——— 10-3-1937 W AKMT CA Murakabe başladıktan sonra on dakika bir engel çıkmazsa, Ispanya sahillerinin ve hudud- larının cumartesi gününden itibaren murakabesine başlanacaktır. Dün ge- len ajans telgrafları, murakabe an- laşmasının metinleri üzerinde muta- bakat hasıl olduğunu bildiriyor. An- laşma iki kısımdır: Birinci kısım, İs- panya sahillerinin ve hududlarının milletlerarası murakabesine alınacağı hakkında bir itilâftır. İkinci kısım da kurulacak olan murakabe sisteminin teknik teferrüatını tesbit eden itilâf- namedir. Malümdur ki murakabenin geçen cumartesi gününden itibaren başla- ması kararlaşmıştı. Fakat arada Al- manya, sekiz yüz bin ingiliz lirasına baliğ olacak murakabe masrafların- dan kendi hissesine düşen kısmın te- diyesi etrafında zorluk çıkardı. Por- tekiz de sovyet gemilerini kendi li- manlarına kabul etmek istemedi. Son- ra Akdenizde Franko kuvvetlerinin eline geçen ve murakabesi İtalya ile Almanyaya terkedilen Malaga ya- nındaki sahillerinin kontrolu mesele- si çıktı. Şimdi anlaşılıyor ki bütün bu noktalar üzerinde itilâf hasıl olmuş- tür. Ve cumartesinden itibaren mura- kabe başlamalıdır. Fakat murakebenin başlamasiyle karışmazlık komisyonunun vazifesi bitmiyor. Bu, geçen temmuzun orta- sından beri devam eden harbı yetlendirmek için adım, İspanyaya “göm niha- adımdır. İkinci olarak gi- den askerlerin geri çekilmesi olmalı- dır. Bu noktada faşist devletleri mü külpesend davranmamalıdırl kü İspanyadan b ri çekilmesini İtalya kânunusaninin yedinci günü teklif etmişti. İspanya mücadelesine karşı bitaraf kalınması Ingiltere tarafından ileri sürülünce, İtalya hükümeti, İspanyadaki bütün siyasi gönüllülerin, propagandacıla- rın ve tahrikâtçıların geri çağrılmala- rı şartile bu teşebbüse iştirak etmeğe olduğunu bildirmişti. Al- manyanın İngiliz ve Fransız teklifine verdiği cevap da aşağı yukarı ayni mealde idi. Filhakika o zaman İspan- ya topraklarında İtalya ve Alman as- kerleri yoktu. Prensip itibarile kabul taraftar edilen karışmazlık için tatbik şe- killeri aranırken İtalya ve Almanya İspanyaya asker göndermeğe başla- dılar. Bugün İspanya toprağındaki İtalyan ve Alman kıtaatının yekünu yüz bine baliğ olduğu bildirilmekte- dir. Miktarı belli olmamakla beraber her halde pek çok fransız ve sovyet gönüllüleri de vardır. Bir taraftan İspanya muharebesine karşı tarafsız- lık tatbik edilirken, . diğer taraftan bu devletlere ai yüz binlerle adamın İspanyada döğüşmesi, bitaraflığı ka- rikatüre çevirmek olur. Hattâ denile- bilir ki murakabenin müessir şekilde tatbikine bile mani Londra karışmazlık komisyonunun, Cumartesinden sonra bir vaziyettir. Binaenaleyh gönüllülerin geri çağrılması için şebbüse girişmesi bekleniyor. te- Bundan sonra da üçüncü ve sonun- cu adım geliyor ki bu da baş başa ka- lan İspanyolları uzlaşdırmak için ta- vassutta bulunmak. Bir taraftan İs- panyaya “gönüllü,, namı altında ker akın ederken, diğer taraftan, ta- Harbı yetlendirmek için yapılacak böyle bir vassutta bulunulmazdı. niha- teşebbüsün müessir olması için bütün yardım kapılarının kapanması lâzım- dı. Görülüyor ki artık işin bu kısmı başarılmıştır. Fakat karışmazlık ko- misyonu bu işi tam olarak başarmış olmak için ikinci ve üçüncü adımı da atmalıdır. - A. Ş, ESMER n ; Fransada bir mayıs Paris, 9 (A.A.) — B. Blum ve da- hiliye nazırı B. Dornmoy, umumi iş kon fedarasyonu genel sekreteri B. Juho' nun reisliğindeki bir heyeti kabul et- miştir. Bu heyet, bir mayısın resmen bir bayram günü olarak ilân edilmesi hakkında temennilerde bulunmuştur. krallık çekilmesini istiyorlar Sabık İspanya krralı Onüçüncü Alfons Paris, 9 (A.A.) — Buranın kırallık taraftarlısı olan mahfillerinde söylen- diğne göre, kırallık taraftarlısı olan nü- fuzlu şahsiyetlerin eski İspanya kıralı B. Alfons'a müracaat ederek oğlu As- turi prensi don Juan lehinde tahttan çe- kilmesini istemişlerdir. Bu mahfiller eski kıralın oğlu lehinde * tahttan vaz geçmesinin ispanyada saltanatın dön- mesini kolaylaştıracağını iddia eyle- mektedir. İspanya sularında batırılan vapur Londra, 9 (A.A.) — Resmiğ olarak bildirildiğine göre, Biskaya körfezinde tutuşup yanan vapur, Ada vapuru olma- yıp Mar Kantabriko adındaki ispanyol vapurudur. Mar Kantabriko'nun frankist'lerin Kanarias kruvazörü tarafından torpil- lenmiş olduğu tasrih edilmektedir. Mar Kantabriko, 11 tayyare, 30 top, 14 milyon kurşun, ehemiyetli mikdarda obüs, bin ton zahire yüklü olduğu hal- de Meksikadan geliyordu ve bunları İs- panya hükümetçilerine götürmekte idi. İngiltere - İtalya münasebetleri Lord Kranbom’un sözleri İtalya'da fena karşılandı Roma, 9 (A.A.) — Mareşal Gra- ziani'ye karşı yapılan suikasttan ve bu suikast dolayısiyle alınan mukabelei bilmisil tedbirlerinden sonra Adisaba. bada bir takım hâdiseler çıkmış olduğu. na dair Lord Kranborn'un Avam Kama- rasında söyledikleri Roma gazeteleri- nin Londra muhabirleri, “Haince,, diye tavsif etmektedirler. Pikolo gazetesi, ânğiliz hariciye müsteşarının bu sözlerinin İtalyaya kar- Şi yapılmış vasıflandırılması kabil ol- mıyan bir tecavüz olduğunu yazmak- tadır. Dük dö Vindsor'un nikâhı ne zaman ? Tours, 9 (A.A.) — Bayan Simpsonun birkaç zaman kalmak üzere buradaki Kandle şatosuna geleceği teeyyüd eder gibidir. Dün şatoda çok mühim hazır- lıklarda bulunulmuş ve hizmetçilerin sayısı yirmi beş kişi fazlalaştırılmıştır. İsimleri gizli tutulan birçok fransız ve yabancı yüksek zatların da şatoya gele- ceği bildirilmektedir. Nihayet Dük dö Vindsorun Bn. Simp- son ile nikâhı töreninin Kand şatosun- daki ufak kilisede yapılacağı söylen- mektedir. İngiliz hava teşkilâtına verilen para Londra, 9 (A.A.) —Hava müdafaa teşkliâtının büdçe tahminleri 4,617.500 sterlinge varmaktadır. Bu miktar 1936 senesi büdçesine nis- betle 3,259,250 eterling fazladır, | İspanya ve | Asi tayyareler dün | valansiyayı Alfonstan oğlu lehine bombardıman ettiler Salamanka, 9 (AA)y — F- ranko tayyareci- leri dün Valan- siya civarındaki Sagunt harb en- düstrisi fabrika. sı ile kıyı — bo- yunca — uzanan Valansiya - Bar. selon yolu üze- bir “çok köprüleri bom. bardıman etmiş- tir bu suretle i- ki şehir arasın- daki doğru - gi- diş geliş kesil- miş bulunmak- tadır. rinde Madrid, 9 (A.A.) — Asi topçu kuvvetle- ri, dün hükü- met merkezini bombardıman etmişler. dir. Üç kişi yaralanmıştır. Ancak Restro mahallesinde hasar vardır, Hükümetçiler Oviedo'ya ilerliyorlar Gijon, 9 (A.A.) — Milisler Oviedo- nun içinde ilerlemeğe devam etmekte. dirler. Dünkü şiddetli çarpışmalar ne- ticesinde Asturiel'li madenciler tekrar bir kaç ev zabtetmişlerdir. Asiler Oviedoya hakim olan ve mi- lislerin ellerinde bulunan Verruga sırt- larına yeniden taarruz etmişlerse de ka- yıb vererek çekilmişlerdir Asiler püskürtüldü Madrid, 9 ( A. A.) — Havas A- jansı muhabirinden: Âsi kuvvetler dün sabah Abanades ve Aragon yolu üzerin- de şiddetli bir taarruz yapmışlardır. Milisler şidedtli mukavemet etmiş- ler ve âsilerin bütün taarruzlarını püs- kürtmüşlerdir. Asilerin Jarama ve Lasrzas mıntaka- larında da taarruza geçmeleri beklenil- mektedir. Buralarda hükümetçilerin Bataryaları, duşmanın hazırlanmakta olan kuvetlerini fasrlasız olarak bom. bardıman etmektedir Macaristanda sükün var Hükümet çıkarılan haberleri yalanlıyor Budapeşte, 9 (A-A.) — Macar ajansı bildiriyor: Dün akşam aşağıdaki tebliğ neşredilmiştir: Birkaç gündenberi yabancı gazeteler- de Macaristan hakkında fantazist haber- ler çıkmaktadır. Umumi olarak macar düşmanı bir kaynaktan geldiği muhak- kak olan bu haberler, güya aşırı sağcı- ların, memlekette iç nizam ve sükünu yıkmayı hedef tutan bir teşkilâtından bahsetmektedir. Salâhiyetli makamlar, Macaristanda memleketin iç nizam ve sükünetini veya memleketin kanunu e- sasi emniyetini ve yahut, ekonomik ha- yatını bozabilecek hiç bir şeyin vukua gelmemiş olduğunu en kesin surette bil- dirir. Macaristanın hiç bir silâhlı teşki- lâtı yoktur. Ve devletin iç emniyeti aley- hine bir suikast mahiyetinde hiç bir te- şebbüs yapılmamıştır. Buna rağmen, memleketin siyas. ve ekonomik hayatındaki sükün havasını bozmayı hedef tutan bu yanlış haberler çıkmış bulunmaktadır. Her türlü panikçi yayıntıları en ener- jik bir surette reddederek bu tarzdaki haberlere bir nihayet verecek olan kıy- met, macar milleti ile macar basınının tuttuğu makul yoldur. Salâhiyetli mahfiller birkaç gün ön- ce başvekilin söylediklerini tekrar eder. Başvekil bu söylediklerinde, memleketin nizam ve sükünunu hiç bir tehlikenin tehdid etmediğini ve hükümetin bu ni- Franko ordusu siperlerinde bir âsi nefer BEYET AŞ Hatayda Hududda çete teşkilâtı var Hasan Cebbare için Cenevreye protestolar çekildi Şam, 9 (Hususi) — Geçen ay Haleb- de vatanilerin faşist teşkilâtı olan demir gömleklilerle fransız zabitleri arasında vyukubulan müsademe neticesinde alt- mış dört vatani tevkif edilmiştir. Bun- ların muhakemeleri Haleb askeri mah- kemesinde görülecektir. Hududda çete teşkilâtı Hamam, 9 (Hususi) Suriyenin Türkiye hududu üzerinde çete teşkilâtı- na devam olunmaktadır. Suriyedeki türkler aleyhine tethiş hareketi çetelerle temin edilmek istenildiği gibi diğer ta- raftan da minarelerde otomobil kornele- ri propaganda vasıtası olarak kullanıl- maktadır. Bu delice propaganda herkesi güldürmektedir. Hasan Cebbare için protestolar Haleb, 9 (Hususi) — Sancak maliye müdürü Hasan Cebbare'nin İstanbul ga- zetelerindeki beyanatı Hatay halkı ara- sında garip bir hisle ve nefretle karşı- lanmıştır. Hasan Cebbarenin Sancağı temsil edemiyeceği âli komisere bildiril- diği gibi fransız hariciye nezaretine, Milletler Cemiyetine de telgraflarla, protesto mazbatalariyle müracaatlar ya- pılmıştır. Hasan Ceberre maruf bir âle- vi düşmanıdır. Bu adam, istemedik- lerine dair âleviler de milletler cemiye- tine protesto telgrafı çekmişlerdir. SÖÇ Ü A AA GLN ÇAZERAN ÇALATRARA nnn e eee zam ve sükünu her zaman ve bütün va- sıtalarla yaşatacağını bildirmişti. Adli- ye nazırı, müddeiumumilere emir vere- rek memleketin sükünetini ve milletin çalışma nizamını bozabil&cek bütün suç- ları en enerjik bir tarzda takib eyleme- lerini emretmiştir. Panikçi haberler ya- yanların takib edilmesi hakkında da lüzumlu tedbirler alınmıştır. Kimse tevkif edilmiyecek Budapeşte, 9 (A.A.) — jansının muhabiri, yarı resmi mahfillerinin aşağıdaki beyanatını kay- detmiştir: “Son hâdiseler neticesinde Macaris- tan'da hiç kimse tevkif edilmemiştir. Başvekil B. Daranyi, muhalif reislerinin aşırı sağcı teşekkülleri aleyhindeki it- hamlarını öğrendikten sonra her şeyden önce bu İthamların hangi esaslara da- yandığını tahkik etmek istemiştir. Şim- diye kadar adli takibatı haklı göstere- cek mahiyette hiç bir hâdise tesbit edil- memiştir, Havas a- macar Ziraat enstitülerinin : şubeleri CÜMHURİYET'in baş yazısında Yunus Nadi, büyük bir ihtiyacı karşıla- mak üzere Ankarada kurulmuş olan Zi« raat Enstitülerinin memleket içinde ne zaman şubeleri vücuda getirileceğini soruyor. Bilhassa meyveciliğin bugün dünyada almış olduğu ehemmiyeti kay- dederek, bu sahada çok inkişaf etmek imkânma malik bulunan Türkiyede fe- nni meyveciliği yapmak için ihtisas ça- lışmalarınn memleketin her köşesine teşmil edilmesini gerekli görüyor. Ve ancak Ziraat Enstitülerinin yurdun bir çok yerlerinde şubelerini vücude getirmek suretile bu gayeye doğru en kısa yoldan gidilmiş olacağını söylü- yor. x KÖYE GİDEN EĞİTMEN ORDUSU TAN'da Ahmet Emin Yalman, Mümtaz Faik'in cenub reportajlarında zikrettiği gibi şehirli kokusunu alma« mak için burunlarına taş tıkayan köy« lülerin de hala vatan sızıları içinde bu« lunduğunu kaydederek, asırlarca müd. det ancak vergi tahsildarile jandarma« dan başka hükümet memuru yüzü göre memiş olan köylülerin bu çekingenliği« ni haklı buluyor, ve şimdi 32.000 köy eğitmeninden mürekkeb bir kültür or« dusunun seferber edilerek her köyün öğretmenine ve mektebine kavuşması suretile yakın bir istikbalde memleketim bu en büyük derdinin de halledileceğini söylüyor, ve bu başarının, Cümhuriyet rejiminin en büyük eserlerinden birl olacağını tebarüz ettiriyor. * BÜDCEMİZİN YENİ RAKAMLARI SON POSTA'da muhiddin Birgen, yeni büdcemizin masraf faslında görülen genişlemeyi karşılamak için hiç bir yeni vergi ihdas edilmemiş ve hiç vergi nisbetinde artırma yapıl- — mamış olduğunu ve ancak varidatta görülen tabii artışla yeni masraflarım — karşılandığını söyliyor ve, en fazla memnuniyeti mucib nokta, bu keyfi« yetin memleketin iktısadi sahada de< — vamlı bir inkişaf seyri içinde bulun- — duğuna delil teşkil etmesi olduğunu tebarüz ettirerek diyor kit: “Memleket kalkınmak istiyor, gay- retle çalışıyor, çalışma sahası umu- midir. Hükümet bu harekete bütün kuvvetiyle yardım ediyor. Türkiyenin bütün canlılığının ifadesi olan bu gay« ret, bu hamle, bu hareket, bir yardı- ma da muhtaçtır: Ucuzluk. Yeni bir kanunla bazı iptidai maddeleri güm- rükten muaf tutan devlet, bu işle de meşguldür. Fakat, kâfi değildir. Pet- rolün, benzinin kömürün de ucuzla- ması, lâzımdır. Çünkü ucuzluk milli iktısad rejiminin, milli ciro makinası- nın yağıdır. Bu yağı tamam vermek mecburiyetindeyiz. Her şeyden kısa- biliriz. Fakat bu yağdan kısamayız. Bunun için bu ucuzluğu getirmekte ne kadar acele edersek kalkınma o kadar süratlenecektir. Sade bazı maddelerin ucuzluğu değil, nakliye ucuzluğu, hareket ucuzluğu... hulâ- sa, bütün etrafiyle tam ve kâmil bir ucuzluk sistemi!” * MİLLİ ENDÜSTRİ REFAH GETİRİYOR AÇIK SÖZ'de Şakir Hazım Gök- men, milli endüstrinin kuruluşundan memleketin, gerek milli müdafaa, ge- rekse iktısadi bakımdan temin ettiği büyük faydaları anlatarak, yalnız şe- ker endüstrisinden elli bin köylünün geçindiğini ve on iki milyon liranım harice gitmekten kurtularak yurdda kaldığını kaydediyor ve Karabük demir ve çelik fabrikasının bu endüs- tri çalışmaları içindeki hususi ehe- miyetini tebarüz ettiriyor ——— Enternasyonal kadınlık günü Moskova, 9 (A.A.) — Tas ajansı bil- diriyor: Dün, enternasyonal kadın gü- nü, Sovyetler birliğinin her tarafında mitingler ve toplantılarla kutlanmış ve bu toplantılar sırasında sovyet kadını« nın memleket hayatının siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel hayatındaki bü« Yük başariları kaydolunmuştur. Aynı zamanda bugün dolayısiyle, birçok kadın doğum evleri ve çocuk yuvaları da açılmıştır. K