Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
S ——— 24.8.1937 N. 209 dan gene bir takım anlaşılmaz işaretler geldi * ULUS Araştırmalar devam ediyor Moskova, 23 (A.A.) — Hükümet komisyonunun 22 tarihli teğliğ'ı_ne göre, Levanevski'nin tayyaresindeki telsiz postasınım dalgası üzerin- den tekrar bazı işaretler alımabilmiş ve fakat yalnız birkaç harf açıla- bilmiştir. Bu tayyare telsiz postasının alıcı makinasının sağlam ğ anlaşılarak kutup telsiz istasyonu alıman araştırma tedbirleri bak- kında günde birkaç defa tayyare Mürettebatı için neşriyat yapmak- tadır. Vilkins'in tayyaresi Kopermin neh- Tİnin ağzına varmıştır. Matzianski'nin tayyaresi Nordvik Yakınındaki Kolevnikof'da karaya in- Miştir. Golovin'in tayyaresi Ebe üzerinde Karide karaya inmitir. Fairbanksdan alınan malümata göre Mattern'e havada benzin verecek olan tayyare sis yüzünden Fairbanks'nin 4 Mil cenubunda mecburi bir iniş yapar- ken hasara uğramıştır. Kimseye bir şey olmam.ştır. Krasin buzkıran vapuru ağır buz tabakalarından çıkarak, kendisine kömür getirmekte olan Behring boğazını geç- Miş bulunan Mikoyan vapuruna 71 de- Tece batıya doğru ilerlemektedir. Çenelef sefer heyetinin tayyaresi dün kontrol uçuşları yapmışlardır. Tay- Yarelerin mükemmel bir halde oldukla- TI görülmüştür. PRAG'LA LİZBON “ARASINDAKİ HÂDİSE Çekostovak ya bir tebliğ neşretti Prağ,23 (A.A.) — Çekoslovak hü- kümeti, Portekize verilecek silâhlar meselesinin tarihçesi hakkında uzun ve Mufassal bir tebliğ neşretmiştir. Bü tebliğde tasrih edildiğine göre, Börüşmelerin son safhasında Çekoslo Gündeli ik: İlk tahsi ahsil (Başı 1 1nci sayıtada) olarak bunları istiyenler, isteklerinin yapılmamış olmasından istirab duyar- lar, bu hal insanı ye'se kadar götürür. Bu isteklerin yapılması gayretine gelince bu hal mü inin ası) işle- yişini bozar, fazlası aranırken, elde €- dilmekte olan normal neticeden de mah- rum kalınır. Bu itibarla ilk tahsilin türk çocuğuna ziraati öğretmesi mev- zuunda durmaklığımız gerektir. İlk tahsil beş senede yapılmaktadır. Tahsil günlerinin, bir yıl içindeki hacmi ise, bilhassa köy muhitinde, ya- rıyı aşamaz. Böyle bir zamanın hudüd- ları içinde çocuk; okuma yazma öğre- necek, eski ve geri bir terbiyeden kur- tulup milli bir terbiye alacak. Dünyayı, yurdu, tarihi bilecek, yaşama ve çalışma için ilk bilgileri edinecek, bu arada zevkini inceltirken vücudunu da sağlamlaştıracak, kısaca çevrelediği- miz bu tahsil ve terbiye faaliyeti için- de şüphesiz ziraat işleri de ayrı bir alâ- ka merkezi olacaktır. Ancak bu, çocuğu hiç bir iyi ziraatçi yapacak ma- hiyette olamıyacaktır. Böylece bugün- kü ilk tahsilin zaman ve şahsi unsurları ziraatçi yetiştirmek davâsını çözemiye- cektir. Ancak orta tahsildir ki memle- Akdenizdeki tecavüz hâdiseleri üzerine Valansiya Cenevreye Başvurdu Cenevre, 23 (A.A.) — Valansiya hü- kümeti, bir kısım vapurlarının son za - manlarda Akdenizde, italyan deniz kuv- vetlerine atfettiği torpillenmesi mesele- sinin Milletler Cemiyeti konseyinin rüz- desine istinaden Milletler Cemiyetindi | MEMLEKET RÖPORTAJLART' Adana'lı sıcaklarda nasıl biraz serinler Çukurova, Toros yaylaları ve plâj Cenubun Akdeniz — kıyılarından kırk kilometre içeride uçsuz ovanın Valansiya hükümeti, bu mesele için konseyin hemen fevkalâde bir toplantı- ya çağırılması hakkında bir karar ver - meyi konsey reisi ile ge'nd sekretere bi- takmaktadır. Valansiya hükümeti, ispanyol gemi- lerinin torpillenmesi meselesinin Millet- ler Cemiyeti konseyi ruznamesine alın. masını isteyen telgrafında aşağıdaki hâ- diseleri saymaktadır : Kampeador — 11 ağustos, Konde Albasolo — 13 ağustos, Ciudekoa — 18 ağustos, Ciudad de Kadiz — 15 ağus- tos, ÂArmura — 19 ağustos. Kurutulan bir gölden 3000 cesed çıkarıldı Madrid, 23 (A.A.) — Kasa del Kam- po gölünün kurutulması yakında bite - cektir. Bu işle uğraşan cumhuriyet kıta- ları gölden 3.000 kadar faslı askerin ce- sedlerini çıkararak gömmüşlerdir. Bu cesedler büyük kısmı geçen son teş- rinde İspanya hükümetçilerinin Kasa del Kampo'da işgal ettikleri mevzilere hücum ettirilen faslı askerlere aiddir. Almanya Franko nezdindeki sefirini geri çağırıyor Berlin, 23 (A.A.) Almanyanın General Franko nezdindeki sefiri Gene- ral Faupel'in geri çağırılmış olduğu ha- kette ileri bir ziraat sınıfı y bilir. Bu da, büyük harb yıllarında tecrübe e- dildiği gibi, sınıfların adını ve müfre- dat programını değiştirmekle başarıl. maz. Ziraat idadileri denilen bu müesse- selerde tek ziraatçi yetişmemiştir. Çün- kü buralara hakiki manasiyle ziraat öğ- reticiler! konulamamış, hiç bir tedris Vakya, halen çekoslovak ord da mü- im mikdarda mevcud bulunan başka bir tertib silâh ve mühimmat vermek teklifinde bulunmuş ise de portekiz bu Nu reddetmiş ve çekoslovakların silâh- lanma programının sıkmtı doğurabile- cek mahiyette bulunan iddialarında is- Tar eylemiştir. Bundan sonra portekiz Çekoslovakya ile olan diplomatik mü- nasebetlerini katedmiştir. Sovyetler Birliğinde yeni tayinle: Moskova, 23 (A.A.) — Tas ajansı bildiriyor: Merkezi icra komitesiyle Sovyetler birliği halk komiserleri kon- Seyinin neşredilen bir kararına göre Mekanik inşaat demirden başka madeni Mamulât fabrikaları ağır sanayi komi- serliğinden ayrılmıştır. İhdas edilen yeni komiserliğe B. Valeri Mejlauk ve ağır endüstri komi- Ser muavinliğine de yollar ve münaka- lât komiseri B. Lazar Kaganoviç tayin tdilmiştir. B. Kaganoviçden açılan münakalât komiserliğine muavinliğinde — bulunan Aleksi Bakulin geçmiştir. ı KUCUK DIŞ HABERLER | X Londra — Berlinden çıkarılmış Olan Taymis gazetesi baş muhabiri B. v da temin edilmemiştir. Cumhuriyet yıllarında, memleketin bir kaç yerindeki orta ziraat müessese- lerinin geçirdiği tekâmül merhalesi de hatırlanmalıdır. Bütün bunlardan sonra diyeceğiz ki ilk tahsil her iş şubesin. de muvaffak olacak ilk bilgi ve kabili- yeti veren bir olarak kalacaktı! İyi ziraatçileri, hakikf öğretici kadro- larla kuvvetlendirilmiş orta ziraat mek- teblerinden bekliyeceğiz. Bunlar mu- hitlerine göre ıhtısas sahibi müstahsıl- ler yecigıireceklerdir. Ankarada kurulan yüksek ziraat enstitüsü bu orta ziraat mekteblerinin yalnız şahıslarını değil, vasıtalarını da bize hazırlayacaktır. Bu mekteblerden yetişenler, devletten vazife alarak veya bizzat teşebbüs sahasına girerek muhit- lerindeki müstahsil kütlesinde teknik bilgi yaratacaktır. Bu istikametteki ça- Iışmaların da, ilk tahsilde olduğu gibi yeni bir hrz aldığını görmekteyiz. Kemal ÜNAL Atina enternasyonal emraz kongresindeki profesörlerimize nişan İ bul, 23 (Telefonla) — Atina- Norman Ebbut buraya dönmüştür. X Kork (İrlanda) — Patrik Okal- lagah adlı bir atlet 16 librelik bir çekici 196 kadem mesafeye atarak dünya — Te- korunu kırmıştır. X Paris — Hava bakanlığı, İstr - ş_“’ * Paris yarışıma giren hava ekiple- Tine bir akşam ziyafeti vermiştir. X Paris — Ob vilâyeti radikal - sus- Yalist senatörü eski bakanlardan Alek - Sandr İsraeli ölmüştür. X Varşova — Köylülerin grev yap- Maları yüzünden birçok yerlerde kanlı SArpışmalar olmuş, 20 kişi Öölmüştür. Rzosszov adlı yerde 19.000 köylü toplan- dığından yeni hâdiseler çıkmasından korkuluyor. Birgün önce tevkif edilen f'—'_ehu& Gruska'yı, köylüleri yatıştırması İçin, serbest bırakmıştr. Londra -— Tredünyonlar umumi da toplanan enternasyonal mukayeseli emraz koöngresine Türkiye adına işti- rak eden profesörlere Atinadan nişan- lar gönderilmiştir. Profesör Âkil Muh- tar'a Feniks nişanının ikinci rütbesi, tıb fakültesi dekanı Nurettin Âliye kı- ral birinci Jorj nişanının üçüncü rüt- besi, profesör Obendorfer, Muzaffer Esad ve döçent Fahriye Feniks nişa. nının üçüncü rütbesi, muallim doktor Süheyl’e de kıral birinci Jorj nişanının dördüncü rütbesi verilmiştir. Rektör, birer hatıra olan bu nişan- ları sahiblerine verecektir. — meclisi toplanarak senelik raporunu çı- karmıştır. Raporda İngilterede 40 saat- lik haftanın tatbiki meselesi ile İspan- ya işinden bahsolunmaktadır, beri ştır. Resmi mahafil, generalin sıhi sebeb- lerden dolayı istifa etmiş olduğunu be - yan etmektedir. B.Metaksas Elen sulhculuğunu anlattı Atina, 23 (A.A.) — Atina ajansı bil. diriyor: Bir serginin açılışı dolayısi- le Hackisde bir nutuk söyliyen başvekil B. Metaksas, bugün Elen milletinin ba- riz vasfmı teşkil eden tam birliğini te - barüz ettirdikten sonra ezcümle demiş- tir ki: “— Başlanan büyük esgçrin fedakâr- lıkların istediğinden daha evvel sizleri haberdar etmiştim. Gayretlerimizin ilk senesi zarfında kalbten gelen bir arzu ile bu fedakârlıklara Katlanmaya rıza göstermiş olduğunuzdan dolayı size cid. den minnettarım. Fakat bu fedakârlıkla- ra bütün varlığiyle bundan sonra da ih- tiyacımız vardır. Bizim bütün dünya durmadan silâhlanmaya devam ederken Yunanistanın kuyvetlerini daha ziyade fazlalaştırmasını düşünmek mümkün de- ğildir. Bu sebeblerden dolayı, askeri kuv- vetlerimizi daha ziyade fazlalaştırmak için bundan böyle de fedakârlıklarda bu- lunacağız. Şimdiden bu keyfiyetten siz. leri haberdar etmeyi Fendime bir vazife bilirim. “Biz harbı sevmeyiz, Fakat...” Biz, harb seven bir millet değiliz. Fütüuhat arkasından koşmuyoruz. Diğer milletleri hırpalamak ârzumuz da yok- tur. Biz, tam surette sulhçu bir milletiz ve bütün öteki milletlerin — istiklâline, haklarına ve vaziyetine hürmet etmek - teyiz. Fakat, her n€ plhîsmı olürsa ol sun vatanımızın mülki bütünlüğünü mü- dafaaya ve bunun için de — lüzumunda kanımızın son damlasını vermeye de hazırız. Vakra, bizi kimse tehdid etmi - yor. Bu cihetten müsterih olabiliriz. Fa. kat bir millet, ancak her türlü ihtimal - lere karşı hazır buhnduğu ve kendi isti- rahat ve huzurunu temin için her türe lü vasrtalara malik bulunduğu zaman müsterih olabilir. Sulh ve sükün, bu iki büyük iyiliği her dakika kuvvetimizle elde etmeye hazır bulunmalıyız. Ve bu suretle emniyet altında bulunduktan sonradır ki, kendimizi 'dahilde yapıcılık işlerine verebiliriz.,» y B. Metaksasın bu sözleri şiddetli ve sürekli alkışlarla karşılanmıştır. or da Seyhanın sağ kıyısına ya- yılmış olan Adana doğu ve kuzey do- ğu Anadolunun transitidir. Adananın kuruluşu pek eski — ol- makla beraber burada yalnız türk dev- rine aid eserler göze çarpar. Adanada minareden yüz misli fazla fabrika ba- cası, kubbelerden çok iri pamuk depo- ları, okyanuslardaki kumlar kadar por. takal ve limon vardır. Bu, sıcağı ka- dar çok bereketli yerin kendine has â- detleri, yaşayışı vardır. Ağustos ayında bulunduğumuz dü- şünülürse, Adananın sıcaklarını kayde lüzum yok. Şehir, kışa nazaran çın çın ötüyor. Umumi caddelerde bu hissedil- miyorsa da iç mahalleler, Adananın bo- şaldığını anlatıyor. Her kapıda bir ki- Hd, her taraf örümcek tutmuş. Niçin mi?. Çünkü adanalı yaylacıdır. Yalnız adanalının değil, bütün Çu- kurovalının yüzde yetmiş beşi bu mev- simde yaylada, bağlarda ve plâjlarda- dır. “Bağlar,, deyince, sakın akla Kon. yanın meram ve yahud asatiri irem bağ- ları hatıra gelmesin.. Çünkü Çukurova- da her ağaç gölgeliğine bağ derler. Fakat yaylalara gelince: Toroslar, şüphesiz Anadolunun İsviçresidir. Adana'nın başlıca yaylaları, Bü- rücek, Namrun, Gülek'tir. Asırlar - danberi her yaz yaylalara göç eden çukurovalı, her yıl buralarda kur- duğu yayla evleriyle Güleği, Namrunu,- Bürüceği birer dağ şehri haline getir. miştir. Buraları birer dağ köyü değil dağ şehridir, çünkü bu yaylaların her birinde beş on değil, 500 - 1000 ev kü- rulmuştur. Şunu kaydetmeli ki, çukur- ovalı yaylalarındaki bu şehirleşmeden aslâ memnun değildir, şimdi buralarda kahveler, kasab dükkânları, oteller, bakkallar kuruldu. Artık çukurovalı eti yayladaki köy- lü kasabtan, südü, yoğurdu, yağı “âşi. ret kadını,, nın elinden almıyor. Şimdi bunları bakkaldan tedarik ettiği için memnun değildir. Yayladan zevk almı- yoı", çünkü yaylalarda eski, Robenson « hayatı kalmamıştır. Bir çok aileler bu yıl kendilerine sakin, köy yaylaları aradılar ve orala. ra taşındılar. Çünkü oralarda hayat da- ha ucuz, daha sakin!... Önümüzdeki sene yapılması mu- karrer olan yayla yolları inşa edildiği ve otobüs servisleri ve dağ otelleri te- sis edildiği takdirde artık Çukurova. nm Namrun ve Bürücek yaylasına “yayla,, değil Bürücek şehri, Namrun şehri demek daha yakışır. Kısaca : 'Toroslarda şehirler kuruluyor.. Fakat öyle şehirler ki, sakinleri hep misafirdir. Toroslarda hava, su her şey güzel.. Çukurovalının sihati için yaylalar bi- rer kaynaktır. Fakat Çukurovanım ik- tisadi, içtimat hamlelerini, yükselişini, tekâmülünü baltalıyan, — çukurovalıyı şehirden sürükliyen yerdir buraları... Çünkü çukurovalının yaylacılığı, İstan- bulun, İzmirin sayfiyeciliği gibi bir kaç ay için değildir. Çukurovalı, sayfi- yede istanbullu, izmirli gibi bir iki ay değil, yaylasında altı ay kalır. Kışa ha. zırlıksız girer. Bu yıl çukurovalı pek ©o kadar yay- lalara rağbet göstermiyor.. Çünkü ce- nubta yeni başlıryan plâjcılık, her cep- heden daha güzel ve daha müsaid bir durumdadır. Namrun - Gürek yaylaları Adana- ya 100 - 110 kilometredir, halbuki “Ka- rataş,, plâjı 45 kilometre.. Bu sene Ka- rataş plâjındaki çadırların sayısı, dene- bilir ki yayla kulüblerinin adedini geçmiştir. Yüzlerce aile — Karataşta kamp kurdu. Bu vaziyetten — en çok memnun kalan Adana erkekleridir. İş güç sahibi bir erkek yaylaya ancak haf- tada bir gidebilirdi. Çünkü 100 - 110 kilometrelik yol çekilir şey değil şüp- hesiz..... Fakat plâj çok yakın olduğun. dan, kesesi müsaid olanların, hemen her akşam aileleri yanına gidip sabah- leyin vazifeleri başına dönmeleri me- şekkatsizce kabil .. t Önümüzdeki yıl Adana belediye- sinin, Karataş plâjına otobüs servisleri temin ve büyük bir otelle, gazinolar tesis etmesi çok muhtemeldir. Beledi- ye, bu tasavvur - üzerinde etüdler yap. tırmaktadır. Karataş, şimdiye kadar imar bakı- mından el değmemiş bir sahil olmakla beraber, su kısmında zerre kadar : bir ameliyeye muhtaç değildir. Denilebi- lir ki, Karataş Anadoluda ve hattâ Av- Tupa sahillerinde eşi olmıyan öyle bir - sahil ki... Yalnız ince musaffa kumu, berrak ve sakin denizi ile değil, sayısız hüsüsiyetleri ile öğünebilir. Karataş plâjiının suyu Çukurovanın havası gi. bi ılık, sahili gene ovanın uçsuz düz- lükleri kadar düz ve sığ, havası da bü. tün bunlar gibi sakin ve durudur. Öyle görülüyor ki, plâjcılık ve pi- lâj, Çukurovadaki yaylacılık ve yayla. yı unutturacaktır. Nihad TANGÜNER Manevralardan sonra (Başı I. incı saytada) mışlardır. Başbakanımız saat 17 de Tarab . yada Tokatliyan otelinde misafirler şe - refine bir çay ziyafeti vermişlerdir. Bu ziyafette Dış İşler Bakanımız Doktor Tevfik Rüştü Aras ve ataşemiliterler de bulunmuştur. Manevralarda misafir heyetlerin bütün istirahatleri temin edildi Tekirdağ, 23 (A.A.) — Tam bir in- tizam ve mükemmeliyet içinde cereyan etmiş olan manevraların devamı müd - detince halkın kahraman orduya, büyük danlara ve ord! CTf misafirlerine karşı yaptığı misli nadir görülür tezahürat, türk milletinin ordu- suna ne kadar bağlı olduğunun bir ke- re daha müşahedesine fırsat vermiştir. Müttefik ve dost devletler genel kurmay heyetleriyle ataşemiliterlerin manevraları rahatça ve iyi bir surette takib edebilmeleri için genel kurmayca her türlü tedbir ittihaz edilmiş, gerek heyetin bulunduğu İzmir vapurunda, ge rek manevraları takib için her gün yap- tıkları uzun lukl ufak bir arıza olmamıştır. Kuartuluş savaşının Filmi İstanbul, 23 (Telefonla) — Ordu film merkezi tarafından kurtuluş sa- vaşına aid film hazırlanmaktadır. Film- de rejisörlük vazifesini harb akademisi ında en Kil çi a görmüştür. Sahneler çok açıktır. Film iki aya kadar ikmal edilecek, kopyele- ri yapılarak sinemalarda ve Halkevle- rinde gösterilecektir. Bir sene içinde 50.337 boşanma 1936 da alman mahkemeleri 50.337 boşanma kararı vermişlerdir. 1935 yılı- na göre bir kaç yüz tane fazla olan bu rakam, 1913 senesinde verilen kararla- rım üç mislidir. Kararların yüzde elli- si kadmların lehine, yüzde 20 si erkek- lerin lehine olarak verilmiştir. Yüzde 30 u ise hem kadını, hem erkeği haksız çıkarmaktadır. Hiç durmadan milyonları emen havacılığa para yetiştir- mek, ancak bütün ulusun aynı cömertlikle yardıma koşması- na bağlıdır. TÜRK HAVA KURUMU