Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
MN A AA Musolini anşlusun ( Başı 1. inci sayfada ) dir. Filhakika, imparatorluğun çök- mesinden bir kaç gün sonra Bauerin vücude getirdiği demokrat anayasa, Avusturya “Alman cumhuriyeti ismi ile, Alman devletinin bir cüzüdür” diyordu. Bunu müteakib, Versay ve Sen Jermen muahedeleri yapılmış ve bu muahedeler, Avusturyaya, müsta- kil kalmayı bir mecburiyet olarak tahmil etmişti. Bu, manasız bir şey idi. Avusturya milletler tarihinde hiç görülmemiş bir tarzda, istiklâlini an- cak Milletler Cemiyetinin muvafaka- ti ile terkedebilecekti. İşte, Avustur- 'ya, sosyal demokrat rejim altında, müstakil devlet hayatına böyle bir vaziyette başladı. Bundan sonra hris- tiyan sosyalistler gelmiş, fakat bu da kifayet etmemiş ve Avusturyayı, Mil- letler Cemiyetinin vesayeti altına koymuştur.” Almayada nazizmin kuruluşu B. Mussolini, bundan sonra nasyo- nal sosyalizmin iktidar mevkiine ge- lişine kadar olan Avusturya iç poli- tikasının inkişafı tarihçesini yapmış ve sözlerine şöyle devam etmiştir: “— 1933 de, nasyonal-sosyalizm, ik- tidar mevkiine gelmiştir. Ayni sene- nin mart ayında Dolfus, yeniden A- #usturya kabinesini kurmuş, fakat A- vusturyanın mustakil hıristiyan, ayni zamanda alman bir devlet olduğunu da kaydeylemiştir. O zaman, hükümet ile nasyonal sosyalizm hareketi arasında bir mücadele başlamıştır. 1934 isyanı Dolfus, 1934 isyanını bastırmak mecburiyetinde kalmıştır. Bir kaç ay sonra, nazi hükümet darbesi teşebbüsü vukua gelmiştir. O zaman yukarı Ad- jide bulunan dört fırkaya Brenner'e gi i emrini vermiştim, bu, netice- leri tahmin edilemiyecek olan muhte- mel kanlı hâdiselere karşı çok tabit bir basiret hareketi idi. Hiç bir avus- turyalı, böyle hareket etmememizi biz- den istememişti ve hiç bir avusturyalı, böyle hareket ettiğimizden dolayı bize teşekkür etmedi.” Avusturyada nazi hareketinin başlaması B. Müsolini, o zamandanberi vukua Musolininin göziyle Avusturya hâdiseleri blânçosunu yapıyor “Biz Avusturya istiklâli için yazı ,, “ veya sözle taahhüde girişmedik. ,, lar, milyonlarca almanın teşkil ettiği rakamdan ve bunların hudud komşu.- muz olması keyfiyetinden bizi korkut mak istemektedir, Her şeyden önce, İtalya, kolay kolay tesir altında ka- lan ve korkan bir memleket değildir. Afrika harbı esnasında 52 devlet bu- na muvaffak olamamıştır.. İtalya sağ- lam bir tecrtibe ve sağlam bir ruha ma- liktir ve yoluna şaşmadan devam et- mektedir. ““Anşlustan müteessir değil,, Biz, bundan o derece mü ir de- ğiliz ki, ahalinin tabit tezayüdü ile bir kaç sene içinde almanların seksen mil yon ve italyanların elli milyon olaca- ğını kabul ediyoruz. Ve bu, yalnız bir sınır üzerinde değil, fakat on sınır ü- zerinde vukua gelecektir. Bu sınırla- rın içinde İtalya ile olan sınır, iki dost millet sınırı, değişmiyen ve d kunulmıyan bir sınır teşkil edi ir. Paris, 16 (A.A.) — Pol Bonkur, bu - Çekoslovakya fecavüze uğrarsa Fransa ve Sovyetler yardım yapacaklar sabah sovyet elçisini B. Suriç'i kabul etmiştir. Sovyet elçisinin Moskova hü- kümeti tarafından Prağ hükümetine verilmiş olan teminatı tekrar etmiş ol- duğu muhtemel görülmektedir. Çe- koslovakyaya karşı bir taarruz vuku- unda sovyet Rusya hemen bu memle- ketin imdadına koşacaktır. Çekoslovakya tecavüze uğrarsa Sovyetler Birliği yardım edecek Moskova, 16 (A.A.) — Royter ajansı bildiriyor: Sovyetler birliğinin Çekoslovakya - sovyet yardım paktı mucibince hare- ket ederek Çekoslovakya taarruza uğ- doğru olamıyacağını teba- rüz ettirmiştir. B. Atli, “Başvekil, pratik surette harict politikasının değişmiş olduğu nu kabul ettiğinden kendi şahsi poli- tikası hakkında ne zaman beyanatta bulunacaktır?” B: Çemberlayn blna cevaben, demiş- tir ki: “— B- Atlinin çıkardığı neticeyi ka- bul etmiyorum. B, Atlinin cevab almak hususundaki ültimatomunu da redde- derim.” B. Atli, o zaman Çemberlayna şu ce- vabı vermiştir : — Yabancı bir memleketin ültima- tomu ile muhalefet reisinin ültimato- mu arasında, başvekil her halde muha- lefet reisinin ülti. tercih et- radığı takdirde ona yardım edeceği ve ancak Fi da böyle hareket ey- lemesi şart olduğu salâhiyetli makam- larca Roytere bildirilmiştir. Müşterek bir hudud olmamasına gö- re bu yardımın nasıl yapılabileceği su- aline de “bir koridor ihdası lâzımdır” cevabı verilmiştir. Südet al, ları partisi şefinin © Sınırlar mukaddestir,, B. Hitler, bu hususta, iktidar mev- kiine gelmeden de çok kati kararını vermiş bulunuyordu. Hattâ bu düşün- cesi, muhaliflerin bazı manasız itham- ları ile karşıl: ştı. Biz faşistler i- çin, sınırlar mukaddestir. Sınırlar müdafaa edilir, Avusturya dramının son perdesi açıldığı zaman dünyadaki faşizm aleyhtarları, iki totaliter Te- jimi biribirinin aleyhine kaldırarak, ve profesyonel sulhseverliğin yüzüne karşı söyliyelim, yeni bir dünya har- brna başlangıç teşkil edebilecek bir darbe ile aralarındaki tesanüdü kıra- cak fırsat nihayet ele geçti sandılar. Yanlışa çıkan hesab Demokrasilerin, mason localarının ve üçüncü enternasyonalin bu hesabı, yanlış çıktı. Bu ümid çocukça bir ü- middi. Bu aynı zamanda bize karşı da bir hakaret teşkil ediyordu. Zira, bi- zim politik zekâmızı ve bizim karak- terimizi hiç dikkate almıyordu. Şura- sını da söylemeden geçmiyelim: Milyonlarca alman da ne yapacağı- mızı rdu. Mihverin tecrübe devresi geçmiştir. Halbuki bugün al- manlar biliyorlar ki, bu mihyer yalnız normal zamanlarda tesirli olan diplo- matik bir mevcudiyet değildir ve bu mihver, alman milletinin ve Avrupa- gelen itilra hüdisal nın tarihinde fevkalâde bir günde de yonal pol rini anlatmış, Roma - Berlin mihveri- nin kuruluşunu bahis mevzuu yapmış ve demiştir ki; “— Avusturyada, bu esnada, nazi hareketi çok hayırlı bir surette inkişaf etmekte devam eyle- miştir. O zaman İtalya Avusturyaya Almanyaya yaklaşma tavsiyesinde bu- lunmuştur. Zira, alman olduğunu söy- leyen bir devlet, alman aleyhdarı bir unsur olarak mevcud kalamazdı. Elde patlayacak bir bomba 1937 nisanında Şuşnig ile görüştü- güm vakıt, Şanşöyle'ye Avusturya istiklâlinin her şeyden önce avustür- yalıları alâkadar ettiğini ve Roma - Berlin mihverinin italyan dış politika- sının esasını teşkil eylediğini sarih su- rette anlattım. Bir çok aylar sonra, 7 mart 1938 de Şanşöylenin bir adamı, bana yapılacak bir plebisit hakkında ne düşündüğümü sordu. Ben, cevab o- larak ve gayet açık bir surette, bunun bir hatâ olduğunu ve bu bombanın kendi ellerinde patlayacağını bildir- dim, Bütün dünya diplomasi mahfillerin- de ve gazetelerde esefler ve lüzumsuz sözler de söylenmektedir. Fakat bun- lar, tarihin seyrini değiştirmekten a- cizdir. Alpların öbür tarafında, az çok rsmi mahfiller, benden niçin müdaha- le etmediğimizi soruyor. Bunlara ce- vab veriyoruz: İtalya Avusturya için teahhüde girmemiş “— Biz bu hususta ne doğrudan doğruya ne bilvasıta, ne tahriri ne şi- fahi hiç bir taahhüd almadık. Avus- turya, hiç bir zaman, kendi istiklâlini kuvvetle müdafaa için bizden askeri bir müdahale istemedi. Esasen kendi milletine karşı askeri bir yardım iste- yen bir memleket, bu isme lâyık değil- dir. Avusturyada vukua gelen hâdise- ler, Avusturya milletinin Anşlusa kar- şı derin isteğinin birer bürhanıdır. Bir nevi nasyonalizm zihniyeti ile ileri sürülen bütün delillere karşı da şu ce- vabı veriyoruz: Eğer bir hâdise mukadder ise, bu- nun size rağmen ve yahut, daha fe- nası, aleyhinize vukua gelmesinden ise, sizin lehinize vukua gelmesi mu- reccahtır. Avusturyada olan şey, mil- li bir inkılâbtır. İtalya'nın tecrübesi Dünyada öyle satıhbin ve faşist İ- talyanın içinde bulunduğu şartl_ardan ©o derece gafil insanlar vardır ki bun- selâbetini göstermiştir. İki millet birlikte yürüyebilir İttihadı gerek zaman gerek vasıta- lar itibariyle biribirine benziyen iki millet, politika ve hayat düşüncelerin- de de bir olarak, endişe içinde bulu- nan kıtamıza, bütün milletlerin niha- yet sulh içinde verimli bir surette iş- birliği yapmalarını mümkün kılan bir vak parlamentoda beyanatı Prağ, 16 (A.A.) — Haynlayn parti- si mebuslarından Frank, dün çek mec- lisinde südet partisi adına yaptığı be- yanatta ezcümle demiştir ki: “— İki devlet, alman milletinin ar- Zu ve iradesi üzerine birleşmiş bulu- nüyor. Anşlus bir kaç saatte meşru yoldan ve kan dölğgilmeden yapılmış- tır. Südet partisi Dü hâdise dolayısiy- le, bu kürsüden yeni imparatorluğun alman milletine kardeşlik selâmını ve ü ilerini gönd lik yapamaz. Fevkalâde büyük ehemiyeti olan bu anda, südet partisi çekoslovak milletinin mesul dirijanlarına müra- caat eder. 1919 diktatı devletleriyle milletlerin ruh ve kan kuvvetleri ara- sında yirmi senedenberi devam eden mücadelede, bu milletler indi ve cebri muameleyle galebe çaldılar. Hareketi- miz hiç bir zaman, fikri, kültürel, eko- nomik ve sosyal, yüksek bir dereceye erişen milletimize 1919 da tahsis edi- len akibete karşı mücadeleden başka bir gayeyi istihdaf etmemiştir. Südet milleti yaşamâk için en ener- melidir. B. Hitler Beıılğnde Rayştağ Cuma günü “toplanıyor Rayştağın feshedileceği hakkında bir şayia Berlin, 16 (A.A.) — D. N. B. ajan- sı bildiriyor: B. Hitler, bugün öğle- den sonra Berline dönmüştür. Saat on yediye doğru Rayh şefinin tayya- resi Tempelhofa inerken, şehrin bü- tün kiliselerindeki çanlar çalmağa başlamış ve B. Hitlerin geçeceği yol- ları kaplayan on binlerce halk coşkun tezahürlerde bulunmuştur. Ç Tayyare meydanında B. Hitler, Berlinde bulunan bütün bakanlar, par ti ve ordu ileri gelenleri, ordu ve par- jik azme maliktir ve Südet t zım olan vasıtayı yaratmıştır. Çekoslo devletinin — dirijanları, —Sü- det milletinin meşru isteklerini yeri - ne getirecek ve onu devlet tarafına kazanacak yerde, etnik ve politik mü- nasebetleri daha gergin hale koyan bir politika takib ediyorlar, Alman südet- lerinin partisi, hiç bir şikâyet sebebi bırakmıyan bir vaziyet ihdas edilme- sinin daha realist bir hareket olacağı- nı bildirir. Bu yeni vaziyetten iç po- Htika münasebetlerinde elde edilecek istifade, bilhassa bugünkü hal ve şart lar karşısında gerek südet milleti ba- kımından ve gerek Çekoslovak devle- halde yeni vücuda getirmek için birlikte yürüyebilirler.” İngiliz kabinesi değişiyor mu ? B. Edenin milli birlik kabinesi kurması muhtemel Londra, 16 (A.A.) — Çemberlayn'in alman hükümeti ile başladığı görüşme- lerin daha başlangıçta akamete uğra- ması üzerine bazı mebuslar Eden'in bütün partileri ihtiva eden bir milli birlik hükümeti kurmasının imkân da- hilinde olduğunu sarahatle bildirmek- tedirler. İtalyan - ingiliz görüşmeleri de âkim kalırsa.... Ayni mahfillere göre, Roma ile ya- pılan görüşmeler de muvaffakiyetsiz- likle neticelendiği takdirde bu ihtimal bir hakikat olacaktır. Burada hakim o- lan kanaate göre, şimdiki hükümetin kuruluş tarzı seri kararlar ittihazına mani olmaktadır. Burada herkes, şim- di Riviera'da bulunan Baldvin ve E- Çörçil'in nutkunun tesiri altında bu- lunmaktadır. Lord Pört Kont Ciano ile görüştü Roma, 16 (A.A.) — Lord Pört dün akşam Kont Ciano ile uzun bir mülâ- katta bulunmuştur. Bu görüşme, bü- yük elçinin Roma'ya dönmesindenberi yaptığı üçüncü görüşmedir. İngiliz dış işleri bakanlığı yakın doğu işleri eksperi B. Bendel de görüşmede hazır bulunmuştur. den ile sıkı temasta olduğu söylenen ti için apaçıktır. Diğer taraftan, şunu da yalnız Çekoslovak milli devleti ile mutabık olmadığımızı değil, 18 şubat 1937 tarihli anlaşmanın zevahiriyle de iktifa etmediğimizi ve politik hakları mız, ve kültürel hürriyeterimiz ve sosyal ve ekonomik garantilerimiz uğ- runda daha geniş mikyasta mücadele- ye bur ve i da resmen bildiriyoruz. di olduğ Alman gazeteleri Çekoslovak- yaya hücum ediyorlar Berlin, 16 (A.A.) — Doyçe Alge- mayne Şaytung yazıyor: “Çekoslovakya, Avusturya hâdise- lerinin meşruiyetini ilk önce tanıyan politik mücadelesi için kendisine 1â* ti selâ: Şi B. Hitler krtaları teftiş etmiş, bunu müteakib kendisine “Rayh'ın hükü- met kezi hoş geldini diyen doktor Göbbels ve Mareşal Göring i- le kısa bir müddet görüşmüş ve devlet ve hükümet riyaseti dairesine gitmek üzere otomobiline binmiştir, Tezahürler Bütün yolda, halk kütleleri B. Hit- lere karşı büyük tezahüratta bulun- muş ve ÂAvusturyayı ana vatana ka- vuşturduğundan dolayı minnet ve şükranlar şiddetli alkışlar ve “yaşa,, sesleri ile bildirilmiştir. B. Hitler i- çinde ayakta durduğu otomobili, hal- kın kesafeti sebebiyle, çok yavaş iler- lemiştir. Halk, Rayh şefine emsali bu- lunmıyan tezahürlerde bulunmuştur. “Almanya büyük devlet oldu,, B. Hitler, Başvekâlet dairesi balko- nundan halka hitaben kısa bir nutuk söylemiştir. Halkın şiddetli alkışları ve tezahürleri ile karşılanan bu kısa nutkunda B. Hitler, milli birlik gaye- sinin vücuda getirildiği bugünlerdeki hissiyatna tercüman olmuş, bu birli- ğin bütün tehlikelere göğüs gereceği- ni ve hiç bir zaman yıkılmıyacağını bildirmiş ve sözlerini şöyle bitirmiş- tir; “— Almanya, büyük Almanya ol- muştur ve böyle kalacaktır. Şarktan garba, şimalden cenuba kadar bütün memleketlerden biridir. B la be- raber Çek diplomatlarının ancak Bo- hemya Almanyanın sağlam kıskacı a- rasına girdikten sonra mantık ve ba- siret dairesinde hareket etmedikleri ni görmekle mütcessiriz.,, Bu gazete şunları ilâve ediyor: “Prag'ın, merkezi Avrupada cer- menliği demir bir çember içine alma- ğa teşebbüs eden Litvinof'un siyaseti ve Bartu'nun alman düşmanlığının hsulü olan hedelerin küflenmiş bakiyesini teşkil etmesine iyi bir na- zarla bakamayız.,, Avam Kamarasında Çemberlayn'e sorulan sualler Londra, 16 (A.A.) — B. Çemberlayn, bügün avam kamarasında, son hâdise- lerden doğan enternasy iyeti eki almanlar, bunun zami- nidir.,, Rayştag toplantıya çağrıldı Haber verildiğine göre, —Rayştag meclisi, B. Hitlerin bir nutkunu din- lemek üzere, bu cuma günü saat 20 de toplantıya çağrılacaktır. Diğer bir şayiaya göre de Rayş- tag bu toplantıdan sonra, feshedile- cektir. Birinci şayiayı yalanlamıyan yarı resmi mahfiller ikinci şayianın doğru luğuna pek ihtimal vermemektedir. Alman kıtaları Avusturyayı tamamen işgal ettiler Berlin, 16 (A.A.) — Alman kıtala- rı Avusturyada kendilerine gösterilen mevkilere kâmilen varmışlardır. 7 in- ci kolordu ile dağ livası Gmuden mın- derin surette tetkik eun.e—k. in'ıı’tm_ı işgal eylemiştir. Viyanada bir fırka Badhal'de de diğer bir fırka hulmad İng" Çekosl y ya karşı olan teahhüdleri hakkında sa- rih bir beyanatta bulunmaktan bir ker- re daha kaç ş vebu le hakl da Sör Saymenin beyanatına bir şey i- lâve etmiyeceğini bildirmiştir. Muhalefet azası, sarahat istemekte ise de, başvekilin bizzat kendisinin ga- yet ciddi telâkki ettiği bir mesele üze- rinde izahat vermekten daha fazla ka- yor. 10 uncu fırkanın büyük bir kısmı Alten Hofen'dedir. 13 üncü kolordu da kâmilen Avus- turyada bul Fakat mü b mevkileri bilinmiyor. Bu muntazam kıtalar Bavyera, Türingen ve Prus- getirilmiştir. Bunlara nasyonal sosyalist hücum kıtaatı da ilâve olun- muştur. Bundan başka Avusturyada 550 alman harb tayyaresi bulunmak- Türkkuşu gençleri Türk malı plânörle yeni dünya figürleri yaptılar ' (Başı 5. inci sayfada) yare ile uçmaya karar verdikten sonra şunu kabul etmek lâzım: Hava , büs- bütün başka bir âlemdir!,, leağak Saat sekize geliyor.. Meydanda plânörler, uçuşa hazır.. Herkesin ağzında bir rakam ve bir harf dolaşıyor. Bu bir şifredir, Hüvi- yetini saklamak istiyen bir isim, bir parolaya benziyor: G 9... Bu isimden hiç bir şey anlayamıyanlardan biri o- larak hemen soruyorsunuz: “— Kuzum, bu G. 9 dediğiniz dir? “— Şu karşıda gördüğünüz plânör.. Rekor ve akrobasi plânörü.. Havacılar, motörsüz bir tayyare demek olan plânörle, havada kalmak gibi, yakın zamanlara kadar bir kera- met sayılan işi yaptıktan sonra, plâ- nör adını verdikleri bu uçma vastıast ile en çok havada kalma, en uzun yol gitme, en yüksekten uçmada yarışma- ya başlamışlardır. Geçen sene İnönün- de 10 saat havada kalan genç tayyareci nin plânörünün bu cinsten olduğunu söylediler. “— Bu plânörle ne hareketleri ya« pılacak? “— Birçok akrobasi figürleri.... Belki kulağınıza, alışkın olduğunuz bir kelime gelir ümidiyle soruyorsu- nüz : “— Hangi figürler ?.., Muhatabınız, sizden bu suali işitin- ce havacılıkta bir şeyler bildiğinizi tahmin ederek bir sürü isimler söyli- yor: “— Luping, Terse bant ile giriş taklak ile çkış, ters olarak burgu (vril) sonra ters uçuşta sert cephe de- ğiştirme (Retournement), daha sonra bant...,, Evvelâ bunları dinlerken, sizin gi- bi, ben de hiç bir şey anlamadım: Ge- micilikte, taklak, çıkış cephe kelime- ne- sesine benzeyen bir ses kulaklarınıza çarpıyor. İçindeki nasıl düşmüyor? Hiç bir işletici kuvveti olmıyan tahta ve demir külçesi havada nasıl saatler- ce kalıyor. Siz, bütün bunları düşü- nürken, hâdisenin hepsinden daha en- teresan olan tarafını dinliyorsunuz: “— Bu hareketleri görüyor musu- nuz? Bunlar, Türkkuşu plânörcüleri- nin devamlı çalışmaları sayesinde he- nüz dünya plânörcülüğünde yer al- mamış hareketlerdir. Ve bunları ya- pan plânör, Kayseri fabrikasında, türk tekniği ve türk emeği ile meydana ge- tirilmiştir. Bu figürler, yeni birer bu- luş olmamakla beraber, bunları ilk yapmak şerefi bize aiddir, Havacılık tarihinin, henüz emekleme çağı — olan üç sene içinde, tam bir olgunluk hali demek olan yaratma veya bulma devre sine giren havacılığımızı kutlamak, ona inanmak nasıl mümkün değildir?,, Bir türk plânöriyle yeni dünya fi- gürleri yaratmak... Çok uzak değil, beş sene önceye kadar bu cümle bizim bir hasretimizdi. Memleketin yüksek menfaatleri onun bir hakikat olmasnı emretti. Atatürk çocukları bu memle- ket vazifesini de, şerefli bir tarih batş- langıcı olarak yaptılar. Soğuğu, üşümeyi, boş bir yayla toprağı üzerinde olmayı unutuyorsu- nuz: Sonsuz bir huzur ve güven bütün benliğinizi kaplamıştır. İçinde olduğu ve hayatını emniyet ettiği bu motör- süz tayyareyi, bir değnek ucundaki mukavva parçası kadar ustalıkla ve kolaylıkla oynatan kardeşinizin en- gin kahramanlığında mesud ve rahat olmak imkânını buluyorsunuz., di Yirmi bir plânör muallimine buldu« Bu bu yeni havacılık bilgilerini, evve- lâ kendisi yaparak öğreten Türkkuşu Başöğretmeni kahraman Gökçen'in, havacılığa böyle yenilikler getirecek olan bir çalışma devresinde olduğunu öğreniy, Plânörlerin harebe- leriyle atl de güreşte işittiği birçok kelimelerle hep bir araya gel- diği ve bir hava hareketini kasdettiği zaman bir fikir vermiyor. Fakat.. Fakat biraz sonra, plânörler hava- lanıpta gözünüzle bile takib edilmesi güç hareketler yapmaya başladığı za- man, bu isimlerin neler anlatmak iste- diğini anlıyorsunuz. Motörsüz tayya- re, yerde ve her tarafı demir rayla tes- bit edilmiş, bir oyuncak gibi munta- zam, düz, ileri iyor, tek kanadlı, bazen kanadsız gibi gö- tini dikkatle takib eden Başöğretmen onlar yere indikten sonra içindeki öğretmene, hareketinin İyi kötü ta« raflarını anlatıyor. Hazırladığı pro- gramla Türkkuşuna yeni imkânlar bulmuş olan Gökçenden, havacılığıs mızın enternasyonal değerini yücel- ten buluşlar beklemekte haklıyız. dakk Bir gün, soğuk ve erken demeden, soğukta ve günün çok erken saatinde | bizim yeryüzünde d z “rahat uyuyabilme- miz ve yaşamamız için, göklerde dolaş şan kardeşlerinizi muhakkak görü. rüyorsunuz. Sert dönüşlerde, motör|nüz! tadır. Viyanada yahudi aleyhtarı Avusturyada hâdiseler e vomen Srü geet »| — İntiharlar işlek caddelerden biri olan 'Katnerş- trseda, bugün 1935 de Berlinde Kur- fürs Tendamda vukua gelen sahneleri hatırlatan yahudi aleyhtarı hâdiseler olmuştur. Kollarında gamalı haç işa- retleri taşıyan sivil gençlerden mü- rekkeb bir grup, yahudi tüccarlara hü cumlarda bulunmuş, “kahrolsun ya- hudiler,, diye bağırarak sokakları do- laşmış ve dükkânların vitrinlerini boz renge boyamış ve üzerine “yahudi,, kelimesini yazmıştır. Poli& bu hâdise- lere seyirci kalmıştır, Viyana polisleri Hitlerin önünde yemin ettiler Sayısı 7.500 ü bulan Viyana polis memurları bu sabah kahramanlar mey danında alman polis müdürü B. Him- lerin önünde yemin etmişlerdir. Bay Himler söylediği nutukta, “yakışmaz bir surette hareket edenlerin polis saf larından uzaklaştırılacağını ve emir- lere iyi bir memur olarak itaat edecek olanların daima kadroda yerleri oldu- ğunu,, bildirmiştir. Altın ve döviz mevcudu Berline gönderiliyor Avusturya bankasının yekünu 410 milyon şilinge baliğ olan altın ve dö- viz mevcudu, Berline nakledilecektir. Rayşbank direktörü B. Şaht, dev- let sekreteri Raynhard ile birlikte bu- raya gelmiştir. Avusturya zenginlerinden Bösel, üzerinde bir milyon şilin para ve kıy- metli eşya olduğu halde otomobille kaçarken hududda yakalanmıştır, Fölkişer Beobahter gazetesinin ilk Viyana nüshası dün intişar etmiştir. Plebisitte avusturyalılara sorulacak sual 10 nisan 1938 plebisitinde münte- hiblere sorulacak sualin metni şudur: “Adolf Hitler'i şefimiz olarak tanıyor ve bu suretle de Avusturyanın Alman yaya bağlanmasını kabul ediyor mu- sunuz?,, Amerika Anşlusu tanımıyacağa benziyor ve tevkifler Haymver'in müessis ve şefi binbaşı Emil Fey, refikası ve oğlu ile beraber intihar etmiştir. Fey ailesinin ne şart« lar altında intihar ettiği henüz malüm değildir. Bilinen bir şey varsa o da Ü- çünün de revölver kurşunlariyle öle müş olarak bulunmuş olduklarıdır , Liberal partinin eski ve mühim şah- siyetlerinden biri, Tirol endüstri teşm kilâtı reisi Fridrih Raytlinger'in de intihar ettiği söylenmektedir. İnsbruk üniversitesi profesörlerin- den 60 yaşında Gustav Bayer de önce kızını sonra da kendisini zehirlemiş- tir. Tevkif edilenler Paris, 16 (A.A.) — Bu akşamki Pîaris - Suar gazetesi Viyana muhabi- rinden aldığı şu telgrafı neşrediyor: Enternasyonal şöhrete malik üç bü- yük adam, psikanaliz mucidi profesör Fröyd, son ilim nobel mükâfatını ka- zanan profesör Leovi ve geçen sene bo- ğazından hasta olduğu zaman B. Hit- leri tedaviden imtina eden meşhüur 0« Pperatör profesör Nomanın tevkif edil- dikleri söylenmektedir. nın hariç bırakıldığını tasrih eylemiş- tir. Reisicumhurun beyanatı bugün yani Avusturyanın Almanya ile bir- leştiğinin resmen tebliğinden sonra yapılmış olmasına râğmen Avusturya- nın listede tenzilâattan istifade ede- cek devletler arasında gözükmesi A- merikanın Avusturyayı Almanyadan ayrı olarak telâkki etmekte devam e- deceği ve yeni vaziyeti resmen tanımı- yacağı suretinde tefsir edilmektedir, Belgrad, 16 (A.A.) — Gerek harci- ye bakanlığında ve gerek Belgradda- ki fransız elçiliğinde, Yugoslavyanın Anşlus aleyhindeki fransız » ingiliz protestolarına iştiraki red ettiği hak- kında Roma'dan gelen telgrafın hiç bir. suretle doğru olmadığı bildirilmekte ve böyle bir iştirak kendisine teklif e- dilmediği için, Yugoslavyanın reddet- Vaşington, 16 (A.A.) — Cumhurre- isi Ruzvelt, Çekoslovakya ile aktedi- len ticaret hedesini ilân ederk 87 memleketin istifade edeceği tenzi- lâtlı gümrük tarifesinden Almanya- miş ol da varid olmadığı ilâve edilmektedir. .Avuıturyı orta elçisi B. Lehter Vimmer, dün Belgrad'dan ayrılmış- tır, F Y ÇY — -İchrRrü AW ©. E H — a B A tü u 4