15 Eylül 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— 15.9 - 1937 ULUS Iş yerlerinde çalışanlar ve bunların çalışma şartları (Başı 1. inci sayfada) 3 — İşçilere tatbik olunan tecrübe müddetinin tayini “muhtelif guruplar- daki işçiler için bu müddet tahalüf e- diyorsa bu cihetin tasrihi,,. 4 — a — Haftanın ilk beş iş günü- ne, cumartesi gününe, bayram günleri arifesine ve çalıştığı takdirde pazar ve bayram günlerine aid günlük işin ve mecburi dinlenmelerin mukannen baş- langıç ve bitme zamanlarının tesbiti. B — Yılmım muhtelif mevsimlerine, iş yerinin muhtelif kısımlarına, kadın ve erkek işçilere, 18 yaşını doldurmuş veya henüz doldurmamış olanlarla kü- çüklere ve muhtelif işçi gruplarına gö- re dinlenme zamanlarının başlama ve bitme saatleri değiştiği takdirde bu va- ziyetler için, ve müteaddid işçi posta- ları ile çalışılryorsa her işçi — postası hakkında yukarda “a” bendinde yazılı hususların ayrı ayrı gösterilmesi. 5 — Haftalık muntazam — çalışma müddetinin tesbiti ve lüzumu halinde yılım mühtelif mevsimlerine, iş yerinin her bir kısmına, işçilerin erkek veya kadın olmalarına, yaşlarına, dahil ol- dukları gruplara göre ve müteaddid işçi postaları ile çalışılryorsa her posta için bu müddetin ayrı ayrı tayini. 6 — İş kanununun 37 inci maddesi mücibince işçilerin mukannen çalışma müddetlerinden daha fazla çalıştıkları iş kısımlariyle işçi guruplarının göste- rilmesi, Günlük ve haftalık olarak ka- bul edilecek fazla çalışma saatlariyle bunların bir sene içinde tatbik edile- bilecekleri günlerin tesbiti. Fazla sa- atler için verilecek munzam ücretlerin tayini, 7 — İş kanununun 47 inci maddesi mucibince iş ;erinde tatbik edilen ça- İzşma ve dinlenme müddetlerine aid sa- atlerin ve mevkideki hangi saate göre ayar edildiğinin tasrihi, 8 — Gece, cumartesi günü saat 13 den sonra, pazar günü ve 29 ilkteşrinde iş yerinin bazı kısımlarında mukannen Sürette çalışıldığı takdirde bu kısımla- Tin ve orada çalışan işçi guruplarının Bösterilmesi. 9 — İş kanununun 46 ıncı maddesi- Nnin 3 numaralı bendinde yazılmış oldu- ğu üzere, iş yerinin kanuni bir mecbu- Tiyet olmaksızın müessesece ittihaz e- dilmiş usule göre bazı günlerde kapan- ması halinde, iş bu günlerde çalrşamı- Yyan işçilere verilecek ücretlerin tesbiti ve şayet o günlerde müessese kâmilen kapanmayıp da ancak bazı kısımları iş- lemeye devam ediyorsa, bu kısımlarda çalışacak işçi guruplarının. ve onlara verilecek ücretlerin tasrihi, 10 — “Hafta tatil,, ve “ulusal bay- Tam ve genel tatiller,, hakkındaki kanun- lara göre cumartesi günü öğleden son- Ta ve pazar günleri çalışıldığı takdirde bu suretle “<letilen işçilere haftanım han- gi günlerinde tatil verileceğinin tesbi- ti. 11 — İşçi postaları kullanılan işler- de iş kanununun 43 üncü maddesinin 4 numaralı fıkrasına göre postaların ne Surette sıraya konulduğu, 12 — Gün, saat, hafta, ay veya baş- ka bir zaman ölçüsü ve parça veya iş Miktarı, üizerinden ücreti — hesablanan işlerin ve işçi guruplarının gösteril- Mesi, 13 — İşçiler parça veya iş mikdarı Üzerinden ücret aldıkları takdirde, par- Ça veya iş mikdarma göre ücreti hesab- lama üsülleriyle bu hesabların işçi ta- Tafından da tetkiki neticesinde vaki ola. Cak itiraz üzerine yapılacak muamelenin tayini. 14 — Türlü işlere ve işçi gruplarına * verilecek asgari ücretlerle tecrübe dev- relerine aid asgari ücretlerin tasrihi. 15 — İşçi grublarmdan bazılarının Aldıkları ücretten başkaca yemeleri, iç- Meleri ve yatmaları gibi zaruri ihtiyaç- larının da tatmin edilmesi usul ittihaz e- dilmiş olduğu takdirde, verilecek istih - lâk maddelerinin ve yatı şartlarının ay- Ti ayrı tasrihi. 16 — İş kanununun 19 uncu madde- Si mucibince işçi ücretlerinin her gün Mü, haftada bir mi, iki haftada bir mi Veya aydan aya mı tesviye edildiğinin ve gi gün ve saatlerde ve işyerinin han- Bi kısmında ödendiğinin tasrihi. Asıl iş- Yeri dışında çalışan işçiler varsa, ücret- lerinin ödeneceği yer, gün ve saatlerinin İş dairesi reisl .a iği çok mühim bir tebliğ neşretti 1 ayrıca bildirilmesi. 17 — İşçinin, aldığı ücretin ne su - retle hesablandığını anlıyabilmesi - için gerekli usulün “pusula vermek veya iş- çinin yanında bulunan deftere bu hesab- ları yazmak gibi” ve bu hesabın işçi ta- rafından da tetkiki neticesinde vaki ola- cak itiraz üzerine yapılacak muamelenin tesbiti. 18 — İşçinin, borçlar kanununun 327 inci maddesine göre avans alması ve bunu ödemesi şartlarının tesbiti, 19 — İşçi ücretlerinden kefalet ak- çesi ve yahud işçi lehine müessesece kanuni mecburiyet haricinde temin e- dilen hizmet ve muavenetler karşılığı gibi sebeblerle ve yahud iş kanununun 22 inci maddesi hükmüne tevfikan ya- pılan kesinti mikdarının tayini. Bu kesintilerin tahsil veya iadesi u- sulü ile bunların işçi tarafından da tet.. kiki neticesinde vaki olacak itiraz üze- rine yapılacak muamelenin tesbiti. 20 — İşveren, iş kanununun 13 üncü maddesiyle işçi lehine temin edilmiş olan mühlet ve tazminat mikdarların- dan daha iyi şartları işçilerine tatbik etmek isterse, bu usul ve şartların tas- rihi, 21 — İşçinin kendisine ait olup işi görmek için getirmiye mecbur olduğu alât, edevat ve hayvanlar gibi vasıtala- rın tayini ve işçinin bu hususta iş ka- nununun 28 inci maddesine göre hakkı olan tazminatı alması yolunun gösteril- mesi. 22 — İlk sıhhi imdad, müessese dok. toru tarafından bakılma, hastaneye kal.. dırılma, ilâçlar ve saire gibi tıbbi ted- birlerle işçinin “ve ailesi efradınm,, müessese tarafından tedavi edilmesi yolunda tatbik olunan üsullerin gös- terilmesi. 23 — Sağlık koruma ve iş emniyeti bakımından aşağıdaki noktalarda işçi. lerin riayet etmiye —mecbur oldukları şart ve usullerin tesbiti: Yangından korunma, işyerlerinin ve işçilerin temizliği, iş elbisesi ve işçini kullanacağı korunma eşyası, “korunma gözlüğü, hususi eldiven, ayakkabı v. s. gibi” Makine, alât ve iptidat maddelerin kullanılması, noksanların ve hasarın bil- dirilmesi, tehlikeli yerlere girme ve ora- larda bulunma şartları. 24 — İş inziabtının bilhassa aşağıda- ki hususlarda temin edilmesi: İş saatlerine riayet, işçilerin giriş ve çıkışlarını kontrol, işçilerin muvakkaten ve beklenmiyen bir sebeble işyerinden ayrılmaları, işçinin çalışma yerini mu - vakkaten terketmesi ve işyerinin diğer kısımlarına girmesi, mecburi dinlenme- lerde işçinin bulunacağı yer, iş esnasın- da yemek ve içmek, işçinin âmirleri ve arkadaşlariyle münasebetlerinde riayet edeceği muamele tarzları ve işçi -olmr- yanların işyerine girebilmeleri şartları. 25 — İşçinin doğrudan doğruya bağlı bulunduğu âmirlerin gösterilme- si, müessesedeki âmirler arasında de- rece sırası, bu âmirlerin hak ve vazife- leri ve işçilerin dilek ve şikâyetlerini ne yolda bildireceklerinin tayini. 26 — İş Kanununun 30 uncu mad- desi hükümlerine uygun şekilde alına- cak para ceazlarının ne gibi sebebler- le ve ne hallerde tahakkuk ve tahsil ettirileceğinin tesbiti, bu cezalardan toplanan paranın sarfedilebileceği ye- rin ve bu cezaya karşı işçi tarafından vaki olacak itiraz üzerine yapılacak muamelenin tasrihi. İHTAR: 1 — Yukarda yazılı nokta- lardan maada işveren iş kanunu ile bu- na müteferri nizamname, talimat, ge- nel emirlerin ve iş hayatına müteallik sair meri mevzuatın hükümlerine mu- halif olmamak ve bu mevzuattaki hüküm lerin netice veya icablarının tekrarı mahiyetinde bulunmamak şartiyle ken- di işyeri için bazı hususi şartları varsa bunları da dahilt talimatnamesine ilâ- ve etmekle mükelleftir. İHTAR: 2 — Bu resmi tebliğin neş- rinde işlemekte olan ve:İş Kanununun şümulüne dahil bulunan işyerlerine aid olarak tanzim edilecek dahili tali- matnamelerin, işverenler tarafından 2 ay içinde ilgili “iş dairesi bölge âmir- liği” ne, tasdik edilmek üzere tevdi edilmesi mecburidir. İHTAR:; 3 — İşbu resmi tebliğin 1, 2, 3, 8, 10, 11, 13, 18, 20, 21, 22 ve 25 numaralarımnda yazılı hususların yirmi veya daha az sayıda işçi Çalıştıran iş. yerlerine aid dahili talimatnamelerde gösterilmesine lüzum yoktur. Araba üstünde uyumanın feci neticesi Izmir (Hususi) — Buca yolunda feci bir kaza olmuş, bir arabacı demir çubukların altında can vermiştir. Hâ- dise şöyle olmuştur: İbrahim isminde biri demir çubuk- ları yüklediği arabasiyle Seydiköye gitmekte iken yolda uyuyakalmış, yo- lu bilen hayvan yürümesine devam et- miştir. Fakat biraz sonra yokuşu tır- manmağa mecbur kalan beygir, bir a- ralık yolun kenarına sapmış, araba dev- rilmiş ve İbrahim demir çubukların al- tında kalmıştır. Demir çubuklar İbra- himin kafatasını ezdiği için zavallı fe- ci bir şekilde derhal ölmüştür. ALENİ TEŞEKKÜR Kızımız Bedianın hastalığı dolayı- siyle evvelce Ankara Nümune hastane- sinde hususi bir surette tedavisini, ve 14-0-037 tarihinde vefatı hesebiyle de techiz ve tekfin masarifini temin ve kabrine kadar rasimei vedaını ifa lut- funda bulunan Cumhuriyet Merkez Ban. kası muhterem umum müdürlüğü ile çok kıymetli şef ve memurlarına ve ilk hastalığından beri insani yardımlarını hiç bir suretle erisgemiyen Ankaranın muteber tücoarlarından Bay Fahri Du- ral'a ve hastanede tedavi olunduğu müd. detçe fennin en son tekâmülünü tatbik eden Ankara Nümune hastanesinin aziz doktorlarına ve kıymetli hemşire ve has- ta bakıcılarına en derin şükranlarımızı - arzederiz. Büyük Annesi; Şekre Aşan; Yen- gesi: Hidayet Aşan, Dayısı; Niyazi Aşan Almanyada Yaptırılan Vaporlarımız İstanbul, 14 ( Telefonla) — Bir müddettenberi Almanyada bulunan de. nizyolları umum müdürü B. Sadeddin dün Romanya vapuru ile ve Köstence yolu ile ğehrimize dönmüştür. B. Sadeddinin denizyolları tamına Almanyada yaptırılmakta olan 14 ya. purun inşaat işlerini tedkik ettiği an. laşılmaktadır. 14 vapurdan ikisi Akay idaresinin, ikisi de İzmir körfez va. Purları şirketinindir. a Vapurların hemen heps.ının birden yapılmasma başlanmış Ve !_ı_ışîat epey- ce ilerlemiştir. Vapurların önümüzdeki marttan itibaren birer ikişer teslim edi- lecekleri söylenmektedir. İlk vapurlar Mersin, Mudanya ve Bandırma hatlarına tahsis edilecektir, Yazan: Cihan harbinde entelicens servis HARBDA ENTELİCENS SERVİS: ŞEFLİĞİNİ YAPAN ŞİMDİKİ İNGİLİZ İÇ BAKANI No: 14 Samuel Hor — Çeviren: Hikmet TUNA İngiltereyi olduğu gibi, Rusyayı da casusluk vehmi kaplamıştı Filhakika, ajan meselesinde işin en kötü tarafı, bu kadar bol ajana güvenilememesi idi. Rus memur- mın sevkedilmediğini haber alınca ca- nımm sıkılacağını düşündüklerinden bana bu hususta hiç bir malümat ver- Ları kom;ş leketlerdeki i la- ra karşı itimadsızlıklarını gidererek, gı ib görmüş olduklarını anladım. Bu böyle olmakla beraber, onları istihbarat işlerinde kull $ olsalardı her halde daha iyi hareket etmiş olurlardı . Petrograda geldiğim zaman, har- bın ilk günlerinde İngiltereye de ya- yılmış olan casusluk vehminin burası- nı da sarmış olduğunu gördüm. Bura- da yığınla alman casusu bulunduğu- na şüphe yoktu. Fakat el âlemin te- lefonda almanca görüşmesini yasak etmek ve bunu yaparken diğer taraf- ta, yüksek makamları işgal eden kim- seler aleyhinde yıkıcı bir tesir yapan ve insanı çileden çıkaran dedi kodu- ların serbestçe dolaşmasına aldırma- mak suretiyle bu casusların yakala- namıyacaklarını görüyordum. Bu casusluk masallarmın en tehli- kelisi harb bakanı Suhomlinof'a atfe. dilen mesele idi. Bunu tetkik etmek beni epey yordu. Suhomlinof, askerli- ğe aid haberleri, Virbalen smır istas- yonunda bulunan jandarma — albayı Myasoyedof vasıtasiyle Almanyaya yollamak suçiyle itham edilmişti. Söy- lendiğine göre, Myasoyedof bayan Suhomlinof'un sevgilisi idi. Ve her üçü- nün de Rasputin ile mü bette bu- lundukları ağızdan ağıza dolaşıyor- du. Böylece ne kadar dramatik unsur varsa, hepsi bu hâdisede bir araya gelmişti. Günün birinde üçü de tevkif edildi. Hattâ Suhomlinofu Piyer ve Pol kalasına götüren askeri kıtayı da gözümle gördüm. Büroma gitmek ü- zere ingiliz rıhtımından inerken, pencereleri sımsıkı örtülü çok eski *bir landonun arkasını yalm kılıç ta- kib eden bir kazak süvari bölüğiyle burun buruna geldim. Arabada ki- min bulunduğunu sorunca: — Kim olacak, eski harb bakanı! cevabını aldım. İş epi sürüncemede bırakıldı. Fakat sonra, dava görülmeğe başladı. Yap- tığım tetkikler neticesinde anlıyabildiği- me göre Suhomlinof'un hainlik ettiğine dair hiç bir delil gösterilemedi. Myaso. yedof kurşuna - dizildi; Suhomlinof ile karısı, neden sonra zındana tıkılmcıya ka- dar, kuytu bir yere gizlenebildiler. Ve ni- hayet günün birinde Finlandiyada aç- hıktan öldüler. Suhomlinof'un, — va- zifesine karşı lâubali, hasılı işe yara- maz birbakan olduğu muhakkaktı. Cephede cephane eksikliği olmadığı- nı Car'a söyliyen de gene o idi. Yaptı. ğı fedakârlık ve çektiği iztiraba karşı hükümetin kayıdsız davrandığı inti- bamı halkta uyandıran, işte bunun gi- bi insanlardı. Onun lâubaliliği, kayıd- sızlığı, kendisi aleyhinde — muazzam, bir davanın açılmasını mucib oldu. Fakat, ona yüklenmiş olan suç, her devirde ve her memlekette görülen harb psikozunun meydana getirmiş ol. duğu neviden bir suçtu. Ordunun bi- ri bir hezimete uğrayınca ve memle- ket içindeki bir buhran, hayatı hal- kın tah ül edemi ği bir şekle sokunca, derhal bu vaziyetin günah- kârı aranmağa başlanıyordu. Bu kurban aramak keyfiyeti, harbın en feci hare- ketlerinden biri idi ve bu da yalnız RADYO ANKARA Öğle neşriyatı: — 12,30 " 12.50 Muhtelif plâk neşriyatı. 12.50 - 13.15 Plâk; Türk musikisi ve halk şar- kıları, 13.15 - 13.30 Dahili ve harici ha- berler. Akşam neşriyatı: — 18.30 - 19.00 Muhtelif plâk neşriyatı. — 19.00 - 19.30 Türk musikisi ve halk şarkırları (Hüs- niye ve arkadaşları). 19.30 - 19.45 Saat ayarı ve arabça neşriyat 19.45 - 20.15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Mah- mut Karındaş ve arkadaşları). 20.15 « 21.00 Plâkla dans musikisi. 21.00 - 21.15 Ajans haberleri. 21.15 - 21.55 Stüdyo sa- lon orkestrası. — 21.55 - 22.00 Yarınki program ve İstiklâl marşı. Rusyaya inhisar etmiyordu. Hattâ, Büronun alelâde işleri bile şubeler arasındaki bu - intizamsızlık y len zaman yürüyemez oluyordu. Meselâ, telgraflarımızı te. ati ettiğimiz, Aleh drovsk kablosu, on gün işleyememişti; halbuki, bu müddet zarfında her gün bir çok ha- berler göndermiş olmaklığıma — rağ- men, kablo bozukluğunun neden ile- ri geldiğini leni d ibaret olduğunu hiç kimse bana anlatmak lüzumunu his etmedi. Bir müddet sonra ,Londradan hiç bir telgraf ala- n tel ğe başl d Me- seleyi iyiden iyiye araştırdıktan son- ra, telgraf memurlarının, telgrafları- B ee l kabl. kı tamir edilmiş olma- siyle de vaziyette esaslı bir değişiklik olmadı, Telgrafların tarihlerine, nu- maralarma ve acele oluşlarına hiç al- dırış edilmiyordu. Bu arada yalnız pek kısa telgraflar — çekilebiliyordu. Bütün bu olan biten işlerden hiç bir haberleri olmıyan ve haber aldıktan sonra da, hâdiseye adetâ inanmak is- temiyen Londradaki memurlar, benin hakkımda bir sürü şikâyet yağdırma- ” ğa, sormuş oldukları şeylere derhal cevab verilmesini istemeğe ve, şu ve- ya bu husustaki malümat hakkında neden dolayı hemen cevab verilmedi- ğini sormağa başladılar. — Sonu var — Ankaralılar İzmir'i 3-İyendiler İzmir, (Hususi muhabirimiz tele- fonla bildiriyor) — Bugün — Alsancak stadyomunda Ankara ve İzmir takım. ları Fuar kupası için karşılaştılar, Ha- kem İzmir takımları antrenörü idi, Talihsiz bir oyundan sonra cumar- tesi günü İstanbul muhtelitine 1 - O yenilen Ankara muhteliti, stadyomu dolduran binlerce halkın takdirini ka- zanan güzel ve hakim bir oyunla İzmir takımını 3 - 1 yendi. Ankara muhteliti: Natık, Ali Rıza - şevket, Musa - Hasan - Keşfi, Selim - Fahri - Yaşar - Niyazi - Salih'den mü- rekkebti. İzmirliler birinci gün oynıyan Seyid, Enver, Saim ve İlyasın bulunmadığı kuvvetli bir takımla ankaralıların karşı- sında yer aldılar. Ankaranın birinci golü Oyuna izmirliler başladılar. İlk da- kikalarda maç mütevazin geçiyordu. Oyun inkişaf etmemiş vaziyette idi. Dördüncü dakikada sağ açık Selim İz- mir sol hafının gafletinden istifade et- ti, Beki atlattı ve Ankaradaki oyunla- rında görmediğimiz sıkı bir şütle takı. mının birinci golünü yaptı. İzmirin beraberlik sayısı İzmirliler bu gölden sonra beş on dakika süren bir hakimiyet elde ettiler. Fakat dokuzuncu dakikada korner fır- satını kaçırdılar. Orta muhacimleri de bir akın sırasında kaleci ile karşı kar- şıya kaldı. Topu Natık kaptı. 14 üncü dakikada Selim İzmir mü- dafilerinden birinin çok sert ve lüzum- suz bir çıkışiyle yaralandı. Oyunu beş dakika kadar terke mecbur kaldı, Bu sırada izmirli Hakkı geriden aldığı pasla topu sürerek şahsi bir gayretle İzmirin ilk ve son golünü attı. Ankaranın ikinci golü Bu golü takib eden dakikalarda an- karalılar üstünlüğü ele aldrlar. İzmir kalesini çok sıkıştırıyorlardı. Nihayet 40 mmcı dakikada Yaşar ikinci golü attı ve oyunun birinci devresi 2 - 1 Ankara muhtelitinin lehine bitti. İKİNCİ DEVRE İkinci devre için takımlar sahaya çıktıkları zaman Ankara muhtelitinin on kişi olduğu görüldü. Selim sakat- landığı için oynamıyordu. Yerine baş- kasının da girmesine izin verilmemişti. Ankara muhteliti on kişi olduğu hal- de bu devrede daha canlı ve güzel oy- nadı. Fahrinin ayağiyle bir de gol çıka- rarak 3 - 1 maçı kazandı. Selimin rahatsızlığı mühim değil- dir. Takımda en iyi oynıyanlar: Hasan, Niyazi, Yaşar ve Fshridir. u Ankara muhteliti yarın İzmirden — ayrılacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: