin acı yüziyle