Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
D — kaydedilmiştir. UL 29 DÜŞÜNUÜUŞLER Faydalı filmler Her sinema seansında programa ilâveten bir faydalı film gösteril- mesi hakkındaki çok yerinde kanunun tatbikine mevsim başından be- ri şahid oluyoruz. İstanbuldaki sinema sahibleri, bir külfet diye önce- leri biraz sızlanmış oldukları bu yeniliğin kendileri için külfet değil, bir nimet olduğunu anlamaya başlamışlar mıdır, bilmiyorum. Fakat bildiğim bir şey varsa seyircilerin mevsim başından beri programa ilâve edilen faydalşı filmleri büyük bir alâka ve dikkatle karşıladıklarıdır. Sinema, bir eğlence vasıtası olmak hüviyetine öğreticilik vasfını ekliyeli çok olmuştur. Birçok garb memleketlerinde beyaz perde ilk o- kuldan üniversiteye kadar bütün öğretim müesseselerinin ders cihaz- ları arasında yer almıştır. Sinemanın halk terbiyesi bakımından arzet- tiği ehemiyet ise her türlü şüpheden azâdedir. Hakkında en fazla eser okuduğunuz ve bu itibarla da en iyi tanı- dığınızı sandığınız bir memleket veya şehrin beyaz perdeye akseden manzarası, sizin okumak yoluyle ondan edindiğiniz hayalden ne ka- dar farklı olduğunu hayretle görürsünüz. Süratle kayan ve değişen canlı resim, birkaç saniye içinde yüzler- ce sayfanm belâgatiyle gözlerimize dan doldurur. hitab eder, ve dimağımızı, yorma- Kitabr sevmenin sinemaya karşı husumeti âmir olduğunu sanan- lar yok değildir. Fakat kalıblara bağlı kalmanın bir tezahürü olan bu zihniyet kolay müdafaa edilemez. Sinema hiç şüphesiz ki kitabın saha- sına tecavüz etmiştir: fakat bilhassa tasvir hususunda kitaba üstünlü- ğünü isbat ederek. Sinemanın müdahalesi kitabın ona hakiki yolunu işaret etmiştir. ehemiyetini azaltmamış, yalrlız İnsanlığın en büyük endişesi öğrenmek, zihnen yükselmek oldu- ğuna göre bu hizmeti gören kitab kadar sinemayı da tebcil ve takdir etmemek için hiç bir sebeb yoktur. Entelektüelin vazifesi, kitab gibi beyaz perdenin de, insanlığın kültür ihtiyacını karşılıyacak bir seyir takib etmesine çalışmaktır. Türkiyede sinemanın bir kültür vasıtası haline gelmesine doğru ilk adım addettiğimiz faydalı filmler kanunu- nun tatbikini de bu düşünceyle alkışlıyoruz. Yormayan, eğlendirici bir şekle bürünen öğretme vasıtasının halk terbiyesi bakımından ehemiyeti, halkın ona karşı gösterdiği hoşnud- suzluktan kolayca ölçülebilir. Devletin, yerinde bir müdahalesinin mahsulü olan bu çok faydalı teşebbüsten beklenen randımanın azami şekilde temini için sinemacı- larımızın, filmlerin seçilmesinde, bu kanunu koymakta âmil olan aynı zihniyetle hareket etmelerini beklmek hakkımızdır. Yaşar NABİ İnebolu faciasının muhakemesi İzmir, 8 (Husust muhabirimizden) — İnebolu vapurunun batması ve bir- çok yolcuların ölmesile neticelenen facianın muhakemesine bugün de şeh- rimizde devam - olundu. Bu celsede müddei umum? iddianamesini okuya- rak İnebolu vapuru süvarisi Mehmed Ali'nin tedbirsizce hareketinden dola- yı ceza kanununun 383 üncü, ve deniz- yolları idaresi işletme şefi Zekeriya"- nın da kaptana fazla mal yüklemesi İiçin emir vermesinden dolayı ceza ka- 240 mcı maddesi hükümleri- g land istedi Bundan sonra vapur süvarisinin a- wukatı müdafaasını yaptı. Avukat, ge- minin iç taksimatının alâkalılara ha- ber verilmeksizin değiştirilmesinii muvazeneyi bozduğunu ve işletme şe- fi Zekeriyanın hapishaneye girerek süvariye gizli direktifler verdiğini söyliyerek tahkikatın yeniden yapıl- masını istedi. Muhakeme 13 ilkkânuna kaldı. İstanbul şehir meclisinin toplantısı İstanbul, 8 (Telefonla) — Şehir öi FUN Dün İstanbulda üç kaza oldu İstanbul, 8 (Telefonla) — Şehir- de bugün bir bisiklet, bir otomobil, bir de deniz kazası oldu. Sahibinin hüviyeti anlaşılamıyan bir bisiklet Beyoğlunda Cemal adında 11 yaşında bir çocuğa çarptı ve kaDurga kemik- lerini kırdı. Manifaturacr Buhur'un kullandığı husust otomobil Bedia a- dında bir kadına çarptı ve ağır yara- ladı. Haydarpaşa önlerinde güm- rük idaresinin 24 numaralı motörü ile Bozkurd adındaki yük motörü çarpış- tılar. Bozkurd motörü parçalandı ve karaya oturdu. — Erenköy sanatoryomu genişletiliyor İstanbul, 8 (Telefonla) — Kızılay merkezi verem mücadele merkezine 17500 lira göndermiştir. Bu para ile Erenköy sanatoryomu genişletilecek 36 yatak daha ilâve edil B. Şükrü Kaya İstanbula gitti İç Bakan ve C. H. P. genel sekre- teri B. Şükrü Kaya birkaç gün kal- mak üÜzere dün akşam Anadolu ekt- presiyle İstanbula gitmiştir. B. Şük- rü Kaya garda vali ve belediye reisi B. Nevzad Tandoğan, İç Bakanlık ve Parti ileri gelenleri tarafından uğur- lanmıştır. B. Ali Çetinkayanın şark seyahali Sıvas - Erzurum - Kafkas hattı- nın geçenlerde bağlanan Sıvas - Div- rik kısmı ile Çetinkaya - Malatya il- tisak hattının işletmeye açılması ve Diyarbekir « İran - Irak hatlarının temel atma törenleri önümüzdeki günlerde yapılacaktır. Açılış ve te- mel atış törenlerini yapacak olan Ba- yındırlık Bakanı B. Ali Çetinkaya ile davetlilerden mürekkeb heyet bir kaç gün sonra şehrimizden hareket e- decektir. Afgan meb'usan reisinin dünkü ziyaretleri Dost Afganistanın Mebusan Meclisi Reisi B. Abdülahad Han dün sabah şehrimizde bir gezinti yapmışlar, Öğ- leden sonra Kamutaya giderek Baş- bakan B. Celâl Bayarın nutkunu din- lemişlerdir. B. Abdülahad Han bir- kaç gün daha şehrimizde kalacaklar ve önümüzdeki pazartesi günü Anka- radan ayrılacaklardır. Yunan kurmay heyeti İstanbul'da İstanbul, 8 (Telefonla' — Yunar erkânı harbiye heyeti bugün öğle ü- zeri hususi trenle Ankaradan döndü. Haydarpaşada askeri törenle karşılan- dı. Öğleden sonra Harb akademisini ziyaret etti ve şehirde gezintiler yap- tı. Yarın öğle üzeri vapurla memle- ketlerine döneceklerdir. İnkılâp dersleri 1937 - 1938 ders yılında Ankara- daki yüksek tahsil mektebleri son sı- nıf talebesine verilecek olan türk in- kılâbı tarihi dersleri 24 ikinci teşrin 1937 tarihinde başlıyacaktır. Dersler 29 nisan 1938 tarihinde sona erecek- tir. Münir Nureddin şehrimizde Sanatkâr Münir Nureddin ve ar- kadaşları Kızılay Cemiyeti Ankara merkezinin davetini kabul ederek 3 konser vermek üzere şehrimize gel- miştir. Konserler Halkevi salonlarında yarın akşam ve 13, 14 ikinci teşrin ak- şamları verilecektir. Konserin esas- B. Menemencdioğlu dün akşam Beyruf'a gitti Dış Bakanlık Siyasi Müsteşarı B. Numan Menemencioğlu, beraberlerin- de Dış Bakanlık Üçüncü Daire Şefi B. Esad Atuner, Cumhur Reisliği ya- veri yüzbaşı Cevdet, Siyasi Müsteşar- lıik Hususi Kalem Direktörü B. Cev- det Dülger olduğu halde dün akşam saat 21,30 da şehrimizden geçen To- ros ekspresine bağlanan hususi bir vagonla Beyrut'a hareket etmiştir. B. Menemencioğlu gatda Başbakan B. Celâl Bayar, Dış Bakan B. Rüştü A- ras, Cumhur Reisliği Umumi Kâtibi B. Hasan Rıza Soyak, Dış Bakanlık, fransız elçiliği ve diğer elçilikler er- kânı tarafından uğurlanmışlardır. B. Numan Menemencioğlu, garda kendilerini gören bir muharririmize Şu beyanatta bulunmuşlardıt: “— Suriye fransız fevkalâde ko- miseri Kont dö Martel'in yapmış olduğu ziyareti iade etmek üzere Beyrut'a gidiyorum. Hataya da gide- ceğim hakkındaki haberler doğru de- ğildir. Şam'a da uğrayacak, Suriye hükümeti erkânı ile de görüşeceğim. Yakın komşumuz Suriye ile olan mü- nasebatımız normaldir. Seyahatim on gün kadar sürecektir.,, Şark demiryolları şirketinin umumi heyet toplantısı İstanbul, 8 (Telefonla) — Tasfiye halinde bulunan şark demiryolları şir- keti umumi heyeti bugün toplandı. Toplantıya Avrupadaki hissedarlar- dan bir kısmı da iştirâk ettiler. Hü- kümet namına Nafıa vekâleti münaka- lât reis muavini B. Şerefeddin, Tica- ret dairesi reis muavini B. Nizami, E- konomi bakanlığı namına da müfettiş B. Şevket hazır bulundular. Toplan- tıda evelce tasfiye heyetine verilmiş olan salâhiyetlerin genişletilmesi tek- lifi kabul edildi. İdare heyetinin he- sabları tetkik edildi. Romanya'dan gelecek göçmenler *DU vazawtery 0 ÇA VACLUMUAJ — UU y göçmen nakliyatı bir haftaya kadar Köstenceden getirilecek son kafile ile bitmiş olacaktır. Kafile 1500 kişiliktir. Nazım vapuruyle gelecek olan göç- menler Tuzladan Orta ve Şark Anado- lu vilâeytlerine gönderileceklerdir. Halkevinde resim ve heykel dersleri Halkevi Başkanlığından: Her sene olduğu gibi bu sene de resim ve heykel derslerine devam e- dilecektir. Atelyemizde çalışacaklar evimiz sekreterliğine 9-11-1937 den 14-11- 1937 ye kadar müracaatla isimlerini larını milli ve halk şarkıları teşkil edecektir. kaydettirmeleri, takib etmişlerdir. l Dünkü müsabakalardan bir enstantane Otobüslerde işçiler meclisi bugünkü topl da yeni belediye İ li ini müzakeresine başladı. Bilhassa şehir- de, umumit yerlerde bina ve apartı- manlarda gece yarısından sonra gürül- tü edil i, çalgı çal hak- kındaki madde münakaşa mevzuu ol- du. Bir kısım âza kenl İ in Şehir otobüslerinde birinci ve ikinci mevkiler yoktur ve nakil va- sıtalarında ikiden fazla mevki 'ı:: D, »- H U K N | ci mevki ırıîılırm'işleıilmeıinc de belki lüzum yoktur. Ancak, Ankara inşa halinde bul * leket yeti, bir kısmı da umumt? istirahat ba- kımından müdahalenin haklı olup ol- madığını müdafaa ettiler. Neticede madde encümene geri gönderildi. İstanbul limanında iş fazlalığı İstanbul, 8 (Telefonla) — Liman- da son günlerde iş fazlalığı arttığın- dan vesait buhranını karşılamak üze- re liman işletme idaresi tedbirler al- maktadır. H A Dün hava açık geçti Dün şehrimizde hava açık geçmiş, 1sı gece 6, gündüz 20 derece olarak kaydedilmiştir. Dün yurdun cenub, cenubu şarkf ve orta Anadolunun garb kısımlarında hava açık, diğer mıntakalarda kapalr geçmiştir. Dün yalnız Kocaeline az mikdarda yağış olmuştur. En düşük ısı sıfırın altın- da Erzurumda 2, en yüksek 1sı da A- danada olmak üzere 27 derece olarak ı olduğu için işçi boldur ve bu işçiler iş kılıklariyle otobüslerde seyahat etmektedir. Boyalı veya çamurlu pantolon ve caketlerin temiz şehir Ibiselerine temas etmesini kim is « ter? Bir romanın başına gelenler Vesadüfe ister inanınız, ıster İ- hâdiseler olur ki ona bu adı vermek — zarüreti hasil oluyor. Meselâ meşhur alman - ro- mancı ve tiyatro muharriri Herman Suderman şöhretini bir tesadüfe borçludur. Bu adam, önce gazetele- re roman yazmakla işe başlamıştı. Birgün şarki Prusya'daki köyünde bir roman yazdı ve müsveddelerini cebine koyup Berlin'e gitti. İnster- burg'da tren değiştirmek lâzımgeli- yordu. Orada indi ve bir takım ah- bablarına rast gelerek o geceyi içki ile eğlenti ile geçirdi. Ertesi sabah Berlin'de uyandığı zaman, roman müsveddesinin kaybolduğunu gör- müştü. Berlinde yaşıyabilecek para- sı olmdaığı için tekrar köyüne dönmek mecburiyetinde idi. Dönerken de gene İnsterburg'da bir gece geçirmek lâzım geliyordu. Ularmalarn Bir aralık bir bakkal dükkânma gir- di ve bir kuru balık satın aldı. Bak- kal, balığı bir kâğıda sarıp roman- cıya vermişti. Suderman balığı ye- mek için çıkardığı zaman sargı kâ- ğıdımın üzerinde bulunan bir takım yazılar gözüne çarptı. Dikkat edin- ce anladı ki bu kâğıd, kendisinin kaybolan müsveddesinden bir yap- raktır. Bakkala döndü, öteki yaprakla- rı da istedi; aldı. Yalnız birkaç yap- rak ortada yoktu. Her halde daha önce gelen müşterilere sargı ol- muştu. Müsveddesi bu suretle tekrar ele giren roman Frau Sorge'dir ki kaybettikten sevincini duymuştur. Güzellik Kıraliçe Viktorya zamanında es- ki yunan tipine benziyen kadın çeh- releri güzel sayılırdı. Bugün lokan- talarda, mağazalarda gördüğünüz, sinemalarda seyrettiğiniz kadın baş ları hiç de bu klâsik güzelleri an - dırmazlar. Bundan çıkan manâ şudur: yu- nan güzelliği bir satıh güzelliği idi. Şimdi biz, bir maske gibi yüze ge- çen güzellikten hoşlanmıyoruz. Gü- zellerde şahsiyet, içte yanan bir a- teş arıyoruz. siyetten gelir; dörtte birini tabiat verir, dörtte biri modern çareler ve tedbirlerle vücud bulur. olarak değil, soğanla etle pişirilen bir yemek, yahud sirke ile yapılmış salata halinde. Dahası var gül kavurması da ya- pılir ve bu yemeği misafirlerine ik- ram eden ev sahibi, bununla övü- nürdü.. * Eski bir arab şairi diyor ki: ** Bir adamın iki elindede birer s0- mun ekmek bulunsa, bu somunlar- dan birisini bir çiçekle değiş etmeli- dir. Çünkü yemek mideyi, fakat çi- çek ruhu besler. * Rusyada ikinci Katerin'in gözdesi olan Prens Potemkin, bah- Hakem heyeti müzakere halinde ORDU ATI Müsabakaları başladı mukavemet koşusu yapılacak Müsabakaya iştirak eden subaylar, arkadaşlarından birinin yaptığı harekâtı seyrediyorlar Bu yıl yapılması kararlaştırılan Orduatı müsabakalarına dün saat dokuzda Atlı Spor kulübünün manej yerinde başlanmıştır. Gı_ızel bir hava ile başlanan müsabakalar Ankarada büyük bir alal_(a uyandırmış ve alâkalılardan başka birçok seyirciler manej yerine gelmişti. Hakem, tertib ve komiserler heyeti müsabaka- dan önce yerlerini almış bulunuyorlardı. Ordu müfettişi Orgene- ral Fahreddin Altay ile Jandarma Genel Komutanı general Naci Tınaz ve daha birçok generallerimiz de müsabakaları alâka ile Dünkü müsabakalar daha zi- yade at terbiyesine müteallikti. Bu müsabakalara 16 subayımız ordu hizmetleri dışında istirahat zamanlarından istifade ederek, emek sarfiyle yetiştirdikleri at- larının kumandaya tam zama- nında uyuşlarını ve manevra ka- biliyetini gösteren bu müsabaka- da çok muvaffak oldular. Hakem heyeti, muayyen bir müd- det içinde, 37 muhtelif hareketi ya- pan her subaya birer puvan vermek- te idi, Saat 16.15 de biten müsabaka- lar sonunda bu puvanlar toplanmış ve her hareket için evelce tesbit edi- len emsallere göre hesab edilerek gü- nün birinci, ikinci, üçüncü ve dördün- cüsü tayin ol Bu hesabl dünkü manej müsabakasında derece alan subaylarımız şunlardır: ? I - Savul adındaki yerli, yarım- kan ingiliz atiyle teğmen B. Faik Emre, II - Asteğmen B. Salâhaddin Orhon, III - Asteğmen B., Kudret Kasar, Maamafih bu derecelerin dünkü mukavemet ve yarın gene Atlı Spor kulübünde yapılacak müsabakalariyle değişmesi ihtimali çoktur. Çünkü dün puvan itibariyle ileri geçen bir atın bugün müukavemette elimine ol- ması ve dün vasat bir derece alan a- tın da muvaffakıyet göstermesi bek- lenebilir. Müsabakaların hakiki birin« ci, ikinci ve üçüncü ve dördüncüsü ancak üç müsabaka günü sonunda tesbit olunabilecektir. Bugünkü müsabaka Bugün mukavemet müsabakası sa- ile başlar. Tabiat denilen artistin eser- leri olan çiçeklerin insan oğluna sa- nat ve şiir öğrettiğine şüphe eder misiniz? Kleopatra'nın büyük ziya- fetler verdiği salonun zeminini ya- yam metre kalınlığında çiçek taba- kalariyle örttüğü ve bunların ara- sında oturduğu söylenir. * Neron da ziyafet esnasında yer- leri çiçeklerle örtmek ve yemek es- A B da husust ya- pılmış deliklerden misafirleri üze - rine çiçek yağmurları yağdırmak itiyadında idi. | Fakat zavallı çiçeklerin bazan başına gelmiy de - kalı ştır. Meselâ o canım menekşe, orta-çağ ziyafetlerinde hemen her yemekte ; AM - REy B d, du. süs bir sü- klere dai çeleri ve çiçeklere olan sevgisi Çiçe Z. meşhurdu. Bir seyahate çıktığı za- Çiçek tarihi, üzerinde —— man maiyetinde, muhakkak, bir sü p Zu değüğük kadar kidı rü bahçıvan bulunurdu. Yolda bir yerde konaklamaları lâzım gelse bu bahçıvanlar, hemen, sandıklar için- de getirdikleri ağaçl içekleri at dokuzda Muhafız alayı cenubunda- ki tepeden başlıyacaktır. Her binici tartıldıktan sonra, onar dakika fasıla ile hareket edecek ve hipodrom, mu- hafız alayı barakaları - Çimento fab- rikası cenubu - Yalıncaktepe - Kara- l lar şimali » Harb okulu arasın- ve çiç Prensin çadırmın etrafına dikerler, orayı bahçe haline getirirlerdi. Er - tesi sabah bu bahçe de tekrar yola çıkardı. * Eski bir İran şairi, çiçekten anlamıyanları şöyle bir hikâye ile anlatır: * Bir gün kaz bülbüle dedi ki: — Kuzum, şu gül için feryad eder, durursun, Geçenlerde bahçenin ka- pısı açık kalmıştı; içeriye girdim, bir okka yedim., Tatsız, tuzlu bir şey. Hiç feryad etmeğe değmez.” * Çiçekten bahsederken daima zihnim bir şeye ilişir; ne diye bu güzel kelimeyi çirkin bir hastalığa isim diye vermişiz? *(;v, da mâni konmak suretiyle zorlaştırıl- mış ve tahdid edilmiş sahadan geçe- cektir. Müsabakaya gireceklere bu yolun yalnız krokisi verilmiştir. At ve atçılığa meraklı olan Anka- ralılar, dün olduğu gibi, bugün de bü müsabakaları parasız olarak seyre da- vetlidirler. Kamutay çağrıları Divanı — Muhasebat — Encümeni 10-X1-1937 çarşamba günü saat “10” da toplanacaktır. X Ziraat Encümeni bugün grup içti dan sonra topl Kit X İktısad Encümeni parti grupü içtimamdan sonra toplanacaktır.