24 Ağustos 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

24 Ağustos 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 Öüvsl A | Saraydaki geçid resminde motörlü kuvvetlerimiz geçerken Sarayda geçid sahasından röportaj 50 bin kiş Bu 50 bin kişilik kalabalık Mehmedi görünceye kadar kendi istigrak halini bozmak istemez gibi heykel halinde idi Ben bu geçid resmi sahasındaki ka- labalığı, bir de cumhuriyetin her yıl- dönümünde gördüm, Milletin büyük bayramı da böyledir: Orada da, bütün şekil, seviye, yaşayış, telâkki gibi in- sanlar arasında farklar ifade eden mef- humlar yerine bir tek, ve bütün husu- siyetlerin ifadesi olan “türk tipi,, hâ- kim olur. Trakya manevralarını da on sekiz milyon adına işte bu “tip,, sey- retti. İhtirasın yeri olmıyan tertemiz gö- nüllerde büyük ve ana sevgilerin nasıl yer ettiğini anlamak için türk milleti- nin büyük bayram günlerinde halk ço- cuklarınım yanında oturunuz; Trakya manevralarını elli binden fazla türk; Satay ovasının çöl güneşi altında; ılık ve çiçekli bir bahar günü hayalindeki bütün sevgilerin panoraması gibi sey- retti. ) Meluğ Sülüklü düzlüğü Sülüklü Anadolunun diğer ovaları gibi göz alabildiğine uzanan bir düz- lüktür. Saray kazasında — fundalıkları ve kırmızı mavi tarafın büyük meydan muüuharebesini yaptıkları Bağlar sırtı- nin yeşilliklerinden başka, sıcak yaz günlerinde gözlerin hasretle aradığı gölgelik ve serinlik getiren şeylerden eser yok. Üçüncü kolordunun burada yaptırdığı tribün, aralarında bu kızgın güneşle pek tanışıklığı olmryan misa- firlerimiz için olsa gerek... Çünkü or- duyu biraz daha yakından görmek arzu. siyle tribünde kendilerine yer ayrılan- lar, askerin tam geçeceği yerde ayakta sıralanmayı ve güneş altında kalmayı tercih etmişlerdi. Bu elli bin kişilik kalabalık Meh. medi görünceye kadar kendi istiğrak halini bozmak istemez gihi, bir heykel kadar sessizdir. Çünkü orduyu seyre- derken türk milletinin her ferdi, en canlı hatrrasiyle başbaşa kalryor: Oğ- hu, kocası, babası veya kardesşi asker olmryan bir türk ailesi tasavvur edebi- lir misiniz? Anadolu evlerinde ceviz yaldızlı sandıklarda levanta çiçeği ko. kulu gelin elbiseleriyle beraber bir a- pulet veya sırma, bir evelkilerin ken- dilerinden sonrakilere bırakacağı en de- ğerli aile yadigârlarıdır. detiğ Yetmişlik nine Kağnısının üstüne çıkmış yetmişlik bir ihtiyar nine gördüm. Fersizleşen gözleriyle bu insan kalabalığı arasın. da aradığını bulmak ister gibi gözle- riyle etrafı araştırıyor. “— Geçecek asker arasında oğlun mu var nine “— Torunum var,, dedi. Senelerin bacaklarında — yürümek Hususi surette Trak- ya'ya giden arkadaşı- mız Cemal Kutay Saray'dan yazıyor dermanını bırakmadığı bu ihtiyar, şa- faktan beri buradadır. Köyünden gece yarısı çıkmış; kağnının mesafeleri u- zaltan sabırlı yürüyüşü içinde sabah. Tamıştır. Yüzüne bakryarum: hiç telaş- İr ve huzursuz değil... Ölen babasının kocasının ve oğlunun ardından Kafkas dağlarına ve yemen çöllerine doğru yıl- lar, uzun yıllar boş bir ümidle bakmış- tır. Taze gençliği, bu uzun — bekleme yıllariyle beraber göçüp gitmiştir. Onu yaslı eden, bahtsız eden bu atı batıra. lar türk anasını yıldırmamış, korkutma- mıştır. Memleket için, vatan için.. A- nadolu köyü ki kurulduğundan beri ilk defa olarak, yirmi yıldanberi hasret yü- zü görmedi. “— Nine, oğlun hangi alayda? “— Kırk beşinci alay, altıncı bölük, üçüncü takımda...,. İnanınız bu türk anası, bu kadar ka. t rakamlar halinde ne yaşını, ne taila- sının dönümünü söyliyebilir. “— Oğul, onlar ne zaman geçecek- ler? “— Ben sana haber veririm nine., Alay geçmeden biraz evel ona ha- ber verdim. Kağnısından gelininin yar. dımiyle indi, değneğine dayana dayana kalabalığı yardı. En öne geldi ve ora- da kendine bir yer buldu. Mustafa geçiyor 45 inci alay bütün türk alayları gi- bi yeri sarsarak ve Mustafa da bütün türk erleri gibi; yağız yüzü ve tunçlaş- mış vücudiyle önümüzden geçerken ih- tiyar ninenin gözlerinden — sizan iki damla yaş; saatlerdenberi, kızgın gü- neşin yaktığı gün görmüş —yüzünün çizgileri arasında &ayboldu. — Mustafam geçiyor, dedi; Mus- tafam.. Evimin biricik temel direği.. Allah onu millete ve bana bağışlasın...,, Evvelâ millete ve sonra kendisinc.. Biz eğer jandarklarımız adına heykel dikmeye kalksak bu memleket toprak- ları türk anası sayısı kadar heykelle dolardı. *K Göçmenlerin sevinci Sülüklü ovasını dolduran kalabalık arasında Trakyada yerleştirilmiş olan binlerce göçmen de vardı. Uzun za- man müstakil ve şerefli bayrağın altın- da yaşamak saadetinden uzak kalmış ol- manın verdiği hasret ve ayrılık hissile- i önünde yapılan geçidresmi mi nedir, bir ordu geçişinde, bir milli bayram gününde ana vatana yeni yerle- şen türkler ön safta yer alıyorlar. Türk ırkının tarihi güzelliğinin ka- rakteristik tiplerinden biri olan Bulga- ristan türkleri, Trakyanın bu havalisi- ne yerleştirilmiş. Geçid töreni bize ön- ların anavatanda ne kadar mesud ve he- yecanlı olduklarını da görmek fırsatı- nı verdi. Gözlerinin rengi Tunanın sularını hatırlatan, dinç yapılı ihtiyar bir göç- menle konuşuyoruz. Her elli metre de bir dikilen büyük bayraklardan birinin tam altında durmuş. Ondan uzak kaldığı senelerin acısını, şimdi onunla başbaşa kalarak unutmak ister gibidir. Bana uzun uzun ve içinden gelerek ana yurddan uzak geçen günlerin acı- sını anlattı: “— Oraları arıyor musu- nuz?,, dedim. Bayrağı gösterdi: '0 Bunun olmadığı yerlerde biz misafiriz, İnsan evine döndükten sonra yabancı kaldığı yeri hatırlar mı?,, Mustafanın Ninesi gibi, o da torunu İbrahimi görmeye gelmiştir, o da gece yola çıkmış, sabahtanberi burada bekle- mektedir: cumhuriyet; Anadolulu türk ninesi ile bulgaristanlı türk dedesinin taliini birleştirdi. İbrahimin dedesi de torunu, Musta- fa kadar yiğit ve göz alıcı önünden ge- çerken iki damla göz yaşı döktü. Dün- yada hislerin ve düşünüşlerin tezahür- lerinin bu kadar biribirine benzediği yer yok gibidir. Sevinç, göz Yaşı, alkış, heyecan, muhabbet ve itimad hep aynı zamanda ve aynı dakikada tek bir his halinde gözüküyor. Yemen çöllerinde Anadolu çocuklarının kanının nası) a. kıtıldığını bilen eski bir general bana cumhuriyetten evelki Ofd“ Beçişlerini anlattı: '— Asker, dedi: memleketinden tek bir defa geçerdi. memleketin dışı- na gitmek için. gonra ya sakat döner di veya ölü künyesi gelirdi.,, Sonra bu güzel günün — hatırasını, geçmişin acılariyle bozmak istemez gibi sustu. yt Mustafanın ninesi ve İbrahimin de. desi, bu memleketin hürriyet ve güler yüz lülüğü için kan ve canını vermek hissi- ni babasından miras alan bir nesil ye- tiştirdiler ve onu dünyada bir huzür ve sükün unsuru olan cumhuriyetin eline emanet ettiler, Mustafanın ninesi ve İbrahimin dedesi; Anadolunun hasret. siz ve mesut ölen ilk dede ve ninesi 9- lacaklardır. Bundan sonraki nesiller arasında babasını bilmiyen ve onu gör- miyen türk çocuğu bulunmiyacak .. Şimdi önümüzde süngülerinin göl- gesinde yeni Türkiyenin kurduğu bu ordunun bize öğrettiği bir çok hakikat- lerden bir tanesi de işte budur. Yardımın azı çoğu olmaz. Her ferdin HAVA davâsına göstereceği ilgiden az çok bir Fyada çıkabilir. TÜRK HAVA KURUMU Istanbulbalkan Testivali şenliği İstanbul sezonu her tarafta büyük bir alâka ile karşılanmış ve şehrin her tarafında muhtelif eğlenceler, yarışlar tertib olunmuştu. Bundan son- ra, şimdi Balkan festivali şenlikleri başlamıştır. Bu festival için bütün Balkan memleketlerinden, Bulgaristandan, Yugoslavyadan, Romanya- dan heyetler gelmişlerdir. Bu heyetler milli oyunlarda, milli şarkılarda ve çalgılardaki şöhretlerile tanınmış kimselerden mürekkebtir. Dün heyetler milli elbiseleriyle Adada, çok güzel danslar yapmışlar ve halk tarafından bol bol alkışlanmışlardır. Festivalde Bulgar heyeti milli elbiselerile ve güzel danslarile bilhassa herkesin nazarı dikkatini celbetmiştir. Hele bir kadın ve bir erkek tarafından oynanan oyunlar uzun uzun alkışlannuştır Yugoslavların elele tutuşarak oynadıkları milli oyunlar binlerce halk tarafından bol bol alkışlanmıştır Trabzon liman idaresinir: | B. Celâl Bayar çarşam- tasfiyesi İstanbul, 23 (Telefonla) — Trabzan liman idaresinin tasfiyesinde hazır bu.- lunmak üzere Trabzona gitmiş olan he- yetin başkanı liman işletmesi müdür ınu- avini Hamid Saracoğlu bugün İstanbula döndü. Verilen malümata göre Trabzon limanımndaki ambarların İstanbulda o! . liman — idaresine duğu gibi Trabzon devri için bir talimatname hazırlanmış: baya İstanbula geliyor İstanbul, 23 (Telefonla) — Ekono- mi Bakanı Bay Celal Bayar İzmirden ha. reket etti. Çarşamba günü şehrimize ge- lecektir. Bakan burada kalacağı bir iki gün içinde sanayicilerle görüşecek. da- imi sergi hakkındaki raporu tetkik ettik. ten sonra Zonguldağa gidecektir. tır Talimatname tasdik edılmek üzere Ankaraya gönderilecektir. | j |

Bu sayıdan diğer sayfalar: