12 Temmuz 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

12 Temmuz 1939 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12-7-1939 ULUS _5,_— ( HAYAT VE SIHAT 3 Seyahata çıkarsanız... Memleket dışarısında seyahat de- miyorum. Dünyanın rahatı — biri orta Avrupa'nın şimalinde, öteki bunda — iki kişinin keyfine bağlı kaldıkça memleket dışarısın- da seyahate çıkmak hiç kimseye tavsiye edilecek bir şey değildir. Hele, gideceğiniz yerin dilini bil- mez de gazetelerini okuyamazsa- Fakat, memleket içinde seyaha- te çıkı hava tebdilinin en iyi şeklini bulmuş olursunuz. Vakıa, başka birçok memleketlerdeki otel- için bir mümarese demktir: hayatta kuvet mümarese ile kaimdir.Müma- rese etmiyen adaleler dermansız kaldıkları gibi, uzuvlarımızın hepsi de mümarese etmezler, aynı rahat şartlar içinde kalırlarsa dermansız olurlar. Daima hazmı kolay yemek- ler yiyen insanın midesi kuvetsiz kalır. Bir gün hazmı güç yemek yi- yince derhal bozulur. Halbuki yedi- ğine pek de ehemiyet vermiyenler her türlü yemği hazmederler, onla - rın midelerine kuvet veren değişik- liktir. B gibi, | en faydalı lerde bulacağınız rahatı, ğu memleket içinde seyahat ederken bulamazsınız. Bazı yerlerde tahta- kur dan, sivrisineklerden rahat- el d mümkündür.'B la beraber, her sabah uyandığınız vakit Danzig meselesinin o gün ne halde olduğunu öğrenerek, hiç ol- mazsa bir gün için içiniz rahat eder- Hem de bizim memleketimizde de konforlu ve ucuz otellerin rekabet- l.'x.ı temin gVe e ı.îçm çare memleketin içinde ıe?ıhl“ rağbeti arttırmak olsa gerektir. — Dünyada her şey üzerine fikir- ler, zaman geçtikçe, değiştiği halde seyahatin faydalı olduğuna karşı söyliyen hiç bir vakit çıkmamıştır, denilebilir. Seyahat, fi_kri_nçmak ve genişletmek için, her dof""_ie_ gA AY vasıta olarak gösterildiği _X'b'ı sağr lık bakımından da,; h_lem.ler önu daima pek iyi bir tedbir d'ğ'e gös- termişlerdir. Uzun ömür ın.ulehaî. sısı meşhur doktor Hüflan bile, çok yaşamak istiyenlere ınıhı'us olarak yazdığı kitabında ıoyıhıt.ııı uzun u- zadıya senasına ayrıca bir fasıl aç- mıştır. Gariptir ki, seyahatin iyiliği hak- xında herkes müttefik olduğu hal- de, seyahatin bu iyiliği ne türlü te- sir ederek yaptığını tam kanaat ge- tirecek bir surette hiç kimse izah e- dememişti. Seyahati öven hekimler- den hemen hepsi onun faydalı tesi - rini fikri rahat ettirmesine, insanın daima oturduğu yerde zaruri olan üzüntülerden kurtarmasına, bazısı dainsan gezerken göreceği güzel iklimlerin ruh üzerine tesirine atfe- derdi. Vakıa bunların da hepsi doğru- rudur. Seyahate çıkan insan üzüntü - lerden kurtulur, fikrini rahat etti- tesirleri de hiç inkâr edilemez. Bu- nunla beraber, seyahatin faydası a- sıl fizik tesirinden ileri gelir. Bunu yapan da değişikliktir. Pek yakın vakte gelinciye kadar insanın sağlığı kendisine en uygun muhit şartları arasında devamlı o- larak yaşamıya bağlı sanılırdı. On - dan dolayı, bir de, sağlığa en uygun sıcaklık derecesi gösterilir ve, aman bu dereceden ayrılmayınız, diye sı- kı sıkıya tenbih edilirdi. Halbuki, şimdi iyice biliniyor, insana uygun ve hiç değişmez mu- hit şaartları yoktur. İnsana en uy- gun olan hal muhit şartlarını değiş - tirmektir. Meselâ sıcaklık derecesi _14 ile, 18 arasında sık sık değişirse insan daha keyifli olur, daha iyi ça- lışır. Hiç değiştirmeden aynı sıcak - lık dem_uiıd. muhit içinde kalırsa tenbelleşir. Değişiklik bütün cihazlarımız HULASA sanılan bir iklimde yaşıyan insan da ©o iklimde daima kalırsa nihayet ku- vetsiz düşer. Arada sırada fena bir iklime bile gitse daha kuvetli olur. Seyahat iklim şartlarını sık sık değiştirmek demek olduğundan bü- tün vücudun cihazları için en iyi ümmarese vasıtası olur. Bir iklim- den başkasına geçerken insan bir a- lışıklık devri geçirdiği halde seya- hatte buna lüzum kalmaz. Bugün yüksekte, yarın alçakta, vücut ik- lim mümaresesi yaptıkça kuvet bu - lur, her iklime dayanır ve değişik- likten daima istifade eder. Jimnastik yapanlar; spor yapan- lar yalnız adaleleriyle mümarese et- miş olurlar. Başka uzuvları da an- cak adale mümaresesinin dolayısiy- le tesirinden istifade ederler. ' Hal- buki seyahat, muhit şartlarının de- ğişmesine bile, uzuvların, bilhassa uzuvları işletecek sinirlerin h mümarese ettirir. G. A. H MA n Limanlarımız için Çağırılan İngiliz mütahassıs heyeti bugün şehrimize - geliyor Münakale Vekâleti tarafından li- manlarımızın ıslahı için tetkikler yap- mak üzer davet edilen ingiliz müte- hassıs heyeti bugün İstanbula' gelmiş ve akşam treniyle Ankara'ya hareket etmiştir. İngiliz heyeti, İngiltere hü- kümeti müşavirlerinden Cibs'in baş- muavini Wiver'in reisliği altındadır. Heyet Ankara'da temaslar yaptıktan sonra sıra ile İstanbul, İskenderun, Trabzon ve Ereğli limanlarında tet- kikler yapacaklardır. İstanbul limanı- nın ıslahına derhal limanının da inşasına pek yakında başlanmış olacaktır. BUGÜN Yenişehir UL UŞ sinemasında 1 — Asri İş Adamı Raimu ve Lucien Baroux Fransızca sözlü kahkahalı film 2 — Yeni Jurnal Seans saatleri: 2.30 - 4.30 - 6.30- 9 SAAT 1 de 1 — Çöl intikamı (Kauboy filmi) 2 — Miki Değirmende 3 — Jurnal, Kurtuluş dolayisiyle Hafay üç gün üç gece bayram yapacak - Ankara, l11 aa. — Temmuzun 23 üncü günü tesit edilecek olan Hatay kurtuluş bayramına anavatanın iştirâ- ki programı tesbit edilmiştir. Bu programa göre: A — 1- — Gaziantep, Maraş, Seyhan, İç- el ve Urfa vilâyetlerinin beherinden, biri parti ve biri de meclisi umumi âzası olmak üzere ikişerden on arka- daş, “bu arkadaşların harcirahları par ti merkezinden tesviye olunacaktır.., 2. C.H.P. umumi idare heyetinden iki arkadaş, 3. — Türkiye Büyük Millet Mecli- sinden üç kişilik bir heyet, Antakya- ya giderek oradaki merasime iştirâk edecektir. 4, — Yukardaki üç maddede adı geçen teşekküllerden seçilecek on beş arkadaş temmuzun yirmisinde Adana- da ,birleştikten sonra tek bir heyet halinde ve Büyük Millet Meclisini temsil eden heyetin başında buluna- cak olan zatın başkanlığında olarak Antakya'ya hareket edeceklerdir. Bi — 1, — 23 temmuz günü, partinin vi- lâyet başkanları tarafından Hatay parti başkanlığına tebrik telgrafları çekilecektir. 2. — Anavatan dahilindeki bütün Halkevlerinde mevzua uygun hitabe- ler irat ve şenlikler tertip olunacağı gibi 23-24 gecesi Halkevleriyle Parti ve Belediye binaları aydınlatılacak - tır, Üç gün üç gece bayram Hatay, 11 a.a. — Kurtuluş bayramı- nı kutlama programını hazırlamıya memur komisyon devamlı olarak top- lanmakta ve yapılacak tezahüart şen- liklerin esasını tesbit eylemektedir. Şenlikler üç gün üç gece devam e- decektir. Sabık Başkonsolosun ziyafeti Antakya, 11 a.a. — Sabık Başkon- solos Fethi Denli tarafından Soğuk- olukt'a Ayvazoğlu otelinde bir aper - tif dâveti verilmiştir. Bu dâvette Ha- Hizmetten ayrılan nafıa memur ve müstahdemlerinin yapamıyacakları iş ler hakkındaki 2428 sayılı kanun; ge- rek Nafıa Vekâletinde ve gerekse bu vekâlete bağlı dairelerde çalışan bil- umum fen adamlariyle daire, şube ve kalem âmirlerini ve bunlardan üstün derecedeki bütün memur ve müstah- demleri, hizmetten ayrıldıkları tarih- ten itibaren beş sene müddetle bilâ - vasıta veya bilvasıta bilumum teah - hüt işlerine girmekten veya bu işleri teahhüt etmiş olanlardan devir almak tan veya onların yanında çalışmaktan meneylemekte ve sermayesinin yarı - sından fazlasi umumi, hususi ve mül- hak bütçeli daire ve müesseselerle be lediyelere ait olanlar müstesna olmak üzere Nafıa Vekâletinin kontrolü al- tındaki imtiyazlı şirketlerde hiç bir hizmet alamıyacaklarını ve idare mec lisi reis ve âzası veya mürakip ola- mıyacaklarını tesbit etmekte ve bu memnuiyete muhalefet edenleri üç ay dan üç seneye kadar hapis ve 100 li- radan beş yüz liraya kadar ağır pa- ra cezası tehdidine mâruz tutmakta idi. Her türlü teahhüdata şamil olan ve beş sene gibi uzun bir zamana ait Hizmetten ayrılan Nafia memurlarının alamıyacakları vazifeler zorluklar tevlit ettiğini ve esasen 934 senesindeki şeraitin halen değişmiş bulunduğunu nazarı dikkate alan Na- fıa Vekâleti, hâkimlikten ayrılan ze- vatın yalnızca vazife gördükleri yer- den ve ancak iki sene için avukatlık yapamıyacakları hakkındaki hükmü de göz önüne alarak yeni bir lâyiha hazırlamış ve vekiller heyetinden ge- çirerek meclise sevkeylemiş bulun - maktadiır. Önümüzdeki eylül devrei içtimai - yesinde müzakeresi muhtemel görü- len bu lâyihaya nazaran memnuniyet müddeti iki seneye indirilmekte ve fakat teahhüt işleri yalnızca Nafıa Vekâletinde bulunmadığı için, işbu kanun lâyihası umumi ve mülhak büt çeli idarelerle belediyeler ve muhase- bei hususiyelere ait bütün teahhü - dattan dolayı adı geçen resmi teşek - küllerdeki fen adamlarına teşmil edil mektedir. Şu kadar ki herhangi bir teşekkülün bir şubesinde çalışmış o - lan fen adamlarını o teşekkülün bü - tün teahhüt işleri için değil, yalnızca bilfiil vazife ifa ettiği şubenin iştiga- Hi sahasına giren hususat hakkında memnuiyet koymakta ve diğer şube - lerin sahai iştigalindeki işlerin teah- hütlerine girebilmeğe cevaz vermek- bulunan bu hükmün tatbikatta bazı tedir. Sovyet - Mançu | hududunda hava harpleri Halka cephesi, 11 a.a. — Halka cep- hesindeki harekâtı takibeden yabancı muhabirler sovyet filoları tarafından yapılan üç mühim hava bombardimanı ile iki hava muharebesine şahit olmak imkânını bulmuşlardır. Havas ajansı- nin müuhabiri iki tayyarenin alevler i- çinde düştüğünü ve bir üçüncüsünün de inmiye mecbur kaldığını görmüş - se de bunların hangi tarafa ait olduğu nu farkedememiştir. Bu muharebelerin en ehemiyetlisi - Resmi gazetede dün çıkan kararlar Bankalar ve Devlet — müesseseleri memurları aylıklarının tevhit ve tea - dülü hakkında kanun, subaylar ve as- keri memurlar maaşatına dair kanuna ek kanun, ordu mensuplarının evelen- melerine dair kanun, köy kanununu tâdil eden 2491 sayılı kanunun birinci maddesinin değiştirilmesine ve mez - kür kanuna bazı hükümler ilâvesine dair kanun, diyanet işleri reisliği teş- kilâtı ve vazifeleri hakkındaki kanun- da bazı değişiklikler yapılmasına dair kanun, Belediyeler kanununun 19 un- cu maddesinin beşinci fikrasını değiş tire_n kanun, iskân tay'da bulunan Korg 1 Muzaffi Ş y Kanatlı, bir- çok askeri ve mülkt erkân ve parti mensupları, ecnebi konsoloslar, gaze- teciler hazır bulunmuşlardır. Toplan- tı çok neşeli bir hava içinde gece ya- rısına kadar devam etmiştir. Fuardaki mühim paviyonların inşası bu ay içinde bitiyor İzmir, 11 aa. — Fuardaki pavyonla- rın en mühimlerinin inşaatı bu ay için- de bitecektir. Tanınmış bir italyan mi- marının hazırladığı plâna göre pek ge- niş yapılmakta olan İtalya devlet pav - yonunda italyanların 940 Roma enter- nasyonal fuarı için propoganda yapa - cakları anlaşılmaktadır. Fransiz devlet pavyonu da bitmek ü- zeredir. ne 24 tayy i; y iş ini değiştiren kanun, milli Sovyet tüyyâfeleri Taaliyette Hailaf, 11 a.a. — Havas ajansının hususi muhabiri bildiriyor : Dün saat 14.30 da 8 sovyet bombar - dıman tayyaresi japon askeri üssüne beş kilometre yaklaşarak ateş açmış - tır, Japon avcu tayyareleri sovyet tay- yarelerini takibe çıkmışsa da bombar- dıman tayyarelerinin ricatini himaye eden sovyet avcu tayyareleriyle karşı- laşmışlardır. Bir sovyet tayyaresinin düştüğü görülmüştür. Japonlar ise 59 tayyare düşürdüklerini iddia etmekte- dirler. Sovyet - Mogol kıtaları püskürtülmüş Singking, 11 a.a. — (Domei) : Kuang tung ordusunun bir tebliğinde, Kalka doğusunda Mançuri topraklarına gi - ren sovyet - mogol kıtaatının tama - men mogol topraklarına sürüldüğü bil dirilmektedir. piyango teşkiline dair kanun, Hatay vilâyeti kurulmasına dair kanun,, Ha- tay halkının askerlik işleri hakkında kanun, Hatay vilâyetinde adli kanun- ların tatbik şekline ve ilâmların infaz tarzına dair kanun, İskenderun lima - nının limanları işletme umum müdür- lüğüne ve Payas - İskenderun demir- yolunun devlet demiryolları ve liman- ları işletme umum müdürlüğüne dev- ri hakkındaki kanun dünkü Resmi ga zetede çıkmıştır. Tekirdağlı Bulgar Kiro'yu mağlüp etti Burhaniye, 11 a.a. — Tekirdağlı ile bulgar Kiro arasırda 9 temmuz pazar günü Burhaniye sahasında yapılan ser best güreşte Tekirdağlı kazanmıştır. Güreş muhitte çok alâka uyandırmış ve 6800 seyirci tarafından zevkle ta - kip edilmiştir. kanununun bazı| / igi c Ankara Borsası 11 Temmuz 1939 Fiyatları ÇEKLER Açılış F. Kapanış F. Londra 5.93 5.93 Nevyork 126.67 126.67 Paris 3.355 3.355 Milâno 6.66 6.66 Cenevre 28.5625 — 28.5625 Amsterdam — 67.2525 — 67.2525 Berlin 50.83 50.83 Brüksel 21.5225 — 21.5225 Atina 1.0825 1.0825 Sofya 1.56 1,56 Prag 4.34 4.34 Madrid 14.035 14.035 Varşova 23.8725 — 23.8725 Budapeşte 248425 — 248425 Bükreş 0.905 0.905 Belgrad 2.8925 2.8925 Yokohama — 34.62 34.62 Stokholm 30.555 30.555 Moskova 23.9025 — 23,9025 ESHAM VE TAHVİLÂT Sivas - Erzurum Hattı İs. III. 19.90 - 19.90 İş Bankası ğ Hamiline Yd— Y ( Peşin ) Bitaraflık kanununun müzakerelerini senalo gelecek devreye bıraktı Vaşington, 11 a.a. — Senato harici- ye komisyonu bitaraflık kanununun önümüzdeki içtima devresi zarfında tetkikine 11 reye karşı 12 reyle karar vermiştir. Kanunun derhal müzakere- si kararlarına bağlı bulunan iki de - mokrat senatör talik tarafdarlarına iltihak eylemişlerdir. Huli, B. Ruzvelt'i ziyaret ettikten sonra verdiği beyanatta: “— Barışın ve Amerikan'ın emni « yeti,, namına, hükümet kendisi tara « fından tavsiye edilen bitaraflık prog - ramının kabulünü temin için gayretle rine devam edecektir.,, demiştir Bu beyanat senato hariciye komis - yonunun verdiği karardan sonra yapıl mıştır. Senato haricey komisyonu, Japonya ya girecek silâh ve mühimmat ve ma- den ve halitalar üzerine ambargo ko - nulması hakkındaki yeni pittman tek- lifini cuma günü müzakere etmeğe ka rar vermiştir. Mezar taşının üstüne bir fincan kahve koyuyorlar Kanada'nın bazı & larında bir adam hiç tanımadığı bir eve girip ek- mek ve kahve istiyebilir. Şark'ta mi- safire hep kahve ikram edilir. Günün herhangi saatinde olursa olsun, bir şarklı size kahve takdim eder. Suriyede ve Filistinde arap reisle- rinin mezarları üzerine bir fincan kahve koyarlar. Bu, reisin hayatta i- ken çok misafirperver olduğunu gös- termek üzere bir misafirperverlik ru- hunun sembolüdür. 8 gün için alınıp yüz sene sonra iade edilen kifap Fransa Enstitüsü kütüpanesinden 1839 da adamın birisi 8 gün için bir kitap almıştı. Fakat bu bir hafta tam bir asır uzamıştır. Adam kitabı bugün vereceğim, ya- rın vereceğim derken ölüvvermiş. Ki- tabın ismi “fransız şarapçılığı bahsi,, dir, Geçenlerde, bir asır evel kütüpa- nenin ödünç verdiği kitabı, o adamın torunu getirip teslim etmiştir. Yandaki odadan kahkahalar ve sesler duyuyor- (Büyük harpten sonra ilk paskalye gecesi, beş genç, Antu- van, kardeşi Jilber, arkadaşı Dominik Heriyo, Mariyan ve Solanj Senkler isminde iki genç kızla beraber sıkıntılı bğl' suareden kaçıyorlar ve geceyi kırlar içinde kaybolmuş bir otelde geçiriyorlar. Antuvan, Mariyan'la, Dominik de So - lanj'la beraber eğleniyorlar. Jilber yalnızdır. Nihayet sa - bah oluyor ve hepsi Parise dönmek mecburiyetinde olduk- larını hissediyorlar. Antuv an kardeşleriyle beraber ba- baları Karmontel'in ziyaretine gelmiş sonra — ayrılmışlar babalariyle | yalnız bırak lardır. A met- resi Nikol Dölaney'in oturduğu apartmana gelmiş ve sonra kendi evine dönmüştür. Orada Mariyan'ın adına yapılan bir dâvet bulm uştur. Mariyan'ın annesi, babası evde yok - tur. O da dostlarını çağırmıştır. Şimdi Dominik bir odada yalnız Solanj'ı düşünmektedir. Bir viski daha koydu. Dündenberi hayli içmişti. Fa- kat hiç te sarhoşluk hissetmiyordu. Sadece yorul- muştu. Her şeyden yorulmuş, bilhassa kendi kendi- sinden yorulmuştu... Bir aynaya yaklaştı. Yüzünün sarı ve hiç genç- liği kalmamış hatlarına, keskin gözlerine, ve ke- mikli fakat ince açık alnına baktı. Zayıf vü , çıkık larını, ancak farke- debilen sarı kaşlariyle uzun çehresini, kenarında ufak ve müstehzi bir kıvrıntı taşıyan kadın du- Yazan: İröne Nömirovski katen dekor tarafından iyi buluşları vardı. Peki sonra? “Ya benim, ya onun ölümüne kadar geçecel zun seneler zarfında ne olacak?,, Belki kendisi fazla serbestti! Belki erkeğin biraz daha zaptürapt altına alınması, esir olması lâzım- dı? Belki de, kendisini serbest hissetmek isteği, her- kesin başından geçtiği gibi, gençlik, delikanlılık se- nelerinden kalma idi? Aşağı yukarı doğduğu za- mandanberi öksüzdü ve zengindi. Karanlık kollej- u- daklarını bir daha bir daha merh tsizce gözd. geçirerek: “İşte ben bu imişim!” diye düşündü. Sonra cidden samimi bir şekilde hayret etti: “Nerem bu güzel kızın hoşuna gidiyor? Ya ben? Ben onda ne arıyorum? İkimizin arzuları hiç de müşterek değil! Onun istediği bütün kadınların istediği gibi birisiyle beraber yaşamak ve onun ya- nında kalmak. Aradığı şey , istikrar, de- vamlılık, hapis!... Ya ben? Ben hiç şüphe yok ki hü- e. KA * X Btiz C vET) lere hapsedilmişti. Etrafında kendi servetini idare ile mükellef olan ailesinin ihtiraslarını, müziç alâ- kalarını görmüş, en ufak hastalığında bile vasileri- nin sevindiklerini hissetmişti. Küçükken, sonra daha çken hayatın & taraflarını bulup çıkarmıştı. Ancak, sade şimdi, fa- ciaya, yalnızlığa, mazinin inkişafına cepheden ba- kabiliyordu. “Günün birinde Solanj'ın benim yegâ- ne sadet şansım olduğunu anlıyacak mıyrm?.. Belki K ee G a M AA LEN n c Çeviren: Mümtaz Faik FENİK man yarabbi evlenmekten ne kadar da çok endişe ediyorum. Evet muhtemel maceralar, ve muhtemel aşklar yaşıyabilmek rum.,, için serbest kalmak istiyo- Bazan bir tablonun çerçevesine, bazan masa- nın üzerindeki bir lâmbaya dol ak, çinde bir aşağı, bir yukarı dolaşıyordu. “Yalnız eşyalara kalb vermeği öğrenmek lâ- zım!,,'diye düşünüyordu. Babasından çok kıymetli kgl_e.l_tsiyonlır kalmıştı. Fakat onun bunları hiç gör- dı.ıgu.bile yoktu; çünkü büyük | sandıkta kilitli idi. Yirmi yaşmı geçtikten sonra vasileriyle bir sürü hı- fıl.lı. gürültü, bir yığın iş çıkmış, o arada ancak bir iki sene nefes almak, seyahat edebilmek imkânını bulabilmişti. Sonradan da harp patlayıvermişti. “E- ğer evlenirsem, onları sandıktan çıkarırım!,, diyor- du. Fakat, bir kadın acaba eşyaları da kıskanır mı? Eğer bir parça zevk sahib ise... ki onda şüphem k ral r b zannedildi - yı AĞ S DR Ğ du. Duvara dayanıyor, gözlerini kapıyor, Solanj'ı düşünmiyeyim, diyordu. Fakat onun sesini bütün bu genç kızların fıkırdak sesleri arsında arıyor, tanı- yor ve onun ayak sesleriyle kalbi çarpıyordu. Kapı- yı açtı ve ona işaret etti; — Hadi! Gidiyoruz!.. Genç kız hiç bir kelime bife söylemeden itaat etti. Geceyi Madrid şatosunda bitirdiler. Kolları arasında idi. Birdenbire dedi ki : — Demek ki sen, evli bir kadın olacaksın! Ne yazık! Solanj : — Evet, dedi ben ıstırap çeken bir kadınım! di- ye ldandı. Halbuki Dominik, h dit bazan hem azap, hem de en güzel bir zevk olan rüyalar- da olduğu gibi büyük sarahatle Solanj'ı düşünüy du: Solanj evlenmiş, Solanj anne olmpç, kendi ken- disinden emin bir kadın... Şühesiz daima güzel, hat- tâ yirmi yaşındakinden daha güzel... Fakat artık, esrarı, ve hiç bir sürprizi kalmamış Solanj!.. Artık onda birdenbire sevinçten teessüre, ihtirastan so- ğukluğa, tam sadakatten en garip, en anlaşılmaz ihanete geçen seri hareketler kalmamış! Şimdi Jil- ber Karmontel'i ve genç kızın ona dair itirafları- nı hatırlıyordu. Bu kız niçin bunu yaptı? Fakat ga- yet iyi biliyordu ki arzusunun karanlık menbaları bu zıt düşüncelerden, kalbin bu hareketlerinden, ve genç kızın bile bilmediği hislerden doğuyordu. E"I,o-birhdm.k&.mil; ti l ş bir hlul olacaktı! Eğer onunla evlenseydi sonu ne olecak

Bu sayıdan diğer sayfalar: