üşünüşler Kooperatifçiliğimiz 'Türk kooperatifçilik cemiyeti — ye- dinci yıllık toplantısını bugün Halke- vinde yapacaktır. Bu yedi yıl, Tü '< - yede kooperatif hareketinin rihçesidir de denilebilir. Çünkü 1930 dan önce, memlekette kooperatifçili- ğin ciddi bir surette ele alındığını gös- terecek emarelere tesadüf etmek hayli güçtür . Bu toplantı fırsatından faydalana- rak, yurdun koperatifçilik üzerinde geç- miş yıllardaki faaliyetlerine bir göz gezdirecek olursak, edineceğimiz inti- ba bizi memnun edecek mahiyettedir. Bizde kooperatifçilik — sahasında memleket ölçüsünde ilk ciddi teşebbüs Ziraat Bankasının Kredi Kooperatifle- riyle yapılmıştır. Bu sahada, sarsıntı - ler, el yardımiyle hareketler, kararsız lıklar ve sıkıntlar olmamış değildir. Esasen, hiç bir anane ve görgüye isti nad etmeden, yepyeni bir zilniyetin e. seri olarak kurulan bu teessüslerin ilk a dımda emeklemeleri ve bazı aksaklık- lar göstermeleri pek tabii görülmek lâ- zımdı. Her şeydne önce, lâzım gelen, eksikliklerin ve kusurların nelerden ibaret olduğunu tesbit ederek koopera- tifçilik hareketlerini, mahalli — ihtiyaç ve gerekliklere intibak ettirmekti ki bu hususta hükümetimizin gösterdiği hâssasiyet bu intibak ve inkişafı hız - landırmıştır. Birinci merhale olan kredi koopera- tiflerinden sonra istihsal ve satış koo- peratifleri yolunda da memleketin muh. telif köşelerindeki çalışmalar her gün biraz daha inkişaf ederek, bize yarin için büyük ümidler verecek bir seyir ta- kib etmektedir. Asırlarca müddet, faaliyet tarzı, e- konomide bile ferd çerçevesini aşamamış, I KUÇUK 1Ç hABnRLERı Galata yolcu salonu: — Liman ida- resinin Galatada yaptıracağı yeni yolcu salonu hakkında İstanbul belediyesi i- le liman idaresi anlaştılar. Sırt hamallığı: — Sırt hamallığının kâldırılması için İstanbul belediyesinin hazırladığı proje gelişmek üzeredir. Proje şehir meclisinin nisan devresine yetiştirilecektir. İstanbul şehir meclisi: — İstanbul şehir meclisi bir nisanda toplantıya çağ- rıldı. Çöplerin denize dökülmesi: — Fırmn- lar yapılıncaya kadar - çöplerin denize dökülmesi hakkındaki emir İstanbul belediyesine bildirilmiştir. İç bakanlık tayinleri: — İç bakanlık kaymakamlar arasında yen: tayin, ve değiştirmeler yapmaktadır. Bu husus- taki kararname projesi hazırlanmıştır. Kadm şairler gecesi: — Dün gece İstanbul halkevinde bir kadın şairler ge- cesi yapıldı. Tarihteki kadın şairlere a- id konferanslar verildi. Kadıköy havagazı şirketinin top'an- tısı: — Kadıköy ve Bakırköy havagazı şirketlerinin bugün toplanan umumi heyetine verilen rapora göre her iki şirket geçen sene 40 bin lira kâr etmiş- ler ve bu parayı yeni yaptırdıkları inşa işine harcadıkları için #ortaklarına kâr ve geri kalmasının en mühim sebeble - rinden birini bu eksiği yüzünden biz - zat hazırlamış olan bir memleektte, el. iğiyle ve dayanışma ile çalışma u - sulü olan kooperatifin ehemiyeti, her hangi bir memlekette olduğundan çok daha büyüktür. İnkilâb rejimi ve aydınlarımızı bu ha- kikatı kavramış ve Türkiyede koopera- tifçiliğin inkişafını, yurdun hayati da- walarından biri sırasına koymuştur. Bu yolda önümüze çıkacak olan tek engel, vatandaşların bu kollektif çalışma me- todu hakkında bilgisizlikleri ve ona kar- şı güvensizlikleridir. Bu sahada aydın- larımıza düşen işse, her fırsattan fay- dalanarak, memlekette kooperatifçilik fikrini ve sevgisini yaymak için elle - rinden geleni yapmaktır. Komşumuz küçük Bulgaristanın e- konomik bünyesinde kooperatifin oy- nad.ğı pek büyük rolü tetkik etmek, Türkiyede bu faaliyet tarzının ne ka- dar hayırlı hizmetler görebileceğini ve ne yüksek bir istikbale namzed — oldu- ğunu takdir için kâfidir. Kooperatifçilik, öyle bir zihniyettir ki, yalnız elbirliğiyle çalışma sayesin . de, ferdin yavaş ve kötü yapacağı bir çok işlerin sürat ve mükemmellikle ba- şarılmasını temin etmekle kalmaz, ay - nı zamanda, yurddaşlar.n biribirlerine karşı itimad ve sevgilerini de kuvvet - lendirmek suretiyle, manevi bir hizmet de görür. Türk kooperatifçilik bu modern zihniyeti halkımız arasında yaymak için idealist çalışmalarını - ve çıkardığı güzel mecmuan n bu hususta- ki hizmetlerini takdirle anmak için bu- günkü kongreyi bir vesile biliyoruz. YAŞAR NABİ cemiyetinin, Maliye bakanımız Pariste Paris, 26 (A.A.) — On beş günden- beri Fransanın cenubunda bulunan Tür- kiye maliye bakanı B. Fuad Ağralı, bu- gün Parise gelmiştir. Subaylarla askeri memurlar için ğ bir tasarruf sandığı Milli Müdafaa bakanlığı; kara, de- niz ve hava subaylariyle askefi memur.. ları için bir tasarruf sandığı kurulma- sını kararlaştırmıştır. Bakanlık bu husus ta bir kanun projesi hazırlamıştır. San- dığın kuruluş şekli ve diğer hususları bir nizamname ile tayin olunacaktır. Yakalanan kaçakçılar Geçen bir hafta içinde gümrük mu- hafaza teşkilâtı, birisi ölü kırk altı ka- çakçı, 732 kilo gümrük, 604 kilo inhi- sar kaçağı, 12.600 defter sigara kâğıdı, yirmi altın, altmış yedı türk lirası, beş silâh, kırk mermi ile yedi kaçakçı hay- vanı ele geçirmiştir. verememişlerdir. Fenerler idaresi: — Fenerler idare- sinin memleket içinde bulunan tesisle. rinin satın alma mukavelesinin bugün- lerde şehrimizde imzalanacağı ve bir ha- zirandan itibaren tahlisiye idaresine devredilmiş bulunacağı İstanbuldan ha- ber veriliyor. Memleketten kısa haberler * Su araştırmaları: Epeyce zamandır Konya vilâyet su işleri bürosunun mü- tehassıs mühendisleri tarafından Dede Bahçe'de yapılmakta olan su araştırma- ları bir iki gündür durmuştur. Burada 300 metreye kadar toprağın altına inil- diği halde tazyikli su bulunamamıştır. Borular kâfi gelmediği için daha aşağı- lara inmek şimdilik mümkün olmryacak ve aramalara devam için yeni boruların gelmesi beklenecektir. Diğer taraftan Çumra kazasında Ali- bey höyüğü denilen yerde aramalar ya- pılacaktır. Burada sondaj işine bugün- lerde başlanması kararlaşmış ve bunun için gereken hazırlıklar tamamlanmış- tır. Mütehassıs mühendislerin kanaati- ne göre burada 200-300 metre arasında tazyikli su bulunabilecektir. >* İzmirde köy öğretmenleri ensti! : İzmirde, Kültür Bakanlığınca köy öğ- retmeni enstitüsü olarak açılmak üzere satın alınmış olan Amerikan kolleji, ö- nümüzdeki ders yılı başında açılacak ve derslere başlanacaktır. Kültür Ba- kanlığı enstitünün açılması için büdcede Jâzımgelen tahsisatı ayırmıştır. Bu mü- nasebetle köy öğretmenlerine çok lâzım olan ziraat dersleri gösterilmesine ay- rıca ehemiyet verilecektir. >* İzmirde hava istasyonu: İzmirde Cu- maovası istasyonu yakınında kurulacak olan hava istasyonu yerinin sahibli ol- mayıp milli emlâk idaresine aid bulun- duğu anlaşılmıştır. Bayındırlık Bakan- lığından vilâyete gelen bir emirde istas- yon yerinde kurulacak olan hangarın plânı gönderilmiş ve derhal keşfinin ya- pılması bildirilm'ştir. Bir fen heyeti Cu- maovasına giderek hangarın keşfini ya- pacaktır. Keşif raporu Bayındırlık Ba- kanlığına gönderilip tasdik .edilecek ve sonra hemen inşa işine başlanacaktır. 3*& İzmirde zeytincilik istasyonu: Zira- at Bakanlığı tarafından İzmirde Mer- sinli - Burnuva arasında kurulmakta o- lan Ziraat Bakanlığı Ege bölgesi zey- tincilik istasyonunda iyi aşılı zeytin fi- danlarının yetiştirilmesine büyük bir e- hemiyet verilmektedir. Mevsimlik işler- den budama, aralama, ağaç dikme gibi işler yapılmaktadır. İtalyadan getirtil- miş olan iyi cins aşılr zeytin fidanları ile damızlık örnek zeytinlikler kurula- cak ve ilerde bu müesseseden istiyenle- re iyi cins zeytin fidanları verilecektir. Yeni konservatuvar binası yapılıyor İstanbul, 26 (Telefonla) — Beledi- yeye yeni konservatuar binası için 932 büdcesine 150 bin lira daha tahsisat koy- du. Haziran birde belediyenin elinde bu iş için tam 300 bin lira bulunacak- tır. Yeni eksiltme nisan sonlarında açı- lacaktır. * I RADYO I ANKARA Öğle Neşriyatı: 13,30 - 13,50 Muhtelif plâk neşriyatı, 13,50 - 14,15 Plâk: Türk musikisi ve halk şarkıları, 14,15 - 14,30 Dahili ve harici haberler. Akşam Neşriyatı: -— 18,30 - 18,35 Plâk neşriyatı, 18,35 - 19,10 Çocuklara Karagöz (Küçük Ali), 19,10 - 19,30 Türk musikisi ve halk şar- kıları (Servet Adnan ve arkadaşları), 19,30 - 19,45 Saat ayarı vearabca neşri- yat, 19,45 . 20,15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Hikmet Rıza ve arkadaşları), 20,15 - 20,30 Konferans: İsmet: (Eski ve yeni hukuka göre vakıf ve tesis...), 20,30 - 21,00 Türk musikisi ve halk şar- krları (Salâhaddin ve tanburi Süreyya), 21,00 - 21,15 Ajans haberleri, 21,15 - 21,55 Muhtelif plâk neşriyatı, 21,55 - 22,00 Yarınki program ve İstiklâl mar- şı. Milli Küme maçları Ankara gücü bugün Fenerle karşılaşıyor Dün sabah treniyle Fenerbahçe fut- bol takımı şehrimize geldi. Bugün mil. li küme maçları için Ankara Gücü kulü- bümüzle karşılaşacaktır. Maç tam 15.30 da stadyomda yapılacaktır. Stadyom müdürlüğü, geçen hafta olduğu gibi, bu husustaki bütün hazırlıklarını — ta- mamlamıştır. Dün de yazdığımız gibi bu oyun, milli küme maçları çerçevesi dışnda bir Ankara - İstanbul futbol karşılaşması mahiyetini taşıdığından ehemiyetlidir. ve neticesi itibariyle de çok entresan- dır. Hiç şüphe yoktur ki yıllarca türk milletinin bütün varlığına merkezlik e- den İstanbul, spor yolura dolayısiyle futbola da ilk adımını atan şehir olmuş- tu. Fakat cumhuriyetle beraber türk yyurdunun her köşesinde spor milli bir dava olarak ele alındı. Spor, bir iki şeh- rin bir kaç yüz gencinin mahdud bir ha- reketi değil, kütleler tarafından yapı- lan bir iş oldu. Bu vaziyet üzerine İs- tanbul sporunun kemiyet ve keyfiyet üstünlüğü de yavaş yavaş azalarak ara- da bir fark kalmadı. Biz bu futbol bilgisi farkının İstan- bul ve Ankara takımları arasında her maçta ne kadar eksildiğini bu sütun- larda işaret etmiştik. Nihayet, İstanbul takımlarında yalnız fazla maç yapma- nın verdiği bir tecrübe ve oyunlarında nefese güvenden başka bir ayrılık kal- madığını da yazdık. Ankara Gücünün Fenerbahçe ile son iki karşılaşması bu- nu her kese isbat etmişti. Bugün eğer Ankara Gücü, geçen hafta olduğu gibi, yanlış bir takım kur- mazsa ve her biri cidden iyi bir futbol- cu olan elemanlarını seçmek ve yerinde oynatmak hususunda isabet gösterirse; Fenerbahçeye karşı her halde iyi bir netice alır. Fakat bu netice üzerinde futbola mahsus şartların yolunda olma- sı ve oyuncuların şahsi durumları tesir- Mi olacaktır. Bu düşünceleri ileri sürerken, Tür- kiyenin en ileri bir kulübünün futbol üstadlarından mürekkeb takımını kü- çük görmediğimizi bilhassa kaydedelim. Hiç şüphe yok ki, Fenerbahçe takımı gene futbola has sebebler dolayısiyle ak samazsa Ankara spor meraklıları mev- simin en iyi bir maçını seyredecekler. dir. Bilgi ve teknikleri yüksek oyun- culardan mürekkeb olan fenerbahçeli- ler, fırsatlardan faydalanmasını ve ka- zanmasını bilir bir takrma maliktirler. Fakat Ankara Gücü artık yetişmiş- tir. Bilgi ve tekniği artmıştır. Binaen- aleyh fenerbahçelilerin maçı kazanmak için biraz da talilerine güvenmeleri lâ- zımdır. Ankara kır koşusu kupası Pazar günü Fenerbahçe - Ankara Gücü maçından evvel Ankara - Bursa - Balıkesir - İzmir - İzmit - İstanbul at- letleri arasında altı kilometre üzerinde bir kır koşusu yapılacaktır. Milli küme maçlarının futbol seviyemizin yük- selmesine ne kadar büyük yardımları o0- lacağı şüphesiz ise, bu kros kontrinin de, atletlerimize o kadar, belki de daha ge- niş ölçüde yardımı olacaktır. O gün, altı kilometre üzerinde yarışacak olan bu altı şehrin en seçkin üçer atleti, o- 'yun zamanında, milli atletlerimizin ta. kımımızın en zayıf tarafını teşkil eden uzun mesafelerde yeni elemanlarını mey dana çıkarmasına vesile olacaktır. Bu- yarış, memleketimizde ilk defa yapıl- mış bir hareket olduğundan, daha bü- 'yük bir alâka uyandıracağı şüphesiz- dir. Yarış bir takım koşusudur. Her böl ge üç kişilik bir takımla girecektir. Her koşucu yarışı bitiniş sırasına göre bir puan alacak, en az puan alan — takım, federasyonun koyduğu kupayı alacak- tır. Yarış, stadyomda bir buçuk tur ile başlyacak, gene orada yarım tur ile bi- tecektir. Yarışı arızalı bir şekle sok- mak için stadyom içinde su ve hendek maniaları yapılmıştır. Fenerbahçe - An kara Gücü maçından yarım saat evvel başlıyacak olan bu yarışı, Ankara spor- cularının alâka ile takib edecekleri Askeri liselerde muvaffak olamı- yanlar kâtib olacaklar Milli müdafaa bakanlığı, askeri mek« teblerin lise olgunluk imtihanında mu- vaffak olamıyan talebe ile baytar, tıb- biye, eczacı, harbiye ve bunun gibi yük- sek askeri tahsil devresi imtihanların- da müvaffak olamıyanların kıtaya gön. derilmeyerek, askeri kâtib sınıfında yetiştirilmek üzere kullanılmaları hak- kında bir kanun projesi hazırlamıştır. Hileli satışları önlemek için İstanbul, 26 (Telefonla) — Belediye hileli satışların önüne geçmek için mü- hürsüz ve etiketsiz pastırma ve sucuk satışını men tedbirleri aldı. Son bir yıl içinde yapılan tahlillerde en çok bu nevi yiyecek maddelerinde hiyle ya- pıldığı tesbit edilmiştir. İstanbul sezonuna macarlar, sov- yetler ve suriyeliler de çağrılacak İstanbul, 26 (Telefonla) — Belediye bu yaz yapılacak İstanbul sezonuna — bal- kanlılardan başka macar, sovyet ve si riyelilyeri davet etmek niyetindedir. Festivaller “komitesi bugünkü top- lantısında spor haftasiyle ve Boğaziçi yarışiyle uğraştı. Bu yarışa kıyı vilâ- yetlerin hepsinden yüzücü çağırılacak- tır. Tefrika no: 20 Euügenie Grandet Yazan: Honore de Balzac Türkçeye çeviren:: Nasuhi bulduklarından olacak ki herkesin hayreti- ne iştirâk ediyorlardı. Zaten salonda bulunanların cümlesi, ev sahibinin hoşlanmamasından çekinmeksizin Charles'ı keyiflerince müşahade altına ala- bilirdi. Grandet, elindeki mektubu okumağa dalmış ve bu işi yapabilmek içinde misafir - lerinin canlarını sıkacağını veya zevklerin- den mahrum edeceğini ünmeksizin, ma- sanım üzerindeki tek şamdanı almıştı. Gerek giyimde ve gerek şahsiyette, böy- le mütekâmil bir tip hiç görmemiş olan Euge- nie, yeğenini melekler arasından gelmiş bir mahlük sanmıştı; bu pek parlak, pek zarif kıvrımlı saçların neşrettiği güzel kokuları hazla kokluyordu; o ince ve güzel eldivenle- Baydar rin ipek gibi derisini elleriyle okşamak isti- yordu; Charles'ın küçük ellerine, Trengine, yüzündeki çizgilerin tazeliğine ve inceliğine imreniyordu. İşi gücü çorap yamalamak ve babasının elbiselerini tamir etmekten ibaret bulunan ve bu sessiz sokakta saatte bir geçen yolcu- lardan başka kimse görmiyerek hayatını bu bulanık renkli tavanlar altında geçirmiş olan bir cahil kız üzerinde zarif bir delikanlının yaptığı tesiri bu tasvir belki ifade eder. Fa- kat Eugönie'nin kalbinde yeğeninin husule getirdiği rakik heyecanlar, ancak ingiliz kee- psak'lerinde Westall tarafından çizilmiş 0- lan ve üzerlerine üflense uçup gidecekleri sanılan harikulâde kadın simalarının bir de- likanlı üzerindeki tesirine benzetilebilirdi. Charles cebinden, İskoçyada seyahat et - mekte olan kibar kadın tarafından örülmüş bir mendil çıkardı. Eugönie, aşk için zayi e - dilmiş saatlerde aşk ile imal edilmiş olan bu güzel işi görünce onu hakikaten kullanıp kullanmıyacağını anlamak üzere yeğenine baktı. Numaralar çok yavaş çekiliyordu ve tom- bala biraz durdu. Bu sırada koca Nanon içe- Ti girip yüksek sesle: — Misafirin yatağını hazırlamam için bana çarşaf veriniz, Madam, dedi. Madam Grandet Nanon'un arkası çıktı. Madam des Grassins, alçak sesle: — Paralarımızı alalım ve tombalayı bı - rakalım, dedi. Herkes, kulbsuz bir fincana konulmuş olan onar santimini geri aldı, sonra kütle ha- linde harekete gelip ateşe doğru ilerledi. Grandet, elinden mektubu bırakmaksızın sordu: — Demek ki tombala bitti? Madam des Grassins gelip Charles'ın ya- nına otururken cevab verdi: — Evet, bitirdik.. Genç kızların kalbine ilk defa bir his yerleş- tiği zaman doğan fikirlerden biriyle hareke- te gelen Eugönie, anasiyle Nanon'a yardım etmek üzere salondan çıktı. Şayed kızcağız her hangi mahir bir günahçıkarıcı tarafın- dan sorguya çekilecek olsa idi, hiç şüphesiz, ne anasını ve ne de Nanon'u düşündüğünü, fakat yeğeninin odasına, ne olursa olsun, bir şeyler koymak; bir unutkanlığın önüne geç- sıra mek; her eksiği tamamlamak ve bu odayı kabil olduğu kadar temiz ve zarif bir hale getirmek arzusu ile çırpındığını itiraf ederdi. Eugönie, daha şimdiden, yeğeninin zevk- lerini ve fikirlerini yalnız kendisinin anla - mağa muktedir olduğunu sanmakta idi. Filvaki, her şeyi yapmış oldukları dü - şüncesiyle geri dönmekte olan anası ile Na- non'a her şeyin yeni baştan yapılması ge- rektiğini isbat etmek üzere tam vaktinde müdahale etmiş bulundu; Nanon'a, mangal- daki korlardan istifade ederek yatağı ütüle- yip ısıtmak fikrini verdi. Eski masaya küçük bir örtüyü bizzat örttü ve Nanon'a da bu ör- tüyü her sabah değiştirmek tavsiyesinde bu- lundu; şöminede bol bir ateş yakmak husu- suna anasını ikna etti ve Nanon'u da, babası- na haber vermeksizin, koridora bir kucak odun çıkarmağa sevketti; salona koşup ora- da, bir köşede duran ve Mösyö de la Berti- liğre'in mirasından kalmış olan eski bir lâke tepsi ile altı köşeli bir kıristal bardak, yal dızları dökülmüş bir kaşık, üzerine sevdalar nakşedilmiş bir surahi aldı ve getirdi, hepsi- ni, bir zafer kazanmışcasına, şöminenin bir (Sonu var)