BRabsburgiar lmanya sulh muahedelerinin hiç olmazsa bir maddesinin tat- bikine şiddetle taraftardır. Bu «nad - de de St. Germain muahedesinin habs- burg hanedanını Avusturya — tahtın - dan uzaklaştıran maddesidir. Ve ga- ribtir ki bugün, 1919 senesinde Habs- burgları Avusturya ve Macaristan tah- tından uzaklaştıranların büyük ekse- riyeti bunların tekrar tahtlarına geri dönmelerine taraftardır. Yani Avru - pa politikasının yeni istihalesi, sulh muahedelerinin revizyonuna taraftar olan Almanyayı bu noktada antire- vizyonist, revizyon aleyhtarlarını da revizyonist yapmıştır. Sulh muahedelerinin Almanya'ya elverişli olan ,fakat elverişli olacağı ©n sekiz sene evvel takdir edilmeyen bu hükmü, Almanya'da muhtelif ha- nedanları ve Avusturyada da Habs- burg hanedanını tahtlarından uzak - laştırmıştı. Çünkü bu hanedanlar, uzun zaman, Almanyanın milli vah- detine kavuşmasına engel olan âmil- lerden biri olmuştur. Birinci Napole- on'un Almanya'yı istilâ yolunda yap- tığı bir hatâ alman milli vahdet hare- ketinin başlangıcı oldu. Bundan sonra hız alan bu harekete mani olacağım diye üçüncü Napoleon ikinci bir hatâ işledi: bu hatâ da Bismark Almanyasını meydana getirdi. St. Germain ve Versa- illes muahedeleri de Prusyadan Hohen- zollernleri, Bavyeradan Wittelsbuch- ları, Saksonya'dan Sakslav ve diğer alman devletlerinin hanedanlarını u - zaklaştırmakla üçüncü — hatâyı yap- mıştır. Bu hatâda Avusturyayı bile içine almak isteyen müttehid Hitler Almanyasını yaratmıştır. Şimdi Avusturyanın Almanya - ile birleşmesine mani olmak istiyenler, ümidlerini Habsburgların geri gelme- lerine bağlamış bulunuyorlar. Alman- ya da buna mani olmaya azmetmiştir. Gerçi Avusturya ile yaptığı 11 tem- muz 1936 anlaşmasiyle Almanya, bu küçük komşusunun iç işlerine karış - mamayı teahhüd etmiştir. Fakat Al manya, Habsburgların geri gelmesii kendi milli di için de tehlike say- dığını bildirmiştir. Binaenaleyh Habs- burg meselesi Avusturyanın iç işi ol - maktan çıkıyor ve Almanyayı da alâ- kadar eden bir cermen meselesi olu - yor. Hakikat şudur ki Habsburg me- selesi, bir Avusturya ve hattâ Cermen meselesinden de daha geniş bir Av - rupa meselesidir. Ve bu mesele ile en yakından alâkadar olan Avrupa dev- leti de Almanyanın dostu İtalyadır. Almanya ile Avusturya arasındaki 11 temmuz 1936 anlaşması, Musoli - ni'nin aracılığı ile yapılmış bir itilâf - tır. Fakat Almanyaya, Avusturya'nın istiklâline hürmet etmeği kabul etti- ren bu itilâf ile Avusturya'da Cermen devleti olduğunu daima hatırlamayı teahhüd ettiğinden gün geçtikçe A- vusturya Almanya'nın kolları - içine düşmektedir. Avusturyada alman nü- fuzunun yazdan beri ne kadar kuv - vet bulduğunu, geçen hafta alman dış bakanı von Neurath tarafından Vi- yanaya yapılan ziyaret göstermiştir. Alman misafiri Viyana sokaklarında “yaşasın Hitler,, sesleriyle karşılan - mış. Bazıları da “yaşasın Schuschnigg,, diye bağırmışlar. Bunlar iki devlet a- damıma saygı ifade eden sözler deği di. Almanyaya iltihak taraftarı olan- larla olmıyanların sesleri idi. Ve ga- ribtir ki her ikisi de Avusturyalıdı Avusturyalı Hitler, alman milli bir - lik hareketinin timsali. Avustury: Sechuschnigg, parçalanmış bir Alman- yayı temsil eden devlet adamı. Milli vahdet hareketine taratfar olan A- vusturya kütleleri şüphesiz, von Neu- rath'ı kendilerine daha yakın ve ken- di başvekillesini yabancı telakki et - mişlerdir. Bir başvekilin kendi mem- leketinde böyle bir tezahür karşısın- da kalması kadar elim bir vaziyet ta- savvur edilebilir mi? Birkaç böyle zi- yaret Avusturyayı yıkabilir. Bu manzaranın Romada bıraktığı intıbam mahiyetini yakında Schusch- nigg tarafından Mussolini'ye yapıla - cak ziyarette öğreneceğiz. Rom: lin mihverinden Ber- çok bahsediliyor. Fakat bu mihver Avusturyadan ge - çer. Viyana'da bir nazi darbesi beli rince cenubta Brenner geçidinde İtal- ya askeri — nümayişi. Avusturyada Habsburgların geri gelmeleri lehine â' Madrid Âsiler kırk kilometre onu Ç OTŞ NAGERLER ) de harb şiddetle devam ediyor Z kadar ilerliyebildiler — — Siguenza, 11 (A.A.) — Havas Ajansı muhabirinden: 32.400 kişiden ibaret olan Frankist kıtaları, salr akşamı Guadalajara'ya 25 kilometre mesafeye kadar gelmiştir. Bu etmiş ve yeniden 8 kilo- kıtalar, dün taarruzlarına devam metre ilerlemiştir. Dün öğleden sonra, bu kıtaların ileri fesi toptan 40 kilometreye varmış bulunuyordu. 20.000 kişiden ibaret olan hükümet kuvvetleri, çekilmiş- tir. Bu kuvvetler, Aranjuez, Şinşon, Alkala, de Henaies ve Tajuna nehri arasında toplanmışlardır. Bu kuvvetler, Frar- kistler tarafından tamamiyle çevrilmek tehlikesi içindedir- ler. Hükümetçilere göre Madrid, 11 (A.A.) — Dün Guadalajara cephesinde de« vamlı ve şiddetli harblar olmuştur. Resmi bir kaynaktan bildirildiğine göre, hükümet kuv- vetleri, biraz nefes alabilmek için mukabil taarruza kalkış- mışlardır. Milisler, bu mıntakada bazı mevzilerini ıslah etmişler- dir. Mukabil taarruzun şiddeti karşısında sürprize uğramış bir vaziyete düşen âsiler, hücuma kalkışmışlarsa da ilerle- meğe muvaffak olamamışlardır. Gece harb, şiddetini kaybetmiş bulunuyordu. Kadikste italyan askerleri Elcezire, 11 (A.A.) — Dün akşam Kadiksden buraya ge- len bir ingilizin söylediklerine bakılır- sa, bayrağı olmıyan ve ismi yağlı boya ile kapatılmış olmasına rağmen italyan olduğu anlaşılan üç vapur geçen hafta sonunda Kadikse italyan kıtaları çıkar- mıştır. Keza Döyçland Cep kruvazörü- nün son günlerde Elcezireye top ve mühimmat olduğu sanılan esrarengiz bir yük çıkardığı bildirilmektedir. Markantabriko batırılmamış Salamanka, 11 (A.A.) General Güse dö Lano dün akşam radyoda ver- diği nutuk sırasında Ferrol deniz ku- mandanlığının aşağıdaki tebliğini oku- muştur: Yolda baskına uğratılan nasyonalist deniz kuvvetleri -bombardıman edilen Markantabriko vapuru batırılmamış fa- kat yedekte taşınarak nasyonalist lima- na götürülmüştür. Bu gemideki kırk milyon pezata kıymetindeki eşya ara- sında yedi tayyare, elli top, 14 milyon kurşun ve birçok mitralyöz vardır. Yugoslavya Ita_lya İki hükümet arasındaki münasebet gittikçe iyileşiyor Roma, 11 (A.A.) — Havas ajı 31 bildiriyor — Yugoslavya orta elçisi B. Yovan Duçiç Kont Ciano şerefine bir akşam yemeği vermiştir. Diplomatik mahfiller bunda, B. Musolini tar-” dan Milano nutkunda ve B. Stoyadir viç tarafından Belgradda haber veri İtalya - Yugoslavya münasebetle.i ki devamlı iyileşmenin yeni bir nişane- e sini görmektedirler. İki hükümetin <e- ması şimdi çok samimidir. Fakat bu iyi- leşmenin henüz politik mahiyette bir anlaşma şeklini almadığı anlaşılmakta- dır. Bazı yayıntılara göre, Kont Ciano- nun Belgrada bu ayın sonunda yapaca- ği yolculuk da henüz tesbit edilmem.iş- tir. Bir ”centlemens agreement'in ya- pılmak üzere ve hattâ imzalanmış ol- duğu haberleri ise hakiate uygun değil- dir bir teşebbüs yapılınca, şimalden bir alman tehdidi. Bunların her ikisi de küçük Avusturyaya karşı yapılmış nümayişler gibi görünürse de haki- katte biri İtalya tarafından Almanya siyasetine, diğeri de Almanya tara- fından İtalya siyasetine karşı yapıl - mış hareketlerdir. Roma - Berlin mih- veri, herhalde çok karışık bir muhit içinden geçer. A. Ş. ESMER hareketinin mesa- M Te - Çok yakininde şiddetli bir harb olan Mad- ridden güzel bir manzara ĞA İngilterenin deniz programı Yüz milyon sterling'le seksen harb gemisi! Londra, 11 (A.A.) — B. Samuel Hor, Avam kamarasına deniz büdcesini verirken demiştir ki: “— Sizden bu yıl yekünu 100 milyon ingiliz lirasını geçen bir masrafla sek- sen harb gemisi inşaasını ihtiva eden bir programın tasdiki istenmektedir. Geçen senenin programiından sonra bu program, bu yil sonunda, 5 saf gemisi, ile 4 tayyare gemisi ve 17 kruvazör de dahil olduğu halde, 148 harb gemisinin inşa halinde olacağını göstermektedir. Bu mantıki bir programdır. Geçmişte âtıl kalmak yüzünden, şimdi iki üç se- ne içinde normal olarak on senede ya- pılabilecek bir işi başarmak zaruretin- deyiz. Bundan böyle ingiliz ve Ameri- ka filoları arasında hiç bir rekabet mev- cud olmıyacağı gibi alman ve ingiliz deniz silâhları arasında da hiç bir yarış ba his mevzuu olamaz. Bahriye en iyi mü- dafaa şeklinin cesaretle taarruz oldu- ğunu zan etmektedir. Şimdiki şartlar içinde, modern bir bahriye için kudret- li bir hava kuvvetine malik olmak şart- tır. Deniz ve hava birbirini tamamlıyan iki şeydir. Hava taarruzları tehlikesi tet- kik edilmiş ve inşaatta göz önünde tu- tulmuştur. Yaprlan hazırlıklar umumi olarak filoyu ve bilhassa zırhlıları düş. man hava kuvvetinin taarruzuna en az marüz hale getirmek içindir. 1936 tarihli Londra anlaşmasının İngilterenin tasdikine imkân verecek şekilde, lüzumu kadar deniz devleti tarafından kabul edileceği sanılabilir. Şunu söyliyebilirim ki, program aksamadan tatbik edilebilir. ve edile cektir, İnşaat için lâzım olan eşyayı bu- lacağız. Keza gemiler yapılınca bunla- rı işletecek adam da bulacağız. Doğuda ve batıdaki mesuliyetleri- mizi karşılayabilmek için kuvetli - bir donanmamız olması şarttır. Zira Okya- nus taşınımız kesildiği takdirde bu im- paratorluğun sonu olur..,, Halkevinde Erzurum gecesi kutlandı Dün akşam Halikevinde Erzurumun kurtuluş yılının 19 uncu yıldönümü çok güzel bir törenle kutlanmıştır. Evvelâ, erzurumlu gençlerden biri kurtuluş davası içinde Erzurumun — şe- refli yerini anlatmış, bundan sonra Halkevi temsil şubesinin istiklâl piyesi oynanmıştır. Erzurumun mahalli türkü ve oyunları zevkle seyredilmiş ve dinlen- miştir, Çağrılılar zevkli ve samimi bir gece geçirmişlerdir. İngiliz deniz programını anlatan B. Samuel Hor Amerika, Almanyayı protesto etti Vaşington, 11 (A.A.) — Dış bakan- lığı Berlindeki Amerika büyük elçili- ğine emir vererek alman basının Ame. rika hakkındaki son neşriyatını şiddet- le protesto etmesini bildirmiştir. Büyük elçi, Amerikanın Nevyork be- lediye reisi meselesinden beri alman gazeteleri tarafından yapılan hücum- ların şiddetinden dolayı kırgın olduğu- nu alman hükümetine bildirecektir. B. Nöyrat çekiliyor mu? Londra, 11 (A.A.) —Mancester Gu- ardian gazetesine göre B. von Nöyrat pek yakında çekilecektir. Hariciye nezaretine B. von Ribben. tropun geleceği söylenmektedir. B. N. Çemberlayn'a hücum Londra, 11 (A.A.) — Muhalif libe- ral partisi lideri Rşibald Sinkler dün Londra'da bir toplantıda B. Nevil Çem- berlayn'e şiddetle hücum etmiş ve de- miştir ki: “— Maliye nazırının -imparatorluk çerçevesi içine sığdırdığı ekonomik - si« yaset, sulha giden yolu kapamaktadır. Bu yola, Ottava anlaşmaları ile giril- miştir. Sömürgelerde açık kapı prensi- pini terketmekten fena bir emperyalist siyaset takib olunamaz.” Türk ekonomisinde normal devreye doğru SON POSTA'da Muhiddin Birgen, buhran yüzünden Türkiyede bilhassa zirai sahada hissedilmiş olan büyük sı- kıntıların izalesi için İktısad Vekilimiz Celâl Bayar'ın almış olduğu çok yerin- de ehemiyetli tedbirlerle bugün artık, bu sahada bir değerlenme ve kalkınma saf- hasına girilmiş olduğunu kaydederek, şimdi memleketi normal şekilde iktısadi münasebetlerin inkişafına yol verecek bir devreye hazırlamak lâzımgeldi- öyliyor, ve buhran zamanında çok iyi neticeler vermiş olan kliring - siste- minin, meselâ bugün Almanya ile olan münasebetlerimizin bazı mahzurlar do- ğurmakta olduğunu da hatırlatarak, da- ha müşkül zamanlarda iktısadi faaliyet- leri mükemmel tedbirlerle düzene koy- maya muvaffak olmuş olan İktısad Ve- kilimizin ihtiyaç hissedilen normal v: ziyete dönüşü hazırlıyacak esasları da temin edeceğinden emin bulunduğunu söyliyor. * MEKTEB KİTABLARIMIZ TAN'da Ahmed Emin Yalman mek- teb kitablarımızı bir zaman kötü bir zih- niyetle daima Avrupa eserlerinden kop- ye etmiş olduğumuzu hatırlatarak artık bu kopyacılığın terkedilmekte bulunma- sından memnuniyetini belirtiyor, bilhas- sa teknik ve baskı sahasında kitabları- le Atinada açılan sergide çok muvaffakıyet temin edildi- — ğini, şimdi memleketin ihtiyaçlarıa uy- gun orijinal ders kitabları hazırlanması yolunda daha kuvvetle çalışmak lüzu- munu öne sürüyor. * DİLENCİLERLE MÜCADELE CUMHURİYET'te Abidin Daver, sırt hamallığının kaldırılması ve eşekle- rin şehir içinde nakil vasıtası olarak kullanılmaması için alımmış olan tedbir- leri yerinde bulmakla beraber, bunlar- dan daha fazla göze batan bir kusur olarak profesyonel dilencileri zikredi- yor. Memleketimizi gezen yabancı sey« 'yahlara karşı çok fena bir propaganda teşkil eden dilencilerin bu serbest faali« yetine bir nihayet verilmesi gerekliğini tebarüz ettiriyor. * TERCÜMELERİN ORGANİZE EDİLMESİ HABER'de Nurullah Ataç, son za- manlarda tercüme sahasına gösterilen rağbetin kıymetini belirtmekle birlikte, bu yolda mevcud bazı güçlüklere de işa- ret ediyor: tercüme edilecek eserin mu- harririnden veya varislerinden izin al- mak mecburiyetinin mevcud olmaması, memleketimizde tercümeyle uğrşanları, seçecekleri eserin aynı zamanda bir baş- kası tarafından tercüme edilmekte olup olmadığından şüphede — bırakmaktadır. Bunları, basacak”olan kitabçılar da biri- birlerinin faaliyetlerinden habersizdir- ler. Muharrir, bu mahzura karşı şu ted- biri tavsiye ediyor: Kültür Bakanlığı tercüme işleri için bir heyet teşkil et- sin. Bu heyet tercümesi muvafık görü- lecek eserlerden bir lıste hazırlasın. Bu listeden her kitabçı istedikleri kadar ki- tabın tercüme ettirilmesini ve bastırıl- masını deruhde etsinler. Bu suretle her- kes kendi işinden emin bulunacaktır. Aynı zamanda bu heyet tercümelerin kalitesini de kontrol, gördüğü yanlışları tashih ve çok fena tercümeleri reddede- cektir. Ankara Halkevinin büyük ba:osu Ankara halkevi, sosyal yardım ko- mitesi menfaatine, her yıl olduğu gibi bu yıl da mükemmel bir balo hazırlan- mıştır. Martın 21 inci cumartesi akşamı ve« rilecek olan bu balonun davetiye bilet. leri pek azdır. Salonlarda iki caz bulunacak, eğlena celi piyangolar tertib olunacak ve her tarafa bol çiçek serpilecektir. Her yıl pek şen ve samimt geçen sosyal yardımın bu balosuna gelmek is.. teyenler davetiye biletlerini Ankara halkevinden şimdiden tedarik etmeli. dirler.