13 Mart 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

133 1939 MİLLİ BUTUNLUK İdeolojiye kuvetle bağlılık bugün- kü sosyal varlılıklara iki ayrı tip ka- zandırdı. Birinde, millet kollara ay- rılarak zıt ve başka başka idealler pe- şinde yürürken sürtünme ve bazen de boğuşma halindedir. Çünkü bu ideolo jilerin içinde vazıh veya muğlâk fa- kat tamamlafımış olanlariyle beraber henüz şekillenmemiş yenileri veya fosil kesilmiş eskileri de iddia sahibi- dirler. Her kol doğrusu benimkidir, dediğinden içlerinden birinin kuvet- lenerek veya kuvet kullanarak vazi- yete hâkim olmasına kadar camia sa- de perişanlık yaşar. Kuvetin tahak- kümünden sonra da ikinci bir peri- şanlık başlar ki bu, tıkılıp iç benlik- lerde hapsedilmiş olan fikirlerin ıstı- rabındandır. Bu leketlerde milli kuvetler büzülüp kıvrılmağa ve milli hız saplanıp kalmağa mahküm oldu- ğundan oralarda milli bütünlük an- cak bir dış görünüşten ibaret olur. İkinci tip ise, büyük hadiselerin zoru ile silkinerek yabancı ve aykırı tesisleri bünyesinden koparıp atan, som içtimaf bünyelere mahsustur. Bunları, büyük tazyik ve hararet te- siri altında cürufunu dökmüş çelik parçalarına benzetebiliriz. Tek bir i- deolojiye gönül vermiş oldukları için mâşeri hayatlarında ne sürtünme, ne boğuşma, ne de zor kullanma var. Çünkü oralarda millet, aşkını birleş- tirip kaynaştırarak fikir haline ve onu da tatbiki sahada milli irade kı- vamına getirebilmiştir. İdealleri bir, ideale doğru sürdükleri yol birdir. Yürüyüş hızlarında ne camiayı, ne ferdi hırpalıyan ıttıratsızlıktan eser görülmez. Gerçek millt bütünlük bu camialardadır. Bazıları çeşitli fikir- lere uymanın, camia mukadderatını kontrol etme gibi faziletlerinden bah sederse de onların doğruyu görme- dikleri anlaşılıyor. Çünkü bu kontro- lün kabil olması için önce özcülük (egoisme) ün eriyip silinmesi lâzım- dır. Halbuki ileri demokrasilerde bile özcü idealin vakit vakit şahlanıp sal- dırdığını görüyoruz, Türk Cümhuriyeti tek ideolojiye bağlanmış sosyal camiaların en mut- lusudur. Çünkü o, büyük ve tarihi hadise ile baş başa ve yapa yalnız kaldığı günden beri iradenin en yük- vi H. Reşit TANKUT seğini ve emeğin en hacimlisini kullana kullana seciyelendiğinden içtima? gövdesinde faziletin berraklı- ğı hasıl oldu. Eğer Türk mefküreci- liğinde karanlık bir nokta tesbit et- mek kabil olmıyorsa bunu, bizi bugü- ne yükselten cidalin hareketinde ve hızındaki azamette aramalıyız. Böyle bir ıstıfa ile meydan alan Türk mil- leti dil, dilek ve kültür birliğinde mayalanınca, müşterek aşkını milli irade ve iradesini Milli Şef ola- rak tesis etti. Bunun içindir ki bizde Milli Şef bizzat milli ideoloji- nin mümessilidir. Milletle Şefin bu şekılde imtizacındaki mânayı camia- nın iyiye ve iyliğe doğru kestiği yolla ölçebiliriz. Nereden başladık? Neredeyiz? Ve nerelere varmak üzereyiz. Tarihin kayalarını yarıp ilerliyen akınlardan hiç biri cümhuriyet Türkiyesinin ge- ride bıraktığı engeller kadar mânia aşamaz. Ve hiç bir irade, cümhuriye- tin yarattığı kadar zengin ve esas- It eserler vücude getirmedi. —Bü- tün bu uğraşın ve sayısız başarı- ların acaba hangisinde İsmet- İn- önü yoktur. Bütün dünya onun- la milleti bu yolda ve bu mânada birleşik görmenin hayranlığını yaşı- yor. Ve biz onun Başkanlığında, bu- günkü sosyal gelişimin ferahlığı i- çinde kendimiz için ve âlem için ide- al bir millet olmak azmiyle yürüyü- şümüze devam ediyoruz. Milli Şef, ideolejinin ışığı olarak önde ve baş- tadır. Milli 'aşkın ve iradenin enmuzeci sıfatiyle bizi — teşkilâtlandırmak ve yürüyüşümüzü nizamlandırmak için ne düşünürse o, bizim istediğimiz ve düşüncemizdir. Biz sınıfsız, farksız ve sade camia içinde seviye derecesi- ne göre tabakalanmış bir ve bütün millet olarak onu takip ediyoruz. Bu bütünlükle ne kadar büyüyüp kuvet- lendiğimizi ve ne çetin imtihanlar ver diğimizi herkesten iyi takdir ediyo- ruz, Bugünün icaplarını tatmin et- mek, istikbalde karşılaşacağımız en- gelleri devirmek için Millt Şef'le tamamlanan bu milli bütünlüğe gön- lümüz ve gövdemizle sonuna kadar Muciki hahisleri: —— — SNT T Antonin Leopold Dvorak On dokuzuncu asrm ikinci nısfın - da, Avrupa'nın hemen hemen her ta - rafında başlıyan ve milli ruhtan ilham alan bir musiki tarzı bütün bestekâr - lar tarafından iltizam edilmiş ve böy- lece her millet kendine has original musiki yaratmıya başlamıştı. Nitekim Bohemya'da Liszt'in talebesi olan Smetana ile başlryan milli musiki ce - reyanı bir mesil sonra Aritonin Leo. pold Dvorak sayesinde ayrı bir inkişa- fa mazhar olmuştu. Dvorak, 8 eylül 1841 tarihinde Bo - hemya'nın Nelahozeves kasabasında dünyaya gelmişti. Babası otelci idi ve oğlunu da otelci olarak çekirdekten yetiştirmek isterdi. Lâkin genç Dvo- rak'ın musikiye karşı duyduğu meyil ve istidat otelcilik işleriyle ünsiyet peyda etmesine engel olmuştu. Dvo - rak musiki tahsiline 1857 tarihinde başladı. Tahsilini bitirdikten sonra de evelâ kemancı sonra da violacı olarak Prag milli tiyatrosu orkestrasına gir - di. Musiki hayatının bu ilk devresin- de Dvorak, her çeşit musikiyi tanı - mak vesilesini buldu ve musiki kül - türünü iyiden iyiye tekemmül ettirdi. Dvorak ilk bestesini 1873 tarihin - de, ilk operasını da bir yıl sonra mey- dana getirdi. Bu ilk eserlerinde Wag- ner'in tesirinde kalmış olmasına rağ - men milli kisvesini hiç bir vakit zayi etmedi, Bu eserleri takiben Berlin'de tabedilen “Slav Dansları,, alman mu - siki âleminin de dikkat nazarımnı cel - betmekte gecikmedi ve bu da Brahms ile Bülow'un Dvorak ile alâkadar ol - malarına sebep oldu. Bundan cesaret alan Dvorak da artık ölmez eserler ya ratmıya başlıyacaktı. Dvorak musikisinin ana hatlarını hep çek milli musikisinden intihap ve teşkil ederdi. Eserleri rağbet gördük- çe daha ziyade çalışmıya başlıyacak ve gerek sahne musikisi, gerek senfo- nik gerekse vokal musiki vadisinde bi- ribiri ardına vücude getirdiği eserler- le bütün dünyada tanılıp takdir edile- cekti. Dvorak'ım şöhreti artık memleke - tinin sınırlarını aşmıştı. O, Âvrupa - daki ekseri musiki cemiyet ve akade- milerine âza seçildiği gibi Prag ve Kembriç üniversitesi fahri doktoru o- lacak ve nihayet Nevyork'taki milli konservatuvar müdürlüğüne tayin edi.- lecekti. Amerikada geçirdiği hayatın hatırası olarak da beşinci senfonisini yazdı. Onun için bu senfoniye Yeni Dünya adını verirler, 1895 tarihinde vatanına dönen Dvo- p rak âyan âzalığına intihap edilmiş ve bu suretle kendi milletinin şükranına da nail olmuştu, Dvorak 1904 yılının mayıs ayında Prağ'da öldü ve o tarihten sonra mu - sikide çek ruhunu yaşatmak vazifesi L. Janacek, J. Suk ve V. Novak'n omuzlarına yüklendi. Sadi KARSEL Jı—ık Bu akşam verilecek büyük GALA müsameresi şerefine U L U S Sinemasında güzel 'güzel filmi AŞK ve MACERA Baş Rollerde: fransız sinemacılığının en güzel iki kadını dehakâr Edwige Fenillere ve Mona Gieya artist Jean Murat ile beraber çevirdikleri ve bü- tün dünyanm kendisinden bahsettiği kadınm, aşkları, , rezaletleri ile dolu ihtiras filmi Ayrıac: Metro Jurnal yeni dünya havadisleri Dikkat nazara: Numaralı Balkon biletlerinizi lütfen evvel- den tedarik ediniz. Telefon 2193 MA "ı,ı—ıl' î*wv ıngilfere'nin Dördürî&:ü S;Iö.hı | Gizli teşkilat Gizli istihbarat, memleket müdafaasının gözü ve kulağı ise * | Gün İçi Ün İçin Gençlik ve Devlet “Bizim ideallerimiz vatan ve millet hizmetinde toplanır., “6-111-1939 - İ. İNÖNÜ” * Mıddı ve mânevi şartları cetleri- inkinden ve babalarımızınkinden bütün diğer askeri kuvetler de bu müdafaanın yumruğudür! büsbütün başka bir cemiyetin kuru. lu,;u ıçmde, ve bu cemıyeu müasır “The first of a Secret Servise is to be secret” (İlk gizli iş giz- li olmaktır.) Avam Kama- rasında bir gün, gizli istihbarata tahsis edilen para- nın hesabını sormağa kalkan bir mebusa, Balfur, yukarıdaki cevabı vermekle iktifa etmiştir. Enteli- jans servis etrafında hiç münakaşa edilemez. Dünya yüzünde hiç bir müessese, hiç bir teşkilât, bu servis kadar aleniyet düşmanı değildir. Çünkü, gerek ona yardım edenler ve gerek onun metodları ne kadar gizli kalırsa, o nisbette mükemmel işlemektedir; bu gizli servisin mev- cudiyeti, ancak onun yaptığı tesir- den anlaşılabilmektedir. Onu kaplıyan ve zaruri olan mübhemiyet sisi, bu gizli servis et- rafında konuşmayı güçleştirmekte- dir. Olsa olsa, ancak ona dair anla- tılan masalları (bu hususta sinema filmleri ve cinait romanlar en başta yer almaktadır) tahlil etmek ve on- dan sonra, onların yerine, hakika- te belki daha yakın olabilecek sa- rih malümatı koymak teşebbüsün- de bulunulabilir. Britanya Enteli- jans servisinin fevkalâde mükem- mel olan fuliyeti bia Almanlıxm Entelicens servis nasıl çalışıyor ? Ruth Kutçh G ada Y ZON £ Srssnez temel hareketlerini araştırıp öğren- mek, onun en iptidai vazifesidir. Bugün de bu gaye gizli istihbaratın özüdür. Ne var ki, bugünkü gizli istihbarat işleri azami derecede in- ce bir sanat olmuştur. Bu servis, memleket müdafaasının, bir ba- kımdan, göz ve kulağı, diğer askeri silâhlar ise, yumruğu —mesabesin- dedir. Kendine has olan pratik tarz- lariyle, İngiltere, bu servisin ehe- miyetini her milletten evel takdir ederek ona göre tedbirlerini almış- tır. 4 İngiltere'nin Entelijans Servis'i, donanmasından, hattâ ordusunun her hangi bir şubesinden daha es- kidir. 14 üncü asırda, III üncü Ed- vard, Fransız harbinde kendisine büyük hizmetleri dokunmuş olan dünya harbind d: '"'ıbaşlııelı'J bir şey gelmiyor — hâlâ hatıramızda yaşa- maktadır. Bize, Britanya ordusun- dan, donanma ve tayyarelerinden daha büyük zararı dokunmuş olan İngiltere'nin bu dördüncü silâhını tetkik etmek bizim için her halde faydasız değildir. İngiltere bu yıl, kendi tabirlerin- ce, Secret Service emtine resmen E: ge Civile teşkilâtını, Vene- dıklılerle Cenevelilerin teşkılatmı örnek alarak kurmuştu. VII inci Hanri, bu teşkilâtı ıslâh ederek, ba- şına, Sir William Clifford gibi kudretli bir şef getirmiştir. Bu zat, başına geçmiş olduğu — teşkilâtı Flandern'e ve rakibi Perkin War- beck aleyhine büyük bir muvaffa- kiyetle kullanmıştır. Rönesans devrinin çok girift o- 500000 ıterlmg L_' ', i bınden evelkinin de ıltı mlı idir. İngiliz parlâmentosu, bu paralar hangi maksad uğrunda ve kimlere verildiğini bilmeden, tahsisatı her yıl kabul ve tasdik etmektedir. Hat- tâ İngiliz başbakanı bile bu parala- rın hesabını sormak hakkını haiz değildir. Bu hususta malümat sahi- bi olan ve gizli serviste çalışanların listesini bilen yalnız iki kişi var- dır: Bunun biri Britanya dış bakan- lığının eski daimi müsteşarı Sir Robert Vansittark, öbürü de Sir Warren Fisherdir. Bu iki zat ü- zerlerine almış oldukları bu vazi- feden, ancak öldükleri veya devlet hizmetinden uzaklaştıklarr zaman ayrılabilirler. Bu memuriyette her hangi bir değişiklik yapılmasından mümkün olduğu kadar içtinap e- dilmektedir. Fakat ne Vansittark ve ne de Fisher, Secret Service'nin asıl şefleri değildir. Asıl şeflerin olduğu kadar en ufak casusun bile adı ve şahsı ilelebed meçhul kal- maktadır. Tabit, bu derece esrarlı ve romantik bir şahsiyet hakkında bin bir çeşit tahminler, masallar ortaya atılmaktadır. Meselâ, bu ser- visin şefi, kullandığı gizli bir anah- tarla istediği anda kıralın yanına girebiliyormu.ş, ekmil Secret Service'i kap- lryan esrar o kadar kesif ki, belki bir asır sonra bile ondan ufak bir şey sızmıyacaktır. $. S., yalnız hayattakinin değil, ölen bir casusun da adını ifşa etmemekte- dir. Bundan birkaç yıl evel, Na- polyon devrini takip eden günlere ait bazı evrak müzayedeye çıkarıl- mıştı. Bunu haber alan dış bakan- lığı (Foreign office), bu evrak ara- sında, Britanya Entelijans Servis'- inin 1816 - 1821 tarihlerinde Paris- teki faaliyetini izah eden bazı taf- silât bulunduğu için, müzayedeye mâni olmuştu. Bu itibarla, S, S. teşkilâtına mensup olanlar, en u- zak bir âtide bile ifşa edilmiyecek- lerinden emindirler, Onlar, sanki daima hizmette imişler gibi, birçak asırlar bir sır olarak kalacaklardır. Bu ketumiyet, yalnız kendisine mensup olanları korumak için de- ğil.ıynıumnnda S. s.in'meıod— larını yab, ların öğr l imkânsız kılmak için alınan tedbir- lerden biridir. Her Entelijans Servis'in ilk ku- ruluşundaki maksad ve gaye, tama- miyle askerî mahıyettedır, hasım lan dipl isi, tabit bir tezahür Jow'un gizli bir ajan olduğu ma- lâm olan bir hakikattir. ç politikada iyi bir gizli teş- kilâtla hareket eden Crom- well'in günlerinde ingilizlerin Sec- ret Service'i, kendisini en mükem- mel şekle sokmuş olan bir çığıra girdi. O günlerde bu servisin şefi, Eseksli avukat John Thurloe adın- da bir zattı. Bu zat, gizli istihbarat teşkilâtını polis teşkilâtiyle birleş- tirdi, Bu ikinci yenilikten sonra, Oksford üniversitesi geomctrı pro- fesörünü şifreleri açmağa memur etti. Bundan başka, ilk defa olarak casusluğa karşı tedafüi tedbirler almağa başladı; devlet evrakının zarflar içinde ve kırmızı balmumu ile mühürlenmiş olarak sevkedil- mesi usulünü koydu; devlet hiz- metinin bu şubesiyle onda çalışan- ların üzerine geniş bir esar per- desi gerdi. J. Thurloe'nun, bu iş için yılda 70.000 sterling harcadı- ğını bilmek çok enteresandır. Bu paranm Cromwell devrindeki de- ğeri zamanımızdaki değerler karşı- laştırılacak olursa, bu miktar, İn- giltere'nin bu maksat uğrunda bun- dan üç veya dört sene evel harca- dığı paraya tekabül etmektedir. İngiltere'nin gizli servisi en bü- yük tecrübesini cihan harbinde yaptı. Bu teşkilât, harbin başlan- gicinda hazırlığını bitirmiş ve ol- gun bir durumda idi, Nitekim, 4 ağustosta 1914 de — İngiltere'nin muhtelif yerlerinde bir hamlede 25 alman gizli ajanı (bu ajanlar Mili- tary İntelligence 5 in çoktan malü- mu idi) tevkif edildi. S. S. teşkilâtının kurduğu kapan, asıl iki yıl sonra bize feci bir âki- bet hazırladı; Bu, Meksika'ya al- manca hitap eden meşhur Zimmer mann telgrafı idi; İngiltere bu tel- grafın mealini, Birleşik Amerika üzerinde bir tazyik vasıtası olarak kullandı ve zaten lehimizde olmı- yan bu memleketi büsbütün aley- himize çevirdi. 1918 in sonunda, İngiltere, dün - yanın en mükemmel gizli istihbarat cihazına malikti. O günlerde, sade İngiltere dış bakanlığının propa - ganda hizmetinde 10.000 den fazla a- damr olan bir kadronun faaliyette lduğu tahmin edilmek dir. Bu giz- li teçkilâtm hayati kudreti maale - sef Almanya üzerinde tecrübe edil- Bugünkü Sec. ret Service, esas itibariyle iki şu - beye ayrılmakta. dır; bunun — biri Dış Bakanlı - ğradaki bir şu- be, diğeri, muhtelif ordu kollarının istihbarat işlerini gören (intelligen- ce Service) gizli teşkilâttır. Bu iki teşkilâtı posta, gümrük, vergi, ve polis dairelerinin bazı şubeleriyle beraber çalışmaktadır. Fakat poli - tika için en ehemiyetli olanı dış ba- kanlığın, dünyanın dört bucağında ajanları bulunan gizli teşkilâtıdır. Meselâ, Habeşistan'da, Çin ve İs - panya'da Britanya ataşamilterleri yoktur ; fakat buna mukabil, Britan- ya hükümetini muntazam ve devmlı surette tenvir eden adamlar vardır. u teşkilâtın dikkate değer şu- belerinden biri de casusluk şubesi (mukabil casusluk)tur. M. İ. 5. (Military İntelligence 5) in adı halkın ağzında çok dolaşmış- tır, Albay Sir Vermon Kell'in bu şu- benin şefi olduğu tahmin edilmekte- dir. Eski bir asker olan bu zat, Çin lehçesi mütehassısıdır; o da Nevil Çemberlayn gibi balık avlamaktan gçok hoşlanır. Hinchley Cooke, onun sağ eli mesabesindedir. M. İ. 5. şu- besi, kendisine bütün icraatını yap- tırdığı Skotland Yard'ın hususi şu- besiyle sıkı bir surette münasebette- dir. Bu şube, onun namına tevkifle- ri yapmakta, hudut dışına çıkarıla - cakları çıkarmakta, ve buna benzer işler görmektedir. Casusluğa karşı koymak teşkilâtından başka, hava si- lâhı, donanma ve tabiatiyle dış ba - kanlığı da M. İ. 5. ile münasebette- dir. Moderh gizli teşkilâtın çalıştığı vasıtalar, eskmne benzememekte - _:küınreıi yırıhmşhr. Kimyagerler, dil mütehassısları, mühendisler, tay- yare inşacıları gibi meslek erbabı, bugünkü S. S. teşkilâtın en geniş kadrosunu teşkil etmektedir. Kim - yagerler, bugüne bugün, casuslu - ğun en ehemiyetli silâhlarından bi- ri olan gizli yazıları meydana çıkar- mak için kullanılırlar. Bu gibi ya- zıları en kısa bir zaman zarfında meydana çıkarmak, S. S. in kriptog- rafi bürosunun vazifesidir. Kriptog- rafi dairesinin en meşhur şubesi “Room 40” dır, Bu şube, Cihan har- bında bahriye bakanlığı tarafından kurulmuş ve başına Sir Alfred E- wing geçirilmiştir. Zimmermann telgrafını açan büro işte budur. Har- bın son günlerinde burada çalışan 50 kişi, dünyanın muhtelif yerlerinden bir günde gelen 2.000 den fazla ha- berin şifresini, kimyevt yazısını hal- letmiştir. Polonya'daki Alman ekalliyetinin istekleri Varşova, 12 a.a. — Ayan meclisinde ekalliyetler hakkında cereyan eden müzakereler esnasında polonyalı al - manlar reisi Hasbach, yeni- den alman isteklerini ileri sürmüştür. Polonya âyanından Kornke, Polon- ya'nın daima liberal bir ekalliyet si - yaseti takip etmiş olduğunu ve yapılan AA sa Danzig'de görmek kabil olduğunu kaydettikten sonra bilhassa Almanya'. da bulunan 800.000 polonyalının vazi- yetini anlatmış ve bunların normal şart lar altında yaşamalarını — temin için hükümetin teşebbüste bulunmasını is- temiştir. —— Bir harp karşısında birleşik devletler Nevyork, 12 aa. — Doktor Gallup tarafından yapılan referendum, şu ne- ticeleri vermiştir : "Avrupı’dı harp çıktığı — takdirde Fransa'ya ve İngıltere 'ye gida madde - leri a;:ılı mıyız?,, sualine — verilen cevi ın e Wmı altısı “Evet” tir. Si , “Bu devletlere harp malzemesi sat - malı mıyız?” sualine gelen cevapla - rm yüzde elli ikisi “Evet” tir. “Demokruilırgyudın etmek — için ordu ve göndermeli mı - yiz?,, fedakârlıkların bir nümunesini bilhas. yet seviy mak azmindeyiz. Yetişmekte olan gençlik için her türlü gayretlerini bu — uğurda teksif etmek kadar zevkli ne olabilir? Bir ağaç dikmekte hususi neşe varken vatanın inşasıma iştirâk etmekteki hazzı ve neşeyi ne ile öl- çüp hangi kelime ile ifade edebili. riz? Ebedi Şef, onun kıymetli halefi, ümhuriyet h leri ve devlet a- damlarımız vatanın inşasında genç - liğe en şerefli payı ayırmışlardır; bugünden çok yarını du.şunmekle. kuvetli Türkiye'yi meydana getir. mekte olan bütün vasıtalar her gün biraz daha çoğaltılıp gençliğin emri- ne verilmekte değil midir? Birer bi- rer açılan mektepler, enstitüler, ta. daha bir ay evel yüz altmış dokuzu - nu birden kutladığımız halkevleri devletin gençliği her çeşit inkişaf imkânlarına mazhar kılmak iradesi. ni temsil eden müesseselerdir. Dıye- mez miyiz ki gençliğin yapacağı !ey,. okumak, öğrenmek, tahıılmıhmım. hanek vücüi SAT faza etmek ve böylece vıtuı ve mıl- let hizmetine hazırl. iba. rettir? Cümhuriyetten önceki rejimlerin tarihini okuyacak olan gençler, ken- dilerinden evelki nesillerin ne gibi mahrumiyetler içinde bulunmuş ol - feransına iştirâk etmiş bir osmanlı mütefekkirinin, gençliğinde, fransız- ca mualliminden bir kelimenin mâ - nasını sormak için geceleyin fener yakıp İ büPan . 'hiz tinden di. ğer bir semtine gittiğini öğrenecek o- lan bugünün bir dil fakültesi müda- vimi buna nasıl hayret etmez olur? Fakat, meşrutiyet senelerinde bizle. rin fımqı bmkloıo :ı;ı:ıeımı veya bııyuk ıstıraptı. Cümhuriyetten evel bir kızılay balosunu genç türkler bi- le tasavvur edebilirler miydi? Hatır. lamalıyız ki türk kadını medeni hak. larıma ancak on, on beş senedenberi sahiptir. Bunlar, gençliğin cümhuri- yete neler borçlu olduğunu gösteren gelişi güzel seçilmiş misaller olmak- la beraber, seviyesini aşmak kara. rında olduğumuz muasır medeniyet- le çok yakımdan alâkalı hâdiseler- dir. Çocuklarım üniversite çağında ol. salardı onlara günlük şöyle program çizmelerini tavsiye ederdim: “Sa- bahleyin erkenden kalkınız. Hekim muayenesinden sonra bir mütehassı- sın tespit edeceği beden terbiyesi ha. ketlerini tekrarl k ilk işiniz ol- sun, Duşunuzu yapıp kahvaltınızı e- derek mektebinize gidiniz. Muallim. lerinizin takrirlerini dikkatle dinle - mek, itina ile not almak, sınıf disip- linine riayet etmek, arkadaşlarınız . la iyi geçinmek sizler için beyhude nasihatlerdir; zira bunların lüzumu- nu şimdiye kadar almış olduğunuz terbiye ruhlarınızda esasen kökleş - tirmiştir. Öğleden sonra konferans, konser ,tiyatro, spor toplantısı, kü. tüpane ve müze ziyaretleri nevinden fizik, moral ve entelektüel gelişme - nize yarıyacak ne gibi imkânlar var- Akşam yemeğinden sonra hazmı bekler ve derslerinizi gözden geçirip yatarsınız.,, Böyle hıı- progrım. belki de, be. nim ve b i binl inin, tat- bik edecekleri yaşlarda imkânsızlık yüzünden ancak hayallerinden ge. çirmiş oldukları bir prog dı. Fa- ihtiyaçlarını çok iyi anlamakta ve yapmaktadır. On beş cümhuriyet se- nesinde tahakkuk ettirilmiş olan e. serlerden gençliğin istifadesi elbeüı hepimizden fazla olacaktır. bütün bu eserler, “Bizim ıdeınGĞ— miz vatan ve millet hizmetinde top- lanır,” vecizesini kendilerine hayat /prensibi yapmış ve ondan ilham ala. rak yorul çalışmış olanl feragati sayesinde tahakkuk. i tir. Türk gençliği için de lı::= prensip, ideallerini vatan ve millet hizmetinde toplamak ve o suretle çalışmaktır. Türk gençlıiı lııç ;ııpheuı, boylo çalışmaktadır. -. 3 bir haz, bir ev yapmakta derin bir" Daha mesut, daha müreffeh, daha * azzuv etmekte olan spor teşkilâtı, * — 1 | duklarına şaşacaklardır. Berlin kon. — * çi Ka sa hepsinden faydalanmıya çalışınız. — kat, bugünkü rejim gençliğin bütün — onları tatmin için kabil olan her şeyi — e|

Bu sayıdan diğer sayfalar: