N AT F P SN LT gi v3k ” L P N ULUS 10 -3 - 1937 —a Türkkuşu | B. Şükrü Kaya'nın Adana Halkevindeki mühim nutku Istanbulda Pazara İstanbulda Büyük hava tezahürleri yapılacak Türkkuşuna mensub bir tayyare kalkarken İstanbul, (Telefonla) — Memleket i turnesine çıkmış olan iki tayyare ve iki plânörden mürekkeb Türkkuşu fi- losu, bugün saat 11.10 da Yeşilköye gel- di. Tayyarecilerimiz, İzmir - Bursa yo- lunu bir saat 20 dakika ve Bursa - İs- tanbul yolunu da 45 dakikada almışlar- dır. Tayyareler, Hava Kurumunun pa- zar günü yapacağı hava bayarmına iş- tirâk edeceklerdir. * ** Haber aldığımıza göre, pazar günü İstanbulda yapılacak olan hava teza- hürleri çok parlak ve şimdiye kadar ya- pılmış olanların en güzeli olacaktır. Türk Hava kurumu, Türk Spor kuru- mu başkanlığına müracaat ederek, bil- hassa sporla alâkalı gençlik kütleleri in hazırlanmış olan bu tezahürler do- lay:siyle, o gün yapılacak olan resmi ve hususi maçların geri bırak:lma- sını istemiştir. Türk Spor kurumu futbol federas- yonu, memleket gençliğini havacılığa karşı alâkalandırmak - gibi, büyük bir memleket davâsının gerçekleşmesini hedef tutan bu hava tezahürlerinii kendi çal.şma sahası. içinde ve kendi gayelerinden biri olarak telâkki eti ğinden o gün başlıyâcak olan milli k me maçlarının bir sonraki pazara rast- layan 21 marta bırakılmasnı kararlaş- tırmıştır. Futbol federasyonluğu milli küme maçları için hazırlanm ş olan fiküstü- Tün, aksamaması için; Ankara, İstanbul ve İzmirdeki maçların hepsinin bir hafta müddetle geri bırakılmasını bu üç vilâyet futbol ajanlarına bildirmiş- tir. İtalya faşist partisinde Muhtelif yerlerde ne kadar âzâ var? Roma, 9 (A.A.) — Büyük — Faşist konseyi, geçen haftanın başlangıcından. benri dördüncü defa olarak Venedik sa- rayında dün saat 22 de toplanmıştır, Bu toplantı, B. Asil Straçe'nin faşist partisinin faliyeti hakkındaki raporu- ha göre partinin azaları “mücadele mü rezeleri,, nde 2.000.000 dan fazla üni- Versite gruplarında 75,000 den fazla, gençlik teşkilâtında 1.270.000 den fazla, kadın müfrezelerinde 1.300.000 den faz. la, muhtelif teşekküllerde 700.000 e ya. kın ve “işten sonra,, isimli teşekküller- le diğer kurumlarda 4 milyona yakın- dır. B. Musolini, raporun dan sonra partinin i: okunmasın- kametlerini tas- Tih etmiştir. Mareşal dö Bono, bugün Libyaya hareket eden Duçeyi adına selâmlamıştır. parti (Başı 1. inci sayfada) geçmesi, bilhassa idaremizin ve ideali- mizin kanunlarımıza tevafuk etmesi hu- susunda samimi anzu ve derin kanaat- lardan doğmuştur. Her işte olduğu gibi bunda da samimi olmamız lâzımdı. Her yapacağımız * yeniliğin — kanunlarımıza uygun olması icab ederdi. İşte bu sami- mi düşünce ve derin kaatlardır ki, parti- mizin altr umdesini ana yasamıza koy- makta zaruret gördük. Birçok tecrübe- lerden sonra altı umdenin, memleketimi- zin bünyesine en uygun prensipler ol- duğu görülmüştür.” Bu sözlerden sonra Parti Genel Sek- reteri büyük türk inkılâbının muvaffa- kıyet sırlarını bilen Atatürk neslinin bu hakikatleri tamamen bildiğine şüphe et- mediği halde bunun kendi - tarafından tekrar edilmenin sebebi milletlerin u- mumi hayat ve mukadderatına -taallük eden ve onun bütün bir istikbali ile çok derinden ve sıkı bir alâkası olan büyük hakikatlerin sık sık ilân edilmesinin dai- ma faydalı olacağını tebarüz ettirdi. Yabancı bir dil konuşan ırkdaşlar ve vatandaşlar Bundan sonra, altı umdeyi birer bi- rer izah etmeye başlıyan vekil, kemalist, milliyetçilik — vasfından — bahsederken memlekette dilek itibariyle olmamakla beraber din bakımından ayrılık gösteren bazı vatandaşların mevcud olduğunu, bu çeşit vatandaşlarımız üzerinde durma- nın bizi alâkadar etmiyeceğini yalnız ırkan, tarihen ve kültürel bakımdan türk oldukları halde bazı sürekli ve ya- bancı temasların ve mezhep davalarının tesiriyle yabancı bir dil konuşan ırk ve vatandaşlar üzerinde durmak mecburi- yetinde olduğumuzu söyledi ve bunların başında da Çukurova'da yaşıyan alevi türkler geldi; lâve ettiler. Vekil'in bu husustaki sözlerinden zaptedebildiğim mühim kısımları aşa- ğiya koyuyorum: “Tarihin bi Bu türkler alevi oldukları için bil- hassa sünni hacıların, kadınların husu- met ve garezlerine uğramışlar ve mez- hep husumeti onları büyük türk cami- asından ayırmaya, uzak tutmaya saik o!- muştur. Halbuki tarih, gerek Lazkiye gerek Hatay ve gerekse Çukurovada bulunan alevilerin öz türk olduklarını itiraz kabul etmez bir şekilde göster- mektedir. Nitekim Akcakoyunlu, Kara- koyunlu aşiretleri gibi türk oldukları halde türkçe <konuşmeyan türk hükü- metler vardır. Bu türkler bazı uzun sü- ren yabancı temasların neticesi olarak lisanlarını unutmuşlar ve arapça öğren- mişlerdir. Hattâ bugün konuştukları dilin yarısı türkçedir. Bizim soyadını kabul etmediğimiz zamanlarda bile on- ların aile adlarının öz türkçe olduğunu görürüz. Çukurova alevilerinin türklü- ğünü isbat edebilecek bürhanların fev- kinde ve en önde geleni kendilerinin hissen de türk olmalarıdır. En karan- lık günlerimizde milli mücadelede on- ların büyük türk kütlesi ile beraber mü- cadeleye karışarak kan dökmüş olduk- ları da bunu pek âlâ isbat eder. Bu hal onların türklüğünü şüphe götürmez bir şekilde ortaya koyan unsurdur. Salta- nat devrinin kötü ve yobaz zihniyetinin kendilerini bizden uzak tutmaya çalış- tığı bu kan kardeşlerimizle aramızda hiçbir fark olmadığı halde böyle bir ay- rılığı mevcutmuş gibi göstermek isti- yen dar, kötü, cahilâne zihniyeti orta- dan kaldırmak için her şeyi yapmaya kendimizi mecbur saymalıyız. Çünkü böyle bir ayrılığın ciddi ve ilmi sebeb- lere müsteniden mevcut olduğuna inan- mak değil, onun var olduğu hissini vermek bile bizim için, bizim millicilik ve halkçılık zihniyetimiz için büyük bir ayıp olur. ispatı,, Dış ve iç vaziyetimiz Vekil bu sözlerden sonra kanunu esasimize koyduğumuz diğer umdeleri izah etmiş ve müteakiben memleketin dış ve iç vaziyeti hakkında dinleyicile- re derin bir ferahlık ve emniyet veren izahatta bulunmuştur. Memleketin politikasına dair söz söylerken Hatay meselesine temas eden B. Şükrü Kaya, Hatay anayasasının mil- letler sosyetesinde münakaşa edilmekte olduğunu yalnız son günlerde Suriye matbuatının aleyhimizedki neşriyatın n üzerimizde hiç de iyi tesir bırakmı. yacak şekil aldığını ve bu neşriyatın iki memleket arasındaki dostluk münase- betlerine halel verecek bir mahiyet al- mış olmasından türk milletinin müte- essir olduğunu, halbuki, Suriye efxârr umumiyesinin Hatay davâsındaki türk hakkını teslim etmiş bulunduğunu bi- naenaleyh bizim Suriye efkârı umumi- yesinde aleyhimizde yaratılmak iste- nen havanın, Suriyedeki bazı parti te- kabetlerinin eseri olduğunu kabul et- tiklerini ve Hatayda bulunan baz: ekal- liyet unsurlarının bu kötü propagan- daya kapılmamaları lâzım geldiğini, ni- tekim alevilerin ve çerkeslerin türk kardeşleriyle anlaşmış hareket etmele- rinden duyduğumuz memnuniyetin bü- yüklüğünü ifade ettiler. Söz alanlar İki saat süren ve orada bulunanlar tarafından derin bir zevk ve alâka ile dinlenen —musahabelerini bitirdikten sonra vekil, istiyenlerin kendisine su- al sordabileceğini ve söz alabileceğini söylediler. Bunun üzerine orada bulunanlar a- rasında ve alevi türklerden doktor Sa. lim söz istedi. Ve çok heyecanlı bir ton. la alevi türklerin büyük türk camiasın- dan hiç bir zaman ayrı kalmamış oldu. ğunu, Çukurova alevilerinin Yemen'de Havran'da türklerle yanyana harbetmiş ve kan dökmüş olduğunu ve bu sıralar- da bir Çukurovalı türk'ün ne oralarda kaldığını ne de türk varlığına karşı ko- yan gayri türklere karşı silâhını seve seve kullanmaktankaçmadığını ve eğer kendilerinin içinde yaşayan iman ve duygunun damarlarında gezen kanın öz türk kanı ve duygusu olmasaydı bunun aksi olması lâzım geleceğini ve daha sonra milli mücadelede müstevlillere kar şt ayni şekilde hareket etmiş bulunduk- larmı söyledi ve yanaklarının üzerine damlayan göz yaşları arasında, bu bü- Yyük hakikatı güneş gibi ortaya koyan Üzüm kongresi toplanıyor (Başı 1. inci sayfada) nuşmak üzere bir toplantı yapılacaktır. Toplantı B. Ce'âl Bayar'ın mühim bir nutkiyle açılacaktır. Toplantıya Ay- dın, İzmir ve Manisa mebusları, İzmir ticaret odası umumi kâtibi, borsa komi- seri ile reis ve azalarından mürekkeb 4 kişilik bir heyet, İş ve Ziraat Bankaları im limited şirketi müdürü, İzmir ü- züm tüccarları birliği reisi, üzüm sim- sarları namına bir zat, İzmirden yirmi- ye yakın üzüm tüccarı, Manisa ve hava- lisi müstahsillerinden otuzdan fazla bağ- cı iştirak edeceklerdir Ziraat Vekâleti İzmir bağcılık mın- takası ve istasyonun mütehassıs ve şefini, Manisa Amerika asma fidanlığı müdü- rünü toplantıda bulunmağa memur et- miştir. İktısad vekâleti alâkalı dairelerinin müdür ve şefleri de müzakereleri takib edeceklerdir. İktısad vekilimizin nutkundan son- ra reislik divanı seçilecek ve murah- haslar standardizasyon, kontrol encü- menlerine ayrılacaklardır. Encümen ça- lışmalarının iki gün süreceği ve toplan- tının 14 mart günü biteceği umulmak- tadır. eYERAD A Di DAT LT AA TALARA YA Çekirdeksiz kuru üzüm kongresi umumi kâtibliğinden: “1 — Kuru üzüm kongresi bugün (10/3/1937) saat 10 da, Yenişehirde, İktısad Vekâleti konferans salonunda toplanacaktır 2 — Murahhasların bu saatte ha- zır bulunmaları 3 — Kongreye iştirak etmek arzu buyuran sayın saylavların bu tebliği davet yerine kabul ederek aynı saat- te teşrifleri 4 — Kongre için hazırlanmış neş- riyat ve raporun salon kapısında tev« zi edileceği alâkadarların ıttılama arz- olunur, büyük Atatürk'e, başbakan İnönüne ve şimdi onların kanaati ve diliyle konu- şan parti genel sekreterine ve Adana- ya geldiği günden itibaren bu hakika- ti müdafaa etmiş olan Balrkesir mebu- Su ve eski Seyhan vilâyeti parti başka.- nt Örge Evren'e teşekkür etti. Doktor Salim Serce, sözünü bitirirken toplan- tıda hazır bulunanlar, sanki bir tek kalb taşıyormuş gibi bir anda müşterek ve derin bir imanın yüksek heyecanını gös teren müthiş bir alkış tufaniyle büyük salonu çınlatmışlardır. Doktor Salimden sonra söz Orge Evren, Çukurovanın temiz yürekli alan Gündelik Bugünkü Kongre (Başı 1. inci sayfada) Türk üzümlerinin bir değeri de şöyle ifade edilebilir: memlekete giren makinelerin kıymeti son yıl- t lara kadar her sene dokuz milyon lirayı pek az geçiyordu. Halbuki o yıllarda dışarıya satılan üzümle- rin getirdiği para da, bu mikdar- dan biraz fazla veya noksandır. Kuru üzüm kongresi, değerli uzuvlariyle, bugünkünden daha çok verimli olmak istidadını taşı- uyanık milliyetçi Atatürk çocuklarının| yan bir mahsulle meşgul olacak- hiç bir zaman bu büyük ve milli haki- tır. Dış pazarların - şartları - katten başka türlü düşünmemiş olduğu.'| na uygun istihsal, ancak topluca nu ve çok kısa bir zaman içinde mün. deris saltanat devrinin diğer bütün kö- tü mirasları gibi, kara ve yersiz zihni- yetinde çukurova çoktan ortadan kalk- mış bulunduğunu söyledi. Bu toplantı esnasında alınan karar- lar şunlardır: 1 — Ana dili türkçeden başka dil konuşan türklerin yalnız türk dili ko- nuşan kardeşlerinin medeni ve kültürel mevkilerine yükseltilebilmeleri için par timiz ve halkevlerimizin devamlı ve mü. essir müzaheretleri içinde çalışılacak tamamen hususi faal heyetler teşkil e- dilecektir. 2 — Seyhan ilinin yalnız kazasında bol azalı bir kaza komitesi o0- lacaktır. 3 — Bir kaza komitesinin bağlı ola. cağı yerde bir de vilâyet komitesi ya- pılacaktır. Bu komiteye Seyhan meb- usları da tabii âza olarak dahil olacak. lardır. 4 — Vilâyet komiteleri Ankarada teş kil edilecek merkez komitesine bağlana- caktır. merkez B. Şükrü Kaya geliyor Adana, 9 (A.A.) — Dahiliye Vekili ve C.H.P. Umumi Kâtibi B. Şükrü Kaya bugün şehrimizden Ankaraya hareket etmiştir. alınacak kararları gene hep birlik- te tatbik etmekle mümkün olacak- tır. Kredi, zirai asayiş gibi, istihsal şubelerini koruyan tedbirler, dev- letçe mütemadiyen genişletilmek- tedir. Ancak kuru üzüm gibi istih- lâk yerlerindeki şeklini, istihsal safhasında alan bir mahsul için müstahsilin riayet edeceği birçok e sasları onun da bilgisine ve görgü- süne müracaatla çizmekte isabet vardır. Bu sözlerle yapmak mec- buriyetinde olduğumuz standardi- zasyona kısaca temas etmiş olu- yoruz. Zaman zaman, üzüm fiatları- nın yersiz bir rekabetle düşürüldü- ğü ileri sürülmüştür. Bu yolda ba- zı tedbirler de alındı. Kuru üzüm kongresi, fiat bakımından da ğer mahsullerde olduğu gibi üzü- mün değerini koruyacak tedbirler bulmakta güçlük çekmiyecektir. İhrac mahsullerinde aşağı fi- at; ekseriya müstahsilin emeği karşılığını ve binnetice milli ge- liri kemirir. Malın satışını da durdurmıyarak iyi fiatlar elde et- menin yolları; kongrenin yurdse- ver çalışmasiyle muhakkak aydın- lanmış olacaktır. Kemal ÜNAL Maarif Vekilinin söyledikleri (Başı 1 incide) nakasaya konulacaktır. Üniversite talebesi için yurd mesele- si de düşünülmeye değer bir mahiyet almıştır. Liselerin on iki seneye iblâğ edileceği haberi doğru değildir. Bun- dan iki ay evvel taplanan mütehass.slar komisyonu bu işi çok esaslı bir Surette incelemiş ve vücude getirilen program- larla okutulacak bahisler için liselerin bugünkü gibi on bir sene olarak kalma- sı yerinde görülmüştür. Orta mekteb kitabları hakkında geçen sene Kamu- taydaki büdçe müzakeresi esnasında söy lediğim usul bu sene tahakkuk ettirilmiş ve tek kitab sistemi üzerinde çalışıla- rak bu mekteblerin bilhassa müsbet ilim- ler kısmına yani riyaziye, fizik, kimya, tabiiye şubelerine lüzumlu olan kital malzemesi hazırlanmıştır. Bunlar mü. tehassıs muallimlerden müteşekkil ko- misyonlara talebenin gayet açık anlıya- bileceği bir tarzda yazdırılmıştır. İs- tılâhlar üzerinde son zamanlarda çok derin ve esaslı çalışmalar yapılmakta- dır. Bunun için bu kitabların yazılma- sı bir zaman meselesidir. Güzel sanatlar akademisine şimdilik mimari, resim ve heykeltraşı şubelerine beynelmilel tanınmış üç profesör geti- rilmiştir Bu profesörlerden azami suret te istifade edilebilmesi için lâzım gelen vasıtalar önümüzdeki sene büdcesinde derpiş olunmuştur. Tiyatro mektebi için gene beynel- milel tan:nmış bir profesör bu sene ba- şından itibaren çalışmağa başlamıştır. Mevcud talebenin gösterdiği kabiliyet hakkında geçenlerde mektebi ziyaret e- den Başvekilimizin çok değerli beyana- tına ilâve edecek bir sözüm yoktur. Orta mekteb ihtiyacını karşılamak için de icab eden tahsisatı büdcenin müsa- adesi nisbetinde almak üzereyiz. Şurası unutulmamalıdır ki memleketteki inşa- at imkânı bu mekteblerin hemen iki üç sene zarfında meydana getirecek de«< recede değildir. Bunun için en sıkışık yerlerden başlamak üzere en az beş se- nelik bir program göz önüne alıyoruz, Öğretmen ihtiyacımız - bilindiği üzere en ziyade orta mekteblerdedir. Bunun içindir. ki Ankaradaki Gazi Terbiye enstitüsünden çıkacaklara ilâveten ilk mekteb muallimlerinden lüzumlu şart- ları haiz olanlar bir kursa tâbi tutula- rak muallim yetiştirilmektedir. -Ortı muallim kadrosunu genişletmek üzere tedbirler alınmıştır. Bu sene 170 kadar muallim Gazi Terbiye enstitüsünde ders görmektedirler. Bunlar enstitüden çı- kacak diğer arkadaşları gibi aynı imtı- hana tâbi olacaklar ve muvaffakiyetleri halinde orta tedrisat muallim kadrosu- na alınacaklardır. Bu kurs için bu sene de yeniden müsabaka imtihanı açılac: daha dört ay evel bütün ilk mekteb mu- allimlerine tamim edilmiştir. Lise mu- allimlerine gelince: bunlar malüm ol- duğu üzere yüksek muallim mektebi yahud Avrupada tahsilini bitirenlerden seçilir. Bu sene Avrupadan 32, yüksek mualim mektebinden 37 genç arkadaşı- mızın bu kadroya girebileceğini umu- yoruz. Terbiye sistemimiz Saffet Arıkan bundan sonra aiman Zeki Cema- lin alman terbiye sisteminin memleke- timizde de tatbiki hakkında Vekâle e göndereceği rapora temas etmiş ve bu mektebi muallimlerinden rapor hakkında şunları söylemiştir: »— Bu havadisi ben de gazetede o- kudum. Şimdiye kadar böyle bir rapor almadığım gibi bundan böyle de bir ra- por geleceğini zannetmem. Çünkü po- zitif ilimler müstesna kültür işi m'lli bir iştir. Türkiyede ise Büyük Şefi: Atatürkün bütün millete aşıladığı y sek kültür heyecanından, Atatürk viste- minden başka yabancı bir sistem asla düşünülemez.,, İngiliz donanmasının manevraları Londra, 9 (A.A.) — İngilterenin Akdeniz ve anavatan filosu Atlan. tik manevraları için Cebellüttarık açık- larına hareket etmiştir.