Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ULUS Askerlik bahisleri Harblerde tayyarenin oynıyacagı büyük rol Bomba tayyareleri harbte neler yapar? u hafta hava tatbikatı yapıldı. Sa- atte 279 mil süratle uçan İngilte- renin en süratli bomba tayyarelerinde rasıd olarak bulundum. Tayyaremiz Bröstol Blenheim modeli idi, Bulutla- rın arasına karıştığını ve aşağıda top- rak üç mil uzakta bir halı gibi görün- düğü zaman, bu süratli silâhın hedefi- ne varmadan tahrib edilmesine nasıl imkân bulunur? diye düşündüm. Bu Bleheim'de bundan sonra yapı- lacak daha süratli tayyarelerin bir müj- decisidir. Bütü nşehirler yüksek infilâklı ve patladığı zaman 3000 santgrat hararet hasıl ederek yangın çıkaran bombalar için gayet açık ve geniş hedeflerdir. Bu yangın bombalarından bir kısmı da düşmeden parçalanırlar. O zaman her parça ayrı bir yangın çıkaracağı için al- tında bulunan şehir, hemen cehennem manzarası alır, Tarihin her askeri devrinde bir - si- lâh bulunmuştur ki lâyikiyle tatbik ve istimal edildiği takdirde o devrin harb- lerindeki mukadderatı tayin etmiştir. Bu devrin o türlü silâhı da bomba tayyaresidir. Evvelce, bomba tayyaresine — karşı emniyeti vücude getiren şey hava idi. Büyük harbte hava şartları yüzünden bir çok tayyareler havalanamamış, yer- de kalmışlardı. Fakat bu pürüzü orta- dan kaldırmak için 20 seneden az bir müddet kâfi gelmiştir. Şimdi körü körüne uçma aletleri ve otomatik pilotlar sayesinde tayyareler, bulutlar ve sisler arasında açık, güneş- li havadaki kadar güzel uçabilmekte- di 'Gece uçüş yapabilmek için ay ışığına ihtiyaç duyulan devirler artık geçmiş- tir, Kombria eski büyük tayyarenin İr- landadan yeni dünyaya yaptığı son u- çuş, modern tayyarenin - elere kabiliye- ti olduğunu göstermiştir. B u tayyarelerin kumandanı olan yüz- başı Povel karanlıkta yağmur al- tında ve bulutlar içinde ve rüzgâra kar- şı tam sekiz saat, hiç bir şey olmaksı- zın uçmuştur. Uçuşun ne demek olduğunu bilen- ler, bütün bu şartlara karşı gelmenin ne olacağını tahmin ve takdir ederler. Havada yağmur vardır; tayyarenin 1- şığı bir odada yanan lamba gibi durur. hiç bir taraf gözle görülmez. Bütün fır- tınalı ve ıslâk sahne içinde muvazene halinde bulunan iki kanat.... Sonra bu uçuşun telsiz yardımı da olmaksızın yapıldığını hatırlayınız. Okyanusun iki tarafında bulunan radyo istasyonlarının hiç bir yardımı olmaksızın Kaubria'nın kaptanı, 1200 millik bir mesafeyi uçmuştur. Üç sene önce böyle bir uçuş imkân- Hücum edenlerin muha- sarasına kuvvetle muka- vemet eden Bilbao, aca- ba tayyare bir hücum ve taarruz silâhı olarak kullanılmasa idi düşer miydi? ER ĞA A Deyli Herald'dan: BAF NTT DA sız sayılırdı. Bu kadar kısa bir devre içinde uçuculuğun ne kadar terakki et- tiğini düşününüz | Ressamlar, mühendisler, âlimler ve üstad pilotlar, bir asırlık rüyayı ne ka- “dar çabuk gerçekleştirdiler. ! Bir sivil tayyarenin başardığı işi, askeri bomba tayyaresi de, tabiatiyle, başaracaktır. Bununla beraber, bomba tayyaresini askeri bir silâh olarak kullanmak isti- yen bir kimse, gök yüzünde neler yazı- x olduğunu hesaba katmamazlık edemez. Tarihin hiç bir devresinde ondan önce- ki harb sanatını bu kadar değiştiren bir inkişaf olmamıştır . E ski tecrübelere bakarak istikbal harblarının getireceği ihtimalleri hesablıyan askcn kumı.ndınlır. mu- kaddı atını di dukl.: milletin emniyetini tehlikeye koyma- mağa gayret etmelidirler, Allaha şükürki henüz büyük mil- letlerin havada çarpıştıklarını görme - dik. 1914 den 1918 e kadar tayyareler, kara kumandanlariyle âmirallerin ihti- yaç ve k dalarına verilmişti. O- zamanlar, tayyare ufak harblerde bir silâh olarak kullanılmıştır. Bununla beraber Habeşistanda, İs- panyada ve Çinde tayyare vaziyetinin aldığı şekil üzerinde müessir olmamış- mıdır ? Politik her hangi bir — tarafğirliği bertaraf ederek konuşalım: Hücum e- denlerin muhasarasına kuvvetle muka- — vemet eden Bilbao, acaba tayyare bir hücum ve taarruz silâhı olarak kulla- nılmasaydı, düşermiydi ? Eğer japonlar, tayyarelerini tered- düt etmeksizin derhal harekete geçir- #iş olmasalardı, acaba şimal Hopeide- ki hareketleri bu kadar çabuk inkişaf edebilirmi idi ? Tiensin'dede — japon tayyarelerinin onbeş dakika içinde barekete geçmele- ri Çin askerlerinin kendilerini toparla- masına mani olmuş, Şehir yer yer harab edilmiş ve çinliler çekilmeğe mecbur kalmışlardır. Bazıları bana şu suali soruyorlar: — Mademki bomba tayyareleri bu kadar tesirli idi; neden İspanyadaki harb şimdiye kadar bir neticeye var- madı ? Bunlara vereceğim cevab şudur: — İspanyada bir tarafa kâfi dere- cede bombardıman tayyareleri veriniz: harb hemen nihayet bulacaktır. Habe- şistanda olduğu gibi. İspanyadaki tayyarelerin çoğu - av- ci ve rasad tayyaresi tipindedirler. Avam Kamarasında temmuzun on dokuzuncu günü söz söyliyen Sir Hen-' ry Page Croft general Franko tarafın- dan şimdiye kadar İspanyaya getirilen tayyarelerin 239 tane olduğunu bildir - mişti. Bunlardan ancak 37 tanesi — bomba tayyaresidir. Geri kalan 202 tanesi ise rasad ve avcı tayyareleridir. Azami neticeyi elde edebilmek için bir bomba tayyaresi gayet iyi bir suret. te çephane iie techiz edilmelidir. Alman askeri muharrirlerinden albay Rudolf Von Ksilander'e göre Madride yapılan ilk hücumlarda — 100 librelik bombalar kullanılmıştır. Bunlar, topra- ğa üç kadem boyunda nüfuz etmişlerdir. Madridi gayet iyi tanıdığım için bu- nu takdir edebilirim. Çünkü şehrin bir çok sokakları, hafif bombalara karşı bü- yük bir mukavemeti olan granit taşlariy- le döşelidir. akat daha sonra 550 librelik bom- balar kulanılınca tesir ve nufuz Atatürk'ün Çankırıya ayak bastığı gün kutlandı Çankırı 23 (Hususi) — Atatürkün 12 yıl önce şehri ilk defa şereflendir- meleri münasebetiyle bugün parlak me- 'rasim yapıldı. Kıskançlık yüzünden bir cinayet Devrek, 23 (Hususi) — Şükrü Ka- ya mahallesinde 55 yaşlarında Hüse- dında birisi kıskançlık yüzünd 24 -8 - 1937 — Bavan Âfet Bükreşe gidecek İstanbul 23 (Telefonla) — Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı Bayan Âfet yakında Bükreşe gidecektir. Bir yugoslav mekteb gemisi geliyor istanbul, 23 (Telefonla) — Dost yugoslav bahriyesine mensub Dubrov- nik mekteb gemisi yarın sabah lima- yin ç iki genci öldürdü. Ereğlide tifo vakaları görüldü Konya, 23 (Hususi) — Ereğlinin Burma köyünde 7 tifo vakası görüldü. 'Tedbirler alındı. Yanlış bir haber İstanbul 23 (Telefonla) — Sigara- dan sigara yakmak hakkında konul- muş bir yasak yoktur. Haber tekzib edilmiştir. Üsküdar adliye binasımı yakan Nureddin hakkındaki tahkikat ilerliyor İstanbul, 23 (Telefonla) — Üsküdar adliye binasını yakmaktan suçlu Nu- reddinin sorgusu devam etmektedir. Şimdiye kadar 25 şahid dinlendi. Tah- kikat evrakı 150 sayfayı buldu. Sorgu bir iki gün daha sürecektir. 1937 yılı yüzme birincilikleri 'T. S. K. Ankara bölgesi su sporları ajanlığından : Bölgemizin 937 yılı yüzme birin- cilikleri 28 - 29 ağustos günleri yapı- lacaktır. Müsabaka programı aşağıya yazıldığı şekilde tesbit edilmiştir. 28 ağustos cumartesi günü saat 15 de: 100 metre serbest, 100 metre sırt üstü, 400 metre serbest, Türk bayrak ya rışı: 100 metre sırt üstü -& 200 M, kur- bağalama -& 100 M. serbest. 29 ağustos pazar günü saat 14 de: 200 metre serbest, 200 metre kurbağla- ma, 1500 metre serbest, atlamalar: Ön- den perende koşarak, geriye âdi balık- lama, ileri çıkıp geri — devrilerek atla- ma. Koşarak bir perendeli ters atlama, önden bükmeli yarım burgu, 200 bay- rak yarışı serbest. büsbütün farklı bir şekil almış AL tı katlı binaların üstüne düşen bomba- lar, zemine kadar işlemiş, yine bu bom- balar demir ve betonla yapılan beş kat- ir evleri delip geçmişlerdir . Böylece bir hava harbinde istenen neticeyi elde edebilmek için ehemiyeti gayet büyük olan iki mühin nokta göz Slettele bai'ten d ÇN y 1) Muayyen bir teşebu“ girişilir. ken bomba tayyarelerinin sayısı kâfi derecede olmalıdır . 2) Bunlar hedef ve maksadlarına göre icabeden büyüklükte bombalar ta. şıyabilmelidirler . Bomba tayyaresi bir tarzda kullanıl. dığı takdirde muvaffakiyet muhakkak- tir. Bunun sebebini anlamak da güç de- ğildir. Süratle harekete geçmek hususun. kasmdan blr uşagı ile bir elmas yuzuk gön- da bomba tayyaresi, mevcud silâhların hepsinden üstündür. Bunlar, hava ku- mandanının istediği yerde hem kara, hem de deniz kuvvetlerine hücum ede- bilir; gemilerin yaklaşmasına mani 0- labilir. Kıtaların ilerleyişini durdura- bilir. Topçuyu harb safı dışına çıkarabi- lir., “Oynıyan parmak yazar ve yazdık- tan sonra da harekete devam eder.., Gök yüzünde yazılı olan şey de bu- gün gözü olan herkesin görebileceği kadar meydandadır. »Bomba tayyaresinin harb gemilerine de, ondan başka bir çok silâhlara da üstünlüğü böylece sabit olduktan son- ra diyebiliriz ki: En kuvvetli bomba tayyaresi filosuna sahib olan memle- ket, yarının harbini kazanacaktır. gelecektir. Üniversite imtihanlarının günleri tesbit edildi İstanbul, 23 (Telefonla) — Üniver- site eylül devresi imtihanı tarihleri tes- bit edilmiştir. Hukuk fakültesinin ik- mal imtihanları 6 eylülde başlıyacak, sonra talebeye 9 gün izin verilecektir. 15 eylülde şifahi imtihanlara başalana - caktır. Fen fakültesi imtihanları 9 . 10 ey- lülde ,yabancı dil ikmal imtihanları da 1 eylülde yapılacaktır. Edebiyat fakül. tesinin imtihan günleri henüz tesbit e- dilmemiştir. Ziraat Bankasına alınacak memurların imtihanları İstanbul, 23 (Telefonla) — Bugün Ziraat Bankasına memur olarak alına - cak lise ve yüksek mekteb mezunlarının imtihanları ticaret odasında yapıldı. | KÜÇÜK İÇHABERLER - | X Rektör döndü — İstanbul üniver- sitesi Rektörü B. Cemil Bilsel Vişi'den X Üniversitede kayıdlar — İstanbul üniversitesinde kayıd ve kabul 1 eylülde başlıyacaktır. X Polonya'dan seyyah geliyor — Polonyadan şehrimize 50 kişilik bir ta- lebe kafilesi gelecektir. X Ceza görenler — Son 24 saatte İs- tanbulda tramvaydan atlıyan 18, vapur- dan atlıryan 5, Köprü üstündeki yasak yerlerden geçen 44, belediye nizamları- na riayet etmiyen 117 kişi cezalandırıl- dı. X Liselerde kayıdlar — İstanbul lise leriyle orta mekteblerinde kayıd ve ka- bul 20 eylüle kadar devam edecektir. X Ekmek ve francala fiatları — İs- tanbulda ekmek ve francala fiatları öbür günden itibaren 15 gün için eskisi gibi bırakılmıştır. X fcra daireleri — İstanbul müddei. umumisi icra dairelerinin münasib bir daireye taşınmasına karar vermiştir. Binanın aranmasına başlanmıştır. Bütün ulusların hava kuvvetle- rini artırmak için gösterdiği telâş, havacılığa verdiği önemi yakından gördükten sonra, havacılığın bizim için bir fantezi olmaktan çok uzak, canla başla sarılacak bir ana iş ol- duğunu bir kat daha anlamış bulu- nuyoruz. TÜRK HAVA KURUMU TU edip onu acmdıracagmı ve kandıracağını u- Tefrika: No 107 Artık Olıvıa. şu sozlen soylıyerek Vio- ! la'ya kapıyı gösteriyordu. Şekspirden Hikâyeler — Haydi, efendinizin yanına gidip” ona söyleyiniz: Kendisini sevemem. Bir daha Yazanlar: Mary ve Charles Lamb da bana boyle haberciler gondermesm Çeviren: — Nurettin ARTAM Fakat siz, yolunuz düşerse, bir daha uğ- On ikinci gece — Eğer efendimin sevdiği gibi, ben sizi sevmiş olsaydım, kapınzda kendime söğüt- ten bir kameriye yapar, adınızı çağırır, Oli- via için kalbimin şikâyetlerini anlatan şiir- ler yazar ve bunları gecenin derin karanlığı içinde terennüm ederdim. Adınız bütün te- pelerden ses verir, benderni onlara yankılar giderdi. Havanım içindeki fısıltılar Olivia adını tekrarlardı. O zaman toprak ve hava unsurları ara- sında rahat yasıyamaz, bana merhamet eder- diniz. — Daha çok şeyler yapabilirdiniz. Fakat sizin ananız babanız kimler ? Viola şu cevabı verdi : — Talih ve bahtımın üstünde, tim iyidir Bir efendiyim. vaziye- rayın ve bu haberi nasıl karşıladığını bana anlatın. Viola, kendisini “Güzel zalim” diye se- lâmlıyarak çıktı, gitti. O gittikten sonra Olivia kendi kendine tekrar ediyordu : “Tali vebahtımın üstünde, vaziyetim iyidir. Bir efendiyim.,, Sonra yüksek sesle söylendi : — Yemin ederim ki öyledir. Dili, çehre- si, bacakları, hareketleri, ruhu açıkça gös- teriyor ki kendisi, gerçekten, bir efendidir. Keşke bu Sezairo, Dük olsaydı! bunu ne kadar isterdim. Sonra bu sevginin yüreğine sım sıkı yapıştığını sezerek birden bire böy- le bir sevdaya yakalandığı için kendi ken- disine çıkıstı. Fakat insanların kendi ku- surlarını gördükleri zaman yaptıkları bu çı- kışmaların kökü derinlerde değildir. Arala- rındaki fark ne olursa olsun, Olivia, bu Se- zario'dan o kadar hoşlanmıştı ki hemen ar- derdi. Güya, bu yüzüğü Orsino'nun gönder- diği bir hediye ile birlikte Sezario orada u- nutmuştu. Uşak kendisine böyle söyliyecek- ti. Böylece ustalıklı bir tarzda Sezorio'ya bir yüzük hediye etmek suretiyle kendisine karşı bir temayül gösterdiğini anlatmış o- lacaktı. Sahiden de Viola böyle bir temayülden şuphelendı Çünkü Orsino, hiç bir şey gön- dermiş değildi. Ondan sonra konuşurlarken Olivia'nın hayran hayran bakışlarını hatır- ladı. Demek ki efendisinin sevgilisi ona tu- tulmuştu. — Heyhat, dedi, zavallı Bâayan bu ruya- yı seviyor. Şu kılık değiştirmek ne fena bir şeymiş meğer. Şimdi oda, benim Orsino i- çin yaptığım gibi, boşu boşuna göğüs geçirip duracak. Viola, Orsino'nun sarayına döndüğü za- man, yaptıkları konuşmadan kötü neticeler çıktıgml, Olivia'nın bir daha kendisini Ta- hatsız etmemesini tavsiye ettiğini bildirdi. Bununla beraber, halâ sevgisinden vaz- geçmiyen ve nazik Sezario'nun ne yapıp, ne man Orsino, Sezario'ya ertesi gün gidip bir daha Olivia'yı görmesini istiyordu. Aynı zamanda aradaki sıkıcı fasılayı geçir- mek için de çok hoşlandığı bir aşk şarkısı- nn söylenmesini emretti ve : — Aziz Sezario, dedi, dün gece bu şarkı- nın söylendiğini duyduğum zaman, bana sevdadan kurtuluyormuşum gibi geldi. Se- zario bu şarkıya mim koöy. Bu, hem sade, hem de eski bir havadır. İplik bükücülerle örü- cüler güneşte otururken, ve öreke ile yün bükerken bunu söylerler. Manasız, bir şey; fakat ben hoşlanıyorum. Bu, bana eski de- virlerde aşkın ne kadar masum olduğunu söylüyor. ŞARKI Ey ölüm gel, ey ölüm gel; Ben bir selvinin altında yatayım; Uç git nefes, uç git netes, Güzel bir kız benim kanıma girdi. Devamı var