aa lta ya - Yugoslavya eçen gün Belgradda Yugoslavya başbakanı Stoyadinoviç - ve İtal- .-. 3e47 ya dış bakanı Ciano arasında imzalanan itilâfnameler ile çok eski bir ihti- lâf halledilmektedir. Bu Adriyatik ihtilâf, Yugoslavyanın kuruluşundan evelki zamanlara kadar geri gider. Balkan harbı içinde Vornonovu'da osmanlı ordularını mağlub eden sırp'- lar, Adriyatik denizine doğru ilerle. yince karşılarında İtalyayı buldular. O zamanki Avusturya Macaristan impa- ratorluğu ile birlikte yürüyen İtalya, Sırbistanın Adriyatik denizine çıkma- sına mani olmuştu. Bundan sonra bü- yük harb içinde İtalyanın itilâf devlet. leri zümresine iltihak için pazarlık ya- pılirken Yugoslavya - İtalya menfaat- leri gene çarpışmıştı. O kadar ki her ne bahaya olursa İtalyayı itilâf züm- resi için kazanmaya karar vermiş bulu- nan İngiltere ve Fransa, bu pazarlığın son safhalarını Sırbistandan bile gizle- mişlerdi. Sulh müzakereleri sırasında da hay. h çetin çekişmeler oldu. Fakat buna rağmen, harbtan soara İtalya, hattâ Fransadan evel, Yugoslavya ile itilâf yapmaya teşebbüs etmişti. O zaman İ- talyanın Fransa ile münasebetleri ger- gin değildi. Italya, Yugoslavya ile itilâf yapmak kararında olduğunu Fransaya bildirdi. Fransa, kendisinin de böyle bir itilâf yapmak niyetinde olduğu cevabı- nı verdi. Ve bir müddet bu itilâfın üç taraflı olmasına çalışıldı. Fakat bu te- şebbüsün müsbet bir neticeye varması gecikince, Italya, 1924 senesinde Yu- goslavya ile yalnız başına itilâfı imza- dadı. Fransa buna itiraz etmedi. Fakat Yugoslavya ile daha esaslı bir anlaşma yapmak için müzakere başladı. Ve ni- hayet bugüne kadar sürüp “gelen Yu. goslav - fransız — ittifakı — imzalandı. Bunun üzerine İtalya, yeni bir vaziyet meydana geldiğini ileri sürerek, Yugos- lavya ile yaptığı 1924 ıtilafını tecdid et. medi. Bundan sonra İtalya, fransız - yu- goslav ittifakından şüphelenmeğe baş- hyor. Bunu kendi aleyhine matuf bi anlaşma telikki ediyor ve Italya i- le “Yugoslavyanın araları gittikçe a - çılıyor. Hele Arnavudluk ile Tirana mu- ahedesinin imzalandığı sıralarda yugos- lavya-İtalya münasebet!lerindeki gergin- lik Avrupa sulhu için bir tehlike olmuş- tu. İtalya, Yugoslavya ile ittifakını boz- mak için Fransa üzerine tazyikler ya. piyor. Fakat muvaffak olmıyor. Yugos- lavya dış siyaseti Niçiç tarafından idare edildiği sıralarda İtalya ile Yugoslav- ya arasında beş senelik bir itilâf imza- lanmasına çalışılıyor. Bu da netice ver- miyor. Ve Yugoslavya . İtalya münase- betleri gergin olmakta devam ediyor. Bugün Belgradda tam bir anlaşma ile neticelenen müzakerelerin başlangıcı 1935 senesinde başlamıştır. Tam iki se- ne evel, İtalyanın Belgrad sefirliğine tayin edilen kont Viala di Compalto, prens Paul'a itimadnamesini takdim e. derken, siyasi ve iktisadi sahada İtal- ya - Yugoslavya teşriki mesaisinden bahsederek İtalyanın — dostluk elini u- zatmıştı. Bu Yugoslavyada iyi bir ka- bul gördü. O zaman Fransa ile İtalya a- rasında da yeni bir anlaşına yapılmış ve bu anlaşma ile Fransa, müitefiki olan Yugoslavya ile İtalyanın arasını bul- mayı vadetmişti. Fakat araya habeş harbı girdi. İtalya ile Fransanın arası açıldı. Italya Almanya ile anlaşarak b'r- likte yürümeğe başladı. 1935 senesin. denberi Avrupa vaziyeti çok değişmiş- tir. Fakat İtalya ile Yugoslavya arasın- da bir mukarenet tesisine yardım edici bir değişiklik meydana gelmiştir. İtal- ya da Yugoslavya da Avusturyanın is- tiklâlinin korunmasına - tarafdardırlar. Italya, bu istiklâli korumak burg ha lanının geri geti dar ileri gittikçe, Yugoslavya ile anla- Çünkü Yugoslavya Habsbu'g. şamazd ların ger kendi milli 'or. Fakat Al- manya ile iyi geçinmek için de İtalya artık bu miş görün absburg projesinden vaz geç- vor. Habsburglar geri gel- Avusturya istiklâlinin tedbirde Yugoslavya İtalya ile beraber yürüye- bilir. Italya ile anlaşmaktan Yugoslav- ya için bir kazanç da yugoslav yur. dunu parçalamak istiyen bir takım tah- rik*toların faaliyetlerine sed çekmek ve İto” aa yaşayan yugoslav ekalliyet. memek şarliyle korunması için alınacak her DIŞ HABERLER Avrupadaki vaziyet —ve b gerginliğini kaybediyor Paskalye tatillerinde İspanya kıyılarının kontrolunun başlaması kararı gerginliği azalttı Paris, 28 (A.A.) — Gazetelerin tefsirlerine göre paskalya yortusu İspanyanın vaziyeti meselesinden işbirliğinde bir duruksama devresi Lö Jurnal şöyle yazıyor: “Eğer İngiltere hükümeti mü- dahale ederek Roma'dan Berline geçmemek şartiyle, gayet sarih emir almamış olsaydı barut fıçı- ları şimdiye kadar çoktan alev al- mış bulunurdu.” Eko dö Pari şöyle diyor: “Martın yirmi dördü ile yirmi beşi arasında İngiltere gazetelerinin olduk- ça ani bir surette lisanını değiştirmiş olması Parisin ön safa geçerek Lon- dranın gerilediği kanaatini doğurmuş- tur. İki hükümetin s:kı bir surette iş- ettiğine kimsenin şüphesi kal- mamıştır.” Ami dü Popl diyor ki: “İngiltere dış bakanlığı İtalya hü- kümetinin İspanya'ya yeni kuvvet kı- talarr göndermiyeceği hakkında Ro- madan inanca almıştır. Paskalya yor- tusunda vaziyet bu suretle gerginli; ni kaybetmi şoluyor.” Populer gazetesi, İspanya mesele- sinin Milletler Cemiyetinde ve Londra komitesinde tetkik edilmeğe devam e- dileceğinden teessürle bahsederek şöy- le diyor: “Bu suretle vaziyet düzeleceğine kötüleşiyor. Biricik güdülecek yol Mil- letler Cemiyetine giden yoldur.,, Övr şunları yazıyor: #“Geçen vakaların tahlili neticesin- de şu cihet anlaşılıyor ki evvelâ Ber- lin - Roma mihveri ile Paris - Londra cephesi yerlerine iyice yerleşmişlerdir. Sonra da Berlin - Roma mihveri, Paris Londra cephesinin hareketsiz ve faali- yetsiz göründüğü nisbette faal ve sağ- lamdır.” Ob şöyle yazıyor: “Hararetin ingiliz soğukkanlılığı ile mi yoksa fransız sebatı ile mi düş- tüğünü tayin etmeğe kalkışmak bey- hude olur. Asıl mesele ortada tamiri kabil olmıyan hiç bir mesele mevcud olmamasıdır. Bununla beraber mekte o kadar acele etmiyelim.” sevin- İngilterede iyi görüşler Londra, 28 (A.A.) — Pazar günü çıkan gazeteler Paskalya mütarekesiy- le İspanya hududlarının yakında kon- trol altına alınması Avrupa vaziyetini teskin edici iki unsur olarak görmek- tedirler. Sunday Taymis gazetesi Fransa ile İngiltere arasındaki sıkı işbirliğini e- hemiyetle kaydetmektedir. İspanyaya silâh kaçıranlar mahküm oldular Brüksel, 28 (A.A.) — Liyej mah- kemesi, İspanyaya silâh kaçırmakla ——— lerinin daha iyi muamele temin etmek, görmelerini iktisadi sahada da İtal- ya piyasasından faydalanmaktır. İta' ya- da anlaşılıyor ki zimnen Arnavudluk ü- zerindeki vaziyetini Yugoslavyaya ta- nıtiyor. Yugoslavyanın diğer devletler ile olan münasebetlerine gelince; itilâfna. menin bir maddesinde bundan sarih o- larak bahsedilmektedir. Altıncı madde- de deniliyor ki: “Yüksek âkid taralfar şurasını kararlaştırmışlardır. ki bu an- laşmada hiç bir şey iki memleketin esa- sen aleni olan mevcud beynelmilel te- ahhüdlerine muhalif telâkki cektir.” edilmiye- Bir ayağı orta Avrupada, bir ayağı Balkar!arda olan Yugoslavyanın çok dallı budaklı teahhüdleri - vardır. Yugoslavya - Italya anlaşmasının bu teahhüdlerle tezad teşkil eden tarafı yoktur. Bilâkis belki de bazı münase. betleri takviye ediyor. Fransaya karşı olan vaziyete gelince, gerçi yugoslav - fransız ittifakı bakidir. Fakat Belgrad anlaşmasından sonra, Yugoslavyanın Fransa ile münasebetleri azıcık, Lehis- tanın, Almanya ile itilâfı imzaladıktan sonra Fransa ile olan münasebetlerine benziyecek. Her de Fransanın müttefiki. Fakat Lehistan komşusu o- lan Almanya ile anlaşmış. Yugoslavya da komşusu olan İtalya ile, A. Ş. ESMER ikisi Fransa - İngiltere arasında sıkı doğurmuştur. zanlı olanların muhakemesini bitirmiş ve bunları bir aydan üç aya kadar ha- pis ve türlü para cezalarına mahküm etmiştir. Fransız umumi - iş konfede- rasyonu reisinin oğlu Pol Juho, iki ay hapse mahküm olmuştur. Yakalanan gönüllüler Peripinyan, 28 (A.A.) — Sans Pa- rel adındaki gemide tevkif edilmiş o- lan yirmibeş gönüllünün on üçü şimal amerikalr, beşi — kanadalı, üç macar, iki İrlandalı, iki romanyalıdan mürek- keb olduğu bildirilmektedir. Gönüllü- lerin hepsinde de amerikan pasaportu bulunuyordu ve bu pasaportlar Nev- york fransız konsolosu tarafından vize edilmiştir. Yalnız konsolos, “İspanya için geçmez” kaydını koymuştur. Gönüllüler, İspanyaya savaşçı ola- rak değil, turist olarak gitmekte olduk- larını söylemişlerdir. İngiliz ordusunda subay kıtlığı Londra, 28 (A.A.) — —Muntazam orduda subay azlığı, daima hissedilmek- tedir. 980 zabitlik boştur. ve hususi bir komisyon bu boşluğa bir çare, bulmak için tetkikatta bulunacaktır. Bunun âk- sine tayyarecilik âlemine daha çok is- tek vardır. Son iki sene içinde 2140 mevki için on dört bin pilot namzedi başvurmuştur. Neferlik için yirmi bin Cebelüttarık boğazına hâkim kalelerin anahtarları Bir Ingiliz amiralının teklifi İspanyaya Cebelüttarıkı verip onun yerine Septe şehrini almak Londra, 28 (A.A.)— — Visamiral Usborm, Suday Taymis gazetesinde çı- kan uzun bir mektubunda İngilterenin Septeye mukabil Cebellüttarık'ı İspan. yaya vermek suretiyle bir mübadele yap- mak teklifinde bulunması lâzım geldiği- ni yazmaktadır. Bu teklif vaktiyle 1868 senesinde amiral Gorf Grey'in teklifini yenilemeketen başka bir şey değildir. Amiral Usborm İngilterenin Septe yerine altmış beş bin namzed başvurmuş-| ye yerleşmek suretiyle sevkulceyş ba- dur. Van Zeland - Dögrel seçim mücadeleleri devam ediyor Brüksel, 28 (A.A.) — Van Zeland ile Leon Böğrel 'arasında paskalya yor- tusu dolayısiyle yapılan mütareke de- vam etmektedir. Bununla beraber bil- hassa raksistler başka şekillerde pro- paganda yapmağa devam etmektedirler. Bit çok delikanlı grupları gece hükü- met merkezinin yakınındaki sokaklarda dolaşarak tebeşir ve katranla dıvarlara, pencere kepenklerine ve kaldırımlara : “Reks kazanacaktır,, kelimelerini yazmaktadırlar. B. Van Zeland taraflıları ise daha ağır — davranmaktadırlar. — Bununla beraber mağaza camlarında, ağaçlarda sokak fenerlerinde ve hattâ otomobil fe- nerlerinde: “Belçikalılar Van Zeland'a rey ve- rin,, ibaresi bulunan kağıdlara rastlan- maktadır. Bisikletli polis memurları bu gibi- leri takib etmektedir. Evvelki gece el- lerinde kola kutusu ve fırça bulunan on bir genç reksist tevkif edilmiş ve sonra gene serbest bırakılmıştır. kımından elde edeceği menfaatleri say- makta ve bilhassa orada bir tayyare meydanı inşası imkânından bahseyle- mektedir. Cebelüttarıkta böyle bir mey- dan yapılması büyük zorluklarla karşı- lanmaktadır. Amerika grevi devam ediyor Detroit, 28 (A.A.) — Otomobil iş- çisi sendikası, federal hâkim Kambel. den Kraysler fabrikaları direktörlüğün- de united otomobil vorkersi işçi adı- na görüşmeye memur biricik teşkilât olarak tanınmasını emretmesini istemiş- tir. Sendika, kraler şirketini, sendi- kaya göre işçi teşkilâtlatların inhilâle uğratmak için Vagnel federal kanun hü- kümlerini bozmakta ve bir takım ca- suslar kullanmakla ilham eylemektedir. Vagner kanunu, bir fabrika işçisi- nin en büyük kısmını bir araya topla- yan sendikanın görüşmelerde buluna- bilecek biricik müessese olmasını kabul etmektedir. Mişigan valisi B. Murpey, sendika ile Kraysler şirketi arasındaki görüşme- lerde hazır bulunmaktadır. Çiftlikte pazar tatili x Dün Orman Çiftliğine otobüslerin işlemeye başladığı ilk pazardı. Artık kendini iyiden iyiye hissettiren baharın ılık güneşi, aylardan beri yeşile ve açık havaya hasret kalan ankaralıları Çiftliğin çiçekleri açan ağaçları altına toplamıştı. Resmimiz, bu neşeli kalabalıktan bir grupu ve güzel çiftliğin bir ( WEZAT Aİİİ Ispanya harbında selamet sahili Bugün gazetelerimizde hemen k'i- tün yazıların mevzuları dış meseie- ler üzerindedir. CÜMHURİYET'te — Yunus Nadi, İspanya harbı ve bu harba Avrupa devletlerinin. — müdahalesi — safha- larını kısaca hulasa ettikten sonra, dünya için git gide daha büyük bir tehlike halini alan bu meselede se- Tamet sahilini bulmak - imkânlarını araştırıyor : “Karışmazlık kararlarının son saf- halarından sonra içlerinde bir çok İtalyan bulunan General Franko ku- Guadalajara da muvaf - fakiyetsizliğe uğramaları — üzerine İtalya bu muvaffakiyetsizliği kabul ve hazmedemeyen sert bir çehre gös- termiş, bundan da oldukça derin gi- deceği anlaşılan had bir buhranım başlangıcı baş göstermiştir. vetlerinin Ispanyada başka bir tesirle bir komunist hükümetinin mevki tutma- sını belki hiç bir devlet arzu etmez. Fakat yalnız italyan ve alman tesi. riyle oraya münhasıran bu iki devle- tin istedikleri bir idarenin hakim ol- masını da başkaları hoş görmez. Hu- susiyle böyle bir hükümetle İtalya ve Almanya arasında sıkı ve — kuvetli münasebetler tesis ve tekarrür etmiş / veya edecek olmasında şüphe edildi- ği zaman, bu şeklinde mesele bütün Avrupa, bütütn Akdeniz ve bütün Af. rika meselesi demek olur. Zaten İs- panya kargaşalıklarından bir Avru- pa harbı çıkması ihtimalini korku ile derpiş edenler hep ortadan bu ihti- malleri uzaklaştırmak istiyorlardı. Eğer büyük Avrupa devletlerin- den her biri İspanya yüzünden yeni bir cihan harbı çıkmasını istemiyor. larsa İspanyada admna dahili denilen harbı durdurmak için müessir müd. hale etmek hususunda samimiyetle el birliği etmek mecburiyetindedir- ler. Harbı körüklemek ve herkesi iste “diği yere sürüklemek için değil, har- bı durdurmak için müdahale, Harb durdurulurken konacak şart İspanyada her hangi bir tesire tabi olmıyacak intihabatla milli ispanyol hükümetinin vücude gelmesini iste- mekten ve temin etmekten ibaret ol- malıdır.,, Eğer bütün devletler bu esasta it- tifak edemezlerse İspanya işlerinin ergeç bir Avrupa cidaline kapı açma- sı ihtimali çok kuvvetlidir.” * BELGRAD SİYASI ANLAŞMASI TANDA Ahmet Emin Yalman, Yugoslavya - İtalya münasebetlerinin harbta geçii safhaları hulâsa et- tikten sonra, yeni Belgrad anlaşınası- ile yalnız iki devlet arasında değil, İtalya ile balkanlar arasında da bir dostluk ve samimiyet devrinin başla. makta olduğunu kaydediyor ve bu anlaşmanın karekteri hakkında bazı muhitlerde fena niyetli düşüncelerin ileri sürülmüş olmasına hayret edi- yor : «Bizim anlamadığımız bir nokta varsa o da İngilterede Belgrad mü- Tâkatının karşılanmasına mukabil Fransada gösterilen asabiyettir. Bunu ancak Fransada balkan birli nası ve gayesi anlaşılmamasına atfe- debiliriz. Balkan birliği iki maksadla kurulmuştur ki, birincisi balkan mem- leketlerinin başka memleketler tara- fından alet diye kullanılmasma ve büyük memleketlerin nüfuz ve i altına düşmesine karşı müşterek bir sed kurmaktır, ikincisi de sulha des- tek olmaktır. Falan ve filan li yi, balkan memleketlerinden birinde falan ecnebi hükümetin nüfuzu ye- rine şu hükümetin nüfuzu geçtiğine delil diye tefsir edenler kendi ken. dilerini aldatmış olurlar. Balkan memleketleri, her hangi bir hükümetin, içlerinden biriyle mü- savat esasına muvafık bir alış veriş ve dostluk münasebetine girmesini memnuniyetle karşılarlar. Fakat her hangi bir hükümet bunlardan birine veya hepsine kendi hususi gayesinin bir âleti göziyle bakacak olursa bal- kan memleketleri böyle bir düşünce karşısmda bir tek millet gibi muka- vemet etmeyi tabii bulurlar.,,